Atatürk'ün Sevdiği Yemekler Ve Sofra Hali |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Atatürk'ün Sevdiği Yemekler Ve Sofra HaliAtatürk, boğazına düşkün, çok yiyen bir insan değildi Kendisi bir konuşmasında ziyafetlerde çok yemek yenmesini tasarrufa aykırı bulduğunu ve sağlığa zararlı olduğunu söylemiştir Sabah kahvaltısı : çay, kahve içiyor, fazla bir şey yemiyordu Soğuk ayranla, bir dilim ekmek yerdi Bazen bir kase yoğurt yer, sonra sütlü kahve içerdi Öğle yemeği : Bir iki dilim ekmek yerdi Etsiz kuru fasulye, pilav çok sevdiği yemekti Kuru fasulyeye, "yağlı fasulye" derdi Ayran ve limonata içiyordu İki dilim ekmeği ayrana batırarak yiyordu Yoğurt da ayrıca yiyordu "Kuru fasulyeye okulda alıştım" demiştir Kışla yemeği, askerî yemek sayılmıştır kuru fasulye İkindi üzeri ekmeksiz bir bardak ayran içerdi Sofradan genellikle doymuş olarak değil, aç kalkarmış Akşam yemeği : Akşam yemeğinin ayrı bir önemi vardı Devletin yönetim kademesinde yer alan kişileri genellikle akşam yemeğinin konukları olurlar ve sofrada sohbetlerin konusu ülke ve ülke meseleleri oluyordu Omlet seviyormuş, özellikle gece geç saatlerde acıkınca peynirli omlet yermiş Sahanda yumurta da severmiş Etli taze bamya de sevdiği yemeklerden Karnıyarık da severmiş Onu pilav karıştırarak yermiş Haşlanmış kuşkonmaz da sevdiği bir yemek Enginarı hiç yememiş İstediği halde hiç yiyememiş Hastayken enginar yemek istemiş Hatay'dan ısmarlamışlar Fakat kendisi komaya girmiş ve yiyememiş Arasıra fava denilen zeytinyağlı, limonlu bakla ezmesinden istediği olurdu Tatlılarla arası pek iyi değilmiş Ama gül reçeli severmiş Kahveyi orta şekerli içermiş 10-15 fincan içermiş Hergün 40-50 sigara içermiş Meyvalardan kavun seviyormuş Kavrulmuş, tuzlu leblebi, fıstık da sevdiği yiyeceklerden Soğan, sarımsak, pastırma gibi kokulu yiyecekleri sevmiyormuş İçkilerden rakı ve bira içiyordu Sofrasında çeşit bol değilmiş Köşkte hazırlanan yemekleri yiyordu Sarhoşluktan hiç hoşlanmadığı söylenmektedir Çocukluğunda annesinin yaptığı Selanik'in ıspanaklı böreğini çok severmiş Seyahatlerinde gittiği yerlerde kendisine ikram edilen yörenin yemeklerini zevkle yermiş Ama bunlar O'nun sürekli yediği yiyecekler değildi Kırşehir'de çorba, hindili pirinç pilavı, su böreği, karışık turşu ve meyva ikramları ile karşılaşmıştır Kırşehir'in su böreğini çok beğenmiş Kaman'da sahanda yumurta, yoğurt, balbaşı, pekmez ve meyva yemiş Kızarmış tavuk, bulgur pilavı da orada ikram edilen yemekler arasındadır Kaman'da ikram edilen yoğurt ve pekmez karışımı bir tatlı olan balbaşı pekmez dürüm ya da sokum biçiminde yufka ekmekle yenir ki Atatürk bu yiyeceği de sevmiş Adana'da severek yediği yemekler şunlardı: Bamya dolması, patlıcan hünkar beğendi, güveç, sini köftesi, domatesli pirinç pilavı, hanım göbeği tatlısı Tarsus'ta baklava yemiş ve ayran içmiş Ayrıca çok miktarda marul yemiş Siroza yakalanıp halsiz düştüğü günlerde tatlı yemesi gerektiğinde Yanya tatlısı ve irmik helvası çok hoşuna gitmişti Konya'da kendisine sedirler saç böreği ve Höşmerim denen kaymaklı tatlı ikram edilmiş ve Atatürk bu özel yiyeceklerden memnun kalmıştı Özellikle belediye başkanının evinde hanımı bu yemekleri O'na ikram etmiştir Atatürk'ün Sofrası Mustafa Kemal Atatürk, kardeşi Makbule Atadan'ında aralarında bulunduğu ziyaretçiler ile beraber sofrada Tarihin ilk çağlarından bu yana devlet başkanlarının çeşitli mesleklerden kişilerle sofrada oturup tartışma geleneği yarattığını biliriz Eski Yunan'da ünlü filozof Eflatun, öğrencileriyle tarihe "Diyaloglar" diye geçen tartışmalarını "Akademia"da yapardı Burası, Atina'da bir felsefe okulu durumuna getirdiği evinin bahçesi idi Eflatun'da tıpkı hocası Sokrates gibi burada öğrencileriyle günün sorunlarını aklın ve bilimin ışığında tartışırdı Böylece gerçeklere, iyiye, güzele, doğruya varmanın yolları aranırdı İşte Atatürk'ün sofrası da bu nitelikte bir sofra idi Yakup Kadri Karaosmanoğlu bir yazısında şöyle der : "Atatürk'ün sofrasından hepimizin ruhunda ve dimağında nice derin, tatlı ve ibret verici anılar, yaşama ve insanlığa dair, nice değerli dersler kalmıştır" Atatürk'ün sofradaki sözleri, felsefesi, yol göstericiliği, fıkraları, vecizeleri gerçekten bir hazine idi Bu sofrada esen hava sevgi, vefa ve arkadaşlıktı Burada ilim, sanat, kültür, nesnel görüşler, gerçeklikler, idealler yer alırdı Ülke sorunları, geleceği, çözüm biçimleri aranırdı Gönül sohbet ister, kahve bahane şiirinde olduğu gibi, MKemal için de amaç, tartışmalardı, iyiyi doğruyu bulmaktı Akıla yol açmaktı Sofra ve içki ise bir araçtı Gece yemekleri bazen müzikli oluyor, çeşitli sanatçılar konser veriyordu Mustafa Kemal Atatürk normal hayattaki hoşgörüsünü ve saygısını sofrada ikende göstermekten çekinmezdi İçkili sofralarda eğer içmeyen bir kimse sofraya iştirak ediyorsa içkileri kaldırtır ve yemeğe öyle devam ederdi Keza mübarek günlerde aynı şekilde davranırdı |
|