Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çeviri, ingilizcetürkçe, lisans, sağlayacak, yapabilmenizi, yüksek, örnekler

Lisans Ve Yüksek Lisans İngilizce-Türkçe Çeviri Yapabilmenizi Sağlayacak Örnekler

Eski 12-20-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Lisans Ve Yüksek Lisans İngilizce-Türkçe Çeviri Yapabilmenizi Sağlayacak Örnekler



İNGİLİZCE-TÜRKÇE ÇEVİRİ YAPABİLMENİZİ SAĞLAYACAK ÖRNEKLER: 1) The price elastıcity of demand measures the responsiveness of the quantity demanded of a good to a change in its price
Çeviriyi yaparken ilk olarak cümlenin öznesini, yüklemini ve nesnesini belirlemelesiniz Bu cümlede özne "the price elasticity of demand (Talebin fiyat elastikiyeti)" dir O halde bu ingilizce cümlenin çevirisi Talebin fiyat elastikiyeti diye başlayacaktır Şimdi fiili ve nesneyi belirlememiz gerekiyor Cümlenin fiili "measure" (ölçmek) dir "Talebin fiyat elastikiyeti ölçer" son olarak nesneyi belirlememiz gerekiyor yani talebin fiyat elastikiyeti neyi ölçer Bu cümlede nesne "the responsiveness of the quantity demanded of a good to a change in its price" (talep edilen mal miktarının onun fiyatındaki değişikliğe tepkisi) dir Şimdi özne nesne ve yüklemi yan yana getirdiğimizde çevirimiz tamamlanmış olacaktır
yani Talebin fiyat elastikiyeti talep edilen mal mikatrının onun fiyatındaki değişikliğe tepkisini ölçer
özne nesne fiil
responsiveness of to: Birşeyin birşeye tepkisi Nesneyi tam olarak Türkçe'ye çevirirken bu kalıbı kullandık Talep edilen mal miktarının onu fiyatındaki değişikliğe tepkisi
2)We will use E(Q,P) function, which stands for the elasticity of the quantity demanded with the respect to price changes
1 örnekte olduğu gibi ilk olarak özneyi belirleyeceğiz Bu cümlede özne "We" (Biz) dir İkinci işlemimiz fiili bulmaktı fiilimiz "use" (kullanmak) dur Yani cümlemizin çevirisi şu hale geldi " Biz kullanacağız" peki biz neyi kullanacağı cevabını aradığımız soru metnin nesnesidir yani "E(Q,P) function" (E(Q,P) fonksiyonu) Son olarak cümlemiz "Biz E(Q,P) fonksiyonunu kullanacağız" haline geldi Yalnız çeviri yapılacak cümlenin daha bitmediğini "function" kelimesinden sonra "which" ile başlayan bir cümle bulunduğunu görmekteyiz Türkçe'de bir kelimeyi anlatma veya nitelemek istediğimizde anlatım cümlesini ya da niteleme sıfatını o kelimenin önünde kullanırız İngilizce de ise bu anlatım which that who gibi kelimelerle sağlanmıştır Yani yukarıdaki cümlemizde which ile başlayan cümle nesneyi betimlemeye yöneliktirBasit bir örnek vermek gerekirse "yeşil arabası olan çocuk" cümlesi ingilizceye "child who has a green car" şeklinde çevirilebilinir Çocuğun yeşil bir arabaya sahipolduğu anlatılıyor ama bu anlatım who that which gibi kelimelerle başlayan cümlelerle sağlanıyo Sonuç olarak çevirisini yaptığımız cümlede "E(Q,P) function which stands for the elasticity of the quantity damanded with the respect to price chances" Fiyat değişikliklerine bağlı olarak talep edilen miktarın elastikiyeti yerine geçen E(Q,P) fonksiyonu şeklinde Türkçe ye çevirilir Çevirinin son hali aşağıdaki gibidir
Biz fiyat değişikliklerine bağlı olarak talep edilen miktarın elastikiyeti yerine geçen E(Q,P) fonksiyonunu kullanacağız
Özne Nesne Yüklem
3)This function equals percent change in the quantity demanded divided by percent change in the price
Bu fonksiyon talep edilen miktarın değişiminin yüzdesinin fayattaki değişim yüzdesine bölümüne eşittir
4)If elasticity is less than unity, a fall in price lowers total revenue
Eğer elastikiyet birden az ise, fiytattaki düşüş toplam hasılatı düşürür
5)If elasticity greater than unity ,total revenue doesn't change as price change
Eğer elastikiyet birimden büyükse,fiyat değişirken toplam gelir değişmez
6)The main determained of the price elasticity of demand is the availibility of substitutes for the commidity
Talebin fiyat elastikiyetinin asıl belirleyicisi malların ikamesinin mevcuduyetidir
7)Demand is elastic if the price elasticity is more negatif than -1(for example -2)
Eğer fiyat elastikiyeti -1 den daha negatif ise(örneğin -2) talep elastiktir
8)Price cuts then increase total spending on the good
Fiyat kesintileri bu durumda mala yapılan toplam harcamayı artırır
9)Demand is inelastic if the elasticity lies between mines 1 and zero
Eğer talep elastikiyeti -1 ile 0 arasında ise, talep esneksizdir
10)Price cuts then reduce total spending on the good
Fiyat kesintileri mallar için yapılan harcamayı azaltır
11)When demand is unit elastic, the demand elasticities (-1) and price changes have no effect on total spending on the good
Talep birim elastikse; talep elastikiyeti (-1) dir ve fiyar değişimlerinin mallar üzerindeki toplam harcamalarında etkisi yoktur
12)The demand elasticity depends on how long customers have to make adjustment to a price changes
Talep elastikiyeti müşterilerin kendilerini fiyat değişikliklerine göre ne kadar sürede ayarlama yapmak zorunda olduklarına bağlıdır
13)In short run substutition possibilities maybe limitted
İkamelerin olasılıkları sınırlı olabilir
14)Demand elasticities will typically rise wity the length of time allowed for adjustment
Talep esnekliği ayarlama için müsade edilen zaman aralığı ile birlikte yükselecektir
15)The time required for complete adjustment will change from good to good
Tam ayarlama için gereken zaman maldan maladeğişecektir
16)The cross elasticity of demand measures the sensivity of quantitiy demanded one good to changes in the price of rerlated goods
sensitivity oftobir şeyin bir şeye
Talebin çapraz fiyat elastikiyeti ;bir malın talep edilen miktarının, alakalı malın fiyatındaki değişikliklere hassasiyetini ölçer
17)Positive cross elasticity mean that goods are substitutes
Positif çapraz elastikiyet malların ikame malllar olduğu anlamına gelir
18)Negative cross elaticity mean that goods are complements
Negatif çapraz elastikiyeti malların tamalayıocı mallar olması demektir
19)The income elasticity of demand measures the sensivity of quantity demanded to change in income
Talebin gelir ekastikiyeti talep edilen miktarın gelirdeki değişime hassasiyetini ölçer
20)Inferior goods have negative income elasticities of deman
Düşük mallar talebin negatif gelir elastikiyetine sahiptir
21)Higher income reduce the quantity the demanded and the budget share of such goods
Yüksek gelir talep miktarını ve bu gibi malların bütçe payını azaltır
22)Luxary goods have income elasticities larger than one
Lüx malların 1'den büyük gelir elastikiyeti vardır
23)Higher incomes raises the quantity demanded and the budget share of such goods
Yüksek gelir talep edilen miktarı ve bu gibi malların bütçe payını yükseltir
24)Goods that are not inferior are called normap goods and have positive income elasticity of demand
Düşük olmayan mallar normal mallardır ve talebin positf gelir elastikiyetine sahiptirler
25)Goods that are not luxuary are called necessity and have income elasticities less than one
Küx olmayan mallar temel ihtiyaç olarak adlandırılır ve 1'den düşük gelir elastikiyetleri vardır
26)Allinferior goods are necessity but normal goods are necsesities only if they are not luxuaries
Bütn düşük mallar temel mallarfır fakat normal mallar eğer lüx mallar değilse ihtiyaç mallarıdır
27)Doubleing all nominal variables should have no affect on demand since it alters nighter the real value or purcheasing power of incomes and nor the related prices og good
Nominal değişkenleri 2 katına çıkarmak talebi etkilememelidirÇünkü nominal değişkenleri iki katına çıkarmak ne gerçek fiyatları veya gelirin satın alma gücünü ne de mallarla ilgili fiyatları değiştirir
28) The theory of demand is based on the assumption that the consumer, given the budget constrait, seeks to reach the maximum possible level of utility
Telep teorisi bütçe kısıtı verilmiş tüketicinin olabilecek max fayda seviyesine ulaşmaya çalışdığı varsayımına dayandırılır
29) The budget line shows the max effortable quantity of one good for each given quantity of the other good
Bütçe doğrusu bir malın max karşılanabilir miktarını her bir verilmiş başka malın miktarında gösterir
30) The position of the budget line is determined by income and prices
Bütçe doğrusunun pozisyonu gelir ve fiyatla belirlenir
31) Its slope reflect only related prices
Eğimi ancak nisbi fiyatları gösterir
32) Because the consumer prefers more to less, he or she will always select appoint on the budget line
Tüketici her zaman çoğu aza tercih edeceğinden bütçe doğrusu üzerinde bir nokta seçeçektir
33) Along the budget line, more of one good can be obtained only by sacrificing some of the other good
Bütçe doğrusu boyunca bir malın fazlasını elde etmek yalnızca başka mallardan fedakarlık ederek olabilir
34)Tthe consumer has a peoblem of choice
Tüketicinin bie tercih problemi vardır
35) Consumer tastes can be represent by a map of non intersect indifrence curve
Tüketici zevkleri kesişmeyen farksızlık eğrileri haritası ile temsil edilebilinir
36) Along each indifrence curve, utility is constant
Her bir farksızlık eğrisi boyunca fayda sabittir
37) An indifrence curve shows all the consumption bundles which yield the same utility
Farksızlık eğrileri aynı faydayı sağlayan bütün tüketim sepetini gösterir
38) Higher indifrence curves are prefered to lower ones
Yüksek farksızlık eğrileri düşük olanlara tercih edilir
39) Since the consumer prefers more to less, indifrence curves must slope down words
Tüketicilerin çoğu aza tercih ettiklerinden farksızlık eğrileri aşağı doğru eğimli olamak zorundadırlar
40) To preserve a given level of utility, increases in the quantity of one good must be offset by reduction in the quantity of the other good
Verilmiş fatyda seviyesini korumak için 1 malın miktarındaki artışlar başka bir malın miktarındaki azalışlarla dengelenmelidir
41) İndifrence curves reflect the princible of diminishing marjinal rate of substition,
Farksızlık eğrileri azalan marjinal ikame oranı prensibini gösterir
42) Their slope becomes flatter as we move along them to the right
Onların eğimleri üzerinde sağa doğru kareket ettiğimizde düzleşir
43) To preserve utility, consumers will sacrifice ever smaller amount of one good to obtain successive unit increases in the amount of teh other good
Faydayı korumak için tüketiciler, başka bir malın miktarında ardıl birim artışını elde etmek için başka bir malın daha da küçük miktarından fedakarlık edecektir
44) Such a price change has an income and a substitution effect
Böyle bir fiyat değişikliği bir gelir ve ikame etkisine sahiptir
45) The income effect of a price increase is to reduce the quantity demanded for all normal goods
Bir fiyat artışının gelir etkisi bütün normal malların talep edilen miktarını azalmasıdır
46) The substitution effect induced by relative price movements leads consumer tu substitute for the good whose relative price has increased
Nisbi fiyat hareketleri tarafından teşvik edilen ikame etkisi, tüketicileri nisbi fiyatı artan malları ikame etmeye yönlendirir
47) In a two good world, the goods are necessarily substitutes
İki mallı dünyada mallar mecburen ikame olurlar
48) The substitution effect is unambiguous
İkame etkisi belirsiz değildir
49) For many goods the pure substitution effect of a price increase will also reduce the demand for goods that are complementary to the good whose price has risen
Çoğu mal için bir fiyat yükselmesinin marjinal ikame etkisi fiyatı yükselen mala tamamlayıcı olan malların talebini de düşürecektir
50) A rice in the price of a good must lower it's quantity demanded if that good is a normal good
Bir malın fiyatındaki artış eğer o mal normal mal ise talep edilen miktarını düşürmelidir
51) For inferior goods the income effect operates in the opposite direction
Düşük mallar için gelir etkisi ters yönde faaliyet gösterir
52) Saying bundle A gave higher utility then bundle B just means that the consumer prefered A to B
A sepeti B sepetinden daha yüksek ir fayda sağlıyor demek tam olarak tüketicinin A' yı B'ye tercih ettiği anlamına gelir
53) In the 19 century some economists believed that utility levels could actually be measured as if each consumer had a utility meter
19 yy da bazı ekonomistler sanki het tüketici bir fayda metresine sahipmiş gibi fayda seviyelerini gerçekten ölçülebileceğine inanırdı
54) The marjinal utility of a good is the increase in total utility obtained by consuming one more unit of that good for given consumption of other good
Başka malların veri tüketimi için bir malın marjinal faydası bu maldan 1 birim daha tüketmekle elde edilen toplam faydadaki artıştır
55) This chapter develops the distinction between short run, a period in which the firm can not fully adjust all its inputs to changed conditions and long run, a period over which the firm can fully adjust all its inputs to a change in conditions cost curves and output decisions
Bu bölüm firmanın girdilerdeki değişen koşulara tam olarak ayarlama yapamadığı bir periyot olan kısa dönem ve bir firmanın tüm girdilerini koşullardaki bir değişikliğe göre tam olarak ayarlayabildiği uzun dönem maliyet eğrileri ve çıktı kararları arasındaki ayrımı gelişirir
56) The length of calendar time corresponding to the long run vary from industry to industry
Uzun döneme denk gelen takvim zamanının uzunluğu endüstriden endüstritye değişir
57) The production function specify the maximum amount of output that can be produced using any given quantities of inputs
Üretim fonksiyonu girdilerin verilmiş miktarını kullanarak üretilebilinecek maksimum çıktı miktarını belirler
58) The inputs include machines, row materials, labor plant, and any other factors of production used in the process
Girdiler makinalar, hammadde, emek, fabrika ve süreçte kullanılan herhangi diğer üretim faktörlerini içerir
59) The total cost curve is derive from the production function which summarisez the tecnical possibilities open to the firm for given wages and rental rates of factors of production
Toplam maliyet eğrisi, verilen üretim faktörlerinin kira oranı ve ücret için firmaya açık teknik olanaklarını özetleyen üretim fonksiyonlarından elde edilir

TÜRKÇE-İNGİLİZCE ÇEVİRİ YAPMANIZI SAĞLAYACAK ÖRNEKLER:
1)Adi malın gelir elastikiyeti negatiftir
Income elasticity of inferior good is negative
2) İktisatçı olmak ekonomiyi bilmek anlamına gelmez
To be an economist doesnt mean to know economy
3) Gresham kanununa göre kötü para iy parayı ekonomiden kovar
Acording to the law of Gresham debased money drives undebased money out of the economy
4) Enflasyon ücretlilerin gelirini azaltır
Inflation reduces the income of wage earners
5) Enflasyon fiyatlar genel düzeyindeki yükselmeyi ifade eder
Inflation means an increase in the general level of prices
6) Ücretlilerin gelirini azaltan enlasyon fiyatlar genel düzeyindeki yükselmeyi ifade eder
Inflation which reduces the income of wage earners means an increase in the general level of price
7) Denge fiyattta talep ve arz doğruları kesişir
Demand and supply lines intersect at teh equilibrium prices
8) Talebin arza eşit olduğu denge fiyatta talep ve arz doğruları kesişir
Demand and supply lines intersect at the equilibrium price where demand is equal supply
9) Yüksek ekonomik büyüme oranı gelişmekte olan ülkelerdeki en önemli hedeflerden birini oluşturur
High rate of economic growth constitus one of the most important targets of the developing countries
10) Türk ekonomisinin büyüme oranının 2001 yılı içersinde %8 olması beklenmektedir
The growth rate of Turkish economy is expected to be 8 percent in the year of 2001
11) Philips eğrisi işsizlik ve enflasyon arasındaki negatif bir ilişkiyi kanıtlamasına rağmen bu ilişki arasında pozitif nir ilişki de görülebilinir
Altough philips curve proves a negative relation between unemployment and inflation, a positive relation might be seen between
them
veya
Altough philips curve proves a negative relation between unemployment and inflation, it might be seen also a positive ralation ship between them
12) Diyebiliriski firma fiyatın belirlediği başa baş noktasında bütün maliyetlerini karşılayabilir
We can sat that the firm can cover(effort) all costs at the break even point which determined by price
13) Denge fiyatında sağlıklı bir değişiklik yapmak için tüm nominal değişkenlerin eşit olarak artırılması gerekir
All nominal variables must be increased equally to make a healty change in the equilibrium price
14) Uyarılmış yatırımların sonucu oluşan hızlandıran prensibi yatırım oranını milli gelirin değişim oranıyla ilişkilendirir
Accelerated prensip resulting from indused investment relates investment rate to rate of change in national income
15) Faiz oranları düşürüldüğünde tasarrufun yatırımcıya maliyeti azalacak ve yatırımcı yatırım yapmaya teşvik edilecektir
when interest rate are reduced, cost of saving to invester will decrease and invester will be induced to make a investment
16) Günümüz ekonomilerinin bu denli güçlenmesi esas olarak sürekli artan iş bölümü ve uzmanlaşmadan kaynaklanmaktadır
Strengthening of modern economies so much mainly stem from ever increasing divison of labor and specializiton
Economy= ekonomi economics= bilim olarak ekonomi
17) Ekonominin makro değerlerinin reel olarak yükseltilmesiiktisat politikacılarının en önemli hedefidir
Incresing im macro value of economy in real terms is the most important target of economics policy makers
18) Az gelişmiş ülkelerde hiper enflasyon ve yüksek oranda işsizlik birlikteliği kronik yapısal bozukluklara yol açmaktadır
In the less development countries coexistence of hyper inflation and high rate of unemployment leads to cronic structural distortions
19) İktisatta en önemli konulardan biri olan işsizlik az gelişmiş ülkelerde çok ciddi yapısal bozukluklar yaratır
Unemployment that is one of the most important subject in the economics creates very serious structural distortion in teh less development countries
20) Sosyalizmi eleştirenler bunu her şeyin merkezi olarak planlandığı bir sistem olduğunu ve bu yüzden çok verimsiz olduğunu iddia ederler
People who critisize socializm suggest that it is a system which everything is centrally planned and therefore it is very unproductivity
21) Ekonomik dengeleri oluturmak için milyonlarca matematiksel eşitlik gerek ve bu eşitliklerin kısa bir zaman içersinde çözmek hemen hemen imkansızdır
Millions of mathematical equation are required to set economic equilibriums and it is almost impossible to solve these equations in a short time
22)Tüketiciler istedikleri herşeyi elde edemeyecek, fiyatlar piyasa denge noktasında belirlenmeyecek ve şirketler en düşük maliyetle üretmeyeceklerdir
Consumer will not be able to get (obtain) what they want the prices will not bi determine at the point of market equilibrium and firms will not be produce at lovest (min) costs
23) Müteşebbis ve rakabet yoksa araştırmaya, yeniliğe gve büyümeye ilgi olmayacaktır
İf there are no enterprener and competition , there wont be interest in research, growth, and innovation
24) Kapitalizmi eleştiren iktisatçılar bu sistemde kapitalistlerin işçileri sömürdüğünü söylerler
Economists who critisize capitalizm say that in this system capitalists exploit workers
25) Üretimi tamamı doğrudan yada dolaylı olarak işçiler tarfından yapılmasına rağmen onlara çok düşük bir ücret ödenmektedir
Although all of the production is made directly or indirectly by the workers, they are paid wery low wage
although because arkasındajn cümle gelir in spite of bbecause arkasınf-dan kavram gelir
26) İşçilerin ücreti fakirlik çizgisinin çok altında olduğu için bu adaletsiz bir sistemdir
This a system taht is unfair because wage of employee is so below the powerty line
27) Devlet tüm propaganda araçlarını ve meslekleri kontrol edeceği için iktidardaki parti sonsuza kadar iktidarda kalacak ve yavaş yavaş bir diktatörlük olacaktır
The party in power will stay in the power forewer and it will become dictator gradually since it control all of the propoganda tool (equipment) and jobs
28) Kapitalist karşıtı olan gösterilere gelince, capitalistlerin işçileri sömürdüklerini söyleyeiliriz
We can say that capitalists exploit workers (employee) as for arguments against capitalizm (in favor=lehine)
29) Eğer tüm karların esas kaynağı işçilerin emeği ise capitalizm adil olmayan bir sistemdir
If main source of all the profit is labor of workers, capitalism is an unfair system
30) Piyasada arz ve talebin belirlediği fiyatlar sadece maliyetleri yansıtır Sosyal maliyetleri değil
Prices which demand and supply determine in the market reflect only privite costs not social costs
31) Kapitalistler yeterli ekonomik güce sahip olabilecekleri için siyasi yapıyı kontrıol edebilirler, medyayı politikacıları ve siyasi partileri etkileyebilirler
Capitalist can control political structure and affect media, politic party,politics since capitalist will be able to have (sufficient) enough economic power
affect fiil effect isim
32) Bir gün dünya nüfusunun büyük kısmı zengin batı ülkelerinin insanlarının hayal gücünün ötesinde bir fakirlik içersinde yaşamaktadırlar
Today most part of population of the world live in such powerty beyond the imagination of people of rich western countries
33) 1990 yılında düşük gelirli ülkelşerdeki 3 milyar insan kişi başına 300 dolar civarında ortalama yıllık gelir kazanıyordu
In 1990 three billions people in low income countries were earning average annual income which is about 300$ for per capita
In 1990 three billions people in low income countries were earning about 300$ average annual income per capita
34) Dünyanın geri kalan kısmı olan 24 milyar insan kişi başına yaklaşık 7500$ ortalama yıllık gelire sahipti
24 billion people that are the rest of world had nearly average 7500$ annual income per capita
gümrük tarifesi = tariff yurt içi üretim domestiv production
35) Lorenz eğrisi gini katsayısı bir ülkedeki gelir dağılımı adeletini ölçmek için temel kriterler olarak kabul edilirler
Lorenz curve, gini quefficient are excepted as a main(basic) criters to measure justice of income distrubition in a country
36) Aslında adil gelir dağılımı herkeze gaysi safi milli hasıladan (GSHM) aynı payı vermek anlamına gelmemelşidir
Actually ( infact) fair income distrubition shouldn't mean giving same share to everyone from (GNP) gross national product
37) Kişilerin gelirleri onların aldıkları eğitime, sahip oldukları servete, kabiliyetlerine, aldıkları risklere ve şanslarına göre değişebilir
Income of people may change by their education which they have, welth which they have, abibility (talent), risks which they take and opportunities (luckies)
38) Kamu maliyesi teorisi, büyük bunalımın aşılması için öncülük yapan ve devlet harcamalarının artırılmasını öneren keynezden sonra gelmiştir
The theory of public finens has developed after keynez who led to go beyond great depresion and suggested increase in government expentiture (suggested government expentiture to be in increase)
39) Bildiğimiz kadarıyla GSMH tüketim devlet ve yatırım harcamaları şeklindeki 3 kalemden oluşmaktadır
As we know GNP is composed (is made up of) three items as gowernment, consupmtion, saving expentitures
40)Devlet harcamaları kavramı klasikler bakımından rededilmesine rağmen keynezgil görüş bu kavram üzerinde özellikle durmaktadır
Altough concept of gevernmet expentitures are neclected by the classics, keynezsian opinion stress espacially on this concept
41) Yatırım çarpanı denk bütçe çarpanından daha büyük ve daha etkili (etkin) olduğu için iktisat politikacıları yatırımı bütçe dengesine tercih ederler
Economics policy makers prefer saving to budget equilibrium since investment multiplier is larger and effective than balanced budget multiplier
42) Yatırım artışının GSMH a yansıması yatırım çarpanının hesaplanmasında kullanılan marjinal tüketim eğiliminin büyüklüğüne bağlıdır
Reflection of investmen increasing to GNP depend on magnitude of marjinal propensity to consume which is used calculation of investment multiplier
43) Otonom yatırımlar çarpan prensibine, uyarılmış yatırımlar hızlandıran prensibine yol açarlar, bu ikisinin birlikte varlığı ekonomik konjüktürlere neden olur
Autonomous investments lead (causes) prinsible of multiplier, induced investments lead princible of accelarater, coexistence of these two causes economic cycle circle= dalgalanma
44) Enflasyonla mücadele etmenin başlıca 3 yolu oloduğu söylenebilir, ilk olarak hükümet enflasyonu kontrol altında tutmak amacı ile düzenlenmiş katı politikaları benimseyebilir
It can be said that there are there are mainlt three ways to deal with inflation, firstly the government can adopt tough policies which is designed for controlling inflation
45) Hükümeti enflasyonu örneğin %100 den %50 ye çekmek istediğini varsayalım eğer yasa yolu ile ya da baskı yolu ile herkezi %50 lik ücret artışına ikna edebilirse fiat enflasyonu hızla %50 ye düşecektir
Let's assume that government wants to decrease rate of inflation for example from %100 to %50 , if government can persuade everybody for %50 percent of wage increase by means of laws or preasure, price inflation will decrease rapidly to %50444
46) Eğer bu geçiş yeterli oranda hızlı gerçekleşirse, reel ücretlerin kaybı çok önemli olamyabilir
İf this transaition happen sufficiently fast, the lost of real wages may not be so considerable
47) Bunun yanı sıra eğer merkez bankası nakit rezerv oranını yükseltirse bankalar mevduat yaratarak para arzını artıramayacaktır
If central bank increases cash reserv ratio, banks will not be able to increase money supply by creating deposit
48) Bu politika önceki politikaların tamamlayıcısı olacaktır
This policy will be complementery to the previous one (policy)
ex policy eskimiş kullanımdan kalkmılş former önceki iki şeyden bahsedlirken
49) 1945 de 2 dünya savaşından hemen sonra 30 ülke tarafından kurulan ulşuslararası para fonunun üye sayısı bugün 181 e ulaşmıştır
Today member of IMF (International Monetary Found) that was seted (established) by the 30 countries jusat after 2 world war in 1945 has amounted to 181
50) Kuruşuş amacı uluslararsı ticareti geliştirmek ve ödemeler dengesi açığına sahip gelişmemiş ülkelere yardım etmektir
It's aim (goal) of establishing is developing international trade, help to undevelopment countries which have deficit in balance of payment
51) Bir ülke IMF yardımından yararlanmak isretse onunla destek anlaşması imzalamak zorundadır
If a country want to benefit (utilize) from aid of International Monetary Found , it has to sign stand by agreement with it
52) IMF nin kendi üyeleri için yarattığı en önemli değer özel çekim hakları denilen bir paraır
Most important value which IMF has created for its own members is money called Special Drawing Rights (SDR)
53) IMF den bir borç talebi genel oylama ile karara bağlanır
A credit demand from IMF is decided with general voting
54) 1947 den beri bu fonun bir üyesi olan türkiye sürekli ekonomik krizler dolayısı ile IMF ile 18 kere destek anlaşması imzalamıştır
Turkey who is the member of This found since 1974 has signed stand by agreement for 18 times with IMF because the countinious economic crises
55) Sosyo ekonomik dengesizlikleri gidermek çok büyük miktarda para ve faaliyet gerektirdiği için yukarıda belirtilen IMF nin yanı sıra dünya bankası da kuruldu
Also world bank was established in addition (beside) IMF that was above mention because compesating social economic inequlibriums requires (need) very large amount money nd application
56) Gene 1945 te kurulan dünya bankasının esas amaçları 3 dünya ülkelerine teknik ve mali yardım yapmaktır
Main aim of world bank which was established 1945 as well to provide financial and tecnical assistance to third world nations


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.