Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Kitap Özetleri

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
atatürk, düsünmekkitap, özeti

Atatürk Gibi Düsünmek-Kitap Özeti

Eski 11-04-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Atatürk Gibi Düsünmek-Kitap Özeti



Atatürk Gibi Düsünmek kitap özeti

Atatürk büyük adamdı Büyük adamlar büyük dağlar gibidir, onlardan uzaklaştıkça haşmetleri ortaya çıkar İnsanlar, Atatürk ün çevresinde etkilenirlerdi Başka bir düşünce seviyesine ulaşırlar, başka bir dinamizme kavuşurlardı O kadar ki, kendi bilgileri ve kendi fikirleri sanıp, O nun bilgileri ve fikirlerini konuşmuş ve uygulamışlardır
Atatürk, temel düşüncesinde dünyanın değil, memleketin sorunlarını çözmeye çalışıyordu Onun için herşeyi ülkesi açısından incelemiş, değerlendirmiş, uygulama elverişliliklerini gözden geçirmiştir Hangi sistemde kendi gayesine yarar fikir bulmuşsa onu alıp kullanmakta hiç tereddüt etmemiştir O nun için önemli olan sistem değil kuvvetli ve kudretli bir Türk Cumhuriyeti Devleti ortaya koymaktır İyi bir asker olan Atatürk gerek kendi hareketlerini, gerekse çevresindeki arkadaşlarının hareketlerini aldıkları neticeyle değerlendirmiştir Onun için her hareketin bir amacı vardır Amaca ulaşılmışsa hareket doğru yapılmıştır Ulaşılmamışsa hareket yanlıştır
Cumhuriyet rejiminin iki büyük tehlikesi; Marksizm ve ümmetçilik……Milliyetçilik ve laiklik gibi iki temel fikirle bu büyük tehlikelerin önünü Atatürk sıkıca kapatmıştır Milliyetçilik: Millet tabanına oturmuş bir devletin en tabii politikası ve karakteridir Ancak, bu temel fikir iyi anlaşılamazsa, Turancılık gibi, faşizm gibi, nasyonal ve sosyalizm gibi bir takım tehlikeli alanlara sürükleyebilir Bu sebeple; milliyetçiliğin tarifi iyi anlaşılmalıdır Atatürk Türk milliyetçiliğinin tarifini dikkatle yapmıştır Türkiye Cumhuriyetini kuran Türk halkına Türk milleti denir Millet, dil, kültür ve ülke birliği ile birbirlerine bağlı vatandaşların teşkil ettiği bir politik ve toplumsal heyettir Bu tariflerden de anlaşılacağı gibi Türk milliyetçiliğini ne ırkçılığa,ne faşizme ne de komünizme götürmek isteyenlere fırsat tanımaz Laiklik ise:Türk devletinin komünizme kayması nasıl bir tehlike ise Ümmetçiliğe kayması da öylece bir tehlikedir Atatürk, bu ikinci tehlikenin kapısını kapamak için laiklik ilkesini devlete geçirdi Laik devlet teokratik devletin zıttıdır Teokratik devlette bütün girişimler din kurallarına göre yürütülür;buna karşılık laik devlette bütün girişimler,din kurallarından arındırılır,dinin devlet işlerine girmesine izin verilmez
Cumhuriyet fikrinin temeli olan “seçimle iktidar olmak “yöntemi gerek Türk soyunun geleneklerinden ve gerekse İslam dininin esaslarından kaynaklandığı için bize yabancı değil Bu yüzden Cumhuriyet fikrinde temele inen yatkınlarımız vardır Millet tabanında Cumhuriyet idaresi bir suyun yokuş aşağı akması kadar tabii bir neticedir Sade bir iştir ama,cumhuriyetin karakterini tarihi toplum yapısına uygun olarak biçimlemek hiç de kolay şey değildir Atatürk ve onun kullandığı metodoloji en değerli ürününü işte burada verdi Atatürk Türkiye Cumhuriyeti devletinin temel fikirleri içine laikliği alırken devleti üç tehlikeden korumak istiyordu
a Devlet kuvvetliyken,bu kuvvete güvenip İslamiyetin temel fikirlerinden olan “Gana” düşüncesine kapılmanın kapılarını kapamak ve böylece Ümmetçiliğin yolunu kesmek
b Hangi sebeple olursa olsun devletin zaafa uğraması halinde,devleti ele geçirme hevesine kapılacak insanların din silahı ile üstünlük sağlamalarına engel olmak böylece politikada fırsat eşitliğini korumak
c Toplumda ve devlette kesin biçimde aklın hakimiyetini egemen kılmak Çünkü “Laik Devlet” demek toplumun bütün ihtiyaçlarına, sadece akla dayanan kanunlarla cevap vermek demektir
Atatürkün toplum yapımıza dönük devrimlerinin en önemlisi, Medeni Kanunun kabulüdür Tam anlamıyla bir devrim niteliğini taşır Çünkü, bir toplumu, Doğu hukukundan batı hukukuna getiriyor Örfe kadar uzanan ve yüzyılların oluşturduğu yapısını değiştiriyor Onun yerine yeni bir toplum yapısı kuruyor
Devletin varolabilmesi için nasıl önce belli sınırları olan bir ülkenin sonrada özgür bir toplumun var olması zorunlu ise, toplumu yaratan fertlerinde ortak bir kültürü ve dünya görüşü olması, ister istemez zorunludur Atatürk akılcı, deney ve bilime değer veren bir insan olduğuna göre elbette Batı uygarlığının seçileceği ortadadır
Nitekim daha sonra yapılan harf devrimi; kıyafet devrimi, takvim devrimi, hukuk devrimi de laik eğitimin başarıya ulaşabilmesi için katlanılmış temel toplum düzenlemelerinden başka bir şey değildir Atatürk metodolojisinin zorunlu sonuçlarıdır
Atatürk, Türk milletini tarif ederken “Dil, kültür, ülkü” birliğini milletin vazgeçilmez üç ana vasfı olarak belirtilmişti Bunlar, bir toplumun millet olması için elbette yeter, ancak milletlerinde büyük millet olması için dil ve kültürlerinin zengin ülkülerinin kendi toplumları ve dünya toplumları için yararlı olması gerektir İşte Atatürk ün dil ve tarih üzerinde yıllar süren sürekli ve derin çalışmanın sebebi budur Türk milletinin “Büyük Millet” olduğuna kesinlikle inanıyordu, bu inancını başkalarına belgelemek istemesi elbette tabiidir
Atatürk imparatorluk tabanından millet tabanına geçerken nasıl imparatorluk çimentosu olan saltanat ve hilafeti kaldırmış ve millet tabanının tabii yönetim biçimi olan Cumhuriyet yönetimini kurmuşsa, aynı sebeplerle imparatorluk dili olan Osmanlıcayı bırakıp yeni Türk dilinin temellerini atmıştır Eğer bir Türkiye Cumhuriyeti Devleti varsa, eğer bir Türk Milleti varsa, canlı ve diri bir Türk dilinin de olması zorunludur Atatürk e göre dil, milliyet duygusuna sıkı sıkıya bağlıdır Milliyetçiliğin güçlenmesi için dilin güçlenmesi gereklidir
Yönetimin meşru olması, kaçınılmaz bir şarttır Bundan vazgeçilemez Bu sebeple tarih boyunca yönetime çeşitli meşruiyet kaynakları aranmıştır Meşruiyetin tek yolu seçimden geçer; seçmek bütün vatandaşların hakkıdır Her vatandaşın oyu eş değerdir Böyle bir ortamda seçilen insanların kurdukları yönetim meşrudur Bu kurallara getirilen her kısıtlama yönetimi meşruiyetten ve başarıdan uzaklaştırır Toplum çalkantılarının en büyük ölçüde yansıdığı sosyal mihraplar siyasi partilerdir Partiler sosyal çalkantıları kendi düşünceleri açısından değerlendirir Meşruiyet kaynağı nasıl millet ise çarenin kaynağı da millettir Millet parlamento yolu ile kendisini yönetir Öyle ise çare parlamentodadır Bugün parlamentoda grubu olan partiler “Düzeni değiştirmek isteyenler” ve “Düzeni korumak isteyenler” olmak üzere ikiye ayrılmış bulunuyorlar Parlamenterlerimiz bir fikir düzeni içinde yerlerini yeniden gözden geçirmeli ve seçmenlerinin düşünceleri doğrultusundaki mevkilerini almalıdırlar Seçim kaygılarını bırakmanın, küçük hesapları bir yana itmenin ve şahsi menfaatlerinin üstüne çıkmanın tam sırasıdır(Atatürk büyük Türk Milletine ve O nun bağrından çıkan Parlamentoya her zaman inanmıştır En çetin günlerde Parlamento aldığı kararlarla Onu desteklemiş yeni bir ülke kurmuş,yeni bir millet yaratmıştır Atatürk bir metot sahibi idi Atatürk halka yüzde yüz inanan müstesna bir aydındı Atatürk devrimleri ile yeni bir toplum yaratmayı amaçladı Fakat devlet yapısını restore etmekle yetindi Atatürk devleti ümmetçilik tehlikesinden korumak için Laikliği enternasyonal düşüncelerden korumak için milliyetçiliği anayasasına yerleştirdi Atatürk güçlü devletten yana idi
Atatürk; akıl, deney, bilim yolu ile eşyanın tabiatına uygun, insanın hayranlığına yarar biçimde düşünerek, çağdaş uygarlık düzeyine ulaşabileceğine inanıyordu Atatürk, her çeşit taklitçiliğe, her çeşit sisteme karşı idi Atatürk, çareyi millette gören bir devlet adamı idi Atatürk, milletin üstün vasıflarına iman ölçüsünde inanıyordu Atatürk, böylece Atatürk olmuştur

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.