|
|
Konu Araçları |
fethiyeturizmi, hakkında, pansiyonlartarihi, yerler, ölüdeniz, şeyoteller |
Ölüdeniz (Fethiye)Turizmi Hakkında Her Şey(Oteller -Pansiyonlar-Tarihi Yerler) |
10-07-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Ölüdeniz (Fethiye)Turizmi Hakkında Her Şey(Oteller -Pansiyonlar-Tarihi Yerler)Yokuşlu inişli yolun sonunda birden müthiş bir mavi çıkıverir karşınıza Burası Belcekız Koyu’dur Koyun içinden uzanan kumsalı yürüdüğünüzde ise eşsiz Ölüdeniz’i görürsünüz Ölüdeniz büyülü gibidir, kıpırtısız durur öylece Dibinde tek bir yosun bile yoktur, beyaz bir kumla örtülüdür Suyun ve dibinde kumun kırdığı ışık turkuaz bir renk verir Ölüdeniz’e Çamların gölgesi düşer ve bu etkileyici türkuazı zenginleştirir Belcekız adı da bir efsaneye dayanıyor Eski çağlarda buralardan geçen gemiler açıkta demirler ve içme suyu almak üzere kıyıya sandalla çıkarlarmış Bir gün yaşlı bir kaptanın genç, yakışıklı oğlu su almak için koya çıktığında güzel mi güzel Belcekız’ı görür Görür görmez de vurulur Kızın yüreğine de ateş düşer Ama delikanlı suyu alıp dönmek zorundadır Gemi uzaklaşıp gider Belcekız hep kıyıyı, sevgilisini kollar Delikanlı da geminin buralardan her geçişinde su almaya gelir Böylece görüşür, sevişirler Bir gün gemi buralardan geçerken fırtına patlar Genç, babasına burada korunaklı, havuz gibi bir koy olduğunu söyler İhtiyar kurt ise oğlunun gönül macerasını bilmektedir Oğlunun sevgilisini görmek uğruna gemiyi parçalamayı göze aldığını sanır Dalgalarla birlikte kavga da büyür baba oğul arasında Gemi tam kayalıklara çarpacakken kaptan bir kürek darbesiyle oğlunu denize atar ve dümene yapışır ki durumu görür Deniz dönerek çarşaf gibi bir koya girmektedir Oğlan orada ölür Kayaların üzerinde sevdiğini bekleyen Belcekız da kendini kayalardan atıp ölür İşte o gün bu gündür kızın öldüğü yere Belcekız, oğlanın öldüğü yere Ölüdeniz denir Günün ilerleyişine göre rengi değişip duran deniz belki de bir oğlana bir kıza yanmaktadır Ölüdenizde yeterli otel ve lokanta bulacaksınız Ölüdeniz’de 950 hektarlık alan Kıdrak Tabiat Parkı ilan edildi ve koruma altına alındı Ölüdeniz Lagünü ve Kıdrak Plajını kapsayan bu alan aynı zamanda SIT bölgesi ve özel çevre koruma alanı içinde kalıyor Alanın içindeki Kumburnu Günübirlik Dinlenme Tesisleri Muğla Valiliğine bağlı MELSA Ltd Şti eliyle işletiliyor Yılda 400000’ e yakın kişi giriş yapıyor alana Giriş ücretli Bir büyük iki küçük kafeterya hizmet veriliyor Fast food türü yiyecek ve içecek satışı yanında Şark köşesinde saçta gözleme yapılıyor Piknik yapmak isteyenler için düzenlenmiş bir piknik alanı da var Ama mangal yakmak Mayıs – Ekim ayları arasında yasak Şezlong ve şemsiye kiralamak mümkün Otopark duş-WC hizmetleri ücretsiz 650 araç kapasiteli otopark güvenlik kameraları ve görevliler ile denetim altına alınmış Plajda su sporları (kano, parasailing, su kayağı, banana) işletmesi de var Meraklıları için not edelim MELSA’ya ait bir de el sanatları satış yeri de var Muğla yöresinin el işi ürünleri satılıyor Bu olağan üstü doğa parçasının temizliği ve korunması için titizleniliyor Kurulan laboratuar ile Belcekız Plajının tamamında günlük olarak deniz suyuna ilişkin ölçümler yapılıyor Plaja ISO 14001 belgesi alınması çalışması başlatıldı Türkiye’de ilk kez Kıdrak plajı bu belgeye sahip olmuş olacak Ölüdeniz ve çevresi(mutlaka görün) Ölüdeniz-Belcekız: Turizm otoritelerince "Tanrının Dünyaya bahşettiği cennet" olarak nitelendirilen Ölüdeniz, ülke dışına taşan ünü ile dünyaya mal olmuş bir turizm merkezidirKıyılara kadar uzanan yemyeşil çam ormanları, içinde yeşilin, mavinin ve morun her tonunun görülebileceği ılık denizi, uzun kumsalı ile Ölüdeniz bir Dünya harikasıdır Son yıllarda, 1975 m yükseklikteki Babadağı'nın doruklarından paraşütle atlayanlar, dünyanın en nefes kesici manzarasıyla karşılaşmaktadırlar Yılın on ayı denize girme olanağı sunan bu eşsiz koyda çok sayıda turistik tesis, restoran, alışveriş merkezi ile sağlık kabini, duş-tuvalet, büfe, kabin vb üniteler bulunmakta, ilçeye 14 km uzaklıktaki merkeze gün boyu dolmuşlarla ulaşım sağlamaktadır Kelebekler Vadisi: Ölüdeniz 'den 3-4 mil uzaklıkta, etrafı 350 m yükseklikte dağlarla çevrili bu ilginç kanyon adını, temmuz-eylül ayları arasında görülen "Jarsey Tiger" adlı kelebeklerden almıştır Yaz kış akan küçük şelale, geniş kumsal, tertemiz deniz, pırıl pırıl çakıl taşları ve çevreyi süsleyen pembe zakkum çiçekleri ile küçük bir yeryüzü cenneti olan koya ulaşım, Ölüdeniz'den teknelerle sağlanmaktadır Dünya gezginlerinin buluşma yeri olan vadide çadırlı kamp alanı, restoran, bar, roof, duş, kabin vb olanaklar sunulmaktadır Oniki Adalar: Birbirinden güzel, sayısız koylarla süslü Kapıdağ Yarımadası ve adalardan oluşan, balıkçıların "Karanlık İçi" olarak tanımladıkları kesim mavi yolcuların uğrak yeridir Fethiye ve Göcek 'ten düzenlenen günübirlik turlarla da ulaşılan Yassıca Adalar, Hamam Koyu, Kurşunlu Koyu, Yavansu, Bedri Rahmi Koyu, Tersane Adası, Göbün Koyu, Boynuzbükü, Göcek Adası, Domuz Adası, Zeytin Adası, Kızıl Ada yörede "12 Adalar" olarak ta anılmakta ve en önemli çekim alanı özelliğini taşımaktadır Göcek: İlçeye 30 km uzaklıkta, Fethiye-Muğla karayolu üzerindedir Şirin bir balıkçı kasabası görünümünde olan Göcek, son yıllarda yat turizminin en önemli merkezlerinden biri haline gelmiştir Doğal limanının yanı sıra etrafını çevreleyen çamlık tepeleri, yakınındaki ören yerleri, çok sayıdaki koy ve adaları ile eşsiz bir turizm cennetidir Kayaköy: Kuruluşu kesin olarak bilinmeyen ve depremler sonucu birkaç ev tipi mezarı dışında bütünüyle yok olan antik Karmillassos'un üzerinde 14 yy dan başlayarak kurulmuş bir Rum yerleşimidir Eski adı Levissi'dir Yaşamı boyunca çevresindeki beş Türk köyünün halkı ile bütünleşen ve dostluk, kardeşlik, barış kavramları üzerinde insanlık dersleri veren Kaya köy bölgemizin gurur kaynaklarından biridir 1922 yılında Türk ve Yunan hükümetleri arasında imzalanan bir "nüfus değişimi" anlaşması uyarınca, Kaya köyün Rum ahalisi ile Batı Trakya'da yaşayan Türk ahali karşılıklı olarak yer değiştirmiştir Yamaç Paraşütü: Fethiye'de 6 Seyahat Acentesi tarafından, 1975 metre yükseklikteki Babadağı'n doruklarından gerçekleştirilen yamaç paraşütüne ilgi, tüm dünyada bir çığ gibi büyümektedir Termik noktalarının zengin ve yaygın olması, atlayıştan sonra, daha da yükselerek deniz üzerinde uçabilme özelliği, çevredeki bitki örtüsünün zenginliği, doyumsuz güzellikteki Ölüdeniz manzarası, denize sıfır inen tatlı bir eğim ve daha pek çok nedenle Babadağ, rakipsiz bir yamaç paraşütü merkezi konumundadır Muğla ilinin Fethiye ilçe sınırlarında yeralan Babadağ deniz kıyısından 7 km içeridedir Ölüdeniz kumsalının hemen arkasında yükselir ve tam güneye bakar Kalkış pistine Ölüdeniz'den 45 dakikalık stabilize ancak düzgün sayılabilecek yolla ulaşılır Nisan - Ekim arası güvenli uçuşlar yapılmaktadır NOT: Yamaç paraşütü yapabilmek için alt yaş sınırı 16'ı üst yaş 55 'dır Üst yaş sınırı için sağlık durumuna göre esnek olunabilir Kilo sınırı en az 40 kg, en çok 130 kg'dir Epilepsi, astım, kalp, bel ve omurga rahatsızlıkları olanlar yamaç paraşütü eğitimlerine katılamazlar ÖLÜDENİZ'DE YAMAÇ PARAŞÜTÜ Kalkiş Pistleri: Babadağ da toplam üç pist vardır 1700 metre güney pisti kalkış için çok müsaittir 1800 metrelik kuzey pisti biraz küçük ve diktir 1900 Metre kuzey zirve pistinin kalkış alanı oldukça rahattır Genelde 1700 metrelik pist günün büyük bölümünde tam karşıdan güney rüzgarı aldığı için genelde buradan uçulur Oldukça geniş olan piste aynı anda 20 civarında kanat serilebilir İniş Pisti: Ölüdeniz kıyısındaki Belcekız plajı, uzun ve genişliği ile oldukça rahat ve güvenli bir iniş alanıdır Meteorolojik Özellikler: Yaz sezonu boyunca hava tutarlılık gösterir Bazen sabah saatlerinde kuzey rüzgarı eser ve kuzey pistlerinden vadi içine kalkış yapılır Güney pisti günün büyük bölümünde 5-20 km arasında güneyden esen rüzgarı karşılar Dikkat edilmesi gerekenler: Özellikle sezonun başı ve sonu olan mevsim değişikliği aylarında havada hızlı değişimler olabilmekte ve kalkış alanına bulut inebilmektedir Güney pistinde, öğleye kadar geçen sürede dağın batı ucundan gelen batı rüzgarı, sahte güney rüzgarı yaratarak yanıltabilmektedir paraşüt firmaları Focus Tel(0-252) 617 04 01 Exterme Tandem Paragliding Tel(0-252) 617 01 20 - 617 00 18 Easy Rider Tel(0-252) 617 01 14 Fethiye'de tatil yapmak plajda veya yüzme havuzu başında uzanmaktan çok daha fazla bir anlam taşıyor Her nekadar Bezay Hotel havuzundan ayrılmak istemeseniz de Fethiye civarında yapılabilecek bir sürü etkinlik vardır Örneğin, Yamaç Paraşütü sayesinde bir doğa harikası olan Ölüdeniz'i 1975 metre yükseklikten yavaş yavaş alçalarak izleyebiliyorsunuz Bu yükseklikten sadece Patara Plajı ve Dalaman'ı değil açık bir günde Rodos'u bile görebilirsiniz Ya da Fethiye'nin zengin florasını tanımak isteyenler trekking yapabilirler Türkiye sularında bulunan önemli batıklar ve su altı mağaraları da dalıcılar tarafından keşfedilmeyi beklemektedir Ayrıca, önemli bir jeotermal kuşak üzerinde yer alan Türkiye, kaynak zenginliği ve potansiyeli açısından dünyada ilk yedi ülke arasına girmektedir Kuşkusuz, eski Likya şehri Kaunos'un sakinleri, yakınlarındaki Köyceğiz Gölünün maden bakımından zengin çamurunda banyo yapmışlardır Trekking: Antik dönemlerde, Likya kentlerini birbirine bağlayan patikalar zinciri, "Likya Yolu" olarak adlandırılıyor "Likya Yürüyüş Yolu" nun başlangıç noktası Ovacık Köyünde Babadağ'ın eteği Bu etkinlik için yalnızca standart yürüyüş malzemesine ihtiyacınız olacak Her 100 metrede bir karşılaşacağınız yön levhalarını izleyerek yürüyüşünüzle ilgili gerekli bilgileri edineceksiniz Yolunuz üzerindeki küçük dağ köylerine uğrayacak, sıcak ve dost insanlarla ve onların yarı - göçebe yaşantılarıyla tanışacaksınız Fethiye ile Kaş arasında ve hatta Antalya'ya kadar uzatabileceğiniz yürüyüş, Likya Yolu'nun birinci bölümünü oluşturuyor Faralya (Uzunyurt) Köyü, Dodurga, Pınara - Letoon - Xanthos antik kentleri ve Patara bu bölümün uğrak yerleri arasında Fethiye - Marmaris yönündeki ikinci bölüm ise, Dalyan'ın ünlü kaplumbağa plajına da ziyaret olanağı sağlıyor Likya Yolunun muhteşem doğal ortamında yapacağınız yürüyüş yaşamınıza büyük renk katacak Sualtı Dalışı: Türkiye sularında bulunan önemli batıklar ve su altı mağaraları dalıcılar tarafından keşfedilmeyi beklemektedir Denizdeki yaşam, balıklar, ahtapotlar, kabuklular, yunuslar, mercanlar ve değişik türlerde bitki ve diğer canlılardan oluşan renkli bir çeşitliliğe sahipÖlüdeniz ve Fethiye'deki dalış acentalarının organize ettiği günübirlik ve haftalık turlara katılarak deneyim kazanabilir ve usta eğitmenlerden sertifika kursları alabilirsiniz Sağlık sorunu olmayan herkesin bir dalgıç rehber - balıkadam eşliğinde kolayca yapabileceği bu spor, ilk denemenizden sonra vazgeçemeyeceğiniz bir tutkuya dönüşecek Eğer yüzmeyi biliyorsanız ve Akdeniz'in derinliklerini keşfetmek istiyorsanız tamamı tecrübeli ve lisanslı dalgıçlardan oluşan kadrolarıyla sizi derinliklerin büyüsüne götürecek olan dalgıç turlarından birine katılabilirsiniz Saklıkent Eşen çayı, Saklıkent Kanyonu içinden çıkıp gün ışığı ile kucaklaşarak ovaya yayılırken; çayın kenarlarındaki dinlenme terasları, köşk, çarşı ve barlar ziyaretçilerle dolup taşıyor Esas serüven ise, 1 milyon lira karşılığında girilen hınca hınç dolu kanyonun ağzında başlıyor Dışarıya taşarcasına çıkan sular, bu bölümde geçit vermezken, daha 80'li yıllarda kanyon içine kurduğu restoranda turizm yapmayı kafasına koyan Ekrem Uçar'ın kayaları delerek açtığı yol ile sular üzerinden geçiş sağlanıyor Yolun bundan sonrasında Eşen Çayı kıyısına gelince, dizinize kadar yükselen buz gibi soğuk suları yürüyerek aşmanız gerekiyor İşte tam bu noktadan sonra, her 10 metrede değişik bir yapı sergileyen gizemli kanyonun derinliklerine doğru yol alıyorsunuz Bazen çatlak iyicedaralıyor, hatta gökyüzü görünmez oluyor Zeminde çamur rengi sular, yer yer odacıklar ve kademeli yükseklikler, 18 kilometre boyunca sürüyor Kayaları aşarken, el verip sizi yukarı çeken centilmen köy gençlerinin yardımıyla yol alıyorsunuz Bu yolculuk sırasında güzellik uğruna koyu renkli çamurları kol ve bacaklarına süren ziyaretçiler; bir yandan da son derece dikkatli adım atıp, kayalara çarpmamaya ve düşmemeye çalışıyorlar Fotoğraf çekenler, çamura buladıkları parmaklarıyla duvara yazı yazanlar, kameralarıyla belgesel hazırlamaya çabalayanlar, bir süre sonra artan nem ve yorgunlukla halsiz düşüp geri dönmeye başlıyorlar Köpürerek çıkan sularda serinleyip çayın karşı yakasına gecenler ise, doğayla ettikleri bu mücadelede zafer kazanmanın sarhoşluğu içinde, su üzerine veya yanına kurulu ahşap masalara yerleşiveriyorlar Sadece su sesinin duyulduğu restoranda, alabalık ve ızgara çeşitleri yenirken, içki de içilebiliyor Masa yerine yer sofralarını tercih edenler arasında, ayaklarını suya sarkıtanlara ve sırt üstü yatanlara da rastlanıyor |
|