Kabir Ve Ahiretle İlgili Rüyalar |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Kabir Ve Ahiretle İlgili RüyalarKabir ve Ahiretle İlgili Rüyalar Bu hususta Hz Peygamber (SAV) Efendimiz şöyle buyurmuştur: “Rüyasında beni gören gerçekten beni görmüştür, çünkü şeytan benim suretime giremez” [1] Ömer b Hattâb (RA) şöyle anlatmıştır: “Rüyamda Resûlullah'ı (SAV) gördüm; bana bakmıyordu —Ey Allah'ın Resûlü, neden bana bakmıyorsunuz? diye sordum, bana döndü ve: —Oruçluyken hanımını öpen sen değil misin? buyurdu, ben de: —Nefsimi kudret elinde bulunduran yüce Allah'a yemin olsun ki, bundan sonra, ömrüm boyunca, oruçluyken bir kadını (hanımımı) öpmeyeceğim, dedim" [2] Hz Abbâs (RA) anlatıyor: “Ben Ömer b Hattâb'ı (RA) severdim; Ölümünden sonra onu rüyamda görmek istedim ve ancak bir sene sonra görebildim Rüyamda, bir yandan alnından akan terleri siliyor, bir yandan da, “Hesaptan daha yeni kurtuldum; eğer şefkatli ve merhametli olan rabbim bana yardım etmeseydi şimdi burada olamazdım” diyordu Hasan b Ali (RA) anlatıyor: “Babam Ali (kv) şöyle anlattı: Bir gece rüyamda Resûlullah (SAV) karşıma çıktı Kendisine: —Ey Allah'ın Resûlü! (fitne peşinde koşan) şu bazı kimselerden nedir başıma gelenler? dedim Resûlullah (SAV): —Onlardan kurtulmak için dua et, buyurdu Ben de: —Allahım! Beni bunların içinden kurtarıp onlardan daha hayırlı olanlara kavuştur Onların başına da benden daha kötü birini getir, diye duada bulundum" Hz Hasan (RA) der ki: “Ertesi sabah babam namaz kıldırmak için mescide gitti ve İbn Mülcem tarafından hançerlenerek şehid edildi" [3] Meşayihlerden biri anlatıyor: «Rüyamda Resûlullah'ı (SAV) gördüm “Ey Allah'ın Resûlü, benim için istiğfarda bulun” dedim Yüzünü benden çevirdi Ben, “ Yâ Resûlellah! Süfyân b Uyeyne'nin bize, Muhammed b el-Münkedir'den, onun da Câbir b Abdullah'tan naklettiği bir hadiste, senden bir şey istenildiği vakit, “Hayır” dediğin işitilmemiştir” dedim Bunun üzerine Resûlullah (SAV) bana döndü ve, “Allah seni bağışlasın” buyurdu» [4] Abbâs b Abdülmuttalib (RA) anlatıyor: “Cahiliye döneminde iken Ebû Leheb ile kardeşim olmasının haricinde samimî bir dostluğum vardı Öldüğünde Allah (cc) onun hakkında âyetler indirmiş, bu âyetleri okuduğumda hem kardeşim olması ve hem de geçmişteki dostluğumdan ötürü onun düştüğü bu durum beni üzmüştü Bir sene boyunca Allah Teâlâ'dan onu bana rüyamda göstermesini istedim Sonunda onu gördüm; ateşler içinde yanıyordu Durumunu sorduğumda, “Cehenneme gönderildim, pazartesi günleri hariç her gün ve her gece hiç hafifletilmeden azap çekmekteyim” dedi “Pazartesi neden azabın hafifliyor?” diye sordum, şöyle anlattı: “Muhammed'in doğduğu geceydi Bir kadın hizmetçi gelerek Âmine'nin doğum yaptığı müjdesini verdi Çok sevindim, öyle ki bu sevincimden bir cariyemi hürriyetine kavuşturdum İşte Muhammed'in doğumuna gösterdiğim bu sevincim sebebiyle Allah (cc) her pazartesi günü benden o şiddetli azabı kaldırmaktadır” Tâbiînden Abdülvâhid b Zeyd (rah) anlatıyor: “Hac farizasını ifa etmek üzere yola çıktım Bu yolculukta bana bir adam arkadaşlık etti Bu adam, otururken, kalkarken, yürürken hâsılı her işinde Resûlullah'a (SAV) salât-ü selâm getiriyordu Bunun sebebini sorduğumda şöyle anlattı: —Mekke'ye ilk gidişimde yanımda babam da vardı Hac vazifesini bitirip geri dönmüştük Yolda konaklardan birisine uğradık Orada uyumuştum Uykumda bana birisi geldi ve: “Kalk, baban öldü; Allah (cc) onun yüzünü simsiyah etti” dedi Korku içinde uyandım, hemen babamın üzerindeki örtüyü kaldırdım, bir de ne göreyim; babam ölmüş ve yüzü simsiyah olmuştu İçimi bir korku ve ürperti kapladı Böyle üzüntü ve keder içinde beklemekte iken uyuya kalmışım Rüyamda ellerinde demir sopalarla dört siyah adam babamın başucuna dikilmişlerdi Tam o esnada güzel yüzlü, üzerinde iki yeşil elbise bulunan bir adam çıkageldi ve onlara: “Hemen o adamın yanından uzaklaşın” dedi Babamın yüzünü eliyle sıvazladıktan sonra yanıma geldi ve: “Kalk, Allah (cc) babanın yüzünü bembeyaz etti” dedi Ben, “Anam babam sana feda olsun, sen kimsin?” dedim O, “Ben Muhammed'im” dedi Hemen uyandım, gidip babamın üzerindeki örtüyü açtım, yüzü bembeyaz olmuştu İşte o günden sonra Resûlullah'a (SAV) salâvat getirmeye devam ettim" Ömer b Abdülaziz anlatıyor: “Rüyamda Resûlullah'ı (SAV) gördüm, yanında Hz Ebû Bekir ve Hz Ömer de vardı, hep birlikte oturuyorlardı Ben de selâm verip oraya bir yere oturdum İşte böyle otururken birden Hz Ali ve Muâviye çıkageldiler ve bir odaya girdiler, sonra kapı üzerlerine kapandı Ben onların girdiği yere bakıyordum ki çok geçmeden Hz Ali içeriden çıktı ve: Kâbe'nin rabbine yemin olsun O (cc) benim lehime hüküm verdi” dedi Yine çok geçmeden ardından Muâviye çıktı O da: “Kâbe'nin rabbine yemin olsun ki Allah (cc) beni bağışladı” diyordu" Birgün İbn Abbâs (RA), “İnnâ lillâhi ve innâ ileyhi râciûn” diyerek uyandı ve: “Vallahi Hüseyin şehid edildi” dedi İbn Abbâs (RA) bu rüyayı Hz Hüseyin (RA) şehid edilmezden evvel görmüştü, arkadaşları ise böyle bir şeyin olmayacağını söylemişlerdi İbn Abbâs (RA), “Rüyamda Resûlullah'ı (SAV) gördüm elinde bir bardak ve içinde de kan vardı Bana: Ümmetimin benden sonra neler yaptığını bilmiyor musun? Oğlum (torunum) Hüseyin'i öldürdüler Bu da onun ve onunla beraber mücadele verenlerin kanıdır Onu Allah'ın katına çıkarıyorum” dedi” Bu olaydan yirmi dört gün sonra, Hz Abbâs'ın (RA) rüyayı anlattığı günde Hz Hüseyin'in şehit edildiği haberi getirildi Hz Ebû Bekir (RA) bazı salihlerce rüyada görüldü Kendisine: “Hayatta iken hep, “Beni nereye götürecekse şu dilim götürür” diyordun, rabbin sana nasıl muamelede bulundu?” diye sorulunca: “Dilimle, Lâ ilâhe illâllah dedim, beni cennete götürdü” diye cevap verdi BAZI SALİHLERİN RÜYALARI Büyüklerden biri anlatıyor: “Rüyamda Mütemmim ed-Devrıkî'yi gördüm “Efendim, Allah (cc) size nasıl bir muamelede bulundu?” diye sordum Şöyle anlattı: “Beni cennetlerde gezdirdiler; sonra: Ey Mütemmim, cennetlerde hoşuna giden bir şey oldu mu?' diye soruldu, ben: Hayır' dedim İşte o zaman bir ses, “Eğer hoşuna giden bir şey olsaydı, seni onun yanında bırakır bana ulaştırmazdım' dedi” Yusuf b Hüseyin[5] vefatından sonra bazı salihlerce rüyada görüldü Kendisine, “Allah (cc) sana nasıl muamelede bulundu?” diye soruldu O, “Bağışlandım” cevabını verdi “Hangi amelinle bunu kazandın?” diye sorulunca da, “Oyun eğlence ile ciddî işleri birbirine karıştırmadığımdan” dedi Ebû Abdullah Zerrâd rüyada görüldü Kendisine, “Allah Teâlâ sana ne muamele etti?” diye sorulunca: “Beni huzurunda durdurdu, dünyada yapıp da itiraf ettiğim bütün günahlarımı bağışladı, ancak itiraf etmeye utandığım bir günahımı bıraktı Beni yüzümdeki etler dökülünceye kadar huzurunda ter içinde durdurdu, sonra affetti” dedi Kendisine, “O günahın ne idi?” diye sorulunca: “Bir gün güzel bir şahsa (şehvetle) bakmıştım, onu ilâhî huzurda zikretmeye hayâ ettim!” dedi Ebû Câfer Saydalânî (rah) anlatıyor: “Rüyamda Hz Peygamber'i (SAV) gördüm; etrafında bir grup fakir derviş vardı O sırada gökyüzü yarıldı ve iki melek indi; birisinin elinde leğen, diğerinin elinde ise bir ibrik vardı Melek leğeni Hz Peygamber'in (SAV) önüne koydu, Efendimiz ellerini yıkadı; sonra meleklere emretti, leğeni diğerlerinin önüne getirdiler, hepsi ellerini yıkadı Sonra leğeni benim önüme koydu Meleklerin birisi diğerine, “Bunun eline dökme, çünkü bu onlardan değil” dedi Ben, “Yâ Resûlellah! Bir hadis-i şerifinizde, Kişi sevdikleriyle beraberdir' buyurmadınız mı?” dedim Efendimiz (SAV), “Evet, öyle” buyurdu O zaman Ben, “Ben sizi ve bu fakirleri seviyorum” dedim Bunun üzerine Hz Peygamber (SAV): “Onun eline de dök, o da onlardandır!” buyurdu Cüneyd-i Bağdâdî (ks) şöyle anlatmıştır: “Rüyamda kendimi insanlara vaaz ederken gördüm O sırada karşıma (insan sûretinde) bir melek durarak: “Allah'a yakın olan kulları O'na en fazla yaklaştıran şey nedir?” diye sordu Ben de, “Dinin ölçülerine tam uygun olarak yapılan gizli ameldir” dedim Melek, “Vallahi bu Hak tarafından söyletilen doğru bir sözdür!” diyerek dönüp gitti” Mecma' rüyada görüldü “Öbür âlemde ne gibi durumlar vardır?” diye soruldu “Dünyaya önem vermeyen zâhidlerin, dünya ve âhiret hayırlarını alıp götürdüklerini gördüm” diye cevap verdi Şam halkından biri Alâ b Ziyâd'a, “Rüyamda senin cennetlik olduğunu gördüm” dedi Bunu işiten Alâ, “Herhâlde şeytan bana bir kötülük yapmak istedi, fakat Allah tarafından ondan korundum, bunun üzerine şeytan beni sapıtmak için kendisine yardımcı olacak bir şahsı (seni) bana gönderdi” dedi (Yani bu sözün kendisini aldatıp gevşeteceğinden korktu) Muhammed b Vâsi' (rah) der ki: “Rüya mümini sevindirir; aldatmaz ya da gururlandırmaz” Sâlih b Beşir (rah) anlatıyor: “Atâ es-Sülemî'yi rüyamda gördüm Kendisine, “Sen dünyada kusurlarından dolayı sürekli hüzün ve üzüntü içinde idin, Allah Teâlâ sana ne muamele yaptı?” diye sordum Hazret, “Vallahi bu hüznün peşinden Allah bana sürekli bir rahatlık ve ebedî bir sevinç verdi” dedi Kendisine, “Şimdi hangi derecedesin?” diye sordum, “Allah'ın kendilerine nimetler verdiği peygamberler, sıddıklar, şehidler ve sâlihlerle birlikte!”[6] dedi Rüyada görülen Zürâre b Ebî Evfâ'ya, “Sizin yanınızda hangi amel daha faziletlidir?” diye soruldu Zürâre, “Allah'tan (cc) razı olmak ve hedefleri (emelleri) kısa tutmak” cevabını verdi Yezîd b Mez'ûr anlatıyor: “Vefatından sonra Evzâî'yi rüyamda gördüm Ona künyesiyle hitabe ederek, “Ey Ebû Amr! Beni Allah'a yaklaştıracak bir amel göster” dedim Şöyle cevap verdi: “Ben burada âlimlerin derecesinden daha yüksek bir derece görmedim, onların derecesinden sonra kalbi hüzünlü olanların derecesi gelmektedir” Ravi der ki, Yezîd b Mez'ûr salih ve yaşlı biriydi, durmadan ağlardı Süfyân b Uyeyne (rah) anlatıyor: “Rüyamda kardeşimi gördüm “Kardeşim, Allah (cc) sana nasıl muamelede bulundu?” diye sordum “İstiğfar ettiğim günahları bağışladı, etmediklerimi ise bağışlamadı” cevabını verdi Ali et-Talhî (rah) anlatıyor: “Rüyamda dünya kadınlarına hiç benzemeyen bir kadın gördüm Ona, “Sen kimsin?” diye sordum, “Huriyim” dedi “Benimle evlenir misin” dedim, “Efendimden ister ve mehrimi de verirsen olur” dedi “Mehrin nedir?” dedim, “Nefsini ondan gelecek afetlere karşı korumandır” dedi İbrahim b İshâk Harbî anlatıyor: “Rüyamda Zübeyde'yi[7] gördüm Kendisine, “Allah (cc) sana nasıl muamelede bulundu?” diye sordum “Beni bağışladı” dedi “Mekke yolunda hacıların istifadesi için yaptırdığın han hamam, çeşme vs hizmetlerinden dolayı mı?” diye sordum, şöyle cevap verdi “Orası için yaptığım harcamaların hepsinin sevabı (devlet malından harcadığım için) kendi sahiplerine ulaştı Beni kurtaran ise onları yaparken hayır için niyetlenmemdir” Süfyân-ı Sevrî vefatının ardından rüyada görüldü, kendisine, “Allah sana ne muamele yaptı ?” diye sorulunca, Hazret: “İlk adımımı sıratın üzerine koydum, ikinci adımımı cennete attım!” dedi Ahmed b Ebi'l-Havârî anlatıyor: “Rüyamda daha önce hiç görmediğim güzellikte bir huri gördüm; nurdan yüzü parlıyordu, kendisine, “Ne kadar nurlu bir yüzün var; bunu nasıl elde ettin?” diye sordum; huri, “Geçenlerde göz yaşı döktüğün geceyi hatırlıyor musun?” dedi Ben de, “Evet” dedim Huri, “İşte o gözyaşlarını aldım yüzüme sürdüm; yüzüm bu şekilde nurlandı” dedi Ebû Bekir Kettânî (ks) anlatıyor: “Rüyamda Cüneyd-i Bağdâdî'yi gördüm “Allah (cc) sana nasıl muamelede bulundu?” diye sordum, Hazret, “O faydasız ibare ve konuşmalar yok olup gitti; yaldızlı sözlerden hiç bir eser kalmadı Burada faydasını gördüğümüz ancak, gece yarısı kalkıp Allah için kıldığımız birkaç rek'atlık namazlardır” diye cevap verdi Zübeyde (binti Ebû'l-Fazl Câfer) rüyada görüldü Kendisine, “Allah (cc) sana nasıl muamelede bulundu?” denilince, “Şu dört kelime hürmetine affedildim dedi: Lâ ilâhe illâllah ile ömrümü tüketeceğim, Lâ ilâhe illâllah ile kabrime gireceğim, Lâ ilâhe illâllah ile baş başa kalacağım, Ve onunla rabbime kavuşacağım Bişr-i Hâfî rüyada görüldü; kendisine, “Allah Teâlâ sana ne muamele yaptı?” diye sorulunca şöyle demiştir: “Beni affetti ve bana, “Ey Bişr, benden bu kadar korkmaya utanmıyor musun (dost dosttan ümitsiz kalacak şekilde bu derece korkar mı) dedi” Ebû Süleyman Dârânî rüyada görüldü Kendisine, “Allah (cc) sana ne muamelede bulundu?” diye sorulunca, “Beni affetti Benim için sûfîlerin ince ve kapalı mânalı işaretlerinden (tam anlayıp anlatamadığım ve hakkını veremediğim şeylerden) daha zararlı bir şey görmedim” demiştir Ebû Bekir Kettânî anlatır: “Rüyamda bir genç gördüm, ondan daha güzel bir kişi görmemiştim Kendisine, “Sen kimsin?” diye sordum Genç, “Ben takvâyım” dedi “Nerede durur, nerede oturursun?” diye sordum, “Allah için hüzünlü ve üzüntülü olan her kalpte” dedi Sonra diğer bir tarafa yöneldim; siyah yüzlü, çirkin mi çirkin bir kadın gördüm Ona, “Sen kimsin?” diye sordum Kadın, “Ben hastalığım” dedi “Nerede durursun, nerede oturursun?” diye sordum, “Gafletle sevinen ve neşe içinde olan kalplerde!” dedi Rüyadan uyandım; bundan sonra elimde olmayan durumlar hariç, bir daha gülmemeye karar verdim” Ebû Saîd Harrâz (rah) demiştir ki: “Rüyamda iblisin üzerime doğru sıçradığını gördüm, ona vurmak için sopamı elime aldım; o sırada gaibden bir ses bana, “O, sopadan korkmaz, o ancak kalpte bulunan iman ve marifet nurundan korkar!” dedi” El-Mesûhî (rah)[8] anlatıyor: “Rüyamda iblisi gördüm; çıplak bir vaziyette geziniyordu “İnsanlardan hiç utanmıyor musun?” dedim “Şu insanlardan mı? Vallahi onlar gerçekten insan olsalardı, çocukların toplarıyla oynadıkları gibi onlarla oynayamazdım Gerçek insanlar beni bu hasta hallere düşüren şu kimselerdir” dedi ve bizim sûfî dostlarımızı işaret etti Ebû Said Harrâz (rah) anlatıyor: “Dımeşk'te olduğum bir sırada bir rüya gördüm; Resûlullah (SAV) Hz Ebû Bekir ve Ömer'e yaslanarak bana doğru yaklaştı ve önümde durdu Ben de şarkı türü bir şeyler mırıldanıyor ve göğsüme vuruyordum Resûlullah (SAV) bana, “Bu yaptığının şerri hayrından fazladır” dedi Süfyân b Uyeyne (rah) anlatıyor: “Rüyamda Süfyân-ı Sevrî'yi gördüm Cenneteydi, âdeta bir kuş misali bir daldan diğerine konuyor, bir yandan da, “Çalışanlar böylesi bir saadet için çalışsınlar” [9] âyetini okuyordu Ona, “Bana tavsiyede bulun” dedim; Süfyan: “İnsanlarla olan birlikteliğini ve tanışıklığını (şöhreti) azalt” dedi Ebû Hâtim Râzî, Kabîse (Kubeyse) b Ukbe'den şöyle aktarır: “Rüyamda Süfyân-ı Sevrî'yi gördüm Kendisine, “Allah Teâlâ sana nasıl muamelede bulundu?” diye sordum, bana şu beyitleri okuyarak cevap verdi: Rabbime perdesiz olarak baktım, bana şöyle dedi: Ey İbn Sa'd hak ettin rızamı, Sana müjdeler olsun, Âşık ve müştak bir kalple gece karanlıklarını ihyâ eden sendin Yaklaş, hangisini istersen seç bu köşklerden ve ziyaret et beni, Zira artık sana uzak değilim Vefatının ardından üç gün sonra Şiblî rüyada görüldü Kendisine, “Allah Teâlâ sana ne muamele yaptı?” diye sorulunca, “Beni öyle ince bir hesaba çekti ki, kurtulacağımdan ümidimi kestim, ümitsizliğimi görünce beni rahmetine gark etti, lütfuyla affetti” Âmir oğullarından Mecnûn (Kays) vefatından sonra rüyada görüldü Kendisine, “Allah (cc) sana nasıl muamelede bulundu?” diye sorulunca, “Beni bağışladı ve âşıklara bir örnek ve hüccet yaptı” dedi Süfyân-ı Sevrî rüyada görüldü Kendisine, “Allah Teâlâ sana nasıl muamele etti?” diye sorulunca, “Bana acıdı, rahmetiyle muamele etti!” dedi “Abdullah b Mübârek'in hâli nedir?” diye sorulunca, “O her gün iki defa Allah Teâlâ ile özel görüşmeye, huzuruna girmektedir” dedi Sâlihlerden birisi rüyada görüldü Kendisine hâli sorulunca şöyle dedi: “Önce bizi ince bir hesaba çektiler, hâlimizi iyice incelediler; sonra lütfedip bizi âzat ettiler (azaptan kurtardılar)” Malik b Enes rüyada görüldü Kendisine, “Allah Teâlâ sana ne muamele etti?” diye sorulunca, “Osman b Affân'ın bir cenaze gördüğü zaman söylediği, sübhâne'l-hayyi'llezî lâ yemûtü (Hiç ölmeyen, ebedî diri olan zâtı tesbih ederim) zikrinin bereketine beni afetti” dedi Vefat ettiği gece Hasan-ı Basrî rüyada görüldü Bütün göğün kapıları açılmış ve bir melek şöyle sesleniyordu: “Dikkat edin, Hasan-ı Basrî Allah Teâlâ kendisinden râzı olarak O'nun huzuruna geldi!” Câhız rüyada görüldü Kendisine, “Allah (cc) sana ne muamele yaptı?” diye sorulunca, soruyu sorana, “Kıyamet günü amel defterinde gördüğünde seni sevindirecek şeyden başkasını yazma (ve yapma!)” demiştir Şöyle anlatılır: “Cüneyd-i Bağdâdî rüyasında iblisi çıplak bir halde gördü Ona, “İnsanlardan utanmıyor musun?” diye sordu İblis, “Bu gördüklerin insan değildir, insan diyebileceklerin ancak (Bağdat mescitlerinden biri olan) Şünüziyye mescidinde bulunan bir grup insandır Onlar (ibadetleri ile) beni eritti, ciğerimi yaktı” dedi Cüneyd demiştir ki: “Uyandığımda sabah erkence Şünüziyye mescidine gittim, orada bir grup insan gördüm Başlarını dizlerinin arasına almışlar tefekküre dalmışlardı Beni görünce (ben kendilerine bir şey söylemeden), “O pis şeytanın söyledikleri seni aldatmasın” dediler Nasrâbâzî Mekke'de vefatından sonra rüyada görüldü Kendisine, “Allah Teâlâ sana ne muamele etti?” diye sorulunca, şöyle demiştir: “İleri gelen insanların azarlanışı ile azarlandım Sonra bana (künyem ile seslenilerek): “Ey Ebû'l-Kâsım, bana kavuştuktan sonra ayrılmak var mıdır?” diye seslenildi Ben de, “Hayır, ey azamet sahibi Allahım! Ben dünyada tek olan zâtına kavuşmadan (seni tanımadan) kabre konmadım” dedim Şöyle anlatılır: Utbetü'l-Gulâm rüyasında güzel yüzlü bir huri gördü Huri ona, “Ey Utbe, ben sana âşığım; dikkat et, benimle senin aranı ayıracak bir iş yapma!” dedi Utbe, “Ben dünyayı bir daha geri dönüşü olmayacak şeklide üç talâkla boşadım, sana kavuşana kadar bu halim devam eder” dedi Eyyûb es-Sahtiyânî, günahkâr bir kimsenin cenazesini gördü; onun cenaze namazını kılmak zorunda kalmayayım diye yolunu değiştirip bir sokak arasına girdi Bir tanesi o gece vefat eden kimseyi rüyasında gördü; kendisine: “Allah sana ne muamele etti?” diye sordu, “Allah beni affetti” dedi ve ekledi, “Eyyûb Sahtiyânî'ye şu âyeti oku: “De ki: Eğer siz rabbimin rahmet hazinelerine sahip olsaydınız, tükenir endişesiyle harcamaktan korkarak onu elinizde tutardınız!” [10] Sûfîlerden birisi şöyle anlatmıştır: “Vefat ettiği gece rüyamda Dâvûd-i Tâî'yi nur gibi gördüm; meleklerin bir kısmı çıkıyor, bir kısmı da iniyordu Ben, “Bu hangi gecedir?” diye sordum, “Bu gece Dâvûd-i Tâî'nin vefat gecesidir, ruhunun cennetliklerin arasına gelişinden dolayı cennet süslendi” dediler (İmam Kuşeyrî'nin üstatlarından) Ebû Saîd Şehhâm şöyle anlatır: “Ebû Tayyib Selh Sa'lûkî'yi rüyamda gördüm; kendisine, “Ey şeyh!” dedim, “Bana şeyh demeyi bırak” dedi Ben, “Sizde gördüğüm o güzel hallere ne oldu?” diye sordum, “Onlar bize bir fayda vermedi!” dedi “Allah Teâlâ sana nasıl muamele yaptı?” diye sordum, “Halkın bana sorduğu dinî meselelere verdiğim cevaplar sebebiyle beni affetti” dedi” Ebû Bekir Reşîdî anlatıyor: “Muallim Muhammed b Eslem et-Tûsî'yi rüyamda gördüm Bana, “Müeddib Ebû Saîd Saffâr'a şunu söyle dedi ve şu mânadaki beyitleri okudu: Sevgi üzere kalmaya anlaşmıştık, aşk hayatına yemin olsun ki, sevgiden siz ayrıldınız, biz ayrılmadık Bu sözle birlikte hemen uyandım, gidip rüyada gördüklerimi Ebû Saîd Saffâr'a anlattım; beyitleri dinleyince, “Ben her cuma günü onun kabrini ziyaret ederdim, bu cuma ziyaret etmedim (onun için beni bu şekilde uyardı)” dedi İbn Râşid anlatıyor: “Ölümünden sonra Abdullah İbn Mübârek'i rüyamda gördüm Ona: —Sen ölmemiş miydin? diye sordum —Evet, ölüyüm, dedi —Allah (cc) sana nasıl bir muamelede bulundu? dedim —Allah (cc) bana öyle bir mağfiret etti ki, bütün günahlarımı kuşattı ve sildi, dedi —Ya Süfyân-ı Sevrî ne durumda? diye sordum —O şimdi, “Allah'ın kendilerine lütfettiği peygamberler, sıddîkler, şehidler ve Salih kişilerle beraberdir” [11] dedi Rebî' b Süleyman Murâdî anlatıyor: “Vefatının ardından imam Şâfiî'yi rüyamda gördüm Ona künyesiyle hitap ederek, “Ey Ebû Abdullah! Allah (cc) sana nasıl muamelede bulundu?” diye sordum “Beni bir kürsüye oturttu ve üzerime misk kokulu inciler saçtı” dedi Hasan-ı Basrî'nin vefat ettiği gece dostlarından biri onu rüyasında gördü Gaipten birisinin, “Allah, Âdem'i, Nuh'u, İbrahim ailesi ile İmrân ailesini (o ailelerden gelen peygamberleri) seçip âlemlere üstün kıldı” âyetini okuduktan sonra, “Hasan-ı Basrî'yi de kendi zamanının tüm insanlarına üstün kıldı” dediğini işitti Ebû Yâkûb el-Kârî ed-Dakîkî anlatıyor: “Rüyamda, insanların kendisini takip ettiği uzun boylu esmer birini gördüm “Bu kimdir?” diye sordum, “Tâbiînden Üveys el-Karânî” dediler Ben de onlara katıldım Sonra Üveys'e yaklaştım ve: “Allah sana rahmet etsin, bana tavsiyede bulun” dedim Bana yüzünü ekşitti “Bunda ne var, irşad olmak istiyorum; beni irşad et” dedim Bunun üzerine bana döndü ve: “O'nun sevgisinin olduğu işlerde rahmetini iste, kızdığı ve buğzettiği günah fiillerde de azabını ve intikamını hatırla, ondan sakın ve bu ikisi arasında da umudunu hiç kaybetme” dedi ve arkasını dönüp gitti Ebû Bekir b Ebî Meryem anlatıyor: “Rüyamda Verkâ b Bişr el-Hadramî'yi gördüm “Ey Verkâ, ne yaptın? Rabbin sana ne muamelede bulundu?” diye sordum “Çok zorlu bir imtihandan sonra zor kurtulabildim” dedi “Hangi amelin daha faziletli olduğunu gördün?” diye sorduğumda da, “Allah korkusuyla ağlamak” dedi Cârife[12] vebasında bir câriye hizmetçi de ölmüştü Babası onu rüyasında görmüş ve sormuştu, “Kızım bana biraz âhiretten bahseder misin?” Kızı şöyle cevap verdi: “Babacığım, büyük bir felâketle bu âleme göç ettik Artık amelin ne denli önemli olduğunu biliyoruz, ancak yapamıyoruz; siz ise amel ediyorsunuz ancak kıymetini bilmiyorsunuz Vallahi, bir iki tespih ya da birkaç rekâtlık namaz dünya ve içindekilerden daha hayırlıdır” Utbetü'l-Gulâm'ın dostlarından biri anlatır: “Utbe'yi rüyamda gördüm, “Allah (cc) sana nasıl muamele etti?” diye sordum, dedi ki: “Senin evinde yazılı olan duanın hürmetine cennete (cennet bahçelerinden bir bahçeye) girdim” dedi Sabah olunca evime gittim Utbe'nin evimin duvarına şöyle yazdığını gördüm: “Ey sapıtanları hidayete erdiren, ey günahkârlara merhamet eden, ey ayağı kayanları doğrultan rabbim! Şu büyük tehlike içindeki kuluna ve bütün Müslümanlara rahmet eyle Bizleri, kendilerine rahmetinle nimetler bahşettiğin peygamberler, sıddîkler, şehidler ve salihlerden eyle Âmin yâ rabbe'l-âlemîn!” Musa b Hammâd anlatıyor: “Rüyamda Süfyân-ı Sevrî''yi gördüm; cennette, âdeta kuş misali bir daldan bir dala; bir ağaçtan öbürüne konuyordu Kendisine bu dereceye ne ile ulaştığını sorduğumda, “Verâ ve takvâ ile” dedi “Ali b Âsım[13] ne durumda?” diye sordum, “Bir yıldız gibi, nerdeyse görülemeyecek kadar yüksek bir mevkide” dedi Tabiînden biri Hz Peygamber'i (SAV) rüyasında gördü “Yâ Resûlellah, bana nasihatte bulun” dedi Resûlullah (SAV): “Tamam” dedi ve, “Noksanlarını araştırmayan kimse ziyandadır, zarardadır Böyle bir kimse için ölüm daha hayırlıdır” buyurdu İmam-ı Şafiî (rah) anlatıyor: “Bugünlerde bazı olaylar beni çok üzmüş içime bir sıkıntı ve elem vermişti Onu Allah'tan (cc) başkası bilmiyordu O günün gecesinde rüyamda bana biri geldi ve, “Ey Muhammed b İdris (İmam Şafiî'nin künyesi) şu duayı oku” dedi Dua şöyleydi: “Allahümme innî lâ emlikü linefsî nefan velâ darrân velâ mevtan velâ hayâten velâ nüşûra Velâ estatîu en âhıze illâ mâ a'taytenî velâ ettakî illâ mâ vekkaytenî Allahümme veffıknî limâ tuhibbu ve terdâ mine'l-kavli ve'l-ameli fî âfiyetin” “Allahım! (Senin kudretin ve rahmetin olmadan) kendim için ne bir kâr sağlarım ne bir zarar Ne yaşayabilir ne ölür ne de dirilebilirim Ancak senin verdiğini alır ve ancak senin korumanla korunurum Allahım! Beni afiyet içinde, senin sevdiğin ve razı olduğun sözleri söylemeye ve amelleri işlemeye muvaffak kıl” Sabah olunca bu duayı hep tekrarlayıp durdum Öğleden sonra olunca Allah (cc) içinde olduğum sıkıntıdan kurtulmam için bana genişlik verdi ve dilediğime kavuştum Sizler de bu duanın bereketinden istifade etmek ve unutmamak için devamlı tekrarlayın” Bütün bu zikretmiş olduğumuz hikâyeler, rüyalar ve ibretli kıssalar ölülerin berzah âlemlerindeki durumlarını ve Allah'a yakın olmuş kişilerin hallerini açıklamaktadır Bundan sonra, ölülerin ve hepimizin önünde bulunan sura üfürülmesinden varılacak en son yere yani cennet ya da cehenneme kadar olan kısımları anlatacağız Yüce Allah'a sonsuz hamd olsun |
|