Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
çinde, geliştirmek, turizmi, türkiye

Çinde Türkiye Turizmi Geliştirmek

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çinde Türkiye Turizmi Geliştirmek



ÇİN'DE TÜRKİYE TURİZMİ GELİŞTİRMEK

Türkiye güzel bir ülke ve Çin'e dostluğu gösterdiği bir ülkedirTürkiye'nin iklimi karasal iklimi ;Karadeniz iklimi ve Akdeniz iklimidir Karadeniz kıyısında Yazlar ılık kışlar serindir Her mevsim yağışlıdır karasal iklimi Yazları sıcak ve kurak Kışları soğuk ve kar yağışlıdır İç Anadolu , Doğu Anadolu, Güney Doğu Anadolu Bölgelerinde görülür Akdeniz iklimi Yazları sıcak ve kurak Kışları ılık ve yağışlıdır Akdeniz ve Ege Bölgesinde görülür Onun topraklarinin %97'si Asya'da yalnizca %3’ ㉨ Avrupa'dadır Ama bu topraklarının %3'ü olan T㉨rkiye’de g㉨?l㉨ bir Bati etkisi vardirTürkiye 67 milyon nüfusu var Laik devlet yapisinda olan Türkiyenin % 98 nüfusu Müslümandir ve çogunlugu sünnidir Turizm, insanlarin dinlenmek, eglenmek, spor yapmak, saglikli olmak ve görmek amaciyla yaptiklari gezilerdir Türkiye'de bunun gibi dinsel özellik ile coğrafi özellik ve teklik kültür Türkiyenin fantastik bir turizm yeri olduğunu kararlaştırılmıştır
Anadolu en g㉨zel manzaralarini Ege kiyilarinda sunar Homer'in ol㉨ms㉨zleştirdigi Truva, büyük bir devletin başkentligini yapmiş olan ve zamaninin kültür ve sanat merkezi Bergama, tanrilarin kutsadigi bu topraklar üzerinde yer alir
Güzel denizi ve şifali sulariyla Akçay ile çam ve denizin kaynaştigi nefis bir manzara içindeki Ayvalik, "Zeytinlikler Rivierasi" adi da verilen Edremit Körfezi'nde yeralir Körfez sahillerinden güneye indiginizde, Dikili ve Çandarli gibi sayisiz güzel tatil yerlerinden geçerek bir zamanlar kahraman Türk denizcileri ile ün salmiş Foça'ya varirsiniz Lidya krali zengin Kresus'un başkenti Sart'i görmek isterseniz sahilden iç kesime yönelmeniz gerekir
Kendi adini taşiyan körfezin içine yerleşmiş olan Izmir, modern ve hayat dolu bir kenttir Izmir ayni zamanda işlek bir ticaret merkezidir Civil civil olan alişveriş merkezinde dolaşmak size keyif verecektir Izmir'in batisinda nefis renkli denizi, plajlari ve termal merkezleriyle Çeşme yarimadasi uzanir
Antik çaglarin en ünlü kentleri arasinda yer alan Efes, Roma devrinde dünyanin en büyük kentlerinden biriydi Tüm Ion kültürünün zenginliklerini bünyesinde barindiran Efes, yogun düşünsel etkinliklerle de adini duyuruyordu Dünyanin yedi harikasindan biri sayilan Artemis Tapinagi, heykeller, tapinaklar, tiyatrolar, çarşilar, kütüphaneler, bu antik kentin ününü simgeleyen mimari eserlerdir Daha güneyde, Milet'li büyük mimar Hippodamos tarafindan yaratilan geometrik plani ile Priene antik şehrine rastlayacaksiniz Milet, çaginin büyük bir ticari ve düşünce merkezi idi ve burada bilim, önemli ilerlemeler kaydetti Didim, antik kent olmamakla birlikte Apollo'ya adanmiş görkemli tapinagi ile ünlenmiştir
Izmir-Antalya yolu üzerindeki Aphrodisias (Geyre) önemli bir kültür ve sanat merkezi idi ve heykelcilik okulu ile ün yapmişti Ayni yol üzerindeki dünyaca taninmiş Pamukkale'ye ugramadan geçeceginizi düşünemiyoruz Oluk oluk akan kalsiyum yüklü sicak sular, zamanla bu dogaüstü manzarayi oluşturmuştur Dünyada bir eşine daha rastlanmayan bu oluşumu izlerken havuzlarindaki şifali sularinda banyo yapmaniz da mümkündür Antik Hierapolis'in kalintilari bu kalsiyum teras yigininin arkasinda yer alir
Ege Bölgesi'nin güneyinde çok sevilen tatil yerlerinden ilk akla gelenler Bodrum, Marmaris, Datça, Köycegiz ve Fethiye'dir Bodrum (eski Halikarnas), Heredot'un anavatanidir; buradaki kral Mausolos'un mezar aniti dünyanin yedi harikasindan biri sayilmaktadir Modern bir marinaya sahip olan Marmaris etrafini çevreleyen yeşil dag ve tepeleriyle, piril piril deniziyle çok cazip bir tatil yeridir Marmaris, yakinlarinda çiçeklerle bezeli Datça, biraz daha ileride dogal kirlariyla Köycegiz Likya Mezarlari ve Ölü Denizi ile Fethiye sonsuz mavi bir denizin ve uçsuz bucaksiz kum cennetinin üzerinde siralanirlar
Ege gibi Akdeniz kiyilari da antik kalintilarla doludur Antalya'nin batisindaki antik Likya bölgesinde Termessos ve Arikanda gibi eşsiz güzellikteki antik dag kentlerinden başka Olimpos, Kale, Kekova ve Kaş gibi sahil kentleri de bulunmaktadir
Akdeniz Bölgesinde sekiz il yer alir Bunlar; Adana, Antalya,Burdur,Hatay,Isparta, Içel, Kahramanmaraş ve Osmaniye'dir
Antalya'nin dogusunda, eski adiyla "Pamfilya" olarak bilinen kiyi ovasinda Perge, Aspendos ve Side gibi antik kentler yer alir
Insanlik tarihinin bilinen en eski dönemlerinden başlayarak, bir çok uygarligin geliştigi, zengin çeşitliliklerin bir arada bulundugu Antalya, batida daglara dogru uzanan Konyaalti ve dogudaki Lara plajlariyla Akdeniz'in en önemli şehirleri arasindadir Palmiyelerle çevrili caddeleri, bakimli parklari, geceleme olanaklari, restoranlari, gece eglence yerleri ve sempatik marinasiyla çekici bir tatil şehridir M Ö II yüzyilda kurulan şehrin sembolü, Selçuklulardan kalma Yivli Minaredir Aşagi Düden Şelalesi, Antalya'nin dogusunda, kayalar üzerinden denize akmaktadir Antalya'nin batisinda ise, çam ormanlari ve daglarla çevrili kumsal plajlariyla ünlü sevimli tatil beldesi Kemer bulunmaktadir
Adıyaman Arkeoloji Müzesi, Aşağı Fırat bölgesinde neolitik ve kalkolitik çağlara ait buluntular barındırmaktadır Parlak renkte dokunmuş iyi kalite kilimler pazarda satılmaktadır Civardaki anıtlar arasında Memluklulardan kalma Yeni Kale ve 14 yüzyıldan kalma Ulu Cami'yi saymak gerekir Bölgede petrol bulunması, Adıyaman'a refah getirmiştir
Adıyaman ve Kahta (Kahta'da daha iyi konaklama tesisleri ve kamping olanakları vardır) Nemrut Dağı Milli Parkı'nı ziyaret etmek için hareket merkezi işlevini görürler Her iki kentte de ulaşım araçları kiralayabilirsiniz Nemrut Dağı'nın zirvesinde (kuzey Mezopotamya'nın en yüksek dağı, 2150 m) Kommagene kralı Antikos I'in MÖ birinci yüzyılda yaptırdığı devasa heykellerinin bulunduğu terasla yapay toprak yığınlarını yan yana ilk defa gören ziyaretçileri şaşırtan şey, burada kullanılan mühendisliktir Zamanla heykeller ağır hasara maruz kalmıştır Ayrıca Adıyaman'da Eski Kahta Kalesi, Arsemia, Karakuş Tümülüsü, Cendere Köprüsü, Pirin Antik Kenti ve Kaya Mezarları, Palanlı Vadisi, Haydaran Kaya Mezarları, Taruş Antik Taş Ocağı ve Kaya Mezarları, Malpınarı, Gümüşkaya, Eski Besni, Sofraz Tümülüsü, Gerger gidilip görülmesi gereken yerler arasındadır
Eski zamanlarda Amida olarak bilinen Diyarbakır, Dicle Nehri kıyısına bazalt bir yaylaya yayılmıştır Siyah bazalt taştan yapılmış surlar kenti kuşatmaktadır 16 kalesi ve 5 çıkış kapısı olan 55 km uzunluğundaki bu surlar, yazıtlar ve kabartmalarla dekore edilmiştir ve ortaçağ askeri mimarisinin şahane bir örneğini oluşturmaktadır
Selçuklu Sultanı Melik Şah tarafından yaptırılan Ulu Cami, orijinal dizaynı ve hem Bizans, hem de daha eski mimari malzemelerin kullanılmış olması bakımından ilginçtir Civardaki Mesudiye Medresesi'nin mihrabı yerel siyah bazalttan yapılmıştır Safa Camii, tuğladan yapılmış minaresi ile Pers etkisini sergilerken, Nebii Camii tipik Osmanlı tarzını temsil etmektedir Halen bugün kullanılan Meryem Ana Kilisesi ziyaret için ilginçtir Yakın zamanın yerli mimarisinden bir örnek görmek için yazar Cahit Sıtkı Tarancı'nın restore edilmiş evi görmeye değer yerlerden biridir Mardin kapısında şimdi otele dönüştürülmüş olan Deliler Hanı (1527) ticaret yapan kervanların Diyarbakır'da durdukları zamanın havasını yaratmaktadır Tam kent surlarının dışında, ırmak kenarında, bugün bir müze olan Atatürk'ün Evi yer alır Kentin güneyinde, 1065 yılında yapılmış Dicle Köprüsünde, Dicle Irmağı'nın, köprünün ve kent surlarının fotoğrafını alabilirsiniz
Diyarbakır'ın 77 km doğusunda, Silvan'da 1185 yılında yapılmış, zarif görünümlü Ulu Cami'de, kemer kapıları ifade eden ince taş kabartma hatlarını hayranlıkla görebilirsiniz Neolitik yerleşim yerlerinden biri olan Çayönü'nün tarihi milattan yedi bin yıl öncesine uzanmaktadır
Gaziantep; son dönem Hitit kentlerinin kalıntılarını taşıyan önemli bir ticaret ve kültür merkezidir Gaziantep (Ankara'ya 685 km), yaygın zeytinlikler, fıstık ağaçları ve üzüm bağları başta olmak üzere çok çeşitli tarımsal ürünlerin üretildiği geniş ve verimli bir ovada bulunmaktadır Bütün Türkiye'de ünlü fıstıkları ile tanınır Ayrıca endüstri yerel ekonomiye büyük katkılar sağlayan bir kesimdir
Kent kalesinin 32 kulesi Jüstinyen döneminde yapılmış ve daha sonra, Selçuklular zamanında tekrar elden geçirilmiştir Arkeoloji Müzesi'nde Neolitik, Hitit ve Roma dönemlerinden önemli el sanatları sergilenmektedir Hasan Süzer Evi, Etnografya Müzesi olarak çok güzel bir şekilde restore edilmiştir
aziantep sanatkarları bakır işlerinde ve sedef işlemeli mobilyacılıkta uzmanlaşmıştır Lahmacun ve baklava tipik Antep spesiyaliteleridir
Gaziantep'in batısında Dülük ormanında güzel bir gün geçirebilir ya da kampingde geceleyebilirsiniz Ormanda, çok eski dönemlere kadar uzanan arkeolojik alanlar arasında gezinti hoşunuza gidecektir Vaktiyle Yesemek'te kurulmuş olan bir Hitit heykelcilik okulunda bugün Hitit döneminin güzelliklerini ortaya koyan 200 kadar sanat yapıtı sergilenmektedir Fırat kıyısında, Suriye sınırı yakınında bulunan ve bir zamanlar Hititlerin başkenti olan Kargamış, önemli başka bir arkeolojik yerdir Ayrıca Gaziantep'te Rumkale, Elif ve Hasanoğlu Anıt Mezarları ve Tilmen Höyük gidilip görülmesi gereken yerler arasındadır
Suriye sınırına yakın yerde, Gaziantep yolu üzerinde bulunan Kilis, Asurlular arşivine göre Kilizi olarak biliniyordu Kilis pamuk ve ipek dokumacılığı için olduğu kadar deri ürünleri bakımından da önemlidir En güzel alanlar her tarafta üzüm bağları ve zeytinliklerle donanmıştır Canbolat Bey kompleksi, eski hamamlar ve bir zamanlar tekke gibi kullanılan bir merkez de görülmeye değer önemli yerlerdir Kilis-Gaziantep arasında Ravanda kalesinin de dahil olduğu diğer bir çok görülmeye değer yer vardır 5 km kuzeydoğudaki Kuzeyne kasabası, kalesi ve mozaikleri ile bir açık hava müzesi gibidir Burayı ilginç kılan şey, Hitit, Roma, Bizans ve İslam dönemlerine ait kalıntıların aynı yerde görülebilmesidir
Kilis'in 20 km doğusunda Korus kasabasında eski bir Roma merkezi bulunmuşturBir kale, bir tapınak ve bir tiyatro kalıntıları ziyaretinizi beklemektedir
Mardin bölgesel mimarisi ile göze çarpmaktadır Uzaktan bakınca, altın rengi taşlardan yapılmış Mardin evlerini, kentin üzerinde kurulduğu tepeleri ile iç içe görürsünüz Dikkatli bir incelemeyle, oyma taşlar, evlerin ve kamu binalarının dekorasyonu, kentin mimari bakımdan bir hazine kutusu olduğunu ortaya koyar Bunlar arasında, eski bir kaleyi ve birçok camiyi, özellikle Ulu Camiyi saymak gerekir
15 yüzyılda yapılmış Kasım Paşa Medresesi zarif taş çalışması bakımından dikkat çekicidir 14 yüzyıla ait sevimli İsa Bey Medresesi'nde, harikulade bir şekilde oyma işlemeli kapıya hayran kalırsınız Medresenin çatısından Mezopotamya ovasının muhteşem görüntüsü çok hoşunuza gidecektir
Bir zamanların güçlü dini topluluğu olan Deyrulzaferan Süryani Manastırı, Mardin'in sadece 7 km doğusunda bulunmaktadır Yakındaki Kızıltepe'de, Artukid mimarisinin en iyi örneklerinden biri olan 13 yüzyıl Ulu Camii'nin harikulade mihrap kabartmaları ve şahane bir kapısı vardır Telkari denilen gümüş işlemeleri ile ünlü Midyat'ta da zarif yapılmış tarihi evler çoktur Kentin 18 km doğusunda, beşinci yüzyıl başlarından kalma Deyrelumur Süryani Manastırı faal durumdadır
Siirt, özellikle Abbasi Halifeliği döneminde çok önemli bir kentti Kentteki eserler arasında, 12 yüzyıl Selçuklu Ulucamii ve 13yüzyıl Asakir Çarşı Camii görülmesi gerekli yerlerdir Siirt'e 6 km uzaklıkta Aydınlar'da, İbrahim Hakkı Anıt Mezarı ve yakınındaki İbrahim Hakkı Özel Astronomi Müzesi ziyarete değer yerlerdir Siirt'te geniş türden fıstık üretilir ve Siirt özellikle, keçi kılından yapılan battaniye ve kilimleri ile ünlüdür
Ayrıca Siirt'te Tillo Fakirullah Türbesi, Veysel Karani Türbesi, Kale, Botan Vadisi ve Billoris Kaplıcası gidilip görülmesi gereken yerler arasındadır
Geniş Yukarı Mezopotamya ovasında yer alan ve çoğu kişilerce daha sonra Edessa adını alacak olan eski Ur kenti olarak bilinen Urfa, bu bölgede ortaya çıkan tüm uygarlıklarla bağını gururla sergilemektedir MÖ 7000 yılına uzanan uygarlık belirtilerinin bazıları, Şanlıurfa'nın 70 km kuzeyinde, Kantara köyünde bulundu Yakın tarihte barajların yapılması ve bir hidroelektrik tesisin yapılmış olması, eski bir tapınak ve dokuz bin yıllık neolitik yerleşme yeri ile tam bir tezat oluşturmaktadır
Tapınak, aya tapma merkezi olarak belirlenmiştir Bu yer hala kendi türünde dünyada tek olma özelliğini korumaktadır Ziyaretçiler, küçük putlar ve dini resimlerle birlikte bu yerleşim yerine ait çok eski ve çok güzel mozaiklerden bazılarını görebilirler Şanlıurfa'nın 20 km kuzeydoğusundaki bir tepede Göbekli yer almaktadır Bu yerleşim yeri, belki de 9000 yıl öncesine aittir ve yapay tepenin alt tabakalarında bulunma ihtimali olan daha eski yerleşim yerlerinin üstünde kalmış olabilir Bazı bitirilmiş ve yarım kalmış insan ve hayvan şekillerinin ve aletlerin ortaya çıkarıldığı bu yerde, eski bir put yapımcısının muhtemel çalışma yeri görülebilir
Şanlıurfa'nın bulunduğu yerde, milattan iki bin yıl önce Hurrit Devleti'nin bir kenti bulunuyordu Bazıları, İbrahim Peygamberin, şimdi Mevlid Halil Camiinin bulunduğu yere yakın bir mağarada doğduğuna inanılır Bugün mağara, kutsal yer olarak ziyaret edilmekte ve girişteki güvercin sürüleri yaşlı insanların dua etmelerini engeller gibi gözükmemektedir Harabe duvarlar üzerinde yükselen iki adet sade Korint sütunlu bir kale kalıntısı, küçük bir tepe üstünde durmaktadır
Tepelerin altında, sevimli Halil Rahman Camii, içinde kutsal sazan balıkları yüzen sakin bir havuz kenarına yapılmıştır 17 yüzyıldan kalma Rıdvaniye Camii ve eskiden Havariler Kilisesi olan Fırfırlı Cami, biraz yolu uzatmak pahasına da olsa, ziyaret etmeye değer Türkiye'nin en güzel müzelerinden biri olan Arkeoloji ve Etnografya Müzesi, Aşağı Fırat bölgesine ait Kalkolitik ve Neolitik buluntuları barındırmaktadır Şanlıurfa esprisini daha iyi kavrayabilmek için, doğu kısmındaki pazarı ve eski han avlularını bol vakit ayırarak gezmek gerekir Gümrük Hanı'nı ve eski hanlardan en ilginci olan Barutçu Hanı'nı gezmeyi bilhassa ihmal etmeyin
Mavi Yolculuk, adı eski ca?larda Pamfilya, Likya ve Karya olarak bilinen, Ege'nin g㉨neyini ve hemen hemen t㉨m Akdeniz'i i?ine alan bir
b?lgede yapiliyor Bir gelenege bagli kalinarak yapilan bir kaç gezi ve dinlenme şeklimizden biri, belki de en güzeli
Salt bir keyif ve eglence gezisi olarak ele alinmamali Dinlenme ve eglenmenin yani sira insanin dagarcigina da bir şeyler katabildigi bir tatil şeklidir Mavi Yolculuk Akdeniz'in Fatimiler'den, Kartacalilar'a, Roma'dan Osmanli'ya uzanan tarihini kucaklayan, heyecanli fakat rahatlatici, farkli ve nostaljik bir gezi
Bence aşağıdaki iki granti deparlı turlardır:
MARMARİS - FETHİYE - MARMARİS
1Gün: Marmaris'te tekneye biniş Hoşgeldin içkisi, tura ve tekneye ilişkin bilgiler, yolcular arası tanışma

2Gün: Sabah liman işlemleri sonrası yola çıkış Öğleyin Ekincik'e varış Yemekten sonra kamışlarla kaplı Dalyan çayı deltasını, Kaunos harabelerini ve kaya mezarlarını, çamur banyosunu gezme imkanı, İztuzu kumsalında yüzme imkanı Geceleme Ekincik'de

3Gün: Sabahleyin Kurdoğlu Burnu'nu dönerek Manastır, Kleopatra koyu ve Hamam koyu çevresinde molalar

4Gün: Tersane Adası, Yassıca adalar, civarında denize girme molaları, geceleme Göcek veya Fethiye'de Fethiye'de (antik Telmessos) kaya mezarlarını gezme olanağı

5Gün: Sabah kısa bir yolculuktan sonra Ölüdeniz'e varış (Yatların Ölüdeniz'in iç bölümüne girmeleri yasaktır! ) Denize girme molası öğleden sonra ve geceleme Gemile Adası veya Beştaş koyu Buradan Rumlardan kalma Kayaköy'e (Karmilasos) yaklaşık bir saatlik bir yürüyüş ile varılabilir

6Gün: Sabahleyin 3-4 saatlik uzunca bir seyirle Dişibilmez ve Baba Adası'ndan geçerek Ekincik civarındaki koylardan birinde geceleme

7Gün: Sabahleyin yaklaşık iki saatlik bir seyirle Inceada-Gebekilise'ye varış Öğleden sonra Kadırga ve Kumlubük'de molalarla Turunç'a varış ve geceleme

8Gün: Marmaris'de yattan iniş

BODRUM / GÖKOVA / BODRUM
1Gün: Bodrum Limanı'nda tekneye biniş Hoşgeldin içkisi, tura ve tekneye ilişkin bilgiler, yolcular arası tanışma

2Gün: Sabah liman işlemleri sonrası yola çıkış ilk denize girme molası öğlen yemeği ile birlikte Karaada'da Daha sonra yaklaşık 3-4 saatlik bir seyir ile Gökova körfezinin Gün: ey kıyısında etrafı yeşil çamlarla kaplı güvenli bir liman olan Çatı'ya varıs ve geceleme

3Gün: Kahvaltı sonrasında 15 saatlik bir seyir ile körfezin koylar açısından daha zengin olan iç taraflarındaki Yediadalar'a varış Geceleme bir akşam yürüyüşü için uygun bir ortam oluşturan Küfre'de

4Gün: Küfre'de kahvaltı, Löngöz'de yüzme ve öğlen yemeği molasından sonra akşama doğru geceleme limanı Karacasögüt'e varış Buradan minibüs veya taksi ile Marmaris'i gezme olanağı

5Gün: Sedir (Kedrae) Adasını geziş Eşine başka hiç bir yerde rastlayamayacağınız küçücük bir kumsalı ve önünde olağanüstü berrak bir suyu olan bu adanın bir diğer adı da Kleopatra Adası Adadaki kumun Kleopatra ve Antonius için özel olarak taşındığı rivayeti var Daha sonra ingiliz Limanına varış ve geceleme Birinci Dünya Savaşı sırasında ingiliz savaş gemilerinin Alman gemilerinden kaçarken saklanmak için bu koyu kullanmaları nedeniyle burası İngiliz koyu olarak tanınıyor

6Gün: Kahvaltıdan sonra körfezin kuzey sahilinde Gökova'da turkuaz renginin en belirgin olduğu Akbük'e varış Buradaki yemek ve yüzme molasından sonra Çökertme'ye doğru yol alırken Ören (antik Keramos kenti) yakınındaki Gökova santrali ve onun devasa bacası önünden geçeceksiniz

7Gün: Oraklar ve Çiftlik'te verilecek molalardan sonra isteğe göre Bitez veya Bodrum Limanına giriş

8Gün: Kahvaltı sonrası Bodrum'da yattan ayrılma
Mavi ve yeşilin binlerce tonunun buluştuğu Ege ve Akdeniz kıyılarında Anadolu Medeniyetleri'yle aranızdaki bağı yeniden kurmak için bundan daha hoş bir fırsat yakalayamazsınız

Çin 5 nüfus sayimini 1 Kasim 2000 yilinda yapmistir 1,295,330,000 nüfusu vardirÇok büyük bir market olduŞimdiÇin'in ekonomsinin kalkinmasından sonra Çin'in genel g㉨c㉨ önemli ölçüde artmıstırİnsan'ın gelir büyük ölçüde yükselilmiştirGelir y㉨kseldikçe t㉨ketim ve t㉨ketim alıskanlıkları da kaçınılmaz olarak artmıs veya degismistirTüketim aliskanliklari, temel geçim ihtiyaçlarinin karsilanmasi çabasindan refah yükseldikçe artan yeni gereksinimlere dönüsmüstürDaha Çinliler ülke dışına seyahat yapmıştır 1995 yilinda turistlerin sayisi 1978'e göre 256 kat artarak 46387 milyona ulasmis ve Çin'i turist sayisi açisindan dünyadaki besinci ülke yapmistir Ayni yil içinde ülke, turizmden toplam 873 milyar dolar, veya 1978'deki düzeye göre 336 kat fazla gelir elde etmistir Çin turizm marketisinde çok çok potansiyeller var
Çin turizm marketinin potansiyellerini çıkardırdığı için Çinliler Türkiye'yi tam olarak tanıştırmalıyız Birinci: Türkiye'nim tarihiMS 1 y㉨zyilda Kuzey Mogolistan’daki Altay da?larından ve Orta Asya steplerinden gelen gocebe kavimlerin ilk torunlarıdır Orta Asya T㉨rk kavimleri ilk b㉨y㉨k kralliklarini MS 6 yüzyilda Göktürk adi altinda göçebe kavimler konferderasyonu olarak kurmuşlardir MS 11 yüzyilda, Selçuk Imparatorlugu zamaninda, Mogollar tarafindan sürüldüklerinde Anadolu’ya sızmı?lar ve bu toprakları vatanları olarak kabul etmi?lerdir 1353 yılında Osmanlılar Orhan Bey zamanında Canakkale Bo?azı ㉨zerinden Avrupa kitasina geçmişler ve 2 yüzyil içinde batida Viyana’ya kadar uzanan b㉨y㉨k bir imparatorluk kurmuşlardir Anadolu’da 1000, Avrupa’da 650 yıldır bulunan T㉨rkler, Arap, Sirp, Bulgar, Iranli, Çerkez gibi etnik gruplarla karişmişlar ve dogal olarak fiziki ve kültürel karakterleri degişmiştir Genelde koyu renk saç ve göze sahip olsalar da, kiyaslandiginda hala Orta Asya da bulunan kuzenlerinden gözle görünür şekilde farklidirlar Yani Türklerin izi Asya’da izlenebilir Ancak son y㉨zyildaki gelişmeler de dikkate alinmalidir
İkinci:şimdiki TürkiyeOnun rekabet yeteneğini , demokrasi gelişmektedir ve Avrupa Birliğine girmesi ve dünya ile bütünleşmesi için çaba harcalamaktedır
Üçücü:Türkiye Asya’da derin kokleri olan bir ülkedirOrtadoğulu karakterinin yanısıra Türkler, Asyalı özellikler de gösterir
Ayrıca Türkiye'nin Çin turıstlerine atraksiyon arttırıldığı için Türkiye mutfağını Çin halkının anlayacağı duruma getirilmeli Yemek, kuşkusuz tatilin önemli bir yanı, en zevkli sohbetlerin geçtigi anlardir
D㉨nyanın üç ünlü mutfagindan birisi olarak kabul edilen Türk mutfagi, Çin ve Fransiz mutfaklarindan bir çok bakimdan üstün yanlara sahip oluşu ile öne çikarTürk mutfagindaki çeşit zenginligi bir çok etkene baglidirKisa bir ifadeyle orta Asya ve Anadolu topraklarinin sundugu ürünlerdeki çeşitlilik, uzun bir tarihsel süreç boyunca birbirinden farkli birçok kültürle yaşanan etkileşim, Selçuklu ve Osmanli gibi imparatorluklarin saraylarinda gelişen yeni tatlar, mutfak kültürümüzün yeni yapisini kazanmasinda rol oynamiştir Yöre yemeklerinin lezzetleri yaninda besin degerleri de çok yüksektir Fevkalade zengin yemek çeşidi, pişirme yöntemleri ve sofra ve servis düzeninin yani sira özgün mutfak araç ve gereçleriyle görülmeye ve tecrübe etmeye deger bir zenginliktir
Anadolu'da yaşamiş olan Hitit, Pers, Bizans ve Akdeniz uygarliklari gibi farkli kültürlerin gelenek ve göreneklerini yansitan ürünlerle zenginleşmiş ve gelişmiş olan Türk mutfagi, Türk milli kültürünün bir başka boyutunu teşkil etmiştir Yiyecek ve içecek türlerinden bazilari, özel tadi ve yapilişindan dolayi biz tarafindan Türk yemegi, Türk Tatlisi, Türk Lokumu, Türk Kahvesi, Türk Çayi olarak adlandirilmiştir Sebze ve meyve bollugunun yani sira, malzemeleri çok taze kullanabilme olanagi da yemek çeşnisindeki güzelligin ana faktörü olmuştur
Dört denizin sundugu taze balik çeşitleri ve deniz ürünleri, kümes hayvanlari, günlük kesilen ve dogal beslendigi için lezzetine doyum olmayan koyun, kuzu, dana etleri Bu etlerden yapilan kuzu kapama, kavurga, saç kebabi ve yemek literatürüne geçmiş olan diger ünlü kebaplari, köfteleri
Yine dünyaca ünlü sarma ve dolmalari, yapragindan, pazisindan, pirasa ve enginarina kadar Geleneksel kuru fasulye ve pilavi, tabi yaninda turşu, Çerkez tavugu ve imam bayildi, yöresel manti, çig köfte, içli köfte, herkesin bildigi börekler ve daha yüzlercesi Bu tatli anlari renklendiren bunca çeşide sahip olundugu için ayri bir mutluluk duyulur Pastirma, tarama, humus, piyaz gibi ekstralar yemek keyfine neşe katar
Helvalar, sütlü tatlilar, aşure, hamur tatlilari, böreklerin yanina çok yakişan hoşaf ve kompostolar Ya geleneksel içecekler? Hangisini tercih etmeli? Yemegin üstüne yudumladiginiz Türk Kahvesi mi, özel demleme yöntemiyle herkesin begenisini kazanmiş Türk Çayini mi, sicak günlerin kurtaricisi ayrani mi?
Hepsinin yeri ayri Gezip dolaşmaktan bitap düşmüşseniz bir bardak meyan şerbeti ya da şalgam suyu sizi ne güzel serinletir! Kahvaltida ve akşamüstü keyfinde çaydan vazgeçebilir misiniz?
Akşam yemeklerinin üstüne bir fincan Türk Kahvesi içmeden, yemegin tadini tam olarak alamayacaginiz gibi
Aşağıda Yerli Baharatlardır:
Acı Kırmızı Toz Biber : Acı ve tatlı taze biberlerin kurutulup, dov㉨lmesinden elde edilmiştirSicak yöre yemeklerinin çogunda kullanilir
Adaçayi : Ballibabagillerden kokulu bir bitkidir Ege bölgesinde, çay yapilan bir aromali ot Avrupa ülkelerinin mutfaklarinda kizarmiş patateslerin, hamurlara koyulan yaglarin kokulandirilmasinda, salamuralarda, etlerin dinlendirilmesinde kullanilir
Anason : Anayurdu Misir olan anason, maydanozgillerden bir bitkinin küçük, yeşilimsi, tayli ve baharli bir tohumudur Hamur işlerinde, rakicilikta, gevreklerde, çöreklerde kullanilir
Ardiç : Kozalaklilardan, yaz, kiş yapraklarini dökmeyen, güzel kokulu, siyahimsi, yuvarlak yemişleri bulunan bir agaççiktir Kümes hayvanlarinin etlerinin pişirilmesinde ve dinlendirilen etlerde kullanilmaktadir
Aşağıdaki
Beyaz Toz Biber : Karabiberin diş kabugu alinmiş ve ögütülmüş olanidir Karabiberden daha keskin kokuludur ama tadi karabibere göre daha hafiftir
Biberiye : Küçük, kalinca, ensiz ve kokulu olan yapraklari av ve kümes hayvanlarinin etlerinden yapilan yemeklerde, et yemeklerinde ve soslarda kullanilir Tazesinin kullanildigi her yerde kullanilir
Çemenotu : Sert, kahverengimsi sari renkli bir tohumdur Ögütülmüş olarak turşularda, çorbalarda, soslarda, güveçlerde ve et yemeklerinde kullanilir
Cevz-i Bevva : Sicak bölgelerde yetişen bir agacin bir yemişidir Rendelenerek toz haline getirilir ve tavalarda, beşamel soslarda, et, dolma ve sarmalarda kullanilir
Çörekotu : Çöreklerde ve ekmeklerin üzerine pişirilirken serpilir Salatalarda da çörekotu kullanilabilir
Defne : Çeşitli balik, et, kümes ve av hayvanlarinin etlerinden yapilan yemeklerde, soslarda ayrica bazi turşu ve konservelerde kullanilir
Dereotu : Maydonozdan sonra en çok kullanilan taze ot Sindirimi kolaylaştirici bir bitkidir Birçok salata ve zeytinyagli yemeklerde kullanilir
Dolmalik Fistik : Özellikle dolma içlerinde kullanilir
Çin Halk Cumhuriyeti, 2000 yili itibari ile Türkiye'nin en büyük ikinci ticari partneri haline gelmiştir Turizm alanındaki işbirliği iyice geliştirilirse Türkiye ve Çin'de yaşayan vatandaşlarin gelir düzeyi ve hayat standardini yükselterek

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.