Hatayın Belen İlçesi Tanıtımı |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hatayın Belen İlçesi TanıtımıHatayın Belen İlçesi Tanıtımı Belen, Hatay ilinin 12 ilçesinden birisidir Önemli bir merkez olan İskenderun'a çok yakındır 7 mahallesi olan ilçe merkezine tamamı Nur Dağları üzerinde ormanlar arasında bulunan 10 köy bağlıdır Mahalleler Bakras, Derebahçe, Halilbey, Muhlisali, Sarımazı, Şenbük, ve nihayet Atik'tir Köyler ise Çakallı, Çerçikaya, Güzelyayla, Karapelit, Kıcı, Kömür Çukuru, Müftüler, Ötençay, ve nihayet Şenbük olarak sıralanır Belen, Türkiye'nin önemli geçitlerinden "Belen Geçidi"'ne de adını veren bir yerleşim yeridir Geçidin üzerinde bulunduğu Nur Dağları'na yaslanmış ormanlık, sarp ve İdari Yapı 1516’da Osmanlı hakimiyetinde oluşturulan Halep Eyaleti’ne bağlı bir kadılık (kaza) merkezi iken, daha sonra XVIIIyüzyılda bir ara Adana Valiliği’ne bağlanmış, yüzyılın sonunda ise tekrar Halep Vilayeti, Halep Eyaleti, Halep Sancağı’nda kaza merkezi olarak belirlenmiştir1918-1938 arasında Fransız mandası altındaki Hatay Devleti’nin İskenderun Sancağı içinde yer alan Belen , 1939 yılında Hatay’ın Anavatan’a katılmasıyla İskenderun İlçesi’nin bir nahiyesi olmuştur1990 yılında tekrar ilçe merkezi konumuna yükselen Belen, geçmişteki haklı önemini bugünde devam ettirmektedir "Belen" Adı 1516 yıllarında Mercidabık Savaşı ile Osmanlı topraklarına katılan Belen, Abbasilerin Bizans’a karşı olan Avasım(sınır bölgesi)içinde yer aldığı zaman”Maziku Bagras” ve “Bab-ı İskenderun” adlarıyla tanınmaktaydı 1320 H/1902-1903 Mtarihi Halep Vilayeti Salnamesi’ne göre 1552 yılında Halep ile İskenderun arasında yeni bir yol güzergahı aranırken şimdiki kasabanın bulunduğu yere960H/1553 M Yılında Sultan I Süleyman tarafından “Derbend –i Cebel-i Barkesman İskenderun” denmiştir Birkaç yıl sonra ise, iskan politikası gereği buraya 65 ailenin daha yerleştirilmesiyle aynal-tell ve mezrası, (tepecik tımarı) adı verilerek mahkeme –i şer’iye siciline kaydolunmuştur Yine aynı belgeden öğrendiğimize göre, 1183H/1770Myılında Adana Sancağı Beyi Abdurrahman Paşa tarafından Belen’e yeni nüfus iskan ettirilmiş ve kasaba daha gelişerek adının”Beylan”olarak tanınması sağlanmıştır XIVyüzyıldaki Osmanlı yerleşimiyle Belen adıyla tanınmaya başlamıştır1648 miladi yılında Belen’den geçen Evliya Çelebi’de yerleşim için Belen adını kullanmıştır Evliya Çelebi Beylan hakkında şunları söylemişti “Havanın ve suyun letafetinden olsa gerek insanların yüzü alpençedir,sokakları gayet dardır” Tarih Belen; dünya tarihinde ilk defa Osmanlı İmparatorluğu döneminde iskana açılmıştır Sultan Selim Han 1516 yılında Mercidabık Zaferi ve Kilis ovasında Mısır Memluklarının bozgunu öncesinde ilk defa Belen geçidini bir kurmay gözüyle inceledi Anadolu’nun Kuzey Suriye’ye açılan en uygun geçit olduğunu tesbit etti Amanosların ikibin metre yüksekliğinde 150 kilometre boyunca bir duvar gibi devam eden sarp coğrafyasının, yalnız Belen geçidinde 600-700 metreye kadar alçaldığı geçitin, aynı zamanda askeri açıdan,ülke güvenliği açısından stratejik önemi vardır Padişah bölgeye en kısa zamanda bir derbend oluşturulması talimatını verdi Ancak, ömrü vefa etmedi Kanuni Sultan Süleyman, babasının projesini hayata geçirdi 1535 yılında Bağdat seferinden dönen padişah İstanbul’a doğru giderken Belen Boğazından geçmiş, buranın askeri önemini bir kere daha müşahede edip, geçide bir derbend kurulmasını emretmiş Aynı yıl Derbend teşkiline başlandı Arazinin çok engebeli ve yokuş oluşu sebebiyle, Türkmen şivesince buraya Belen adı verilmiştir Kanuni Sultan Süleyman, Kayseri,nin Develi İlçesinden seçme Oğuzlu 65 Yörük ailesini getirerek ilk mecburi iskan devlet eliyle gerçekleştirdi İskanla birlikte, yaşanan yüzyılların dört yıldızlı otellerin işlevini gören Kervansaray (Han) inşa edildi Hemen karşısına cami, hamam ve aynı sırada elli adet dükkân yapıldı Bugün hala cami, hamam ve dükkânlar Belen halkının hizmetindeyken, tarihi kervansarayın tavanı çökmüş olup, avlusu kısmen yaz aylarında çayhane olarak kullanılmaktadır ( Komple tadilata girmiş olup 2005’te hizmete girmesi beklenmektedir) Kanuni Sultan Süleyman’ın bugün Hatay halkına nazende bir armağan olan külliyesi bakımsız haliyle bile oryantel estetiği ve sağlamlığıyla muhteşem tarihimizin ve kültürel zenginliklerimizin bütün güzelliklerini günümüze kadar ulaştırabilmiştir Derbend teşkili amacıyla Belen’e getirilen halk vergiden muaf tutulmuştur Çünkü görevleri nizami askeri takviye amacıyla korucu görevini üslenmişlerdir Daha sonraki yıllarda, köylü ve esnaftan müslim-gayri müslim, Osmanlının sosyo-kültürel mozayiğinin Belen’e yerleşerek nüfusun artmakta olduğunu görüyoruz Bölgeden geçen Büyük Türk seyyahı Evliya Çelebi Belen yöresinden; Hava ve suyunun letafetinden halkın yüzü al-pençedir Yalnız sokakları ve evleri gayetle dardır; diye not düşmüştür Ormanlık ve engebeli olan coğrafi yapısıyla sosyal çalkantılara da değinmiştir Hatta Sarımazı ile Soğukoluk (Güzelyayla) arasında, bu gün çiftliklerin ve Belen Belediye mezbahasının bulunduğu boğazı kastederek…”Hele Derebahçe nam bir mevki vardır Neuzübillah gece-gündüz harami eksik olmaz”demiştir Derbend mensubu askeri birliğin görevi; bölgede asayişi ve halkın güvenliğini sağlamaktır Aynı şekilde sorumlu oldukları birlikte, onarım ve tamirini de yaparlardı Dış düşmana karşı da bütün sivil halk, tüm imkânlarını seferber ederek, hem askere lojistik destek verir, hem de vurucu güç olarak sıcak harbe katılırdı Derbentler diğer bir ifadeyle Asker-sivil karışımı, dış düşmana karşı organize olmuş, müşterek direniş merkezleriydi Aynı tarihlerde, bugünkü Hatay coğrafyası içinde Payas, Bakras, Muratpaşa derbendleri meşur idi Görev bölümüyle birlikte, derbendin kendi iç bünyesinde bir hiyerarşi de vardır Bunlar yukardan aşağı, Derbernd ağası, çavuş, derbend Katibi, Muhtar, imam ve derbendin hizmetlileriydi Başta Hac yolunun ve sure alaylarının güvenliği olmak üzere Belen Derbendi yüzlerce yıl halka ve devlete hizmet etmiştir Belen Derbend, 1827’de Osmanlıya başkaldıran Mısır Valisi Kavalalı Mehmet Ali Paşanın ordularını Gedik’te aylarca oyaladılar Mısır’dan yola çıkan ordu elini kolunu sallayarak Filistin-Ürdün-Suriye’yi engelsiz geçiyor, ancak Belen derbendinde duvara çarparcasına aylarca olduğu yere çakılıyor Asi Mısır ordusu, Devlet-i ebed müddet adına ilk mukavemeti Belenlilerden görmüştür Aylarca İstanbul’dan da herhangi bir destek takviye alamadan, geçitlere barikatlar kurarak vur-kaçlarla ve taciz atışlarıyla yılmadan çarpıştılar Ancak bir Cuma günü ve Cuma namazı esnasında, belki Haçlıların yapabileceği bir gaddarlıkla Mısır Süvarilerinin ani baskınına uğradılar İbadet halindeki insanlar kılıçtan geçirildi Bu baskında Belenliler 13 bin şehit verdi Kurtulabilenler Benlidere ve Atık koruluklarına çekildiler Fakat Anadolu içlerine hatta Kütahya önlerine kadar giren Mısır askerlerine, geri dönüşlerinde Toprakkale’den itibaren, Erzin Karamustafalıları, Ulaşlılar, Uzeyirli, Küçükalioğluları ve dağ koyaklarını tutan, öç almaya susamış, Belen’in şehit yakınları tarafından aralıksız çete baskınlarıyla toplam 60 bin nefer zayiat vermişler Belen Mutfağı SEMİRSEK Antakya yöresine ait bir çeşit katıklı ekmek de deniliyor Malzemesi : (4 kişilik) yarım kg domates, 2 adet acı biber, 1 adet soğan, 250 gr Çökelek ve yeteri kadar zeytinyağı Yapılışı: soğan, domates, biber çok ince kıyılıp çökelek ile karıştırılır Üzerine dökülüp tekrar karıştırılır Fırında küçük lahmacun olarak açılıp, pidelerine katık olarak konup pişirilir DÖĞME AŞI Yapılışı : Döğme ve nohut pişirilir Pişince istenen oranda yağ katılıp yanir Etlisi olursa kuşbaşı etler pişerken katılır BİBER DÖĞMESİ Yapılışı : Biber salçası, kimyon, hafif sulandırılıp içine soğan konur Zeytin yağı ve varsa ceviz dökülüp karıştırılır PAPARA Yapılışı: Soğan yağda kızartılıp üzerine salça ve sumak atılıp sulandırılıp servis yapılır EKMEK AŞI Yapılışı: Soğan ince ince kıyılıp yağda kavrulur Kavrulduktan sonra üzerine salça konur su ilave edilir Ekşi, sumak, kuru nane katılır Hemen ateşten indirilir Ekmeğin bayat olması ve sarımsak konması lazımdırafiyet olsun ŞİŞ BÖREK Yapılışı: Su içerisine bir miktar tuzlu yoğurt konarak kaynatılır, içerisine haşlanmış nohut konur Daha sonra un ile hamur yoğrularak ince bir şekilde açılır Kareler şeklinde kesilir Kesilen kare şeklindeki açılmış olan hamur içerisine kıyma, karabiber ve tuz karışımı içi konularak kavrulur Ve daha önce hazırlanmış olan çorba içine atılır KÖFTE ÇORBA YAPILIŞI: Tencereye nohut, pirinç ve tuzlu yoğurt konur Kaynayıncaya kadar aralıklı karıştırılır Önceden yapılan içyağlı veya kıymalı küçük yuvarlak oyma köfteler içine atılır, kaynamaya bırakılır Köfteler tencerenin yüzüne çıkınca ocaktan indirilir ve üzerine nane atılır PİSSİK UMMACI YAPILIŞI: İlk önce ekmek parçaları küçük küçük doğranır ve bu ekmek parçaları biraz su ile ıslatılır Daha sonra çökelekle iyice karıştırılır Diğer sebzeler doğranır, külbiber üzerine atılır ve sonunda üzerine zeytinyağı dökülerek karıştırılır YAPILIŞI: Et yağda iyice kavrulur Sonra bir kaşık biber doğranmış kabak ve nohut (önceden ıslatılmış veya haşlanmış) konuş karıştırılır 2 litre su ilave edilerek tuzlu yoğurdu konur ve kaynayıncaya kadar karıştırılır Ulaşım İlçemiz ulaşımı, ilçe merkezinden geçen E-91 Uluslararası karayolu ile il çevre ilçelere bağlanmaktadır Köylerimizin tamamının yolları mevcut olup, Çerçikaya köyümüzün yolu hamyol, diğer köylerimizin yolları ise asfaltır İlçemizde PTT hizmetleri birisi merkez, diğeri Sarımazı mahallesinde bulunan E-91 karayolu üzerinde tesis edilmiş binalarda yürütülmekte iken 1 Haziran 1995 tarihinde Türk Telekominikasyon AŞ ve Posta İşletmesi Genel Müdürlüğü olarak ikiye ayrılması üzerine, PTT hizmetleri de bina, personel ve iş düzeni olarak ikiye ayrılmıştır Merkez bina, Posta İşletmesi Genel Müdürlüğüne, Sarımazı mahallesinde ve Güzelyayla köyünde bulunan binalar ise Türk Telekominikasyon AŞ’ye bağlanmıştır İlçemizde, merkez binada 2000, Sarımazı binasında 2281, Halilbey mahallesi Gedik binasında 907, Kıcı köyünde 255, Güzelyayla köyünde 500, Ötençay köyünde 511 ve Kömürçukuru köyünde 255 hat kapasitesi telefon santralleri mevcuttur İlçemiz Halilbey mahallesi Gedik mevkiinde vatandaşımız tarafından yaptırılan binada hizmete giren telefon Sıkıntısı giderilmekle birlikte ilçe merkezinde de bir rahatlama sağlanmıştır Ancak, Sarımazı mahallesinde giderek artan konuşma nedeni ile telefon talepleri ve sıkıntısı her geçen gün artarak büyümektedir Buradan en kısa zamanda ek santrale ve şebeke tesisine ihtiyaç vardır Merkez ve Sarımazı şube binaları ile Güzelyayla köyü şubesinde toplam 14 adet jetonlu ankesör, ilçemizin değişik mahallinde ise 3 adet kartlı ankesör halkın hizmetine sunulmuş durumdadır |
Hatayın Belen İlçesi Tanıtımı |
10-14-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hatayın Belen İlçesi TanıtımıHatayın Belen İlçesi Resimleri |
|