Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Eğitim & Öğretim > Tarih / Coğrafya

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
kaybolan, norfolk, savaslarinda, tabur, taburucanakkale

Norfolk Taburu(Canakkale Savaslarinda Kaybolan Tabur)

Eski 10-10-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Norfolk Taburu(Canakkale Savaslarinda Kaybolan Tabur)







Çanakkale Muharebeleri ile ilgilenenlerin kaçınılmaz bir şekilde (kıyısından köşesinden de olsa) ilgilenecekleri konu Norfolk Taburu'dur Çanakkale Muharebe alanlarını ziyaret edenlerin en çok merak ettikleri, rehberlerimizin de anlatmaktan en çok memnun oldukları konunun bu olduğu da kesindir

Her ne kadar 4 ve 5 şeklinde numaralandırılmış iki tabursa da asıl kastedilen 5 Norfolk'tur tabii ki Aslına bakarsanız, karada yaklaşık 8 ay süren ve Britanya İmparatorluğu'na her açıdan pahalıya mâl olan Gelibolu Harekatı'nda yok olma noktasına gelmiş tek İngiliz taburu Norfolk 1/5 değildi elbette Örneğin İrlandalı askerlerden oluşan Royal Dublin Fusiliers ve Royal Munster Fusiliers taburları 25 Nisan 1915 çıkarmasında o kadar ağır kayıp vermişlerdi ki daha sonraki günlerde geçici bir süreliğine de olsa birleştirilmişlerdi Yine Kraliyet Deniz Tümeni'nin birliklerinden biri olan Colingwood Taburu da 3 Kirte Muharebesi'nin en kritik anlarında ateş sahasına sürülmüş, mevcudunun büyük bir bölümü Türk makineli tüfek ateşi karşısında erimişti

Ortaokul çağlarımdan hatırladığım, ürkütücü reklamlarıyla dikkati çeken Bilinmeyen Dergisi'nin bir sayısının kapak konusuydu Norfolk UFO araştırmaları üzerine yoğunlaşmış derginin ilgili sayısında Gelibolu'da kaybolan 250 kişilik İngiliz birliğinin aslında bir bulut tarafından alınıp götürüldüğü anlatılıyordu Üstelik üç Anzak veteranı bu olayı gözleriyle görmüştü! Yabancılar görmüşse bize de sorgulamak düşmezdi tabii ki! Yalan söyleyecek halleri yoktu ya? Üstelik de noterle ifadelerini tasdiklemişlerdi Yakın zamanda okuduğum Çanakkale Muharebeleriyle ilgili bir çok kitapta benzer bilgiler tekrarlanıyordu -ki hâlâ daha tekrarlanıyor-

5 Norfolk Taburu'nun bu kadar ünlü olmasında, Gelibolu Harekâtı'ndaki başarısız yönetimi nedeniyle daha önce görevden alınan eski Başkomutan General Hamilton'un 6 Ocak 1916 tarihinde İngiliz kamuoyuna açıklanan raporunun rolü büyük Hamilton raporunun 12 Ağustos 1915'de Suvla'da Küçük Anafartalar Ovası'nda yapılan harekâtı anlattığı bölümünde Norfolk 1/5 Taburu'nun da bağlı bulunduğu 163 Tugay'ın o gün öğleden sonra harekete geçtiğini yazmış ve devam etmişti:

"Düşmanın şiddetli karşı koymasına rağmen Küçük Anafarta köyü civarında en zor ve çok problemli bir arazide, kendisini yerleştirebildi Çatışmalar esnasında 163 Tugay'a büyük bir şöhret kazandıran gizemli bir olay gerçekleşti Savaş sahasının sağında bulunan 1/5 Norfolk Taburu öyle bir an geldi ki, kendini tugayın diğer kısmından da az mukavemet eden bir bölgede buldu Düşmanın sebat göstermeyen kuvveti karşısında cesur ve özgüveni çok olan Albay Sir Beauchamp, düşmanı pek ciddi ve şiddetli bir sürede tazyik ederek taburun en seçkin askerleri tarafından takip edildi Çatışmalar gittikçe şiddetlendi ve arazi de gittikçe orman ve sarp bir şekle dönüşmeye başladı Savaşın bu aşamasında birçok asker yaralandı ve susuzluğun da etkisiyle bitkin düştüler Bunlar gece karargâha dönebilmek için yol buldular Fakat 16 subayla Albay ve 240 asker düşmanı sıkıştırmaktan ve sürmekten geri kalmadılar Bu cesur ve kahraman askerler arasında Kraliyet Sandringham Malikânesi'nden askere yazılmış bir bölük asker de vardı O zamandan beri bunların akıbetinden hiçbir haber alınamadı Bunlar ormanlığa daldılar ve kaybolup gittiler Bunlardan hiçbiri bir daha geriye dönmedi Gece kaybolup gittiler"1

Dünyanın neresinde olursa olsun, içerisinde "gizemli", "hiçbiri geriye dönmedi" ya da "kaybolup gittiler" gibi ifadeler içeren askerî bir rapor, üzerinde her türlü spekülasyona açık bir rapordur Hele hele bu raporda adı geçen kaybolduğu belirtilen birlik, dönemin kralı V George'un da bizzat tanıdığı Kraliyet Sandringham Malikanesi'nde çalışanlarından oluşuyorsa basının (çarpıcı başlıklar atarak) yakından ilgisi de doğaldır

İngiltere'de 4 Ağustos 1914'te seferberlik ilanının hemen sonrasında 5 Norfolk Taburu kurulmuş, 17 Ağustos 1914'te Colchester'de Doğu Anglian Tümeni'ne bağlı bir tugayı diğer 3 taburla birlikte oluşturmak üzere toplanmışlardı (diğer taburlar, 4 Norfolk, 4 Suffolk ve 5 Suffolk) Taburun başına daha önce Sudan ve Güney Afrika'da görev yapmış, 1906 yılında ordudan emekli olmuş, ancak 1 Dünya Savaşı'nın başlamasıyla tekrar çağırılmış Albay Sir H G P Beauchamp atanmıştı Bu atamanın ne derece doğru bir atama olduğu tartışılır Bazı İngiliz tarihçiler, Beauchamp'un daha önceki askerlik hayatında süvari olarak sürdürdüğü kariyerinin, hiç piyade birliği yönetmemiş olmasının, personeline karşı agresif ve sinirli kişiliğinin 12 Ağustos 1915'teki harekâtın başarısız olmasının en önemli nedeni olduğunu belirtirler

Kitchener'in Yeni Ordusu olarak anılan tümenlerin yeniden numaralandırması sistemiyle Doğu Anglian Tümeni 54 Tümen'e dönüşmüş bu tümenin 5 Norfolk Taburu'nun da bağlı olduğu tugay ise 163 Tugay olarak adlandırılmıştı

5 Norfolk Taburu'nda başta da belirttiğimiz gibi Kraliyet Sandringram Malikanesi'nde çalışan kraliyet ailesinin yakından tanıdığı personel de bulunuyordu Bazı yabancı ve yerli kaynaklarda bu personelin C Bölüğünü oluşturduğu yazılsa da bu doğru değildi Başlangıçta 8 bölük olarak düzenlenen tabur daha sonrasında 4 bölük olarak düzenlenmiş, C Bölüğünün bir kısmını da Sandringham Malikanesi'nde çalışan bahçıvan, aşçı, uşak gibi çalışanlardan oluşmuştu Bölüğe ise kralın yakın arkadaşı Yüzbaşı Frank Beck komuta ediyordu (Dolayısıyla bazı yerli ve yabancı yazarlar tarafından yanlış olarak yazıldığı gibi; Sandringham Alayı, Sandringham Taburu hatta Sandringham Bölüğünden bile söz edilemezdi)

Yorucu, yoğun bir eğitimin ardından 163 Tugay artık Gelibolu'ya gitmeye hazırdı 29 Temmuz'da Tugay birliklerini taşıyan Aquitania Transatlantiği Liverpool'dan Gelibolu'ya gitmek üzere ayrıldı

Gelibolu Harekâtı'nın bir türlü sonuçlandırılamaması, İngiliz Hükümeti'ni daha fazla takviye göndermeye zorlamıştı Hamilton ve kurmayları da yeni gelen takviye tümenleri 6 Ağustos 1915'de Anafartalar ve Sarıbayır sırtlarını da kapsayan, Kocaçimentepe'yi ve Anafartalar Ovası'nı geçerek Akbaş Liman'ından Çanakkale Boğazı'na inmeyi amaçlayan topyekûn saldırıda kullanmayı planlamaktaydı General Hamilton savaşın başından beri istediği takviyelere birbiri ardına kavuşacak, hatta 6 Ağustos'tan sonra da takviye gelmeye devam edecektir

Gelibolu harekâtı kişisel başarı ya da başarısızlıkların bir savaşın kaderini nasıl dramatik bir şekilde etkileyebileceğinin sayısız örnekleriyle doludur İngiliz tarihçileri; Başkomutan General Ian Hamilton'un, Stopford'a müdahalede geç kaldığı, 9 Kolordu'nun daha süratli davranmasında gerekli inisiyatifi gösteremediği konusunda hemfikirdirler Anafartalar Ovası'na hâkim Tekketepe ve Kavaktepe'yi İngilizlerden önce tutmayı başaran Osmanlı kuvvetleri, 9 Ağustos 1915'te de Kurmay Albay Mustafa Kemal Bey komutasında 1 Anafartalar Zaferi'ni kazanmıştı

Fırsatın kaçırıldığını görmekle birlikte Hamilton, takviye olarak gelen 53 Tümeni de hemen taarruz ettirmesi konusunda Stopford'u uyarmıştı Karaya yeni çıkmış acemi birliklerle yapılan harekât tam bir fiyaskoydu Kendisine büyük ümitler bağlanan General F S Ingefeld komutasındaki 54 Tümen, 10 Ağustos'ta öğleden sonra karaya çıkmaya başladı Bir İngiliz tarihçinin ifadesiyle; "53 Tümen 10 Ağustos'ta Anafartalar'da çarpışıp ölürken 54 Tümen karaya çıkıyordu" General Hamilton Tekketepe'yi ele geçirmek için kullanacağı bu tümenin kesinlikle kendi emri olmadan kullanılmaması yönünde talimat vermişti Hamilton bu yeni tümenin Tekketepe'ye yapılacak bir saldırıda sağındaki 11, solundaki 10 Tümen'in de saldırıya yardımcı olacağını düşünmüştü Bu tümen, Anafartalar Ovası'na yayılmış şaşkın 9 Kolordu için elde kalan son ihtiyattı

Ne yazık ki tümenin askerleri beklentileri karşılayamayacak kadar tecrübesizdiler General Stopford'un emriyle (genel karargâhın aksi yöndeki emrine rağmen) tümen Karakoldağı ile Kükürtlüpınar arasındaki açıklığı kapatmak için kullanıldı Yeni karaya çıkmış birlikler yollarını şaşırıp bölgeyi bulmakta zorlanınca uykusuzluk ve yorgunluk had safhaya ulaşmıştı Anafartalara çıkan her birliğin kaderi hep aynı noktada kesişmektedir

4 ve 5 Norfolk Taburlarının da bulunduğu 163 Tugay da Kireçtepe'yi tutan 10 Tümen'in sağ yanına konuşlanmıştı Araziyi iyi tanımayan, yeterli keşif yapmayan taburların yerleşmesi de sorun olmuştu Cephe hattında bulunan taburlardan 10 Tümen sınırındaki 5 Suffolk Taburu, 5 Norfolk Taburu'ndan neredeyse 300 metre kadar gerideydi 1/8 Hampshire Taburu ortada, 4 Norfolk Taburu ise Suffolkların gerisinde ihtiyattaydı

Hamilton, Tekketepe'nin alınması konusunda ısrarcı olsa da, General Stopford aynı görüşte değildi: "Askerler savaşma ruhuna artık sahip değil," demişti telsiz mesajında

"Ağır bombardıman ve tüfek ateşi karşısında ilerleyemiyorlar Hücum için atılganlık göstermedikleri gibi, en basit bir düşman saldırısından sonra da tersyüz dönüp, uzun süre ricat ediyorlar Askerlerin çoğu da sağda solda gizleniyor!"2

Hamilton'un biran önce taarruz konusundaki ısrarları sonuç vermemişti Harekât konusunda isteksiz olan General Stopford ağaçlara saklanmış Türk keskin nişancılarının 54 Tümen'in geriyle olan bağlantısını kesebileceğini bile bahane olarak ileri sürmüş, sonuçta ANZAK'tan keskin nişancı getirilmesi kararlaştırılmıştı Sonunda 13 Ağustos taarruz tarihi olarak belirlendi

9 Kolordu karargâhında bir gün sonra yapılacak harekâtın daha başarılı olabilmesi için bir tugaylık bir kuvvetin bir gün öncesinden tepe yamaçlarına doğru ilerlemesi kararlaştırıldı Böylelikle ağaçlara ve çalılıklara yerleşmiş keskin nişancılar temizlenecek, 13 Ağustos sabahı yapılacak 54 Tümen'in başını çekeceği, 10 ve 11 Tümenlerin destekleyeceği harekât daha kolaylaşacaktı3

54 Tümen'in General Brunker komutasındaki 163 Tugayı bu iş için görevlendirilmişti Hedefi Sülecik-Kükürtlüpınar mevkiinden geçerek Türk 36 Alay'ın 1 Taburu ile 36 Alay'ın sağ yanındaki mevzilerdi

Norfolk taburunun saldırısı

Saldırıdan önce tüm birliklerin aynı hatta gelmesi istenmişse de bu yapılmamıştır Oysa 10 Ağustos tarihinde cepheye yerleştikleri, 12 Ağustos öğleden sonra harekâtın başladığı düşünülürse yeterince süre vardı 5 Norfolk Taburu'nun 12 Ağustos saldırısında ağır kayıp vermesinin en önemli nedenlerinden birisi de, bütün birliklerden daha önde olmasıdır hiç kuşkusuz

12 Ağustos, 163 Tugay birlikleri için; yanlış anlamalarla, hatalı emirlerle dolu kâbus gibi bir gün olacaktı Öğlen sahildeki tümen karargâhında toplanan kurmay subaylar bir açıdan sniper (keskin nişancı) temizleme harekâtı olacak saldırının öğleden sonra, saat 1600'da başlamasına karar verdiler Ön hatta bulunan en yüksek rütbeli konumunda bulunan Albay Beauchamp'a telefonla karar bildirildi ve diğer taburlara da iletmesi istendi

Ancak Tugay kurmaylarından Binbaşı Bridgwater, saat 1530 sıralarında, cephe hattına emirlerin alınıp alınmadığını kontrol için geldiğinde, Suffolk ve Hampshire taburlarının hiçbir şeyden haberleri olmadığını şaşkınlıkla öğrenmişti

Sonunda saat 1640 sıralarında ilerleme emri verildi Hedef Tekketepe ve Kavaktepe yamaçlarındaki (keskin nişancılardan da zengin olduğu düşünülen) bölgedir (Kükürtlüpınar mevkiinin 1 mil kadar doğusu)

Bir İngiliz askeri; "12 Ağustos tarihi çok uygun düşmüştü Çünkü bu tarih ördek avının başlangıcıdır ve ördekler de bizlerdik" diye yazmıştı günlüğüne7

Saldırının yapılacağı bölge Kaymakam (Yarbay) Münip (Özsoy) komutasındaki 36 Alay'ın 1 Taburu ile 35 Alay'ın 3 Taburları tarafından tutuluyordu

Ancak en sağdaki Norfolk Taburu'nun en soldaki Suffolk Taburu'yla aynı hizaya gelmesi gerekiyordu Makineli tüfek ateşi yağmurunun başladığı, hareket emrinin verildiği bu dehşet saatlerinde artık bunu yapmak için çok geçti Hızla ileri fırlayan Norfolk Taburu askerlerinin sağ ve sol yanları korumasız kalmıştı

En önde gidenlerden biri de C Bölüğüydü Yoğun makineli tüfek ve şarapnel ateşi altında bölükler, askerler, subaylar birbirleriyle olan irtibatlarını kaybettiler C Bölüğünden er John Dye, Yüzbaşı Beck'i en son bir ağacın altında başı önüne düşmüş halde gördüğünü söyleyecekti Dönemin İngiliz Kralı V George'un da yakın tanıdığı olan Yüzbaşı Frank Beck'i bir daha kimse görmedi

Osmanlı tarafı başlangıçta bombardıman yapılmasıyla bir taarruzun yakınlaştığını sezmişti 36 Alay Komutanı Münip Bey iki taburundan birisini cepheye yerleştirmiş, diğerini de geride ve ihtiyatta bulundurmaktaydı İzzettin Çalışlar'ın ifadesiyle; "saatlerce bizim yiğitler bu bombardıman altında ıslatılmıştı" Taarruzun Türk kaynaklarına göre başlama saati 1650'dir (İngilizlerin taarruz emrinin başlangıçta 1600 olduğu düşünülürse bir hayli oyalandıkları anlaşılıyor)

İngilizler ilk anda yaklaşık 900-1000 metre kadar ilerlemişti Fakat bu müddet esnasında bir hayli zayiat verdiler En fazla ilerleyen Norfolk Taburu'dur

Harekâtta Türklere esir düşen 5 Norfolk Taburu'ndan Üsteğmen William George Stewart Fawkes de o gün birliğinin başına gelenleri tüm ayrıntısıyla anlattı:

"12 Ağustos 1915'de Anafartalarda Karakol Dağı eteğinde, bütün tugayımız avcıya yayılmış olduğu hâlde, albayımız gelerek saat tam dörtte ilerlememizi emretti Fakat hedefimizin ne olduğunu söylemedi Komutam altında bulunan takım ile ilerledim Türk ateşi o kadar yoğundu ki beraberimde bulunanlar tamamen mahvolup öldürüldüler Çavuş ile ben kaldım İlerlememizi söyledim 100 yarda kadar daha ilerledik Çavuş vuruldu ve düştü Ben yine aldırmayarak yalnız başıma yürüdüm 30 yarda yürüdükten sonra ben de vuruldum Çok kan kaybettiğimden kendimi güçlükle topladım Ayakta yürümeye uğraştım Bilmem ne kadar bir mesafe yürümüşüm Düşüp kaldım Kendime geldiğim zaman semâda yıldızlar parlıyor Yine kendimden geçmişim Tekrar kendime geldiğim zaman zaptetmeye uğraştığım Türk siperinin içinde ve etrafımda şefkatli ve merhametli görünüşlü Türk evlâdlarını gördüm Bana su ve yiyecek verdiler ve omuzlarında taşıyarak sargıyerine götürdüler Bu âlicenap muameleye ve bundan buraya gelinceye kadar gördüğüm insanî muameleye hakikaten teşekkür borçluyum Bunu burada söylediğim gibi vatanıma dönmek nasip olursa orada da çekinmeden söyleyeceğimi namusumla temin ederim"8

Osmanlı Kuvvetlerine esir düşen 5 Norfolk Taburu'ndan 16 yaşındaki Er George Harwell, 23 Ağustos 1915'de yaralarından dolayı öldü Ölümü Harbiye ve Hariciye Nezâreti arasındaki yazışmalar sonrasında İngiliz Harbiye Nezareti'ne bildirildi9

Bâb‑ı Âlî

Hariciye Nezâreti

Umûr‑ı Siyasiye Müdüriyet‑i Umumiyesi

Kayıd Numarası: 998‑999

Özet: İngiliz esirlerine ait haber kağıtları

Harbiye Nezâreti'ne

Çanakkale savaş alanında yaralı olarak esir edilip 3 Kolordu Kuzey Grubu Ağır Yaralı Hastanesi'nde tedavi altındayken vefat eden Avustralyalı Frederick Pret oğlu Charles Pret'e ve 23 Ağustos sene 1915 tarihinde Anafarta'da vefat eden 5 Norfolk Alayı'nın 1 Taburu'nun 2 Bölüğü erlerinden Hatwill'e ait olan ve İngiltere Harbiye Nezâreti'ne gönderilmek üzere, Muamelât‑ı Zâtiye Müdüriyeti İstihbarât Kalemi ifadesiyle gelen 10 Ekim 1915 tarihli ve 1536 ve 1579 numaralı yazınızla gönderilen iki adet ihbarnâme; 14 Ekim 1915 tarihli ve 1857 numaralı yazının içeriğine uygun olarak düzenlenip tamamlanmak üzere iade edildi, efendim

16 Ekim 1915

Harwell, Haydarpaşa'daki İngiliz Mezarlığı'nda yatmaktadır ( Haydarpaşa’daki İngiliz Mezarlığı ile ilgili makale daha önce sitemizde yayımlanmıştı)

Her ne kadar başlangıçta kayıp sayısı 16 subay 250 kişi dense de aradan geçen zaman içerisinde yaralıların iyileşmesi, az sayıda esir düşenlerden haber alınmasıyla 12 Ağustos harekâtında Norfolk Taburu'ndan ölenlerin sayısı 14 subay, 142 erdir10 Bunların da sadece 1 subay ve 16 eri Sandringham Malikanesi çalışanlarıdır Yani bırakın taburu ya da bölüğü, bir takım bile değil!

Savaşın bitiminden birkaç yıl sonra 1919 yılı baharında İngiliz Mezarlıklar Komitesi'nden bir heyet Anafartalar Ovası'na geldi 12 Ağustos harekâtının olduğu bölgede 163 Tugay'a mensup 180 askerin cesedini asıl çatışmaların yaşandığı çiftliğin etrafında buldu Bunlardan sadece ikisinin kimliklerini teşhis edebildi Bu askerlerden 122'si Norfolk Taburu'na, geri kalanlar Hampshire, Suffolk ve 2/4 Cheshires Taburu'na aittiler11

Bir hurafenin ortaya çıkışı

1965 yılında bir Yeni Zelanda UFO dergisinde 3 ANZAK veteranının ifadeleri yayınlandı (O yıllar UFO haberlerinin doruğa çıktığı yıllardı)

"12 Ağustos 1915'te gün ağarırken gökyüzünde bulut yoktu 60 Tepe'nin üzerinde altı ya da sekiz ekmek somunu biçiminde bulut yayılmış duruyordu Bulut kümesinin tam altında, toprağın üzerinde bir bulut daha vardı Yaklaşık 250 metre uzunluğunda, 60 metre eninde ve 65 metre yüksekliğindeydi Bu bulut oldukça yoğundu Yapısı katı madde gibiydi ve İngilizlerin bulunduğu savaş yerine 900-1100 metre uzaklıktaydı

Bütün bunları Yeni Zelanda kıtasının Sahra Birliği'ne bağlı 3 Bölükteki 22 asker gördü Aralarında biz de vardık Bulunduğumuz yer 60 Tepe'ye göre 90 metre daha yüksekte olduğu için üstten görebiliyorduk Bir bulut Kayacıkdere denilen kuru bir dere yatağına doğru ilerlediğinde onun daha önce durduğu zemini bütünüyle görebildik Bulut diğerleri gibi açık gri renkteydi 4 İngiliz Norfolk Taburu bu buluta doğru ilerledi İçine girdi Ancak sonra diğer tarafından çıkan kimse olmadı Hepsi içine girip görünmez olunca, bulut yavaş yavaş yükseldi Diğer bulutlarla aynı hizaya gelince hepsi birden kuzeye doğru uzaklaşmaya başladılar Trakya yönüne doğru gözden kayboldular Aşağıda imzası olan bizler anlattığımız bu olayın kelimesi kelimesine doğru olduğunu beyan ederiz"

4/165 künyeli F Reichardt, 13/416 künyeli R Nevnes ve er J L Newman12

Bazı yabancı kaynaklarda Reichardt'ın ifadesindeki tarih 28 Ağustos olarak bildirilmiş Her durumda ifadedeki çelişkiler hemen sırıtıyor Noter tasdikli ifadelerini verdiklerinde yaşlarının ortalama 70 olduğunu tahmin edersek bulutların şeklini, şemailini, sayısını bile ayrıntılı bir şekilde hatırlayan Reichardt ve arkadaşları ne yazık ki tarihi, taburun adını hatta yerini bile yanlış söylüyorlar Norfolk taburları Gelibolu'da bulunduğu müddet içinde 60 rakımlı tepe -Bombatepe- mevkiinde görev yapmadılar Bombatepe, olayın geçtiği Küçük Anafarta Ovası, Kükürtlüpınar bölgesinin neredeyse 5-6 km güneybatısında kalıyor 250 kişiyi bulutun (ya da bulutların) alıp götürmesinin şahidi herhalde çok daha fazla kişi olmalıydı

Muhtemelen ilgili taburda kralın yakın arkadaşı olan subaylar da bulunduğu için "giden dönmedi" vs muğlak ifadeler kullanan Hamilton bilerek ya da bilmeyerek bu spekülasyonlara kapı açtı

Oysa yukarıda da belirttiğimiz gibi taburun önemli bir kısmı tekrar birliğine katıldı Cesetlerin çoğu Türk tarafında kaldığı için doğal olarak ancak mütarekeden sonra bulundu Olay, İngiliz komuta heyetinin arka arkaya yaptığı hatalara kurban gitmiş, her iki yanı korumasız halde Türk ateşiyle karşı karşıya kalmış bir taburun öyküsüydü sadece Tıpkı Gelibolu'da yok olma noktasına gelmiş diğer bir çok Müttefik taburu gibi

Daha üzücü olanı, doğru olmadığı her yönüyle belli olan bu bilgileri hiçbir araştırma yapmadan Çanakkale Muharebelerini anlatan bir çok esere konulması, menkıbeleştirerek uhrevî bir hava verilmesi kuşkusuz

Bu felaketin baş müsebbibi olan Albay H Beauchamp'ın ise yabancı kaynaklarda öldüğü, cesedinin bulunamadığını belirtiliyor Oysa Milli Savunma Bakanlığı'nın Çanakkale Zaferi'nin 84 Yıldönümü için çıkardığı albümde Norfolk tabur komutanının, Kızılhaç'a bilgi vermek amacıyla düzenlenmiş 16 Ocak 1916 tarihli esaret belgesi bulunuyor13 Ancak daha sonra akıbetinin ne olduğunu bilmiyoruz

Norfolk Taburunun başına gelenler 1999 BBC yapımı “All the King’s Men” adlı filme konu olmuştur Türkiye'de oynatılmadığı için bir ayrıntılı yorum yapmamız söz konusu değil Filmde Beauchamp dahil bütün İngilizlerin (esir alınmak yerine) enselerine kurşun sıkarak öldürüldüğü iddia ediliyor Oysa daha önceden de anlatıldığı üzere bu taburdan herkesin öldürülmesi söz konusu değil Önemli sayıda yaralı birliğine geri dönüyor “All the King’s Men” ile ilgili en ayrıntılı eleştirilerden birini yazan İngiliz araştırmacı Rayner, filmin bir çok açıdan tarihsel gerçeklere uymadığını , özellikle de İngiliz askerlerinin tamamının kafa ya da enselerinden kurşunlandığını gösteren hiçbir kanıt olmadığını belirtiyor14

Norfolk Taburu ile ilgili yeni araştırmalar mutlaka yapılacak, yapılmalı da Öyle görünüyor ki ulaştığımız her yeni bilgi hem "Norfolk Olayı"nın üzerindeki hem de kafamızdaki sis bulutlarını biraz daha dağıtacak

Bu çalışma Yeditepe Yayınevince yayımlanan Yakın Tarih İncelemeleri-1 Çanakkale kitabındaki “Bir Bulut Hikayesi” adlı çalışmamın kısaltılmış halidir

Dr Tuncay Yılmazer

Dipnotlar
1 Hamilton I “Çanakkale Savaşları Raporu” Yayına Hazırlayan: Yard Doç Dr Ahmet Altıntaş , Çanakkale OMU , Atatürk ve Çanakkale Savaşlarını Araştırma Merkezi Yayınları, 1999, s: 73-74

2 Hamilton, I, Gelibolu Günlüğü, Hürriyet Yayınları, İstanbul, 1972 s:237

4 Aspinall-Oglander, C, Gelibolu Askerî Harekâtı, Askeri Matbaa, İstanbul, 1940, Cilt 2, s: 307-308

7 Steel, N – Hart, P, Defeat at Gallipoli, Pan Books, Londra 2002, s: 278

8 Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri Cilt II, s: 65-66, Belge No: BOA, HR MA, 1144/55 Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Yayınları, Başbakanlık Basımevi, Ankara, 2005

9 Osmanlı Belgelerinde Çanakkale Muharebeleri Cilt II, s: 136-137, Belge No: BOA, HR SYS, 2218/36 ayrıca bkz BOA, HR SYS, 2219/10, Başbakanlık Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü Osmanlı Arşivi Yayınları, Başbakanlık Basımevi, Ankara, 2005

10 Rayner, D “The Sandringhams at Suvla Bay” Reprinted from Stand to! The Journal of The Western Front Assocation ( No: 58, April 2000)

11 Rayner, D, agm

12 İngiliz Taburunun Akıbeti, Tarih ve Düşünce Dergisi, Ağustos, 2003, s: 57 (Çanakkale Muharebeleri'ni kahramanlık menkıbeleriyle anlatan Türkiye'de yayınlanmış birçok kitapta da benzer ifadeler mevcuttur Tarihler farklılık gösterir En önemli savaş alanı rehber kitaplardan biri olan Gallipoli, A Battlefield Guide'ta (Taylor P, Cupper P, Kangaroo Press) ise iddianın çıkış noktasının Sun-Herald Sydney gazetesinin 29 Temmuz 1973 tarihli Regiment Vanished in Cloud: Ufo Claim haberi olduğu belirtiliyor

13 Çanakkale 1915 Albümü, Milli Savunma Bakanlığı, Ankara 1999

14 Rayner agm


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.