Aile Nedir? Aile Kurumu Hakkında |
11-04-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aile Nedir? Aile Kurumu HakkındaAile Nedir? Aile Kurumu Hakkında Aile Nedir 1 Evlilik ve kan bağına dayanan, karı, koca, çocuklar, kardeşler arasındaki ilişkilerin oluşturduğu toplum içindeki en küçük birlik: 2 toplum bilimi Karı, koca ve çocuklardan oluşan topluluk: 3 Aynı soydan gelen veya aralarında akrabalık ilişkileri bulunan kimselerin tümü: 4 Birlikte oturan hısım ve yakınların tümü 5 halk ağzında Eş, karı 6 Aynı gaye üzerinde anlaşan ve birlikte çalışan kimselerin bütünü 7 Temel niteliği bir olan dil, hayvan veya Bitki topluluğu Anne, baba ve onların çocuklarından oluşan en küçük toplumsal kurum Toplumlar Ailelerin bir araya gelmesiyle oluşur İnsanlar tarih öncesi çağlardan beri Aileler hâlinde yaşar zaman içinde Aile değişmemiş, ancak Ailenin üyelerinde ve üyelerin görevlerinde bazı değişmeler olmuştur Endüstri devriminden önce yaygın olan kalabalık aile türüne geniş aile adı verilir Endüstri devrimi sonrasında ortaya çıkan ve yalnızca anne, baba ve çocuklardan oluşan aile türüne de çekirdek aile denir Aile, bir kadın ve bir erkeğin evlenmesiyle kurulur Ülkemizde evlilik Medenî Kanun ile düzenlenmiştir Evlilik nikâhla gerçekleşir Nikâh, tanıkların önünde yapılan resmî evlilik sözleşmesidir Yasalarımıza göre Türkiyede erkekler ve kadınlar, aynı anda yalnızca bir kişiyle evli olabilirler Aile, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilir Aile denince genellikle aynı evde oturan anne ve baba ile, varsa onların evlenmemiş çocukları anlaşılır Bu tip Aileye "çekirdek aile" denir Çekirdek Ailedeki çocukların evlenmesiyle de yeni bir çekirdek aile ortaya çıkar Ama aile sözcüğünün bundan daha geniş anlamı da vardır Daha çok sayıda akrabadan oluşan birimi, hatta bir soyu ya da sülaleyi tanımlamak için de aile sözcüğü kullanılır "Aile" sözcüğü günlük dilde çok değişik grupları tanımlamak için de kullanılır Örneğin "Hasan iyi bir aileydi" dendiğinde, Hasan'ın sorumlu bir baba ve koca olduğu anlaşılır Oysa birisi "Benim Ailem Adana'dan gelmiş" dediği zaman, annesiyle babasının, hatta belki de dedelerinin Adana'da yaşamış olduğunu belirtir Bir başkası "Bu bir aile toplantısıdır" dediğinde, o toplantıda yalnızca akrabaların bulunacağı anlaşılır Bunlar amcalar, dayılar, teyzeler, halalar, yeğenler ve evlilik bağıyla aileye katılmış kişilerdir Bütün bunlar bize, "aile" kavramının her zaman evliliğe ya da ortak atalara dayalı ilişkileri kapsadığını göstermektedir Ailenin Önemi Aile , bireyin ve toplumun fonksiyonlarında en temel öğedir Aile ,bireyin yaşamında çok önemli bir yer tutan beslenme , bakım , sevgi ihtiyacı , duygusal gelişim , psikolojik gelişim , eğitim ,kültürel değerleri kazanma , Sağlıklı zeka gelişimini sürdürme gibi temel ihtiyaçlarını karşıladığı birincil yer ve çevredir Aile üyeleri arasındaki ilişkiler ve aile ortamı , psikososyal yönden gelişen bireyin en çok etkileşime uğradığı yerdir Bu ilişkiler , bireyin kendine güvenmesini , kendine ve diğer bireylere sevgi duymasını , kimlik kazanmasını , kişilik gelişimini , sosyal beceriler geliştirmesini ve topluma Adaptasyon sürecini olanaklı hale getirir Aile birliğinde , Aileyi oluşturan bireyler birbirinden etkilenir Bu durumu aynı vücutta bulunan organlara benzetebiliriz Her yönden etkileşim içerisinde , bir bütün olarak, aileyi yaşayan bir organizma saymak yanlış olmaz Organların birindeki arıza , diğer organların ritmini , işleyişini ve fonksiyonelliğini etkiler Ailenin kendi içerisinde etkileşen bir sistem oluşu , bu yapı içerisinde , bu yapıyı oluşturan üyelerin bazı kurallara uyması zorunluluğunu getirir Bu yapı içerisindeki her birey kurallara uymak , karşılıklı olarak rolleri üstlenmek ve mevcut yetkileri paylaşmak durumundadır Aileyi bir organizma olarak ele almıştık Bu organizmada bir denge hali söz konusudur Aile bireylerinin etkileşim ve iletişimindeki problemler, rollerdeki karmaşa , yetkilerin yersiz ve yanlış kullanılması ,bu yapı içerisindeki kuralları çiğnemek , yerleşmiş olan mevcut dengeyi bozar Kuralların çok aşırı katı ve çok aşırı esnek olmaması aileyi daha güçlü hale getirir Kuralları çiğneyen bireye karşı ,diğer aile bireyleri ortak cephe alırlar Kuralları çiğneyen aile bireyine , genelde diğer aile üyelerinin gösterdiği tepki , yanlışı yapan kişiyi yaptığı yanlıştan vazgeçirmeye çalışmak , görmezlikten gelmek , konuşmamak , pasif direniş göstermek , azarlamak , cezalandırmaya çalışmak , Alay etmek gibi değişik reaksiyonlar şeklinde olabilir Aile fonksiyonlarını ele alırken , evde yaşayan diğer üyeler , akraba ve arkadaş çevresi de bazı sorunların ortaya çıkmasına zemin hazırlayabilir Aynı zamanda bu etkileşim sürecinde adı geçen bireyler, mevcut sorunların daha da ağır hale gelmesine, hatta bazen çozümsüz hale yaklaşmasına sebep olabilir Bu durum geleneksel Türk aile yapısında sık bir şekilde görülebilir Bu durumun telafisi veya hiç olmaması için ailenin tam fonksiyonel halde olması , kurallara uyulması , rollerde karmaşanın olmaması , iletişim ve etkileşimin yeterli olması gereklidir Aile üyeleri içinde yetki paylaşımı vardır Yetkiyi şu şekilde tanımlayabiliriz : Aile içindeki bir bireyin , diğer bir bireyin davranışını değiştirme gücüne sahip olmasıdır Genelde aile içindeki ihtiyaçları ( ailenin maddi ihtiyaçları , sağlık gereksinimleri , sosyal faaliyetler , sevgi gereksinimi , vb) karşılayan üyenin yetki gücü daha fazladır Bu yetki gücü durumu , kültürel ve toplumsal değerlerinde etkisi altındadır Aile fonksiyonelliğinde , sağlıklı aile için bir diğer önemli husus , aileyi oluşturan bireylerin aile adına verilen kararlara katılmasıdır Bu durumda herkesin makul derecede , ihtiyaç ve isteklerine saygı gösterilmesi çok büyük önem taşırBu durum karşılıklı güven ortamının devamını sağlar Bir diğer önemli hususta şudur , aile içindeki bireylerin duygu ve düşüncelerini rahat bir şekilde ifade etmeleri ile ailenin sağlıklı fonksiyonları arasında çok büyük bir bağ olmasıdır Sınırları kapalı , aileyi oluşturan bireylerin , duygu ve düşüncelerini rahat ifade etmemeleri ile herkesin kendi dünyasında yaşadığı bir aile yapısında ise bireylerde değişik sıkıntılar zamanla oluşmaya başlar Bu sıkıntılar arasında , Depresyon , endişe ve huzursuzluklar , düşmanlık duyguları , suçluluk hisleri gibi duygulara çok sık rastlanır Sınırları açık ve herkesin rahatça kendini ifade edebildiği ailelerde ise bunun tam tersi olarak , iyi niyet , karşılıklı anlayış ve işbirliği , ortak düşünceler, birbiri için fedakarlık , birbirine karşı samimiyet ve sevgi , geleceğe güven ile bakma gibi durumlara rastlanır Ailede iletişim ve bununla beraber etkileşim en önemli konudur İletişimin olmadığı herhangi biz zaman yoktur İki insan yan yana olduğunda , hiç konuşmamanın bile, bir anlamı vardır Yanlış iletişim ve etkileşim durumu veya yetersiz iletişim durumu ailelerdeki sorunlara yol açan nedenlerin başında gelir Aile bireyleri birbirleri ile sözlü yada jest ve mimikler ile anlaşırlar veya bu durumdaki aksama aileyi çok olumsuz etkiler Ailedeki normal iletişim ve etkileşimi engelleyen faktörler:
Unutulmamalı ki yaşayan her fert ; kendine özgü anlayışı , kişiliği , değer yapısı , entellektüel düzeyi , duygu ve düşünceleri , kimlik yapısı, yetişme tarzı , sosyokültürel statüsü ile yaşayan , hisseden , etkilenen biyopsikososyal bir bütündür Bu durumda konuşulan her sözün , verilen her mesajın , her jest ve mimiğin iyi veya kötü manada karşıdaki kişide bir etki yaptığı kesindir Aile üyeleri birbirinden aldıkları mesajlar ile kendilerini değerli veya değersiz , kendilerini güvende veya güvensiz hisseder Bu durum onların psikososyal ve sosyokültürel konumlarını , işlevselliklerini ve ruhsal durumlarını etkiler Sonuç olarak sağlıklı birey , sağlıklı ve bütünlüğü ile fonksiyonel aileyi oluşturacak , sağlıklı aile sağlıklı toplumu oluşturacaktır |
Aile Nedir? Aile Kurumu Hakkında |
11-04-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aile Nedir? Aile Kurumu HakkındaAile Çeşitleri İdeal Aile : İster yalnız baba çalışsın , ister anne baba birlikte çalışsın ,ister se göç etmiş olsun , evde rol dağılımı ve yetkilerin ortak olduğu , kurallara sonuna kadar bağlı , ortak kararlarda ortak söz sahibi olan , birbirinin hak ve hukukuna saygılı , çocukları ve evdeki diğer bireyler ile her yönden yakından ilgili , kişilerin aile ortamında kendini huzurlu hissettiği , karşılıklı anlayış ve hoşgörü içerisinde yerleşmiş yapısı ile tamamen fonksiyonel olan aile yapısıdır Sorunlu Olabilecek Aile Tipleri: [*]Babanın çalıştığı , daha çok ev hakkında annenin söz ve kurallarının geçerli olduğu , Çocuklarının bakımının tamamen anne üzerinde olduğu , babanın çoğu zaman çocukları ile mesafeli olduğu aile ,[*]Anne babanın deneyimsiz olması , genç yaşta evlenmeleri , istemeyerek çocuk sahibi olmaları , çocuk konusunda anlaşamamaları ve çeşitli nedenler ile sürekli anlaşmazlık göstermeleri ile kendini gösteren aile tipidir [*]Anne ve baba daha çok kendi işleri ile yüklü , çocuk küçükse büyük anne baba veya dadıya bakımının bırakıldığı , büyükse kendi haline bırakılan aile tipidir Bu durumda çocuktan sürekli düzen ve disiplin istendiği aile tipidir [*]Aile daha çok atadan gelen geleneklere bağlıdır Çocuğa davranışın önemi konusunda çok fazla bilgili olmayan aile yapısıdır [*]Kırsal bölgelerden kente göç eden , sosyal , ekonomik ve uyum açısından bazı problemler ile karşılaşan aile yapısıdır Anne ve Babanın Aile Ortamındaki Yeri Anne babanın ve aile ortamının çocuğun ilk doğduğu andan itibaren devam eden süreç içerisinde çocuğa etkisi büyük olmaktadır Anne babanın kişilik yapıları , eğitim durumları , meslekleri , zeka düzeyleri , bedensel ve ruhsal hastalıkları , psikososyal durumları , sosyokültürel statüleri , yetişme tarzları ve kendi anne babalarından gördükleri muamele ,çocuğa yaklaşım tarzları , çocuk için ayırdıkları vakit vb durumlar, çocuğu birinci planda etkiler Çocuğun bu türlü anne baba etkileşiminin yanı sıra, ailenin sosyoekonomik durumu, ailenin teknolojiden yararlarımı , ev ortamının yeterliliği ,ev ortamındaki huzur ve anlaşma durumu , yaşanılan şehir , evin bulunduğu sosyokültürel çevre, sosyal imkanlar, devletin sunduğu imkanlar , okul ve öğretmen durumu , akrabaların durumu ve konumu , sağlık hizmetlerinden yararlanma , iletişim ve medya araçlarının durumu ve buna benzer sayılmayacak kadar etken ile çocuk etkileşim içerisindedir Bütün bu etkileşimler ile çocuğun psikososyal , sosyokültürel gelişim ve şekillenmesi sağlanır Olumsuz mesajların ve iletişimin ailenin her bireyine , özellikle çocuklara etkisi çok fazladır Unutulmamalı ki yaşayan ve gelişen bir psikososyal varlık olan çocuk ; konuşulan her sözden , her jest ve mimikten , her tavır ve durumdan , iyi veya kötü olarak etkilenecek ve bu etkilenme ile çocuğun kimlik , kişilik ve psikososyal yapısı şekillenecektir İdeal davranış ve ideal aile ortamı çocuğun sağlıklı bedensel ve ruhsal gelişmesini sağlayacaktır Aksi takdirde aile fonksiyonelliğindeki arızalar çocuklarda ve aile bireylerinde psikiyatrik rahatsızlıklar şeklinde kendini gösterecektir Çocukların genel durumu Aileden , çevre ve toplumdan kesinlikle etkilenecektir Sağlıklı bireyler yetişmesi için fonksiyonel ailelere ihtiyaç vardır Açının kollarını bu duruma örnek verebiliriz Açının oluşma yerindeki açıklık ile sonundaki açıklık arasında büyük fark vardır Yani çocukluktaki her yanlış veya doğru etki ileride kendini bir davranış , bir söz , bir tepki ile bir bütün içerisinde kendini gösterecektir Hayatın temel kurallarından bir tanesi de etki tepki prensibidir İyi veya kötü her etki o çeşitten bir tepki veya belirti olarak ortaya çıkacaktır İsterseniz bazı etki tepki örnekleri verelim: Etki-1-: Çocuğu sevmek , değer vermek , kabul edip onaylamak , Ailede güven ortamı oluşturmak, sevdiğini ve kabullendiği söz ve davranış olarak aktarmak , yeri geldiğinde sabırlı ve ilgili olmak Tepki-1-: Normal gelişim , kendine güven , insana ve topluma sevgi , başarılı bir sosyal adaptasyon Etki-2-: Çocuğu kabullenmemek , açıkça istememek ,bu durumu yeri geldiğinde söz ve davranışlar ile belli etmek , bazı gereksinimleri ( sevgi , bakım , gelişime ait , vb) ihmal etmek Tepki-2-: Kendine , aileye ve topluma güvensizlik , sınırlı duygusal yapı , yalnızlığa ve suça eğilimli olma , aynı patolojik davranışı toplum içerisinde sergileme Etki-3-: Çok aşırı titiz olma , aşırı kıyaslama , sık sık eleştirilerde bulunma , hep daha iyisini isteme , başarılardan tatmin olmama ve onaylamama , uyumsuzluk içinde olma ,kendini ifade etmesine izin vermeme Tepki-3-: Çekingen , kararsız, başkaları tarafından yargılanma korkusu içinde bulunma , kendine güvensiz olma, kabiliyetleri ve becerileri olmasına karşın onları ortaya koyamama Etki-4-: Çok aşırı müdahaleci , çok aşırı koruyucu kollayıcı olma , çocuğun kendini ortaya koymasına izin vermeme , çocuğun yerine bazı görevleri üstlenme ,ona olduğu yaştan daha küçükmüş gibi muamelede bulunma , sınırları aşırı gevşetme, aşırı şımartma , kuralsızlık Tepki-4-: Kabiliyet ve becerileri gelişmemiş , sosyal gelişimi yetersiz , devamlı talepkar , başkalarına bağımlı , beklenen olgunluğa ulaşamamış , çok çabuk karşı gelme , sosyal çevresine adaptasyonda zorlanan , engellenmeye tahammülsüz olma |
Aile Nedir? Aile Kurumu Hakkında |
11-04-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aile Nedir? Aile Kurumu HakkındaToplum ve Aile Etkileşimi Aile toplumun en küçük yapı taşını oluşturur Ailedeki sıkıntılar topluma , toplumdaki sıkıntılar aileye yansır Sağlıklı toplumu , sağlıklı aileler oluşturur Ailenin sosyokültürel durumu , toplumun sosyokültürel durumunu belirler Toplum ve aile sürekli iyi veya kötü etklileşim içerisindedir Aile toplum etkileşimi sağlıklı olmaz ise ailede ve toplumda bazı sıkıntılar oluşabilir Aile, içinde bulunduğu toplumun durumuna göre şekillenir Toplumun ve ailenin yapısına etki eden bir diğer noktada devletin topluma ve aileye sunduğu sosyokültürel imkanlardır Bu imkanların bol olduğu toplumlarda bazı sıkıntıların oluşmasının önüne geçilmiş olur Devletin sunduğu imkanların yetersizliği veya toplumdaki sosyoekonomik ve sosyokültürel sıkıntılar toplum ile beraber aileyi de etkileyecektir Toplumu ve aileyi , özellikle de çocukları etkileyen bir diğer etkende medyadır Medyanın iyi ve kötü yönde bir çok etkisi bulunmaktadır Medyanın zararlı etkilerinden ailenin ve aileyi oluşturan bireylerin korunması gerekirBunun içinde aileyi oluşturan bireylerin bilinçli olması gerekmektedir Unutmayınız ki bazı zararları oluşmadan önlemek mümkündür Toplum içerisinde infonksiyonel ailelere müdahalede bulunacak , onların her türlü sorunları ile ilgilenecek , yeri geldiğinde sosyoekonomik destek sağlayacak , organize ve yetkileri devlet tarafından desteklenmiş , tecrübeli ekiplerin bir arada olduğu , kamu birimlerine ihtiyaç vardır Toplum aile etkileşimi hemen her konuda mümkün olmaktadır İdeal toplumun kurulması , sağlıklı bireylerin oluşturduğu aileler ile mümkün olduğuna göre , ideal toplum için, ideal aile yapısı , ideal aile fonksiyonelliği , aile psikiyatrisi her geçen Gün daha da önem kazanmaktadır Bu konuda geniş çaplı çalışma, profesyonel ve tecrübeli ekiplere, bilimsel verilere ihtiyaç vardır Aile adı Soyadı Aile Bahçesi Ailelerin rahatlıkla gidebileceği, Alkollü içki içilmeyen bahçe Aile Bütçesi Kısa bir süre içinde bir işçinin veya işçi Ailesinin hayat seviyesinde meydana gelen değişmeleri belirlemek amacıyla yapılan istatistik çalışması Aile doktoru Bir ailenin bireylerinin sağlık işleriyle özel olarak ilgilenen doktor, aile hekimi Aile Dostu Ailece tanışılan ve evlerine gidilip gelinen ahbap , Aile Fotoğrafı Belli bir konuda iş birliği yapan güçlü kişilerin ortaya koyduğu görüntü Aile Gazinosu Sadece evlilerin girebildiği ve birlikte eğlendikleri yer Aile Hayatı Aile düzeni içerisinde sürdürülen hayat, aile olarak yaşama: Aile Hekimi Aile doktoru Aile Hukuku Aileyi oluşturan kişilerin karşılıklı hak ve görevlerini düzenleyen hukuk dalı Aile ismi Aile adı Aile matinesi Tiyatro, sinema vb eğlence yerlerinin sadece kadın ve çocuklar için düzenledikleri gösteri Aile Meclisi Aile bireylerinin ortak görüşlerini belirleyen ve yerine getiren heyet: Aile Ocağı Ailenin kurduğu, yerleştiği, geliştirdiği ev: Aile Planlaması Ailenin gereksinimlerine uygun olarak çocuk edinmeyi düzenleme Aile Reisi Kanunlara göre aile yükümlülüğünü taşıyan kimse Aile Saadeti Genellikle karı, koca bazen de büyükler ve çocuklar arasındaki uyum, anlaşma, sevgi ve hoşgörü Büyük Aile Büyük baba, büyük anne ile bunların evli oğullarından, gelinlerinden ve çocuklarından oluşan aile Çekirdek aile Anne, baba ve henüz evlenmemiş çocuklardan oluşan aile Koruyucu aile Kimsesiz veya bakıma muhtaç bir çocuğun belli bir süre içinde ilgili yasaya göre her türlü bakımını ve sorumluluğunu üstlenen gönüllü aile Köklü aile Eskiden beri bilinen ve iyi tanınan aile |
Aile Nedir? Aile Kurumu Hakkında |
11-04-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aile Nedir? Aile Kurumu HakkındaAİLE KURUMU Evlilik, kan yada evlat edinme bağlarıyla birbirine bağlı, tek bir hane halkı oluşturan, karı-koca, ana-baba, kız ve oğul, kız ve erkek kardeş olarak herbiri kendi toplumsal konumu içinde birbirlerinin karşılıklı etkileyen, ortak bir kültür yaratan, paylaşan ve sürdüren bireyler grubu Ayrıca aile topluluğu, tek bir hane halkını oluşturduğu için çoğu kez hane halkı terimiyle kullanılır Başka bir açıklama yapmak gerekirse; Türk Hukukuna göre aile kan veya mukabele ile birbirine bağlanmış, aralarındaki hukuki münasebet medeni hukuk ile düzenlenmiş topluluktur Aile, çok büyük önemi olan tabii bir toplumdur Çünkü, çocukların korunması ve yetiştirilmesi, anne ve babaya ancak sürekli bir beraberlik sayesinde yürütebilecekleri bir takım görevler yükler Bu yüzden ailede eğitimin yeri çok önemlidir AİLEDE EĞİTİM 1 Anne ve Babanın Davranışları: İnsan ilişkileri içinde en uzun ömürlü ve önemli etkileri olanı, hiç kuşkusuz anne-baba ile çocukları arasında olan ilişkilerdir Bir de çocuğun yetişmesinden başarı ya da başarısızlıklarından yalnızca veya yüzde yüz anne-babayı sorumlu tutmak doğru değildir Çünkü çocuk yalnızca anne ve babasının aile eğitiminin etkisi altında kalmış olsaydı, bir ailedeki tüm çocukların birçok özellikleri yönünden birbirlerinin aynı olmaları gerekirdi Her çocuk ailenin parçasıdır Fakat çocuğun yetişmesi ve gelişmesinde okulun ve en geniş anlamda toplumunda sorumlulukları da katkılardan biridir Bence, anne-babaları tarafından gerçekten sevilip sayıldıklarına inana çocuklar davranışlarında daha bağımsız ve kendilerine daha çok güvenen insanlar durumuna gelmektedirler Çocuğun kişiliği önce ve esaslı olarak anne-babası arasında biçimlenmeye ve renk almaya başlar Ancak bir çocuğun aile çevresinde kazandığı kötü alışkanlıkları değiştirmek, kolay bir iş değildir Atalarımız, öncelikle ilk yıllardaki etkilerin önemini belirtmek için “Ağaç yaşken eğilir” demişlerdir Yapılan incelemelerde gösterdiği gibi hayatında anne-babasının her yaşta kişiliği üzerinde etkisi olmaktadır Eğer bu etkiyi derecelendirmek, ağırlık ve önem bakımından bazı dönemlere ayırmak gerekirse özellikle doğumdan 5 yada 6 Yaşın sonuna kadar insan hayatındaki önemi çok büyüktür Bunun nedenleri; a Bir çocuğun anne-babası ile bir arada olma süresi ve bu dönemde, hayatının diğer dönemleri ile kıyaslanamayacak kadar uzundur b Kimi anne-babalar, özellikle bu yaşlardaki çocuklar için “daha yaşı küçüktür, nasılsa bir şeyler anlamaz” diye düşünebilirler Bu türlü fikirler anne-babaların çocuklarına karşı davranışlarında, birbirlerine olan ilişkilerinde daha az hassas, daha az dikkatli olmalarına neden olmakta ve ruh sağlığının bozulmuş, uyumsuz bir duruma gelmiş insanların çoğunun hayat hikayelerinin dinlenince bu gibilerinin ruh sağlıklarının bozulmasını sağlayan nedenlerin köklerinin bu yaşlara kadar gelip dayandığı görülmektedir Bu genel niteliklerden bahsettikten sonra hangi davranışların çocukların üzerinde etkili olduğundan bahsedebiliriz: I- hayatına son verenlerinAnne-Babaların Sorumlulukları: Her anne-babayı bekleyen sorumluluklar vardır Çocuğun yaşı ilerledikçe anne-babasının taşıyacağı sorumluluklar azalır Bir kısmı uzar Kimilerine göre anne-babaların en önemli sorumlulukları: çocuğun yemek, içmek, giyim, kuşam vb gibi temel ihtiyaçlarını gidermektir Oysa anne-babaların sorumlulukları bunları aşan çok daha geniş, daha başka konuları kapsamaktadır Çocukların bazı temel ihtiyaçları vardır ki, bunların sağlıklı ve dengeli olarak giderilmesindeki sorumlulukların önemli bir kısmı anne-babaları ilgilendirir Özellikle büyüme ve gelişmenin çok hızlı olduğu okul öncesi çağında ve daha sonraları çocuğun yemesiyle, giyimi, kuşamıyla, uykusu, dinlenmesi ve oyunuyla ilgilenmesi gereken anne-baba, çok küçük yaşlardan başlayarak örneğin cinsel eğitimiyle de ilgilenmek zorundadır Öte yandan çocukların ruhsal ve toplumsal nitelikleri temel ihtiyaçlarının (güven, başarı elde etme, sevgi, beğenilme, birlikte yaşama) giderilmesinde de anne-babalara düşen önemli görevler vardır Suçluların, alkoliklerin,, ruh hastalarının, kötü yola sapmış kişilerin hayat öykülerini gözden geçirdiğimizde, bu insanların bu duruma gelmelerinde anne-babalarının payının büyük olduğu görülmektedir Çocuk yetiştirmede anneye ve babaya düşen görev ve sorumluluklar ayrıdır Günün yorucu iş hayatından eve yorgun argın dönen ve bu yüzden de kendini haklı bulan babaların yaşayışları hemen hemen aynıdır Yemekten sonra günlük gazete ve dergileri gözden geçirmek sonra da yatıp uyumak anneler ve çocuklar tarafından babalarının kendileriyle yeteri kadar ilgilendirmedikleri düşüncesine kapılmasına sebep olur Babalarından bazı davranışlar beklerler Örneğin; ev işlerinde hanımlarına yardım etmeleri, çocuklara bakmaları gibi Bir erkeğin baba olarak aile bireylerine karşı yerine getirmekle zorunlu olduğu bazı davranışlar vardır ki, durum ne olursa olsun ne kadar yorgun ve meşgul olursa olsun unutulmaması gereken davranışlardır bunlar Bu davranışlar nelerdir? a Aile bireylerinin ihtiyaç duyduğu ilgi ve sevgiyi vermede, bir baba olarak bazı görev ve sorumlulukları olduğunu unutmak b Çocukların babaları tarafından okşanmak, sevilmek istediklerini unutmamak c Çocuklar okulda yada sokakta yaptıklarını, başarılarını babalarına anlatmak isterler; onları anlayışla karşılamak Bunları gerçekleştiren babalar hem kendileri dinlenmiş olurlar, hem de bu davranışlarıyla çocuklarının gözünde büyür aranan bir baba durumuna gelirler Tabi bu arada annelerin de bu konuda üzerlerine düşen bir görevi vardır Para kazanmak, ailesini geçindirmek nedeniyle geç saate kadar çalışıp eve yorgun argın gelen babaların içinde bulunduğu durumu çocuklarına anlatmak, böylece çocuklarının babalarına karşı daha anlayışlı davranmalarına yardımcı olmak Babalarının durumunu yakından bilen çocuklarda babasıyla olan ilişkilerinde isteklerinde ölçülü olurlar Böylece çocuklarda babalarına karşı yanlış birtakım duygu ve düşüncelerin yerleşmesi de önlenmiş olur Çocuk bakımı ve eğitimi görevini, sorumluluğunu bir yüke benzetirsek bu yük karı-koca tarafından birlikte taşındığı zaman ağırlığı pek hissedilmez Eğer yükün taşınması yalnız bir kişinin omuzlarına bırakılırsa, ağırlığı işte o zaman o kişiyi ezer, yorar, bunaltır Annenin ailedeki yerine, görev ve sorumluluklarına gelince; “Yuvayı yapan dişi kuştur” Sözünden anlaşıldığı üzere anneyi bir evin direği, koordinatörü ve rehberi olarak görürüz Aile içinde herkesin hakkını gözetmede, herkesin yeri ve değerini saptamada denge sağlamaya çalışan bir kişi Para kazanma konusunda ise çocuklar genelde babalarının çalışmalarını normal karşılarlar ama annelerinin zorunlulukla da olsa çalışmalarını istemezler Bu yüzdendir ki bir anne çalışamaya karar vermeden önce çocuklarının yaşları, ruhsal durumlarını dikkate almalı ve neden çalışması gerektiğini anlayacakları dilde onlara anlatmalıdır II- Sevgi, saygı ve sevecenlik: İnsan hayatında çok yüce ve çok anlamlı bir yeri ve değeri olan bu duygular insanda doğuştan mevcut değildir İnsanoğlu bu duyguları doğduktan sonra yaşayarak, görerek öğrenir ve o da bu duyguları başkasına göstermeye, uygulamaya başlar Herhangi bir ihtiyacını karşılamak amacıyla yavrusunu kucağına alan, bağrına basan bir anne, bu davranışlarıyla sevilmenin, sevmenin ilk derslerini vermektedir Sevilmeyi böylece öğrenmeye ve yavaş yavaş alışmaya başlayan çocuk kısa bir süre sonra da bir besin maddesi gibi sevmeyi sevilmeyi bekler Diğer bir deyişle sevgi böylece temel bir ihtiyaç durumuna gelir çocuk için İşte bu noktadan sonra özellikle annelerin, artık çok dikkatli olmaları gerekmektedir Bir annenin çocuğuna gösterdiği sevginin ölçüsünde yanlış bir istikamete yönelmesi hem ileride çocuğuyla olan ilişkilerinde içinden çıkılmaz bir duruma sokabilir, Hem de az sonra belirteceğim nedenler yüzünden çocuğun kişiliğinin etkilenmesine yol açabilir Hayatın ilk yıllarında çocuk, annesinin sürekli bakımına muhtaçtır bu yüzden annesi ile çocuk arasında çok yakın bir bağlılık başlar İşte tam bu sırada annenin çocuğuna göstereceği ilgi, sevgi ve koruma gibi davranışların ölçüsünde bir anormallik, bir dengesizlik gelişebilir Örneğin bir bitkinin gelişip büyümesinde suya, havaya, güneşe ve gübreye ihtiyaç vardır Bu ihtiyaçları ancak belli ölçüler içinde alabilen bitkiler sağlıklı olarak büyüyebilirler Gelişimi sırasında ihtiyaçtan fazla verilen su, bir fidanın çürümesine neden olabilir, susuzluk ise kurutabilir fidanı Sevgi ve sevecenliğinde insan hayatında buna benzer etkisi vardır Dengesi yada ölçüsü bozuk bir sevgi ve sevecenlik duygusu, hangi yönde gelişirse gelişsin çocuğun eğitimi üzerinde daima kötü ve olumsuz etkiler yapar Bu duyguların sunuluşunda, doyuruluşunda azlık yada çokluk bakınız çocuğun kişiliği üzerinde nasıl etkilerde bulunur a Aşırı Sevgi : Örneğin önce, aşırı derecede sevilerek yetiştirilmekte olan bir çocuğu ele alalım Anne-babası tarafından her zaman okşanmaya el üstünde tutulmaya her isteği yerine getirilmeye övülmeye alıştırılmış olan çocukla, anne-babası arasında son derece yakın bir bağlılık meydana gelir Bu bağlılık önce çocuğun gelişmesini ve olgunlaşmasını önler ve geciktirir Yaşının ilerlemesine karşın, çocuğun çocuk kalmasına neden olur Bunun yanısıra, çocuk aynı sevgiyi diğer insanlardan bekler Bunu bulamayınca da büyük düş kırıklığına uğrar İnsanların onu sevmediği, ona değer vermediği gibi yanlış düşüncelere kapılabilir Bunun sonucu olarak çevresindeki insanlara düşman kesilir yada insanlara karşı düşmanca duygular besler Annesi babası tarafından aşırı derecede sevilen çocukların gereksiz yere sık sık öpüldüğü, okşandığı, zaman zaman da anne-babasının yatağına yatırıldığı görülmektedir Bu türlü davranışlar çocuğun cinsel hayatı üzerinde çok olumsuz etkilerde bulunur Böyle yetiştirilen çocuklar yetişkinlik yıllarında bile bu bağlılığın etkisinden kendilerini kolay kolay kurtaramazlar Cinsel hayatlarında bu yüzden oluşan bazı durumlar, sapıklık ya da anormallikler ömürleri boyunca bu gibileri huzursuz ve uyumsuz yapar Acaba hangi çocukların aşırı derecede sevilmesi ya da korunması ihtimali vardır Yapılan incelemelere göre anne-babaları tarafından aşırı derecede sevilmeleri yada korunmaları ihtimali bulunana çocuklar şunlardır: Tek çocuklar, ailenin en küçük çocukları, anne-babanın yaşlılık çağlarında dünyaya getirdikleri çocuklar, çok güzel çocuklar, uzun yıllar bekleyişlerden sonra dünyaya gelen çocuklar Bir evin bir kız yada bir oğlu olan çocuklar, nineler ve dedeler tarafından özel bir sevgiyle sevilen çocuklarvb Freude göre; çocukları aşırı derecede sevmek, korumak gibi davranışlar, nevrotik ana-babalarda (yani kaygılı, kuruntulu, kuşkulu) daha çok görülmektedir Bir kısmını sıraladığımız bu ve benzeri nedenleri bilen ana-babalar böyle durumlarda biraz uyanık ve tedbirli olurlarsa çocuklarını gelecekte beklediğini söylediğimiz düş kırıklıklarından ve tehlikelerden korumuş olurlar b Sevgi Azlığı: Şimdi birazda konunun öbür yüzüne bakalım:Yani sevgi yokluğu sevgi azlığı konusu Hiçbir anne-baba kendisine katı yürekli denmesini istemez Ne var ki, zaman zaman elde olmayan nedenler yüzünden de çocuklarımıza böyle davrandığımız, çok katı, çok sert çıkışlar yaptığımızda bir gerçektir Çocuklarımızın beğenmediğimiz davranışları karşısında, sert çıkışlar yaparız bağırıp çağırırız ”Artık sen bizim çocuğumuz değilsin, sevmiyoruz seni” gibi bir bakıma doğru olmayan çıkışlardır bunlar Oysa bir çocuk için cezaların en büyüğü onun gözünde çok büyük anlam ve değer taşıyan annesinin ya da babasının sevgisini yitirmektir Bu gibi davranışlara sık sık başvuran anne-babaların çocuklarında büyük bir güvensizlik duygusu, çekingenlik ve korku durumu görülür Yalnız kendine değil, anne-babasına karşı olan güveni de azalır çocuğun Kötü, beğenilmeyen davranışlar karşısında çocuğa gelişi güzel söylenmiş olan, “Artık seni sevmiyorum” gibi sözleri çocuk ciddiye alır Çocuk çok yıkıcı ve derin izler bırakan etkileri olur bu gibi sözlerin Oysa herkes bilir ki; sevilmeyen, beğenilmeyen çocuğun kendisi değil davranışlarıdır Ne var ki, çocuk aradaki farkı anlayamaz, kavrayamaz Gelişi güzel söylenmiş sözler ya da bu konudaki kusurlu davranışlar çocukta; “Artık annem babam beni sevmiyorlar” gibi yersiz bir takım duygu ve düşüncelerin gelişmesine yol açabilir Yalnızca kötü davranışları üzerinde durulduğunu azarlandığını, sevilmediğini; iyi davranışlarına ise hiç ilgi gösterilmediğini gören çocuklarda yanlış birtakım kanılar da doğabilir Bu gibi çocuklar büyüklerine karşı küskünlük duyarlar, içlerine dönerler kendilerine karşı güvenleri azalır Suç işleyenlerin ruh sağlığı ciddi olarak bozulmuş kimselerin uyumsuz davranışlar gösteren kimselerin çoğunluğunu özellikle anne-baba sevgisinden yoksun olarak yetişmiş insanlar oluşturmaktadır Anne-babanın dışarıda çalışması sonucunda ilgisiz ve sahipsiz kalan çocukların akrabandan sevilmeyen birine benzeyen çocukların bazen sakat özürlü sakat, zekaca geri çirkin yada istenmeden dünyaya gelen çocukların sevilmemeleri ihtimali çok kuvvetlidir Bu arada, zekaca düşük düzeyde olan kimi ailelerin zekaca üstün durumda olan çocukları sevmedikleri de görülebilir Annenin özellikle çok küçük yaşlarda çocuğuna göstereceği yakınlık ve sevginin derecesi çok önemlidir Eğer bu sevgi ve ilgi duygusal yönden doyurucu nitelikteyse çocuğunda diğer insanlara karşı aşağı yukarı aynı tepkide bulunması ihtimali çoktur Eğer çocuk ailesinden bu duyguları yeterince almamışsa bir insan için çok önemli olan bu temel ihtiyaçları kadar giderilmemişse çocuğun ileride insanları sevmeyen onlardan uzak duran soğuk bir duruma gelmesi beklenebilir Sevginin kişi hayatındaki yerini ve önemini açıklarken saygı kavramının da bu duygunun içinde bulunduğunu kabul etmek gerekmektedir Öteden beri süregelen yanlış anlayışa göre saygı yalnızca yaş ve makam yönünde bizden daha üst durumda olanlara gösterilmesi gereken bir duygu bir davranış biçimidir Oysa saygı: küçük büyük farkı gözetmeksizin; karşımızdaki ne ve kim olursa olsun onun herşeyden önce en az bizim gibi ve bizim kadar bir insan olduğunu kabul ederek herkese vermemiz gereken bir değerin belirtisidir Çocuklarımızı adam yerine koymak onlara gerçekten insan gibi davranmak onların görüş ve düşüncelerine önem vermek değer vermek… İşte tüm bu davranışların toplamı çocuklarımıza duyduğumuz saygının ölçüsünü ortaya koyar Bu anlayışa göre bu hava içinde yetişen çocuklarda aynı davranışları başkalarına gösteren kimseler durumuna gelir |
Aile Nedir? Aile Kurumu Hakkında |
11-04-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aile Nedir? Aile Kurumu HakkındaIII- Anne ve babaların Disiplin Anlayışı: Disiplin: Bir çocuğun kendi istek ve ihtiyaçlarıyla çevresinden gelen istekleri bağdaştırmasına yardım etmek için planlanmış bir etki biçimidir Fakat bu konu kimine göre “çocuğa nasıl davranması gerektiğini öğretmek” Kimine göre “çocuğu cezalandırmak” kimine göreyse “çocuğa itaat etmesini öğretmektir” Demektir Disiplin konusunda başlıca üç görüş vardır Bunlardan birincisi çocuğun hemen hemen her davranışını yasaklayan engelleyen katı sert ve özgürlük tanımayan otoriter disiplin anlayışı ikincisi ise bu anlayışa tamamen aksi ve çocuğun hemen hemen her davranışına göz yuman aşırı özgürlük tanıyan hoşgörülü disiplin yolu Üçüncüsü ise bu iki görüşün karışımı olan çocuğun gelişim ve büyüme dönemlerinin özelliklerini göz önünde bulundurarar zaman zaman davranışların hoşgörüyle karşılanması gerektiğin kabul eden demokratik disiplin yoludur Eğitimciler bu disiplin anlayışı için (en güzel fakat uygulanması da o derece güç bir yol) demektedirler Hemen söylemeliyim ki aşırı baskı yasaklamalar ve engellemelere dayanan disiplin anlayışı bunun tamamen tersi aşırı özgülüğe sınırsız özgürlük ve hoşgörüye dayanan disiplin anlayışı çocuğun eğitimi ve kişiliği ve eğitimi üzerendi aynı olumsuz etkilerde bulunmaktadır Bu tip disiplin anlayışlarına göre yetiştirilen çocuklar şaşkın ürkek çekingen ne yapacağını bilemeyen güçsüz kişilikli kimseler durumuna gelmektedir Çocuğun birşey yapması yada yapmaması istenirken ona daima nedeni anlatılmalı açıklanmalıdır Çocuğun eğitiminden sorumlu kimseler arasında disiplin anlayışı yönünden birbirinden farklı görüşlerin bulunması da çocuğu şaşırtır Öyle davranışlar vardır ki bunlar bu davranışları değerlendirenin görüşüne göre değişir Birine göre normal ve doğru sayılan bir davranışın öbürüne göre anormal sayılması birinin hoşgördüğü bir davranışı öbürünün yasaklaması beğenmemesi gibi durumlar çocuğu şaşkına çevirir Anne babanın dengesiz davranışlarınn da disiplin üzerinde çok derin olumsuz etkileri vardır Çocuğu bir dakika öncee öper sever yada başının üstüne çıkarırken bir dakika sonra yaptığı bir kusurlu davranış yüzünden azarlamak cezalandırmak… Kızılması gereken bir davranış karşısında köpürmek bağırmak çağırmak kızılacak bir davranışı ise hoş görmek bağışlamak… Bu gibi dengesiz davranışlar da çocuğu şaşırtır Anne babasına karşı olan saygının azalmasına güvenin yok olmasına neden olabilir Disiplin konusunda son olarak diyebiliriz ki çocuğa her zaman her yerde kendi kendini denetim altına alabilme gücünü ve alışkanlığını vermeye kazandırmaya çalışmalıyız Davranışlarını bir başkasını sevindirmek bir başkasının gözüne girmek yada birinden korktuğu çekindiği için değil doğruluğuna öyle yapılması gerektiğine inandığı için ayarlamak Bu alışkanlığı kazanmış bir kişi her zaman ve her yerde aynı biçimde davranır Böyle bir insan davranışlarını ayarlarken daima önce kendisini düşünür Kendi kendine hesap vererek davranışlarını buna göre bir yön ve biçim vermeye çalışır a Aşırı baskı ve disiplin anlayışı: Aşırı baskı ve sıkı disiplinin çocuğun kişiliğini hiçe sayan bir davranış biçimidir Böyle yetişen çocuklarda genel olarak iki tepki görülür Bunlardan biri: çocuğun sinmesi içine kapanması uysal ve söz dinler görünmesi ötekisi ise açıkça karşı koymak her türlü otoriteye baş kaldırmak kimi çocuklarda da her iki davranışa da rastlayabiliriz Yapılan incelemeler göre aşırı baskı ve sert disiplin altında yetiştirilen çocuklarda şu davranışlar görülmektedir: 1Anne babalarından nefret etmek 2Insanlarla iyi geçinememek kavgaci ve geçimsiz kimseler durumuna gelmek 3Sinirlerine hakm olmakta güçlük çekmek alıngan ve çabuk parlayabilen bir kişiliğe sahip olmak 4 Ne kendilerine ne başkalarına güvenememek 5Her türlü otoriteden nefret etmek 6Bir takım yersiz korku ve kaygıları olmak 7Arkadaşları edinmekte güçlük çekmek b Aşırı serbestlik ve gevşeklik: Çocukların çok sıkı bir disiplin altında geçmiş kimi anne ve babalar (biz çektik çocuklarımız çekmesin) diyerek çocuklarının davranışlarında tamamen özgür bırakırlar Öte yandan kimi anne-babalarda çok meşgul oldukları çocuklarına ayıracakları zaman bulamadıkları için çocuk kendiliğinde denetimsiz ve özgür kalır Sıırsız bir özgürlük içinde yetişen bu çocuklara neyin iyi neyin kötü neyi yapabilecekleri neyi yapmanın kendilerini güç duruma sokabileceği gibi hususlar öğretilmediği için onlar da her akıllarına geleni yapmakta hiç bir sakınca görmezler Tabi bu yüzden de zaman zaman güç ve tehlikeli durumlara düşebilirler En basit anlamda bir baskıya da müdahale böyle yetişen çocukları çok rahatsız eder Hemen tepkide bulunmalarına neden olur Başkalarının hakkına saygı ve iş birliği gibi davranışları öğrenmedikleri için yalnız kendilerini düşünen bencil davranışları yüzünden sevilmeyen istenmeyen insanlar durumuna gelirler c Ceza ve ödülün etkileri: Çocuklara; kötü ve beğenilmeyen davranışları bir daha tekrar etmemeleri için ceza iyi ve beğenilen davranışları teşvik etmek gayrete getirmek için de ödül verilir Ceza ve ödülün bir işe yaraması etkili olabilmesi için çok dikkatli kullanılması gerekir Aksi halde hiç bir işe yaramadığı gibi ters etkileri de olur Çocuğa ceza verilmeden önce cezalandırmayı düşündüğümüz davranışın nedeni araştırılmalıdır Kimi çocuklar bilmedikleri için bilgisizlikleri yüzünden kötü yada beğenilmeyen bir davranışta bulunurlar ve kendilerine bu yüzden bağırlıdığı kızıldığı ve ceza verilmek istendiği zaman şaşırırlar O zaman anlarlar kötü birşey yaptıklarını İşte böyle bir çocuğu cezalandırmak büyük bir haksızlık olur Bu gibi çocukları cezalandırmak yerine neden kusurlu kabahatli bir duruma düşmüş olduklarını açık açık anlatmak ve böylece bu davranışın tekrarını önlemeye çalışmak daha etkili bir yoldur Cezanın etkili olabilmesi için çocuğun niçin cezalandırılması gerektiğini açıkça bilmesi gerekir Öte yandan çocuğun davranışlarıyla verilen ceza arasındaki ilişki çocuk için önemlidir Eğer çocuk davranışlarıyla verilen ceza arasında adil dengeli ve olumlu bir ilişki olduğu sonucuna varırsa durumda şikayetçi olmaz Çünkü verilen ceza yerindedir Ancak böyle kullanılmadığı zaman çocuk verilen cezadan ders alır Verilen ceza; çocuğun davranışlarıyla karşılaştırılınca çok hafif ya da çok ağır olmuşsa böyle bir ceza çocuk üzerinde yapıcı değil yıkıcı etkide bulunur Hafif cezalar ağır cezalardan daha etkilidir Kimi çocuklar için bir sert bakış kimileri için bir acı söz kimileri için uzun bir süre devam etmemek koşuluyla bazı hak ve ayrıcalıklardan yoksun bırakmak etkili bir ceza olabilir Anne ve babalar ceza vermeden önce verecekleri cezanın tam anlamıyla uygulanabilmesi mümkün mü değil mi düşünmelidirler Aksi durumda çocuğun gözünde alay konusu olur Bu cezanın da hiçbir etkisi olmaz İçe dönük kendilerine karşı güvenleri olmayan çekingen çocuklar üzerinde cezanın çok olumsuz etkileri vardır Verilen cezalar bu gibi çocukların daha çok kendi kabuklarına çekilmelerine kendilerine karşı güvenin daha da azalmasına neden olur Eğer çocuğun cezalandırılması gerekiyorsa içinde bulunduğu ruhsal durum göz önüne alınmalıdır Çocuk çok kızmışken aklı başında değilken çok sinirli bir durumdayken verilen cezalar kızgın motora soğuk su dökmeye benzer Çocuğun daha sert tepkilerde bulunmasına sebep olabilir Kısacası olumlu olmaz bu durumda verilen cezanın Biraz da ödülden söz edelim Çocuğun başarılarını övmek güzel ve hoşa giden davranışlarının tekrarını sağlamak amacıyla ve özendirmek için zaman zaman çocuğun ödüllendirilmeye ihtiyacı vardır Ödül denilince akla hemen para ve çeşitli armağanlar gelir Eve çocuğumuzu zaman zaman ödüllendirirken para ve armağanlar bir ödül aracı olarak kullanılmalıdır Bunun herhangi bir sakıncası yoktur Kanımızda çocuğun başarılarılarını beğenilen davranışlarını ödüllendirmenin de etkili yolları vardır Örneğin güzel ve tatlı sözlerle çocuğun başarısı övmek zamanında ve yerinde candan bir sağol gibi sözler çocuğu kucaklayıp öpmek çoğu zaman maddi ödüllerden daha etkilidir Ödülü iyi bir davranışın devamını sağlamak özendirmek için bir araç olarak kullanmak gerekir Çocuk davranışlarını sonunda alacağı ödüllere verilecek armağanlara göre ayarlamaya başladımıydı ödül artık araç olmaktan çıkar amaç olur Oysa çocuk aramağan almak için başarılı olmaya değil başarıya ulaşmak için başarılı olmaya çalışmaktadır Çocuk bir takım iyi davranışları elde etmenin sonunda armağan alabileceği için değil fakat o davranışların gerekliliğine iyilik yada doğruluğuna inandığı için tekrar etme alışkanlığını kazanmalıdır nokta Çok çocuklu ailelerde anne babanın bu konuda çok hassas olması gereken birbaşka nokta da şunlardır: Bir çocuğu yaptığı iş yada başarısı nedeniyle ödüllendirirken bu davranışın öteki çocukları üzerindeki etkilerini hesaba katmak Böyle durumlarda anne babanın yapacağı en küçük bir yanlışlık öteki çocukların kardeşlerini çekememelerine kıskanmalarına neden olabilmektedir Kardeşler arasındaki ilişkilerin dengenin bozulmaması için o gün göze çarpan bir davranışı bahane edilerek onlar da övülmelidirler Kimi anne babalar çocuklarından birinde gördükleri iyi bir davranışı yada başarıyı ele alarak bu çocuklarını över ve armağanlara doğarken bu fırsattan yararlanarak öteki çocuklarıyla bu çocuğu kıyaslamaya kalkarlar Böylece sanarlar ki bu aleyhte kıyaslama sonucu öteki çocuklar örnek olan kardeşlerinin davranışlarını hemen taklide kalkışacaklardır Tecrübeli anne babaların da çok iyi bildikleri gibi bu tutumla olumlu sonuç almak şöyle dursun anne babalar kardeşi kardeşe düşürürler Bu tip aleyhte kıyaslamalar kardeşler arasındaki kıskançlığı birbirlerine düşmanca davranışlarda bulunmalarına neden olur |
|