|
|
Konu Araçları |
beydeba, birer, ezop, fabl, fontaineden, örneği |
Ezop, Beydeba Ve La Fontaine'den Birer Fabl Örneği |
10-28-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ezop, Beydeba Ve La Fontaine'den Birer Fabl ÖrneğiEZOP -Rüzgâr Ile Güneş Güneş ve rüzgâr kimin daha güçlü olduğunu tartışıyorlarmış Rüzgâr -Ben daha güçlü olduğumu kanıtlayacağım Şu karşıdaki paltolu yaşlı adamı görüyor musun ? Paltosunu senden daha hızlı çıkaracağıma bahse girerim Demiş Güneş bir bulutun arkasına çekilmiş ve rüzgâr kasırga şiddetinde esmeye başlamış O kuvvetle estikçe ihtiyar adam paltosuna daha sıkı sarılıyormuş Sonunda rüzgâr pes edip durmuş Güneş bulutların arkasından çıkıp yaşlı adama nazikçe gülümsemiş Çok geçmeden adam alnındaki teri silip paltosunu çıkarmış Sonra , rüzgâra dönmüş nazik ve dostça davranışın, şiddet ve güç gösterisinden daha etkili olduğunu söylemiş BEYDABA Kelile Ve Dimne Günlerin birinde iki arkadaş yaşarmışBu arkadaşların biri çok dürüst,çok aklıllı ve de çok çalışkanmışDiğer arkadaşı ise yalancı,tembel ve çok kurnaz biriymişDürüst olanın ismi Kelile,diğerinin ismi se Dimne’ymiş Bir gün bu iki arkadaşın yaşadığı ülkenin padişahı,ülkede hiç vezir bulamamışDimne ile Kelile arasında bir seçim yapacakmışO da Dimne’yi seçmişÇünkü o çok kurnaz biriymişÜlkenin kralı onu vezir yapmışOna çok güveniyormuş Günün birinde kral odada yalnı başına otururken,bir ses gelmişÇok derin bir sesmişBu sesin kaynağını öğrenmek için araştırmalar yapmışAma hiçkimseye de söyliyemiyormuş derdiniÇünkü koskoca bir kral,bir sesten korkarmıymış hiç!Her neseDimne,kralın birşeylerden korktuğunu biliyormuş Bir gün,Dimne yine kraln yanındayken yine o ses gelmişSes bir inek sesiymişAma kral bunu çözememişKral korkuyla orada dururken Dimne neden korktuğunu anlamışSesin kaynağına doğru yol almışİşte o zaman kral sesin bir inekten geldiğini sezinlemiş(Nihayet!)Kral,bu ineği çok severmişHer gün onunla oynamaya başlamışDimne bu olayı kıskanmaya başlamışVe bir iftşra uydurmuşKrala şöyle demiş”Sayın kralım,bu inek sizin tahtınıza göz koyuyorBunun böyle sürüp gitmesine göz yumamazsınız sanıyorum”demişKral da düşünmeye başlamış O düşüne dursun,Dimne,ineğin yanına gidip şöyle demiş”Bak inek kardeş,ben kralın yanından geliyorumKral ykında seni kesip kendine yemek olarak pişirecekSen buradan kaçamazsn daBenden söylemesi”demişAma inek bunu pek kafasına takmamış kral kadarFakat içinde hâlâ İiçinde bir şüphe varmış doğrusu Yine günlerden bir gün kral onun yanına gitmişBunu gören inek,hemen ona saldırmaya başlamışKral bunu görünce Dimne’nin sözlerini doğrulamaya başlamışHemen ineği öldütmüş *** Aradan 2 yıl geçmiş(Aradan uzun bir süre geçmiş diyorduFakat ben 2 yıl dedim)Kral yaptığıdan pişmanmışAma bir şey de yapamamış Dimne’yeÇünkü onu suçsuz olarak görüyormuş Annesi o anda içeri girmiş: -Bak evladım,demişSen,Dimne’nin suçsuz olduğuna inanmaya devam etAma şunu da bil ki,bugün ineğini öldüren,yarın seni öldürürEğer canını seviyorsan öldür onu… Kral bu sözlerden etkilenmişVe Dimne’yi öldürmüş *** Kelile ise,bu durumdan etkilenip,hastalanmışVe sonunda ÖLMÜŞ… Bu iki arkadaşın sonu böyle bitmişEğer Dimne bunları söylememiş olsaydı,şu and yaşayabilirdiHem de vezir olarak… ** Ateş Sıcağında Dürüstlük Sınavı Bir zamanlar Basrada ormanla kuşatılmış bir ada vardıAda değil sanki bir cenneti burasıYemyeşil ağaçlarBerrak sularKuşlarÇiçeklerBirbirinden güzel canlılar yaşardı, ormanda İçlerinde birisi vardı ki, oldukça değişiktiKeskin dişleri vardıGüçlü pençesi Çok çevikti Kaplandı bu Gücü sayesinde ormanın kralı olmuştuSuçluları hemen cezalandırırdı Haksızlığı önlerdiYoksullara yardım ederdi Hayvanlar onu hem seviyorlar hem de korkuyorlardıKaplanın miniminnacık bir de yavrusu vardıGözü gibi koruyordu onuOrmanın yönetimini ölünce ona bırakacaktı Yönetime ilişkin bilgilerle donatmıştı onu Haklı ile haksızı nasıl ayırdedeceğini öğretmiştiSuçlunun nasıl belirleneceğiniNasıl cezalandırılacağınıHaklıya hakkının ne şekilde verileceğiniToplum yararın çalışanın hangi biçimde ödüllendirileceğini Her ölümlü gibi Kaplan da göçüp gitti bu dünyadan Yavru henüz büyümemiştiBabası sağlığında onu ormanın yönetimine getirmemişti Bu durum, ormanda karışıklığa yol açtıVahşi hayvanlar birbirlerine girdilerHerkes liderlik peşindeydi Büyük kavgalar olduBirçok hayvan birbirini hırpaladıBazıları öldü Sonuçta galip çıkan aslan oldu Dev pençeleriyle herkese korku verdiHiçkimse karşısına çıkamadı Yavru Kaplan çaresizdiBir süre ortalıkta görünmedi Kimsenin olmadığı ıssız yerlerde gezindi Epeyi bir zaman başıboş, serseri gibi dolaştıSonunda pençesi kuvvetlenmiştiOldukça güçlenmiş, dişleri de keskinleşmişti Gitti, yaşlı kaplanlara danıştıArslana karşı bir harekete girişmek istiyorduYaşlılar deneyimlerini anlattılarOnu yüreklendirdilerFakat herhangi bir eyleme giriştiğinde onu destekleyemeyeceklerini söylediler Yavru Kaplan, Arslan a bizzat kendisi gitti Arslan, iyi kalpli biriydi Kaplanı sarayına aldı Yakınında bir görev verdiHer defasında ona güvendiğini belirtiyordu Günler böyle geçip giderken İlginç bir olay oldu Hava sıcak mı sıcaktı Bunalmıştı herkesUzak bir yerde görülmesi gereken bir iş çıktı Arslan sarayda düşünceli düşünceli geziyordu "Bu görevi kime verebilirim? Kim bunun üstesinden gelebilir?" diye koşuşturuyordu Kaplan içeri girdi - Sizi bu düşünceye düşüren nedir? diye sordu Arslan, - Hava çok sıcak olduğu için kimse görev istemiyor, dedi Kaplan, - Havanın sıcak olması göreve koşmaya engel değildir, dedi; izniniz olursa bu işe ben gitmek istiyorum Arslan çok şaşırdı "Nasıl olur" diye düşündüKimse gitmek istemezkenGerçi kaplana güveniyorduOnun bu işi başaracağına da inanıyordu - Beni çok sevindirdin , dedi Kaplan hemen davrandıYanına birkaç asker de alarak yola çıktı Havada ateş sıcaklığı vardıGüneş yeryüzünü ateş yalımı gibi yakıyordu Epeyi yol aldılar Artık yürümek imkansızlaşmıştı Kaplanın yanındakiler daha fazla dayanamayacaklarını söylediler Biri atıldı, - Şurada, serin bir yerde dinlensek dönüp gitsek arslanın ne haberi olacak? diyecek oldu Kaplan kestirip attı: - Sizler dayanamıyorsanız geri dönün Ben tek başıma devam ederimPadişahımızın bize güvendiğini biliyoruzBu güvene layık olmalıyım Kaplanın bu sözleri Arslanın kulağına gittiSevincine diyecek yoktuKaplana o olaydan sonra önemli görevler verdiEn yakınına aldıHayatı boyunca çok güvendi La fontaine Karga İle Tilki Bir dala konmuştu karga cenapları; Ağzında bir parça peynir vardı Sayın tilki kokuyu almış olmalı, Ona nağme yapmaya başladı: “-Ooo! Karga cenapları,merhaba! Ne kadar güzelsiniz,ne kadar şirinsiniz! Gözüm kör olsun yalanım varsa Tüyleriniz gibiyse sesiniz, Sultanı sayılırsınız bütün bu ormanın” Keyfinden aklı başından gitti bay karganın Göstermek için güzel sesini Açınca ağzını,düşürdü nevalesini Tilki kapıp onu dedi ki: “Efendiciğim, Size güzel bir ders vereceğim: Her dalkavuk bir alığın sırtından geçinir, Bu derse de fazla olmasa gerek bir peynir” Karga şaşkın,mahcup,biraz da geç ama, Yemin etti gayrı faka basmayacağına Agustosböceği İle Karınca Ağustosböceği bütün yaz Saz çalmış, türkü söylemiş Karakış birden bastırınca Şafak atmış zavallıda; Bir şey bulamaz olmuş yiyecek: Koca ormanda ne bir kurtçuk, ne bir sinek Gitmiş komşusu karıncaya: — Aman kardeş, demiş, hâlim fena; Bir şeycikler ver de kışı geçireyim Yaz gelince öderim, Hem de faizi maiziyle; Ağustosu geçirmem bile Ödemezsem böcek demeyin bana Karınca iyidir hoştur ama Eli sıkıdır: Can verir, mal vermez — Sormak ayıp olmasın ama, demiş; Bütün yaz ne yaptınız? — Ne mi yaptım? demiş ağustosböceği; Gece gündüz türkü söyledim; Fena mı ettim sizce? — Yoo, demiş karınca, ne mutlu size; Ama hep türkü söylemek olmaz; Kışın da oynayın biraz Kurt İle Köpek Bir köpek ormanda gezerken kurtla karşılaşmış Hasta ve çok zayıflamış olan kurt, ayakta zor durabiliyormuş Köpek kurdun bu haline çok üzülmüş "Ne kadar kötü görünüyorsun böyle kurt kardeş?" demiş "Herkes bizi düşman bilse de, biz uzaktan akrabayız Doğrusu sana yardım etmek isterim" "Hiç sorma" demiş kurt "Ağır bir hastalığa yakalandığım için uzun süre avlanamadım Şimdi iyileştim ama bir av yakalayacak kadar gücüm kalmadı artık Ben de böyle aç susuz dolaşıyorum artık" "Sen hiç üzülme" demiş köpek "Ben sana yardım edeceğim Bu akşam sahibimin düğünü var Akşam olunca köyün dışındaki çalılıklara gel Ben sana düğün yemeklerinin artıklarını taşırım" Birkaç gün boyunca köpek tarafından beslenen kurt, sonunda kendini toparlayıp eski kuvvetine kavuşmuş Teşekkür edip vedalaştıktan sonra da ormana gitmiş Aradan yıllar geçmiş Köpek iyice yaşlanınca sahibi onu dışarı atmış Ormanda aylak aylak gezen köpek, eski dostu kurtla karşılaşmış "Hayrola?" demiş kurt "Çok perişan görünüyorsun" Köpek içini çekip; "Yaşlandım artık!" demiş "Sahibimin işine yaramadığım için beni kovdu" Kurt; "biz eski dost değil miyiz?" demiş "Şimdi yardım etme sırası bende Hatırlasana, benim hayatımı nasıl kurtarmıştın? Hemen bir plan yapmalıyız Tamam buldum! Senin sahibinin küçük bir çocuğu vardı değil mi? Şimdi ben gidip onu kaçıracağım, sen de geri götüreceksin Böylece sahibin seni el üstünde tutacak" Bu sözleri söyleyen kurt, kaşla göz arasında gidip, çocuğu ormana getirmiş Köydeki herkes silahlanıp ormana koşmuş ancak daha ormana girmeden, yaşlı ve işe yaramaz diye evden kovdukları köpeğin çocuğu geri getirdiğini görmüşler Bu olaydan sonra yaşlı köpeğin itibarı öyle artmış ki, insanlar onun kahramanlığını yüzlerce yıl çocuklarına anlatmışlar Kurtla köpek arasındaki bu danışıklı dövüşü hiç kimse anlayamamış |
|