Şairler Ve Yazarlar: K&Amp;L |
10-10-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Şairler Ve Yazarlar: K&Amp;LKaracaoğlan XVII yyda yaşadığı sanılan halk ozanıdır, (1606-1679) Âşık edebiyatının en güçlü niteliklerini taşıyan Karacaoğlan, halk ozanlarının başında gelir Ne yazık ki, sözlü ve yazılı gelenekten beş yüze yakın şiiri derlenmiş olmasına rağmen bu ozanın kimliği ve kişiliği hakkında hemen hiç bir bilgiye sahip değiliz Karacaoğlan'ın deyişlerini bugün de canlı tutan Güney Anadolu'daki söylentilere göre o, bir Türkmen ozanıdır Aşiret hayatı içinde yetişmiş, onunla birlikte göçmüş, aşklarını, serüvenlerini o ortamda yaşamıştır Onu, Bahçe ilçesinin Fersak veya Kozan ilçesinin Gökçe köyünden çıkmış ve ömrünü yeniçeri olarak geçirmiş gösterenler de vardır Elde şiirlerinden başka hiç bir yazılı belge bulunmadığı için, bunu tartışmakta bir yarar yoktur Şiiri ve Deyişleri Karacaoğlan, çağdaşı olan kentli halk ozanlarının kapıldıkları etkiye kapılmamış, aruzla yazma gereği duymamıştır Koşma, semaî, türkü ve destan şeklindeki deyişlerini hep sekizli ve on birli hece ölçüsüyle yazmıştır Bütün bu deyişlerinde yaşadığı çevrenin dilini ve doğa güzelliklerini bütün özgünlüğüyle canlandırmıştır Söyleyişindeki ustalık, yapmacıksızlık, içtenlik ve doğruluk onu âşık edebiyatının en büyük övüncü yapmıştır Aynı zamanda besteci olan Karacaoğlan'ın, kendi adını taşıyan bir bestesi ve makamı vardır; Toroslar'da «Karacaoğlan çağırmak» türkü söylemek anl***** gelir Diğer halk ozanları gibi Karacaoğlan'ın değeri de ancak Cumhuriyet döneminde bütün parlaklığıyla ortaya çıkmıştır İlkin Sadettin Nüzhet Ergun'un başlattığı Karacaoğlan derlemeleri, daha birçok araştırıcının çabası, sözlü ve yazılı bütün kaynakların taranıp karşılaştırılması sonucunda zenginleşmiştir Eserlerindeki egemen nitelikleri göz önünde tutarak bugün ona mal edilen şiirlerin büyük çoğunluğunu onun sayabiliriz Kemal Tahir Kemal Tahir'in yaşamı oldukça çilelidir Galatasaray Lisesi'nde okurken onuncu sınıftan ayrılarak hayata atılmak zorunda kaldı Avukat kâtipliği, memurluk, gazetelerde musahhihlik, çevirmenlik, dergi sekreterliği, yazı işleri müdürlüğü gibi çeşitli işlerde çalıştı (1928-1936) Bu sırada siyasi görüşleri yüzünden kovuşturmaya uğradı Askeri isyana teşvik suçu işlediği ileri sürülerek 15 yıl hapse mahkûm edildi 12 yıl çeşitli cezaevlerinde yattıktan sonra 1950'de af kanunundan yararlanarak hapisten kurtuldu Ondan sonra ölümüne kadar verimli bir yazarlık dönemi yaşadı ve büyük üne kavuştu Sanatı ve Kişiliği Kemal Tahir, romanlarında Türkiye'deki toplum, tarih ve siyaset olaylarını köy, kasaba, kent ve ulus ölçüsünde ele alarak işledi İlk romanları (Sağırdere, Körduman, Köyün Kamburu vb) köylü insanların serüvenlerini devlet-ağa-halk ilişkileri açısından anlatır Bu ilişkilerin iktisadi temellere dayandığını kesin çizgilerle belirtir 1960'tan sonra Kemal Tahir, romanlarında genellikle uzak ve yakın tarihin siyasi düzenle ilgili olaylarını konu edinir Türk Dil Kurumu roman ödülünü alan Devlet Ana'da (1967) Osmanlı Devleti'nin kuruluş öyküsünü övgü ile anlatırken, adaletli bir düzenin özlemini ve koşullarını dile getirir Buna karşılık aynı yıllarda yazdığı bazı romanlarında (Bozkırdaki Çekirdek, Kurt Kanunu, Yol Ayrımı) Cumhuriyet dönemi ve bu dönemin simgesi olan batılılaşma akımları ve köy kalkınması konusunda oldukça kıyıcı eleştirilerde bulunur Batıdan gelen özgürlük ve eşitlik gibi kavramların Türkiye'ye aynen uygulanamayacağım savunur Bununla birlikte romanları son Osmanlı döneminden günümüze kadar Türk toplumunu çeşitli kesimleriyle yansıtan bir ayna niteliği taşır Romanları Sağırdere, Esir Şehrin insanları, Körduman, Rahmet Yolları Kesti, Yediçınar Yaylası, Köyün Kamburu, Esir Şehrin Mahpusu, Kelleci Memet, Yorgun Savaşçı, Bozkırdaki Çekirdek, Devlet Ana, Kurt Kanunu, Büyük Mal, Yol Ayrımı, Hür Şehrin insanları La Fontaine Jean de La Fontaine, Fransız şairi (1621-1695) Orman ve Sular idaresi yöneticilerinden birinin oğlu olan La Fontaine, babasının yerine aynı görevi almıştı; görevi ona çok boş zaman bırakıyordu, ama buradan aldığı para geçimine yetmiyordu O da bu yüzden edebiyata atıldı ve her telden çalmağa başladı: şiir, roman, hikâye, güldürü, opera yazdı Yazdığı çeşitli eserler kısa bir süre içinde ona ün kazandırdı (özellikle Rabelais ve Boccaccio tarzında yazdığı Hikâyeler); maliye nazırı Fouquet onu himayesine alıp maaş bağladı Fouquet gözden düşüp yargılandığı zaman La Fontaine ona sadık kalan birkaç kişiden biri oldu Kırk yedi yaşında Masallar'mı yayımladı; bunların bazıları gözden düşen koruyucusunun başına gelen felâketlerden esinlenmiştir Çağının Tanığı La Fontaine kendisinden önce kullanılmış (özellikle Eski Yunanistan'da Aisopos tarafından) bir biçimi benimsedi; genellikle insanların, özellikle çağdaşlarının kusurlarını (kurnazlık, cimrilik, övüngenlik vb) daha iyi gülünçleştirmek için kişilerini hayvanlar arasından seçti Hattâ daha da ileri giderek, birçok masalında topluma da cesaretle el attı ve toplumun gülünç yanlarını, haksızlıklarını göz önüne serdi: «Güçlü ya da yoksul oluşunuza göre yargı kararları sizi aklar ya da karalar» Bütün gülünçlüğüne ve görünüşteki hafifliğine rağmen, eserinin büyük bir bölümü siyasal nitelik taşır Zaten bu durum Louis XIV'ün de gözünden kaçmamış ve saray kibarlığından yoksun bu şairi Versailles Sarayı'na kabul etmemiştir Ne var ki, La Fontaine buna pek aldırış etmemiştir, çünkü destekten yoksun değildir Önce Orleans düşesi, sonra evinde yazarlardan, hekimlerden ve büyük gezginlerden oluşan parlak bir topluluğu biraraya getiren Madame de La Sabliere ona ödenek bağlamıştır La Fontaine ömrünü zengin bir Protestan bankerin evinde tamamlamıştır La Fontaine Masalları hemen bütün dünya dillerine çevrilmiştir Türkiye'de Şinasi'nin «Kurt ile Kuzu» çevirisi, çocuk edebiyatımızın ilk eserlerinden biri sayılır La Fontaine çevirilerinde, ünlü Türk şairi Orhan Veli Kanık'ın ayrı bir yeri vardır Masalları Ağustosböceği ile Karınca, Karga ile Tilki, Kurt ile Kuzu, Meşe ile Kamış, Toprak Çanak ve Demir Çanak, Aslan ile Fare, Tilki ile Üzüm, Altın Yumurtlayan Tavuk, Vebalılar, Sütçü Kız ile Süt Çanağı, Eskici ile Zengin Lev Tolstoy Lev Nikolayeviç, kont Tolstoy, Rus yazarıdır (1828-1910) Zengin bir toprak sahibinin oğlu olan Lev Tolstoy, çocukluğunu Yasnaya Polyana'daki aile topraklarında geçirdi Kırım'da savaştıktan ve Avrupa'nın çeşitli ülkelerini dolaştıktan sonra Rusya'ya dönünce, derebeylerin topraklarında çalışan serilere özgürlük tanınması için uğraştı 1863'te Sonya Bers ile evlendi ve on üç çocuğu oldu Yazmak arzusuyla yanıp tutuşan Tolstoy, hiç durmaksızın çalışıyordu: Napolyon I savaşları sırasında Rusya'daki hayatı anlatan Savaş ve Barış adlı eseri büyük başarı kazandı Bunalımlı ve sıkıntılı ruhunu, aile hayatının mutluluğu da huzura kavuşturamamıştı Şiddete, zorbalığa karşı çıkan ve toprak mülkiyetinin kaldırılmasından yana olan Tolstoy, yaşantısıyla düşüncesini bağdaştıramamanın acısını derinden duyuyordu Ailesinin karşı koymasına rağmen malını mülkünü bırakarak ruh huzurunu manastır hayatında ve el çalışmalarında aramayı tasarladı 1901'de, Diriliş adlı romanının kilise tarafından suçlanması aydın gençler arasında yazarın ününü daha da arttırdı ve Yasnaya Polyana'daki evi gerçek bir ziyaret yeri haline geldi Eserlerinden Birkaçı Bir Hayatın Dönemleri, Kazaklar, İvan İlyiç'in ölümü, Anna Karenina, itiraf, Kröyçer Sonat |
|