Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Sinsi Eğlence > Bir Tutam Hikaye

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
abasıyanık, faik, haritada, nokta, sait

Sait Faik Abasıyanık - Haritada Bir Nokta

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Sait Faik Abasıyanık - Haritada Bir Nokta




HARİTADA BİR NOKTA

Çocukluğumdan beri haritaya ne zaman baksam, gözüm hemen bir ada arar; şehir, vilayet, havali isimlerinden hemen mavi sahile kayar Robenson Kruzoe'yi okumuşumdur herhalde; unuttum gitti Onun zoruyle mavi boyaların üstünde bir garip ada ismi okuyunca hülyaya daldığımı sanmıyorum Romanlar yüzünden adaları sevdiğimi ummuyorum ama belki de o yüzdendir Haritada ada görmeyeyim İçimdeki dostluklar, sevgiler, bir karıncalanmadır başlayıverir Hemen gözlerimin içine bakan bir köpek, hemen az konuşan, hareketleri ağır, elleri çabuk, abalar giymiş bir balıkçı, yırtık muşamba kokusuyla beraber küpeşte tahtaları kararmış, boyası atmış ağır ve kaba bir sandal, sandalın peşini bırakmayan bir kuş, ağ, balık, pul, sahilde harikulade güzel çocuklar, namuslu kulübeler, kırlangıç ve dülgerbalığı haşlaması, kereviz kokusu, buğusu tüten kara bir tencere, ufukları dar sisli bir deniz

Tabiat; çoğunca dosttur Düşman gibi gözüktüğü zaman bile insanoğluna kudretini ve kuvvetini tecrübe imkanları veren, yüz vermez bir babadır; fırtınasında kayığını batırdığı zaman yüzmesini, rüzgarında kulübenin damını uçurduğu zaman daha sağlamı, daha hünerliyi bulmayı öğretiyor, canavariyle karşı karşıya bıraktığı zaman adale kuvvetini sınıyordur Orada, dört tarafı su ile çevrili yerde insanların büyük, sağlam dostluklar, sağlam adeleler, namuslu günler ve gecelerle birbirine sokulmalarını, yardımlaşmalarını buyuran rüzgarlar, fırtınalar, deniz canavarları; kayaları günlerce, haftalarca döven dalgalara ancak tabiatın buyurduğu şekilde yaşanabileceğini, sıkı ve sağlam adalelerin çelimsizlere yardım için, keskin aklın daha kör, daha mülayim, gürültüsüz ve yavaş akla, hatta akılsıza arkadaşlık için verildiğini, çorbanın çorbasızlara taksim edilmek içinmiş gibi koktuğunu öğreten, belki öğretmeden öyle iyi, öyle mübarek anadan doğulduğunu hayal ettiren bir düşünce ile haritalardaki maviliğin ortasında, kocaman kıtaların kenarındaki büyük denizlerin bir tarafına kondurulmuş adalara bakar, kurar dururdum

Yatak odama da bir tane asmışımdır; geceleyin yatmadan evvel okuduğum kitaba inanmazsam, canım sıkılırda gözümü kitaptan kaldırırsam haritaya gözüm ilişsin diye Haritayı görünce bir nokta ada, ada görünce de hemen fırtınaları, rüzgarları, uğultuları, köpekbalıklarını, sonra birdenbire adanın namuslu insanlarını hatırlayıveririm Haritada herhangi kargacık burgacık bir şekil almış adalara, karasevdalıya kurşun döken bir ihtiyar kocakarının aklı veya sezişleriyle dalar, bir şeyler bulup çıkarırım ya, daha çok şekilsiz, ancak bir nokta gibi gözüken adalar merakımı çeker

Bir gece, ansızın bir motor, katranlı bir iskeleye yanaşır Işıkları kan portakalı kırmızılığında yanan haritadaki nokta adaya çıkıveririm Hemen üç günlük sakalı pırıl pırıl, beyaz, orta yaşlı bir adam, yakaları kalkık, gocuklu bir paltoya gömülmüş yüzüyle gülerek yanıma yaklaşır
- Geldin mi, kardeş? - der
- Geldim ağam - derim
- Artık gitmeyeceksin ya?
- Aah - derim -, bir daha mı? Bir daha mı?
- Adamızdan iyisi yoktur
- Yokmuş ağabey - derim
- Babam sizlere ömür
Gözümüz bulanmış, tahta havalesinden hiç gözükmeyen bahçeli bir eve gireriz Bir asma çardağı altından geçeriz
- Ben bir elimi yüzümü yıkayayım hele -der, eve girmeden sağ kolda bir çeşme vardır, hatırlayıverir yönelirim
Heyecandan, üzüntüden, utançtan, titreye titreye yüzüme suyu çarpa çarpa yıkanırım İki üç kişi boynuma sarılır Komşular seslenir Ürkütülmüş tavuklar bağırır, anam ağlar, ağam ekmek keser, bacım bardağı doldurur, ben duvardaki ağları seyre dalarım
- Hava bugün lodos muydu ağabey? - derim
- Başlarken lodos başladı İkindiye doğru batıya çevirdi Şimdi batı karayelden esiyor ama çevirecek, karayele çevirecek
- Sonu kar mıdır ağabey, karayelin?
- Geldiğin yerlere kar, ama bize pek yağmaz Sen nasılsın bakalım? Rengin iyi maşallah!
- Çok şükür ağabey! Köy nasıl?
- Bildiğin gibi kardeş! Hep öyle Çocuklar iskambile dadandı; başka bir kusurcukları yok
- Parasına mı oynarlar ki?
- Yok be anam! Para nerde ki, parasına oynasınlar Balığına oynarlar, misinasına oynarlar, çaparisine oynarlar, olta iğneciğine oynarlar Hele oynaya görsünler parasına da
Hani Frenklerin "l'enfant prodique" dedikleri bir oğlan vardır Ben o çocukmuşum; israftan, delilikten serserilikten dönmüşüm gibi olurum yatağımın içinde Işığı söndürmemle uykumun başlangıcı arasına güneşli bir sabah, kayıklar, bütün bir balıkçı köyü halkı dolar Kalkık uçları çiçekle balık resimli çifte kayıklar, bir anda uzaklaşır

Bugün deniz, yüz veren bir anne gibidir Bu kadar naz etmemeli, bu kadar yüz vermemeli, bu kadar ışıklı, bu kadar sakin, bu kadar lastik çizme gibi pırıl pırıl olmamalı deniz Bunun yarını var Dalga kırık cam parçaları gibi keskin ve soğuk vurduğu zaman olacak, o canavar su, baştan girip kıçtan çıkacak



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.