|
|
Konu Araçları |
adımın, atıldığı, için, ilk, kentiamasya, milli, mücadele, şehzadeler |
Milli Mücadele İçin İlk Adımın Atıldığı Şehzadeler Kenti....Amasya |
10-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Milli Mücadele İçin İlk Adımın Atıldığı Şehzadeler Kenti....AmasyaAnadolu’yu mesken tutan pek çok uygarlığın izlerini taşıyan Amasya’nın gözbebeği, cumbalarıyla Yeşilırmak’ı kucaklayan evleri Ferhat’ın Şirin için dağları delip Yeşilırmak’ı elinden tutup getirdiği; Amazon kraliçesi Amasis’in kendi adını vererek, Amaseia diyerek kurduğu; antikçağın coğrafya bilgini Strabon’un doğduğu; Anadolu’da iz bırakan pek çok uygarlığın yoğurduğu; Osmanlı’nın ‘Şehzadeler Kenti’ olarak gördüğü; Mustafa Kemal’in milli mücadele için ilk adımını attığı kent burası Irmağıyla, elmasıyla, güzelliğiyle ve evleriyle meşhur, kadim Amasya şehri… HİTİTLERDEN OSMANLI’YA “Amasya, eski tarihlerde Harşena adıyla bilinir Amasya’ya hangi sıkıntı ile girilirse girilsin insanın gönlü rahatlar, huzur bulur Her türlü sıkıntıdan uzaklaşır Mısır gibi şöhretlidir Nil gibi nehri vardır Akan ırmağı hayat suyudur Çok temiz ve çok güzel kokuludur Seyretmeye doyum olmaz Eski köşkleri muhteşem ve manzaralıdır” tanımlaması da 16 yüzyıl Osmanlı ulemasının önde gelen isimlerinden Kemalpaşazade’ye ait Doğal güzelliğinin dışında insan elinin büyüsüyle daha da bir göz alıcı hale gelen kentte birçok uygarlığın izlerini görebilmek mümkün Nasıl görülmesin? Amasya değil mi MÖ 5500 yılından beri insanoğluna ev sahipliği yapan; Hitit, Frig, Lidya, Kimmer, Pers, Pers-Pontus ve Romalıların kültürünü yaşayan ve yaşatan şehir? Öyle olmasa ne işi var Harşena (Amasya) Kalesi’nin 5200 yıldır burada? Pontus krallarının kaya mezarları, Romalıların Alçak Köprüsü bir köşede; İlhanlı, Selçuklu ve Osmanlı eserleri bir başka köşede İlhanlılardan kalma Darüşşifa (Bimarhane), Selçuklu mimarisinin izlerini taşıyan Burmalı Minare Camii ve Gökmedrese, Osmanlı eli değmiş Sultan II Bayezid Külliyesi, Çelebi Mehmed Medresesi, Gümüşlü, Yörgüçpaşa, Çilehane, Şamlar camileri bütün kudretleriyle Amasya’nın binlerce yıllık tarihinin canlı şahitleri adeta KRALLAR VE ŞEHZADELER ŞEHRİ Yeşilırmak Vadisi’nin pek bilinmeyen bir başka adı daha vardır: Krallar Vadisi Zira Harşena (Amasya) Dağı’nın güneye bakan eteklerinde kalker kayalara oyularak yapılan on sekiz mağara mezarda Pontus kralları yatıyor Mağaralar içindeki mezarların en önemlisi ve ünlüsü, güneş vurduğunda cephesinin parlamasıyla tanınan Aynalı Mağara Diğerlerinden farklı olarak yerleşim ve ibadet amacıyla oyulduğu zannedilen mağarada buna kanıt olarak ‘Büyük Rahip Tes’ yazısı halen görülebilir Kral Kaya Mezarlarının, kargaşa dönemlerinde hapishane ve cezalandırma mekânı olarak kullanıldığı, VI Mithridates’in barış görüşmelerini yokuşa süren Roma elçilerini buraya hapsettiği de tarihin notları arasında Amasya, Osmanlı’nın da özel bir kentidir; imparatorluğun ‘Şehzadeler Şehri’dir Valiliğini yapan on iki şehzadenin altısının padişah olmasıyla övünçlüdür Yıldırım Bayezid, Çelebi Mehmed, II Murad, Fatih Sultan Mehmed, II Bayezid ve III Murad önce Amasya valiliği yapan, ardından padişahlık makamına kurulan görkemli isimler Amasya Sarayı’nda doğan ve 11 yaşına kadar burada eğitim alan Yavuz Sultan Selim 1515 kışını ve Kanuni Sultan Süleyman da 1554 yılının altı ayını Amasya’da geçirmiş YEŞİLIRMAK’IN KIYISINDA Anadolu’da olup tarihin akışına uyum gösteren, anıt eserlere ev sahipliği yapan birçok güzide şehir arasından Amasya’yı ayıran bir başka güzellik var Kemalpaşazade’nin yüzyıllar önce belirttiği tarihi evler ve köşkler Bu evler, Amasya kentinin bir yaşam kültürü, geleneği Bugün Yeşilırmak kıyısınca uzanan Yalıboyu evleri olarak varlıklarını sürdürüyorlar Hımış tekniğiyle, yani ahşap çatkıların arasına kerpiç doldurularak, zemin katı taştan örülerek yapılan Amasya evlerinden günümüze ağırlıkla 19 yüzyılın ikinci yarısından örnekler kalmış durumda Belki 1915 yılındaki büyük yangın ve 1939’daki deprem kente zarar vermese, daha birçokları bugün ayakta olacaktı Bunda felaketlerin dışında, hımış evlerin fazla uzun ömürlü olmamasının da payı var Amasya evleri genellikle bitişik nizam yapılmışYan yana dizilen, sırt sırta vermiş bu evler harem ve selamlık olarak düzenlenmiş Şehir içerisinde az sayıda ayrık nizam uygulamalarına da rastlanabiliyor Evler daha çok bodrum üzeri tek ya da iki katlı Üst katlar, üç tarafı pencereli ve çıkma tarzı cumbalara sahip Böylelikle hem ev planında simetri sağlanmış, hem de daha fazla yer kazanılması hedeflenmiş Özellikle Yalıboyu’nda Roma Dönemi sur duvarları üzerine yapılan ve Yeşilırmak’a bakan evlerin cumbaları, ‘eliböğründe’lerle, yani çıkmalara destek için yerleştirilen çapraz payandalarla dışarıya taşırılmış Böylece hem daha geniş, hem de daha çok pencere olduğundan daha aydınlık iç mekânlar elde edilmiş Giyotin tarzında yapılan pencerelerin önlerinde, dışarıdan bakıldığında içerisinin görülmesini engelleyen ahşap kafesler de eksik değil elbet AHŞAP SÜSLEMELERİN ZENGİNLİĞİ Amasya’nın geleneksel evleri genellikle avlulu ve bahçeli Özellikle harem ve selamlık olarak düzenlenen evlerde bahçe ortada; yani dışarıya kapalı Bahçede genellikle bir ocak ve su kuyusu bulunuyor Ama günümüzde kuyuların çoğu, işlevini kaybetmiş durumda Bahçeden konuta geçiş, yine bahçe içerisinde yer alan arnavut kaldırımlı patikadan sağlanıyor Evin merkezini oluşturan sofayı, odalar çevreliyor Bazı yapılarda ise, odalar arasında kalan ve eyvan denilen, sofayla arasında herhangi bir mimari bulunmayan mekânlar görülmekte Eski Türk evlerinde olduğu gibi, Amasya evlerinde de bağımsız bir banyo (gusülhane) kısmı yerine, odalardaki yüklük olarak düzenlenen ahşap gömme dolaplar kullanılıyor Amasya evlerinin bir başka özelliği de süslü bezemeleri Daha çok tavanlarda, kapılarda, dolap kapaklarında, pencere kafeslerinde, merdiven korkuluklarında, konsollarda ve bazı evlerin saçak silmelerinde süsleme malzemesi olarak kullanılan ahşap ve üzerindeki kalem işlemeler, mekâna büyük renk ve zenginlik katıyor Bugün Amasya’da varlığını koruyan tarihi evler arasında en görkemlisi ise kuşkusuz Hazeranlar Konağı 1865 yılına tarihlenen konak, Ziya Paşa’nın Amasya Mutasarrıflığı zamanında, defterdarlık görevi ile bulunan Hasan Talat Efendi tarafından kız kardeşi Hazeran Hanım adına yaptırılmış Geleneksel Osmanlı sivil mimarisinin nadide örneklerinden biri olan yapı, Kastamonu, Kula ve Safranbolu evlerinin görkemli bir benzeri Son yirmi yılda geçirdiği iki restorasyonun ardından bugün müze-ev olarak Amasya’nın ziyaretçilerini ağırlıyor Tüm bu güzellikler Amasya’ya gitmek, ‘Şehzadeler Şehri’ni gezmek için yeterli sebepler Kemalpaşazade’nin sözlerine son bir kez kulak kabartmak en doğrusu değil mi? Hangi sıkıntı ile gidilirse gidilsin insanın gönlünü rahatlatan, huzura kavuşturan bu kentin tarihi, zarif evlerini görme, dokunma, içinde dolaşma, sedirinde Türk kahvesi yudumlama fırsatı henüz varken yola koyulmak en doğrusu |
|