Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
geriye, kaldı, nefes, ömürden

Kaç Nefes Kaldı Ömürden Geriye

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Kaç Nefes Kaldı Ömürden Geriye



Kaç Nefes Kaldı, Ömürden Geriye?
Selim Gündüzalp

Her yılın sonunda,
takvimlerin yaprakları boşuna bitmiyor
Rabbimiz, bizleri yeni bir yılın başına,
boşuna getirmiyor

İŞTE GELDİK GİDİYORUZ, şu güzelim dünyadan… Kalanlara da, göçenlere de selâm olsun Gönül niyazımız budur Bir gün, bir durakta bitecek yolculuk O yolculuk ki, bir şey getirmeden gelip, bir şey götürmeden gitmek gibi yanıbaşımızda Yaşadıklarımız güzelse, sonra yaşayacaklarımız da güzel olacak Bu ümitle, bu duayla gidiyoruz toprağın bağrına Bir tohum gibi Güller, toprağın gecesine yaslanmadan, güne ve güneşe merhaba diyemiyor İnsan da böyle… Toprağın gecesine girmeden, mahşere çıkamayacak, cennetin baharlarını göremeyecektir Batıyor, bitiyor diye bu hayat, boşuna dertlenme ey gönlüm Güller gibi güzel günlerimiz var, gelecek inşaallah ilerde Bu güzel dünyanın onca nimeti burada kaldı diye üzülme Asıllarının yanına, kaynağına gidiyoruz onları görmeye Bu dünya çöllerinde unutmaz bizi Yaratanımız Boşuna meraklanmayınız Hamdler ve şükürler Ona Bitmez ve tükenmez nimetlerin sahibi olana…
Her senenin son ayında ve son günlerinde geriye dönüp baktığımda, savrulur ruhum Dört bir yana zerre zerre, dağılırım çözülürüm Geçiyor, bitiyor diye günlerim üzülürüm Tükeniyor birbiri ardınca sayılı nefeslerim Elimde değil Bir yıl boyunca, yaşanmış nice acılar, işlenmiş nice günahlar sökün eder gelir hatırıma Çıkar durur karşıma Bir an için ümidimi kaybedecek gibi olurum
Halbuki her nefes yeni bir başlangıç, yeni bir imkân, yeni bir fırsattır Değil binbir günahın yarasını temizlemek, samimi bir tövbenin koskoca bir ömrün karasını bile akpak etmeye yeteceğini unuturum bazen Şeytan, Rabbimin ümit ve rahmet kapılarını gözlerden gizleme gayretinde Kendi inadından, yüzüne kapandı ya o rahmet kapıları, kıskançlığından ve düşmanlığından, o ümit kapısından binbir hileyle, vesveseyle, bizi de uzaklaştırıp mahrum etmeye çalışıyor Şeytan şeytanlığını yapacak, ama siz de siz olun, ümidinizi koruyun Mümin oluşunuzun gereğini yapın Bir “euzu” çekip, yolunuza çıkan şeytanı, vesveseyi kovun, uzaklaştırın Yoksa, rahat yok

“Günler gelip geçmekteler
kuşlar gibi uçmaktalar

Aziz Mahmut Hüdayi, bu güzelim şiiri ile her daim hâlime tercüman olur
O ne samimiyet ve o ne içten bir deyiştir ki, saniyelerin akıp gidişini, kuşların kanatlarına yüklemiş de, birkaç kelimeyle uçurmuştur bize doğru
Şimdi başımızı kaldırıp kendi semamızda günlerin ve saniyelerin geçişini seyrediyoruz Uçup giden kuşlar gibi
“Temurru Merres-sehab” diyor bir âyet İnsanın ömrü, bulutların geçişi gibi geçer gider diyor Farkında olanımız kaç kişi? Geçen bulut değildir, geçip giden bir ömürdür
Her şey, ötelerden haberci ama şifreleri çözecek olan akıl ve kalbimizde derman yok Merakımız başka yerlere kaymış ya da çevrilmiş
Baş taşı taşır, ama göz bir kılı çekmez Kalbimizde, küçücük bir daralmadan sıkılıyor hemen Dayanamıyor
Her nefesin ardından, bir nefes daha eksiliyor hayatımızdan

“Biri birinden mukaddes
Alıp verdiğim her nefes
İki dünyayı ayıran
Bir ses değil, bir nefes…”

Ömrün kıymetini bilen bir şair böyle diyor Öyle böyle gidiyoruz, ömrümüzü tamamlıyoruz Hepimiz yolcuyuz bu dünyada Gerçi bunu biliyoruz ama unutuyoruz işte Şurası bir gerçek; biz bir yolcuysak, gerçekten de bir yolcu gibi yaşamalıyız hayatımızı Bunu âlemimize almalı ve nefsimize de kabul ettirmeliyiz Gideceğimiz yere göre hazırlığımız olmalı
Bize bu güzel hayatı veren, nasıl yaşamamızı istiyorsa, o şekilde yaşamalıyız biz de Bir gün Yüce Yaratanın huzuruna vardığımızda, yaptıklarımızın ve yaşadıklarımızın hesabını vereceğimizi unutmadan
Sayılı günler er geç bitecek Son nefesin ise, alınıp verilemeyeceği, bir âna, mutlaka gelinecek
Geçen günlerin üzerimizdeki borçlarını ödemeli, bizden istenenlerin hesabını şimdiden yapmalıyız Bir bir dökümünü çıkarmak durumundayız Hesaplayanlar var: “1825”
Bu rakam da ne diyeceksiniz? Bu, bir yıl içindeki namaz ve ibadet vakitlerinin sayısı Her vaktin muhasebesi yapıldığında, sorumlusu olduğumuz her ibadetin hesabında, aklanıp, temize çıkabilmemiz gerekiyor Bunun içinde; zekatı, sadakayı, namazı, orucu, fitreyi anne ve baba hakkını, kul ve komşu hakkını da düşündüğümüzde bir yılın hesabı, öyle pek kolay geçmeyeceğe benziyor Böyle bir yılın ve böyle zor bir hesabın arefesinde gülüp eğlenmenin yeri nedir ki? Aklı başında olan birisi, çıksın da söylesin İsteyen istediği hayatı yaşar; bu kulun tercihine bırakılmış Ama, insana yakışan, iyiyi ve doğruyu seçmesidir
Her yılın sonunda, takvimler boşuna tükenmiyor Rabbimiz, bayram olsun, seyran olsun diye, bizi tekrar yeni bir yılın başına getirmiyor Rabbimiz Kuranında; geceye, gündüze, yıla, asra yemin ettiğine göre, bu vakitlerin kıymetini bilmeliyiz Belki son fırsattır, belki bir daha gözden geçirip hayatımızı, yeniden değerlendirebiliriz diye bu nimeti, tekrar sunuyordur önümüze Vaktin değerini, elimizdeki bu tek sermayenin yani, ömrün kıymetini bilelim diye
Rabbim, bana bir gün daha nasip etti, bir fırsat daha verdi, bak bu gün de yaşıyorum Öyleyse bu nimeti nasıl değerlendirmeliyim diye düşünmeliyiz Hiç olmazsa, her yılın başında, bir nefis ve vicdan muhasebesi yapmalıdır insan Bize ve konumumuza yakışanı budur Ağzımızdan çıkan sözlerin, dedikodu ve gıybetlerin, ellerimizin işlediği işlerin, ayağımızın yürüdüğü yolların, kulağımızdan beynimize ve kalbimize ulaşan her sözün, her şeyin hesabı yapılmalı inceden inceye Her duyguyu emanet bilmek gerek Ki, onları veren, bir gün geri isteyecek
Kolay değil bu…
Sadece bir yılın hesabından aklanıp ve temize çıkmak bile kolay değil Ya bütün bir ömrün hesabını vermek nasıl bir şey Bir de onu düşünelim
Atletler, yarışmalarda bir saliselik farkla rekor kırıyorlar En küçük bir zaman dilimi bile önemlidir sonsuz bir hayat için Neler, ne zenginlikler sığıyor bir saniyenin içine Bunu, hiç vakti kalmayan bilir ancak Ne mutlu, bir saniye içinde, bir ömür kadar uzun yaşayanlara
Evet, şimdi düşünelim hep beraber Gerçekten, şenlik yapacak, gülüp oynayacak kadar güzel mi geçirdik geçen yılı? Kaç gönül yıktık, ya da kaç viraneyi şenlendirdik? Kaç güzellik kattık dünyaya Allah için? Gıybetler, suizanlar, riyalar ve ihmâl ettiğimiz akrabalar, gerçek dostlar Ziyaretine gidemediğimiz hastalar Taziyeler…
İşte bunları düşünmeli, hesabını verebilmeli insan… Dürüstçe, mertçe Yüzleşmeliyiz hatalarımızla, günahlarımızla Kusurumuzu bilmek ve kabul etmek de bir erdem O zaman, kusur, kusur olmaktan çıkıyor ve belki affa bile müstahak oluyor
Allahım, kısa bir ömürde sonsuz bir hayatı kazanmak için gönderdiğin bizleri, başarılı kıl Sermayesini boş yerde harcayıp da huzuruna iflâs etmiş olarak gelenlerden eyleme Her yılın, her günün ayrı bir nimet olduğunu bilerek yaşamayı, bu inceliği, bu dikkati son nefese kadar kullanmayı, bizlere nasip et Unutur da gaflete düşersek, rahmetinden ümidini kesenlerden eyleme bizleri Âmin

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.