Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Ülke & Şehirler > Gezelim, Görelim

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
dağ, göl, huzurun, kovadaya, rotasıeğirdirden

Göl Dağ Ve Huzurun Rotası...Eğirdir'den Kovada'ya

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Göl Dağ Ve Huzurun Rotası...Eğirdir'den Kovada'ya



Pek de bilinmeyen bir Isparta'nın peşindeyiz Köy yollarından geçip dağ eteklerinde, göl kıyılarında dolaşan bir rotayı takip ediyoruz

GÜLLERE UZAK GÖLLERE YAKIN

Isparta dendiğinde ilk akla gelen güllerden uzaklara gidiyoruz bu sefer Amacımız, size sessiz ve huzurlu bir rota önermek Kentten çıktıktan yaklaşık 35 kilometre sonraki ilk durağımız Türkiye'nin dördüncü büyük gölü Eğirdir'den ismini alan kültürel ve turistik bir merkez: Eğirdir ilçesi Anakarayla birleştirilmiş 'ada'sı meşhur manzara noktalarından Kent merkezinden gölün göğsüne doğru uzanan bir gerdanlık gibi dururken, geceleri Eğirdir ışıklarını alabalık ziyafetinize katacağınız lokantalarıyla da biliniyor

Sabah ve akşam ışığında farklı lezzette olan göl manzarasının tadına bakmak için, Eğirdir'de bir sabah ve bir de gece geçirmeniz önerilebilir Çıkış sabahınızın ve dönüş akşamınızın ilçeye denk geldiği bir rota size bu imkânı verecektir 'Büyük Sivri' denilen tepenin eteklerinden yukarıya yükselecek herhangi bir mahalle yoluna sapmak ya da bir Yörük köyü olan Akpınar'a çıkmak, gün batımı ve doğumu için en uygun noktalar Şirin pansiyonlar, daha konforlu ve manzaralı oteller, alabalık lokantaları ve kordon boyunca uzanan çay bahçeleriyle ziyarete ayırdığınız gününüzü dolu dolu planlayabileceğiniz bir yer Eğirdir Barındırdığı üniversite kampüsü ve Konya'ya giden yolun bağlantı noktalarından olması, sürekli bir hareket ve heyecan yaratıyor ilçe içinde Hemen girişteki Baba Sultan Türbesi, çarşı merkezindeki Ulu Cami, medrese ve kale manzarasını kaçırmayın Eğer pazar günü kurulan açık pazara denk gelebilirseniz biraz alışveriş ve bolca muhabbet fırsatını hemen değerlendirmelisiniz Çünkü Isparta'dayız, burada herkes güler, herkes bir muhabbete, bir sofraya buyur etmeye hazırdır

YAŞAM DÖNGÜSÜNÜN İÇİNDE

Eğirdir Gölü'nün batısındaki ana yoldan kuzeye doğru ilerledikçe, 500 kilometrekarelik alanıyla ufak bir il büyüklüğünde olan bu büyük su birikintisinin, insan yaşamına ve doğaya nasıl şekil verdiğine tanık oluyorsunuz Barla'ya kadar dağın etekleri ile göl kıyısı arasına sıkışmış biçimde ilerleyen yol boyunca, özellikle koruma altına alınmış sulak alanlara dikkat edin Sazlıkların adeta birer orman gibi yayıldığı bu alanlarda kuşlarla ve boylarınca derinlikteki suda beslenmekte olan ineklerle, atlarla karşılaşabilirsiniz

Barla sapağına yaklaşırken, sizi kara içine doğru yöneltecek olan ana yoldan doğu tarafına baktığınızda; uygun bir saatteyseniz elma bahçelerini, tarlaların üzerinden gölü ve hemen karşı kıyıda yükselmeye başlayan Dedegöl Dağları'nı göreceksiniz Unutmayın, buralarda uzakları görmek istiyorsanız, biraz yükselmek ve gün batımı ya da gün doğumuna yakın saatlerde yolda olmak size daha fazla şans getirecektir Barla, manzaraya hâkim konumuyla, bahsi geçen bu düzlüğün hemen ardında yükseliyor

ELMALAR ve ŞİFALI SEDİRLER

Kuzeye doğru kıyıdan devam ettiğinizde Barla Dağı ve Akdağ'ın birbirlerine oldukça yaklaştıkları boğaz, artık gölün Hoyran denilen bölgesine geçmeye başladığınızın göstergesidir Artık buralara kadar ulaştığınıza göre akşam üzeri olmalı yani gece nerede uyuyacağınızı düşünmeye başladığınız zamanlar Eğer kamp yapmaya hevesliyseniz, Aşağı Tırtar Köyü sınırları içerisinde 'Ali Cinler' denilen sazlık alanda güneşin batışını yakalayabilirsiniz Sabah olduğunda tepelerdeki kaya mezarlarını ziyaret edip Yalvaç'a doğru devam edebilirsiniz Üzerlerinde bir dam olmasının rahatlığıyla uyumak isteyenlerse Yalvaç veya Şarkikaraağaç yönüne devam etmeliler

Yalvaç'a gidişiniz, solunuzda İç Anadolu'nun düzlüklerini andıran kıyılarını ve sağınızda Göller Bölgesi'nin renklerini bulacağınız bir yolculuk olacak

Özellikle kıyı tarafındaki bahçelerin birinin yanında duruverin, işte buralarda sizin mahallenin manavında son bulacak hummalı bir çalışma devam ediyor… Kırmızı yeşil elmalar toplanıyor Size sunulan elmalarla yeterince vakit geçirdikten sonra eğer müze kapanış saatinden önce yetişebilecekseniz Yalvaç Müzesi'ne ya da doğrudan Psidia Antiochia ören yerine geçebilirsiniz Tapınağı, kiliseleri, tiyatroyu ve hamamı görür, antik kentin taş yollarından yürüyüp büyük kapıdan çıkar ve güneşe su kemerlerinin ardından veda edebilirsiniz Bu arada, güneydoğu yönündeki Şarkikaraağaç ilçesine devam ederek Kızıldağ Milli Parkı'nın şifalı sedir ormanlarındaki bungalovlarda da konaklayabilirsiniz

VE BEYŞEHİR GÖRÜNDÜ…

Kızıldağ'daki sabah güneşi önerimizse, tepedeki yangın gözetleme kulesine çıkmanız olacaktır Yolu bozuk, bolca taşlı ve tozludur Büyük kısmı Konya ili sınırlarında olan Beyşehir Gölü ile ilk karşılaşmanızı yaşayacaksınız Uzaklarda sağda Mada Adası'nı ve tüm kıyıyı oluşturan geniş düzlük boyunca el oyaları gibi işlenmiş tarlaları göreceksiniz Sanki her evin hanımı, sarının farklı tonlarında örtüler dikmiş ve uçları tam birbirine denk gelir şekilde yerlere yaymış gibi

Beyşehir Gölü'nün batısındaki yoldan güneye doğru inmeye başladığınızda yol boyunca karşınıza; sayısız balıkçı barınağı, göldeki insan yaşamını gözlemleyebileceğiniz renkli yerler çıkacak Gedikli, betonlaşmaya direnen geleneksel konut yapılarıyla özellikle ziyarete değer bir balıkçı köyü Kıyısındaki Balıkçılar Kooperatifi'ne uğramayı da ihmal etmeyin Bu anayolun sizi götüreceği yer Yenişarbademli ilçesidir ki, Melikler Yaylası ve Pınargözü Mağarası'nı sınırları içinde barındırıyor Dağlar ve göllerin yüksek yaylalarla buluştuğu, yörük yaşamının içinde kamp yapabileceğiniz sulak düzlükleriyle aklınızdan asla çıkmayacak bir yerdir

ROTA TAMAMLANIYOR

Sizi batıya götürecek yolu izlediğinizde, Roma döneminde dinsel amaçlar ve sığınak olarak da kullanılmış olan Zindan Mağarası'nı görebileceğiniz Aksu İlçesi'nden geçersiniz Artık rotanızı güneye yöneltip, Sütçüler sınırları içerisinde olan Adada antik kentine ve oradan Yazılı Kanyon'a ulaşabilirsiniz Ama bizimle gelirseniz, biz Kovada Gölü kıyısından geçip Akpınar Köyü'ne, kıpkırmızı Eğirdir güneşini yakalamaya gideceğiz ve bir daireden oluşan rotamızı tamamlamış olacağız

Göller her ne kadar insan gözünün algıladığı ölçülerde 'dağlar kadar' büyükmüş gibi görünse de, yaşı çok değil 60 civarlarında bir göl insanı ile biraz sohbet ettiğinizde; sadece 15 yıl önce balık tutulan yerlerin bataklık olduğunu, 30 yıl kadar önce yüzülen yerlerinse bugün tarla olarak sürüldüğünü öğrenmek insanı ürpertiyor Yani bir insan ömrü boyunca gözlenebilen bir grafikle kurumaya devam ediyorlar Ekolojik hassasiyeti bakımından çok önemli ve geniş bir alana bereket sunuyorlar Çünkü göl demek; balık demek, elma demek, tarla demek, böcek demek, saz demek, emek demek… İnsan aklının alamayacağı büyüklükte bir yaşam döngüsü, insan gözünün fark edemediği bir yavaşlıkta geri çekiliyor sessiz sessiz Buralarda gezerken fark ettiklerinizi, eve döndüğünüzde de unutmayın Bereketi unutmayın ama kuraklığı hatırlayın…


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.