Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Türkiye > Karadeniz Bölgesi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
adetler, bakın, nelermiş, rizede

Rizede Ki Adetler Nelermiş Bi Bakın

Eski 10-14-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Rizede Ki Adetler Nelermiş Bi Bakın




Rizede Ki Adetler Nelermiş Bi bakın

Rizede Ki Adetler Nelermiş Bi bakın

EVLİLİK VE SONRASI İLE İLGİLİ ADETLER

Evlilikler yakın çevreden yapılır, yakın çevrede kız yoksa dışarı çıkılırdı

Beşik kertme vardı Ancak bu zorlayıcı olmayıp, çocuklar büyüyünce evleme zorunluğu taşımazlardı

Kız arama da elçi denilen insanlar devreye girerdi

Erkeklerin az da olsa eş seçiminde rolü olmasına karşın kızlar için bu söz konusu değildi

Kız seçimine çok önem verilirdi Kızın soyu sopu araştırılırdı Kız tarafıda erkeğin soyu sopunu araştırır, uygunsa verirdi

Kızın erkeğe gönüllü olması ve kaçma işini beraber planladıkları durumlarda olay fazla büyütülmez, zamanla örtbas edilirdi

Sevenlerin kavuşamama durumunda maraz denen ruh hastalıkları olurdu

Kız istenmeden önce evde ondan büyük kız olup olmadığı araştırılırdı Böyle bir durum varsa kız istenmez, istense de büyük kız varken ufak kız verilmezdi

Kız onsekizini geçmişse "küle kalmış" yani evde kalmış kabul edilir, istenmezdi

Kızın bir başkasına sevdalı olup olmadığına bakılırdı

Kız daha istenmeden, yani iş resmiyete dökülmeden elçiler sayesinde iş halledilmiş olurdu

Kız istenmeye gidilirken karşı taraf haberdar edilir, hazırlıklı olmaları sağlanırdı Erkek tarafı karşılanır ağırlanır Bir müddet ordan buradan konuşulduktan sonra asıl konuya girilirdi "Allah'un izniyle, Peyganberun kavliyle kizinuzi oğlumuz Temel'e istiyiruk" denirdi Kız tarafı kendini naza çeker, cevap vermek istemez, çay kahve, yemek ikram edip konuyu dağıtmaya çalışırdı Erke tarafı da israr eder "Kızı vermezseniz ne yemeğinizi yeriz nede kahvenizi içeriz" derdi Hayli mücadele sonunda istekler sıralanır, kabul edilince de kız verilirdi

Kız istendiğinde verilirdi Çünkü söz önceden alınır ve kararlaştırılmış olurdu Söz alınmadan kız istendiğinde, istenmedik olaylar olabilirdi Erkek tarafı soğuk karşılanır Mazeretler uydurulur Bazen de kız görücüye çıkmazdı

Kız tarafı erkek tarfının karşılayabileceği kadar başlık parası isterdi Bu kıza harcanırdı Ayrıca kıza alınacak eşya ve altın tesbit edilirdi

Ara kesildikten sonra (kızın sözünün alınması) olay hemen duyurulurdu Bu da erkek tarfının dılaru da hava ya kurşun sıkmasıyla olurdu Peşinden yemek yenir Düğün günü belirlenir, ayrıntılar konuşulurdu

Ara kesilirken kız tarfına verilen sözler düğnden önce yerine getirilirdi Bir alış veriş günü tesbit edilirdi Genellikle Çarşamba günü olurdu Her iki tarfta birinci derece yakınlar olurdu

Takılardan genellikle çok eskiden dilme fes, beşli, daha sonraları zincir, bilezik, küpe, yüzük, saat, alyans, iğne gibi altın eşyalar alınırdı Daha sonra söz verilen giyim kuşam ve yerleşimle ilgili diğer eşyalar alınırdı

Alınan eşyalar önce kız evine gönderilir, kızın kendi hazırladığı eşyalarla birlikte sergilenirdi Bu olaya "Bohça Açıldı" denirdi Perşembe'den Cumartesiye kadar açık kalır isteyen gelir bakardı

Eşyalar evden çıkarken, kızın erkek kardeşi yoksa bir yakını kapıyı keser ya da sanduğa otururdu Kapı erkek tarafının bir miktar para vermesiyle açılırdı

Cumartesi erkek evine getirilen eşyalar kız tarafınca yerleştirilirdi

Kına gecesi Cumartesi olup her iki taraftada yapılırdı Misafirler horon eder, oynar, toplu halde kurşun sıkılırdı

O gecede geline kına yakılır Başka isteyenlerde var ise onlarda kına yakardı Bazen geline yakma işlemi Pazar sabahına bıraklıdığı da olurdu

Erkek tarafı kına gecesinde şeker, fındık türü yiyecekler gönderirdi

Pazar sabahı erkek tarafı kalabalık bir halde kızı almaya giderdi

"Duğunci" denen grup yol boyunca sık sık silah sıkardı Bunu duyan kız tarafı da karşılık verirdi

Gelini evden genellikte damadın babası veya ağabeyi çıkarırdı Bu arada kapı kesilir bahşiş istenirdi Yol boyunca yer yer yol kesildiği olurdu

Gelin evden çıkarken kurşun sesleri ortalığı yıkardı Bazı evlerdede ilahiler okunurdu

Yol yakınsa gelin yaya, uzaksa at ile getirilirdi

Gelinin evinden gelenlere ikram edilen lokumu damada ulaştıran ödüllendirilirdi Bu kimseye "müjdeci" denirdi Müjdeciye ya para ya da bir tepsi baklava verilirdi

Kız ve erkek tarafı birlikte kurşun ata ata gelinle birlikte erkek evine gelirdi Bu gruba "alay" denirdi

Kız ağlarsa, "Hem ağlıyalum, hem gidelum" denirdi

Kız eve girmeden önce tatlı dilli olsun diye, elini bala tutturup sağ parmaklarıyla kapının başına sürerlerdi Zengin olsun diye başına bez koyup para dökerlerdi

Kız tarafından birileri gelini içeri sokmazBir şeyler isterdi Buna "kapılık istemek" derlerdi

Gelin odasına götürülür, oturtulur, yanında genellikle ablası veya yengesi bulunurdu Bazen de o mahalede yeni gelin olmuş birisi de olabilirdi

Düğün akşama kadar devam ederdi Bu arada sıksaray, sallama, atlama, titreme gibi horonlar yapılırdı Horonlar genellikle erkek erkeğe, kadın kadına oynanırdı Erkekler daha çok evin dışında veya avluda, kadınlar ise evin içinde bir yerde oynarlardı

Erkekler kızlar bir arada oynadığında kadın veya kızların kollarına ancak yakınları girebilirdi

Horonlar kaval, tulum, akordiyon, mozika (mızıka) nadir olarak zurna ve daha çok kemençe eşliğinde oynanırdı

Çoğu zeminde şairle atma türkülerle horona ayrı bir renk katarlardı

Bu arada erkek anaları da boş durmaz Sağa sola göz gezdirir Bir kız ararlardı

Yakın komşuların yardımıyla misafirlere yemek verilirdi Bu arada bazıları bahşiş almak için yemeği engellerdi Buna "sofra bağlama" denirdi

Hava kararamadan düğün alayı dağılır fakat kız tarafından bir kaç kişi bir müddet daha beklerdi

Gerdeğe girilmeden eğer önceden kıyılmadıysa " hoca nikahı" yapılırdı

Ev gerdeğe gireceklere bırakılır Bir günlüğüne ev sakinleri komşulara kalırdı

Pazartesi günü gelin erken kalkar ve ev işlerine konulurdu Sözde uğursuzluk getirmesin diye geline bir hafta süpürge tutturulmazdı Bugün aynı zamanda kız ve erkek tarafının birbirine bohça içersinde hediye verdiği gündür Bu olaya "bohça çıktı" denirdi

Düğünden bir hafta sonra "yedi" olurdu Yedi, kızın damatla babasının evine gitmesiydi Damat'a bu arada bazen ağra kaçan şakalar yapılırdı Bu şakalardan korunmak için damadın yanında korumaları olurdu



Alıntı Yaparak Cevapla

Rizede Ki Adetler Nelermiş Bi Bakın

Eski 10-14-2012   #2
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Rizede Ki Adetler Nelermiş Bi Bakın




Damat sofraya oturduğunda sofra arkadaşları tarafından bağlanır Kaynana sofranın açılması ve damadın yemek yemesi için bahşiş verirdi
Yedididen birkaç gün sonra da kız tarafı erkek tarafınca devet edilirdi

--------------------------------------------------------------------------------

DOĞUM VE SONRASI İLE İLGİLİ ADETLER

--------------------------------------------------------------------------------

Evlililiğin ilk devrelerinde gelinin hamile kalması istenirdi
Hamile kalmaması durumunda telaş düşülür, hata varsa bunun gelinden kaynaklandığı düşünülürdü
Hamile kalınması için okutma dahil her çareye başvurulurdu
Birkaç sene içinde eğer gelin hamile kalmazsa, anlaşılarak ya boşatılır, ya da üzerine kuma alınırdı
Eğer hamil kalmışsa, oturmasına, kalkmasına, yemesine, içmesine kadar dikkat edilir, bu arada bir çok batıl yöntem de uygulanırdı
Doğum zamanı köy ebesi çağrılırdı Bebeğin çıpa'sını (göbek bağı) ebesi veya iyi huylu birisinin kesmesi istenirdi
İlk doğan sebinin erkek olması istenirdi Şimdi de öyle ya
Çocuk doğar doğmaz sağ kulağına ezan ve sol kulağına kamet okunurdu
Doğum yapan anne kırk gün lohusa kalırdı
Çocuğa genellikle büyüklerin ismi verilirdi Daha çok ölen nine, dede veya yakın tarihte ölmüş birinin ismi verilmesi halen devam etmektedir
Çocuk kısa bir süre kundakta kalır Sonra beşiğe alınırdı
Nazarlanmasın diye çocuk uzun süre yabancılara gösterilmezdiGösterileceği zaman nazarlık takılır, yüzüne kara sürülürdü
Anne sütü olduğu müddetçe emzirilir Sütten kesildikten sonra inek sütü verilirdi
Anne sütü yoksa, ilk zamanlarda, süt anne aranırdı Yakın çevreden herkes çocuğu emzirir ona süt anne olurdu Süt annelik yaygın bir uygulama olup yer yer hala devam etmektedir
Süt çocuk, süt kardeşi ve ondan sonra doğacak çocuklarla "süt aşağı akar" diye evlendirilmezdi
Kız ergenlik dönemine kadar çember, daha sonra da keşan bağlardı
Erkek çocuklar ergenlik dönemine kadar mendil, yağluk, daha sonra da başlık ve abaniye bağlardı
Doğumdan sonra kızın annesi tarafından peşuk alayı yapılırdı Alay ekek evinde olurdu Alaya kızın ailesi ve yakınları katılırdıÇocuk kız ise kırmızı, erkek ise mavi beşik hediye edilirdi Bu olay sadece ilk çocuk için yapılırdı Diğer çocuklar bu beşikle büyütülürdü
Alaya katılanlar eşya ve hediye veririlerdi Kundağa konulmuş paralar ise çocuğu yıkayan ebeye hediye edilirdi Ebeler çoğu zaman bu parayı almaz çocuğa bırakırdı

--------------------------------------------------------------------------------

ÖLÜM VE SONRASI İLE İLGİLİ ADETLER

--------------------------------------------------------------------------------

Cenaze törenlerini hocalar yönlendirir
Eğer durum ağırlaşmış ve yapılacak bir şey kalmamışsa, hoca çağrılır, son nefeste Kur'an ile gitmesi sağlanırdı
Ölüm yaşlılar için doğal karşılanır, çocuk ve genç ölümleri derin iz bırakırdı Bu gibi durumlardaölünün arkasından destan yazma geleneği vardı
Ölen kimsenin ağzının açık kalmaması için bir bez parçasıyla ağzı bağlanırÜzerine şimemesi için bir bıçak konur
Ölüm olayı yakın köylere sela, uzaklara telefon veya telgrafla bildirilir
Cenaze genelde, ertesi gün gömülür Bundan maksat uzakta olan yakınlarun gelebilmesi içindir
Genellikle öğle namazı sonrası, yakınların yetişememe durumunda ikindi namazından sonra defin işlemi olur
Ölüye dargın olanlar dahi cenaze törenine katılır
Ölünün başında ağıt yakılır Ağıtlarda sınır olmaz Ölenin ardından iyiliklerinden, yaşadıklarından gelişigüzel sesli olarak bahsedilir Bunu kadınlar çoğunlukla yapar
Komşular devreye girer, ölü sahiplerini teselli ederken geleni gideni ağırlar, uzaktan gelenlere yemek veririler
Ölünün hazırlanması, cenaze önce ve sonrası işlerle hep komşular uğraşır
Yıkanıp tabutla musllaya konan mevtanın yüzüne isteyen bakabilir
Cenaze namazına tabut omuzda götürülür
Her ailenin kendine ait mezarlığı olduğu gibi köyün ortak mezarlığıda vardır
Ceset özenle hazırlanan mezara tabutla veya kefenle konur
Ceset gömülürken Kur'an okunur

Cenazeye gelen çocuklara bisküvi, şeker, fakirlere ve ihtiyacı olanlara havlu, namazgah, Kur'an-ı Kerim, dini bilgiler ve para verilirdi
Bazı yerlerde ölenin günahlarını affı için devir denilen dini bir tören yapılırdı
Defin akşamı ölü evinde Kur'an okunur Bazı yerlerde de ölünün yıkanmasından gömülmesine kadar ki süre de hatim yaptırılır
Belli aralıklarda mevlit okutulur
Ölü yakınları uzun süre yalnız bırakılmaz, ziyaret A


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.