Aksamar Adası Ve Kilisesi |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aksamar Adası Ve KilisesiAKDAMAR ADASI VE KİLİSESİ Gevaş ilçesinin sınırları dahindeki Aktamar Adası'nda yer almaktadır Adanın güney doğusuna kurulmuş olan kilise, Kutsal Haç adına Vaspurakarı Kralı I Gagik tarafından Keşiş Manuel'e yaptırılmıştır Kilisenin kuzeydoğusundaki şapel 1296-1336 tarihlerinde; batısındaki jamaton 1793 tarihinde; güneyindeki çan kulesi 18 yüzyıl sonlarında ilave edilmiştir Kuzeyindeki şapelin ise tarihi bilinmemektedir İlk yapıldığında saray kilisesi olan yapı, sonradan manastır kilisesine dönüştürülmüştür Kilise, mimarisi yanında dış cephelerindeki figürlü taş plastiği ile dikkat çekmektedir Plan bakımından merkezi kubbeli, dört yapraklı yonca biçimli haç plana sahiptir Orta mekan yüksek kasnaklı, içten kubbe, dıştan piramidal külahla örtülüdür Kubbenin yüksek tutulması kilisedeki dikey etkiyi açıkça ortaya koymaktadır Kiliseye batı ve güneyden birer kapı vasıtayla girilmektedir Kilisenin çevresi daha sonraki nemlerde ilave edilen yapılarla kuşatılmıştırKilisenin figürlü repertuarı oldukça zengin Bunun yanında İncil ve Tevrat'tan alınmış sahneler bulunmaktadır Yunus peygamberin den atılması, Hz Meryem ve kucağında İsa, Adem Havva'nın Cennet'ten kovulması, Hz Davut ile K Goliat'ın mücadelesi, Samson Filistinli ikilisi, ate; üç İbrani genci, Aslan ininde Daniel sahneleri bunların başlıcalarıdır Batı cephede Kral Gagik'i kilise m ketini sunarken gösteren bir sahne yer almaktad Dört yöndeki alınlıklarda İncil yazarları boydan tasvir edilmiştir Bunlardan başka cephenin alt ve ü kesimlerinde, asma sarmaşığından oluşan kuşakla dolanmaktadır Bu kuşakların içlerinde çeşitli dünyc vî sahneler işlenmiştir Av sahneleri, çeşitli hayvarlar, güreşçiler ve sarayla ilgili bir çok sahneye yer verilmiştir Ayrıca doğu cephenin tam ortasında asm sarmaşığı bördürünün içerisinde Abbasi Halife Muktedir başı haleli, bağdaş kurmuş vaziyette bi elinde kadeh, diğer elinde üzüm tutar vaziyette, tasvir edilmiştirDini ve dünyevî sahnelerden başka, hayvar Figürleri yönünden de bir çeşitlilik göze çarpmaktadır Aralarda serbest biçimde, asma sarmaşıkları içerisinde ve çatıların alt kesimlerinde bu zengin hayvan figürlerini görmek mümkündür Manastır topluluğunun tarihi IX yüzyıla kadar inmektedir Daha sonra 1462'de yenilenen kilise, 1703'teki depremde zarar görmesi üzerine 1712-1720 tarihleri arasında tekrar onarım geçirmiştirKilise doğu batı doğrultusu dikdörtgen bir alana oturmaktadır Ortadaki merkezi kubbe, batıdan iki serbest ayak ve doğudan apsis duvarına dayanan dört yöndeki kemerlerle taşınmaktadır Doğudaki apsis beş köşeli olup iki yanında hücreler bulunmaktadır Batı taraftaki haç kolunu ten kubbe ise, kaburgalı olarak düzenlemiştir Merkezi kubbe dışa yüksek kasnak, piramidal bir külah şeklinde yansımıştır Batı ve kuzey cepheden iki vasıtasıyla giriş sağlanmaktadır Bunlardan ortadaki portakal şeklinde bir düzenleme göstermektedir Kesme taş malzeme kilisenin tamamında kullanılmıştırBatı tarafına eklenen jamaton ise, karelanlı ve dokuz bölümlü olarak düzenlenmiştir Bölümlerin üzeri aynalı çapraz tonozlarla örtülmüştür Batı cephesindeki dışa taşıntılı girişin üzeri çan kulesi olarak tertip edilmiştir Alttaki kapı mukarnas kavsaralarıdır ÇARPANAK (KTUC) KİLİSE VE ZAVİYESİ Van 'ın kuzeybatısındaki ada üzerinde kurulmuştur Van iskelesinden kalkan tekneler¬le bir buçuk saatte vardır Ada, eskiden ince bir uzantı ile ana karaya bağlıyken, göl sularının aşırı yükselme¬siyle bu bağlantı sular altında kalmıştır Adanın en uzun yeri 12 km, en geniş yeri 1 12km'dir (Çarpanak Adası) Kilisenin adı ilk olarak 1414 tarihli bir kolofonda geçmektedir Buradan, manastırın Ktuc olarak adlandırıldığı yazılıdır Yapılar 1703 yılında meydana gelen depremde bü¬yük zarar görmüşlerdir Ktuc zaviyesi, müjdeci Aziz John'a adanan bir kilise, zamatun, şapeller, bir kütüp¬hane, bir çok hücre odadan oluşmaktadır Yukarda bahsedilen 15 yüzyıl kaynağına göre, ana kilise S Karapet ya da SHaç olarak adlandırılmaktaydı Günümüzdeki ya¬pı 1712-1720 yılları arasında yenilenmiştir Mimarı Bitlis'li Kaskaper'dir Dıştan dikdörtgen olan SKarapet, haç planlıdır Sekizgen külah ve yuvar¬lak kasnak, pendantif ve atnalı kemerlerin bindiği iki adet apse perde duvarı ve batıda iki kolon tarafından taşınmaktadır Ana apse beş köşelidir Kuzey ve güney du¬varda nişler, doğu duvarda büyük bir pencere bulunmaktadır Apsenin yanlarında to¬noz örtülü odalar vardır Odaların apseye bakan duvarlarında niş ve pencere altında altar yerleri mevcuttur Merkezi mekan ışıklandırması, kuzeyde bir güneyde iki pencere ile sağlanmaktadır Batı uç, kemer ve pendantifler üzerinde kaburga çatı ile örtülmüştür Kilit taşı yere düşmüştür Kuzey ve güney kenarlarda kemer-tonoz örtülü dar mekanlar oluşmuştur Kilisenin tamamı beyaz tüf taşları ile inşa edilmiş sadece külah üzerinde siyah tüf bantı bir dekoratif öğe olarak tasarlanmıştır Bir zamanlar kilise içi freskler ile süslüymüş, bugün de az sayıda kolonlar üzerinde kalanları dikkati çekmektedir Kilisenin dış yüze¬yinde, yerleri boş taş kabartma yuvarları görülmektedir Doğu yüzeydeki haç kabartma¬lar iki sıra dekoratif bant ile çerçeve içine alınmışlardır Zamatun ya da gavit, 18 yüzyılın ortasında inşa edilmiş 19 yüzyılın başlarında onarım ve eklemeler görmüştür Ana giriş çan kulesinin altındadır Zamatunun yapımın¬da kilisedekiyle aynı ancak koyu renkli taşlar kullanılmıştır Dört tane kare kolon ve se¬kiz tane perde duvar atnalı kemerleri taşımaktadır Kolonlar üzerinde azizlere ait resim¬ler yapılmıştır Aydınlatma sekiz küçük pencere ile sağlanmıştır Zamatunun kuzeydoğusundaki kapı bir şapele açılmaktadır Şapel tonoz kemer ör¬tülüdür, ışıklandırma ise batı duvardaki küçük pencere ile sağlanmıştır Şapel, doğu yönünde kendisini dik kesen tonoz örtülü odadan bir kemerle ayrılmıştır Bu odanın do¬ğu duvarında bir pencere vardır Kuzeydeki dar ve basık kapı kütüphaneye açılmakta¬dır Bu yapılar Zamatundan sonra yapılmış olmalıdır Çan Kulesi büyük olasılıkla Zamatundan sonra yapılmıştır Üst kısımlar yıkılmıştır Ya¬pı iki kolon tarafından taşınmaktadır Kolonlar arasındaki kemer altı Osmanlı tarzında mukamas motifleri ile süslenmiştir Hemen altında yer alan ana girişin çevresi palmet süslerinin üzerine kazınan haç motifleriyle süslenmiştir Yukarıda genişçe bir pen¬cere bulunmaktadır HOŞAP KALESİ Kavşak noktasında, tüm yolları denetimi altında tutan çok büyük stratejik öneme sahip Hoşap Kalesi'nin ilk yapımcılarının Urartular olduğu ileri sürülmektedir (Hoşap Kalesi) Kapı üzerindeki kitabeden, kalenin 1649 (H1 059) yılında, bugün varlığı devam etmeyen Mahmudi beylerinden Sarı Süleyman tarafından sağlamlaştırıldığı ve genişletildiği yazmaktadır Yazıtta kalenin yapımcısının Telima olduğu yazmaktadır Rivayete gö¬re bir benzerini yapmaması için elleri daha sonra kesilmiştir Hoşap Nahiyesi'nin sırtını dayadığı sarp kayalığın üzerinden yükselen burçlar, hey¬betli duruşuyla insanı büyüler Kale, oldukça sağlam durumdaki üç beden¬le çevrilidir; içinde kısmen ayakta duran cami, hamam, ambar, su sarnıçları ve zindan bulunmaktadır Zengin süslemeli kale girişinin bir benzeri yoktur En üst kısımda, damla şeklinde bir armanın her iki tarafında zincire bağlı iki arslan kabartması yer almaktadır Hemen altında, peteğimsi bir çerçeve, içinde mukarnasıı diğer bir çerçeve ve içinde ka¬le yazıtı bulunmaktadır Bir kavuğu andıran kapı çerçevesi altındaki kör pencere Çavuş¬tepe Kalesi'nden getirilmiş olmalıdır Kalın lento altında kalenin orijinal demir kapısı vardır Evliya Çelebi, buradan övgüyle bahseder: " Memalik'i Osmanide kale kapulan hep ağaç üzerine hadid kaplı kapulardır ki ateş elsek ağacı yanar, demirleri dökülür, ama Hoşap Kalesi kapusunun her kanadı üç yüz kanlar pulad'ı Nahşuvanidendir" Giriş, önce karanlık iki odaya, daha sonra kayaların tıraşlanması ile oluşturulan merdivenli açık bir geçite bağlanır Orta beden önünde sarnıç ve ana giriş kapısı üzerinde eğitim alanına varılır Buradan, orta beden kapısı önünde yol ikiye ayrılır Kapının hemen bitişiğinde zindan bulunmaktadır Zindan güneye doğru ikiye bölünmüştür: küçük olanı kadın, diğeri erkek zindanıdır Duvarlar bazı yerlerde ana kaya üzerine bazı yer¬lerde zeminden başlayarak düzensiz taşlarla örülmüştür Kadın zindanından güneye açılan kemer geçit toprak altında kalmıştır Kale; iç, orta ve dış beden olarak üç bölümden oluşur Dış beden ve orta beden, taş işçiliği ve kulelerinin mükemmel yapısıyla Osmanlı Kalelerinin en güzel örneklerinden bi¬risidir Tarihi kaynaklarda bahsedilen savaşlardan sonra sürekli bakım ve eklemelerin yapılmış olduğu anlaşılmaktadır Örneğin 16,50 yılında Van Beylerbeyi Mehmet Emin Paşa, kaleyi 29 gün sürekli topa tutmuştur İç beden Çok katlı olduğu anlaşılmaktadır, duvarlarda ahşap örtü yuvaları göze çarpmaktadır Sarp uçuruma bakan yarım dairesel iki kuleden soldakinin üzerinde gözetleme penceresi vardır Bu kuleler arasında içe doğru girinti yapan solid bir kule da¬ha vardır Kalenin batı ucunda cami, hamam, depo vesair yapı kalıntıları yer almaktadır Sitadel duvarı, dış bedenin her iki tarafından başlayarak kuzeyinde eski Hoşap'ın bulunduğu geniş düzlüğü çepeçevre dolanmaktadır |
|