Cumhuriyeti Biz Böyle Kazandık |
10-07-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Cumhuriyeti Biz Böyle KazandıkAnkara’da yeni yol çizgisi hazırlanırken, Osmanlı’nın başkenti İstanbul’da başka bir hareketlilik vardı Erzurum ve Sivas Kongrelerinde ele alınan Kurtuluş Planları ve Milli Hudut Kararları, Meclis-i Mebusan’da kabul ediliyor ve 11 Nisan 1920’de kapıya kilit vuruluyordu Milletvekilleri İstanbul’dan ayrılmış ve kendi bölgelerine gitmişti MKemal, onları Büyük Millet Meclisi’nde göreve çağırdı Mustafa Kemal’in kurtuluşa giden yolda başarıya ulaşması için kendisi gibi düşünen silah arkadaşlarına ihtiyacı vardı Harbiye yıllarından tanıdığı İsmet İnönü, Kazım Karabekir, Rauf Orbay, Ali Fuat Cebesoy, Refet Bele ve diğer komutanlar, cephedeki yerlerini almıştı Osmanlı’nın Harbiye Nazırı Fevzi Çakmak’ta, onlara katıldı ve yeni devletin Genelkurmay Başkanlığı’nı üstlendi Artık, söz Mehmetçiklerimiz yani dedelerimizindi Onların postalları yırtık, silah ve cephaneleri az olsa da, onlara her şeyleriyle destek veren ninelerimiz vardı Bir de gerçekler vardı Düşman, Anadolu’nun dört yanını kağıt üstünde çoktan paylaşmış ve İstanbul Boğazı’na demir atmıştı Güney’de; İngiliz, Fransız ve İtalyanlar, Adana, Antep, Maraş ve Urfa şehirlerinde halkın direnişini kıramamıştı Boş yere Gaziantep, Kahramanmaraş, Şanlıurfa olmadılar Doğu’da Şark Kuvvetleri Komutanı General Kazım Karabekir, serhatlar şehri Erzurum’da Ermeni’ye geçit vermiyorduAsıl sorun, Batı’da yığınak yapma şansını iyi kullanan Yunanlılar oluyordu İsmet Paşa’nın peşpeşe kazandığı İnönü Savaşları, ordumuza güven kazandırmıştı 22 gün gece gündüz süren Sakarya Meydan Muharebesi, Başkomutanımız MKemal’e de “Mareşal ve Gazi” ünvanlarını kazandırmıştı100 bin kişilik düşmanı 45 bin Mehmetçikle püskürten Türk Ordusu, 24 Ağustos’ta Akşehir’de Batı Cephesi Karargahı’nda aldığı “Büyük Taarruz” kararını 26 Ağustos’ta hayata geçiriyor ve 9 Eylül 1922 sabahı İzmir’de hiç inmeyecek “Türk Bayrağı” göndere asılıyordu1 Kasım 1922’de saltanatın bittiği de ilan ediliyordu Kurtuluş planları gerçekleştirilmişti Milli Hudut Kararlarının kabul ettirilmesi gerekiyordu Edirne’den Ardahan’a 800 bin kilometrekarelik yeni bir “Türk Devleti”, dünya üzerindeki yerini almaya hazırdı 22 Kasım 1922’de İsviçre’nin Lozan şehrinde başlayan müzakereler, çok zorlu pazarlıklar sonucu 24 Temmuz 1923’te “Lozan Anlaşması” olarak noktalandı Türk Ulusu, Osmanlı’nın mirasına sahip çıkarken, vatan topraklarının ve bayrağının yanında borçlarını da kabul etmek asaletini gösteriyordu Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki, bu topraklar uğruna dökülen kanlar,verilen canlar ve kaybolan hayatlar bizlere eşsiz bir vatan ve Cumhuriyet kazandırmıştır İşte bizlere bu değerleri kazandıran başta büyük önder Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere şehitlerimizi ve gazilerimizi bir kez daha rahmet, şükran,minnet ve saygıyla anıyoruz Bir milletin çağdaş uygarlık düzeyine yükselebilmesi için hepimize büyük görev ve sorumluluklar düşmektedir Dün olduğu gibi bugün de Cumhuriyetimizi bütün kurum ve kuruluşlarıyla yaşatmak,onu gelecek nesillere aktarmak için aynı şuur ve bilinç içinde yolumuza devam etmeliyiz Bunu başarabilmek için birlik,beraberlik,kardeşlik ve hoşgörü duyguları içinde olmalı,azim ve kararımızdan hiçbir zaman dönmemeliyiz Hedefimiz Türkiye Cumhuriyeti’nin varlığına ve geleceğine düşman olan bütün iç ve dış unsurlarla mücadele etmektir Mehmet Akif İstiklal Marşı’nda, “Hür doğdum, hür yaşarım Hangi çılgın bana zincir vuracakmış şaşarım” diyor Atatürk, 29 Ekim 1923’te ilan ettiği “Türkiye Cumhuriyeti”nin, ilk Cumhurbaşkanı oluyor ve cumhuriyeti emanet ettiği gençliğe, şöyle sesleniyordu: “Muhtaç olduğun kudret, damarlarındaki asil kanda mevcuttur” NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE! |
|