Prof. Dr. Sinsi
|
Makale İslam'a Göre Kürtaj Caiz Midir
Makale İslam'a göre Kürtaj caiz midir

Psikoterapist Doç Pınar İlkkaracan, bugün yaptığı bir röportaj sırasında "İslam'da kürtaja izin var " diye ayaküstü fetva verdi Kendisi, büyük din alimlerimizden olduğu için bu kadarla da kalmadı, konuyu daha da netleştirmek için gün sayısı verdi Öyle ki: "Türkiye'de yaygın olan Hanefi mezhebi 120 güne kadar kürtaja izin verirken Maliki mezhebi ise '40 gün' der "miş Bu yüzden "Çok açık, İslam'da kürtaja izin vardır " diyerek de şüpheye mahal vermeden kararı bağlıyor hanımefendi
Biz de saçmaladığının farkında olmayan bu kadının söylediği yanlışları düzeltmek için bu yazıyı yayınlıyoruz İlkkaracanın dile getirdiği 120 ve 40 gün meselesi, İslam'da kürtaj konularına açıklık getiriyoruz
Dr Jale Şimşek'in kürtaj yazısı :
Döllenme sonucu meydana gelen ceninin rahime yerleştikten sonra dış etki ve müdahalelerle düşürülmesi, insanlık tarihinin çok eski dönemlerinden beri var olup, aynı zamanda din, ahlak ve hukukun onay vermeyip, önlemeye çalıştığı bir davranış olmasına rağmen, toplumlarda güncelliğini daima koruyan bir olgu olmaya devam etmektedir
Gerek Yahudilik’te, gerekse Hıristiyanlık’ta ‘çocuk düşürme’ büyük günah sayılıp yasaklanmıştır Olaya sebebiyet verenler, anne de olsa cinayet işlemekle itham edilerek, ciddi tepki ve cezalara maruz kalmıştır
İnsan hayatının korunmasını, İslâm Dini temel ilkelerden biri olarak kabul etmekle beraber, insanın en şerefli varlık olup, saygınlığı ve dokunulmazlığının muhafazası konusunda da ısrarla durur İnsan hayatı ve yaşama hakkı, erkeğin spermi ile kadının yumurtasının birleşerek döllenmesi sonucu ceninin meydana geldiği andan itibaren başlamaktadır Artık bu safhadan itibaren yaşamak, Allah tarafından verilmiş temel bir hak olup, o andan itibaren hiçbir kimseninki buna anne-baba da dahil, verilen bu hakka müdahale etmesine izin verilmemiştir
Başlangıçta anne-babanın çocuk sahibi olup-olmamak noktasında iradeleriyle seçme hakkı vardır Yani, çocuk yapmak istemediklerinde gebeliği önleyici tedbirleri almalarına dinen izin verilmiştir Ama korunmalarına rağmen gebelik meydana gelecek olsa, doğacak olan çocuğun yaşama hakkını elinden almaya hiçbir kimsenin hakkı yoktur Çünkü, insanın var olmasını isteyen, yaratan ve ona ömrünü veren Yüce Allah’ın kendisidir
Kur’an’da çocuk düşürme ile ilgili özel bir hüküm görülmemekle birlikte, Hz Peygamber (sas), zamanında meydana gelen kasten çocuk düşürme olaylarını cinayet olarak adlandırıp bunu işleyen veya sebebiyet verenlerin maddi tazminat ödemelerini emretmiştir Bu durum gösteriyor ki, ayetlerde geçen dini telkin ve emirler anne karnındaki çocuğun hayat hakkını güvence altına almayı da kapsamaktadır Bu itibarla İslam hukukunda, tıbbî ve dinî bir zaruret bulunmadıkça anne karnındaki çocuğun düşürülmesi veya aldırılması (kürtaj) anne-baba tarafından yapılmış ya da yaptırılmış olsa bile, olay cinayet (suç) olarak adlandırılıp haram sayılmıştır Çocuk düşürmenin dinî hükmü genel ilke olarak böyle olmakla beraber, sperm ve yumurtanın hangi evreden itibaren cenin sayılacağı, dinen, hukuken koruma altına ne zaman alınacağı ve ceninin bulunduğu safhaya göre çocuk düşürmenin cezasında, günahında bir farklılık olup olamayacağı İslam hukukçuları arasında tartışmalıdır
Kur’an-ı Kerim, ceninin yaratılış evrelerinden Mü’minûn Sûresi 12-14 ayetlerinde bahsetmekle beraber, bu evrelerin ruhun üflenişi ile bir ilgisinin olup olmadığının açıklamasını yapmamaktadır
Hz Muhammed (sas), bir hadisinde cenine 120 günden sonra ruh üfleneceğinden bahsetmiştir (Buhârî, “Bed’ü’l-halk, 6) Ruhun üflenmesinin ilk kırk günden sonra olduğuna işaret eden hadisler de bulunmaktadır (Müslim, “Kader”, 2, 4; Müsned, III, 397)
Kur’an-ı Kerim’in bu konudaki dolaylı ifadesi ve hadislerin ifade ettiği mana ve o manadan ne kastediliyorsa şüphesiz ki o maksat haktır ve gerçektir Ayrıca o yıllarda tıbbî bilgiler ceninin yaratılışı ve safha safha gelişimini izah edemediği için fakihlerin farklı ölçü ve görüşlerle hüküm vermelerine sebep olmuştur İçlerinde bazı Hanefîlerin de bulunduğu bir grup İslâm hukukçusu 120 gün (4 ay)’den önceki çocuk düşürmeyi (çocuk aldırma=kürtaj), tam oluşmuş bir çocuk düşürme saymazken, bir gurup Malikî ve Hanbelî İslâm hukukçuları da 40 gün (bir ay on gün) den önceki çocuk düşürmeyi, (çocuk aldırma=kürtaj) tam oluşmuş bir çocuk düşürme saymazlar Bu görüşlerin toleranslı bir tavır sergilemeleri, ruhun üflenme safhasının kimilerine göre 40 , kimilerine göre 120 gününden itibaren meydana geldiğini ve ceninin canlılığını buna bağlamalarındandır
Bugün bile mahiyetini bilmediğimiz ruhun üflenmesi meselesinin, ceninin canlılığı ile aynı şey olduğunu iddia etmek ve savunmak mümkün değildir Çünkü, günümüzde tıp ilmi ceninin döllenmeyi takiben başlı başına bir canlılık ve bütünlük arz ettiğini, yaratılışının tamamlandığını, birkaç haftadan itibaren vücut organlarının teşekkül ettiğini, hatta kalbin çalıştığını, atışlarının da tespit edildiğini ortaya koymaktadır Bu bilgilerin ışığında, canlılık bakımından ceninin 120 günün evveliyle sonrası arasında bir farklılık göstermediği ortaya çıkmaktadır Bu durumda ilk 120 gün içindeki bebeklerin düşürülmeleri veya kürtaj yoluyla alınmaları, dinen cinayet ve günah olan çocuk düşürme fiilinin kapsamı dışında tutmak mümkün değildir Yani, gebeliğin ilk üç ay içinde sonlandırılması da cinayettir Nitekim İslâm hukukçularının çoğunluğu, cenin hangi safhada olursa olsun, düşürülmesini caiz görmezler Mezheplerde hakim olan görüş de bu yöndedir İmam Gazâlî buna örnek olup, ceninin ilk safhasından itibaren düşürülmesinin caiz olmadığını, aksi takdirde cinayet işlenmiş olacağını ifade eder
Sonuç olarak; anne hamileliğinin ilk ayından itibaren canlı bir bebek taşımaktadır Bu bebek ona lutfen verilmiş bir emanettir Bebeğin, ana vücudunda gelişip büyümesine izin vermeli ve anne olmanın ulvi hazzını bedeniyle, ruhuyla yaşamayı başarmalıdır Bunu yaparken, daima kendisinin ve bebeğinin geleceği için Yüce Allah’ın yardımını, desteğini dualarında dilemelidir
|