Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Psikoloji / Sosyoloji / Felsefe

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
grubun, içindesiniz

Siz Hangi Grubun İçindesiniz

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Siz Hangi Grubun İçindesiniz



Toplumsal sınıf ve katmanların oluşumuyla insanın özgül yaşamındaki ve doğasındaki çelişki­lerin fazlalaşması sonucu, tiplerindeki çeşitlilik de fazlalaşınca çelişki uzmanlıkları da fazlalaştı! Ör­neğin tıp neredeyse her gün aynı amip gibi bölüne­rek yeni ana bilim dalları yaratmaktadır Uzman­lıkların / ana bilim dallarının fazlalaşması çelişki­lerin çözümünün kolaylığını gerçekleştirir emin ellerde Doktora giderseniz, doktor sizin böbreği­nizdeki taşı alır; ama örneğin bir mafia “dokto­runa” giderseniz böbreğinizi alır

Bu yüzden “emin ellerde” dedim

Çelişki, şeylerin varlık veya “yokluk” nedeni­dir; çelişkinin olmadığı bir yer veya bir şey bula­mazsınız; baktığınız, gördüğünüz, dokunduğunuz, duyduğunuz, duyumsadığınız vb her şeyde çelişki vardır Her şey çelişkinin ürünüdür ve bunun istis­nası da yoktur

Canlılar dünyasında çelişki hamallığını tıka basa taşıyan tek varlık, insandır En ileri, en geliş­miş insan bilince çıkardığı çelişkilerin(in) sayısı ve çelişkiler(in)e karşı açtığı savaşı üst düzeyde oranlayan, oranlama çabası içinde olan insandır

İnsan, önce kendini sorgulamak zorundadır Sorgulayan, araştıran insan bu sorgulamalarını ve araştırmalarını yaşama aktardığı kadar insandır Dünyanın en büyük sorusu “İnsan nedir?” sorusu­dur Bu soruya verilecek yanıtların toplamı, her yönüyle yanıtlayanın aynasıdır Verilen yanıtların farklı toplumsal sınıf ve katmanlar içinde bulunu­şumuz yüzünden birçok değişiklik ve hatta karşıt­lık içermesi oldukça doğaldır Bu soruya verilecek bireysel yanıtların toplamı ise, toplumun aynasıdır “Her konudan çok kendimi incelerim Benim me­tafiziğim de budur, fiziğim de” diyen Montaignea katılmamak olası değil

İnsan ile hayvan arasındaki en belirgin özel­liklerden biri, birinin toplum, diğerinin topluluk oluşturması olmasına rağmen insanın topluluk oluşturmayacağını düşünmek bana hiç de mantıklı gelmiyor Dahası, günümüzdeki tüm sistemlerin topluma dayatarak uyguladığı “sürü psikolojisi” ve sonuçları bunun en bariz örneklerinden biridir ve toplum oluşturabilen insan sayısı ile topluluk oluşturan insan sayısı arasında her anlamıyla uçu­rumlar bulunmaktadır

Sürü psikolojisinin bir diğer adı da “Üç Maymunlar”dır

bireylerin, içinde etkileşime girdikleri toplumsal ilişkiler ve bağlar bütününün bir ifadesi­dir” diyor Marx, Ekonomi Politiğin Eleştirisine Katkı adlı ünlü eserinde toplumu tanımlarken Murray Baukhin ise, “Hayvanların topluluklar oluşturdukları halde, toplumlar oluşturamadıkları düşüncesi, toplumsal ekolojide temeldir Toplum, salt insanlara özgü bir alandır, çünkü insan toplu­munu bir hayvan topluluğundan ayıran şey, top­lumsal kurumların varlığıdır () Kısacası topluluk şu ya da bu tür toplumsallığın zorunlu bir koşulu olabilir, ama toplumun varlığını açıklamak için kesinlikle yeterli bir koşul değildir” diyerek biraz detaylandırıyor Özgürlüğün Ekolojisi isimli ese­rinde

Toplum içinde yer aldıkları halde toplumsal kurumların ne iş yaptığını bilmeyen birinci tip in­sanlar genel olarak üç öğün yemek yerler, kaşı­nırlar, solunum yaparlar, gerinirler, geğirirler, yut­kunurlar Trenlere bakmaları başlıca tutkularıdır Sese göre başlarını çevirirler kimin / neyin sesi olduğuna bakmaksızın Kendisinin yap(a)madığı bir şeyi başkası yapınca komiğine gider, tuhaf tu­haf kahkaha atarlar Bunlar yaşamın farkında ol­madıkları için kendilerinin de farkında değillerdir ve toplum içinde topluluk oluşturanlardırTüm fe­laketlerin hayırsız anası oldukları için yumurtla­dıklarını algılayamazlar; balıkgillerdendir

İkinci tipe giren insanlar kurum ve kuruluşla­rın işlevlerinin, emek ile sermaye arasındaki kar­şıtlığın, dünyanın hem kendi hem de güneşin etra­fında döndüğünün farkındadırlar Soğuğu ve sı­cağı ayıt ederler Sevginin karşıtının nefret, dostlu­ğun karşıtının düşmanlık olduğunun da farkında­dırlar Düşünme, algılama, yorumlama vb yetile­rine sahiptirler “Yorumlayanlar” kategorisidir bu kategori Ya da “Farkındayım”lar

Kendinden önceki filozoflara yönelik haklı eleştirisinde önemli olanın dünyayı yorumlamak olmadığını söyleyen Marx, esas olanın dünyayı değiştirmek olduğunu söyler Bu yüzden sınıf sa­vaşımları içinde aktif sorumluluk ve görev üstlen­mişlerdir Marx ve ardılları

Gerici ve / veya faşist sistemler, birinci kate­goriye giren sürüleri temel olarak kullanırken ikinci kategori olan “farkında olanlar” kategorisini de granitten sütun olarak dikmektedirler karşı­mıza Aralarında her tür bilimin, teknolojinin, sporun, vb vb insanları ile sınıf mücadelesi içinde hasbelkader yer almış veya “etkilenmiş” kimile­riyle birlikte kaçkınları ve kalleşleri de alır Diğer insanları “balıkgiller” kategorisine sok(a)masa bile kendisine koltuk değneği olan bu kategori içinde eritmeye çalışır İdeolojik izolasyonun ve insani erdemlere ilişkin dejenerasyonunun en yoğun yaşandığı kitle, bu kitledir Güneşin ışıklarını bize geç gönderme­sinin nedeni, işte bu “farkındayım” kategorisi için­dekilerdir En itici tiplerdir Hiçbir taşın altına elini sokmazlar En tehlikeli ve en ahlaksızca olanı ise, devrimciliği maske olarak kullananlardır

Çelişkiler, çözümünü (alternatifini) kendi içinde taşırlar ama, “Bak, çözüm burada!” diyerek adres göstermezler Çelişkilerin dili dilsizliktir Dilsizlik dilini bilmek gerekir ve her çelişkinin dili de farklıdır Onu, çelişkinin bilincine ulaşan insan o çelişkinin içine girerek arar, bulur, ortaya çıkarır ve kendisinden sonrakilere kolaylık olması açısın­dan düzenler Bu tür insanlar yaşamları boyunca çelişkilerle yatarlar, çözümlerle kalkarlar

Her yönüyle en gelişmiş insan tipi, işte bu üçüncü tipteki insandır En olumlu insan bunlardır Her yönüyle insan, bunlardır Bu insanlar sabahle­yin uyandıkları zaman dünündeki olumsuzluklarını buruşturup çöpe atan, olumluluklarını geliştiren ve yeni yeni olumluluklar yaratmayı / araştırmayı ya­şam felsefesi haline getiren insanlardır

Bu insan tipi için hiçbir dinin, dilin, ırkın, coğrafyanın, yaşın, cinsiyetin, vb vb önemi ola­maz “İnsan” ile başlar söze, “insan” ile bitirir Marxın yakın dostu olan August Bebel, “Kadın ve Sosyalizm” isimli ünlü eserinde doğa için doğru olanın insan için yanlış olamayacağını söylüyor Bu doğru sözü tersten de okuduğumuz zaman yine aynı kapıya çıkıyoruz: İnsan için doğru olan, doğa için de doğrudur Örneğin ozon tabakasının Ame­rika kıtasından bile daha büyük olan deliğinin ka­panması hem doğanın ve hem de başta insan olmak üzere tüm canlıların “rahat bir nefes” alması de­mek değil midir!

Özetleyecek olursam:

Birinci tip insan, sadece yaşar İnsan nüfu­sunun yüzde yetmişi bunlardan oluşur

İkinci tip insan, egosunu kıble yapmıştır İster ki herkes kendi önünde secdeye kapansın Elini sıcak sudan soğuğa sokmaz Kendi çıkarı söz ko­nusu olduğunda müthiş makyavelisttir Çoğunlukla güvenilmez insanlardır İnsan nüfusunun yüzde yirmi beşi bunlardan oluşur

Üçüncü tip insan, elini bilimin eline kaynak yapmıştır Öyle ki, ölümleri bile “bilimsel” olur! İnsan nüfusunun yüzde beşi bunlardan oluşur

Bu satırları okuyan değerli okur, aşağıdaki so­runun yanıtını bana değil, en yakın dostunuza söyleyin lütfen:

Siz hangi grubun içindesiniz?

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.