Allah Kalbi Niçin Yaratmıştır? |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Allah Kalbi Niçin Yaratmıştır?Gönül, yürek, öz her şeyin ortası, özü Göğsün sol tarafında, konik şekilde kan dolaşımın temin eden organ İnsan ruhunun sevgi ve nefret gibi duyularının merkezi olan yere de kalb denilmiştir Bu ruhi duyuya kalb denilmesi, teşbih iledir Bedendeki kalbin beden ivin önemi ne ise ruhun kalbinin de insan için önemi o derecede önemlidir Kur'an-ı kerim'de Allah Teâla şöyle buyurmaktadır: "Gerçek mü'minler yanlarında Allah zikredilince kalbleri titreyenlerdir" (en-Enfâl, 8/2) "Şüphesiz maddi gözler köretmez ama göğüslerde olan kalpler körelir" (el-Hacc, 22/46) Bu âyet-i kerimelerde anlatılan manevî kalbtir Kalb imân merkezi olan duyudur Nitekim Allah Teâlâ "İnananların kalpleri Allah'ı anmakla yatışır İyi bilin ki kalpler ancak Allah'ı anmakla yatışır" (er-Râd, 13/28) "Allah onların kalblerini ve kulaklarını mühürlemiştir" (el-bakara, 2/7) Buyurmuştur Bu âyet-i kerimeler imanın kalple alâkalı oludğunu anlatmaktadır Aynı konuda bir başka âyette şöyle buyurulmuştur: "Hayır, onların işleyip kazandıkları şeyler kalplerinin üzerine pas olmuştur" (el-Mutaffifin, 83/4) İslam kültüründe kalb (gönül)'e çok geniş yer verilmiştir Allah sevgisinin muhafaza edileceği yer, sevgi, muhabbet, kin ve nefretin hissedildiği ruhun ulvî bir özelliği olduğu kabul edilmiştir: "İnsan vücûdunda bir et parçası vardır o düzelirse bütün vücud düzelir, o bozuk olduğunda bütün vücud ifsâd olur İyi bilin ki, işte o et parçası kalbtir" (Buhârî, İmân, 39; Müslim, Musâkât, 107; İbn Mâce, Fiten, 14) Ma'rifet yani Allah'ı bilmek ve tanımak kalbin işidir (bk Buhârî, İmân, 13) Hased, gazab ve nefret gibi kötü duyular kalpte bulunduğu gibi imân, Allah korkusu, hilm ve takva da kalbe ait fiillerdir (Nesâî, Cihâd, 8; Müslim, İmân, 230; Tirmizi, Fiten, 26; Ahmed b Hanbel, V, 71) Duaların kabul edilmesi içinde gerekli olan kalbin kötü duygu ve hasletlerden uzak tutulmasıdır Bundan dolayı Hz Peygamber (sas) dualarında Allah Teâlâ'dan selim bir kalb istemiş ve bunu ümmetine öğretmiştir (bk Buharı, Deâvât, 33, 44; Müslim, Deâvât, 49) Mü'mine yakışan kalb'e Allah sevgisini yerleştirmek için onu Allah sevgisinin dışında mal, mülk, para gibi dünyalık şeylerin muhabbetinden uzaklaştırmaktır Fâni olan her şeyin sevgisi geçici, yalnızca Allah sevgisi bâkidir Kalb ile ilgili olarak Türkçe de "Kalp kırmak, gönül almak, gönülden gönüle yol varmış ve kalbini kazanmak" gibi deyimler bir hayli fazladır Hz Peygamber Allahu Teâlâ'ya dua ederken şöyle dua ederdi: "Ey kalbleri (iman ve iyilikte) sabitleştiren Allahım Kalplerimizi senin dinin üzere sabit kıl" (İbn Mâce, Mukaddime, 13) Bu hadis-i şeriften anlaşıldığı gibi, imanın yeri kalb olduğu gibi İmânsızlığın ve küfrün de yeridir Bundan dolayı âyet-i kerimede Allah'ın kâfirlerin kalplerini mühürlediği anlatılmıştır Kalbin nasıl mühürlendiği meselesine gelince, mühür zarf, kap ve örtü gibi şeylerde olur İnsanların kalpleri ulvî ilimlerin ve bilgilerin kabı zarfı gibidir Nitekim bir hadis-i şerifde Hz Peygamber (sas) şöyle buyurmuştur: "Kul bir hata yaptığında kalbinde siyah bir leke olur, eğer günah işleyen döner, tevbe ederse kalbi parıldar Eğer tekrar günah işlerse bu siyahlık kulun bütün kalbini kaplar İşte bu Allah Teâlâ'nın"Hayır, doğrusu onların yaptıkları kalplerini paslandırmıştır" (el-Mutaffifin, 83/14) âyetinde anlatılandır" (Tirmizi, Tefsiru Sûre, 83, 1) İşte kalbin mühürlenmesi bu şekilde olur Başlangıç itibariyle ve sebep olması cihetiyle, kalbin mühürlenmesi kulun kesbidir Yaratan Allah olması cihetiyle Allah'ın yaratmasıdır (Elmalılı Muhammed Hamdi Yazır, Hak Dini Kur'an Dili, İstanbul 1935, I, 214) Yüce RAHMAN Kur'an-ı Kerîm'de şu ayetlerde kalbi niçin yarattığı konusunda bizlere açık bir şekilde ifade buyurmuştur; "Allah sizi annelerinizin karnından bir şey bilmez halde çıkarmıştır Belki şükredersiniz diye size kulak, göz ve kalb vermiştir'' (en-Nahl, 16/78) Demek oluyorki Cenabı Hakk kullarının şükretmesi için Kalbi gözü kulağı yaratmıştır İnsanı yaratan Allah onda iyilik ve kötülüklerle dolu dünya hayatında iyilikten yana tercih yapabilecek bir kabiliyet (vicdan) vermiştir Bozulmamış, fıtratım korumuş insan iyiden yana tavır aldığı gibi, herhangi bir şekilde Allah'ın ayetlerini de akıl veya kalble kavramaya meyillidir Ancak insanoğlunun kalbine her an şeytan veya melekler tarafından hayır ve şer telkin edilmektedir İşte bunu kesin olarak hidâyete çevirmek İslâm dininin görevidir |
|