Sirk Ve Gösteri Hayvanları Gerçeği |
10-07-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Sirk Ve Gösteri Hayvanları GerçeğiHayvanları GerçeğiSİRK VE GÖSTERİ HAYVANLARI GERÇEĞİ Yunuslar intihar edebilirler mi? Sirk hayvanlarına yapılan işkenceden haberdar mısınız? Sirk ve gösteri merkezlerindeki hayvanları izlerken göremeyeceğiniz tek şey, doğalarından koparılmış ve yaşamları boyunca hapsedilmiş hayvanların yıllardır çektiği acı ve ızdıraplardır Pek çoğunuz Flipper hikayesini bilir ama hikayenin gerçek sonunu bilmez Flipper, bu sevimli yunus, film çekimlerinde intihar etti Yunuslar intihar edebilirler mi diye düşünebilirsiniz İnsan yapısının aksine yunuslar nefes alıp verebilmelerini kontrol edebiliyorlar yani istemli nefes alıp veriyorlar Yunuslar yakalandıklarında ve doğal ortamlarından koparıldıklarında istemli olarak nefes almaya son vererek intihar edebiliyor Flipper adlı filimin çekimlerinde kullanılan beş yunustan biri eğitmeni Ric O’Barry’nin kollarında intihar etti Yalnızca Türkiye bile gösteri merkezlerinde yapılan yunus ticaretinden elde edilen gelir 30-35 milyon dolardır Türkiye’de biri Bursa Korupark’ta olmak üzere toplam 12 yunus gösteri havuzu var ve bu havuzlarda 50 civarında yunus çalışıyor Üstelik yunus ticaretinin ülkemizde bir standardı yok Bu ticaret tepkiler nedeni ile Avrupa ülkelerinde yasaklanmaya başladı Oysa Türkiye, Rusya, Ukrayna, Mısır gibi ülkelerde yeni yeni canlanan ve çok talep gören bir ticaret alanıdır Buna bağlı olarak her geçen gün yeni gösteri havuzları açılıyor Yunuslar bizlerin dünyasına ait değiller Onları doğal ortamlarından koparan bizler, bu zeki ve sosyal hayvanların bedenlerinde ve zihinlerinde travmalar yaratıyoruz Yunus terapi merkezleri kurarak onlardan medet umuyoruz Hayatlarını alt üst ettiğimiz ve travmalarla yüklediğimiz yunusların terapi sağlayacağını düşünmek bile trajikomik bir durumdur Sirk dünyasında ise durum içler acısı Sirkler 1 ya da 2 saat boyunca izleyenlerin ağzını açık bırakır Çocuklar için en eğlencelisi tartışmasız vahşi hayvanlarla yapılan şovlardır; tek ayağı üzerinde duran filler, alev çemberinden atlayan kaplanlar Sirklerin parlak perdelerinin arkasına geçtiğinizde "eğlendirmeye mahkum" hayvanların çaresizliğini görürsünüz Kırbaç, dar tasma, ağızlık, elektrik şoku, çelik kancalı sopa ve diğer acı veren aletler, sirklerde filler ve diğer hayvanlar için kullanılan acı verici materyaller arasındadır Aldığınız her bilet tüm sirk hayvanlarının ömürlerini zincirli kafesler arasında adeta cezaevi ortamında geçirmesine neden olmaktadır Sizler belki o gülümsüyormuş gibi görünen hayvanların gösteri dünyasındaki hayatlarından memnun olduklarını düşünebilirsiniz Çocuklarınız, gerçekleri bilmeden sirk hayvanlarını izliyor ve gülüyor Çocuklarınıza gerçekleri anlattığınızda sirklerden nefret edeceklerdir CarrefourSA Alışveriş Merkezleri, ülkemize gelen sirk organizasyonlarının başlıca durakları arasında yer alıyor CarrefourSA Genel Müdürlüğü, yurt çapına dağılmış onlarca alışveriş merkezlerinin sınırları içinde sirk gösterilerine düzenlenmesine izin vererek, gösteri dünyasında binlerce hayvanın acı içindeki yaşamlarını sürdürmelerine aracılık etmiş olmaktadır DOĞADER olarak CarrefourSA yönetimini, hayvan kullanan sirk organizasyonlarını derhal durdurmaya davet ediyoruz Sirklerde, yunus terapi ve gösteri merkezlerinde alacağınız her bilet, gösterilerde kullanılan hayvanların acılarına ve yeni hayvanların yok edici bir süreç içine çekilmesine neden olacaktır Bolivya Hükümeti, Temmuz 2009’da aldığı bir kararla sirklerde hayvan gösterilerini yasakladı Daha önce de benzer uygulamaya ülkeler olmasına karşın Bolivya Hükümeti, sirklerde evcil hayvanların kullanımın da yasaklayarak bir ilke imza attı Dileriz ki ülkemizde de gösterilerde hayvanların kullanımını yasaklayan kararlar alınabilsin Ancak, biz DOĞADER olarak egemen kapitalist pazar mantığıyla, gösteri hayvanları sektör ve kazanç kapısı olarak görüldüğü sürece ülkemizde bu türlü yasakların getirilebileceğine inanmıyoruz DOĞADER olarak, gösteri hayvanlarının acı dolu yaşamlarına engel olmak için bireysel talep ve isteklerin gözden geçirilmesinin ne kadar önemli olduğunu bir kez daha vurguluyoruz Şüphesiz ki, bu konuda yapılacak en büyük katkı, gösteri hayvanlarının kullanıldığı yerlere gitmemek, çocuklarımıza gerçeği anlatarak, ilgili fotoğraf ve videoları onlara göstererek, çekilen acıyı anlamalarını sağlamak olacaktır YUNUS TERAPİ MERKEZLERİ Yunuslar ve engelliler arasında duygusal bir bağ ve iletişim sağlanabilir mi? Yunusların çok sosyal hayvanlar olduğu gerçeği yadırganamaz Fakat unutmamamız gereken yunusların bizim dünyamıza ait olmadıkları ve doğal ortamlarından zorla koparıldıklarıdır Arkadaş ve akrabalarından ayrılmaları, doğal yaşamlarından uzaklaştırılmaları, ölü balık yedirilerek beslenmeleri ve çoğunluklada aç kalmaları yunusların üzerinde çok yüksek stres yaratır Bunu anne ve babasından, evinden ayrılmış, karnı aç mutsuz bir çocuğun eğitim süreciyle bağdaştırabiliriz Nasıl ki ne yaparsak yapalım anne ve babası olmayan bir çocuk öncelikli karnı doymadan, sevgi ihtiyacı karşılanmadan eğitim sürecinde pek başarılı olunamayacaktır Ailesinden ayrılan vücudun da bu kadar stres yaratılan, hatta depresyona giren yunuslarla terapi anlamında duygusal bir bağ ve iletişim kurmak olanaksızdır Yunus terapi sürecinde yunustan çocuğa akan biyoenerji sürecinden (yaşam enerjisi) bahsedilmektedir Yunusların beyinlerindeki boş odacıkta yüksek titreşimli sesleri (ultrasonik) üretmelerinin ve bu seslerin insanlar tarafından duyulmasa da insan bedeninden geçerken omurga ve beynin rezonans titreşimine girdiğinin, bununda sinir ve bağışıklık sistemlerinin daha iyi çalışmasını sağladığı gerçeğine dayandırılmaktadır Gösteri havuzlarında mutlu ve eğleniyormuş gibi görünen yunuslar, çok kısa süreli bu havuzlarda tutulmakta, aşamlarının çoğunu bakım havuzları denilen birkaç küvet büyüklüğündeki bu küçük havuzlarda hareketsiz ve yalnız olarak geçirmekte ve ir balık olmalarına rağmen yüzememektedir En az 100 yunusun birlikte yaşadığı koloni hayatından koparılmaktadırlar İşte bu nedenle yunuslar tedavi süreci olarak bahsedilen biyolojik sonar sistemlerini dar alanlarda oldukları ve doğalarından koparıldıkları için kullanamamakta; dolayısı ile iletişim kuramamaktadırlar Çünkü açık denizde bir yunusun günlük yüzme miktarına ulaşabilmesi ve bu sistemlerinin çalışması için havuzda gün içerisinde en az 2500 kez gidip gelmesi gerekmektedir Aksine bizlerin çocuklarımızda tedavi ve iyileşme süreci yaratacağını düşündüğümüz yunuslarda davranış problemleri ortaya çıkmaktadır Ayrıca yunusların vücutlarında barındırdıkları cıva miktarı diğer balıkların beş katıdır ve insan vücudunda toksik etki yaratmaktadır Canlı balık yemeye alışık olan yunuslar açlıkla terbiye edilerek ölü balıkla beslenmekte, doğal hayatlarının dışında olan hareket ve davranışları yapmaya zorlanmaktadırlar Yunusların engellilerin eğitiminde yarar ve iyileştirme sürecine dahil olduğuna gösteren herhangi bir bilimsel çalışmaya rastlanmamıştır Varsayımlar üzerine kurulan bu süreçte aileler ekonomik anlamda sömürülmekte ve gereksiz umut ve hayallere kapılmaktadır İnsanlar üzerinde hayvanların rahatlatıcı etkisi eskiden beri bilinmektedir Özellikle küçük çocuklar hayvanlara karşı büyük ilgi duyarlar, onlarla etkileşime geçmek için büyük çaba harcarlar Dokunmak, sevmek hatta beslemek isterler Ve tüm bu süreçte mutlu olurlar Bu yeni bir durum değildir Bu terapi sürecinden yararlanmak için çocuğunuzun bir yunusla yüzmesi gerekmez Hayvan barınağından alacağınız kedi, köpek vb hayvanlarla, köy ortamında geçireceğiniz birkaç gün ile de bu süreci hem daha ucuza hem de sürekli hale getirebilirsiniz Siz değerli anne ve babalar! Hayatlarını alt üst ettiğimiz travmalar yarattığımız bu canlılardan; çocuğunuza nasıl bir tedavi ve iyileşme sağlayacağını düşünerek onları bu sürece dahil ediyorsunuz Yunus gösteri merkezleri birer endüstri haline dönüşmüştür DOĞADER olarak sizleri, bu anlamsız ve tedavi etkisi olmayan süreçten çocuklarınızı uzak tutmaya davet ediyoruz DOĞADER Doğayı ve Çevreyi Koruma Derneği |
|