![]() |
Balıkesir Edremit Demir Yatakları |
![]() |
![]() |
#1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balıkesir Edremit Demir YataklarıBalıkesir edremit demir yatakları Demir, yerkabuğunda alüminyumdan sonra en bol bulunan metalik elementtir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Clark sayısı 54 000 ppm U ![]() Mafik kayaçlar 86 500 " Granitik kayaçlar 14 200 " Kireçtaşları 3 800 " Kumtaşları 9 800 " Şeyller 47 000 " Demir yataklarının oluşabilmesi için clark sayısına göre gerekli zenginleşme faktörü pek çok metale göre düşük olup, yaklaşık 10 kat kadardır ![]() Demir, Fe2+ ve Fe3+ olmak üzere iki farklı değerlikli iyona sahiptir ![]() ![]() ![]() ![]() Magmanın kristallenmesi sırasında, demirin büyük bir kısmı, mafik silikatlı minerallerin yapısına ana element olarak girerek tutuklanmaktadır ![]() ![]() Yüzeysel koşullarda ise asitik ve indirgen sulu ortamlarda Fe2+ iyonu halinde hareketliliği kısmen iyidir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şekil 13 ![]() ![]() Demir içeriği yüksek kayaçların bozunması sonucu oluşacak ürünlerin bileşimi, doğrudan demirin jeokimyasal hareketliliğine bağlı olup, hareketliliğin düşük olduğu koşullarda demir bozunma bölgesinde tutuklanarak zenginleşebilmektedir ![]() Sulu ortamlarda çökelecek demir minerallerinin türü ise su derinliğine, O2, CO2, H2S içeriğine, organik faaliyetlere, akıntı ve dalga durumuna bağlı olarak değişmektedir ![]() ![]() 13 ![]() ![]() Ekonomik olarak demir üretiminde kullanılabilen önemli mineraller ve bileşimleri aşağıda olduğu gibi sıralanabilir ![]() Manyetit Fe3O4 (FeO ![]() Hematit Fe2O3 Limonit FeOOH veya (Fe(OH)2-3) Siderit FeCO3 Ilmenit FeTiO3 Şamozit Fe-silikat Bunların dışında; manyetitlerin yüzeysel koşullarda oksijene doygun hale gelmeleri sırasında gelişen kristal yapıları manyetit gibi, kimyasal bileşimleri ise hematit gibi olan ara mineraller maghemit veya martit olarak, bu dönüşüm olayı ise maghamitleşme ve/veya martitleşme olarak tanımlanmaktadır ![]() ![]() Demir cevherlerinde V, Ni, Mn, Cr (%1'e kadar) ve Ti (%6'ya kadar) bulunması istenen, S, Sn, P, Pb, Zn ve Cu ise istenmeyen elementlerdir ![]() 13 ![]() ![]() 1 ![]() 2 ![]() 3 ![]() 4 ![]() 5 ![]() 6 ![]() 7 ![]() 8 ![]() 9 ![]() 10 ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu tip demir yataklarının bilinen örnekleri tabakalı ultramafik masifler içindedir ![]() ![]() Bu manyetit yataklarının, ilişkili oldukları masiflerin oluşumu sırasında, kristallenme ile ayrışım süreçleri ile oluştukları düşünülmektedir ![]() ![]() Alpin tipi ultramafitler içinde magmatik demir yatakları pek bilinmemektedir ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Tabakalı ultramafik masifler dışında kalan bazı gabroyik ve anortozitik masifler içinde de manyetit ve titanomanyetit yatakları gözlenmektedir ![]() i ![]() ii ![]() iii ![]() iv ![]() ![]() Bu kütlelerin özel bileşimlerinin yanısıra yalnızca Prekambriyen yaşlı ve ileri derecede metamorfik sahalarda gözlenmeleri ilginç gözükmektedir ![]() ![]() Oluşumları magmatik açıdan düşünüldüğünde, kalkalkali - asitik bileşimli diyoritik bir magmanın injeksiyonu sırasında bol bulunan plajiyoklazların, kristallenme sonucu anortozitik kayaçları oluşturduğu, bu sırada artık olarak ayrımlanan demirce zengin eriyiklerin ise demir ve titan yataklarını oluşturdukları düşünülmektedir (Philpotts, 1966; Stanton, 1972 s ![]() ![]() ![]() ![]() Bu oluşumlar, plaka tektoniği kuramı içinde ele alındıklarında, orojenik bölge intrüzyonları olmaktan daha çok anorojenik kıtasal plaka içi bölgelerde gözlenen sıcak nokta tipi sokulumlar olarak nitelendikleri görülmekte (Sawkins, 1984; s ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Balıkesir Edremit Demir Yatakları |
![]() |
![]() |
#2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balıkesir Edremit Demir YataklarıBu yatakların oluşumunu, metamorfik süreçlerle açıklamaya çalışan araştırıcılar ise granulit fasiyesi koşullarında gelişen metamorfizma sırasında Fe ve Ti'nın mafik silikatlı minerallerin yapısından ayrılarak zenginleştiklerini düşünmektedirler (Ramberg, 1948; Stanton, 1972; s ![]() ![]() Bu yatakların yan kayaçlarla alt dokunaklarının keskin, üst dokunaklarının ise geçişli olduğu belirtilmektedir (Stanton, 1972) ![]() ![]() ![]() ![]() Güney Norveç' teki Egersund Anortozit Kompleksi içindeki yataklar, en tipik örnekler olup, bu bölgedeki Tellnes yatağı, %18 TiO2 tenörlü 300 Milyon ton rezerve sahiptir ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu demir yatakları, özellikle manyetit serisi veya I tipi granitoyitler olarak tanımlanan granitoyitlerle ilişkilidirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yatakların oluşumları tartışmalı olup, bir kısım araştırıcılar geç kristallenme ile ayrışım yatakları olduklarını düşünürken, bir kısmı pnömatolitik çözeltilerden itibaren oluşmuş, kontak metasomatik ve skarn tipi yataklar olduklarını düşünmektedirler ![]() ![]() Oluşumlarını geç kristallenme ile ayrışım şeklinde düşünenler, demirce zengin cevherli eriyiklerin ayrımlanmasında magmanın yüksek fosfat içeriğinin etkili olduğunu düşünmektedirler ![]() ![]() ![]() Oluşumlarını kontak metasomatik veya skarn tipi olarak düşünenler, demirin pnömatolitik veya hidrotermal sıcaklıklardaki çözeltiler içinde özellikle klorlu kompleksler şeklinde taşınarak bulundukları yerlerde çökeltildiklerini düşünmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu demir yatakları volkanosedimanter kayaçlar içinde yer yer sinjenetik masif cevher mercekleri, bantları ve tabakaları, yer yer ise epijenetik boşluk dolguları ve cevher damarları şeklinde gözlenmektedirler ![]() ![]() ![]() ![]() Bu tip yatakların önemli özellikleri özellikle Quade, 1976' dan yararlanılarak aşağıda olduğu gibi belirlenmiştir (Şekil 13 ![]() ![]() i ![]() ![]() ![]() ![]() ii ![]() ![]() iii ![]() ![]() ![]() Şekil 13 ![]() ![]() iv ![]() ![]() ![]() ![]() v ![]() ![]() vi ![]() ![]() vii ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yatakların su altı volkanik faaliyetleri sırasında sinjenetik olarak oluşmuş tipik volkano-sedimanter yataklar oldukları ve su içeriği yükselmiş sipilitleşmiş bazaltik magmaların demir ve silis için kaynak oluşturdukları, silis ve demirin çözeltiler içinde iyonik durumdan daha çok kolloidal durumda taşındıkları, birincil cevherleşmenin; su içine boşalan çözeltilerden Fe(III) hidroksit, Fe-silikatlar ve silisin, viskozitesi yüksek jelsi çamurlar şeklinde hızlı bir şekilde çökelmeleri sonucu oluştuğu, ikincil cevherleşmelerin ise; akıntıların ve dalgaların etkisiyle bu oluşumlardan türeyen kırıntıların yeniden çökelmesi sonucu, diyajenez sırasında Fe(III)- hidroksitlerin hematit ve manyetite dönüştükleri, yeni volkanik faaliyetlerle ilişkili hidrotermal alterasyonlar sırasında spekülarit ve pirit gibi minerallerin de oluşabildiği ve yüzeysel bozunma süreçleri ile cevherleşmelerde çeşitli mineralojik değişikliklerin geliştiği düşünülmektedir ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Kimyasal kalıntı tipi demir yatakları, demirce zengin silikatlı minerallerden oluşan mafik ve özellikle ultramafik kayaçların yüzeysel koşulların etkisiyle bozunması sırasında ortamın Eh ve pH koşullarına bağlı olarak demir dışındaki bileşenler ortamdan yıkanıp giderken, demirin bozunma bölgesinde hidroksitli ve oksitli mineraller şeklinde zenginleşmesi sonucu oluşmuş yataklardır ![]() ![]() ![]() Şekil 13 ![]() ![]() Ultramafik kayaçların bileşiminde MgO, FeO ve SiO2 ana bileşen olarak bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yataklarda demir zenginleşmesi doğrudan demir dışındaki bileşenlerin yıkanıp bozunma ortamından uzaklaşmasına bağlı olup, bu yıkanma ne kadar iyi ise oluşacak demir yatakları da o derece zengin olacaktır ![]() ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Balıkesir Edremit Demir Yatakları |
![]() |
![]() |
#3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balıkesir Edremit Demir YataklarıBu yataklarda cevher mineralleri limonit veya limonitten itibaren oluşmuş hematit şeklindedir ![]() ![]() ![]() Benzer koşullar altında bu süreçlerle daha önce oluşmuş diğer tip yatakların zenginleşmeleri de mümkün olup, pek çok yatakta bu zenginleşmenin geliştiği ve/veya izlerinin bulunduğu görülmektedir ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Yukarıdaki lateritik demir yataklarının oluşumu ile ilgili anlatımlardan anlaşılacağı gibi asitik pH koşullarında demirin hareketliliği yüksek olup, kayaçların bozunması sırasında su içinde çözülü iyonlar şeklinde bozunma bölgesinden uzaklaşmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Şekil 13 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Demirin bozunma bölgesinden serbestleşmesini ve uzaklaşmasını sağlayan asitik pH koşullarının özellikle bölgede iyi gelişmiş bitki örtüsü ve çürüyerek organik asitlere dönüşmüş bitki artıklarınca sağlandığı düşünülebilir ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu tip demir yatakları, karbonatlı ve silisli çökellerle birlikte gözlenmektedirler ![]() ![]() ![]() Özellikle Avrupa kıtasında geniş bir alan üzerinde Üst Paleozoyik ve Erken Mesozoyik sahalarda yaygın olarak gözlenmektedirler ![]() ![]() Cevher minerali olarak kimyasal sedimanter ve diyajenetik süreçlerle oluşmuş oksitli, karbonatlı, silikatlı ve az miktarda da sülfürlü mineraller gözlenmektedir ![]() ![]() ![]() Bu cevherleşmelerde oolitik yapı hakim olup, oolitler genellikle merkezlerinde bulunan bir cevhersiz kırıntının üzerinde büyümüş genellikle yuvarlaklığını korumuş oluşumlar şeklindedirler ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yatakların kimyasal bileşimleri çok heterojen olup, hem demir tenörü (%35-63 Fe), hem de karbonat/silikat oranı çok değişmektedir ![]() ![]() ![]() Bu yatakların oluşumunda demirin kökeni tartışmalı olup, demirin akarsularca karalardan getirildiği, deniz suyunca deniz tabanından veya akarsuların getirdiği sedimanlardan çözüldüğü, kıta yokuşuna doğru yükselen deniz tabanı akıntılarınca derin denizel ortamlardan getirildikleri veya su altı volkanik faaliyetlerince sağlandığı gibi görüşler bulunmaktadır ![]() ![]() A ![]() ![]() ![]() ![]() Taylor (1969), güncel olarak oolitik Fe yataklarının ekvatorun iki tarafında 10o N ve S paralelleri arasında oluştuğuna dikkati çekerek, jeolojik devirler boyunca bu yatakların gözlendiği yerlere göre ekvatorun ve iklimin yer değiştirmiş olduğunu düşünmektedir (Wopfner ve Schwarzbach, 1976' dan) ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu yataklar, Prekambriyen yaşlı birimlerin gözlendiği A ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yataklar ilk olarak James (1954) tarafından ince bantlı ve laminalı, %15'ten daha fazla Fe içeren, genellikle çört bantları içeren kimyasal sedimanter kayaçlar olarak tanımlanmışlardır (Edwards ve Atkinson, 1986) ![]() ![]() ![]() Bu yataklarda değerlendirilebilir cevher mineralleri hematit, manyetit ve az miktarda siderittir ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yatakların oluşum ortamları yer yer açık denizden bir bariyerle ayrılmış, yarı kapalı sığ denizel ortam, yer yer ise açık deniz ortamı özellikleri sunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yataklarda zenginleşmiş demirin, kökeni ve oluşum koşulları hakkında çeşitli görüşler bulunmaktadır ![]() ![]() i ![]() ![]() ![]() ii ![]() ![]() iii ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yataklarda, demirli ve silisli seviyelerin ardalanmalı çökelimi; volkanizma ile ilgili olduğunu düşünenlerce hidrotermal çözeltilerin farklı zamanlarda demirce veya silisçe zengin olabilecekleri, kimyasal sedimanter görüşü benimseyenlerce ise iklim koşullarındaki ve mikrobiyolojik faaliyetlerdeki dönemsel değişikliklere ve deniz suyunun Eh ve pH koşullarında ki değişimlere bağlı olarak demir ve silisin jeokimyasal özelliklerinde gözlenen farklılıklar sonucu geliştiği şeklinde açıklanmaya çalışılmaktadır ![]() |
![]() |
![]() |
![]() |
Balıkesir Edremit Demir Yatakları |
![]() |
![]() |
#4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balıkesir Edremit Demir Yatakları13 ![]() ![]() ![]() Manyetit, hemen hemen tüm kayaç türlerinde gözlenebilen bir aksesuar mineraldir ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Yukarıda anlatılan süreçlerle oluşmuş demir yataklarının metamorfizma geçirmiş ürünleri şeklindedirler ![]() ![]() Metamorfizma etkisi ile hematit ve sideritlerin manyetite, piritlerin pirotine, turinjitin fayalite dönüştükleri, manyetit ve kuvarsın reaksiyonu sonucu fayalit oluştuğu, jel pirit içindeki arsenopiritlerin ayrıştığı ve metamorfizma derecesine bağlı olarak kristal büyüklüklerinin arttığı gözlenmektedir ![]() ![]() 13 ![]() ![]() Dünya demir üretimi incelendiğinde; Çin, Eski Sovyetler Birliği, Brezilya gibi ülkelerin başta geldiği görülmektedir (Çizelge, 13 ![]() ![]() Çizelge 13 ![]() ![]() ![]() ![]() ten) ve 1996 (Crowson, 1999; Minerals Handbook 1998-99) yıllarına ait üretim miktarları (- işaretliler, bilinmiyor veya çok az) ![]() Şekil 13 ![]() 13 ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Ülkemizde demir yatakları içeren önemli bölgeler aşağıda olduğu gibi sıralanabilir (Şekil 13 ![]() ![]() ![]() ![]() i ![]() ii ![]() iii ![]() iv ![]() v ![]() vi ![]() ![]() Ülkemizin değişik yerlerinde, değişik süreçlerle oluşmuş, büyüklü küçüklü çok sayıda demir yatağı bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Sivas Bölgesi' nde, Pınarbaşı (Kayseri)'ndan başlayıp, Iliç (Erzincan)' e kadar devam eden kuşak boyunca, çok sayıda demir yatağı bulunmakta olup, bölge demir yatakları için doğal bir müze durumundadır ![]() ![]() Bu bölgedeki yataklar, Türkiye demir rezervinin yaklaşık olarak % 21 ![]() ![]() ![]() ![]() Divriği yakınlarındaki A ve B Kafa demir yatakları, bölgenin en önemli yataklarıdır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() A ve B kafa yataklarından türemiş manyetit ± hematit çakıl ve bloklarının bu yatakların doğusundaki yamacın dibinde ve Pliyosen yaşlı çakıltaşları içinde zenginleşmeleri sonucu bölgedeki C-Plaseri olarak bilinen plaser tipi demir yatağı oluşmuştur ![]() Bu yatakların doğusunda, Kızılyatak Sırtı üzerinde kimyasal kalıntı tipi demir zenginleşmeleri gözlenmektedir ![]() ![]() ![]() Diğer yandan Divriği - Kangal arasında ofiyolitler üzerinde silisli ve karbonatlı örtüler çok yaygın olup, içlerinde yer yer hematitli ve limonitli zenginleşmeler (Alacahan Fe yatağı gibi) gözlenmektedir ![]() ![]() Pınarbaşı yakınlarındaki Halkalı Fe yatağı, ultramafitlerle kireçtaşları dokunağında oluşmuş bir yataktır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Hekimhan Yöresinde Hasançelebi, Deveci ve Karakuz yatakları olmak üzere 3 adet önemli yatak bulunmaktadır ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Yataklar Üst Kretase yaşlı volkanosedimanter birimler içinde oluşmuşlardır ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu bölgedeki yataklar, Türkiye demir rezervinin yaklaşık olarak % 7 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu yataklarda, kontak metasomatik ve/veya skarn tipi oluşum süreçlerinden, metamorfitler içinden yüzeysel veya hidrotermal koşullar altında ikincil zenginleşme ve/veya remobilizasyon süreçlerine kadar oldukça değişik süreçlerin izleri gözlenebilmekte olup, oldukça değişik görüşler ileri sürülmüştür (Ayrıntılı bilgi için; Şenöz, 1985, Oygür, 1986, Temur ve Baş, 1992 ve Cihnioğlu ve diğ ![]() ![]() [/I][/SIZE] |
![]() |
![]() |
![]() |
Balıkesir Edremit Demir Yatakları |
![]() |
![]() |
#5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
![]() Balıkesir Edremit Demir Yatakları13 ![]() ![]() ![]() Bu bölgedeki yataklar, Türkiye demir rezervinin yaklaşık olarak % 5 ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bu demir yatakları Bitlis Masifi içinde tanımlanan Alt Birlik metamorfitleri içinde yeralmaktadırlar ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu bölgedeki yataklar, Türkiye demir rezervinin yaklaşık olarak % 5' ini içermektedirler (Cihnioğlu ve diğ ![]() ![]() ![]() ![]() Orta - Üst Devoniyen yaşlı grovak ve kireçtaşları arasında gözlenmektedir ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() Bu bölgedeki yataklar, Türkiye demir rezervinin yaklaşık olarak % 2-3 kadarını içermektedirler (Cihnioğlu ve diğ ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() Bunlardan Ayazmant ve Şamlı yatakları Paleozoyik yaşlı metamorfitlerle bunları kesen granitoyitlerin dokunağında ((amfibolit - mermer - granitoyit üçlü dokunağında) gözlenmekte olup, kontak metasomatik yataklar olarak düşünülmektedirler (Önder, 1987) ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() ![]() D ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() ![]() 13 ![]() ![]() Demir, sayılamacak kadar çok geniş bir kullanım alanına sahip, günlük yaşantımızın her noktasında kullanım yeri bulan bir metaldir ![]() |
![]() |
![]() |
|