|
|
Konu Araçları |
antlaşmasından, ateşkes, durumu, kurtuluş, mondros, nasıldı, savaşına, yurdumuzun |
Mondros Ateşkes Antlaşmasından Kurtuluş Savaşına Kadar Yurdumuzun Durumu Nasıldı. |
09-09-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Mondros Ateşkes Antlaşmasından Kurtuluş Savaşına Kadar Yurdumuzun Durumu Nasıldı.mondros ateşkes antlaşmasından kurtuluş savaşına kadar yurdumuzun durumu nasıldı mondros ateşkes antlaşmasından kurtuluş savaşına kadar yurdumuzun durumu nasıldı mondros ateşkes antlaşmasından kurtuluş savaşına kadar yurdumuzun durumu nasıldır,mondros ateşkes antlaşmasından kurtuluş savaşına kadar yurdumuzun durumu ,mondros ateşkes antlaşmasından sonra yurdumuzun genel durumu, mustafa kemalin istanbula gelişi ve duruma bakışı ,istanbula itilaf devletlerinin gelişi ,mondros ateşkes antlaşması sonrası yurdumuzun genel durumu ,itilaf devletlerinin istanbula gelişi ,mondros ateşkes antlaşmasından sonra istanbulun durumu, padişahın ve osmanlı devletinin duruma bakışı, mondros ateşkes anlaşmasından kurtuluş savaşına kadar yurdumuzun durumu nasıldı , mondros ateşkes antlaşmasından kurtuluş savaşına ,damat ferit paşa hükümetinin tutumu ve sonuçları, kurtuluş savaşında osmanlının durumu, padişah ve osmanlı devletinin duruma bakışı OSMANLI HÜKÜMETİNİN DURUMU Mondros ateşkes antlaşmasının imzalanması sadece Osmanlı hükümetini değil bütün halkı etkilemiştir Bu antlaşmanın uygulanışı İstanbul ve Saray hükümetinin aciz kalması, düşman emellerinin gerçekleşmesine imkan sağlamıştır İtilaf devletlerinin ateşkes hükümetini ihlal etmeleri ve Wilson Prensiplerinin hiçe sayılması halka büyük bir üzüntü vermiştir İstanbul ve halkı perişan durumdaydı Mondros ateşkes antlaşmasını imzalayan İzzet Paşa hükümetiydi ittihatçı hükümetin çekilmesi sonucu 1918 yılı Ekim ayı içinde iktidara gelen bu hükümet Ateşkes antlaşmasını imzaladıktan sonra büyük bir hızla yıpranmış ve bir ay içinde görevden ayrılmıştır Bu sırada padişahın durumu ise içler acısıydı Hatta padişah şunları söylemişti: ´´Ortada bir millet var, koyun sürüsü,idaresi için bir çoban lazım, o da benim ´´Padişah’ n düşündüğü tek şey biran evvel İngilizlerin isteklerini yerine getirmekti ve padişah her fırsatta İngiliz milletini çok sevdiğini söylüyordu Ve izzet Paşanın yerine geçen Terfik Paşanın düşüncesi de İngiltere ile Osmanlının eski dostluğunu canlandırmaktı Ve İngilizlerin Osmanlı’yı biran evvel yönetmesi gerektiğini söylüyor daha sonra da Tevfik Paşa da görevden uzaklaştırıldı Ve Tevfik Paşa’dan sonra İngiliz hayranı ittihat ve Terakki partisinin düşmanı Damat Ferit Paşa getirildi Bu sırada da İzmir Yunanlılar tarafından işgal edildiği söylentileri halkı huzursuz etmiş Padişah ise İzmirlilere ´´İzmir’in Osmanlı Vatanından ayrılması kesinlikle hatır ve hayale gelmez İlk fırsatta İzmir’e gidip Milletle temas edeceğim Padişah bunları söylerken Damat Ferit her fırsatta İngiliz ve Fransızlara duyduğu hayranlığı dile getiriyor ve Osmanlının ve ´´İngiliz koruyuculuğu altına girmesi için ciddi tasarılar hazırlıyordu´´ Bu sıralarda Doğu Trakya ile Anadolu’nun bazı yerlerindeki huzursuzlukları yatıştırmak için ´´Öğütçüler´´ gönderiliyor, padişaha ve hükümete başvurmak tan başka çare kalmadığı söyleniyordu Hükümetin bu tutumu hiç hoş karşılanmadığı gibi, İzmir’in işgaline bir kaç gün kala bu hususta birçok yurtsever yayınlar yapan İzmir gazeteleri hükümetçe kapatılmıştır Böylece yunanlıların koskoca Ege Bölgesi işgalleri ´´Geçici´´ olarak görülmüştür Bu hükümet, ulusun bazı kesimlerinde başlayan direnmeyi benimseyemezdi İstanbul’daki baş yöneticiler, her şeylerini ve kaderlerini İngilizlere teslim etmişlerdi MUSTAFA KEMAL PAŞA’NIN TUTUMU Genel Olarak Mustafa Kemal’in adı daha önce ordu çevrelerinde duyuluyordu Ta ki Birinci Dünya harbine kadar, bu savaşta üstün başarılarından dolayı neredeyse tüm dünya tarafından tanınır hale gelmiştir Çanakkale Boğazını düşmanlara kaptırmayan ve daha sayısız başarılara imza atan Mustafa Kemal, Türk Kurtuluş Savaşı’nın ve inkılabının önderi olma yolunda bilinçli bir hazırlığın içindeydi 1 Dünya Savaşı Sırasında Mustafa Kemal bu haberi üzüntü ile karşılamış devletimiz için bir felaket-leb anlamış yine de yurda dönerek bu savaşta da ordudaki yerini almıştır Mustafa Kemal kazandığı o büyük zaferlerle hep bu savaşın sonunu düşünmüş ve Başkomutan vekili olan arkadaşı Enver Paşa’ ya bu konudaki endişelerini ve askeri yönetimdeki eksiklikleri bunun yanında Almanlara körü körüne bağlanmanın yanlışlığını yeri geldiğinde sert bir biçimde dile getirmiştir Savaş sırasında Bulgaristan savaştan çekildiği, Osmanlı Devleti’nin de ateşkes hazırlıkları yaptığı sırada Mustafa Kemal de Suriye cephesinde bulunuyordu Bu sırada Mustafa Kemal padişaha bir telgraf göndererek ordulu-rıh artık direnme gücünün kalmadığını ve İzzet Paşa’ nen başbakanlığa getirilmesini, yeni kurulacak bir hükümete bazı arkadaşları ile birlikte kendisine de görev (bakanlık) istemiştir Padişah Mustafa Kemal’in birtakım isteklerini yeri-ne getirmiş fakat kendisine bir görev vermemiştir Ateşkes Antlaşmasından Sonra İstanbul’da Ateşkes antlaşması imzalandıktan hemen sonra Mustafa Kemal Yıldırım Orduları Grubu Komutanlığına getirildi Mustafa Kemal Paşa bu görevdeyken Ateşkes antlaşmasının kendi komutanlık bölgesinde İngilizlerce tek yanlı uygu-anmasına karşı koyduğu için İstanbul’ da ki İngiliz yöneticilerini kızdırarak 7 Kasım 1918’ de Yıldırım Orduları hükümetçe sona erdirilmiştir Bu nedenle Mustafa Kemal İstanbul’ a çağırıldı Mustafa Kemal İstanbul’a geldikten sonra burada işi olmayan bir general durumunu almıştı Mustafa Kemal de bu sıralarda yöneticilerle, arkadaşlarıyla konuşarak, onların ´´ ne yapmalı ´´ konusundaki görüşlerini öğreniyor fakat kendisi hiçbir düşünce ileri sürmüyordu Bu sıralarda Mustafa Kemal birkaç kez padişahça kabul edilmişti İTİLAF DEVLETLERİNİN İSTANBUL’A GELİŞİ 30 Ekim 1918’de imzalanan Mondros Ateşkes antlaşması ile itilaf devlet-lebi yurdumuzu yer yer Anadolu’yu işgale başlamışlardı İtilaf devletlerine ve Ateşkes antlaşmasına en büyük tepki Mustafa Kemal’ den geldi 13 Kasım 1918’ de İngiliz, Fransız, İtalyan ve Yunan gemilerinin teşkil ettiği 61 parçadan oluşan itilaf devletleri filosu gelmişti Donanma Dolmabahçe önünde demirlenmiştir Bir heyet amiral gemisine giderek gelenlere ´´ İstanbul hükümeti adına hoş geldiniz ´´ demiştir Mustafa Kemal kendisini çok üzen bu olay karşısında yaverine (Komutanların komutlarını yazmakla ve gereğinde yerine ulaştıran görevli subay), sadece itilaf devletleri donanması için ´´Geldikleri gibi giderler´´ demiştir İstanbul’a itilaf devletlerinin ordu birliklerinin yerleşmesi birçok yolsuz-luklara yol açmıştır İstanbul’a itilaf devletleri çıktıktan sonra şehrin asayişi bozulmuştu Aynı zamanda Türk bayrağına hakaret edilmekte, Türk subayları sokak ortalarında tevkif edilerek götürülmekte, Türk evlerine zorla girilmekteydi Gerçekte itilaf devletleri, ´´ işgal ´´ sözünü kullanmaksızın getirebildikleri askeri kuvvetlerle İstanbul’u fiilen işgal etmişlerdi Vahdettin Divan-ı Harbiyle işgal kuvvetlerinin, İstanbul’da birbirleriyle vatanseverlerin tevkifinde yarışa girdikleri o günlerde İstanbul’da büyük bir hazırlık vardı; Mustafa Kemal Paşa’ nın Anadolu yolculuğu PADİŞAH VE OSMANLI DEVLETİNİN DURUMA BAKIŞI Ateşkes antlaşması 30 Ekim 1918 yılında imzalanmış ve sebep olduğu ağır ve vahim sonuçlar nedeniyle Osmanlı devleti yıkılma noktasına geldi Burada dikkati çeken, en önemli nokta bir Ateşkes antlaşması ile ilgili konuda padişahın kendi çıkarını, Sultan – Halife olarak öncelikle haklarının bütünü ile sağlamasını temine çalışmasıdır Mustafa Kemal Adana’dan İstanbul’a döndükten sonra Sultan Vahdettin ile bir görüşme yapmıştır Sultan Vahdettin Mustafa Kemal’e şöyle hitap eder: - Ordunun kumandan ve zabitleri, eminim ki seni çok severler Bana teminat verir misiniz ki onlardan bana bir fenalık gelmeyecektir? -Birdenbire böyle bir sualin maksat ve manasını ne olacağını kavrayamadım Sordum: -Ordu tarafından aleyhte harekete ait duyduklarınız,hissettikleriniz mi var efendim? -Ben İstanbul’a geleli birkaç gün oldu Buradaki durumları yakından bilmiyorum Fakat, ordu kumandanı ve zabitlerinin zatı şahanenizle karşı karşıya bulunmasını için bir sebep olabileceğini zannetmiyorum Onun için temin ederim ki hiçbir fenalığa intizar buyurmayınız -İlave etti Yalnız bu günden bahsetmiyorum, bu günden ve yarından! Bu konuşmadan çıkarılan sonuç şudur: Padişah Ateşkes antlaşması sonucu şahsı için büyük bir endişe ve korku içinde olması ordudan gelebilecek bir tepkiye karşı yine ordu mensuplarından güvenlik istemesidir Görüldüğü üzere, Mondros Ateşkes antlaşması, İstanbul’un ve yurdun işgali olayları, İstanbul’daki siyasi gücü, Padişahı ve onun kurduğu hükümetleri harekete geçirmemiş, zaman ilerledikçe Anadolu’daki Milli Harekete karşı olmuşlardır Padişah ve onun hükümetleri, milletin ıstırabına kulak vermemişler, milletin haklarını savunmamışlardır İşgalci kuvvetlerin isteklerine boyun eğmek, politikalarının esasını teşkil etmiştir MUSTAFA KEMAL’İN İSTANBUL’A GELİŞİ VE DURUMA BAKIŞI a) Durum Değerlendirmesi ve Tarihi Karar Mustafa Kemal; Mondros Mütarekesi olduğu gibi uygulanırsa, memleketin baştan sona kadar işgal ve istilaya uğrayacağını , düşmanların her dediklerini yapmaktan doğacak sonucun bütün Türkiye’yi istilacıların hakim olmasıyla sonuçlanacağının ve bir gün Osmanlı devletinin işgal edileceğinin devlet sorumluluğunu elinde bulunduranlara anlatmış olmasına rağmen aciz İstanbul hükümeti işgal kuvvetlerinin her dediklerini yerine getirmekte tereddüt göstermemiştir İstanbul hükümeti İskenderun’u, Halep’ deki ordularını beslemek bahanesi ile İngilizlerin işgal etmek isteklerine silahla karşı koymak gerektiğini yazan Yıldırım Orduları Komutanına (Mustafa Kemal’e) asla böyle bir davranışta bulunmaması emri verilmiştir Mustafa Kemal Paşa, Türk milletini kurtarmak yolundaki kararını Mondros Mütarekesini imzalamasından sonra Adana’da Yıldırım Orduları kumandanı olarak bulunduğu zaman vermiştir Yıldırım Orduları Grup Kumandanı Mustafa Kemal, Adana’da bulunduğu zaman Adana’nın ileri gelenlerini ve gençlerini düşman işgaline karşı direnme-ye ve savunmaya teşvik ve aralarında bir teşkilat kurarak hazırlanmalarını telkin etmiştir Yine aynı günlerde Yıldırım Orduları Grup Kumandanı Mustafa Kemal, Adana’da Ali Fuat Paşa ile yaptıkları bir görüşmede, ´´ Artık milletin bundan sonra kendi haklarını kendisinin araması ve Müdafaa etmesi, bizlerin de mümkün olduğu kadar bu yolu göstermemiz ve bütün bir ordu ile beraber yardım etmemiz lazımdır´´ diye açıklamada bulunmuştur b) Kararın Uygulanması Mustafa Kemal Mondros Ateşkes antlaşmasının en umutsuz şartları içinde bile vatan ve milletin kurtuluşu uğruna bir şeyler yapılabileceği düşüncesi içinde idi İzzet Paşa tarafından İstanbul’a davet edilen Mustafa Kemal İstanbul’un bunalımlı anlar geçirdiğini anlayarak İstanbul’a hareket etmiştir Saray ve hükümetten ümit kalmadığını böyle giderse vatan ve millet hayrına bir barış da yapılamayacağını görüp tarihi kararı(Yeni Türk devleti kurma fikri) gerçekleştirmek için arkadaşları ve tanıdıkları ile yakın temaslar kurmuştur Mustafa Kemal İstanbul’a geldikten sonra Ali Fuat Paşa ile görüşmeler ve bu görüşmelerde Mustafa Kemal’in Türk Milletini kurtarmak için nasıl bir mücadeleye atılacağı gerçeği ortaya çıkmıştır Ali Fuat Paşa, hatıralarında bu noktaya temasla, ´´Kemal Paşa, eğer bir vazifeye kendisini tayin ettiremezse Anadolu’da en itimat ettiği bir kumandanın yanına gideceğini ve ilk defa işe oradan başlayacağını söylüyordu´´ Ali Fuat Paşa, Mustafa Kemal’e, ´´Ben ve kol ordun daima emrindedir´´ şeklinde cevap vermiştir Mustafa Kemal’in tarihi kararını uygulama yolunda belirtebileceğimiz bir önemli belge de, 9Ordu Müfettişliğine tayin edilmeden önce 6Orduya Ali İhsan Paşanın yerine getirmek istememesini, tasarladığı milli mücadele bakımından uygun görülmemesine aramalıdır Mustafa Kemal İstanbul’dan Samsuna giderken yolda Refet Paşa ve Arif beye, ´´İhtilalden daha fazla bir şeyler yapmak lazımdır İhtilal mevcut devletleri değiştirir Türkiye henüz mevcut değildir, onu önce dünyaya getirmek lazımdır´´ demiştir Mustafa Kemal tarihi kararını uygulamak için hazırlıklarını yaptığı bir sırada, Samsun ve Havalisinde Türklerin Rum köylerine saldırdığı ve bu saldırıların önlenmesi için tedbir alınması gerektiğine dair İngilizlerden bir rapor ve birde protesto gelmiş bulunmaktaydı Osmanlı devletinde Mustafa Kemalin kendisine emniyet edilemeyeceği, İstanbul’da olumsuz telkinlerde bulunduğu, hazırlıklar yaptığı ve bu sebeple de İstanbul’dan uzaklaştırılması gerektiği hususunda bir anlaşmaya varmışlardı Samsun ve dolaylarında çıkan olaylar, Mustafa kemalin Anadolu’ya vazife ile sürgüne gönderilmesi için bir bahaneydi Ancak burada çok önemli bir noktayı açıklamak gerekecektir Mustafa Kemal kendisine böyle bir vazife verilse de verilmese de Anadolu’ya geçerek milli kurtuluşu organize edecekti Mustafa Kemal Ordu Müfettişi ünvanı Anadolu’ya gönderilmesinin nedeni Samsun havalisinde Rumlara saldıran Türklerin haddini bildirmek ve Anadolu’-da beliren örgütleri ortadan kaldırmaktır Ordu Müfettişi olarak Mustafa Kemal, Doğu vilayetlerinde bulunan birliklere olduğu gibi, vilayetler valiliklerine de emir verebilecekti Mustafa Kemal’i Anadolu’ya gönderen Padişah ve Hükümette kendisin- den şüphelenmekteydi Sadrazam Damat Ferit Paşa, Mustafa Kemal’i hareketin- den bir gün önce davet ederek konuşma yapmış, Sadrazam yemekten sonra bir Anadolu haritası üzerinde müfettişlik bölgesinin ve nüfuz sahasının genişliği hakkında konuşurken şüphe ve tereddütlerini açıklamıştır 16 Mayıs 1919 Cuma günü, Vahdettin’le görüştü Padişah, Boğaziçi’nde bulunan yabancı zırhlıların saraya çevrilmiş olan toplarını göstererek kendisine ´´Görüyorsun, ben artık memleket ve milleti nasıl kurtarmak lazım geleceğini tasavvurda(tasarım) tereddütte düçar oluyorum´´ diyerek, ´´İnşallah Millet akıllanmış ve uyanık olur Bu vaziyet – i elimizden gerek bizi ve gerekse kendini tahlis (kurtarır) eder´´ demişti Mustafa Kemal de Padişahtan, görevinde başarılı olması için kendisine itimat olunmasını istemiş, yabancılarla bazı bozguncu unsurların çalışmalarına engel olacaklarını ileri sürerek, şikayet edeceklerini Padişahın buna aldırış etmemesi lüzumunu belirtmişti Mustafa Kemal’in, İstanbul’dan çıkmadan önce düşündüğü ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz uygulamaya çalıştığı temel fikir, Nutuk’-da belirttiği üzere, ´´Hakimiyet-i Milliyeye müstenit, kayıtsız ve şartsız müstakil bir Türk devleti tesis etmek´´ idi Bu temel fikri bir karar olarak gerçekleştirecek parola ise; ´´Ya İstiklal Ya Ölüm´´düsturunda yer alıyordu İşte kurtuluşu hakiki isteyenlerin parolası budur!! MUSTAFA KEMAL’İN SAMSUN’A ÇIKIŞI Yeni devletin kuruluş hazırlıkları diğer deyimle teşkilatlandırma çalışmala-rı karar sahibi, büyük yapıcı ve yürütücü Mustafa Kemal’in, Samsun’a ayak basması ile başlar 19 Mayıs bir başlangıçtır Fikir ve karar sahibi Mustafa Kemal Paşa’nın hedefine varan yolda ilk adımdır Mustafa Kemal’in daha İstanbul’dan ayrılmadan düşündüğü ve Samsun’da Anadolu topraklarına ayak basar basmaz tatbikatına başladığı karar şudur: Efendiler, bu vaziyet karşısında bir tek karar vardı O da hakimiyeti milliye-ye müstenit, bilakaydüşart müstakil yani bir Türk Devleti tesis etmek!! Mustafa Kemal’in Samsun’a varır varmaz, müfettişliğin kendisine yüklediği vazifeleri yerine getirmek amacıyla hazırladığı 22 Mayıs 1919 tarihli rapor Ordu Müfettişinin birçok noktalarda, talimat’ın sınırını da aşarak bütün memleket kaderi ile ciddi bir şekilde uğraştığını göstermektedir AMASYA GENELGESİ Yayınlayan: M Kemal Tarihi: 22 Haziran 1919 İmzası olanlar: Rauf Orbay, Rauf Bele, Ali Fuat Cebesoy, Kazım Karabekir, ( telgraf onayı) Amaç :Hareketi bireysellikten kurtarmak, ordunun desteğini almak Amasya, Milli bağımsızlık mücadelesinde ilk önemli adımın atılmasına imkan vermiş ve ´´Karanlık oda´´ denilen yerde hazırlanmıştır Genelgenin kapsamında dikkati çeken noktalar özellikle şunlardır ´´Yurdun bütünlüğü, milletin istiklali tehlikededir´´ denilmekle, tehlike alarmının çaldığı belirtilmektedir Genelgenin ikinci noktası ise İstanbul hükümetinin aczi ortaya konularak, bu durumun milletimizi yok olarak tanıttırdığı açıklanmaktadır Genelgede yer alan önemli bir hüküm de, ´´Milleti istiklalini yine milletin azim ve kararı kurtaracaktır´´ parolasıdır Milli egemenliğe ve milli bağımsızlığa yer veren bu ilke, daha sonraki tarihi gelişmelerle Türk Devriminin bir temel dayanağı olacaktır Amasya genelgesi ile bir şuur kazanan ve oluşan Milli Mücadele hareketini endişe ile izlediklerinden, bu hareketi söndürmek amacı ile Mustafa Kemal’i İstanbul’a getirmek için Babıali üzerinde çeşitli baskılarda bulundular Daha önce İstanbul’a dönmesi için verilen emri dinlememiş olan Mustafa Kemal, ´´artık İstanbul Anadolu’ya hakim değil, tabi olmak mecburiyetindedir´´ tezini savunuyordu İstanbul hükümeti, İngilizlerin de tesiriyle, çağrıldığı halde gelmediği ve halkı hükümete karşı tahrik ve teşvik ettiği için Mustafa Kemal’i azletmiş ve aynı zamanda resmi bir sıfatının kalmadığını belirtmiştir MİLLİ MÜCADELE KARŞISINDA İSTANBUL HÜKÜMETLERİNİN TUTUMU, AMASYA GÖRÜŞMELERİ VE PROTOKOLÜ a) Damat Ferit Paşa Hükümetinin Düşmesi Mustafa Kemal 13/14 Eylül gecesi, İstanbul’la ilgisi kesilen memleketin, nasıl idare olunacağını tespit ederek milletin başvurabileceği yerin Temsil heyeti olduğunu, komutanlarla valilere ve ayrıca kongre adına Padişaha da bildirdi Milli iradenin şahlanması karşısında Damat Ferit Paşa hükümeti çekilerek yerine Ali Rıza saderet makamına getirildi b) Ali Rıza Paşa Hükümetinin Kurulması Mustafa Kemal Sadrazam Ali Rıza Paşa’ya Milli teşkilata saygılı olması şartıyla kendisine yardım vaadinde bulundu Mustafa Kemal Heyeti Temsiliye reisi olarak, milletin egemenliğini bütün anlamı ile bütün cihana tanıttırmaya kesin karar vermiş olduğunu ve milletin bu yoldaki kararını, yeni Sadrazam’a aynı amaçla anlattı Mustafa Kemal Heyeti Temsiliye adına birde beyanname yayınlayarak Ali Rıza Paşa hükümetinin tutulmaya karar verildiğini, milli teşkilatın ilan etmiş olduğu milli esaslardan hiçbir surette ayrılmayacağını açıkladı Ali Rıza Paşa hükümeti, Heyeti Temsiliye ile yakından görüşmek ve teferruat üzerinde antlaşmak üzere Bahriye Nazırı Salih Paşa’yı Anadolu’ya gönderdi c) Amasya Görüşmeleri(20 Ekim 1919) Amasya görüşmesi M Kemal ile Salih Paşa arasında düzenlendi İstanbul hükümeti Amasya görüşmelerini istemekle, Anadolu ve Rumeli Müdafaa – i Hukuk Cemiyetinin hem varlığını hem de kudretini tanımış oluyor-du itilaf devletleri ise, İstanbul hükümetini kukla gibi kullanmak suretiyle, Türk milletinin kaderi üzerinde dilediklerini yapamayacaklarını bir dereceye kadar anladılar Bu maksatla İngiliz amirali Robeck’in raporunda da ´´İstanbul’un ve İzmir’in Türklerden alınması ve Ermenistan devletinin kurulması, ancak kuvvet zoruyla kabul ettirebilir Amasya görüşmeleri 22 Ekim 1919’da sona erdi Bu görüşmeler sırasında, üçü açık ve imzalı, ikisi gizli ve imzasız beş protokol imzalandı |
Cevap : Mondros Ateşkes Antlaşmasından Kurtuluş Savaşına Kadar Yurdumuzun Durumu Nasıldı. |
11-11-2013 | #2 |
Kayıtsız
|
Cevap : Mondros Ateşkes Antlaşmasından Kurtuluş Savaşına Kadar Yurdumuzun Durumu Nasıldı.çok uzun yaaaaaaaa |
Cevap : Mondros Ateşkes Antlaşmasından Kurtuluş Savaşına Kadar Yurdumuzun Durumu Nasıldı. |
01-10-2014 | #3 |
ırmak
|
Cevap : Mondros Ateşkes Antlaşmasından Kurtuluş Savaşına Kadar Yurdumuzun Durumu Nasıldı.bana göre biraz saçma gibi geldibunı ama çok sevdim |
Cevap : Mondros Ateşkes Antlaşmasından Kurtuluş Savaşına Kadar Yurdumuzun Durumu Nasıldı. |
01-10-2014 | #4 |
Kayıtsız
|
Cevap : Mondros Ateşkes Antlaşmasından Kurtuluş Savaşına Kadar Yurdumuzun Durumu Nasıldı.biz bunların hepsını yazıcakmıyız yaz yaz bitmezki |
|