Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Forum İslam > İslami Genel Konular

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
hazırlanır, semazen

Semazen Nasıl Hazırlanır?

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Semazen Nasıl Hazırlanır?



Semazen nasıl hazırlanır?

Aktüel yine çok konuşulacak bir habere imza attı ve Semazenlerin münzevi hayatını sizler için aydınlattı…

Muhatabını sıkmayacak kadar kısa, ama kendine düşünme payı bırakacak kadar uzun bir fasıladan sonra; değil karşısındakini, dudaklarından dökülen sözü bile incitmekten haya ederek cevaplıyor sorumuzu: “Gönül ihtiyacı!” Karşımızda oturan genç adam altı yıllık bir semazen… Sorumuz da cevap kadar kısa aslında: “Sizi Mevleviliğe çeken ne oldu?” diye soruyoruz sohbetimize girizgâh kabilinden… Harun Kayaoğlu 33 yaşında, kuyumcu… Verdiği cevap da mesleğinin titizliğini taşıyor

Basit ama derinlikli, ince ince işlenmiş, hayattan süzülmüş… Ne çok şeyi özetliyor aslında: “Gönül ihtiyacı…” Hani insanın, “tamamdır, sağolun röportaj bitti, gerisini yazarız artık” deyip, bu sükûnet ehli insanların dünyasından, daha fazla rahatsızlık vermeden, istemeye istemeye kalkıp gidesi geliyor…

İstanbul-Acıbadem'de bulunan Mevlana Eğitim Ve Kültür Derneği'ndeyiz Dernek 1999'dan bu yana sema eğitimi veriyor Yıllarca Galata Mevlevihanesi'nde, Mevlevi kültürünün sema ritüelini sadece "buralı" değil dünyanın dört bir yanından gelen insanlara tanıtan da onlar

Evimiz dedikleri Galata Mevlevihanesinin tadilat çalışmalarının bitmesini iple çekiyorlar Bu kültürü tanıtmaya şimdilik Yenikapı Mevlevihanesinde ve Sirkecideki tarihi Hocapaşa Hamamında devam ediyorlar MEKDERin bir diğer önemi de, Mevlananın 800 doğum yıldönümü olan 2007de, sema ve tasavvuf müziği ekibiyle yaklaşık bir aylık bir Amerika turnesine çıkıp, Mevlevi kültürünü çok çok uzaklara taşımaları…

Bu mutfakta semazen pişiyor

Biraz gecikmekle birlikte “Peki, niye buradayız” sorusunu yanıtlamak icap ediyor artık Niyetimiz, artık dünya âlemin “estetikliği” konusunda hemfikir olduğu bir sema gösterisini bir kez daha görüntülemek değil “Semazen nasıl yetiştirilir” sorusuna yanıt aramak, çalışmalara katılmak… O yüzden işin mutfağındayız… MEKDER haftada bir gün dernekte, bir gün de Yenikapı Mevlevihanesinde sema eğitimi veriyor Dernek başkanı Abdül hamit Çakmut "Kapımız herkese açık" diyor "Ne olursan ol gel" diyen bir kültüre de bu yakışır zaten diyoruz "Ama" diyor Çakmut, "Mevleviliğe adım atan, sema ritüelinin bir spor olmadığının farkında olsun



Bu bir zikir, Mevlevi kültürünün zikri, çileli bir eğitimi var Hz Mevlana ne ararsan kendinde ara diyor Mevleviliğe adım atan, iyiliği de kötülüğü de kendi içinde arar O kötü, bu kötü, şu şöyle, bu böyle diye geliştirdiğiniz savunma mekanizmaları düşer Peki ben kimim diye sormaya başlar insan, sorabilen, kendi içine bakmayı başarabilen kalır, devam eder Bir hevesle gelip iki dönüp, huzura ereyim diyen elenir…”

“Öyle bir trafo varmış ki”

Sema eğitimini veren isim ise Kadri Yetiş, Mevlevi kültüründeki namıyla Kadri Dede Kadri Yetiş 80 yaşında, Türk Hava Yollarından emekli bir elektrik mühendisi İlk gençliğinden beri bu kültürün içinde Sayısız semazen yetiştirmiş bugüne kadar “Ben elektrik mühendisiyim ya, çok şey biliyorum sanıyordum” diyor Yetiş, “Ama sonra bir baktım, öyle büyük bir elektrik şebekesi varmış ki kâinatta, hepimiz aynı trafoya bağlıyız… İşte sema, o ana trafoyu, kaynağı, kaynağımızı, Yaradanı bize hissettiren bir zikir… Bir semazen dönerken Onunla, Ondan olduğunu hisseder, varlığı Onda kaybolur…”

Kadri Yetiş daha önce Mevlevi kültürü ve sema üzerine tek bir satır okumamış birinin bile kolaylıkla idrak edebileceği ustalıkla anlatmaya devam ediyor: “Hareket ve dönme var olma sebebimiz Kâinatta her şey dönüyor Bütün kâinat, gezegenler hatta atom zerrecikleri dönerek var oluyor İnsan topraktan gelir, toprağa döner Sema etmek bu dönüşe katılarak varlıktan kurtulup sonsuza karışmaktır Hiç olup, her şey olmak Tasavvuf inancında her şey bir; aynı kaynaktan Sema bu birliğin içinde kaybolmak, aşkla akışa katılmak Kâinata ait ama ondan sadece bir zerrecik olduğunu idrak etmek

Yetiş bizi çalışmalarına buyur etmeden önce sema ile ilgili önemli birkaç bilgi daha veriyor: “Hz Mevlanayla birlikte sema bir zikir olarak ritüelleşti ama geçmişi çok eskidir Hz Ebubekir ve Hz Ömer halka maddi yardımda yarış ederlermiş Bir gün Hz Ebubekir, Hz Muhammede sormuş, Allah bizden razı mı? Hz Muhammed, Allah sizden razı ya Ebubekir deyince, Hz Ebubekir memnuniyetinden vecde gelip, kendi etrafında dönmeye başlamış Semanın başlangıcı böyledir…” Artık merakla beklediğiözelmiz an geliyor

Birazdan sema eğitimi başlayacak… Yeni başlayanlar da, yıllardır sema eden semazenler de bu çalışmalara katılıyor Eskiler hem “Dede”ye bir anlamda yardımcı oluyor hem de “fiziki ve ruhani” formlarını koruyorlar Birkaç odalı derneğin, küçük odalarından birindeyiz Yerler ahşap, duvarlar bembeyaz Sade bir oda Semazen adayları ve usta semazenler bu kez nefsin kefenini sembolize eden heybetli beyaz “tennure”leriyle değil, nefsin mezar taşı saydıkları “sikke”leriyle değil eşofmanlarıyla karşımızdalar Dedik ya, bu kültürün mutfağındayız Ayaklar çıplak, eşofmanların paçaları sıyrılmış…

Sema, yüzyıllardır çivili bir tahta üzerinde öğretiliyor Kadri Dede de bu eğitimi aslına sadık kalarak vermeye devam ediyor Yaklaşık bir metrekarelik bir tahta, ortasında pirinç bir çivi… Meşk tahtası diyor semazenler… Evvela tahtanın önünde baş keserek (selam vererek) çivinin etrafına sağ elle bolca sofra tuzu serpiyorlar Bu, ayaklar kaymasın diye bir önlem… Semazen sonra çiviyi sol ayak başparmağı ve ikinci parmağın arasına alarak çalışmaya başlıyor

Bu çalışma dengeyi sağlamak için yapılıyor Tıpkı bir pergel gibi, sol ayağın sabit kalması bu çalışmadaki emeğe bağlı Sol ayak sabit kalırken, sağ ayakla 360 derece dönüyor semazen Buna “çark atmak” deniyor Semazenlikte sol ayağa “direk”, sol ayağa ise “çark” adı veriliyor Sağ ayağın dönüş gücüyle bütün vücut dönüş yapıyor Bu arada sağ kol üstte olacak şekilde, kollar çapraz olarak bağlı Dönerken “kol açmak” ise çivili tahta eğitimi bittikten sonra öğretiliyor Ardından çark atarak yürümek ve düz hat boyunca sağa sola sapmadan ilerleme faslı geliyor Sema ayinine çıkabilecek kadar, bu işi öğrenmeye “sema çıkarmak” deniyor

Bunun süresi kişiden kişiye değişse bir semazenin olgunlaşması ortalama bir seneyi buluyor Gelelim semazenlerin sıklıkla duydukları için, pek hazzetmedikleri meseleye… “Başları dönmüyor mu, mideleri bulanmıyor mu?”… Onlar her ne kadar bu soruları çok sık duyup, sıkılsalar da, bu kültüre dışarıdan bakanlar meraklarında haklılar aslında İlk dönemlerde tabii ki, bazı sorunlar yaşıyor semazenler Ufak tefek baş dönmeleri, mide bulantıları oluyor

Buna Mevlevi kültüründe “safra atmak” deniyor “Kötülüklerden arınmak, iç temizliği” gibi derin anlamları da var bu tabirin Fakat istikrarlı bir çalışmayla bunun da üstesinden geliyorlar Sema sırasında sabit bir noktaya bakmak ise baş dönmesini engelliyor Etrafta olup bitenle ilgilenmiyor semazen Bu sabit nokta ise sol elin başparmağı…

Öğrenip aktarmaya çalıştıklarımız işin “teknik” kısmıAslında Mevlevilik meşakkatli bir “iç terbiye”den geçmeyi gerektiriyor Kadri Dede, “Mevleviliği dinden ayrı görme temayülü var Mesnevi bir nevi Kuran tefsiridir Biz burada evlatlarımıza, dini bilgiler veririz önce Tasavvuf, semazenlik sonra gelir Bazı tarikatlarda nefsi yok etmek amaçlanır

Bu mümkün değildir Biz nefsi, egoyu eğitmeyi amaçlarız” diyor ve üzerine uzun uzun düşünülebilecek bir “son söz”le konuyu detaylandırıyor: “Nefs, ego vahşi bir attır ve biz dizginlerini elimize almayı öğreniriz Mevlevilikte Onun bizi götürdüğü yere gitmeyiz, biz onu istediğimiz yere götürürüz…”

BİR SEMA ÖNCESİ

Bu kez, sema eğitiminin verildiği dernekte değil, derneğe bağlı semazenlerin düzenli olarak sema gösterisi yaptığı mekânlardan Sirkecideki Hoca Paşa Hamamındayız Semazenler ve müzisyenler giyinip, hazırlıklarını yapıyor Sema meydanına önce müzisyenler yani mutrıb heyeti çıkıyor O yüzden müzisyenler telaşlı bir şekilde giyinip, enstrümanlarının akordunu kontrol ediyor Aynı zamanda Mukabele de denilen sema gösterisinin bir anlamda “yakıt”ı müzik

Gösteri naathan tarafından okunan “Naat-ı Şerif”le başlıyor Itrıye ait bu beste bir anlamda Hz Peygambere bir övgü Sonra ney taksimine geçiliyor Kudümun ilk vuruşu ise kâinatın yaradılışındaki “Kûn” yani “Ol” emrini sembolize ediyor Sema böyle başlıyor “Sema ayini” kavramı ise gösteri başlamadan önce ve gösteri sırasında semaya eşlik eden bestelere, taksimlere ve naatlara verilen isim Yani işin “musiki” kısmı Kanun, tambur gibi enstrümanlar da sema ayininde kullanılsa da ney ve kudüm olmazsa olmaz

Paravanın hemen önüne dizilip sema meydanına çıkmaya hazırlanan müzisyenlerin başında duran Neyzen Emre Tombul ayaküstü, neyin tasavvuf kültüründe ve sema ritüelindeki önemini anlatırken aslında hem bize bilgi veriyor hem kendini ayine hazırlıyor:

“Mesnevi, Dinle dinle neyden/ Nasıl şikâyet eder/ Ayrılıklardan hikâyet eder/ Koptuğumdan beri kamışlıktan ben/ Ağlar kadınerkek inleyişimden/ İsterim hasretle doğranmış yürek/ Derdimi dökeyim feryat ederek/ Aslından kopup da ayrı kalanlar/ Gene o kavuşma gününü arar sözleriyle başlıyor Aslında Mevlananın bahsettiği bu ayrılık insanın talihini de anlatıyor Aslından kopup beden hapishanesine yollanan insan ruhunun acısı, hasreti neyin feryadında gizli Sema, aslından kopup dünyaya gönderilen insanın aslına kavuşma, bir olma çabası

SERKANT DERVİŞOĞLU (Bilgisayar teknisyeni, 32)
“BUYUR GEL”
“Dokuz senedir sema ediyorum Aslında ney öğrenmek istiyordum yıllar önce, Mevlevilikle ilgili hiçbir bilgim yoktu Galata Mevlevihanesinde bir sema ayinine gittim Çıkışta Kadri Dedeyle konuştum Sen bir boy abdesti al derneğe gel, seni semazen yapalım dedi… Son dönem semazen olmak için başvuranların sayısı arttı ama bu dışarıdan göründüğü kadar kolay değil Bütün eksiklikleri, kötülükleri kendinde görmeye hazır mısın? O zaman buyur gel…”

HARUN KAYAOĞLU (Kuyumcu, 33)
“MUTLAK BİR SESSİZLİK”
“Ben kendi adıma pek çok konuda susmamın konuşmaktan daha evla olduğunu öğrendim bu yolda Sema ederken de mutlak bir sessizlik içindesinizdir Etrafınızdakileri görmezsiniz Yaradanın huzurunda olduğunuzu hissedersiniz Kim olduğunuzu, ne olduğunuzu unutursunuz…”

MİKAİL TOSUN (Güvenlik görevlisi, 31)
“KEŞKE HEP ORADA KALSAYDIM”
“Sema ederken her çarkta (dönüşte) Allah zikrini yaparız Çok ilginç, sema bittikten sonra da vücudumun kendi kendine Allah demeye devam ettiğini hissediyorum Ve tatlı bir hüzün hissediyorum Keşke hep orada kalsaydım dediğim tarifsiz bir yerden, yeniden dünyaya düşmek gibi…”

ATAKAN ÇETİN (Vitrin düzenlemeci, 22) “AHİRETLE DÜNYA ARASINDAKİ BOŞLUK”
“11 yıldır sema ediyorum Sema aklın aşka karıştığı an O duygunun peşinden koşturuyoruz Sema, ahiretle dünya arasındaki boşluk Bir arkadaşımın arkadaşı semazenler mağarada falan mı yaşıyor, günlük hayatta görebilir miyiz onları diye sormuş…

SEYİT GÜMÜŞ (Lise öğrencisi, 17)
“SEYİT MEYİT KALMIYOR SEMA EDERKEN”
Dört yıldır sema eden Seyit Gümüş, ekibin en genç üyesi Sessiz, edepli ve mahcup Çok konuşmuyor ama sema ederken yaşadığı hali öyle güzel özetliyor ki, bize de “Eyvallah” demek düşüyor: “Seyit meyit kalmıyor sema ederken… Yok oluyorum, sonra yine varlığa bürünüyorum…”

SEMAZEN SÖZLÜĞÜ
DİREK: Sol ayak ÇARK: Sağ ayak
ÇARK ATMAK: Sol ayak sabit kalmak kaydıyla, sağ ayakla 360 derecelik dönüş yapmak
TENNURE: Beyaz semazen kıyafeti, nefsin kefenini sembolize ediyor
SİKKE: Semazenlerin başlarına giydikleri, keçeden yapılan özel başlık Nefsin mezar taşını sembolize ediyor
MEŞK TAHTASI: Sema eğitimi yaptıkları çivili tahtaya verilen isim

Alıntı Yaparak Cevapla

Semazen Nasıl Hazırlanır?

Eski 11-04-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Semazen Nasıl Hazırlanır?



Kıyafetlerinizin anlamları nelerdir?

Siyah hırka kabiri toprağı, Tennure saflığı ve kefeni, sikke ise tevhidi ve mezar taşını ifade eder

Post'ta oturan kişi kim?

Kırmızı Post'a oturan kişiye Postnişin denir Hz Mevlana'nın makamını temsil eder Herkesin oturması uygun değildir

Postnişin'in başındaki Destarın anlamı nedir?

Sarık kelimesinin Farsça karşılığı Destar'dır Sarık sarmak Hz Peygamber'in sünnetidir Mevlevilerde Destar sarmak, Şeyhlerin ve Halifelerin hakkıdır Şeyh, seyyid ise; yani Hz Muhammed'in soyundansa yeşil, değilse beyaz destar sarar Halifeler ve Çelebiler, dühani, yani bakılınca siyah görünecek derecede mor destar sararlar Çelebiler, destarı, alttan sikke görünmeyecek tarzda sarar, çelebi olmayanların destarlarının alt tarafından sikkeleri görünür

Şeyh'in elini öpüyorsunuz oda size birşey söylüyor bunun anlamı nedir?

Semazen şeyhe doğru ilerler ve şeyhin açıkta duran elini, şeyh de eğilerek onun sikkesini öper Orada konuşma yoktur

Otururken niçin secde ediyorsunuz?

Mevlevi sâliki, eline aldığı her şeyi, meselâ su içeceği vakit bardağı, eline aldığı kahve fincanını, yatacağı vakit ve kalktığı zaman yastığını, üstüne çekerken ve üstünden atarken yorganını, giyer ve çıkarırken, hırkasının ve çamaşırını yakasını, sikkesinin kenarını, otururken veya kalkarken yeri öper bu öpüşe de görüşmek denir Bu suretle küllî ruhun her şeye sâri olduğu, daha doğrusu her varlık, tek ve mutlak varlığın tezahürü bulunduğu anlatılmış olur

Meydanı 3 kere dolaşıyorsunuz bunun anlamı nedir?

Mevlevi dervişinin hırkası kabridir, sikkesi de mezar taşı Otururken ölmüş sayılan derviş, adeta bir sur sesini duyup dirilir ve Devr-i velediye başlar Bu bakımdan Devr-i Veledi ölümden sonra dirilmeye benzer Semahaneyi ikiye böldüğü kabul edilen hatt-ı istivâa, bu çizginin sağ tarafı zahir alemi ve sol tarafı da batın alemidir Bu devirler, şeyh denilen mânevî terbiyecinin rehberliğinde Mutlak Hakîkati “İlm-el Yakîn” olarak bilişi, “Ayn-el Yakîn” olarak görüşü, “Hakk-al Yakîn” olarak da Ona erişi sembolize eder

Post'un yanında niçin birbirinize eğiliyorsunuz?

Şekilde gizli ruhun ruha selamıdır Semâ meydanının sağ tarafından post hizasına gelen semâzen, Hatt-ı İstivâya basmadan ve posta sırt çevirmeden dönerek karşıya geçer Böylece arkasından gelen semâzenle karşı karşıya gelir Bir an göz göze gelen iki derviş, aynı anda öne doğru eğilerek birbirlerine baş keserler Böylece herkes birbiriyle selâmlaşmış olur ki buna "cemâl seyri" veya "cemâl cemâle gelmek" denilir

Hırkanızı niye öperek yere bırakıyorsunuz?

Mevlevi dervişleri üzerindeki hırkayla görüşerek, sembolik olarak kabrinden kalkarak hakikate doğar ve kollarını bağlayarak bir rakkamını temsil eder Böylece Allah'ın birliğine şehadet eder

Yapılan bu 4 selamın anlamı nedir?

ISelâm, insanın kendi kulluğunu idrâk etmesidir

IISelâm, Allahın büyüklüğü ve kudreti karşısında hayranlık duymayı ifâde eder

IIISelâm bu hayranlık duygusunun aşka dönüşmesidir

IVSelâm ise insanın yaratılıştaki vazîfesine yani kulluğa dönüşüdür Çünkü İslâm da en yüce makam, kulluktur

Semazen ayakta dururken sağ ayağının başparmağı sol ayak başparmağının üzerinde niçin?

Bu duruma "ayakları mühürlemek" denir Sebebi ise Hz Mevlana'nın ahçıbaşısı Ateş Baz-ı Veli ye hürmeten yapıldığı söylenir

Sema' ya başlamadan önce birisi birşey okuyor, bu nedir?

Sema Töreni, “Nât-ı Şerîfle başlar Nât-ı Şerîf kâinatın yaratılmasına vesîle olan, yaratılmışların en yücesi HzMuhammedi öven, HzMevlânânın bir şiiridir XVIIyüzyılda bestekârlarından “Itrî” adıyla tanınan Buhûrîzâde Mustafa Efendinin Rast makamından bestelediği bu nat-i, nat-hân ayakta ve sazsız okur

Semazen'in hareketlerinin anlamları nelerdir?

Niyaz vaziyetinde ayakta durması Allah'ın birliğini, tevhid'i temsil eder

Sema ederken sağ eli yukarıya sol eli aşağıya bakacak şekildedir "Allah'tan aldıklarını kendisine mal etmeden halka ulaştırmaktır; bir yokuz; görünüşte var olan; vasıtalık eden bir suretten başka şey degiliz" Aynı mealde "Göğe ağarız, yere yağarız; aleme rahmetsiz; sıfatlardan zata varırız; zattan sıfatlar alemine, zuhur alemine geliriz; alemlere rahmet olan Hz Muhammed'de ((SAV)) yok olmuşuz biz demektir

Sema vaziyeti sanki ters bir "la" şeklindedir insan gövdesiyle beraber "illa" ya tekabül eder "la" ve "illa", müslümanlığın esas umdesi olan "la ilahe illallah"(Allah'tan başka ilah yoktur) sözünü temsil etmekle beraber mutlak varlığı ispat, ondan başka bütün mevhum varlıkları nefiy (reddetme) esasını içine alır

Herkes semazen olabilir mi?

Mevlevilerde sema'; aşk ve cezbeyi meydana getirmek için bir vesiledir Her Mevlevi, mutlaka sema' etmesini bilir Meşk edip sema' etmeyi öğrenmiye "sema' çıkarmak", sema' öğrenmiş Mevleviye de "sema'zen" adı verilirMevlevi olmadan Semazen olunmaz Çünkü Sema' Mevleviliğin bir cüzüdür

Semazen olmak için nasıl bir eğitim alınıyor?

Yuvarlak bir tahtanın ortasında bir çivi vardır Çivi, sabit bir şekilde sema etmeye alışmanız içindir Çivinin olduğu yere antiseptik görevi görsün diye tuz da dökülür Sol ayak başparmağı ve ikinci parmak çivinin arasına sokulur ve ilk başlarda 18 çark atılır Sema'ya ilk başlayan tennure giymez, normal kıyafetle döner Atılan çarklar her gün fazlalaştırılır Bu sırada ellerimiz çapraz şekilde omuzlarımıza kavuşturulur Bakıldığında '1' sayısı gibi gözükürsünüz Öyle durulmasının amacı, 'Allah'ın birliğine şahadet ediyorum' anlamına gelir Atılan çarklar fazlalaştıkça, yavaş yavaş kollar açılır Belli bir süre sonra tennure giyilir Sema aç karnına yapılır Bir de mühim olan fıldır fıldır dönmek değil, dönerken Allah'ı düşünmektir

Her yerde Sema' yapılırmı yada bunun bir zamanı ve yeri varmı?

Kitaplarda yazıldığına göre evvelce mukabele günü ve vakti yokmuş İhvan toplanır sohbet esnasında bir vecd, bir zevk hâsıl olursa şeyh, meydancıya emreder, o da canlara haber verir, semâ'hâneye gidilip mukabele yapılırmış

Otellerde, Lokantalarda, düğün-sünnet, Fuarlarda velhasıl heryerde hatta şarkıcıların yanında Sema' yapılıyor bu Sema' mıdır?

Sema' olmadığını orada bulunanlarda söylüyor Ama yapmayın dendiğinde herkes yapıyor ve insanlar istiyor gibi bir manasız cevap çıkıyor karşınıza
Adabına uygun olarak yapıldığında kimsenin söz söylemeye hakkı olamaz Çünkü bu işin aslı zikirdir ve zikrin yapılacağı ortam ve yer önemlidir

Genelde yapılan bir tartışma var Bayan semazen olurmu?

Bayan semazen olmaz olurmu ve neden olmasın Tarihte kadın Semazen vardır Fakat 700 sene içersinde kadın ve erkek yanyana dönmemiştir Ancak aile meclislerinde kadın erkek yanyana olabilir Bunu kadın erkek eşitliği ile anlatmak çok mantıksız olur, Hz Mevlana'nın kadına verdiği önemi söylemeye bile gerek yoktur

Sema' öğrenmek ve Sema' etmek isteyen bay ve bayanlara ne önerirsiniz?

Önce HzMevlana'yı ve Mevleviliği tanımaları gerekirMevleviliğin adab ve erkanı hakkında kitaplar vardır İlk önce kendilerini fikir planında eğittikten sonra Sema' etmeyi düşünmeleri lazımNaçizane tavsiyemiz; bu zamana kadar Mevleviliğe giriş kitabı sayılan Sultan Veled'in Maarif adlı kitabını da okumaktır

Mevleviliği öğrenmek isteyenler ne yapmalıdır?

Semazenliği öğrenmek isteyenlere verdiğimiz cevap gibi ilk önce okumak, okumak, okumak

Herkes Mevlevi olabilir mi?

Böyle bir ayrım olabilir mi Herkes olabilir

Yurtdışında Sufizm diye bir akım var, Mevlevilik bu akımın içinde midir?

Sufizm anlamı aslında Tassavvuf akımı demektir bu anlamda Mevlevilik bu ekole dahildir Ama kullanıldığı yer bakımından Sufizm, inancın önemi olmadan tasavvufdan zevk alma gibi kullanılıyor Her dinin içinde yer alan mistik bölümleri bayraklaştırarak bir ekol olarak kullanmakta Mevlevilikte ise Allah inancı çok önemlidir Allah ve Peygamber sevgisi, Hz Mevlana'nın kitaplarında en önemli yeri tutarVelhasıl bu bir bütündür İnanç olmadan tasavvuf içi boş birşeydir

Bir Mevlevi'nin yaşantısı nasıl olur?

Sanat tarihimizin hiçbir şubesi yoktur ki onun en seçkin simaları arasında temiz yüzü, asil tavırları ve zarif giyinişiyle bir Mevlevi görünmesin Mevlevilik daima sevilen ve hürmet gösterilen bir müessese olarak kalmış ve Mevleviler de kendi çevresinde hareketleri, tavırları, vakarları ve saygı ve hoşgörülüğü ile herkesin beğenisini kazanmıştır

Mevleviler herkese elinden geldiği kadar iyilik ve nezaketle davranır ve kattiyetle karşılık beklemez Hazreti Mevlana'nın esas hali aşk halidir, bunun için Mevlana muhipleri ve müntesipleri birbirlerini gördükleri zaman "aşkı niyaz ederim" diyerek birbirlerine aşk-ı dua ederler

Edeb çok önemlidir, Edebsizde aşk olmaz onun için Mevlevi'de olamaz, Edebe riayet etmemek en büyük nezaketsizliktir Mevleviler Edebe riayet ederler

Temiz ve güzel giyinmekte Mevlevi adabı arasındadır

Bazen sizlere Derviş deniyor, siz Derviş misiniz?

Sözlük anlamıyla Tarikata dahil olmuş kişi, Alçak gönüllü, hoş görür kimse demektir Ayrıca bütün tarikatlerde bendelerine derviş ismi
verilmektedir

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.