Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Bilgisayar,Teknoloji & İnternet Dünyası > Bilim Teknik ve Teknoloji Merkezi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
astronomi, ilk, medeniyetlerde

İlk Medeniyetlerde Astronomi

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

İlk Medeniyetlerde Astronomi




İlk Medeniyetlerde Astronomi

İlk medeniyetler daha çok ılıman bölgelerde, su kenarlarında kurulmuştur Yıldız konumlarını yön bulmada,

Ay ve Ay Alm Mond (m), Fr Lune, İng Moon Dünyanın tek doğal uydusu Dünyanın çapının dörtte birinden biraz fazla olan çapı ile güneş sistemi içinde en büyük uydulardan biridir Dünya etrafında her kameri ayda bir eliptik yörünge etrafında dönüşünü tamamlar Dünya ve güneşe kıyasla yerine bağlı olarak ayın şekli birçok zamanlarda (devrelerde) değişerek, tam bir daire veya ince uzun bir hilal şeklinde gözükür Her ayda birkaç gün, yeni ay denilen zamanda, ay dünyadan bakıldığında tamamen karanlıktır, gözükmez

Ay hakkındaki detaylı bilgiyi görüntülemek için tıklayınızGüneş'in konumlarını da zamanı belirlemede kullanmışlardır Ay ve Güneş’in görünür hareketlerine dayalı olarak takvimler oluşturmuşlar ve (yön ve zaman dışında) yıldızların tanrılarla ilgili olduğuna inanılması nedeniyle bu çağlarda astronomiye karşı ilgi artmıştır

Ortaçağ

Çeviriler yoluyla Yunanlılardan alınan bilimlerden birisi de astronomidir İslâm Dünyası'nda astronomi, Aristoteles'in bilim anlayışının etkisi ile matematiğin bir dalı olarak benimsenmiş ve bu nedenle Güneş, Ay ve diğer beş gezegen ile yıldızlara ilişkin gözlem verileri, hareketli geometrik düzeneklerle anlamlandırılmaya çalışılmıştır

İslâm Dünyası'nda astronomlar, birbirleriyle bağlantılı olan iki tür etkinlik üzerinde yoğunlaşmışlardır: Hem gözlem aletleriyle gökyüzünü gözlemlemişler hem de gözlem verilerini hareketli geometrik düzeneklerle anlamlandırmaya çalışmışlardır Bunlardan ilki, gözlemsel astronominin alanına girmektedir ve bu konuda İslâm astronomları, belki de gözleme daha yatkın olan bilim anlayışlarının bir sonucu olarak Yunanlılardan daha derin izler bırakmışlardır

İlk gözlemevleri onlar tarafından kurulmuş, gözlemlerin dakikliğini arttırmak için yeni gözlem araçları ve gözlem teknikleri geliştirilmiştir; hatta bu amaçla, açıların ölçümünde kirişler yerine yeni bulunan trigonometrik fonksiyonlar kullanılmaya başlanmıştır Ancak kuramsal astronominin alanına giren ikinci etkinlikte, aynı ölçüde başarılı olduklarını söylemek olanaksızdır

Müslüman astronomlar, Aristoteles'in yolundan giderek, Yer'in hareket etmeksizin Evren'in merkezinde durduğuna ve Güneş de dahil olmak üzere diğer bütün gök cisimlerinin onun çevresinde dairesel yörüngeler üzerinde sabit hızlarla dolandığına inanmışlardır Bu konuda, Ptolemaios tarafından önerilen eksantrik ve episikl düzenekleri önemli değişiklikler yapılmaksızın benimsemişlerdir

Astroloji ise, Hellenistik Dönem bilginlerinde olduğu gibi, astronominin bir dalı olarak görülmüş ve bir iki istisna dışında hemen bütün astronomlar tarafından benimsenmiştir

İslâm Dünyası'nda Ptolemaius'un Tetrabiblos (Dört Kitap) adlı meşhur eseri ile yaygınlaşan astroloji, yıldızlar ve gezegenlerin, insanların mizacı ve geleceği üzerinde etkili olduğu ilkesine dayanmaktadır Bu dönem astronomisinin geniş kitlelere nüfuz etmesinde kısmen yararlı olmuşsa da, bu dalın bilimsel hiçbir değeri yoktur

Yeniçağ

Bu dönemde en önemli gelişme, astronomi alanında olmuştur Kopernik, Yunan Dönemi'nden beri yürürlükte bulunan Yer Merkezli Evren Kuramı'nın yerine, Güneş Merkezli Evren Kuramı'nı kurmuş ve Yer'in, Güneş'in çevresinde dairesel bir yörünge üzerinde dolanan bir gezegen olduğunu savunmuştur Böylece, Yer'in Evren'in merkezinden kaldırılmasına bağlı olarak insanın Evren'deki konumu da yeniden sorgulanmaya başlanmıştır

Tycho Brahe ise Yer'i Evren'in merkezinden kaldırmanın doğuracağı bilimsel ve dinsel sakıncaları göz önünde bulundurmuş ve Yer-Güneş Merkezli Evren Kuramı ile Kopernik'e karşı çıkmıştır

Kopernik'in kurmuş olduğu Güneş Merkezli Evren Kuramı çerçevesinde yürütülen araştırmalar sonucunda Eudoxus, Aristoteles ve Batlamyus'tan beri savunulagelmekte olan Yer Merkezli Evren Kuramı yıkılmış ve Galilei ile Kopernik kuramı gözlemsel açıdan, Kepler ile kuramsal açıdan geliştirilmiş ve çağdaş astronominin temelleri atılmıştır Böylece Kepler'in Elips Yörüngeler Kanunu ile gök mekaniğine giden yol açılmıştır

Yakınçağ

Yakın dönem astronomi çalışmalarının genellikle üç alanda yoğunlaştığı görülmektedir:

Özellikle Herchell ve Halley'in yapmış oldukları gözlemler sonucunda Güneş Sistemi'ne ilişkin gözlemsel veriler artmıştır

Astronominin kuramsal yönünü oluşturan ve elde edilen gözlemsel verileri değerlendirerek gökcisimlerinin hareketlerinin matematiksel açıklamasını veren dinamik astronomi gelişmiştir Mesela Laplace, Güneş Sistemi'ndeki bütün gezegenlerin hareketlerinin matematiksel olarak gösterilebileceğini öne sürmüştür

Fizik ve kimya alanlarında yapılan araştırmalar sonucunda elde edilen veriler doğrultusunda, yıldızların yapısını inceleyen astrofizik ve Evren'in yapısını inceleyen kozmoloji gibi yeni bilim alanları ortaya çıkmıştır Özellikle astrofizikte Frounhofer ve Kirchoff'un, kozmolojide ise Kant ve Laplace'ın yapmış olduğu araştırmalar çığır açıcı niteliktedir

Bu dönemde astronomi alanında yıldızlar ve Evren'in yapısına ilişkin çalışmalar artarak devam etmiş ve Evren'in oluşumuna ilişkin Büyük Patlama Kuramı ortaya atılmıştır Diğer taraftan, insanın bu evrende yalnız olup olmadığı tartışılmış ve bunu belirlemeye yönelik çeşitli projeler geliştirilmiştir

Yine bu dönemde gezegenlere ilişkin çalışmalar da ön plana çıkmış ve 1930 yılında Tombaugh tarafından Plüton Gezegeni ve daha sonra da bu gezegenin uydusu Charon bulunmuşturGüneş'in yapısıGüneş'in görünen yüzeyine ışıkküre (fotosfer) denir Bunun üzerinde, renkküre (kromosfer) adını alan 5000 km kalınlığında bir iç atmosfer vardır Bunun da üzerinde, son derece yüksek sıcaklıktı Güneş tacı (korona) bulunur Güneş tacı, Yer'e hatta daha ötelere kadar uzanır Güneş, bir magnetik alana sahip olan, dönen ve çekirdeğinde enerji üreten bir gökcismidir

İslam Astronomisi

Müslümanlık ortaya çıkmadan önce Araplar, Romalılarla yani Yunan kültürü ile temas içindeydiler Bu dönemde Latince eserler Arapçaya çevrilmiştir Müslümanlığın ilk yıllarından itibaren dini günlerin, namaz ve oruç zamanlarının hesaplamasına yarayacak astronomi bilgisi

daha da önem kazanmıştır (Kıble doğrultusunun belirlenmesinde de) Bu dönemde çalışılan astronomi konuları:

1 Coğrafi astronomi

2 Konum astronomisi (İlm-ül-eflak) Güneş, Ay, gezegen ve yıldızların görünür

hareketleri

3 Astroloji (İlm-i ahkam-ı nücum)

4 Zaman hesapları (İlm-ül rükat)

İlk dönemlerdeki en önemli çalışmalar; Ay hareketine dayalı bir takvimin oluşturulması ve yıldızların çok daha uzakta uzaya yayılmış olduğuna inanılmasıdır Yunanlılar ise o dönemde yıldızların Satürn gezegenin dışında bir küre üzerinde bulunduğuna inanılıyordu

İslam dünyasının astronomiye en önemli katkısı modern gözlemevlerinin kurulmasıdır Eski Yunanda astronomik bilgi gözleme dayalı olmadan filozofik yollarla geliştirilmeye çalışılıyordu

Ayrıca bu gözlemevlerinde yeni gözlem aletleri geliştirilmiş ve çok sayıda astronom yetiştirilmiştir

Bugün de gözlemevinin önemi ve sayısı dünyada gittikçe artmaktadır

Bağdatta 5 Abbasi Halifesi Harun el-Reşid zamanında gelişmeye başlayan gözlemsel astronomi, 7 halife El-Mamun zamanında daha fazla destek görmüştür Dönemin büyük astronomi El-Battani yaptığı çok duyarlı gözlemlerle, Güneş'in görünen hareketindeki düzensizlikleri incelemiş, düğümler noktasının yılda 54"5 kaydığını, ekliptiğin ekvator düzlemiyle 23° 35' (doğrusu 23° 27') açı yaptığını hesaplamıştır Ayrıca "Yıldızlar Bilimi" adlı bir astronomi kitabı yazmıştır

Bu dönemin (10 ve 11 yy) meşhur iki astronomu El-Sufi ve El-Biruni‘dir Mısırda ise İbn-Yunus yetişmiştir 1260 yılında Hilagü Han desteğiyle Nasir-El Tusi tarafından Meraga'da büyük bir gözlemevi kurulmuştur Bu gözlemevi 50 yıl aktif hizmet etmiştir Bunu gören İlhanlı Hümümdarı Gazan Han, 1300 yılında Tebriz'de giderleri Vakıf tarafından karşılanan bir gözlemevi kurmuştur

Burada Güneş gözlemleri için yeni gözlem aletleri geliştirilip kullanılmıştır

Yine Meraga gözlemevini inceleyen Muhammed Turgay Uluğbey (Timur Lenk'in torunu) Semerkand'ta başka bir gözlemevi kurmuştur Burada büyük bir yıldız kataloğu (1018 yıldızın adı, parlaklığı, konumu) yayınlanmıştır Arapça yayınlanan kitap Farsça ve İngilizce dillerine çevrilmiştir

Burada Kadı Zade Rumi ve Ali Kuşcu gibi bilimadamları çalışmıştır

Aslında, eski İslam dünyasındaki çalışmalar yeterince gün ışığına çıkarılmamıştır Bugün parlak yıldızların bütün dünyada kullanılan isimleri genellikle Arapçadır Algol, Antares, Al de Baren, Adhara, Almach sadece "A" karakteri ile başlayan birkaç örnektir Ayrıca Astronomik terimlerin birçoğu da İslam kaynaklıdır, Zenit, Nadir, Azimut gibi

Astronominin medresede eğitimi yoktu (hadis, kelam, fıkıh gibi İslami ilimler daha çoktu), ancak özel ders ve kişisel çabalarla bu eğitim gerçekleşebiliyordu (çıraklık usulu) Fatih Sultan

Mehmed döneminde İstanbul medreselerinde Matematik ve Astromomi dersleri okutulmuştur

1610 yılında teleskobun icadından önce son İslam gözlemevi III Murat emriyle

Takiyyüddin tarafından İstanbul Tophane'de kurulan (1577) İstanbul Gözlemevi'dir Bu gözlemevi 2 yıl sonra yıkılmıştır Kanuni Sultan Süleyman’ın ölümünden sonra Osmanlılarda astronomların yerini musakkitler (namaz saati, dini günler vb) zaman hesaplayıcıları almıştır Bunlar halk için takvim, Padişah için ahkam (bir çeşit yıllık yıldız falı) hazırlarlardı Astrolojiye verilen önem o kadar büyüktü ki, Osmanlı idare teşkilatında bir "Mektebi Fünunu Nücum" bile bulunmaktaydı 1870 yılında Abtülaziz zamanında bir Gece Üniversitesi açılmıştır ve ilk konulan ders Astronomi olmuştur

Astronominin Yeniden Gelişimi:

İslam dünyasında astronomi çalışmaları önemini yitirmeye başladığı sıralarda Rönesansla beraber, Orta Avrupa bilim merkezi olma yolunda idi Latinceye çevrilen kitaplardan astronomi öğrenilip, Üniversitelerde okutuluyordu Amaç denizcilerin yön ve konum saptama ihtiyaçları, dini günlerin belirlenmesi ve genel olarak takvimde düzenlemelerin yapılması ihtiyacıydı Bu dönemde asıl gelişme gözlemsel değil kuramsal çalışmalarda olmuştur

N Copernicus, Yer ve diğer gezegenlerin Güneş etrafında düzgün dairesel hareket yaptıklarını, gök cisimlerinin günlük görünür hareketlerinin Yer'in dönmesinden kaynaklandığını düşünmüştür Dairesel hareketin gözlemleri tam sağlamaması nedeniyle Güneş'in tam merkezde olmadığı yargısına varmıştır

Ünlü astronom Tycho Brahe doğru bir Güneş sistemi modeli için çok duyarlı gözlemlere ihtiyaç olduğunu vurgulamıştır Kendi modeline göre, Ay ve Güneş, Yer’in etrafında, diğer gezegenler ise Güneş etrafında düzgün dairesel yörüngelerde dolanıyorlardı TBrache'nin öğrencisi JKepler, Brahe'nin gözlemlerini kullanarak Mars'ın yörüngesinin (odaklarından birinde Güneş olan) elips olduğunu bulmuştur Sonradan tüm gezegenlerin böyle davrandığını hesaplamıştır Kepler, halen yıldızların, Satürn yörüngesinin ötesinde dar bir bölgede olduklarına inanıyordu



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.