Ateşte Açan Çiçekler |
04-25-2013 | #1 |
Warrior
|
Ateşte Açan ÇiçeklerAteşte açan çiçekler Asıl marifet, ateşe tahammül sırrındadır Yüzyıllardır, güzelliğini ve cazibesini yitirmemiş eskimeyen bir Türk el sanatı olan çini, günümüzde de bu işle uğraşan kimileri için geçim kaynağı, bazıları için de mana alemine girişin kapısı konumunda görülüyor Çini; yüzyıllar öncesinden günümüze, hala güzelliğini ve cazibesini yitirmemiş eski (meyen) bir Türk el sanatıdırÖzellikle 15 yüzyıldan sonra Osmanlı sanatının parıldayan çehresini oluşturan çini varoluş macerasıyla da dikkat çekicidir Her şey, kuartz madeninin belli oranlarda karıştırıldığı çamuru elde edip ona istenen objelerin şeklinin verilmesiyle başlar İşlenmemiş haline “bisküvi” adı verilen çini objelerine desen çizimi ilk önce kömür tozu yardımıyla yapılır Daha sonra siyah veya mavi boya ile desenlerin dış hatları çizilir Her desenin farklı bir manası vardır Lale Allah’ın Gül Resulullah’ın sembolüdür Bahar dalları ise cenneti anlatmaktadır Kontürleri tamamlanan desenlerin içleri usulünce boyanır Çini sanatında tarih boyunca oluşmuş desen çizme ve boyama yöntemleri vardır Bu yöntemlerin dışına kayarak yeni ve farklı tarzla yapılan çalışmalar orijinal çiniler kadar itibar görmemiştir Adeta aslından uzaklaştıkça değer kaybetmiştir İnsan, Yüce Yaratıcı’nın en nadide ve süslü eseridir Üzerindeki her nakış Rabbinin bir güzel ismine ayna olma kabiliyetindedir İman derecesine göre bu aynanın parlaklığı artar veya azalır Fıtratındaki güzelliklerden uzaklaştıkça değeri düşer Çinide, el emeğine göz nuru dökerek çizim ve boyama aşamaları tamamlanır Renkleri ve motiflerin bir araya gelerek oluşturduğu mana ile gerçekten güzel bir eser ortaya çıkmıştır Fakat daha eksik olan bir şeyler vardır Görünüşü mat olduğu kadar renkleri hemencecik silinmeye, kendisi kırılmaya meyillidir Şimdi “sırlanma” zamanıdır Muhtevası meçhul olmasa da çininin fırınlanmadan önce bulandığı maddeye sır adı verilmiştir Çini, artık fırına girip ateşle hemhal olmaya hazırdır Çok yüksek sıcaklıkta yaklaşık yirmi dört saat kalır Bu süre içinde bütün renkleri en güzel ve parlak hallerine bürünür Desenleri, artık silinmemek üzere bütün güzellikleriyle adeta özüne yerleşir Eğer ateşin hararetine tahammül eder ve patlamazsa ki bu ihtimal her zaman her çini parçası için vardır, ortaya göz kamaştırıcı ve zamanın eskiten gücüne mukavemetli, güzelliğini yüzyıllar sonrasına taşıyabilecek eserler ortaya çıkar İnsan, bazen ateş kadar acıtan imtihanlarla sınanır Sınanmadan geçmemiş, geçememiş insanlar hamdır Ne sohbetleri bir mana taşır ne eylemleri itibar görür Oysa çile, meyvenin güneş hararetini hücrelerinde hissederek olgunlaşması gibi kemale erdirebilir insanı Eserleriyle asırlar sonrasını aydınlatan kamil insanların hayatında hep ateş gibi yakan çileler vardır Ateşe dayanamayıp patlayanların bilmedikleri belki de ateşin yani çilenin yani sınanmanın geçici oluşudur Fani dünyanın her hali gibi sıkıntıları da fanidir Muvakkat sıkıntılardan insana kalacak olan ise bu hallere karşı gösterdiği tepkidir Ya patlayıp kaybedecek ya da pişip kemale erecek, yüzyıllarca bozulmayan güzelliklere kavuşacaktır |
|