İç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi Rehberiİç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi -------------------------------------------------------------------------------- İç Anadolu Bölgesi İç Anadolu Bölgesi, Anadolu yarımadasının orta kesiminde yer aldığı için "Orta Anadolu Bölgesi" adıyla da anılır İç Anadolu Bölgesi, Konya, Yukarı Sakarya, Yukarı Kızılırmak, ve Orta Kızılırmak bölümleri olmak üzere 4 bölüme ayrılmıştır Sivrihisar, Sündiken, Hınzır, Kızıldağ ve Tecer Dağları ve İç Anadolu Bölgesindeki kıvrım dağlardır Karadağ, Karacadağ, Hasan dağı, Melendiz ve Erciyes Dağı ise bölgedeki volkanik yapılı dağlardır İç Anadolu Bölgesinde Obruk, Haymana, Cihanbeyli ve Uzunyayla platoları mevcutdur Platolar arasında ise genis düzlükler ve ovalar yer alır Bu ovalar; Konya, Ankara, Kayseri ve Eskişehir ovalarıdır Bölgenin en önemli Akarsuları Kızılırmak ve Sakarya'dırTuz Gölü, Akşehir, Eber, Seyfe ve Tuzla Gölleri ise İç Anadolu bölgesinin önemli su havzalarıdır İç Anadolu Bölgesinin denizden uzak olması ve etrafının dağlarla çevrili olmasından dolayı, step iklim koşulları etkilidir Buralarda yazları sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve kar yağışlıdır Yağışlar en fazla ilkbahar aylarında düşer Doğuya doğru gittikçe yükseltinin artması sonucunda iklimsel özellikleri de değişir ve bu yörelerde karasal iklim hakimdir İç Anadolu'nun doğal bitki örtüsü bozkırlardır Ankara, Konya, Kayseri, Eskişehir ve Kırıkkale gibi sanayinin geliştiği ulaşım bakımından elverişli yerlerde nüfus kalabalıktır Diğer yerlerde tenhadır İç Anadolu Bölgesinde tarım önemli bir geçim kaynagıdır Bölgede ilkbahar mevsiminin yağışlı, yazların kurak olması tahıl tarımının gelişmesine imkan sağlamıştır Buğday, arpa, çavdar, yulaf, şeker pancarı, patates, yeşil mercimek ve fasülye üretiminde Turkiye genelinde öndedir İç Anadolu Bölgesi'nin bitki örtüsünün bozkır olması küçükbaş hayvancılığın gelişmesine neden olmuştur Koyun ve Tiftik Keçisi yetiştiriciliğinde İç Anadolu bölgesi önemli bir potansiyele sahiptir Etrafı dağlarla çevrili olduğundanTürkiye'nin en az yağış alan bölgesidirPlato ve ovaların en geniş yer kapladığı bölgedirNadasa bırakılan toprakların en fazla olduğu bölgedir İç Anadolu Bölgesinde Yağışlar en çok ilkbaharda (çoğu konveksiyonel yağış olarak) düşerYüzey şekilleri sade ve düz olduğundan ulaşım kolay sağlanırKüçükbaş hayvancılığın en çok yapıldığı bölgedirBölgede su boyları başta olmak uzere toplu yerleşme hakimdirVolkanik dağlar çokturBitki örtüsü genellikle bozkırdır Türkiye ormanlarının % 7,7 sine sahiptirBuğday, arpa, çavdar, yeşil mercimek, patates,şeker pancarı, nohut üretiminde 1 sırada gelir |
İç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi |
10-14-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi RehberiAZ BİLİNEN DOĞAL BİR CENNET ÇANKIRI Yılın yarısında karlarla kaplı yüce dağları, topraklarının üçte birini kaplayan ormanları, kamp, karavan, yaya ve atlı yürüyüş, bisiklet, fotoğrafçılık ve avcılık gibi pek çok turizm çeşidine elverişli yaylaları, zengin termal kaynakları ve içmeleri, yüzyıllardır yaşatılan kültürel değerleri, sevecen insanları ve geleneksel konukseverliği ile doğayla baş başa kalmak ve şehir hayatından uzaklaşmak isteyenler için arayıp da bulunamayacak gizli bir cennet ÇANKIRI İç Anadolu Bölgesinin kuzeyinde İç Anadolu ile Batı Karadeniz geçiş alanında bulunan Çankırı ilinin denizden yüksekliği 723 metredir İlin kuzey sınırındaki dağlar aynı zamanda en yüksek kesimini teşkil eden Kuzey Anadolu dağlarının ikinci sırasındaki Ilgaz Dağlarıdır İl sınırları içindeki akarsuların en büyüğü, aynı zamanda ülkemizin en uzun nehri olan Kızılırmak'tır İlin ormanları başta Ilgaz ilçesi olmak üzere Eldivan, Elaman, Eğriova, Düvenlik, Işık Dağı, Ilısılık, Yapraklı, Sarıkaya, Karakaya ve Erikli dağları ve çevresindedir İldeki bitki örtüsünün üst florasını oluşturan iğne yapraklı ağaçlar, özellikle karaçam, sarıçam, ardıç, meşe, ladin ve köknar gibi orman ağaçlarıyla ahlat ve kızılcık ağaçlarıdır Ayrıca akarsular boyunca söğüt ve kavak ağaçları ile zengin meyve bahçelerine rastlanmaktadır İlde İç Anadolu Bölgesi'nin kara iklimi egemendir Yazlar sıcak ve kurak, kışlar soğuk ve yağışlı geçmektedir En sıcak aylar Temmuz ve Ağustos, en soğuk aylar Ocak ve Şubat'tır Çankırı'da Neolitik Devirden (MÖ7000-5000) bu yana kesintisiz bir yerleşimin varlığı bilinmektedir Çankırı sırasıyla Hitit, Frig, Kimmer, Pers, Büyük İskender, Roma, Bizans, Selçuklu, Danişment, Candaroğlu ve Osmanlı dönemlerini yaşamıştır Bizans Döneminde Germanikopolis ve Gangra, daha sonraları Kengri olarak adlandırılan İl, Cumhuriyet Döneminde Çankırı adını almıştır GEZİLECEK YERLER TAŞ MESCİT : Çankırı'da Selçuklu Dönemi'nden kalma en önemli yapıdır İki ayrı yapıdan oluşan eserin şifahane kısmı, Anadolu Selçuklu Hükümdarı Keyhüsrevoğlu I Alaadin Keykubat zamanında Çankırı Atabeyi Cemaleddin Ferruh tarafından Miladi 1235 yılında yaptırılmıştır Şifahaneye 1242 yılında bir de darulhadis kısmı ilave edilmiştir Yapının, plastik sanatlar bakımından önemi ise, üzerinde yer alan iki adet figürlü parçadan meydana gelmektedir Bunlardan biri sürekli yayınlara konu olmuş ve üzerinde durulmuştur 100x25 cm ebatlarındaki bu kabartmanın özelliği, gövdeleri birbirine dolanan iki ejder (yılan) motifidir Ejderlerin başları birbirine karşılıklı gelecek şekilde biçimlendirilmiştir Günümüzde "Tıp Sembolü" olarak kullanılan kabartmanın orjinali kaybolmuş olup aslına uygun olarak yaptırılan yenisi yerine konulmuştur Halk arasında su içen yılan olarak da isimlendirilen ikinci parça diğerinin aksine alçak kabartma şeklinde olmayıp başlı başına bir heykel görünümündedir Darulhadis'te kullanılan gözenekli taştan yapılmış olan parça kupa şeklinde olup gövdesine bir yılan sarılmakta ve üst kısmında uzantı yaparak sonuçlanmaktadır Bu motif ise günümüzde "Eczacılık Sembolü" olarak kullanılmakta ve halen Çankırı Müzesi'nde sergilenmektedir ILGAZ DAĞI MİLLİ PARKI : Batı Karadeniz Bölgesinde, Çankırı ve Kastamonu il sınırları içerisinde yer almaktadır Milli Park alanına Çankırı-Kastamonu Devlet Karayolu ile ulaşım sağlanmakta olup, Kastamonu'ya 45 km,Ankara'ya 200 km uzaklıktadır Orta Anadolu'dan Kuzey Anadolu'ya geçiş kuşağında yükselen Ilgaz Dağlık yöresinin arazi yapısı genellikle serpantinler, şistler ve volkanik kayaçlardan meydana gelir Sahada yer yapısı kadar dağ oluşum hareketleri yönünden de ilgi çekici örnekler bulunmaktadır Ülkemizin en uzun ve en hareketli kırık hattı olan kuzey Anadolu fayı,Ilgaz Dağının güney eteklerinden geçer Ayrıca saha değişik karakterde vadiler sırtlar ve doruklardan meydana gelir, üstün peyzaj güzellikleri sunan jeomorfolojik yapıya sahiptir Ilgaz Dağının eteklerinden doruklarına doğru gelişen karaçam, sarıçam, göknar hakim ağaç türlerinden meydana gelen bitki örtüsü, zengin ormanaltı topluluğu ile desteklenmektedir Bol ve bütün yıl akışlı akarsuları ile zengin bitki örtüsünün oluşturduğu şartlar karaca, geyik, yaban domuzu, kurt, ayı, tilki gibi yaban hayatı türlerine uygun yaşama ortamı sunmaktadır Milli Parkın diğer önemli bir kaynağı da kış sporları imkanıdır Ilgaz Dağının yer yapısı ve dağ oluşumu hareketlerinin ilginç ve ilgi çekici örnekleri ziyaretçileri çeker özelliktedir Ayrıca Milli Park sahası içerisindeki değişik bitki zenginliği ve peyzaj değerlerini sunan vadiler ve sırtlar mutlak görülmesi gerekli yerlerdir Ankara il merkezine en yakın kayak sporu merkezi bu Milli Park içerisindedir Ayrıca sahada ziyaretçilerin doğal yürüyüş,çadırla ve karavanla kamp yapma olanağı ile günübirlik aktiviteleri için uygun olanaklar mevcuttur Milli Park sınırları içindeki Baldıran vadisinde alabalık üretme istasyonu ve avlanma göletleri hizmete açıktır 15 Haziran-15 Eylül tarihleri arasında ziyaretçiler bu sahada sportif olta balıkçılığı yapabilecekleri gibi isteklerine göre üretim istasyonundan balık alma imkanına sahiptirler Milli Parka gelen ziyaretçilerin yeme-içme ve konaklama ihtiyaçlarını karşılamak üzere park içinde bir otel ,idari müze ve Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğü'ne ait eğitim tesisleri bulunmakta, ayrıca Milli Parkta kış sporları için Beden Terbiyesi Genel Müdürlüğü'nün Tele-Sandalye Tesisi bulunmaktadır YAYLALAR : Büyük Yayla (Yapraklı) ve Kırkpınar Yaylası (Ilgaz) önemli yaylalarıdır TUZ MAĞARASI : Çankırı'nın yaklaşık 20 km doğusunda yer alan Tuz Mağarası, kayatuzu yataklarının işletilmesi maksadıyla açılmış olup bugün nispeten dar girişinin devamında modern karayolu tünellerini andıran birçok galeriden meydana gelmiş ilginç ve büyük bir mağaradır ÇANKIRI MÜZESİ : Çankırı Müzesi'nde Neolitik, Kalkolitik, Eski Tunç, Hitit, Firig, Helenistik, Roma, Bizans, Selçuklu ve Osmanlı dönemlerine ait eserlerinin sergilenmesi ve tanıtımı yapılmaktadır Müzenin teşhir salonunda arkeolojik ve etnolojik eserler birlikte sergilenmektedir Arkeoloji bölümünde Eski Tunç, Hitit, Helenistik, Roma ve Bizans dönemlerine ait eserler bulunmaktadır Etnografya bölümünde ise Çankırı ve çevresine ait çeşitli dokumalar, el işlemeleri, hat sanatı örnekleri, baskı kalıpları, kıyafetleri, silahlar, süs eşyaları ile günlük hayatta kullanılmış olan çeşitli eserler teşhir edilmektedir CENDERE (Salman) Höyük: Ilgaz ilçesinin güneydoğusunda, Çankırı-Kastamonu karayolunun kenarında bulunan Cendere Köyü'ndedir Bölgedeki anıtsal yapılar, Devrez Çayının güneyinde kayalık, yüksekçe bir tepenin doğuya bakan yamaçlarındadır Burada çok sayıda insan eliyle oyulmuş mağaralar, kaya mezarları, kaya kilisesi olabileceği tahmin edilen tapınak ve amacı tam olarak bilinmeyen oyuklar bulunmaktadır Burasının, dini törenlerin yapıldığı ve muhtemelen Höyükle bağlantılı, kutsal kabul edilen alanlardan olduğu tahmin edilmektedir Kaya tapınakları, ulaşım yollarının geçtiği sarp ve dar geçitlere, kervanların, talancı eşkıyadan korunması amacıyla ibadet ve dua etmek için yapılmıştır SAKAELİ Kaya Mezarları: Genel olarak Roma ve Bizans Dönemlerine ait olduğu tahmin edilen bu mezarlar, Çankırı'ya 69 km mesafedeki Orta ilçesinin 8 km kuzeydoğusunda yer alan Sakaeli Köyü'ndedir ÇANKIRI KALESİ: Şehrin kuzeyinde küçük bir tepe üzerine kurulmuştur Romalılar, Bizanslılar, Danişmentliler, Selçuklular ve Osmanlılar dönemlerinde sağlamlığıyla ünlü yapıdan günümüze, birkaç sur kalıntısından başka bir şey kalmamıştır Ne Yenir ? Çankırı'nın yöresel yemekleri etli hamur(mantı), tarhana çorbası, gözleme, cızlama, güveç, pıhtı, harmandaşı, fit fit aşı, cevizli hamur, çeç böreği, mıhlama, keşkek, çalma, çekme helvası, baklava olarak sayılabilir Yapmadan Ayrılma : Kış aylarında Doruk Mevkiinde kayak yapmadan,Ilgaz Dağı Milli Parkını görmeden,Çankırı Müzesini gezmeden DÖNMEYİN |
İç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi |
10-14-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi RehberiYUNUS EMRE'den NASRETTİN HOCA'ya ESKİŞEHİR İsa'dan önce birinci bin yılda Porsuk Nehri kıyılarında Frigyalılar tarafından kurulan Eskişehir Türkiye'nin en önemli yol kavşaklarından birisidir Yunus Emre, Nasrettin Hoca gibi tarihi kişileri yetiştiren Eskişehir Lületaşı, çeşitli haslıklara iyi gelen sıcak su kaynakları ile de ünlüdür Eskişehir'de ilk yerleşim, MÖ3500 yıllarına dayanır Şehir Hititlerin, Friglerin, Perslerin, Romalıların, Bizanslıların, Selçukluların ve Osmanlıların hakimiyetine geçmiştir Eskişehir kültürel zenginliği kadar doğal güzellikleri, mutfağı ve alışveriş olanakları ile önemli bir turizm çekim merkezi olmayı hedeflemektedir Eskişehir'in topografik yapısını, Sakarya ve Porsuk havzalarındaki düzlükler ile bunları çevreleyen dağlar oluşturur Havza düzlüklerini kuzeyden Bozdağ, Sündiken sıradağları, batı ve güneyden ise İç Batı Anadolu eşiğinin doğu kenarında yer alan Türkmen Dağı,Yazılıkaya Yaylası ve Emirdağ kuşatır İlin dörtte birini çam, meşe, gürgen, ardıç, katran ve köknar ağaçlarının oluşturduğu ormanlar teşkil eder Orman olmayan arazilerde, su kenarlarında söğüt,ahlat ve kavak ağaçlarına rastlanmaktadır Eskişehir, İç Anadolu Bölgesi'nde olduğundan karasal iklime sahiptir Yazları sıcak ve kurak,kışları soğuk ve yağışlı geçmektedir GEZİLECEK YERLER Müzeler : Atatürk ve Kültür Müzesi,Eskişehir Arkeoloji Müzesi,Osmanlı Evi Müzesi,Yunus Emre Müzesi,Seyitgazi Müzesi ve eskişehir Valiliği Lületaşı Müzesi Nasrettin Hocanın Evi: Dünya mizah edebiyatında önemli bir yer tutan fıkralara sahip Nasrettin Hoca 1208 yılında, Sivrihisar'ın Hortu Köyü'nde doğmuştur Eskişehir' in Sivrihisar İlçesi ve Hortu Köyü'nde her yıl Nasrettin Hoca'yı anma şenlikleri ve adına halk edebiyatı seminerleri düzenlenmektedir FRİG VADİSİ: Antik kent Eskişehir'e 90 km uzaklıkta Han ilçesine bağlı olan Yazılıkaya Köyü bitişiğinde yer almaktadır Vadide Frig Krallığı, Lidya Krallığı ve Pers İmparatorluk döneminde üç ayrı yerleşme evresinin bulunduğuna ilişkin birçok temel ve yapı kalıntısına rastlanmıştır Diğer yandan, Midas Anıtı'nın çevresinde akropol üzerinde bir kentin varlığına ilişkiler bulgular saptanmıştır Kayalık bir platform üzerine kurulmuş ve Erken Tunç Çağlarında yerleşim görmüş olan Midas (Yazılıkaya) Friglerin dini merkezi olmuştur Antik şehirde Hitit kültürüne ait kendi stilleri ile yaptıkları kaya kabartmalarına rastlanmıştır Hititlerden sonra Frig kenti olarak gelişen Yazılıkaya'da Frig kültürüne ait kale duvarları, yerleşim yerleri, kaya kabartmaları, kaya anıtları, su sarnıçları, sunak yerleri, karlıklar, kaya mezarları, basamaklı anıtlar, nişler, antik yollar olmak üzere 33 adet eser bulunmaktadır Bunlar doğa koşullarından dolayı yıpranmış olsalar da günümüze ulaşabilmişlerdir Roma ve Bizans çağlarında Frig yapıtlarının çoğu dini amaçlarla tahrip edilmiş, yerlerine kaya barınakları ve kaya mezarları yapılmıştır Kaya yüzeyine bir tapınağın cephesi biçiminde işlenen Frig kaya anıtları, sembolü, kutsal hayvanı aslan olan Frig dini, tek tanrısı ana tanrıça Kybele'ye adanmıştır Vadinin ormanlık kısmında, Çukurca Köyü'nden Kümbet Köyü'ne kadar uzanan bölgede 25'e varan anıt, kült anıtları, açık hava ve doğa tapınakları, kale, mezar ve diğer eserler bulunmaktadır Pessinus: Ana tanrıça Kybele'ye ithafen Sivrihisar İlçesi'nin Ballıhisar Köyü'nde kurulmuş bir şehirdir Tapınak kenti olarak bilinen Pessinus Romalılar döneminde de kutsallığını ve önemini korumuştur Bugün kente ait stadyum, tiyatro, tapınak, su kanalı ve nekropola ait kalıntılar bulunmaktadır Antik kentte 1967 yılından beri arkeolojik kazılar yapılmaktadır Kazıdan çıkan eserler Ballıhisar'daki müzede sergilenmektedir Doryleaum: Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarını yaşamış Höyük kentin kuzey bitişiğinde ve Muttalip Köyü'nün doğusunda yer almaktadır Höyüğe ve eteklerinde yer alan temel hafriyat sırasında çıkarılan Helenistik, Roma ve Bizans Çağlarına ait eserler Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir Karacaşehir: Roma ve sonra Bizans Çağı'nda yapılmış, Osmanlılar tarafından takviye edilmiş kale kenti olarak anılan Antik Kent Eskişehir'e 6 km uzaklıkta, Karacaşehir Köyü'nün güneybatısında yer almaktadır Günümüzde, kentin müdafaa surları tamamen yıkılmış, yalnızca doğu ve batı girişindeki kulelerden küçük parçalar kalmıştır Kalenin içerisinde karargah binaları, sarnıç ve sokaklar, ev harabeleri görülmektedir Midas Anıtı: Yazılıkaya platformunun kuzeydoğu yamacında doğuya bakan cephede yer alan anıt bazılarınca Yazılıkaya, bazılarınca da Midas Anıtı olarak adlandırılmıştır Antik kent adını bu anıttan almıştır Kentin en önemli yapıtı olan anıt, Frig kaya anıtlarının en görkemlisi, bölgenin ve dünyanın en önemli eşsiz yapıtlarındandır Yunus Emre Külliyesi ve Türbesi: Eskişehir Mihalıcçık İlçesi Yunus Emre Beldesi'nde (Sarıköy) dir Eskişehir-Ankara demiryolu yakınından geçmektedir Yunus Emre bu dünyada yaşayan insanları sevgiye, birlik ve beraberliğe çağıran bir halk aşığıdır Mezar taşının ön cephesinde yazılı olan "gelin tanış olalım, işi kolay kılalım, sevelim sevilelim, bu dünya kimseye kalmaz" sözlerinde Yunus Emre'nin yaşam felsefesi özetlenmektedir Seyit Battal Külliyesi: Seyitgazi İlçesinde, 150 metre yüksekliğinde Üçler Tepesi'nin doğuya bakan yamaçları üzerindedir Bu külliye Seyyit Battal Gazi' ye ithafen yaptırılmıştır (1207 - 1209) SARIKAYA Mağarası : Yeri: Eskişehir, Mihalıççık İlçesi, Yalınkaya Köyü Eskişehir Mihalıççık yolundan ayrılan Büyüdüz-Sasa-Yalınkaya yönüne gidilerek Yalımkaya köyüne ulaşılır Yalınkaya'dan Domya deresinin derin kanyonu içerisinden bir saatlik yürüyüşle gidilir Özellikleri: T oplam uzunluğu 591 m olan mağaranın iki girişi vardır Birbirine bağlı üç kattan oluşur Tabanında kum, çakıl ve molozlar bulunan mağaranın alt katı nemli olduğundan damlataşlarca zengindir Oluşumları devam eden bu damlataşlar sarkıt, dikit, sütün, duvar ve perde damlataşı, damlataş havuzları çoğunlukla siyah ve kahve renklidir Üst katlar fosil şekildedir Damlataş yönünden fakirdir Mağaranın soğuk ve nemli bir havası vardır Üst kat 13ºC, yüzde 80 neme, alt kat 10ºC, yüzde 90 neme sahiptir Mağara, Prehistorik ve tarihi dönemlerde insanlar tarafından kullanıldığını gösteren Çakmaktaşı yongaları seramik ve tuğla parçaları ve insan kemikleri gibi buluntu ve şekillere sahiptir YELİNÜSTÜ Mağarası : Yeri: Eskişehir, Günyüzü İlçesi, Kayakent Beldesi Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasında uzanan Sivrihisar Dağlarının güneydoğusunda yer alır Ankara-Eskişehir veya Ankara-Polatlı-Yunak kara yolların Kayakent Beldesine gidilebilir Mağara Kayakent Beldesinin hemen yakınındadır Özellikleri: Toplam uzunluğu 420 m olan mağaranın girişe göre son noktanın derinliği -90 mdir Mağaranın giriş bölümünün sağ tarafından ayrılan küçük inişleri olan dar bir galeri ile ikinci bölüme geçilir İri bloklarla kaplı salonun içinde değişik damlataş oluşumları bulunmaktadır Bu salondan aynı oluşumlara sahip diğer iki faklı salona açılır Yağışlı dönemlerde tavandan damlayan dönemler dışında bütün mevsimlerde kurudur Eski dönemlerde, bu suları toplamak amaçlı sarnıç ve havuzlar yapılmıştır İçeride sıcaklık ortalama 20ºC, nem yüzde 70'dir Yelini Mağarası ile benzer özellikler gösteren bu mağarada da uzun dönemler insanlar tarafından kullanıldığını gösteren şekil ve kalıntılar mevcuttur YELİNİ Mağarası : Yeri: Eskişehir, Günyüzü İlçesi, Kayakent Beldesi Yelinüstü Mağarasının güneyinde yeralan Mağara Sivrihisar ile Günyüzü Sakarya Nehri arasında uzanan Sivrihisar Dağılarının güneydoğusundadır Mağaraya, Ankara-Eskişehir veya Ankara-Polatlı-Yunak Karayollarından gidilebilir Özellikleri: Toplam uzunluğu 271 m olan Mağaranın en derin noktası, girişe göre -26 metredir Damlataş ve tavan düşen iri bloklarla bir çok salon ve odaya bölünen mağara, görünümleri son derece güzel damlataşlar ile kaplıdır Genel olarak girişten sona doğru sıcaklık azalarak nem artmaktadır Girişte sıcaklık 255ºC, yüzde 45 nem, son salonda 161ºC sıcaklık, yüzde 795 nem oranına sahiptir Yelinüstü Mağarası ile benzer özellikler gösteren bu mağarada uzun dönemler insanlar tarafından kullanıldığını gösteren şekil ve kalıntılar mevcuttur Mağara önünde, yamaç ve tarlalarda çakmak taşı, yonga, balta, mızrak uçları bulunmuştur Girişte toprakta değişik alet, kemik, çanak çömlek parçaları bulunmuştur Salonda ise tuğladan yapılmış derinliği 2 metreyi geçen havuzlar ve sarnıçlar bulunmaktadır NE ALINIR ? Lüle taşından yapılan eserler, pipo, takılar yöreden alınabilecek en güzel hatıralık eşyalardır Ne Yenir ? Göceli Tarhana, harşıl, çerkez sofrası, çiğ börek, katlama böreğini yerel yemek çeşitleri arasında sayabiliriz Yapmadan Ayrılma : Yazılıkaya'yı (Midas Anıtı) gezmeden, Sakarıılıca Termal Turizm merkezini ziyaret etmeden, Şehrin en ünlü yemeği olan çiğböreğinin tadına bakmadan, Lületaşı eserlerinden satın almadan Dönmeyin |
İç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi Rehberi |
10-14-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İç Anadolu Bölgesi Kültürel Gezi RehberiBİR KÜLTÜR ve TİCARET MERKEZİ KAYSERİ İç Anadolu'nun Kızılırmak bölümünde, kuzeyde Yozgat ve Sivas, batıda Niğde ve Nevşehir, güneyde Adana, güneydoğusunda Kahramanmaraş ve doğuda Malatya illeri arasında yer alır Denizden yüksekliği 1050mdir İlde, İç Anadolu Bölgesi'nin tamamında olduğu gibi, bozkır iklimi hüküm sürer Yazlar sıcak ve kurak, kışın ise soğuk ve yağışlı geçer Orta Anadolu'da 3917 m yüksekliğindeki Erciyes Dağı eteklerinde kurulmuş, 6000 yıllık tarihi olan en eski yerleşme yerlerinden biridir MÖ 4000'den yani, Kalkolitik Çağlarından başlayarak Asur, Hitit, Frig, Roma,Bizans, Selçuklu ve Osmanlı Dönemleri'nde önemli bir kültür ticaret merkezi olmuştur Kayseri,Ticaretin yanı sıra, görkemli Erciyes Dağı ve gelişen kış turizmi potansiyeli ve lezzetli yemekleriyle görülmeye değer bir orta Anadolu şehridir GEZİLECEK YERLERİ : Kültepe Ören Yeri: Kayseri-Sivas karayolunun 20 kmsinden, yolun 2 km kuzeyinde yer alan yüksekliği 22 m çapı 500 myi bulan bir höyük tepe ile onun etrafını çeviren Karum adı verilen aşağı şehirden ibarettir Dünyaca tanınan bu açık hava müzesi ilk olarak 1881'de dikkati çekmiştir Yapılan kazılarda Kültepe'de, Asur, Genç Hitit, Roma-Pers ve Tabal Dönemlerine ait eserler ve bulgular ele geçirilmiştir Bu eserlerin en önemlileri Asur dilinde yazılmış çivi yazılı tabletlerdir Bunlar Anadolu'nun en eski yazılı belgeleridir Şehir Surları ve Kalesi: Cumhuriyet Meydanında bulunan Kayseri Surları ve Kalesi 3 yy ortasında inşa edilmiş, 6yy ortasında da daraltılmış ve tamir edilmiştir Kayseri şehrinin tarihi kalesi iki kısımdan ibarettir: dış sur ve burçlardan meydana gelen dış kale ve iç kale İnanç Turizmi : Şehir merkezinde bulunan Ulu Cami, Güllük, Han, Hacıkılıç, Kurşunlu ve Kale camileri kentin önemli camileridir Merkezdeki Avgunlu, Çifte, Sırçalı, Şah Kutlu Hatun, Ali Cafer, Köşk kümbetleri ile Melik Mehmet Gazi ve Seyyit Burhanettin türbeleri önemli olanlarıdır Sahabiye Medresesi, Hunat Medresesi, Seraceddin Medresesi, Köşk Medresesi, Hatuniye Medresesi Kayseri'nin önemli medreseleridir Kayseri-Adana yolu istikametinde, Kayseri'ye 70 km uzaklıktaki Erdemli vadisi içerisinde manastır, kiliseler ve kaya mekanları görülmeye değerdir 50'ye yakın kaya kilisesi ve mağaranın bulunduğu Soğanlı Vadisi önemli bir turistik merkezdir Sultanhanı Kervansarayı: Kayseri-Sivas karayolunun 50kmsinde bulunmaktadır Selçuklu Sultanı 1 Alaattin Keykubat zamanında (1232-1236) yapılmıştır Kervansaray kapı süslemesi ve iç mimarisi ile ön plana çıkmıştır Karatay Kervansarayı: Bünyan İlçesi, Karadayı köyünde bulunan Kervansarayı 1255 yılında Selçuklu vezirlerinden Celalettin Karatay yaptırmıştırTürbe ve sütunlarındaki kabartmalar Selçuklu taş işlemeciliğinin güzel örneklerindendir Kara Mustafa Paşa Kervansarayı: İncesu ilçesinde bulunan ve camisi, medresesi otuz dükkanlık alışveriş yeri ile bir külliye olan bu eseri, 1660 yılında Osmanlı vezirlerinden Merzifonlu Kara Mustafa Paşa yaptırmıştır Vezir Han: Şehir içi Kapalı Çarşının yanında bulunan bu iki katlı han, Damat İbrahim Paşa tarafından 1727 yılında yaptırılmıştır İlginç mimarisi ile dikkati çeken hanın ortasında bir çeşme vardır Bedesten: Kapalı çarşının içinde bulunan bedestenin, üç büyük kubbe ve kubbeciklerden meydana gelen tavan örtüsü mevcuttur 1497 yılında yaptırılmıştır Kapalı Çarşı: Türkiye'nin dört büyük kapalı çarşısından biri olan ve dört giriş kapısı bulunan Kayseri Kapalı Çarşısı, 1859 yılında halk tarafından yaptırılmıştır Bayramhacı Kaplıcası: Kayseri'nin 65 km batısında, Bayramhacı köyüne 1,5 km uzaklıkta yer alan kaplıcada 55 oda 140 yatak kapasitesi, iki erkek, iki bayan olmak üzere toplam dört havuzla hizmet vermektedir Kaplıcanın 38ºC / 40ºC sıcaklığındaki suyun romatizma, deri, kalp ve kan dolaşımı, solunum yolu ve kadın hastalıkları tedavisinde yararlı olmaktadır Tekgöz Kaplıcaları: Kayseri'ye 33 km uzaklıkta Kocasinan ilçesi Yemliha kasabasında bulunan kaplıcada, biri erkek biri bayan olmak üzere iki havuz mevcuttur Kaplıcanın 43ºC sıcaklığındaki suyu; romatizma, deri, solunum yolu, böbrek ve idrar yolları, kadın hastalıkları tedavisinde yararlı olmaktadır Kapuzbaşı Takım Şelaleri: Yahyalı İlçesine 76 km uzaklıkta olan ve boyları 30-50 m arasında değişen yedi ayrı dizi halinde akan Yahyalı Şelaleleri Zamantı nehrine karışmakta ve bu nehirlerle birlikte Seyhan'a ulaşmaktadırDebisi ve yüksekliği ile dünyanın belli başlı şelalelerinden olan Yahyalı Şelaleleri, görüntüsü ile insanları büyüleyen bir tabiat harikasıdır Kuş Gözlem Alanı : Palas Gölü,Sultansazlığı,Aladağlar Kayak Merkezi: Kayseri'de bulunan Erciyes Kayak merkezi, ülkenin önemli kayak alanlarından biridir Doğa Yürüyüşü : Aladağlar, Hacer Boğazı ve Yedigöller mevkii trekking ve doğa yürüyüşü için uygun bölgelerdir Rafting: Aladağlar Milli Parkı alanında yer alan Zamantı ırmağında rafting yapılmaktadırZamantı ırmağı üzerinde biri 1 km olmak üzere iki doğal köprü bulunmaktadır Ayrıca amatör raftingciler için Kızılırmak'ta rafting yapılacak parkurlar tespit edilmiştir Hava sporları: Kayseri, hava sporları için elverişli alanlara sahiptir NE ALINIR? Bünyan ve Yahyalı halısı ile ünlü olan Kayseri'de, pastırma ve sucuk, Mantı alınması gereken yiyecek malzemeleridir Ne Yenir ? Kağıtda pastırma ve sucuk,testi kebabı ve Kayserinin meşhur Mantısı mutlaka tadılmalıdır Yapmadan Ayrılma : Erciyes Dağında kayak, trekking yapmadan, Erdemli ve Soğanlı Vadisindeki kaya kiliselerini görmeden, Kapuzbaşı Şelalelerinde piknik yapmadan, Kayseri Kalesi ve Tıp Tarihi Müzesini gezmeden, Pastırma ve Sucuk tatmadan, Yöresel El Dokuma ve Bünyan ya da Yahyalı halıları almadan, Dönmeyin |
|