Hatayın Erzin İlçesi Tanıtımı |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hatayın Erzin İlçesi TanıtımıHatayın Erzin İlçesi Tanıtımı Hatay ilinin bir ilçesidir Osmaniye il Merkezine 23, Dörtyol ilçesine 15 ve İskenderun ilçesine 45 km mesafede, E-5 karayolu, Toprakkale-İskenderun demiryolu ve yine Toprakkale-İskenderun TEM otoyolunun kesiştiği istasyondan,7 km’lik yolu kat ederek küçük ilçeye ulaşılır İlçe merkezinin 30035 olan nüfusu köylerle birlikte toplam 38918 (2007 yılı genel nüfus sayımına göre) olup, turizmin canlandırdığı yaz aylarında 50000’i geçer aldığı göçlerle sürekli artar Sırtı Nur dağlarına dayanıp ayakları Akdeniz’e doğru uzanan ilçenin 415 km2 yüzölçümüne karşılık merkezde rakımı 165 m’dir Kışın ılık ve yağışlı bir iklime sahip olan ilçede yaz gelince sıcaklık ve nem oranının artması halkımızın denize ve yaylaya gitme sebebidir Denizin eşsiz kumsalı ve güneşi, yaylamın olağanüstü güzellikleri ve ferahlatan çam havası çevre yerleşim birimlerindeki insanları da cezbeder Ekonomisi İlçenin ekonomisi; tarıma dayalı olup başlıca gelir kaynağı narenciye üretimidir Tahıl ve sebze yetiştiriciliği ile son zamanlarda hızla artan seracılık sektörü de önemli ekonomik kaynaklarındandır Ayrıca İskenderun Demir-Çelik Fabrikaları ve yazın hareketlenen turizminde katkıları yadsınamaz 1965 yılına kadar ilçede kuru tarım yapılmakta idi Hanifi Soylu' nun katkılarıyla ilçede 2 tane sulama kooperatifi kurulmuş, birine ilçenin eski (Yeşilkent), diğerine yeni (Erzin) adı verilerek narenciye bahçelerinin hızla artması sağlanmıştır Böylece işsiz insanlar kasabayı terk etmekten kurtulmuş ve dışarıdan göç almaya başlanmıştır Yaklaşık 66000 dekar Narenciye ve 65000 dekar tahıl ekim alanının bulunduğu ilçede tüm narenciye çeşitleri (Vaşington, greyfurt, mandalina, limon, yafa, valensiye,minola vs) üretilmekte olup, çiftçi sürekli araştırmacı olmuş ve yeni çıkan her türlü teknikten yararlanarak verim hızla arttırılmıştır Bunda 1973 yılında kurulan Ernar Tarımsal Kalkınma Kooperatifi'ninde katkıları büyüktür Dörtyol ve Erzin'in bulunduğu verimli ovada yetiştirilen en lezzetli ve verimli turunçgil çeşitleri; özellikle Satsuma (Rize) Mandalini, Rusya, Avrupa Birliği, İngiltere gibi ülkelere ihraç edilmektedir Tarihçesi Erzin'in 1473 Otlukbeli Savaşı'ndan sonra çoğunluğu Akkoyunlulardan oluşan Türkmen Boyları'nın, İssos Ovası'nın kuzeyindeki bol otlak ve sulak bir alan olan Karahüyük Yöresi'ne göçleri ve zamanla bazılarının şimdiki Yoncadüzü ve Gökdere arasındaki "Akdam", bazılarının da Erzin in batısındaki "Şeyhin Ocağı" bölgelerine gelerek buraları yurt edinmeleri sonrasında kurulduğu ve adının da Orta Asya da bulunan Tannu (Tanrı) dağları civarındaki (Tannu Ola) Erzin şehrinin isminden geldiği sanılmaktadır Yalnız Türkmenlerin, Karahüyükten 1695-1700 yıllarında buraya gelmeden önce Selçuklular ve Memluklular zamanında bazı Türk boylarınında (Özerler, Tebüklüler-Tıbıklar, Pındıklar) bölgeye geldikleri tahmin ediliyor 1903 yılında Mutasarrufluk olan Erzin 1906 yılında Bucak haline dönüştürülmüş, 2008 yilinda Adana'dan ayrılarak Hatay iline bağlanmıştır İssos Şehri Su Kemerleri Dosya:İssos sukemerlerijpg İssos, binlerce yıldan beri değişik söylencelere tanıklık etmiş olup, Akdenizin doğu kesiminde ve dolayısıyla Erzin sınırları içerisinde yer alır Şehrin sahipsiz kalıntılarına Erzin'e 7 km mesafedeki İstasyon Mevkiinde rastlamak mümkündür Mezopotamya'yı Yunan kültürüne, Anadoluyu İslam Ülkelerine bağlayan merkez konumundaki İssos ; Bizans, Geç Hitit, Selaukos, Pers ve Osmanlı İmparatorluğuna ev sahipliği yapmıştır Bölgesel olarak çok önemli bir konuma sahip olmasına rağmen günümüzde işlevsiz günlerini yaşıyor, hem de sessizce Oluşumu itibariyle mimari özelliği, kendinden sonraki zamanlara öncülük eden bir özelliğe sahip olan İssos kalıntılarının içinde 1-2 km uzunluğunda, yüksekliği ise yer yer 7-8 m olan ve hala ayakta kalmayı başaran su kanalları bulunuyor Akdeniz'e Cenevizli gemicilere Nur Dağlarının eteklerinden su iletme projesinin ürünüdür, bu su kanalı Büyük İskender'in zaferleriyle sonuçlanan MÖ 333 yılında Pers kralı III Darius'la yaptığı büyük bir savaşa sahne olan bölge asıl altın çağını Roma döneminde yaşamış ve bu zamandaki imar faaliyetleriyle yeni bir kimlik kazanmıştır Ayakta kalmaya çalışan kalıntıların önemli bir kısmı metrelerce toprak altında kalmış ve ciddi bir kazı çalışmasını bekler duruma gelmiş fakat arazinin volkanik yapısı, deprem ve denizden esen rüzgarlarla gelen kumlar gibi doğal zararların yanı sıra bu değerli kalıntılara esas büyük darbeleri içinden geçen yollar ve çevre yerleşim birimleri vermiş, her ne kadar bölge sit alanı olarak ilan edilse de yağmalar önlenememiştir Tiyatrosu, spor kompleksi, sütunlu caddeleri, hamamı, tapınakları, su sarnıçları, mezarlıkları ve sahildeki iskelesi kaderine terkedilmişliğin hüznünü yaşamakta günümüzde |
Hatayın Erzin İlçesi Tanıtımı |
10-14-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Hatayın Erzin İlçesi TanıtımıHatayın Erzin İlçesi Resimleri |
|