Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
coğrafyası, devletler, türkiye

Devletler Coğrafyası - Türkiye

Eski 10-19-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Devletler Coğrafyası - Türkiye




Devletler Coğrafyası - Türkiye

Türkiye, resmi adıyla Türkiye Cumhuriyeti, Kuzey Yarımkürede, Avrupa ve Asya kıtaları arasında, kuşbakışı görünümü kabaca doğu-batı doğrultusunda bir dikdörtgeni andıran Anadolu platosu ve Trakya yarımadası üzerinde kurulmuştur Akdeniz, Karadeniz, bu iki denizi Boğazlar vasıtasıyla birbirine bağlayan Marmara Denizi ve Ege Denizi ile çevrilidir Eski çağın başlıca uygarlık alanları olan Akdeniz dünyası, Balkanlar, Ortadoğu ve Uzakdoğu göç ve ticaret yollarının kesişim noktasında bulunan Türkiye coğrafyası pek çok medeniyete ev sahipliği yapmıştır

Türkiye, rejimi demokrasi olan bir cumhuriyettir Osmanlı Devleti'nin I Dünya Savaşı sonunda 20 yüzyıl başında yıkılmasından sonra, 1923 yılında Türk Kurtuluş Savaşı ile, Mustafa Kemal Atatürk önderliğinde kurulmuştur Türkiye, Müslüman çoğunluğa sahip ülkeler arasında en gelişmiş ve modern ülke haline gelmiştir

Türkiye Cumhuriyeti demokratik, laik sosyal bir hukuk devletidir Birleşmiş Milletler, NATO, Avrupa Konseyi ve İslam Konferansı Örgütü Türkiye'nin üye olduğu uluslararası örgütlerdendir 3 Ekim 2005 tarihinden itibaren Avrupa Birliği'ne tam üyelik için müzakerelere başlanmıştır

'Türkiye' kelimesi

Bilimadamları ve araştırmacılar Türkiye kelimesinin İtalyancadan geldiğini kabul ederler Prof Dr İlber Ortaylı bir makalesinde Cenevizlı ve Venedikli tüccar ve diplomatların, 12 yüzyılda, Türkiye'yi Turchia ve Turmenia olarak tanımladıklarını belirtir Ayrıca, Türkiye adı ilk defa 1190'da bir yazılı kaynakta, haçlı seferi vekayinamesinde geçmektedir

Prof Dr Abdulhaluk Çay ise Turchia tanımını çok daha gerilere götürür ve Turchia tabirine ilk defa 6 yüzyılda Bizans kaynaklarında rastlandığını belirtir ve şöyle der "Bu tabir 9 ve 10 yüzyıllarda İdil/Volga nehrinden Orta Avrupaya kadar uzanan saha için kullanılmıştır" Bu kulanımın Kafkasya bölgesinde Hazar Kağanlığı için Doğu Türkiyesi, Arpad hanedanının kurduğu Macar Devleti için Batı Türkiyesi şeklinde olduğunu ve aynı tabirin 12 yüzyıldan itibaren Anadolu için kullanıldığını belirtir Tarihte 13-14 yyda Mısır Memlükleri de Türkiye adını kullanmışlardı: ed-devletüt Türkiya (1250-1387) Batılar, Turchia halkına hiçbir zaman Türkiyeli demeyip, Türk(Turc) demişlerdir

Osmanlı devletinde, 19 yüzyıla kadar Türkiye adı kullanılmadı, devleti Osmaniye, Memaliki Şahane, Diyarı Rum adları kullanıldı Daha sonra, Genç Osmanlılar arasında Osmaniye yerine Türkistan, Türkeli, Türkili gibi adlar önerildiyse de, Orta Asya'da Türkistan adlı bir devlet olduğundan bu benimsenmedi Anayasada (1921) Türkiye adı yazıldı ve 1923'de Türkiye adı resmi olarak kabul edildi

Politik hayat

9 Eylül 1923`te Mustafa Kemal Atatürk tarafından kurulmuş olan Cumhuriyet Halk Partisi (CHP), Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk siyasi partisidir Merkez kanatta yer alır

Başlangıçta adı "Halk Fırkası" olan parti 1924 yılındaki kurultayda adını "Cumhuriyet Halk Fırkası" olarak değiştirdi 1927 yılında "Cumhuriyetçilik", "Halkçılık", "Milliyetçilik", ve "Laiklik" ilkelerini tüzüğüne ekledi 1935 yılındaki kurultayda daha önceki dört ilkeye "Devletçilik" ve '"Devrimcilik" ilkeleri de eklenerek ilkeler altıya çıkarıldı ve partinin adı "Cumhuriyet Halk Partisi" oldu

Türkiye'deki tek parti yönetiminin, bugünkü anlayış ve tanım çerçevesinde bir demokrasi olmadığı çok açıktır ancak o günlerin koşullarında tek partili cumhuriyet insan haklarına saygı ve özgürlük kriterleri açısından benzersiz bir yerdedir

Doğu ve Orta Avrupa sağ ve sol diktatörlerin baskısı altında idi Almanya'da Hitler İtalya'da Mussolini, İspanya'da Franko'nun faşist yönetimleri vardı Fransa, Belçika ve İsviçre'de kadınlar en temel insan haklarından biri olan siyasal haklardan yoksun bulunuyorlardı Yani nüfusun yarısını oluşturan kadınların seçme ve seçilme özgürlükleri yoktu

Tek parti yönetimindeki demokrasi uygulamaları bu perspektif içinde değerlendirildiğinde ve o günün dünyası incelendiğinde bu kriterler açısından bir sıralama yaparsak Türkiye özgürlükçü tarafta yer almaktadır

II Dünya Savaşı'nın hemen ardından, gerek uluslararası siyasetteki gelişmeler, gerekse ülke içindeki yeni oluşumlar rejimin genel niteliğinde önemli değişiklikleri gündeme getirdi Basında ve mecliste çok partili siyasal sistemi savunan bir anlayış oluştu Buna CHP genel başkanı ve cumhurbaşkanı İsmet İnönü de yaptığı konuşmalarla destek verdi

Devlet biçimi

Türkiye'nin devlet biçimi cumhuriyettir Türkiye Cumhuriyeti, Mustafa Kemal önderliğinde 1923'te kurulmuştur Resmi dili Türkçe'dir Laik,demokratik,sosyal bir hukuk devleti yönetim anlayışı vardır Kuvvetler ayrımı esası vardır Yasama işlerini Türkiye Büyük Millet Meclisi, yürütme işlerini Hükümet, yargı işlerini ise bağımsız mahkemeler yapar Türkiye'de 1923'te cumhuriyetin ilanı ile devlet başkanı cumhurbaşkanı sıfatını almıştır Cumhurbaşkanı devletin başı ve başkomutandır Bu sıfatla Türkiye Cumhuriyeti'ni ve Türk Milleti'nin birliğini temsil eder Anayasanın uygulanmasını, devlet organlarının düzenli ve uyumlu çalışmasını gözetir

Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) (Kuruluş: 23 Nisan 1920) Türkiye Cumhuriyeti'nin yasama organıdır Halk tarafından her 4 yılda bir yapılan seçimler ile belirlenen milletvekilleri TBMM çatısı altında yasama görevini yerine getirmek üzere kanunları belirler TBMM ye 550 milletvekili seçilmektedir

Başbakan, Türkiye Cumhuriyeti'nde yürütmenin başıdır Bakanlar Kurulu'na başkanlık eder Hükümeti ve icraatlarını yönetir Türkiye Cumhuriyeti'nde her 5 yılda bir genel seçimle oluşan Meclis tarafından Başbakan, 5 yıl süre ile seçilir

Türkiye ve Avrupa Birliği

DP, 31 temmuz 1959'da AET'ye ortak üye olmak için topluluk konseyine başvurdu 27 Mayıs 1960 askeri müdahalesi ve Menderes, Zorlu, Polatkan'ın idamları üzerine Fransa cumhurbaşkanı De Gaulle, Türkiye'nin üyeliğinin dondurulmasını istemiştir AT ile görüşmeler Eylül 1959-Ekim 1960'da istişari olarak başladı Askeri darbe yüzünden görüşmeler 1960'a kadar kesildi Türkiye, gümrük birliği hedefiyle görüşmelerde yer aldı 1963'e kadar görüşmeler yapıldı 12 Eylül 1963'de Ankara Anlaşması imzalandı, gümrük birliğine dayalı ve ortak üye olan Türkiye'nin tam üyeliğini amaçlayan anlaşma idi 22 Temmuz 1970'de Katma Protokol imzalandı Türkiye 25 Aralık 1976'da tek taraflı kararla bütün yükümlülüklerini dondurdu 21 Eylül 1979'da iki taraf, ilişkileri 5 yıllığına dondurdu 6 Şubat 1980'de dışişleri bakanı Hayrettin Erkmen, Türkiye'nin tam üyelik için başvuruda bulunacağını açıkladı Ancak, 12 Eylül 1980'deki askeri darbe ile ilişkiler 6 yıl daha donduruldu Türk parlamenterlerin üyelikleri düşürüldü Avrupa, Türkiye'den demokrasiye dönüş takvimi uygulamasını istedi 1986'da ilişkiler tekrar başlatıldı 1987'de uyum anlaşması yapıldı 18 Aralık 1989'da AT Komisyonu türkiye'nin tam üyelik başvurusu hakkındaki görüşünü açıklamış, topluluğun 1992'den önce yeni üye kabul etmeyeceğini belirtmiştir 21 Ocak 1992'de iki taraf arasında teknik işbirliği programı imzalandı 21 Ocak 1992'de çalışma programı Ankara'da imzalandı 6 Mart 1995'de ortaklık konseyi kararında AB'ye Türkiye'nin gümrük birliği temelinde katılması AP'nin onay sürecine bağlandı 2003 yılında Türkiye ile üyelik görüşmeleri başladı, ancak ucu açıklık ve hazmetme kapasitesi şartları konuldu, üyelik müzakere başlıkları 2005'de donduruldu Papa ve Fransa, Almanya gibi kurucu üyelerin liderleri Türkiye'nin AB'ye girmesinin imkansızlığını açıkladılar

Kıbrıs Barış Harekatı

Kıbrıs Barış Harekatı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III maddesine istinaden gerçekleştirdiği askeri harekatın adıdır

1571’de Osmanlı yönetimi Kıbrıs’ta yer aldı Daha önce Ada’da Venedikliler egemendiler Osmanlı yönetimi, Venedikliler’in elindeki mülkü Rum Ortodoks Kilisesi’ne aktardı Kiliseye geniş yetkiler verdi Böylece Rum Kilisesi’ne ve toplumuna güç geldi Giderek bu güç Türkiye’den gelip yerleşen Türkler’e karşı kullanılacaktı

1878’de Rusya karşısında zor durumda kalan Osmanlı, Kıbrıs’ın yönetimini geçici olarak İngiltere’ye verdi Birinci Dünya Savaşı’nda da İngiltere, Kıbrıs’a el koydu 1950’lerin sonlarında bağımsızlık hareketi başladı ve uluslararası anlaşmalara dayanan bir Türk-Rum Ortak Devleti kuruldu Fakat Rumlar böyle bir Ortak Devlet’e razı olmadılar Kıbrıs’ın tüm yönetimine kendileri el koyma yoluna gittiler; anlaşmaları, uluslararası anlaşmaları çiğneyerek ve Anayasayı çiğneyerek ve soykırımla Türkler’e saldırılarda bulunarak, Rumlar, 1963 yılında Ortak Devlet’i yıktılar

Kıbrıs Barış Harekatı, 20 Temmuz 1974 tarihinde Türkiye Cumhuriyeti Devleti Türk Silahlı Kuvvetleri'nin Garanti Anlaşması'nın III maddesine istinaden gerçekleştirdiği askeri harekatın adıdır

Dönemin Başbakanı Bülent Ecevit 5 Temmuz 1974'te Türkiye, Yunanistan ve İngiltere dışişleri bakanlarının çalışmalarına başladığı ve 30 Temmuz'da sona eren I Cenevre Konferansı konferansında Türk tarafının kabul edilen isteklerinin Kıbrıs Nikos Sampson Hükumeti tarafından uygulanmaması sonucu, adada gelişmelerin kötüye gitmesi sebebi ile Kıbrıs Barış Harekatı emrini vermiş ve Kıbrıs işgal edilmiştir

Türk Ulusu

Atatürk; Türk Ulusunu "Türkiye Cumhuriyeti'ni kuran Türkiye Halkı'na Türk Ulusu denir" şeklinde açıklamaktadır

Bugünkü Türk ulusunun temelleri, 20 yüzyılda gerileyen ve toprak kaybeden Osmanlı'nın kendini tanımlamasıyla ortaya çıkmıştır 1912-13 yılında kaybedilen Balkan Savaşları sonunda Balkanlar'dan Anadolu'ya göçenlerle Türklük şuurunun gelişmesi, Türk ulusu'nun oluşmasında ilk olgudur 1915'deki Çanakkale Savaşı ile de bugünkü Türk ulusunun karakteristik özellikleri ortaya çıkmıştır Çanakkale Savaşı Türk ulusu'nun ne olduğunu özetleyen ikinci olgudur Çanakkale'den sonra Kurtuluş Savaşı'nın kazanılması "Türk ulusu"nun tanımlanmasında üçüncü olgudur

Amerikalı Türkolog Carter V Findley, Dünya Tarihinde Türkler adlı eserinde, bugünkü Anadolu Türkleri'ni; Orta Asya steplerinde başlayan ve Ankara'da son bulan bir otobüs yolculuğuna benzetir Otobüs Ankara'ya gelene kadar pekçok ara durakta durmuş ve bu ara duraklarda yolcuların kimileri inmiş ya da bazı yeni yolcular binmiş Bu duraklarda Türkler pekçok kültürel etkileşime girmişler, yeni dinler tanımışlar fakat en önemli mirasları olan Türkçe'yi korumayı başarabilmişlerdir Türkçe, Anadolu Türklerinin ve ulusunun anlamlandırılmasında temel etkenlerin başında gelmektedir İkincisi otobüs pekçok durakta durmuş olsa da Orta Asya'da kurulan medeniyetin getirdiği sağlam kültürel birikim ve miras, kimliklerini korumak için dayanak olmuştur

Türk ulusunun temel yapı taşını "Orta Asya Türk kültürü" oluşturur Bunun yanında Anadolu'dan kaynaklanan medeniyetler ile İslamın getirdiği medeniyetler de Türk ulusu içinde kendine yer edinmiştir

Sanıldığı aksine Türk ulusçuluğu, dünya'da en son gelişen "ulusçuluk hareketleri"nden birisidir Türk milliyetçiliği Balkanlardaki ayrışmalar sonucunda ancak 20 yüzyılda kendini tanımlamaya başlamıştır Türk edebiyatında, Türk tiyatrosunda, Türk sanat eserlerinde Batı'da olduğu gibi aşırı milliyetçi duygular, yapılanmalar görülmez Osmanlı'dan gelen paylaşma sentezi ön plandadır

Irkçılık veya herhangi bir unsurun diğerlerine baskı yapması anayasanın kesin hükümleriyle yasaklanmış olduğu gibi, halkta da, pek çok Batı toplumunun aksine, ırkçılık eğilimi ve alışkanlığı bulunmaz

Türkiye'de yaşayan herkes etnik kimliğine bakılmaksızın Türk vatandaşıdır Türk milleti ve devleti ayrılmaz bir bütündür Herkesin etnik kimliğine saygı duyulur



Alıntı Yaparak Cevapla

Devletler Coğrafyası - Türkiye

Eski 10-19-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Devletler Coğrafyası - Türkiye




Devletler Coğrafyası - Türkiye
Nüfus

Türkiye'nin 2007 yılı tahmini nüfusu 75 milyondur Kuruluş döneminde Balkan ağırlıklı olan nüfus, Anadolu vilayetlerindeki yüksek nüfus artışı nedeniyle 1980'lerden sonra Anadolu ağırlıklı olmuştur 1985 sayımına göre Türkiye nüfusunun yüzde 10'u Trakya, yüzde 13,1'i Karadeniz, yüzde 19,4'ü Marmara ve Ege, yüzde 9,2'si Akdeniz, yüzde 7'si Batı Anadolu, yüzde 24,1'i İç Anadolu, yüzde 4,8'i Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve yüzde 12,4'ü Doğu Anadolu'da yaşamaktadır Nüfusun yüzde 33'ü kırsal, yüzde 67'si kentsel alanlarda bulunur

Yaşlara göre nüfus oranı (2006):
0-14 yaş arası: %25,5 (9133226 erkek - 8800070 kız)
15-64 yaş arası: %67,7 (24218277 erkek - 23456761 kadın)
65 yaş ve üstü: %6,8 (2198073 erkek - 2607551 kadın)

Yaş ortalaması
Toplamda: 28,1 yaş
Erkek: 27,9 yaş
Kadın: 28,3 yaş
Nüfus Artışı: %1,06 (2006)

Türkiye'nin en büyük nüfusuna sahip kentleri sırayla İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Konya, Mersin , Adana, Samsun,Şurfa,Kocaeli, Kayseri,Manisa, Antalya,Diyarbakır ve Trabzon'dur

Din

Türkiye laik bir ülke olduğundan din ve devlet işleri ayrılmıştır Dini veya etnik isimli siyasi parti kurulması anayasaya göre yasaktır Cumhuriyetin ilk yıllarında dinin devlet kontrolü dışında yürütülemeyeceği kanaatine varılarak, devlet tarafından denetlenmesi gerektiği kararlaştırılmıştır Buna dayanarak 3 Mart 1924 tarihinde Başbakanlığa bağlı bir teşkilat olarak Diyanet İşleri Başkanlığı kurulmuştur Bu teşkilat bireylere din hizmetini sağlamak ve camii gibi Müslüman ibadet yerlerini yönetmekle görevlidir

Süleymaniye Camii-İstanbulDini inanç veya inanmama, dinii kuralları şahıs olarak uygulama veya uygulamama özgürlüğü anayasa'nın korumasındadır

1923'ten önce geçerli olan dinii kanunlar tamamen geçerlilikten kaldırılmıştır

Osmanlı Devletinde resmi aidiyet unsuru olan 'Müslüman' kavramı 1923'ten bu yana kullanılmaz, bu aidiyetin yerine, ulusal aidiyet olan 'Türk' kavramı gelmiştir

Toplam nüfusun çok küçük (%0,2'den az) bir oranını Gayrimüslimler oluşturur Bunlar 45000 Ermeni Gregoryen, 25114 Musevi, 17194 Süryani, 2270 Rum Ortodoks ve yaklaşık 5628 diğer çeşitli din ve mezheplerden insanlardır (Katolik, Arap Ortodoks, Keldani, vs)

Türkiye'deki Rum Ortodoks, Gayrimüslim nufusun büyük bir kısmı, Lozan Antlaşması gereği Yunanistan'a göç etmiştir Batı Trakya'da yaşayan Müslümanlar ile İstanbul, Gökçeada ve Bozcaada'da yaşayan Rumlar mübadele dışında bırakılmıştır

Balkanlar'da ve Kafkaslar'da yaşayan Müslüman ahali Sırp ve Rus Çarlığı orduları tarafından Türkiye'ye sürüldü

Bugünkü Yunanistan nüfusunun yaklaşık yarısını, Anadolu'dan giden Rumlar oluştururlar Bu göç edenlerin bir kısmını da hiç Rumca bilmeyen fakat Türkçeyi Yunan alfabesiyle yazan hıristiyanlaşmış Selçuklular yani Türkler oluşturuyorduBunlara Karamanlılar adı verilirdi

Dil

Türkiye'nin resmi dili Türkçedir Bugün Türkiye Türkçesi nüfusun büyük bir çoğunluğu tarafından konuşulmaktadır Bölgelere göre birçok farklı şivesi kullanılmakta olup belli bir eğitim seviyesine ulaşanlar İstanbul ağzını tercih etmektedirler

Tüm halkın iletişimini sağlayan ve hem resmi dil hem de eğitim dili olan Türkçenin yanında gündelik hayatta başka diller de konuşulmaktadır Bunlar Abazaca,Arnavutça,Boşnakça Marmara bölgesi'nde ve İç Anadolu'da; Lazca, Gürcüce Karadeniz'de; Kurmanca, Zazaca ve Arapça gibi diller Doğu ve Güney Doğu bölgelerinde kullanılmaktadır Çok az sayıda olmalarına rağmen resmen azınlık durumunda bulunan Rumlar, Ermeniler'in bir kısmı ve Museviler'in küçük bir kısmı gündelik hayatta kendi dillerini konuşmaktadırlarAma yapılan araştırmalara göre Türkçe gündelik hayatta daha yaygın konuşulmaktadır

Diğer yaygın olarak konuşulan dillerle karşılaştırıldığında, daha az sayıda sözcük ve harf ile daha çok bilgi aktarmak olanaklıdır Diğer pek çok dilde olmayan bir özelliğe göre, bir sözcük köküne ekler ekleyerek, tek sözcüklü tümceler oluşturulabilir

İdari Bölümler

Türkiye, idari ve mahalli şartlar göz önünde bulundurularak çeşitli idari bölümlere ayrılmıştır Merkezi idare kuruluşu bakımından illere, iller ilçelere, ilçeler ise köylere ayrılmıştır Bunlara Mülki İdare Bölümleri denir İdari bölümlerin tespitinde coğrafi durumları, ekonomik şartları, kamu hizmetlerinin gerekleri ve ulaşım durumları dikkate alınmaktadır Türkiye'de en büyük idari birime il adı verilir Bir il; il merkezi, ilçe merkezleri ve ilçelere bağlı bütün köyleri kapsar İllerde yönetme ve yürütme görevini, devletin atadığı valiler yerine getirir Cumhuriyetin ilk yıllarında 63 olan il sayısı, değişen şartlar ve ihtiyaçlara göre bugün 81'e ulaşmıştır Gelişmiş bir çok ilçe de il olmayı beklemektedir

İlden daha küçük idari birimlere ilçe adı verilir Her il, büyüklüğüne göre çeşitli sayıda ilçelerden oluşur İlçelerde mülki amire Kaymakam adı verilir En küçük idari birime ise köy adı verilir Muhtar tarafından yönetilen köy, yönetim açısından ilçe merkezine bağlıdır

Son nüfus sayımına göre Türkiye'de 81 il, 850 ilçe ve 35000'den fazla köy bulunmaktadır

Coğrafya ve İklim

Türkiye'nin toprakları 36° - 42° Kuzey paralelleri ve 26° - 45° Doğu meridyenleri arasında yer alır Kabaca bir dikdörtgeni andırır ve genişliği 1660 kilometredir Göller dahil kapladığı alan 814578 km²'dir Marmara Bölgesi % 8,5, Ege Bölgesi % 12, Akdeniz Bölgesi % 16, İç Anadolu Bölgesi % 18, Karadeniz Bölgesi % 18, Doğu Anadolu Bölgesi % 21, Güneydoğu Anadolu Bölgesi % 7,5 yer tutar Trakya'nın yüzölçümü 24370 km² dir Türkiye'nin kara sınırlarının uzunluğu 2573 km, adalar dahil sahil uzunluğu 8333 kilometredir

Türkiye 6-21 Haziran 1941 tarihinde yapılan Birinci Türk Coğrafya Kongresi'nde 7 ana coğrafi bölgeye ve 21 coğrafi bölüme ayrılmış, Türkiye'nin yedi coğrafi bölgesinden dördüne komşu olduğu denizin adı verilmiştir, diğer üç bölge de Anadolu bütünü içindeki konumlarına göre adlandırılmışlardır

Akdeniz Bölgesi %16, Doğu Anadolu Bölgesi %21, Ege Bölgesi %12, Güneydoğu Anadolu Bölgesi %75, İç Anadolu Bölgesi %18, Karadeniz Bölgesi %18, Marmara Bölgesi %85, yer tutar

Ülkenin yarısından fazlası, yükseltisi 1000 metreyi aşan yüksek alanlardan oluşur Yaklaşık üçte biri orta yükseklikteki ovalar, yaylalar ve dağlar, yüzde 10'u da alçak alanlarla kaplıdır En yüksek ve dağlık alanlar doğu kesimde yer alır Kuzey kesimini Kuzey Anadolu Dağları, güney, doğu ve güneydoğu kesimlerini de Toroslar engebelendirir Ülkenin en yüksek noktası, Ağrı Dağı'nın 5166 metreye erişen doruğudur Başlıca geniş düzlükler Çukurova, Konya Ovası ve Harran ovalarıdır Kaynağı ve denize döküldüğü yer ülke sınırları içinde olan en uzun akarsu 1355 kilometre uzunluğundaki Kızılırmak'tır En büyük doğal göl, 3713 km² alan kaplayan Van Gölü'dür 817 km²'lik alana yayılan Atatürk Baraj Gölü ise ülkenin en büyük yapay gölüdür Türkiye'nin en büyük adası olan Gökçeada'nın yüzölçümü 279 km²'dir Kara parçalarının toplam alanı 770,760 km², su alanlarının toplam alanı ise 9,820 km²' dir

Ekonomi

Kuruluş yıllarında Osmanlı Devleti'nin yıkılış döneminin savaş yenilgileri geçmişiyle başlayan Türkiye ekonomisi 1923 sonrası yıllarda harap vaziyetteydiİstanbul ve İzmir haricinde ne sanayi, ne sermaye sınıfı, ne altyapı, ne de eğitim mevcuttu En basit ürünler dahi ithal edilmek zorundaydı 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğunu okuma yazma bilmeyen yoksul insanlar oluşturuyordu Anadolu'daki büyük toprak sahipleri de sanayi burjuvazisini oluşturmaktan çok uzaktı

II Dünya Savaşı sonrasına kadar devlet ekonomisiyle yaşayan toplum, 1950'den sonra Amerika Birleşik Devletleri'nin de etkisiyle büyük bir kapitalist sanayi kalkınma dönemine girdi Bugün de sürmekte olan bu kalkınma süreci özellikle büyük toprak sahiplerinin, hızla modern sermaye sınıfına dönüşmesine yolaçtı Anadolu'nun kalkınması ve alt yapısının oluşması sürecinde 200 milyar ABD dolarından fazla borç oluştu GAP projesi ile Doğu ve Güneydoğu Anadolu teşvik programları halen sürmektedir

Yıllık ortalama %6 üzerindeki ekonomik gelişme ile beraber büyük bir değişim ve modernleşme başladı Öncelikle İstanbul, İzmir ve Mersin, gibi Batı bölgeleri, 1980'den sonra da bütün Anadolu illerinde büyük sermaye ve sanayi oluştu Bir milyar ABD doları ve üzeri sermayeye sahip holding sayısı 26'ya ulaştı (Forbes 2007 listesine göre) Bunun altındaki yüzbinlerce büyük, orta ve ufak ölçekteki şirket, ve oluşan işçi sınıfı,dinamik bir ekonominin taşıyıcıları oldular

Eğitim

Kuruluş yıllarında toplam 12 milyonluk nüfusun büyük çoğunluğu okur-yazar değildi Günümüzde bu oran %90'dır Türkiye eğitim sistemi; 8 yıllık temel eğitime dayanır Daha sonra 4 yıllık orta öğrenim dönemi vardır Üniversiteye geçiş Öğrenci Seçme Sınavı ile gerçekleştirilir Yaygın eğitim kurumları bazında halkeğitimler bulunmaktadır Açıköğretim sistemi de pekçok öğrenci tarafından kullanılmaktadır

1930'lara kadar İstanbul Teknik Üniversitesi ile birlikte İstanbul Üniversitesi ülkedeki sadece iki üniversite iken, günümüzde üniversite sayısı 82'dir

İstanbul Üniversitesi logosuTürkiye'nin en eski üniversitesi olan İstanbul Üniversitesi'nin kuruluş tarihi 1453 yılına, en eski teknik üniversitesi olan İstanbul Teknik Üniversitesi'nin kuruluş tarihi ise 1773 yılına dayanır

1961 Anayasasının 120 maddesinde üniversiteler özerk kuruluşlar olarak yer alırken, 27 Ekim 1960 tarihli 115 sayılı yasa, 1946 tarihli 4936 sayılı yasanın bazı maddelerini değiştirip yeni maddeler eklemiştir Bu yasayla Milli Eğitim Bakanlığı'nın Üniversite üzerindeki yetkileri azalmış, fakülte kurullarına daha geniş katılım sağlanmış ve kadro tıkanıklıklarını aşmak üzere yeni düzenlemeler getirilmiştir Kısaca yönetim, teşkilat, öğretim üyelği ve yardımcılığı konularında daha geniş özerklik koşullarında yeni esaslar konmuştur[10]

2002 MEB istatistiklerine göre; toplam 6065 lise (ortaoğretim) bulunmaktadır Bunların 2637'si genel(düz) lise (özel liseler dahil), 3428 tanesi ise mesleki lisedir

Kaynaklar

Atatürk, Mustafa Kemal (1927) Nutuk, Cilt 1-2-3, Türk Devrim Tarihi Enstitüsü, İstanbul 1970
De Lamartine, Alphonse Osmanlı Tarihi, Cilt 1, Sabah Yayıncılık, İstanbul 1991
Öztürk, Kazım (1992) Atatürk'ün TBMM Açık ve Gizli Oturumlarındaki Konuşmaları, Cilt 1-2, Kültür Bakanlığı-Atatürk Dizisi ISBN 975-1763-4-3
Akay, Oğuz (2006) Atatürk'ün Sofrası Truva Yayınları ISBN 975-6237-54-6
Meydan Larousse, Meydan Yayıncılık, 1988, Cilt 12, Sh 357-388, Türkiye Cumhuriyeti
Temel Britannica, Ana Yayıncılık-Encyclopaedia Britannica, 1992, Cilt 18, Sh 41-96; Türkiye ISBN 975-7760-02-1
Türklerin ve Türkiye'nin Tarihi Ansiklopedisi, Milliyet Yayınları, 1982


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.