Papalarda Diz Çöker |
11-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Papalarda Diz ÇökerAsyadaki Hun Devleti, Mete Hanın soyundan gelen Panu Yabgu liderliğinde MS 216 yılına kadar yaşadı Çinin tahrik ve teşvik ettiği kardeş kavgaları sonucu yıkılan Hun Devleti ndeki Hun Türkleri, Türklüğün Asyadaki bağımsızlık bayrağını Tabgaçlara bırakarak batıya doğru göçe başladılarDaha önce Ci-Ci Yabgunun batıya çektiği Hunlarla birleşen Hun kütleleri Hazar Denizinin kuzeyinden Avrupaya doğru ilerlediler Başlarında BALAMİR HAN vardı! Balamir Han, yıldırım hızıyla Volga ırmağını geçip, bugünkü Almanların ataları sayılan Ostrogot, Vizigot ve Vandalları önüne katarak, onları Avrupa içlerine kadar sürdü Böylece, dünya tarihinin Kavimler Göçü diye adlandırdığı büyük kitle hareketlerini meydana getirdi Bir başka deyişle; Avrupanın bugünkü etnik yapısını ortaya çıkardı Bununla da kalmadı; Balamir Hanın Avrupada meydana getirdiği bu sarsıntı, Roma İmparatorluğunu ikiye ayırdı Doğuda BİZANS adıyla ortaya çıkan Doğu Roma, Avrupalı milletleri ve günümüz İtalyasındaki Romayı tehdit etmeye başladı Avrupadaki Hunlar, Avrupanın düzenini sağlıyor; özellikle Romayı Avrupalı barbar kavimlere ve Bizansa karşı koruyorlardı Hunlar, Balamir Hanın ölümünden sonra da güçlerini korudular Kağan Yıldız vaktinde ve daha sonra Rua, Muncuk, Aybars ve Oktar kardeşler devrinde Avrupanın tek büyük gücü durumundaydılar Romayı korumak için Bizans önünde set oldular Bizans öylesine yılmıştı ki Hunlardan; Hakan Rua ölünce, bütün Bizans kiliselerinde, kuvvetli bir düşmandan kurtulduk diye, şükür ayinleri düzenlendiler Ne var ki, Bizansın sevinci kursağında kalacaktı Çünkü, Hunların başına Ruadan sonra ATTİLA geçti! Attila, amcası Ruanın yanında yetişmişti Akıllı, tedbirli ve ataktı Attila ataları gibi daima güçsüzün yanında oldu O da Romayı çapulcu Avrupalı kavimlere ve Bizansa karşı korudu Yönetimi altındaki Avrupalılara karşı adil ve şefkatli davrandı Türk töresinin egemen olduğu Attila yönetiminde din ve vicdan özgürlüğü vardı Bugünkü Avrupalıların ataları Attila sayesinde huzur ve refah içinde yaşıyorlardı Avrupalılar onu, Tanrının kötülükler üzerine inen kırbacı olarak görüyorlardı Avrupa Türk Hun İmparatorluğunun Kağanı Attila, yaptığı akınlar ve gönüllü katılmalarla devlet sınırlarını kısa sürede, doğuda Balkaş gölünden, batıda Atlas okyanusuna kadar genişletti Dünyanın ender yetiştirdiği büyük devlet adamlarından olan Attila, düzensiz Avrupa düzene sokmuş; adaletin keskin kılıcı olmuştu Attila, gerektiğinde acımasızdı Çirkin ve utanç verici olaylar karşısında çok sert tepki gösteriyordu Sözgelişi, Hunların dirisi karşısına çıkamayan Bizanslılar, bir gece Hun sınırından içeri girip, Hun büyüklerine ait mezarları tahrip etmişlerdi Bu olaya Attilanın tepkisi çok büyük oldu Bu aşağılık olayın düzenleyicisi Bizansın Markos Piskoposu idi Attila, piskoposun Bizans tarafından cezalandırılmadığını görünce, 2 Balkan Seferini başlattı Ordularıyla Yeşilköye kadar gelip, Bizansın kapılarına dayandı Tehlikenin boyutunu anlayan Bizans, Romalıları aracı koyarak Attiladan özür diledi Ayrıca, içlerinde tarihçi Priskosunda bulunduğu bir şefaat heyeti göndererek, Attiladan affedilmelerini istedi Attila bir kez daha affetti Bizansı Bizans öyle bir kayaya çatmıştı ki, ne yapacağını bilemiyordu Bildikleri tek şey; Attila sağ oldukça kendilerine huzur yoktu Tek yol vardı; o da, Attilanın öldürülmesiydi Bunu sağlamak için Attilaya karşı bir suikast girişiminde bulundular Attila, bu girişimi muhteşem istihbarat ağıyla anında haber aldı Yakalanan suikastçileri bizzat sorguladı Sorgulama sonunda, Bizans İmparatoru Teodosyusa şöyle bir haber gönderdi:Teodosyus bize vergi vermekle kölemiz durumuna düşmüştü LÃçkin, O, efendisine ihanet etmekle, kölelik haysiyetini dahi koruyamamıştır Daha sonra Attila, Bizansı uzaktan yönetmeye başladı Bu arada, Roma üzerinde koruyucu politikasını 440 yılında kaldırdı Romanın yönetimine katılmak istedi Roma İmparatoru Valetinianusun kız kardeşi Honoria ile nişanlı olmasını gerekçe göstererek, Roma yönetiminde hakkı olduğunu ileri sürdü Bu isteği Roma tarafından reddedilince, 451 yılı ilkbaharında ordularını harekete geçirdi Ren ırmağını üç koldan geçerek Roma ve Birleşik Avrupa Ordusunu, Paris yakınlarında karşıladı Bir gün gibi kısa bir sürede Romalı General Ataüs komutasındaki birleşik orduyu dağıttı 452 yılı ilkbaharında Romanın kapısına dayandı Romayı büyük bir telaş aldı İmparator ve çevresi korkudan tir tir titriyorlardı Tanrının kırbacı Roma üzerine şaklayacaktı! Bundan kurtulmanın bir yolu olmalıydı Attilanın kişiliğini araştırmaya başladılar Attila; korkusuz ve yaman bir savaşçıydı Ama bir o kadar da, sanata ve her dine karşı saygılıydı Evet! Bulunmuştu çaresi! Attilayı ancak bir din büyüğü durdurabilirdi Ancak, Papa 1 Leo, Romayı yerle bir etmekten kurtarabilirdi Attilanın bu öfke seline ancak Papa set olabilirdi Öyle ya, haksızlık, adaletsizlik karşısında çelikleşen Türkün ipek gönlüne ancak bir din adamı ulaşabilirdi! Tarihler, Papa 1 Leonun Attilayı Roma kapısında karşıladığını ve yalvardığını yazdı Papanın, Roma kapısına dayanan Attilaya sızlayarak yönelttiği sözler, Attilanın Türk gölünü hedefliyordu: -Ey yoksulların koruyucusu Ey zalimlerin korkusu Ey büyük Attila! İşte ben, bütün Hıristiyanların temsilcisi, ben Papa 1 Leo, önünüzde diz çökerek yalvarıyorum: Romaya girmeyiniz Dünya Hıristiyanları adına sesleniyorum, bize acıyınız Attilanın Papaya cevabı, Attilayı daha da yüceltiyordu: -Kalkınız Papa hazretleri! Bir din büyüğünün önümüzde diz çökmesine gönlümüz elvermez Lütfen kalkınız! Romayı ve sizleri bağışlıyorum Barış ve kardeşlik içerisinde yaşadığınız sürece, benden size zarar gelmeyeceğini biliniz İmparatorunuz, Romalıları adalet üzere yönettiği sürece, ben uzaklardayım Aksi halde çok yakınınızdayım! SelÃçm söyleyiniz, sizi bana gönderen İmparatorunuza! Attila, Avrupada esen Asyanın bozkır rüzgarıydı Kirlenmemiş, tertemiz bir bozkır rüzgÃçrı Tüm Avrupayı egemenliği altına alan Attila, orduları Asyaya doğru yönelttiği bir sırada 60 yaşında öldü Attila Avrupayı öyle derinden etkiledi ki, bugün İzlanda da onun hayatı destanlarla söylenmekte Kuşkusuz o günümüzde de yaşıyor; anılarda, masallarda Macaristanın dağlarında ovalarında! |
|