Tarihte Şehircilik |
11-25-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tarihte ŞehircilikEcdadımız, sahip olduktan inancın kendilerine düzenli olmayı telkin etmesinin bir tecellisi olarak; umumi manada iyi bir şehircilik sistemi geliştirmiş ve tatbik etmişlerdir Bu hususta kitaplarında hususi bölüm ihdas eden ilim adamları, mevzuya verilen ehemmiyeti göstermektedirler Mesela, İbn-i Haldun, mevzuyu detaylı ele aldıktan sonra şöyle devam etmektedir: Aynı zamanda, hastalıklardan kurtulmak için, şehir kurulacak yerin seçiminde havasının güzelliğine de dikkat etmek lazımdır Çünkü şehrin havası kirli, yakınında pis sular, bataklıklar ve pis otlar bulunursa çabucak kokuşma meydana gelir ve neticede, insan ve hayvanlar kısa zamanda hasta olur, hummalar yaygınlaşır Halkın yiyeceklerini temin etmeleri için ziraat sahalarının şehre yakın; uzak memleketlerden temin etmeleri gereken ihtiyaçlarını kolaylıkla sağlayabilmeleri için de, şehrin denize yakın olması gerekir? demektedir (la) Tarihimizde şehirciliğin temelleri Hz Ömer devrine dayanmaktadır Hz Ömer; Fustat, Basra, Küfe şehirlerinin kurulmasına önayak olmuştur Basra?yı üç odalı evlerden mürekkep bir şehir yapmış, şehre kanallarla su getirmiştir Bişari, dördüncü hicret asrında Fustat?ı ziyaret ederek; coğrafi eserinde ona dair şu sözleri yazmıştır: ?Fustat, Bağdat?ı gölgede bıraktığı gibi, İslam?ın iftihar edeceği bir yer olmuştur? Başka bir yerde, ?onun sahillerinde demir atan gemilerden fazla gemi bulunmaz!?(2) demektedir Şam şehri su tesisatlarının mükemmelliği ile dikkati çekiyordu Emevilerin Şam?daki ölümsüz eserlerinden biri su kanallarıdır Nehru Berada, şehre hala su akıtmaktadır Su şebekesi sistemi o derece ileriydi ki, Şam?da her evin hususi çeşmesi vardı Bu, Emevilerin, şehrin her tarafına su ulaştırabilmek için yaptırmış oldukları yedi ana kanal ile evlere içme suyu götürebilmek için yapılan asma kanal ve köprüler sayesinde oluyordu (1b) Bağdat?ın kurulmasında, Abbasi halifesi Mansur yer seçimi ve yerleşim planlarıyla bizzat alakalanmıştır Şehrin seçimi yapılırken suyun bol, havasının temiz ve Şam, Hindistan, Sind ve Basra?dan ihtiyaç maddelerinin kolay getirilebileceği bir yer olmasına bilhassa dikkat edilmiştir Mansur, şehri dairevi bir plan üzerine yaptırdı Bütün halkın kendisine eşit uzaklıkta olması için, sarayını ve camiyi şehrin tam ortasında bina ettirdi Şehir için dört ana cadde yapıldı ve diğer caddeler ve yollar bu ana caddelere bağlandı Yakubi, Bağdat?ta 600 cadde, 10 bin hamam olduğunu söylemektedir Mansur, Bağdat?ın banliyölerini dört kısma ayırarak, her bir bölüme bir sorumlu tayin etti Her sorumluya, idaresinde olan kesimde bir çarşı kurdurmasını emretti Aynı şekilde binaların düzenli olmasını sağlamak için, plan çizdirmelerini ve inşaatları bu plana göre yaptırmalarını bildirdi Mansur, zamanımızda büyük şehirlerdeki sanayi çarşılarında olduğu gibi, her sanat kolu için hususi bir çarşı ayırtmıştır Bu devlet adamı, şehrin yol ve caddelerinin temizliğine, nizam ve intizamına büyük itina göstermiştir Meydanlar her gün süpürülür, toprak ve diğer pislikler şehrin dışına taşınırdı Bağdat?ın ikinci iman, Azudduddevle tarafından gerçekleştirilmiştir Azudduddevle, maddi imkânsızlıklar sebebiyle binasını tamir edemeyenlere para yardımı yapmış, Dicle nehrinin iki yakasında yer alan mahallelerin güzelleştirilmesi için de gayret göstermiş, meydanlar ve parklar yaptırmış, dikilmek üzere İran ve diğer ülkelerden çiçekler getirmiştir( 1e),( 1d) IAbdurrahman, Endülüs ülkesine girip Emevi iktidarını orada ihya edince, devletine başkent olarak Kurtuba şehrini seçmişti Makkar?ı, Abdurrahman?ı hükümet merkezi olarak Kurtuba?yı tercihe götüren sebepleri kaydederek şöyle demiştir ?Emevi melikleri, Kurtuba?yı şu mühim hususiyetleri sebebiyle başkent edindiler: Geniş ve büyük arazisi, geniş caddeleri, büyük binaları, akan nehri, mutedil havası, verimli tarım arazisi, geniş bahçeleri ve Endülüs?ün doğu ve batısına nispetle ortada yer alması (1e) Fas şehri ile alakalı olarak da İbn Ebu Zer?i dinleyelim: ?Fas şehri tatlı su, güzel hava, güzel meyveler, ziraate uygun bereketli topraklar, yakın ve bol ağaçlıklar gibi hasletleri bir arada toplamıştır Burada görkemli yapılar, bol ağaçlı ve son derece güzel bağlar ve bahçeler, düzenli bir şekilde planlanmış mükemmel yol ve caddeler, kaynayan pınarlar, coşkun akan nehirler, sık ormanlar ve meyvelerle kaplı bahçeler vardır? (f) Hille, hicri 495 yılında Fırat kenarında kurulan bir şehirdi Fırat kenarında parklarıyla dikkati çekmektedir İbn-i Batuta Hille?de mimari eserlerin çokluğundan söz etmektedir Hille?nin en mühim hususiyetlerinden biri, her evin etrafını bir hurma bahçesinin çevirmesidir Diğer mühim bir hususiyet de, şehrin zaruri ihtiyaçlarını karşılayan esnaf ve iş kollarını barındıran kalabalık çarşıların bulunmasıdır Bölgenin Zirai zenginliği, ticari ulaşım açısından bir kara yolu ağının üzerinde bulunması, nehrin aşağıdan yukarıya gemi ulaşımına elverişli olması Hiç şüphesiz bütün bunlar, ticari pazarların gelişmesinde müessir olmuş, değişik mal ve hizmetler satan kalabalık bir alışveriş merkezine dönüşmesini sağlamıştır (3) Tarihimizdeki şehircilik anlayışında, yeşil sahanın olması ve ağaç dikimine çok ehemmiyet verilmesi mühim bir noktadır Bu sahada Yüce Beyan ve Yüce Rehberimizin sözleri, ecdadımızın bu faaliyetlerine ışık tutmuş ve teşvik etmiştir Kuran?da, ağaç manasına ?şecer? kelimesi 26 defa geçmektedir Yüce Rehberimiz elinizde bir ağaç filizi varsa, kıyamet kopmaya başlasa bile, eğer onu dikecek kadar zamanınız varsa mutlaka dikin?(Buhari) buyurmakla, bu faaliyetleri en açık bir şekilde teşvik etmiştir Çevre temizliği yönünden Yüce Rehberimiz, ?Müslümanları yollarında rahatsız edenlere, onların lanetleri vacip olmuştur? şeklinde buyurarak, şahısları çevreyi kirletici faaliyetlerde bulunmaktan menetmiştir (Mecma?uz?Zevaid) Su ve kara temizliğine Yüce Beyan?da ??İnsanların elleriyle işledikleri yüzünden karada ve denizde fesat çıkar, Allah da, belki dönerler (ibret alırlar) diye, yaptıklarının bir kısmını böylece kendilerine tattırır? (Rum: 30/11) kelamıyla dikkat çekilmektedir (4) Bilindiği üzere, hava kirliliğinin birçok menfi tesiri vardır Yüce Beyan?da çevre kirliliğine temas edilmesinin bir neticesi olarak; tarihte ecdadımızın, havası temiz bölgeleri seçtiğini, yine Yüce Rehberimizin yol göstermesinin bir neticesi olarak, ağaçlandırma işlerinin mükemmel şekilde ifa edildiğini görmekteyiz Nitekim yukarıda bazı şehirlerin vasıflarım anlatırken bu noktalara da temas etmiştir Osmanlı döneminde de şehirciliğe ehemmiyet verilmiştir Evliya Çelebi İstanbul?da 800 kaldırımcı esnafı olduğunu söylemektedir Yol yapımında büyük bir faaliyet gösteriliyor, finansmanını devlet, halk ve vakıflar sağlıyordu Bu mevzu ile bilhassa alakalanan,vakıflar da vardı Mesela Tırnova kasabasında ve Fatsa köyünde Ali isminde bir hayırseverin kurduğu vakıf, bilhassa bu mevzuuyla alakalanıyordu Başka bir misal olarak da Eğin kasabasında, Mehmet Ağaya ait vakıf da bu işle iştigal ediyordu Yol yapımı esnasında, yolun geçtiği yerdeki esnaf da maddi kaynak bakımından devleti destekliyordu 1839 senesine ait olan ve yollarla alakalı haritaların düzenlenmesini, yanlarına kaldırım yapılmasını zaruri kılan ve ana caddelerin ne kadar geniş olacağını tespit eden bir belge, Osmanlı döneminde şehircilikle yakinen alakalanıldığını ispatlamaktadır (5) Bu hususla yakinen alakalanan kuruluşlar da vardı Bilhassa İhtisap Nezareti?nin kuruluşundan sonra, İstanbul?daki şehir içi yolların yapım ve onarımı 1828 yılından itibaren İhtisap Nezareti?nin faaliyet sahasının içine alındı Böylece, hem yol inşaatının merkezi hale getirilmesi hem de yolların daha sağlam yapılması sağlanacaktı Bundan böyle İhtisap Nazın, ihtiyaç hissedilen yerlerde, yol ve kaldırımların yapılmasına nezaret edecek ve ancak onun onayından sonra keşif yapılabilecekti Yol ve kaldırımların yapılabilmesi için önceden yapılacak keşif de Ebniye-i Hassa Müdiri? ne havale ediliyordu Artık bundan böyle İstanbul?un bazı yol ve kaldırımlarının bir kısmı tamir edildiği gibi bir kısmı da yeniden inşa ediliyordu (6) Şehirciliğin daha iyi bir şekilde yürümesi için, Hekimbaşı Salih Efendinin himmetiyle faaliyet yürüten komisyon, belediye ile yapacağı ilk işlerin ne olacağını şöyle tespit etmiştir: a) Kaldırımların, lağım ve su yollarının yapılması, b) Sokakların temizlenmesi, aydınlatılması, mümkün olduğu kadar genişletilmesi, c) Bir muhasebe teşkilatı yapılması, d) Bu işleri görmek üzere halktan belediye için vergi alınması, e) Belediye kanun ve nizamlarını tatbike, komisyonun memur edilmesi (7) Bir diğer ifadeyle yukarıdaki maddeler, tarihte ilk belediye anlayışının fonksiyonlarını tarif etmektedir ve bu Hekimbaşı Salih Efendi?nin himmetleriyle gerçekleşmiştir Bu şartlar doğrultusunda ecdadımızın iyi bir şehircilik anlayışım sergilediğini söyleyebiliriz Literatür 1) Ibrahim Hasan: İslam Tarihi, ist 986 a)2/240, b)236, c)2/239, d)3/193, 199, 203, 206 207, e) 4/367, f)233, 9)210 2) Mevlana Şibli: Asr-ı Saadet Ist 974, 4/378, 381 3) Imadüddin Halil: Islam Tarihi İst 985, s 159, 164 4) Canan, İ: İslamda Çevre Sağlığı st 986 s19, 36, 73, 89 5) Orhonlu, C: Osmanlı imparatorluğunda Şehircilik ve Ulaşım İzmir, 984,5 42,44, 55 6) Kazıci, 2: Osmanlılarda İhtisab Müessesesi, İst 1987 s22 7) Ergin, 0: Türkiyede Şehirciliğin Tarihi İnkişafı İst 1936,s 12 |
|