Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Genel Kültür & Serbest Forum > ForumSinsi Ansiklopedisi

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
müzik, tarihcesi

Müzik Tarihçesi

Eski 10-06-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Müzik Tarihçesi



Müzik

Dünyaya gözlerimizi açtığımız ilk günlerde annelerimizin ninnileriyle, bilincine varmadan müzikle tanışmış oluruz Daha sonra duyduğumuz sarkılan, sözlerinin anlamını kavramadan tekrarlar, melodisini yakalamaya çalışırız Bir tencere ya da masaya vurarak ilk kez kendi kendimize müzik yapmanın tadına varırız İlkokul çağında mandolin ya da flüt gibi gerçek bir müzik aleti çalmaya başlamak başlı başına bir mutluluktur Müzikle tanışıklığımız arttıkça, müziğin coşku, sevinç, korku ve keder gibi duyguların anlatımındaki gücünü keşfederiz Aynı zamanda flüt, piyano ve keman gibi müzik aletlerini çalabilmenin, yeteneğin yanı sıra sıkı ve düzenli bir çalışma gerektirdiğini de öğreniriz

Müzik en basit melodiden en karmaşık parçalara kadar çok çeşitli türleri kapsar Biçimi ne olursa olsun, her türlü müzik kendine özgü, değişik bir etki yaratır Müzik türleri arasında yapılan seçim tamamen kişisel zevke dayanır

Müziğin resim ve heykel sanatıyla ortak yönleri vardır Ressam yapıtını yaratırken boya, fırça ve tuval; heykelci taş, çekiç ya da alçı kullanırken, besteci de sesleri ve sesleri simgeleyen nota sistemini kullanır Bestecinin yarattığı ürüne müzik yapıtı, kompozisyon ya da beste denir Müzik temelde seslerden oluştuğu için din, dil ve kültür farklılıklarından bağımsız olarak herkesçe duyumsanabilir Bu bakımdan sanatlar içinde en evrensel olanıdır

Müzik ve Ses

Ses, uygulanan belirli bir basınçla havanın titreşmesi sonucu oluşur (bak Ses) Belirli bir zaman aralığı içindeki ses dalgalarına frekans denir Titreşimler hızlandıkça, kulağımıza ulaşan dalga sayısı da artar; bir başka deyişle sesin frekansı yükselir İnsan kulağı frenkansı "sesin yüksekliği" ya da btsesin alçaklığı" olarak algılar Buna ses perdesi denir Frekans yükseldikçe ses perdesi de yükselir Besteciler müzik bestelerken belirli bir perdenin seslerini kullanırlar Her müzik aletinin ses perdesi değişiktir Pikolo, flüt ya da keman gibi bazı müzik aletleri yüksek perdeden, kontrbas ya da tuba gibi müzik aletleri ise alçak perdeden ses çıkarır

Birbirinden kopuk ve düzensiz frekanslardan oiuşan seslerin belirli bir perdesi yoktur Eğer sesi oluşturan frekanslar düzenli ve birbiriyle uyumluysa, oluşan sesin belirli bir perdesi var demektir, Frekanslardan biri genellikle ötekilerden daha güçlüdür ve tek başına ses perdesini belirler İşte bu frekans "nota" adını verdiğimiz sesi oluşturur

Kemanla çalman bir nota, obua ya da klarnetle çalındığında kulağımıza değişik gelir Bunun nedeni kısmi sesleri oluşturan öteki frekansların her müzik aletinde değişik olmasıdır Bu frekanslara doğal armonikler denir Her müzik aletinin kendi doğal armonikleri ve buna bağlı olarak kendine özgü bir ses rengi, tınısı vardır Ressamların renkleri ve gölgeleri değişik biçimlerde kullanmaları gibi besteciler de müzik aletlerinin kendine özgü ses renginden yararlanarak özel etkiler elde ederler

Bir resme ya da bir heykele ne zaman istersek bakabilir, karşısında dilediğimiz kadar durup, inceleyebiliriz Oysa bir müzik parçası bir kez dinlenmekle son bulur Bu nedenle müzik parçalarının kalıcı olmasını sağlamak için özel işaret ve simgelerden oluşan bir sistem geliştirilmiştir Besteci yapıtını bu simgeleri kullanarak kâğıda geçirir Bu yazım sistemine "notasyon" ya da "nota yazısı" adı verilir Seslerin yüksekliklerini, sürelerini ve öteki özelliklerini gösteren grafik simgelere nota, notaların üzerine yazıldığı birbirine paralel, beş yatay çizgiden oluşan nota satırlarına porte denir Notalar tam anlamlarına sese dönüştürüldükleri anda kavuşurlar

Bir müzik yapıtını genellikle bestecinin kendisi seslendirmez Bununla birlikte pop ya da halk müziğinde besteyi sunan genellikle bestecinin kendisidir Bir müzik parçasını seslendirmek ayrı bir sanattır Besteyi seslendiren sanatçı kendine özgü tekniği ve yorumuyla besteye ayrı bir renk katar Müzik parçaları konser ve resitallerde doğrudan ve bir kere dinlenebilir Oysa günümüzün teknik olanaklarıyla yapılan ses kaydı, müziğin kalıcı olmasını sağlamıştır

Müziğin Başlangıcı

Müzik en eski sanat dallarından biridir Tarihöncesi devirlerde kuşların ötüşünden, suların şırıltısından, yağmurun sesinden, rüzgârın ve kıyıya vuran dalgaların uğultusundan esinlenen ilk insanlar, içi boş bir kütüğe deri geçirip vurarak, hayvan bağırsaklarından yapılan ipleri çekerek, boynuz, kemik ya da odundan boruları üfleyerek doğadaki sesleri taklit etmeye başladılar Başlangıçta işaret vermek amacıyla kullandıkları bu sesleri sonraları hoşlarına gidecek biçimde düzenleyerek kendi ilkel müziklerini yarattılar Eski zamanlardan beri müziğin, dinsel törenlerde önemli bir yeri oldu Günümüze ulaşabilen en eski müzik yazmaları Hindistan'da 3000 yıl öncesinden kalma Veda ilahileridir

Müzikle ilgili ilk kuramları geliştiren Eski Yunanlılardı Müzik ve dansın insanların yaşamında önemli bir yer tuttuğu Eski Yu-nan'da, şairler lir eşliğinde destanlar söylerdi Müzik sözcüğü Eski Yunan'da sanatın esin tanrıçaları olduğuna inanılan Musalar'ın adından türetilmiştir Bununla birlikte o dönemde mousike sözcüğü, Musa-lar'ın koruması altındaki her sanat ya da bilim dalı için kullanılan genel bir terimdi İÖ 6 yüzyılda akustiğin temelini kuran Pisagor (Pythagoras) müziği matematiksel yoldan çö-zümleyerek, bir sesin yüksekliği ile telin uzunluğu arasındaki ilişkiyi saptadı, Belirli uzunlukta-Kİ bir telde çalman notanın frekansının, iki kat uzunluktaki bir telde çalman notanın frekansının tam iki katı olduğunu buldu

Çinliler de Eski Yunanlılar gibi müziğin sevinç ve keder gibi duygular uyandırmaktaki gücünün bilincindeydiler Müziğin tanrısal bir gücün yankısı olduğuna inanıyorlardı Bu inanç daha sonraları da sürdü ve Hıristiyan-lık'ın ilk yıllarından başlayarak, müzik etkili bir dinsel anlatım aracı oldu Müzik sözün taşıyıcısı olarak kullanıldı Melodi dinsel metnin aydınlatılmasına yardımcı oldu Martin Luther de içinde olmak üzere önde gelen Hıristiyan din adamları müziğin yalın ve dindarlığı güçlendirici olmasından yanaydılar

Müziğin kuramsal gelişimi tarih boyunca çeşitli evrelerden geçti Ortaçağda dinsel müzik bugün tonalite adı verilen majör ve% minör ses dizileri dışında kalan ses dizilerine yani morlara göre yazılıyordu Tonalite ve oktav (birinci sesten sekizinci sese kadar olan aralık) 17 yüzyılda geliştirildi

Armoninin Doğuşu

9 yüzyılın sonlarına doğru Hıristiyanlık'ta dinsel sözleri içeren tek sesli müzik (sequen-tia) yaygınlık kazandı Aynı dönemde iki ya da daha çok sesin bir arada duyulduğu günümüzde organımı olarak anılan armoninin ilk örnekleri ortaya çıktı Koroların ve koral müziğin kiliselere girmesi ortaçağda gerçekleşti

11 yüzyılda notalar dört paralel çizgi üzerine yazılmaya başlandı Bugünkü nota yazımı o dönemde geliştirilen neuma yazımından türetildi Günümüzde kullanılan notasyon birlik, ikilik, dörtlük, sekizlik, on altılık, otuz ikilik ve altmış dörtlük notalardan oluşur

12 ve 13 yüzyıllarda motet adı verilen ayin müziği, dindışı müzikten etkilenerek yaygınlık kazandı Fransa'da bu müzik îroubadour ve truver denen saraylı saz şairleri ve gezgin halk ozanları tarafından geliştirildi Almanya'da sevda şarkıları söyleyen Minnesinger'ler ortaya çıktı Madrigaller ve 13 yüzyılda başlayan çalgılı müzik Avrupa'da yaygınlaştı

Rönesans Müziği

15-17 yüzyıl başları arasındaki dönem, uzmanlarca müziğin Rönesans'ı olarak nitelendirilir Sanat ve edebiyatla ilgili olarak kullanılan bu terim, o dönemde müzik alanında gerçekleştirilen bir dizi hızlı gelişmeye işaret eder Bu dönemde kontrpuan tekniği yoluyla, birden çok sesin eşzamanlı olarak duyulmasına olanak veren yapıtlar bestelendi Bunlar çoksesli müziğin ilk örnekleriydi Aynı dönemde ortaya çıkan öteki müzik biçimlen Fransa'da halk şiirlerinin bestelenmesiyle oluşan şanson'lar ve rondo'lardır

15 yüzyılda Avrupa'nın en önemli müzik merkezi, Fransa'nın doğusundaki Burgonya Sarayı idi Buraya dönemin birçok ünlü bestecisi öğretmenlik yapmak ve çalışmak için gelirdi 16 yüzyılda İtalyan Giovanni Pierlui-gi da Palestrina, Flaman Orlando di Lasso ve Adriaan Willaert, İngiliz Thomas Tallis ve William Byrd gibi sanatçılar besteledikleri missa, motet ve kantatlarla koral müzikte önemli gelişmelere öncülük ettiler

Rönesans döneminde yalnızca çalgı için bestelenmiş; org, klavsen, klavikord, epinet ve virginal gibi aletlerle çalman müzik önemli ölçüde gelişti

Barok Müzikten Klasik Müziğe

Müzikte 17 yüzyıl ile 18 yüzyılın ilk yarısı arasındaki dönem barok dönem olarak bilinir Dinsel ve dindışı müziğin kesin olarak birbirinden ayrıldığı bu dönemdeki en önemli gelişmelerden biri de çalgı eşliğinde söylenen dindışı solo şarkılardı Bu şarkılar sonradan gelişecek olan operanın ilk örnekleri sayılır Gene aynı dönemde büyük besteci Johann Sebastian Bach, kısa bir temanın belirli aralıklarla yinelenmesinden oluşan füg'ü yetkinleştirdi Barok dönem bugün bildiğimiz anlamda orkestraların ilk örneklerinin kurulduğu, çalgıların bugünkü biçimini almaya başladığı bir dönemdi

Barok döneminin en büyük bestecileri İtalyan Claudio Monteverdi, Alman Heinrich Schütz, Johann Sebastian Bach, Georg Fried-rich Hândel ve İngiliz Henry Purcell'dir

O dönemde Fransa'nın yetiştirdiği büyük besteciler Jean Baptiste Lully, François Cou-perin ve Jean-Philippe Rameau'dur Lully, Fransız orkestra müziğinin ve opera geleneğinin kurucusu, Couperin klavsen müziğini yet-kinleştiren besteci, Rameau ise yetkin bir besteci olmanın yanı sıra, armoni biliminin kurucusu olarak tanınır

1740'larda Almanya'da Mannheim Sarayı'nda, Johann Wenzel Anton Stamitz'in kurduğu orkestra, konçerto ve senfoni gibi birçok yeni müzik biçimlerinin gelişmesinde önemli rol oynadı

Klasik Müzik

18 yüzyılın sonlarına doğru, müzikte klasik dönem başladı Günümüzde klasik müzik terimi pop, folk ve caz müziğinden oldukça farklı bir müzik türü için kullanılır Müzik uzmanları için gerçek klasik müzik, yaklaşık 1760'tan 1830'a kadar Avusturya'nın başkenti Viyana'da gelişmiş olan müziktir Bu dönem Franz Joseph Haydn, Wolfgang Amadeus Mozart ve Ludvvig van Beethoven gibi büyük bestecilerin konçerto, senfoni, sonat, yaylı çalgılar ve oda müziğini en yetkin düzeye ulaştırdığı dönemdir

Müzikte duyguların yanı sıra düşünceye de yer veren ilk besteci, çalışmalarıyla kendisinden sonra gelen birçok sanatçıyı derinden etkileyen Beethoven'di Aynı dönemin öteki önemli bestecileri Fransız Hector Berlioz ile Macar Franz Liszt, Avusturyalı Franz Schu-bert, Polonyalı Frederic François Chopin ve Alman Robert Schumann'dı

Romantikler

19 yüzyılın sonlarında yeni arayışlara sahne olan müzik dünyasında tartışma konusu olan değişik görüşler besteciler arasında ayrılmalara yol açtı Beethoven müziğe düşünce yüklü yeni bir içerik kazandırmıştı Onu izleyen ve müziği seçkin sınıfların bir eğlence aracı olmaktan çıkararak, kesintisiz ve alışılmışın dışında bir armoni anlayışıyla yaratmaktan yana bazı sanatçılar, Alman besteci Richard Wagner'in önderliğinde müzikte Alman Roman-tizm'i olarak bilinen yeni bir akım başlattılar Müziğin sınırlarını zorlamamasını savunan ve romantiklerin getirdiği yeniliklere karşı çıkan besteciler ise Johannes Brahms'ın çevresinde toplandılar

Bu iki düşünce akımı 20 yüzyıla kadar birçok besteciyi etkiledi Avusturyalı besteci Gustav Mahler ile Alman besteci Richard Strauss, Wagner'i izlediler ve orkestra için uzun senfonik yapıtlar bestelediler Öte yandan Fransa'da Wagner geleneğinin yaygın olduğu bir dönemde Fransız besteci Charles Ca-mille Saint-Saens klasik modellere bağlı kalarak titiz, zarif ve duygulu müzik parçaları yazdı Aynı dönemde Mihail İvanoviç Glinka Rusya'da ulusal müzik hareketini başlattı Pe-ter İliç Çaykovski romantik bir besteci olarak tanındı Dönemin öteki ünlü Rus bestecileri Aleksandr Borodin, Modest Mussorgski ve Nikolay Rimski-Korsakof, yapıtlarında özellikle halk öykülerini konu aldılar ve Rus halk şarkılarından esinlendiler

19 yüzyılda operada önemli gelişmeler gözlendi Operanın bu dönemdeki başlıca bestecileri İtalyan Gioacchino Rossini ve Giu-seppe Verdi romantik bestecilerdi Ama gene de dönemin en önemli opera bestecisi, alışılmış kalıpların dışına çıkarak güçlü orkestralara ve güçlü şarkıcılara yer veren, yapıtlarında edebi ve felsefi düşünceleri konu alan, müziği öteki sanatlarla işbirliği içinde algılayan ve operaya "müzikli dram" adını veren Richard WagnerM

20 Yüzyıl

20 yüzyıl müzikte yeni arayışlar dönemi oldu Fransa'da Claude Debussy ve Maurice Ravel piyano ve orkestra için yazdıkları yapıtlarda alışılmışın dışında bir armoni ve tonalite kullanarak resimde boya ile gerçekleştirilen etkiyi müzikte yaratmakla İzlenimcilik Akımı'nın başlıca temsilcileri oldular Fransız Erik Satie ve Francis Poulenc, 18 yüzyıl müziğinde olduğu gibi küçük orkestralar kullanarak yalın, ama çarpıcı melodiler ve uyumsuz (disonant) akoriarla öncü (avant-garde) müzik akımını başlattılar Öncü müziğin ABD'deki başlıca temsilcileri Horatio Parker ve Charles Edvvard Ives'di

I Dünya Savaşfndan kısa bir süre sonra gelişen radyo yayınları müziksever dinleyicilerin sayısını önemli ölçüde artırdı Pop müzik, varyete, müzikal komedi ve caz müziği geniş halk kitleleri arasında yaygınlık kazandı Bu müzik türleri George Gershwin, Jero-me Kern ve Cole Porter gibi bestecilerle en yüksek düzeyine ulaştı 1970'lerde ve 1980lerde önde gelen öteki besteciler Leo-nard Bernstein, Andrevv Lloyd Webber, Aa-roo Copland'dı

20, yüzyılda klasik müzikteki en önemli gelişme, Avusturyalı besteci Arnold Schönberg' in bütün armoni ve melodi kurallarını altüst ederek, atonalite denen anahtarsız sistemi ge-liştirmesiyle gerçekleşti Öğrencileri Alban Berg ve Anton von Webern onu izleyerek operalar, senfoniler, oda müzikleri ve şarkılar yazdılar Schönberg'in günümüzde bile bazı kulaklara yabancı gelen bu sistemi dizisel sistem ve 12 ton (ya da 12 nota) sistemi olarak bilinir

20 yüzyıldaki büyük bestecilerin çoğu hiçbir akıma bağlanmadan özgün müzik yazan bestecilerdi Bu bestecilerin önde gelenleri Rus İgor Stravinski, Sergey Prokofyev ve Di-mitri Şostakoviç, Alman Paul Hindemith, Kurt Weill ve Karlheinz Stockhausen, İtalyan Luigi Dallapiccola ve Luciano Berio, Fransız Olivier Messiaen, İngiliz Benjamin Britten ve Michael Tippett'tir Stockhausen ve Fransız Edgard Varese 1950'lerde ve 1960'larda ortaya çıkan elektronik müziğin öncüleridir 1970'lerde ve 1980'lerde basit armoni ve melodi kalıplarıyla tek bir motifin üst üste yinelenmesine dayanan minimalist (indirgemeci) müzik akımı gelişti Bu akımın önde gelen adları arasında ABDli Steve Reich ve Philip Glass sayılabilir 20 yüzyılın bir başka ünlü bestecisi de ABDli John Cage'dir Belirsizlik ilkesine dayanarak rastlantısal müzik türünü geliştiren öncü besteci Cage'e göre, sessizlik bile tek basma müzik olabilir

Benim gibi Müzikle uğraşanların tarihçelerini bilmesi açısından gerekli olduğunu düşündümm umarım işinize yarar

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.