Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dönemi, edebiyatı, geçiş, türk

Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı




Geçiş Dönemi Türk Edebiyatı

Türkler onuncu yüzyıldan itibaren kitleler halinde İslamiyet’i kabul etmeye başlamışlardır İslam kültürünün etkisiyle yavaşa yavaş yeni bir edebiyat ortaya çıkmıştır Kendine özgü nitelikleri ve kurallarıyla “Divan Edebiyatı” adını verdiğimiz dönemin oluşumu 13 yüzyıla kadar gelir Daha sonra bu edebiyat anlayışı 19yüzyıla kadar etkin bir şekilde varlığını sürdürür

Diğer yandan, İslamiyet’ten önceki “Sözlü Edebiyat Dönemi”, İslam kültürünün etkisiyle içeriğinde küçük değişimlere uğrayarak “Halk Edebiyatı” adıyla gelişimini sürdürür Yani, bir anlamda “Halk Edebiyatı” dediğimiz edebiyat, İslamiyet’ten önceki edebiyatımızın İslam uygarlığı altındaki yeni biçimlenişidir Oysa “Divan Edebiyatı” tamamen dinin etkisiyle şekillenmiş bir edebiyattır

Türklerin Müslüman olduğunu kabul ettiğimiz 10yüzyılla, Divan edebiyatının başlangıcı olarak kabul edilen 13 yüzyıl arasında İslamiyet’in etkisi altında verilmiş olan, bir anlamda geçiş dönemi ürünlerimiz sayılan eserler yer almaktadır

İLK İSLAMİ ÜRÜNLER

KUTADGU BİLİG: Eserin adı “mutluluk veren bilgi” anlamına gelir Yazarı, Yusuf Has Hacip’tir Karahanlılar zamanında (XI yüzyıl-1070) yazılmış, ideal bir devlet yönetiminin nasıl olması gerektiği üzerinde durulmuştur Esrin dilinde henüz Arapça ve Farsça etkisi yoktur Birimi beyit, ölçüsü aruz, kalıbı fe u lün/fe u lün /fe ul’dür Bilinen üç nüshası, bugün Fergana, Viyana ve Mısır’da bulunmaktadır

DİVAN Ü LUGAT-İT TÜRK: Eserin adı, “Türk Dili’nin toplu(genel) Sözlüğü” anlamına gelir Adından da anlaşılacağı gibi, eser bir sözlüktür; Araplara Türkçe’yi öğretmek amacıyla yazılmıştır Bundan dolayı, Türkçe’nin Arapça karşısında savunulduğu bir eser olarak değerlendirilir Eserde Türkçe sözcüklerin anlamları Arapça’yla açıklanmakta ve her maddeden sonra birtakım Türkçe metinler örnek olarak verilmektedir Kaşgarlı Mahmut tarafından XI yüzyılda yazılan eserin asıl önemi de, işte bu derleme Türkçe metinlerden ileri gelmektedir Eserine bir de Türk illerinin haritasını koyan Kaşgarlı Mahmut, Türkçe sözcüklerin açıklamalarını yaparken dört yüze yakın dörtlükten oluşan şiirlerle atasözlerini (sav) örnek olarak verir Divan-ı Lügat-it Türk, Türk dilinin ana eseri, Türk edebiyatının ve folklörünün bir hazinesi olarak kabul edilmektedir

Edebiyatımızda aruz ölçüsünün ilk kullanıldığı eser olarak kabul edilmektedir Eserde adaleti, aklı, saadeti ve devleti temsil eden dört kahramanın çevresinde gelişen olaylarla yazar, devlet idaresinin ve sosyal düzenin nasıl olması gerektiğini anlatır Hakaniye Türkçesiyle yazılmış olan eserde 7500 civarında Türkçe sözcük Arapça olarak açıklanmıştır Ayrıca Türk boylarının dilleri ve Türk illeri hakkında bilgi verir

ATABETÜ’L-HAKAYIK: 12 yüzyılda Edip Ahmet tarafından aruz ölçüsü (Şehname) vezni) ve dörtlüklerle yazılmıştır Eserin adı “Hakikatler Basamağı” anlamındadır Hakaniye Türkçesiyle yazılmış olan eserde, bilginin fayydası, cehaletin zararları, cömertlik, cimrilik, iyi ve kötü huylar anlatılarak halka yararlı olmak amacı güdülmüştür Dini-ahlaki bir eserdir Edip Ahmet’in bu eseri yazarken Kutadgu Bilig’den etkilendiği bilinmektedir

DİVAN-I HİKMET: 12 yüzylda Ahmet Yesevi tarafından dörtlüklerle ve hece ölçüsüyle yazılmış dini, tasavvufi ve öğretici bir eserdir Dörtlüklerin her birine “hikmet” adı verilmiş ve bu hikmetler Orta Asya ve Anadolu’da yayılarak halkı derinden etkilemiştir Yesevilik tarikatının da kurcusu olan Ahmet Yesevi daha sonra Anadolu’da kurulan pek çok tarikata kaynak olmuştur

Orta Asya ve Türk boylarının bulunduğu bölgelerde yüzyıllarca sevilerek okunan “Bakırgan Kitabı”nın yazarı olan Süleyman Ata da, Ahmet Yesevi’nin haleflerinden biridirOnun eseri de dini, tasavvufi ve öğretici şiirlerden oluşmaktadır

DEDE KORKUT HİKAYELERİ: Oğuz Türklerinin Rum, Abaza ve Gürcülerle yaptıkları savaşlara ait destani hikayelerdir Halk arasında söylene söylene 14yüzyılda son şeklini almış ve 15 ve 16 yüzyılda yazıya geçirilmiştir Hikayelerin yazarı belli değildir Dede Korkut hikayeleri on iki hikaye ile bir önsözden oluşmaktadır Destan geleneğinden halk öykücülüğüne geçiş dönemi ürünleridir Hikayelerde olaylar nesir, kahramanların duygu ve düşünceleri nazımla dile getirilmiştir Arı bir dil kullanılmış, olağanüstü olaylar yer verilmiştir

Türkçenin canlı ve doğal anlatım güzelliğini gösteren hikayelerde ses tekrarları da sıkça yer almaktadır

Dede Korkut hikayelerinin tek ve tam nüshası Almanya’da Dresden Kütüphanesi’ndedir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.