Afetler Ve Biz |
10-06-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Afetler Ve BizAfetler, düşük olasılıklı, ancak nadir olmayan olaylardır Hemen hemen her gün dünyamızın bir bölgesinde bir afet meydana gelmektedir Çoğumuz için bu ve bundan sonraki sayfalarda bahsedilenler sıradışı ve beklenmedik gelebilir, zira bunlar çevremizden çok uzaklarda, dünyanın bir başka bölgesinde meydana gelmektedir Afet Nedir? Dünya Sağlık Örgütü'ne göre afet; Dışarıdan yardım gerektirecek büyüklükteki ani çevresel (ekolojik) bir olaydır American College of Emergency Physicians'a (Amerikan Acil Hekimlik Okulu) göre ise afet; Doğal veya insan yapısı güçlerin yıkıcı etkisinin bir bölgedeki sağlık ihtiyaçlarını karşılama gücünü zaafa uğratmasıdır Kaynağına göre daha birçok afet tanımı yapılabilirse de, tümünde izlenen ortak özellik, bölgesel imkanları aşan bir yıkımın meydana gelmesi ve toplumsal yaşantıda uzun süre giderilemeyen veya hiçbir zaman düzeltilemeyen kayıpların ortaya çıkmasıdır Afetler bir çok değişik şekillerde sınıflandırılmaktadır En yaygın olanı "Doğal" ve "Teknolojik" (insan yapısı) olmak üzere ikiye ayrılarak incelendiği sınıflamadır Ancak bu tip bir sınıflamanın afetlerle mücadele yöntemlerinin geliştirilmesinde çok fazla katkısı olmamaktadır Bununla birlikte, iki tip afetin iç içe geçmiş şekilde ortaya çıkması da nadir olmayan bir durumdur İnsan yapısı büyük yapıların, deprem veya kasırga gibi doğal olaylar neticesinde yıkılarak afet tablosunu oluşturması tanımda bahsi geçen iki etkenin bir arada bulunmasına bir örnektir Afetler konusunda sınırlı olmakla birlikte bazı genellemeler de yapılabilir Örneğin hortumlar çok tehlikeli ve öldürücü hava hareketleridir, ancak kısa sürelidir ve ülkenin belirli bölümleri böylesine bir tehlikeye açıktır Kasırgalar, daha geniş bölgeleri etkiler, süresi uzun olabilir ve geride uzun vadeli hasar bırakır Kasırga ve sel belirli coğrafi kesimleri etkileme eğilimindedir Depremler, bilinen en yıkıcı doğal olaylardır Volkanik patlamalar da son derece ölümcül doğal olaylardan olmasına rağmen meydana geleceği önceden tahmin edilebilmektedir Ailenin Afet Planı Neden Plan Yapmalı? Ülkemiz, doğusundan batısına, yangın, sel, fırtına, deprem, volkanik patlama ve toprak kaymaları gibi bir çok doğal afet tehlikesiyle karşı karşıyadır Bu afetler hiç yaşanmasın isteriz fakat yaşadıkça da hazırlıklı olmanın ve gerekli önlemleri almanın ne kadar akıllıca olduğunu görürüz İlk yardım servisleri ve resmi kurumlar afet sonrası ihtiyaçlarınızı çok kısa sürede karşılayamayabilir Zira, resmi kurumların binaları, teçhizatı, personeli, iletişimi ve hareket yeteneği de olay nedeni ile zarar görmüş olabilir veya kısıtlı kullanılıyor olabilir Araştırmacılar, afet durumlarında her bireyin kendine ait ve en az 3 gün süreyi kapsayan bir plan yapması gerektiğini söylüyorlar Afetlerin oluşunu engelleyemeyiz fakat bize ve sevdiklerimize vereceği zararı sınırlandırabiliriz Afetlerin meydana getirdiği ölümler ve yaralanmaları en aza indirmek için neler yapılabilir bir düşünün Muhtemelen afet sonrası evinizde oturamayacaksınız Eviniz hasar görmüş olacak, dışarıya çıkacaksınız, hava soğuk olacak fakat ısınamayacaksınız, güç kaynağınız, suyunuz olmayacak ve eve geri dönmek de güvenli olmayacak Kısacası, karşılaştığınız afet hayatınızı çekilmez hale getirecek Yapacağınız özel plan ve hazırlıklar, olay anında eviniz zarar görmüşse veya olay sonrası eve geri dönemiyorsanız size ve ailenize daha rahat yaşam koşulları sağlayacaktır Bu 'yaşam kalitesini' afet sonrası sağlayan plan olacaktır Ailenin Acil Durum Hazırlık Planı yapılırken en önemli kavram iletişimdir Ailenin her üyesi planın içinde yer almalı ve afet zamanı her birey ne yapacağını bilmelidir Afet sonuçlarına göre, yönetimdeki başarınız, afet sonrası için yaptığınız planın hangi düzeyde başarılı olduğuna bağlıdır Hazırlık planını geliştirirken aile üyelerinin her birinin plan içinde yer almasına özen gösterin Plan yalnızca herkesin ortak kararı sonucu oluşan ve ne yapılacağı bilindiği zaman işler hale gelecektir Öncelikle kendi ailenizi hazırladıktan sonra komşularınıza sıra gelir Afet zamanlarında, komşularınız ilk yardımınıza koşanlar olacaktır Afet olmadan komşularınızla hangi konularda yardımlaşabilirsiniz ve birbiriniz için en iyi neler yapabilirsiniz saptamalısınız Bol şans ! Planınızı her yıl uygulamayı unutmayın! Dört Basamakta Afet Planı 1 Hangi Afetlerle Karşılaşabileceğinizi Araştırın
Ailenizle toplanıp afet planı hazırlanma gerekçelerini tartışın Sorumlulukların paylaşıldığı ve takım halinde çalışılabilecek bir plan hazırlayın
Evinizde 6 temel ihtiyacı bulundurmanız gerekir: [*]Su, [*]Yiyecek, [*]İlk yardım malzemesi, [*]Giyecek ve yatacak eşya, [*]Alet çantası [*]Acil ihtiyaçlar, özel eşyalar Tahliye sırasında bu ihtiyaçları, alabileceğiniz büyüklükte ve taşıyabileceğiniz ağırlıkta kamp çantaları, sırt çantası veya büyükçe bir çanta içinde saklayınız Afet hazırlık çantasının küçük bir örneğini hazırlayıp arabanızda bulundurun Hazırlayacağınız Afet Hazırlık Çantası aşağıdaki unsurları mümkün olabildiği ölçüde içermelidir Su
Bir tanesi eviniz, diğeri de, varsa, arabanız için olmak üzere iki adet ilk yardım çantası hazırlanmalı Çantada:
En başta herkes için birer kat giysi ve birer çift ayakkabı gerekir
Ailede bebekler, yaşlılar veya yardıma muhtaç olanlar için de özel ihtiyaç malzemeleri hazırlamayı unutmamalı
Bunlar su geçirmez kaplarda saklanmalı
Doğal Gaz
Yangın Yaşlılar ve 5 yaş altı çocuklar yangında büyük risk altındadır Yangın hızla yayılan, karanlık ve ölümcül bir olaydır Duman ve gaz solunması dakikalar içinde ölüme neden olabilir Yangınların çoğu insan eliyle olmakta, evde veya bulunulan yerdeki yanıcı parlayıcı materyalle hızla yayılmaktadır Korunma ve Hazırlık
Yangını kontrol altına alabileceğinizden emin değilseniz derhal yangın mahallini terk edin ve en yakın komşunuzun evinden itfaiyeye haber verin
Hasar gören eşyalarınızı, resmi hasar tespiti çalışmaları tamamlanıncaya dek atmayın
Sel Öncesi Hazırlık
Su baskını tehlikesi varsa hemen yüksek bir yere çıkın
Sel suları gaz, petrol veya lağım suları ile kirlenmiş olabilir, ayrıca yer altı elektrik şebekeleri ile temas sonucu elektriksel olarak yüklenmiş de olabilir
Deprem Öncesi Hazırlık Depremde zararı olabilecek ev içi eşyaları saptayın, aileye deprem tatbikatı yaptırın
Deprem sırasında kapı eşikleri her zaman güvenli bölgeler değildir
Gaz kaçağı riskine karşın mum, kibrit veya diğer alevli maddeleri kullanmayın Kıyı bölgelerde oturuyorsanız derhal yüksek bölgelere çıkın
Kar Fırtınası ve Aşırı Soğuklara Hazırlık
Nükleer Sızıntılara Karşı Hazırlık Zaman, uzaklık ve korunma, radyoaktiviteye maruz kalma etkilerini en aza indirmede önemlidir
Çocuklar afetlere karşı artmış huzursuzluk veya davranışsal ve duygusal sorunlar şeklinde tepki verirler Bazı küçük çocuklar altını ıslatma, ayrı kalma endişesi gibi bebeklik çağı davranışları gösterir Daha büyük çocuklar fiziksel ve duygusal anlamda tepkiler verir Bunlar aşırı saldırganlık veya içe kapanma olabilir Afetle doğrudan karşılaşmamış çocuklar bile çözemedikleri karmaşık duygular yaşarlar Birçok olayda bu tepkiler geçicidir Zaman geçtikçe semptomlar hafifler Bununla beraber şiddetli rüzgar, sirenler gibi yaşanan felaketi hatırlatan diğer olaylar endişelerin geri gelmesine neden olabilir Çocuklar afetlerde büyüklerin verdikleri tepkileri taklit ederler Onlardaki kararsızlığı ve endişeyi fark edebilirler Büyükler, duruma hakim oldukları hissini vermek suretiyle afet sonrası çocukların uğrayacağı duygusal travmayı en aza indirebilir Çocuklar için yapacağınız en iyi şey onlara karşı daha hoşgörülü, şevkatli ve koruyucu olmanızdır Yaş Gruplarına Göre Çocuklarda Afetlere Karşı Görülen Reaksiyonlar Afet veya travmatik olaylardan sonra çocuklarda aşağıdaki fiziksel ve duygusal reaksiyonlar ortaya çıkabilir: Yenidoğan ve Bebek 0 - 2 YAŞ: Yenidoğan, konuşması gelişmemiş çocuklar travma ile karşılaştıklarında olayla ilgili duygularını dile getiremezler Bununla beraber bazıözel görüntüler, sesler veya kokular hafızalarında kalabilir Bebekler travma karşısında daha huzursuz görünür, her zamandan daha çok ağlar, daha çok kucaklanmak sevilmek ister Çocuklar büyüdükçe, oynadığı oyunlarda, yıllar önce yaşanmış ve görünürde unutulmuş olan travmatik olay ile ilgili parçalar veya sahneler yer alabilir Okul Öncesi 2 - 6 YAŞ: Karşı koyamayacakları büyük afetler karşısında okul öncesi çocuklar sıklıkla kendilerini yardıma muhtaç ve güçsüz hissederler Yaşları ve küçük olmaları nedeni ile kendilerini ve çevrelerini koruyacak güçte değillerdir Sonuçta, çok korkarlar ve kendilerini güvende hissetmezler Okul öncesi dönem çocuklar birşeyi temelli kaybetme fikrine sahip değildir Onlar herşeyin tekrar eski haline döneceğini düşünürler Travmatik olaydan sonraki haftalarda, okul öncesi çocukların oyunları felaket ile ilgili süreçleri içerir Oyunlarında yaşadıkları kaza veya felaketi tekrar tekrar oynayabilirler Okul Dönemi 8 - 10 YAŞ: Okul çağı çocuklar birşeyleri kaybedebilecekleri gerçeğinin artık farkındadırlar Bazı çocukların kafasında travmatik olayla ilgili detaylar asla silinmez ve sürekli olayla ilgili konuşmak isterler Travma ile ilgili düşünceler çocukların okulda derslerine konsantrasyonlarını azaltıp eğitim hayatının başarısını düşürebilir Okul çağı çocuklar çok farklı şekillerde reaksiyonlar gösterebilirler Bunlar, suçluluk, başarısızlık hissi, felaketin önlenememiş olmasına duydukları öfke veya kurtarıcıyı oynama fantezileridir Ergenlik Dönemi 11 - 18 YAŞ: Yaş büyüdükçe çocuklar yetişkinlerin travma karşısındaki verdikleri tepkileri vermeye başlarlar Çocukça tepkiler ile daha yetişkine özgü davranış biçimlerinin bir karışımını sergilerler Travmadan sonra hayatta kalma , ölümsüzlükle özdeşleştirilebilir Ergenlik çağındaki çocuklar dikkatsiz araç kullanma,alkol ve ilaç bağımlılığı gibi tehlikeli ve riskli davranışlar gösterebilirler Bunun tam aksine, korkudan evden dışarı çıkamama şeklinde davranışlar da görülebilir Bir çok ergenlik çağındaki genç dünyadan uzaklaşmaya odaklanır Travma sonrası dünya onlar için tehlikeli ve güvensiz bir ortama dönüşür Hakim olamadığı büyük iç çatışmaları, heyecanlar yaşar ve duygularını ailesi ile tartışıp paylaşamaz Çocuğun Duygusal İhtiyaçlarını Saptama Çocuklar genellikle kendi durumlarını büyüklerin duygularını yüzlerinden okuyarak saptarlar Yetişkinler olaylar karşısında gerçek duygularını paylaşmalıdır fakat çocuklarının kendilerini iyi hissetmesi için belli bir serinkanlılığı muhafaza etmelidir Çocuğunuzu dinleyin Eğer olayla ilgili soru soruyorsa basitçe cevap verin Eğer çocuğunuz duygularını anlatmakta zorlanıyorsa ne olduğu hakkında resim çizdirin veya hikaye anlattırın Endişe ve korkularının nedenini anlamaya çalışın Unutmayın ki bir felaket sonrası çocuklar en çok;
Şevkat ve Anlayış İle Onlara Yeniden Güvenlerini Kazandırabilirsiniz Bazı öneriler:
Çocuğunuza Nasıl Yardım İsteneceğini Öğretin Çocuğunuza ne zaman ve nasıl yardım isteyebileceklerini mutlaka öğretmelisiniz Öncelikle yaşadığınız bölgede hangi acil hizmetlere günün 24 saati telefon aracılığıyla ulaşabileceğinizi belirlemelisiniz Numaraları içeren listeyi telefonun yanında çocuğunuzun görebileceği şekilde bir duvara asmalısınız Çok küçük çocuklar dahi acil durumda nasıl yardım isteneceğini öğrenebilir Çocuğunuz rakamları tanıyor ancak harfleri okuyamıyorsa aşağıda link verdiğimiz özel telefon listesini yazıcınızda bastırarak kullanabilirsiniz Bu listede çocuğunuz, arayacağı numarayı resminden tahmin edebilir Her bir resmin anlamını çocuğunuza açıklayın ve boyama kalemi ile sembollerin içini boyamasına izin verin Böylece sembollerin anlamını çok daha kolay kavrar ve hangi durumda hangi numarayı arayacağını daha rahat hatırlar İLKYARDIM ÇANTASI Bir tanesi eviniz, diğeri de, varsa, arabanız için olmak üzere iki adet ilk yardım çantası hazırlamalısınız
|
Afetler Ve Biz |
10-06-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Afetler Ve Bizİkaz ve Alarm İşaretleri Sivil Savunma Genel Müdürlüğünce yurt çapında kurulmuş bulunan İkaz ve Alarm Sistemlerinin amacı, düşman saldırısını önceden haber almak ve tehlikeye karşı halkı uyararak bir takım önlemlerin alınmasını sağlamaktır İkaz ve Alarm işaretleri sarı, kırmızı, beyaz ikaz ve radyoaktif serpinti tehlikesi ile kimyasal savaş maddeleri tehlikesi alarmı olmak üzere beşe ayrılır 1 Sarı İkaz Hava saldırısı ihtimali var olduğunu işaret eden sarı ikaz, 3 dakika süren düz siren sesi ile duyurulur Bu ikazı duyunca; bina içindeki doğal gaz, hava gazı, elektrik, su ana anahtarlarını kapatınızYanan ocak, soba gibi şeyleri söndürünüz, kapı ve pencereleri kapatıp, perdeleri çekiniz, varsa maske, ilkyardım çantası yoksa gazlı bez, steril pansuman, hazır pansuman, flaster ve lüzumlu ilaçlar gibi ilk yardım malzemesi, pilli veya transistorlü radyo, el feneri, gemici feneri, gaz ocağı, mevsime göre palto, manto, pardesü ve diğer giyecekler gibi eşyalarla tabak, bardak, çatal, kaşık, içme ve kullanma suyu ve diğer ihtiyaçlar daha önceden sığınak yerinde hazırlanmamışsa sığınağa taşıyınız Bu hazırlıkları bir kaç gün sığınakta kalacağınızı varsayarak yapınız Dışarıda bulunuyorsanız; ikaz haberini duyunca hemen sığınabileceğiniz bir sığınak veya sağlam bir bodrum, duvar dibi veya bir çukura yaklaşınız Hemen gidilmesi mümkün ise evinize veya iş yerinize gidiniz 2 Kırmızı İkaz (Alarm) Hava saldırısı tehlikesi olduğunu işaret eden kırmızı ikaz, 3 dakika süren yükselip alçalan dalgalı siren sesi ile duyurulur Bu ikazı duyunca; Sarı ikaz sırasında eksik kalanları tamamlayınız, gerekli olan malzemeleri de yanınıza alarak hemen sığınak yerine gidiniz Tehlike geçti ikazı verilinceye kadar sakin bir şekilde burada bekleyiniz Bina dışında bulunuyorsanız; hemen en yakın bir sığınak veya sağlam bodrum, duvar dibi veya çukur bir yere sığınarak saklanınızTehlike geçti ikazına kadar sükunetle bekleyiniz 3 Radyoaktif Serpinti İkazı (Alarm) Radyoaktif serpinti tehlikesini işaret eden bu ikaz ise 3 dakika süreli kesik-kesik siren sesi ile duyurulur Bu ikazla hemen, yukarıda olduğu gibi gereken malzeme ve yiyecek maddeleri ile birlikte sığınak veya sığınma yerlerine gidiniz Yapılacak uyarılara hazırlıklı bulunuz 4 Kimyasal Savaş Maddeleri Tehlikesi İkazı (Alarm) Saldırının kimyasal silahlarla yapılması halinde, ikaz radyoaktif serpintide olduğu gibi 3 dakika süreli kesik kesik siren sesi ile ve Radyo - TV den verilir Bu ikazı duyunca,bulunduğunuz binada sığınak veya sığınma yeriniz yoksa; Konutların ve işyerlerinin iç kısımlarında penceresi az ve korunmaya elverişli bir bölümü sığınma yeri olarak seçiniz İçeriye gaz sızmasını önlemek için kapı ve pencere gibi yerlerin çevresi ve aralıklarını bant macun veya çamaşır suyuna batırılmış bezlerle kapatınız Ağız ve burunu ıslatılmış bez arasına konulmuş ıslak pamukla maskeleyiniz İlk yardım malzemeleri, depolanmış su ve temiz bezleri alarak sığınma yerinde tehlike geçti haberine dek bekleyiniz Dışarıda bulunuyorsanız; En yakın kapalı yere giriniz, yalnız kapalı yere girmeden önce, elbiselerinize gaz bulaşmış olabileceğinden, elbiselerinizi yıkayınız veya değiştiriniz, mümkünse naylon torbaya koyunuz Cildinizi de bol su ile yıkayınız Su yoksa; temiz bir bezle bulaşan yeri sürtmeden emdirilerek temizleyiniz Kimyasal gaza maruz kalmış kişide nefes alma zorluğu, baş dönmesi, kusma, kızarıklık ve gözlerde yanma, şişme görüldüğünde, yine bol su ile bu bölgeleri yıkayınız Kişiyi sıcak tutunuz, fazla hareket ettirmeyiniz En kısa zamanda tedavi merkezlerine ulaştırmaya çalışınız Kirlenmiş araç ve gereçlerinizi deterjanlı su veya çamaşır suyu ile temizliyerek gerekirse kullanınız 5 Beyaz İkaz (Tehlike Geçti) Tehlike geçti işareti, radyo, televizyon, hoparlör, megafon gibi araçlarla duyurulurBu haberi duyunca sığındığınız yerden çıkarak normal yerlerinize dönünüz, yardıma muhtaç olanlar varsa yardım ediniz Bu İkaz ve Alarm işaretlerini tanımak, tanıtmak ve alınacak tedbirleri bilmek, olağanüstü hal ve savaş durumundan en az zararla çıkmamızı sağlayacaktır |
Afetler Ve Biz |
10-06-2012 | #3 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Afetler Ve BizTanımı Bir atomun parçalanması veya iki atomun birleşmesi halinde açığa çıkan enerjiden istifade edilerek nükleer silahlar yapılmış ve geliştirilmiştir Bu silahlarla yapılan savaşa Nükleer Savaş denir Atom silahları (Nükleer Silahlar), fisyon olayından istifade edilerek yapılmıştır Bu olay bazı ağır metal atomlarının nötron bombardımanı sayesinde eşit olmayan iki parçaya ayrılmasıdır Bu esasa göre yapılan silahlar için enerji birimi kiloton (KT) 1000 ton TNT (Dinamit ) in yıkma gücüne eşit bir basıncın ifadesidir Hidrojen silahları ( Termonükleer Silahlar ), füsyon olayından faydalanılarak yapılmıştır Bu olay, bazı hafif hidrojen atomlarının çok şiddetli ısı karşısında birleşmeleridir Bu esasa göre yapılan silahlar için kudret birimi megaton (MT) dur Megaton 1000000 ton TNT nin yıkma gücüne denk bir basınçtır Gerek atom, gerekse hidrojen silahları infilak ettirildikten sonra yaptıkları etkinin özelliklerinden hiçbir fark göstermediklerinden hepsine birden NÜKLEER SİLAH deyimini kullanmakta bir sakınca yoktur Nükleer Silahlar ve Özellikleri Atom ve Hidrojen Bombaları Arasındaki Farklar Hidrojen silahları istenilen kudrette yapılabildiği halde, atom silahları için sınırlı kudret söz konusudur İki silahın etki alanları değişiktir Aynı ağırlıkta olan iki silahtan; hidrojen silahlarının etki alanı yarıçapı, atom silahlarının 25 katıdır Nükleer Silahlarla Klasik Silahlar Arasındaki Farklar Klasik silahlar bir amaç ( yan etkileri hariç ) için kullanıldıkları halde, nükleer silahlar aynı anda birçok etki birden yapabilmektedirler Klasik silahlarda en ağır etkili bir tahrip bombasının etki süresi saniyenin 1/100'ü olduğu halde, nominal atom bombasındaki basınç etkisi süresi 7/10 saniye; nominal bombanın 500 katı olan 10 MT luk hidrojen bombasında 5 saniyedir Klasik silahlarda etki alanı olarak sokak ya da binalar kabul edildiği halde, atom bombalarının en küçüğünün etki alanını kilometrelerle ifade etmek gerekmektedir Klasik silahlardan hiçbirisinde yokken, nükleer silahların infilakı halinde diğer etkilerle birlikte radyolojik etkileri de ölüm ve hastalık saçar Ayrıca silahın yerde veya yere yakın infilakında radyoaktif serpinti tehlikesi doğar Nükleer Silahların İnfilak Şekilleri Havada infilak Satha yakın ya da satıhta infilaktır Nükleer silahlar havada infilak ettirildiğinde (1945 Hiroşima - Nagazaki'ye yapılan taarruz'da olduğu gibi) basınç ve ısı etkisinde, satıh infilaklarına oranla yaklaşık olarak % 30 artış göstermekte, buna karşılık silah radyoaktif serpinti tehlikesi meydana getirmemektedir Bilimsel denemeler için silahlar; Toprak Altında Su Altında Atmosferde infilak ettirilmektedir Nükleer Silahların Etkileri Nükleer infilakın bütün etkilerini 100 kabul edersek, bu etkiler: % 35 Isı ( Işık ile birlikte gelmektedir) % 5 Ani Nükleer Radyasyon % 45 Basınç % 15 Kalıntı Radyasyon olarak karşımıza çıkmaktadır A Ani Etkileri Işık : Nükleer Şimşek adı da verilen bu ışık çıplak göze direk olarak ulaştığı takdirde 15-45 dakika süren geçici bir körlüğe sebep olmaktadır Nükleer şimşekten korunmak için saydam olmayan her çeşit ekrandan istifade edebilir Isı : Nükleer ısı radyasyonları, nükleer şimşeğin beraberinde gelmektedir Bu nedenle belirli bir uzaklıkta ve açıkta bulunan şahıslar için çok tehlikeli olurlar Isı Radyasyonlarının Özellikleri: Devamlıdır, Çok süratlidir , Çevrede, ısının ani olarak yükselmesiyle geniş yangınlara sebep olur Mesafe ile azalır, Nüfuz özelliği yoktur Bu özelliklere göre ısı radyasyonları incelendiğinde, ışık hızındadırlar ve silahın kudreti ile değişen bir devamlılıkları vardır Ancak infilak yerinden uzaklaştıkça şiddetinden kaybetmekte ve saydam olmayan bir hail (perde, kalkan ) tarafından, hailin tutuşma ve yanma kabiliyeti ile ters orantılı olarak durdurulabilmekte ya da şiddeti azaltabilmektedir 20 Kilotonluk bir nükleer bombaya göre, yukarıdaki deyim genişletilirse : Yer sıfır (GZ) den itibaren 600 metre yarı çapında bir bölgenin yangın yönünden "NÖTR BÖLGE", 1690 metre yarıçapında bir bölgenin yanabilen her şeyin tutuştuğu alan, yangın yönünden "ANA YANGIN BÖLGESİ" 2400 metre yarı çapındaki bir bölgenin de çabuk tutuşan maddelerinin yandığı alan, yangın yönünden "MÜNFERİT YANGIN BÖLGESİ" olduğu görülecektir Isının insan cildinde meydana getireceği yanıklar üç derecedir 1 Derece yanıklar (Güneş yanığı gibi) 2 Derece Yanıklar (İçi su dolu kabarcıklar şeklinde) 3 Derece Yanıklar (Kavrulma şeklinde, derin) Cildimizi korumada giyim büyük rol oynar Yünlü eşya, pamuk ve keten eşya, açık renkli eşya, koyu renkli eşyaya oranla çok daha iyi koruma sağlar Isı radyasyonlarından, duvar gibi yanmayan hailler en iyi koruyuculardır Ani Nükleer Radyasyon : Öldürme kudretinde olan bir etki de ani nükleer radyasyondur Bu etkilerden söz edilince hemen akla gelen en önemli tehlikeler Alfa ve Beta partikülleri (zerreleri) ile nötronlar ve gama ışınlandır Alfa Zerreleri : 2 nötron, 2 protonu olan pozitif elektrik yüklü parçacıklardır Menzilleri bir kaç santimetre içinde olup, nüfuz özellikleri yoktur Beta Zerreleri : Negatif elektrik yüklü ve çok küçük kitlesi olan bir iyondur Menzili 4 - 5 metre kadar olup, nüfuz kabiliyeti bulunmamaktadır Nötronlar : Elektrik yüklü olmayan, fakat atom çekirdeklerinden fırladıklarından, radyoaktif olmaya müsait cisimlerin atomlarını parçalayıp onları sunni olarak radyoaktif hale getiren zerrelerdir Büyük tehlike yaratacak kabiliyettedirler Fakat menzilleri 100 metreden biraz fazladır Gama Işınları : Yüksek frekanslı elektromanyetik dalgalar halinde yayılan etkin, uzun menzilli ve kütlesiz oluşu, hem de engel tanımayan nüfuz kabiliyeti tehlikeyi çoğaltmaktadır Bu sebeple ani nükleer radyasyon denince hemen gama ışınları akla gelir Gama Işınlarının Özellikleri: Devamlıdır, Çok Süratlidir, Hissedilmez, Büyük bir etkileme özelliği vardır, Kısa bir süre için tesirlidir, Öldürücüdür, Cansızlara etkisi yoktur Gama ışınları, bir dakika ya da biraz fazla devamlılığı olan, ışık hızında yayılan duyu organları ile varlığını anlamak mümkün olmayan ve hücreleri iyonize ederek insanı hasta edip öldürülebilen bir tehlikedir Bu ışınları hiçbir engelin tamamen durdurma imkanı yoktur Gama ışını etkisinde kalmış gerek su, gerek çiğ ve pişmiş gıda maddelerinin içilip yenilmesinden bir zarar doğmaz Maden, taş ve toprak gibi maddeler de ayrıca bir tehlike teşkil etmezler Hailler, yoğunluklarına göre gama ışınlarını durdurma yeteneğine sahiptir Yoğunluğu en çok olan madde, en fazla yarı kalınlık veren maddedir Bildiğimiz maddelerin yoğunluklarına göre hangi kalınlıklarının yarı kalınlık sayılabileceğini şöyle sıralayabiliriz Sıkıştırılmış toprak için 15 cm Kurşun için 125 cm Çelik için 375cm Beton için 1250cm Briket için 15cm Tuğla için 15cm Taş için 15cm Gevşek toprak için 15cm Ağaçlar için 20-25cm Su için 33cm Basınç ( Blast ) : Ateş topundan yayılan yoğun ısının genişleyerek havayı itmesi suretiyle meydana gelen basınç etkisi, infilak yerindeki boşluğa dışarıdan soğuk havanın hücum etmesi yüzünden iki yönlü olarak görülür İlk tesir sırasında tamamen yıkılmayan binaların, emme safhasında yıkılmaları bu nedendendir Genel etki tablosunda % 45 olarak gösterilen basınç tesirinin özellikleri : Devamlıdır, Yavaş seyreder (ses hızında) Dolaylı yangınlar çıkarır, Bina ve köprüleri yıkar, Bir nükleer infilakın basınç etkisi, silahın kudretine göre yarıçapları değişen dört bölge halinde sınıflandırılır : Tam Tahrip Bölgesi : Yer sıfır (GZ) dan itibaren muayyen yarı çapta teorik bir dairenin içidir Burada hedef yok olmuştur Evler tamamen yıkılmış, cadde ve sokaklar belirsiz hale gelmiştir Ağır Hasar Bölgesi : Tam tahrip bölgesi dışında ve yarıçapı yer sıfır esas tutularak ölçülen bir bölgedir Evlerin tamir kabul edilmeyecek kadar hasar gördüğü, cadde sokakların enkaz ile kapalı olduğu kabul edilir Bu enkazı kaldırmak için mekanik araçlar gerekebilir Orta Hasarlı Bölgeler : Ağır hasar sahası dışında bir başka bölgedir Evler, ağır hasar bölgesinden ortaya doğru hasara uğramıştır Bu hasar, binaların onarılmadan oturulamayacak duruma geldiği şeklinde anlatılabilir Cadde ve sokaklardaki enkaz, geçişi zorlaştıracak niteliktedir Hafif Hasar Bölgesi : Orta hasar sahası dışında bir başka bölgedir evler hafif hasara uğramıştır Binalarda bacalar yıkılmış, kiremitler uçmuş, taşıyıcı olmayan duvarların bazıları göçmüş, camlar kırılmış, kapılar menteşelerden fırlamıştır Basınç tesirinden korunmak için bir koruyucu sığınağa sahip olmak en iyi çaredir Ancak koruyucu tipte sığınak deyince BUNKERLER ile DEHLİZKARI sığınaklar akla gelmekte ve bunlar da ağır masrafları gerektirmektedir İşte şehir ve kasabalardaki kargir ve betonarme bina bodrumlarının A (Tam Tahrip) sahasında olmamak, ufak tefek değişiklikler yapmak ve tehlike çıkış yolu bulunmak kaydıyla iyi bir koruma sağlayacağını söylemek yeterlidir Şehirlerimizdeki tünel, metro, pasajlar da bu maksatla kullanılacak yerler arasına katılmalıdır B Kalıntı Etkileri Nükleer bombanın serpinti etkisinin görülebilmesi için ateş topunun yere çok yakın veya teyet infilak ettirilmesi gerekir Nükleer silahın kudretine göre değişen, belirli bir yüksekliğin üzerinde infilak ederse radyoaktif serpinti tehlikesi göstermezler ki, işte her silah için başka olan bu yüksekliğe KRİTİK YÜKSEKLİK denilmektedir Şu şekilde de diyebiliriz: KRİTİK YÜKSEKLİK bir nükleer bombanın serpinti meydana getirebileceği, yerden en son yüksekliğidir Örneğin : 20 kilotonluk bir nükleer bomba için kritik yükseklik 100 metredir Nükleer silahlar yere yakın ve teyet infilak ettirildiklerinde, ateş topu ile birlikte yükselen parça ve zerrelerin yerçekimine uyarak yeniden arz sathına dökülmesi olayına Radyoaktif (Nükleer) Serpinti adı yerilmektedir Radyoaktif Serpintinin Özellikleri : Kalıcıdır, Nereye gideceği önceden bilinmez, Geniş sahaları kaplar, Duyu organları ile varlığı anlaşılmaz, Öldürücüdür, 7x10 kaidesine göre bozulur, Tehlike Silahın kudretine ve infilak ettirildiği yüksekliğine bağlı olarak infilaktan en az 25 - 30 en çok 60 dakika sonra başlamaktadır Nükleer Serpintinin Canlılar Üzerindeki Etkileri Nükleer serpintiye maruz kalanlar iki ayrı şekilde hasta olurlar: Radyasyon Hastalığı : Gama ışını yayan kaynak bizden az ya da çok uzaklıktadır Bu kaynak bize nükleer radyasyonu gönderir Radyasyon, vücudumuzdaki organları meydana getiren dokuların hücrelerinde iyonizasyona ve sonuç olarak hücrelerin ölümüne sebep olur Hücre ölümü yerine koymayı, organdaki aksama hastalanmayı, bu olayın devamı ise ölümü doğurur Radyoaktif Zehirlenme : Nükleer radyasyon kaynakları, nefes alınırken solunum yolu ve organlarına, bulaşmış yiyecek ve içeceklere dikkat edilmezse sindirim organlarına, açık yara veya yaralardan doğruca kana, yani dolaşım sistemine girebilir İşte radyoaktif zehirlenme bu tür hastalanmaya verilen addır Alınan Nükleer Serpintinin Zararlı ve Zararsız Doz Miktarları75 Röntgene Kadar : Herkes İçin Tehlikesiz Alınabilecek Radyasyon Miktarı 75 Röntgen : Savaş Dozu 150 Röntgene Kadar : Hastalık Başlangıç Dozu 300 Röntgene Kadar : Ölüm Başlangıç Dozu, 450 Röntgene Kadar : % 50 Öldürücü Doz 600 Röntgene Kadar : Herkes için % 100 Ölüm Dozu'dur Kalıntı Radyasyon Hastalıkları Belirtileri Halsizlik, isteksizlik, bitkinlik Mide bulantısı, baş dönmesi Mide bulantısı, kusma, baş ağrısı Kusma, şiddetli baş ağrısı Kusma, ateş yükselmesi, kanlı ishal Kusma ve kanlı ishalin devam etmesi, ölüm Biriktirilen değişik dozlara göre, kalıntı radyasyonundan meydana gelecek tesirleri de aşağıdaki gibi ifade edebiliriz 150 Röntgen'e kadar : Vahim tesirleri olmamakla beraber gittikçe artan uzun süreli tehlikeler meydana gelir 150 den 250 röntgene kadar : 24 saat içinde bulantı ve kusma iki gün sonra bazı iktidarsızlıklar 250 den 350 röntgene kadar : 4 saat içinde bulantı ve kusma, iki gün ile iki hafta arasında hiç bir belirti görülmez 2 ile 4 hafta arasında bazı ölüm olayları, 350 den 600 röntgene kadar : 2 saat içinde bulantı ve kusma, 2 hafta ile 4 hafta arasındaki ölüm oranı yüksek, hastalıklardan kurtulabilenlerde uzun süreli iktidarsızlık, 600 röntgen ve daha yukarı : Ani bulantı ve kusma, bir hafta içinde yüzde yüz ölüm Radyasyon hastalığı ya da radyoaktif zehirlenme şeklinde hastalanıp, iyileşenlerde vücuttaki kılların dökülmesi veya kısırlık, yahut her ikisi birden görülmektedir Hastalığın bıraktığı bu izler bazı ateşli hastalıklardaki gibi sürekli olmayıp geçicidir Ancak süresi hakkında kesin bir şey söylemek mümkün değildir Bu süre, alınan dozun yüksekliğine, şahsın çok yaşlı yada çocuk olmasına, sağlık durumuna bağlı olabilir Nükleer Serpintiden Korunmada Ana Prensipler Nükleer infilakın kalıntı tesirleri, radyoaktif bozulma tamamlanıncaya kadar korunma zorluğu bulunan ve korunma kurallarına uymayanları öldürebilen kesin bir tehlikedir Bu büyük tehlikeden korunmada üç ana prensip vardır MesafeTehlikeden korunma durumunda bulunan canlı ile radyoaktif kaynak yahut radyoaktiviteli alan arasındaki mesafenin canlının korunması bakımından başlı başına rol oynadığı bilinmelidir Örnek ; Radyoaktiviteli bir alandaki şiddet 240 r / s olsun, başka korunma olanağı bulunmayan bir insan bu alana 4 metre uzaklıkta ise bu insanın vücudunda bir saatte 160 röntgenlik; 7,5 metre uzaklıkta ise 120 röntgenlik, 30 metre uzaklıkta ise 60 röntgenlik doz alacaktır Yukarıdaki durum göz önüne alınarak, serpinti sığınağı yaparken binanın üst katı yerine orta kısımdaki oda tercih edilmelidir Hail (Perdeleme ) Tehlikeden korunma zorluğunda olan canlı ile bir radyoaktif kaynak arasında ne kadar fazla yarı kalınlık sağlayan bir hail varsa o canlıya göstereceği etki o ölçüde az olacaktır Aşağıda bazı maddelerin yarı kalınlıkları çıkarılmıştır Çelik için : 18 cm Beton için : 56 cm Biriket, tuğla, taş, ker*** ve sıkıştırılmış toprak : 7 cm, Gevşek toprak için : 8 cm üzerinden yapılması amaca yetecektir Ancak, çok süreli korunma söz konusu olduğunda ne kadar fazla yarı kalınlık sağlanırsa, sığınak diye seçilen yerdeki korunma faktörünün o kadar yüksek yani sığınağın içindekileri o kadar iyi koruyacağı anlaşılır ZamanHerşeyden önce bilinmelidir ki zaman sığınakta da açıkta da aynı şekilde çalışır İnfilaktan sonra tehlikenin başlaması 30 ile 60 dakikalık gecikme sonrası olduğuna göre kalıntı etkisi için başlangıç zamanı silahın patlamasından bir saat sonra kabul edilmektedir Nükleer Serpintiden Korunma Bakımından Dikkat Edilecek Diğer Hususlar Serpinti tehlikesinden zarar görmemek için aylarca sığınakta oturup radyoaktif partiküllerin bozulmasını beklemek gibi bir durum söz konusu olamaz Dışarı çıkmak ve görev yapmak mecburiyetinde bulunanların bazı hususlara dikkat etmeleri lazımdır Bu hususlar şunlardır, Serpintinin aranması ve ölçülmesi Serpintiyle kirlenmiş sahaya girilmemesi (serpinti dökülmesi esnasında veya serpinti tamamlandıktan sonra da kirli bölge içinde dolaşmak tehlikelidir) Şahıslarda biriken dozun kontrol edilmesi gereklidir (Herkes için tehlikesiz alınacak doz bilindiğine göre bu ölçülerin üstüne çıkanlara ne gibi tedbirlerin uygulanacağı ancak bu şekilde tespit ve tatbik edilebilir) Uygun elbise kullanılması (Uygun elbise denince keten bir iş tulumu akla gelmelidir Ayrıca başı koruyan bir miğfer ya da geniş kenarlı şapka, ağız ve burnu korumak için maske bulunmadığı durumlarda ıslak bez, boynu korumak için atkı, havlu veya ter bezi, elleri korumak için plastik, kauçuk veya deriden yapılmış eldiven, ayaklar için deri ya da lastik çizme, bot veya potin en uygun elbiselerdir) Şahısların temizlenmesi (Radyoaktif serpinti ile bulaşmış sahaya giren ya da serpinti dökülmekte iken bu bölgede dolaşan, çalışan kişilerin temizlenmesi gereklidir Şahıslar temizlenirken kullanacakları en iyi en kolay araç ılık su ve sabundur Yalnız ellerin temizlenmesi su ve deterjanla mümkün olmayacağından tırnak dışları ve aralarını fırça ile temizlemek yerinde olacaktır) Elbise, araç, donatım ve gereçlerin temizlenmesi; Elbiselerin temizlenmesi mümkün olmayan hallerde sığınak dışında bulundurularak kapalı bir kap içine konur Eğer hem çok bulaşmış hem de temizleme olanağı yoksa toprak altında çürümeye terk edilir Elbiselerin temizlenmesinde en uygun araç elektrik süpürgesidir Temizleme işi mutlaka sığınak dışında yapılmalıdır Araçlarda basınçlı su kullanılmakta ve yıkanan yerler temiz bez veya üstüpü ile kurulanmaktadır Kurulanmakta kullanılan malzemeler toprağa gömülerek, suyun kanalizasyona akması sağlanır ya da bir çukura akıtılarak üstü toprakla kapatılır Gereç ve donatım temizliğinde basınçlı su kullanılmasında sakınca varsa deterjan, ılık su ve üstüpü kullanılır, eğer bu da olmuyorsa süpürerek temizleme yolun gidilir Korunma Faktörü Radyoaktif serpinti tehlikesi ne kadar gerçek ise, bu tehlikeden korunmak için bir serpinti sığınağına olan ihtiyaç da o kadar gerçektir Bir serpinti veya aile serpinti sığınağının içine girenlere sağladığı korunma olanağına KORUNMA FAKTÖRÜ denir Başka Bir Deyimle Korunma Faktörü : Dışarıdaki radyasyon şiddetinin, sığınak içindekilere kadar ulaşabilen radyasyon şiddetine oranıdır Bu oranda çıkan sayı küçük ise korunma imkanı az, büyük ise çok olacaktır Gerek yurdumuzun gerekse komşularımızın nükleer bir taarruza uğraması halinde tehlike ve korunma çareleri bilindikten, bilinenler uygulamak üzere eksiksiz hazırlandıktan, tehlikenin geleceği vaktinde haber alınıp yayılabildikten ve gerektiğinde hazırlıklardan yararlanıldıktan sonra sınırsız bir endişenin de yeri yoktur Nükleer silahlar da diğer silahlar gibi bir çeşit silahtır ve bütün korkunçluğu, bir çok etkiyi birden daha geniş sahalara yayabilme olanağı ile uzun süre korunma zorunluluğu yaratan radyoaktif serpinti tehlikesinden gelmektedir Nükleer silahın infilak ettiği yer (yer sıfır) ve yakın dolaylarında bulunmamak şartıyla; gereken tedbirler de ihmal edilmemişse nükleer silahların her türlü etkisini teker teker bertaraf edip hayatta kalmak mümkün olacaktır Radyasyonu Ölçmeye ve Hesaplamaya Yarayan Malzemeler Radyak Aletleri Bir nükleer silahın yere yakın veya yerde patlaması sonucu meydana gelen radyoaktif serpintinin en önemli özelliklerinden birisi de onun duyu organlarıyla hissedilmez oluşudur Radyak aletleri radyasyonu arayan, varlığını tespit eden ve ölçen aletlere verilen addır Radyak aletlerini iki grupta incelemek mümkündür Esas Radyak Aletleri Dozimetreler : Radyasyon dozunu ölçen aletlerdir (Bir şahsın muayyen bir zaman içerisinde almış olduğu toplam dozu ölçen alettir) Şiddetmetreler : Radyasyon şiddetini ölçen aletlerdir Yardımcı Radyak Aletleri Dozimetre Şarj Aleti : Dozimetrenin sıfırlanmasında kullanılan alettir Radyoaktif Kaynaklar : Dışarıdan herhangi bir etkiye maruz kalmadan, kendiliğinden radyasyon yayan cisimlere radyoaktif cisimler veya radyoaktif kaynaklar denir Nükleer Hesap Cetvelleri Nükleer silahların hasar sahalarını, hasar cinslerini, insan zayiatını, yangın kuşaklarını ve radyoaktivite ile ilgili bilgileri gerçeğe yakın tahmin etmede kullanılmak üzere hazırlanan cetvellere Nükleer Hesap Cetvelleri denir Nükleer Savaşla İlgili Bazı Tanımlamalar Röntgen : Bir gram uranyumdan bir metre uzaklıkta ayakta duran bir şahsın bir saatte vücudunda biriktiği farzedilen gama ışını miktarıdır Röntgen Saat ( R / S ) : Şiddet birimidir Bir yerde mevcut olan radyoaktivitenin miktarı, birim cinsinden ve şiddet ölçen her hangi bir radyak aletten öğrenilebilir Doz : Bir şahsın, röntgen ya da milirontgen birimine göre bir defada ya da değişik zaman bölümlerinde vücudunda biriktirdiği gama radyasyonu miktarıdır İyonizasyon : Gama ışınları, nötronlar, alfa ve beta zerreleri gibi yüksek hızı olan radyasyon, ne türlü olursa olsun cisimlerin atom kabuklarına çarpınca bu atomlardaki elektronların kabuktan fırlamasına ve dolayısıyla bu atomun elektrik dengesinin bozulmasına sebep olur İyonizasyon bu olayın adıdır Hücre iyonizasyona uğrarsa canlılık fonksiyonları sona erer Monitör : Radyak aletleri kullanan, radyasyonu arayan ve ölçen kimselere verilen addır Niga : Satıhta ya da satha yakın bir nükleer infilakta açığa çıkan nötronların toprakta bulunan potasyum, demir, magnezyum, sodyum gibi elementleri radyoaktif hale getirmesi (Bu elementler miktar itibariyle az da olsalar yüksek dozda gama ışını yayarlar) sebebiyle yer sıfır etrafında meydana gelen ve dairevi şekilde olan bölgeye NİGA BÖLGESİ ve bu tip radyasyona NİGA RADYASYONU denir |
Afetler Ve Biz |
10-06-2012 | #4 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Afetler Ve BizTanımı Biyolojik Savaş; insan, evcil hayvan ve faydalanılan bitkilerde ölüm veya zarar meydana getirmek, malzemeyi hasara uğratmak amacıyla mikroorganizmaların veya bunların toksinlerinin (zehirlerinin) kasten kullanılmasıdır Biyolojik savaş maksadıyla kullanılan maddelere genel olarak "BİYOLOJİK SAVAŞ MADDESİ" veya "BİYOLOJİK AJAN" adı verilmektedir Biyolojik Savaşın Amacı ve Kapsamı a) Kapsam : Dedeksiyon ve savunma, bulaşma ve bağışıklık; yayma yöntemleri, insanlara, hayvanlara, bitkilere ve maddelere zararlı biyolojik maddelerin muhtemelen nasıl kullanılacağı, biyolojik silah sistemine nasıl uygulanacağı ve düşmanın biyolojik taarruzlarına karşı biyolojik savunmanın teknik yöntemleri hakkındaki bilgileri kapsar b) Biyolojik Silah Sistemi : Biyolojik madde, silah ve atma sisteminden oluşur c) Biyolojik Savaşın Amacı : Düşmanın savaş etme yeteneğini, dolaylı olarak veya doğrudan doğruya azaltmaktır Bu amaca insanın insanlara saldırması suretiyle ulaşılabilir Aynı zamanda, ekinlere, ehlileştirilmiş hayvanlara veya ikmal maddelerine saldırıp, destek olanaklarını sınırlamak suretiyle dolaylı olarak da ulaşılabilir Biyolojik Savaşın Tarihçesi Birçok tarihi dokümanlarda mikropların insanlığın doğuşundan daha önce de mevcut olduğu belirtilmektedir Büyük salgın hastalıklar tarih boyunca orduları ve hatta bütün insanlığı kemiren felaketler halinde süregelmektedir Bu nedenle asker her savaş alanında, düşmandan başka hastalıkla da savaşmak zorunda kalmıştır Tarih boyunca hastalıkların bir çok savaşın neticesi üzerinde etken olduğu görülmüştür Örneğin: İSPARTALILARLA ATİNALILAR arasında 27 yıl devam eden "PELEPONEZ" savaşları çıkan "TİFÜS" salgını neticesi son bulmuştur Yine 16 ve 17 yüzyıllarda yapılan Avrupa savaşlarında kara ölüm denen "VEBA" hastalığı, savaşın son bulmasını sağlamıştır Ortaçağda bir çok milletlerin vebadan ölmüş insanların cesetlerini düşman su kaynaklarına veya mancınıklarla düşman kaleleri içerisine atmak suretiyle hastalık bulaştırdıklarına dair belgeleri tarihi dokümanlarda görmekteyiz O devirde mikropların özellikleri, tesirleri ve bunlara karşı korunma çareleri bilinmiyordu Milletler doğal olarak çıkan bir hastalığı düşmana karşı kullanırken, bu hastalıkların etkilerinden kendilerini koruyamıyorlar ve dolayısıyla da kendileri de bir çok zayiat veriyorlardı Bu nedenle 19 yüzyılda; Mikroskop, Mikroplar, Koruyucu Aşı ve kurtarıcı Serumların keşfine ve mikrobiyoloji ilmindeki gelişmelerin gerçekleşmesine kadar milletler ilkel biyolojik savaş girişimlerinden vazgeçtiler I Dünya Savaşı sırasında Almanlar, Fransız ve Romen süvari atlarına karşı "RUAM" hastalığı meydana getiren biyolojik maddeler kullanmışlardı Biyolojik madde araştırmaları 1930'larda Japonya ve Almanya'da çok ilerlemiştir Günümüzde uluslararası anlaşmalarla yasaklanmasına rağmen üretimi ve depolanması birçok ülkece devam ettirildiği tahmin edilmektedir Biyolojik Savaşın Önemi NBC silahlan arasında en az tanınanı biyolojik silahlardır Biyolojik silahlar bugüne kadar önemli savaş silahı olarak kullanılmamış olmakla beraber bütün dünya ülkelerince "biyolojik silahlar" geleceğin silahı olarak kabul edilmekte ve gerekli önem verilmektedir Çeşitli ülkelerin biyolojik savaş laboratuarlarında çok büyük bir gizlilik içerisinde yeni biyolojik silahlar geliştirilmekte ve imal edilmektedir Bu alanda Amerika ve Rusya son derece ileri gitmiş durumdadırlar 1956 yılında Rus Parlamentosunda, Rus Mareşali "ZUKOV" tarafından belirtilen "Gelecek savaşların sonucunu yalnız nükleer silahlar ve hava küvetlerinin yoğun faaliyeti tayin etmeyecek, kanımca memleketin şart ve imkanlarına göre savaşı generaller değil Mikroplar kazanacaktır" fikri, Varşova Paktı üyelerinin bu konuya verdikleri önemi yansıtmaktadır Ayrıca 1955 yılında Japon yazar "HİROSKİ AKİMOYA" II Dünya Savaşında 1500 - 2000 kadar Japonun biyolojik savaş sahasında deney hayvanı gibi kullanıldığını bildirmiştir Bu da bize Japonya'nın biyolojik silahlara ne denli önem verdiğini kanıtlamaktadır Memleketimizin de katıldığı uluslararası bir anlaşma ile biyolojik silahların üretim, depolama ve kullanılmaları yasaklanmıştır Ancak Biyolojik silahlar yüksek patlama kudretine haiz silahlara nazaran yapımları kolay ve ucuz olması nedeniyle gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerin bir nolu silahı haline gelmiştir Biyolojik Savaş Maddelerinin Sınıflandırılması A- Mikrobiyoloji Yönünden Sınıflandırılması: a) Bakteriler b) Riketsialar c) Virüsler d) Funguslar e) Protozoalar B- Hedeflerine Göre Sınıflandırılması: Askeri yönden hedeflerine göre 4 gurupta incelemek gerekir 1-Anti Personel Savaş Maddeleri (İnsanlara Karşı) a) Bakteriler : İnsanda görülen önemli bakterisel hastalıklar arasında; Kızıl, bel soğukluğu, difteri, tüberküloz, tetanoz, çeşitli zatürreler, tifo, veba, kolera, dizanteri hastalıkları görülür b) Riketsialar : Tifo, tifüs ve lekeli humma gibi önemli hastalıklara yol açarlar c) Virüsler : Virüslerin sebep olduğu önemli insan hastalıkları salgın grip, çocuk felci, kuduz, karasanlık, kabakulak, kızamık hastalığıdır d) Funguslar : Koksidioidomikosis, Histoplasmosis ve Nokardiosis insanları etkileyen fungal hastalıklardır İnsanlara karşı kullanılan biyolojik savaş maddeleri, doğrudan doğruya insanlara karşı etkili olup, hastalık yoluyla ölüme veya halsizliğe sebebiyet verme ölçülerine göre ayrılırlar 2-Anti Animal Savaş Maddeleri (Hayvanlara Karşı) Hayvanları yok etmek için kullanılırlar Hayvanlara karşı kullanılan biyolojik maddelerin en iyi sonuç verenleri: Bakteriler, Riketsialar ve Virüsler'dir Bunlar hayvanlarda "RUAM, ŞARBON, ŞAP, VEBA, KOLERA, HUMMA, TULAREMİA, NEWCASTLE" hastalıklarını meydana getirirler 3-Bitkilere Karşı Kullanılan Biyolojik Savaş Maddeleri : Bitkilere karşı kullanılan biyolojik maddeler, bitkilerde hastalık ve zarara yol açan canlı organizmalar olup, düşman tarafından maksatlı olarak yiyeceklere veya ekonomik olarak değerli ekinlere karşı kullanılıp, bir milletin saldırıya dayanma gücünün zayıflanmasına yol açalabilirler Örneğin 1 Dünya savaşında patates bitkisinin hastalık sonucu üçte birinin yok olması Almanya'nın mağlubiyet nedenlerinden biri olmuştur Çünkü patates Almanların savaş zamanı en önemli yiyecek maddelerinden biri idi Bitkilere karşı kullanılan biyolojik savaş maddeleri: Funguslar (mantarlar) bakteriler, virüsler, parazitler ve haşerelerdir Bunlar bitkilerde aşağıdaki hastalıkları meydana getirirler Hububatta, şap, küf, pas hastalığı, patates çatlaması, tütün mozaik hastalığı, şeker pancarı yaprakları kıvırcık hastalığı, patates çürümesi, yonca solgunluğu ve bazı ürünlerde görülen güney samı gibi hastalıklara neden olurlar 4-Teçhizata Karşı Kullanılan Biyolojik Savaş Maddeleri : Teçhizata karşı kullanılan biyolojik maddeler biyolojik teçhizatı bozan, bazı kısımlarının kırılmasına neden olan organizmalardır Bu amaçla kullanılan biyolojik ajanlardan FUNGUSLAR, binalara, kauçuktan yapılan maddelere, deri işlerine ve giyecek maddelerine karşı zararlıdır Bazı bakteriler, petrol ürünlerini enerji kaynağı olarak kullanmak suretiyle yakıt ve petrol hatlarını tıkayabilecek artıklar meydana getirebilirler Bazı bakteriler metallerde delikler açılmasına olanak verecek kadar yüksek asitli bileşimler üretebilirler Biyolojik Savaş Maddelerinin Genel Özellikleri A-Mikrobiyolojik Yönden Özellikleri : 1-Bulaşabilirlik : Mikropların çeşitli ortamlarda hastalık meydana getirebilme yeteneğidir 2-Zehirlilik : Mikroorganizmanın hastalık yapma yeteneği, vücudun mukavemet mekanizmasını yenme veya kırma kabiliyetidir 3-Yaşama Kabiliyeti : Biyolojik maddeler, yaşayan organizmalar olduğundan çoğu çevre koşullarından büyük ölçüde etkilenirler Mikroorganizmaların kullanıldıkları ortamda yaşamasını devam ettirmesi gereklidir aksi taktirde istenen amaca ulaşılamaz B-Askeri Yönden Özellikleri : 1-İhtiyacın Çok Az Maddelerle Karşılanabilmesi : Biyolojik silah sistemleri, kullanılan maddelerin canlı olduğu yegane sistemlerdir Hastalık temin etmek için sadece çok az sayıda mikroorganizmaya gerek vardır 2-Geniş Alana Etki Edilebilme : Biyolojik silah sistemleri, diğer silahlara oranla daha büyük sahalara etki edebilirler 3-Hava Durumuna Bağımlılık : Biyolojik bir maddenin püskürtülmesine etki eden 4 önemli hava durumu vardır: "GÜNEŞ IŞIĞI" "HAVADAKİ NEM ORANI" "RÜZGAR" "HAVA STABİLİTESİ" Güneş ışığı, biyolojik maddelerin çoğuna karşı öldürücüdür Bu yüzden biyolojik taarruzların çoğu gece yapılır Havadaki Nem Oranı: Biyolojik madde optimum nem oranına sahiptir Bu optimum nem oranından sapma derecesi olursa aerosolun bozulma ölçüsüne etki eder Rüzgar hızları normal olarak 8-18 net (15 -33 km/s ) arasındadır 4-Geciktiren Etki : Biyolojik maddeler hemen zayiata yol açmazlar Bir kuluçka dönemi geçirirler çoğalırlar, 5-Yaygınlık : Sığınak gibi yerler, diğer silah sistemleri için koruyucu özellik taşımasına rağmen biyolojik madde bulaşmış bir canlı sığınağa girdiği an diğer insanları da etkiler Kapalı yerde biyolojik silah daha etkilidir 6-Tahrip Edici Değildir : Yapı ve tesisler biyolojik bir taarruz meydana geldiğinde bir zarar görmeyeceğinden tümüyle tahrip edici değildir 7-Keşfedilmesi Güçtür : Biyolojik savaş maddelerinin varlıkları beş duyunun hiçbiri ile keşfedilemez Sadece özel cihazlarla tespiti mümkündür 8-Yapımları Kolaydır : Biyolojik savaş maddeleri toplu zayiat silahlarının en ucuz olanıdır Eczacılık ve içki sanayii olan bir ülke biyolojik savaş maddelerini imal edebilir 9-Etkilerinin Şiddeti : Biyolojik silahlar öldürücü olabilir veya olmayabilir Öldürücü maddeler hassas insanlarda ölüme neden olabilir 10-Retroaktivite Tehlikesi : Kullanılan biyolojik ajanın kullanılan taraf için de tehlike yaratmasıdır Onun için biyolojik silahı kullanacak taraf önceden tedbirini almak zorundadır Biyolojik Ajanlarda Aranan Özellikler Üretimleri kolay ve ucuz olmalıdır, Depolama şartlarına ve dış şartlara dayanıklılıkları fazla olmalıdır, Enfeksiyon yetenekleri fazla olmalı ve salgın yapabilmelidirler, Hastalık yapma yeteneği yüksek olmalıdır, Vücuda çeşitli yollardan özellikle solunum yoluyla girmelidir, Kuluçka devreleri genellikle kısa olmalıdır, Teşhis ve tedavileri güç olmalı ve zaman almalıdır, Retroaktivite tehlikesi önlenmiş olmalıdır Biyolojik Ajanların Vücuda Giriş Yolları Solunum sistemi yolu, Sindirim sistemi yolu, Deri yolu, Tenasül organları yolu, Göz konjiktivaları yoludur Biyolojik Savaş Maddelerinin Atılma ve Yayılma Yöntemleri Atılma ve Yayılma : Bir biyolojik maddenin canlı ve öldürücü durumda insan hayvan ve bitkileri etkileyecek şekilde maksatlı olarak bırakılması anlamını taşır Yayılma yöntemleri, projelerin, enfeksiyon meydana getirmek üzere vücuda girdikleri başlıca üç giriş noktasının varlığı ile ilgilidirler Bu noktalar solunum sistemi, deri ve sindirim sistemidir Ayrıca biyolojik ajanların yayılmasında etkili bir yöntem de sabotaj yoludur A-Aerosol Solunum Yöntemi : Solunum sisteminin bir biyolojik maddeye maruz kalması, biyolojik maddenin bir aerosol ile yayılması suretiyle sağlanır Aerosol, sıvı ve katı olabilen, çok küçük parçalara ayrışabilen ve bir gaz ortamında tutulan partiküllerden meydana gelir, bilinen aerosol örnekleri toz, sis ve dumandır B-Artropod Vektörü - Deri Yöntemi : Biyolojik maddenin uygulanmasında kullanılabilen ikinci giriş noktası deridir Deriye nüfus etmeyi bir taşıyıcı (artropod vektörü) sağlar Bu haşereler her çeşit mikroorganizmaları insanlara, hayvanlara ve bitkilere aktarmaya muktedirdirler Bu böceklere "ARAKONAKCI" veya "vektör" denir Sivrisinekler, kara at sineği, pireler, bitler, kene ve peynir kurtları örnek olarak sayılabilirler C-Sinsi Yöntem (Sabotaj) : Sabotaj bir insan tarafından, bir maddenin hedefe doğrudan doğruya uygulanmasıdır, biyolojik maddelerin sinsice kullanılması da, en başta solunum sistemine ikinci olarak da sindirim sistemine uygulanabilir Biyolojik Savaş Maddelerini Atma Vasıtaları Füzeler, Roketler, Uçaklar, Toplar, Havan topları, Bombalar, Mayınlar, Serbest balonlar Jeneratör, Püskürtme Tanklarıdır Biyolojik Savaş Maddelerinin Tespiti Biyolojik bir taarruzun tespiti yeterli bir savunma sisteminin gereğidir Biyolojik maddenin kullanılmış olduğunu tespit etmek için PSA cihazı ve PA cihazı kullanılır PSA cihazı biyolojik savaş maddelerinin varlığını tespit eder PA cihazı ise, biyolojik savaş maddelerinin cinsini tayin eder PSA ve PA cihazları birlikte kullanılır Eğer biyolojik silaha maruz kalmış ülkede PSA ve PA cihazları yoksa, biyolojik taarruzu şu şekilde tespit etmemiz mümkündür Uçaklardan püskürtme ve duman şeklinde bir şeyler atıldığı görüldüğünde, Patlama sesi az olan mermi ve bombalar kullanıldığında, Herhangi bir püskürtme cihazının faaliyeti görüldüğünde, Havada dolaşan şüpheli balonlar görüldüğünde, Sebebi bilinmeyen sis ve duman görüldüğünde, Etrafta kırılabilen şişelerin tespitinde, Sebebi bilinmeyen bir hastalıktan pek çok kişinin hasta olması durumunda, Ölümü şüpheli hayvan leşleri ve hasta hayvanlar görüldüğünde, Sebepsiz yere bitkilerin hasta ve solgun görülmesi, Çevrede evvelce rastlanmayan sivrisinek gibi haşereler görüldüğünde biyolojik maddenin atıldığından şüphe duyulmalıdır Biyolojik Savaşa Karşı Savunma Biyolojik savaş maddelerinin etkilerini azaltmak veya yok etmek amacı ile alınan önlemlerin tümüne "BİYOLOJİK SAVUNMA" denir Ülkemizde biyolojik taarruza karşı yeterli bir savunma uygulayabilmek için bazı kurumlara yükümlülükler getirilmiştir bunlar, Sağlık Ve Sosyal Yardım Bakanlığı : Barışta ve savaşta ulusun sağlığının korunması, biyolojik ve bakteriyolojik savaş etkenlerine karşı savaşın sorumluluğu, Sağlık ve Sosyal Yardım Bakanlığı'na aittir Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı : Bitki ve hayvanlar arasında ortaya çıkabilecek hastalıklara karşı alınacak önlemlerden ve tedavi çalışmalarından Tarım Orman ve Köy İşleri Bakanlığı sorumludur İçişleri Bakanlığı : İçişleri Bakanlığı, Sivil Savunma Genel Müdürlüğü'nce kurulan Sivil Savunma Örgütündeki ünitelerin görevleri kısaca şöyle özetlenebilir Radyolojik savunma teşkilatının en alt ünitesi olan "GÖZETLEME POSTALARI" barışta ve savaşta NBC konularıyla ilgili keşif, gözetleme ve kıymetlendirme hizmetlerini sağlar Biyolojik numuneler alarak laboratuarlara gönderir Şehir ve kasaba teşkillerinden "Korunma Kılavuzları", bölgelerinde çıkan hastalıkları bağlı oldukları idare merkezlerine bildirirler Hassas bölge, sabit ya da seyyar idare merkezlerinin "İLMİ HABER ALMA KISMI" kirletilmiş araziye keşif ekipleri göndererek örnekler toplatır Bu örnekleri biyolojik alanların tespiti için laboratuarlara gönderir Hassas bölgeler dışındaki şehir ve kasabalarda ilkyardım ve ambulans servisleri; NBC maddelerini tespit ve buna göre halkın hareket tarzını tayin ederek ilgili makamlara bilgi verir Biyolojik savaş maddeleri ile kirletilmiş arazinin sınırlanması ve kontrol altına alınması görevi, emniyet ve trafik servisince yerine getirilir Daire ve Müesseselerde Kurulan Sivil Savunma Teşkillerinin Görevleri : Kontrol Merkezi ve Karargah Servisi : NBC tehlikelerine ait haberleri değerlendirir ve müesseseye yayar Emniyet ve Kılavuzluk Servisi : NBC maddeleri ile bulaşık sahaları sınırlandırır İlkyardım ve Sosyal Yardım Servisleri : Bir biyolojik taarruz sonucu hastalık ortaya çıkarsa, hastalarla ilgilenme görevi verilmiştir İl ve İlçe Mülki İdare Amirleri : İl ve ilçelerde sivil savunma örgüt ve faaliyetlerinden mülki idare amirleri doğrudan sorumludur Biyolojik Savunma Yöntemleri Aktif Savunma Tedbirleri : Aktif savunmanın amacı, biyolojik savaş taarruzlarını önlemektir Aktif savunma tedbirleri şunlardır Düşmanın Biyolojik Tesislerinin İmhası : Düşmanın biyolojik araştırma, geliştirme ve üretim tesislerinin, stoklarının yok edilmesi durumudur Düşman Silah Sistemlerinin Durdurulması : Düşman taarruzları önlenir veya taarruzların etkinliği azaltılır Sınır kapılarından girişler sıkıya alınır Pasif Savunma Tedbirleri : Başarılı bir biyolojik taarruzun neticesi ortaya çıkan zayiatı azaltmak veya en az düzeyde tutmaktır Pasif savunma tedbirleri 3 safhaya ayrılır: A-Biyolojik Taarruzdan Önce : Eğitim, bilgi ve kişisel hazırlık biyolojik taarruza karşı en iyi savunma tedbiridir Normal sağlık kurallarına riayet etmelidir Hijyen kaidesi esaslarını öğretmelidir Bütün yurtta aşı, serum, ilaç, hastane, doktor ve sağlık personeli yeterliliği sağlanmalıdır Planlanan aşılar zamanında yapılmalı ve gerekli sıhhi tedbirler alınmalıdır Biyolojik savaş maddelerine karşı koruyuculuk sağlayan malzemeler (Maske, koruyucu elbise, kitler) temin edilmeli ve kullanılması öğretilmelidir Personel kendi ve çevresinin temizliğine dikkat etmelidir Su ve besin maddeleri temiz olarak kapalı kapılarda bulundurulmalıdır Hastalıklar derhal haber verilmelidir Biyolojik madde taarruzlarına ait belirtiler görüldüğünde ikaz edilerek alarm verilmelidir B-Biyolojik Taarruz Sırasında : Biyolojik taarruzdan şüphelenen herkes önce maskesini takar ve en kısa sürede, en süratli araçlarla ilgili yerlere duyurur Bu aşamada kullanılan biyolojik ajanın tespit edilmiş olması büyük bir avantajdır Ancak tespit pek kolay ve çabuk olmaması nedeniyle aşağıdaki korunma tedbirleri hemen alınmalıdır 1-Bireysel Korunma : Maske tak, maskeni emirsiz çıkarma, Hiçbir şeye el sürme ve yere atılmış eşyaları alma, Elbiseni düğmele, eldivenlerini giyin ve açık yerlerini kapa (kesik ve yaralar yara bandı ile kapatılmalıdır) Yanında sığınak varsa sığınağa gir, Yanındaki içecek ve yiyecekten başkasını yeme, Kullanılacak malzeme ve araçları sterilize et, Vücudunu temiz tut, Aşı olmamışsan aşı ol, Hastalık halinde derhal doktora müracaat et, Şaşırma, heyecanlanma ve şaiyalara inanma, 2-Toplu Korunma : Toplu olarak korunma sığınaklar ile sağlanır Bu sığınakların havalandırma tertibatının filtreli olması, giriş ve çıkışların iyi izole edilmesi gereklidir Ayrıca bu sığınaklarda kimyevi tedavi maddeleri de mutlaka bulundurulmalıdır Sığınaklarda Uyulması Gereken Kurallar : Sığınağa girenlerin dekontaminasyonu yapılmalıdır Kontrol ve muayeneden geçirilmeyen gıda maddeleri ve su, sığınağa sokulmamalıdır Yiyecek ve içecekler kapalı kutularda bulundurulmalı, yiyecekler pişirilmeden yenilmemeli, sular kaynatılmadan içilmemelidir Çöp ve dışkılar naylon torbalara doldurulup, ağızları bağlı tutulmalı ve dezenfeksiyonu yapılmalıdır; Sık sık yıkanıp, çevre temiz tutulmalıdır Sığınak amirinin direktiflerine ve emirlerine uyulmalıdır C-Biyolojik Taarruz Sonrasında : Biyolojik taarruzdan sonra yapılacak ilk iş personelin, eşyaların, yiyeceklerin, suların, bina ve arazilerin mikroplardan temizlenmesidir Bağışıklık devam ettirilmeli ve bilinen sağlık tedbirleri uygulanmalıdır Biyolojik savaş maddesi ile kirletilen binalar ve bölgeler işaretlenmelidir Hastalık taşıyıcı olarak kullanılan haşereler ve hayvanlar kontrol altına alınmalıdır Yiyecekler ve içecekler, tıbbi kontrole tabi tutulmalıdır, Salgın hastalıkların görüldüğü binalar ve bölgeler karantinaya alınmalıdır Biyolojik bir taarruzda kullanılan bir madde tanımlandıktan sonra tedavi hazırlanmalıdır Çıkabilecek asılsız haber ve söylentiler engellenmelidir Biyolojik Maddelerin Bulaşmasından Kaçınmak İçin Dikkat Edilecek Hususlar : Vücut temiz ve haşerelerden uzak tutulur Yalnız müsaade edilen yiyecekler ve içecekler yenilir ve içilir, Kesik ve yaralar gerekli ihtimamla kapatılır, İşaretli olan bina ve bölgelere girilmez, Havuzlarda ve göllerde banyo yapılmaz, Hayvanlara dokunulmaz, Hatıra eşyalar alınmaz, Hastalık görülünce derhal doktora müracaat edilir, Aşı olunmamışsa derhal aşı olunur, Biyolojik Savaş Maddelerinin Temizlenmesi : Biyolojik taarruzdan sonra temizlenmek için en basit ve en tesirli usul su ve sabunla yıkanmak veya yıkamaktır 1-Personelin Temizlenmesi : Biyolojik maddelere maruz kalan personel, sıcak sabunlu su ile yıkanarak temizlenir Mevcut ise mikrop öldürücü sabunlar kullanılmalıdır 2-Eşyaların Temizlenmesi : Kirletilen elbiseler ve çamaşırlar ilk fırsatta sabunlu veya deterjanlı su ile yıkanır, ya da kaynatılarak temizlenir Koruyucu maske, filtre elemanları çıkarıldıktan sonra dış ve iç kısımları temiz bir bezle temizlenir ve ılık sabunlu suda yıkanır DS2 varsa onunla da temizlenir Mutfak eşyaları sıcak sabunlu su ile veya deterjanlı su ile iyice yıkanır ve silinerek temizlenir Ev eşyaları ağaç ve madeni olanlar sabunlu veya deterjanlı su ile iyice silinir Yün ve pamuklu olanlar yıkanır veya güneş ışığında havalandırılır Yerler temizlik malzemeleriyle yıkanır veya sabunlu su ile silinir 3-Yiyeceklerin ve İçeceklerin Temizlenmesi : Taze sebze ve meyvelerin kirli kısımları kesilerek atılır ve bol su ile yıkanarak temizlenir Et ve buna benzer maddelerinin l - 2 cm kalınlığında kısımları ayrılıp atılarak veya pişirilerek temizlenir Kuru yiyecek maddeleri için kaynatarak pişirme en iyi yoldur Karton ambalajlı yiyecek maddelerinde, ambalajın dış kısımları atılır Teneke, cam veya plastik ambalajlı yiyecek maddeleri kutusu açılmadan evvel 15 dakika suda kaynatılarak, su veya sabunla yıkanarak veyahut mikrop öldürücü maddelerle dezenfekte edilerek temizlenir 4-İçilecek sular : Kural olarak açıktaki bütün sular dökülmelidir Ancak bu gibi sular kullanılmak mecburiyetinde kalınırsa (en az 15 dakika) içine su arıtma tabletleri atılmalıdır Kapalı kap ve şişelerdeki su, dış yüzeyleri temizlemek suretiyle içilecek hale getirilir Çeşme ve akarsular tıbbi kontrolden geçmeden su içilmemeli ve kullanılmamalıdır Bu gibi sular da süzme havuzlarından geçirilerek veya klorlanarak temizlenir 5-Binaların Temizlenmesi : Özellikle ahşap binaların temizlenmesi güçtür Binalar, kireç kaymağı ile fırçalanarak veya süngerle, sıcak sabunlu su ile veya çamaşır sodası ile yıkanarak, havalandırılarak temizlenir Bunlardan başka binalar, BPL biyolojik temizleyici madde kullanılarak da temizlenir Binaların iç kısımlarının temizlenmesinde kullanılan BPL zehirli olduğundan personel için tehlikelidir Kullanılırken azami dikkat gösterilmelidir 6-Açık Yerlerin Temizlenmesi : Güneş ışığının birçok mikroorganizmaları öldürücü etkisi vardır Genel olarak açıktaki gölgesiz yerleri temizleyebilir Bununla beraber alçak ısılarda, gölgeli bölgelerin temizlenmesi mümkün değildir Ancak kirletildiğinden şüphe edilen önemli bölgeler "BPL, DS2 ve kostik soda eriyiği" gibi temizleme maddeleri kullanılarak temizlenir BPL Biyolojik Temizleyici : Kullanma Şekli : Normal olarak 708 m3 bir yeri temizlemek için 4 litre (l galon) lik BPL ye ihtiyaç vardır BPL çeşitli cihazlardan zerreler halinde püskürtülür Etkisi : BPL, bakteri sporları da dahil olmak üzere mikroorganizmaları yok eder DİKKAT : Personel temizliği için kullanılmaz İnsanlar için zehirlidir Personel kullanırken özel maksatlı veya koruyucu bir maske takar Koruyucu elbise giyer ve gerekirse solunum cihazları takar Biyolojik Silahların Gelecek Savaşlardaki Rolü Biyolojik silahlar geleceğin bir nolu silahıdır Biyolojik silahlar gayri insani değillerdir Biyolojik silahların yasaklanması mümkün değildir Çıkacak bir salgın hastalıktan herhangi bir memleketi sorumlu tutabilmek çoğu kez imkansızdır Biyolojik silahlar ekonomik savaş araçları olarak kullanılabilir Biyolojik savaş, az gelişmiş memleketlerin bilhassa önem vermeleri gereken bir konudur Az gelişmiş bir memleket yeter derecede mali imkanlara sahip olmadığından Nükleer ve Termonükleer silahların imaline teşebbüs dahi edemeyecektir Halbuki biyolojik savaş konusunda çalışmak, çok küçük masraflarla kurulacak laboratuarda, çok korkunç biyolojik silahları imal etmek mümkündür Yine az gelişmiş ülkelerin hayat standartları düşük olduğundan böyle bir memlekette salgın hastalığı önleyebilmek de çok güç olacaktır Biyolojik Savaşla İlgili Bazı Tanımlamalar Aerosol : Bir gaz ortamında küçük partiküllerin (sıvı veya katı) dağılması veya erimeden dağılması Antibiyotikler : Bakteri ve küf gibi yaşayan hücrelerden elde edilen maddeler (kimyasal bileşimler) olup, diğer bazı mikroorganizmalara zıttırlar Antiseptikler : Mikroorganizmaların bünyelerine ve gelişmelerine engel olan ancak onları öldürmeyen maddelerdir Aşı : Organizmada belli bazı hastalıklara karşı bağışıklık sağlamak için daha önceden o hastalığın ölmüş veya zayıflatılmış mikrobu ile vücuda verilmek üzere hazırlanmış olan eriyiktir (aşı koruyucudur) Bakteri : Tek hücreli bitkiye benzer ve kendi kendine bölünerek üreyen, yaşayan küçük mikroorganizmalardır Bağışıklık : Vücudun enfeksiyona karşı koyma yeteneğidir Bağışıklık ikiye ayrılır: Genetik Bağışıklık : Doğuştan kazanılan bağışıklıktır Kazanılmış Bağışıklık : Sonradan kazanılmış bağışıklıktır (aşı ve serum) Dezenfekte : Patojen mikroplardan temizlemek veya mikropları öldürmektir Dozaj : Belli bir zaman içinde alman biyolojik ajan miktarıdır Enfeksiyon : Vücut dokularının hastalık yapabilecek kudretteki patojen mikroorganizmalarla istila edilmesidir ( bulaşma - sirayet) Epizootik : Hayvanlar arasında hastalığın yayılması olayıdır Hijyen : Sağlık bilimi ve sıhhatin korunmasıdır Mikrop : Herhangi bir mikroorganizmadır Mikroorganizma : Gözle görülmeyecek kadar çok küçük yaşayan hayvan veya nebat'dır Mikrobiyoloji : Mikroorganizmaların incelenmesiyle ilgili bir bilim dalıdır Organizma : Kendi başına ayrı bir bütün meydana getiren canlı varlık (insan, bitki, hayvan) Patojen : Hastalık meydana getiren mikroorganizmadır Parazit : Kendi beslenmesini temin için başka bir canlı organizmanın üstünde veya içinde yaşayan bitki veya hayvandır Karantina : Mikroplarla bulaşık veya portör olan canlıların başkalarına hastalık geçirmemeleri için belirli bir süre ayrılması ve temastan men edilmesidir Kültür : Mikroorganizmaların yetişip çoğalmasıdır Serum : Kanın pıhtılaşmasından sonra ayrılan berrak sıvıdır Tedavi amacıyla kullanılır Toksin : Mikroorganizmaların salgıladıkları zehirdir Tularemi : Kemirgenlerden insanlara geçen ateşli bir hastalıktır Virüs : Seçtikleri taşıyıcıların hücrelerinde yaşayan bakteri ve riketsialardan küçük olan hastalık yapıcı mikroorganizmalardır Yapay ortamda yetiştirilemez ve büyümez |
Afetler Ve Biz |
10-06-2012 | #5 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Afetler Ve BizBiyolojik Terör (Biyoterörizm) Nedir? Biyoterörizm; kişiler, gruplar veya hükümetler tarafından gerek ideolojik, gerekse politik veya finansal kazanç sağlamak amacıyla hastalık yaratıcı patojenlerin açık veya gizli şekilde yayılmasıdır Biyolojik silahlar nelerdir? Biyolojik silahlar, başkalarına zarar vermek amacıyla maksatlı olarak kullanılan bakteri veya virüs gibi enfeksiyöz ajanlardır Bu tanım sıklıkla biyolojik olarak oluşan toksin ve zehirleri de kapsar Biyolojik savaş ajanları hem canlı mikroorganizmaları (bakteriler , protozoalar, ricketsia, virüsler ve mantarlar); hem de mikroorganizmalar, bitkiler veya hayvanlarca üretilen toksinleri ( kimyasal maddeleri ) içerir Bu ajanların bazıları yüksek derecede öldürücüdür Diğerleri de daha çok güçsüz bırakıcı rol oynar Bazı yazarlar geleneksel tedavi metotlarını yanıltacak veya spesifik bir etnik grubu hedef alacak yeni, genetik mühendisliği ile elde edilmiş ajanların muhtemel kullanımından da bahsetmektedir Biyolojik Silahlar Tehlikeli midir? Biyolojik silahlar yüksek düzeyde harabiyet vericidir Uygun ortamlarda kendilerini çoğaltır, kalıcı hale getirebilir Tüm koruyucu önlemleri etkisiz kılacak şekilde kendilerini mutasyona uğratabilirler Kimyasal silahlar , tüm şiddetlerine karşın dağıldıklarında veya sulandırıldıklarında daha az öldürücüdür Fakat biyolojik silah olarak kullanılan hastalık yapıcı mikroorganizmaların en ufak miktarı bile öldürücü olabilir Örneğin; Botulinum toksininin kimyasal bir sinir ajanı olan Sarin 'den 3 milyon kat daha güçlü olduğu belirtilmiştir Biyolojik Silahlar Bugüne Kadar Bir Savaşta veya Terörist Eylemde Kullanıldı mı? Evet, kullanılmışlardır MÖ 6 yüz yıldaki Persler 'den, yakın geçmişteki İran - Irak savaşına kadar birçok kez kullanılmıştır Hatta sivil toplum kesiminde de bu olayın bir örneği 1984 Eylülünde yaşanmıştır Amerika Birleşik Devletlerinde Dallas Oregon'da bir yerel seçimin sonuçlarını etkilemek amacıyla bir grup tarafından bölgede restoranlarda ki salata barlarına salmonella typhi karıştırılmak suretiyle 750 kişinin zehirlenmiştir Nisan 1979'da Sverthlovsk (Rusya) şehrinde çıkan 64 kişinin ölümüyle sonuçlanan, 96 kişiyi kapsayan şarbon salgını, biyolojik silah etkeni olarak çalışılan bir laboratuardan kaza sonucu ortaya çıktığı tahmin edilmektedir Bu tahmin Ruslar tarafında doğrulanmamıştır Bir Biyoterörist Saldırı ile Doğal Bir Salgını Nasıl Ayırmalı? Biyolojik bir silah ajanı ile yapılan saldırı genellikle gizlidir Bu yüzden böyle bir saldırının tespit edilebilmesi için değişik biyolojik silah ajanları ile ilgili klinik sendromların tanınması gerekir Hekimler ilk kurbanları belirleyebilmeli ve hastalık şekillerini tanıyabilmeli Bu da koruyucu sağlık sisteminin değişik kademelerinde bilgi paylaşımı ile entegre eş zamanlı epidemiyolojik izlem sistemlerini gerektirir Biyolojik silah saldırısını düşündüren şüpheli salgınların birincil kriterleri şunlar olabilir; Daha önce bölgede görülmeyen hastalık (mikrobu) Alışılmadık antibiyotik direnci Tipik olmayan klinik görünüm Vaka dağılımının coğrafi ve/veya zamansal olarak tutarsız olması (Örneğin; kısalmış zaman seyri) Diğer tutarsız elemanlar ise şunlardır; - Vaka Sayısı - Hastalanma veya ölüm oranları - Hastalık görülme sıklığından sapmalar Bu Patojenler Ne Kadar Bulaşıcıdır? Potansiyel Biyolojik Silah Ajanlarından sadece veba, çiçek ve viral hemorajik ateş insandan insana damlacık enfeksiyonu ile bulaşır ve bunlar standart enfeksiyon kontrol önlemlerinden (özel giysiler, göz korumalı maske, eldiven) fazlasını gerektirir Hangi ajan kullanıldığına bakılmaksızın tüm potansiyel biyolojik silah kurbanları izole edilmelidir Bu hastalarla ilgilenen sağlık personeli standart korunma yöntemlerinin yanı sıra HEPA Maskesi (yüksek hava filtre özellikli maske) kullanmalıdır Biyolojik Terör Ajanları Şarbon Şarbon, Bacillus anthracis adlı spor oluşturan bir bakteri tarafından meydana getirilen akut bir hastalıktır Şarbon çoğunlukla çift tırnaklı memelilerde görülür İnsanları da enfekte edebilir Hastalığın semptomları nasıl alındığına göre değişmekle birlikte genellikle temastan sonra 7 gün içerisinde görülür İnsandaki şarbonun en ciddi formları akciğer şarbonu, cilt şarbonu ve barsak şarbonudur Akciğer şarbonunun başlangıç belirtileri soğuk algınlığına benzer Birkaç gün içerisinde ciddi solunum problemleri ve şoka kadar ilerler Akciğer şarbonu sıklıkla öldürücüdür Barsak şarbonu basille kirlenmiş yiyeceklerin alımını takiben başlar ve sindirim sisteminin akut bir enflamasyonu şeklindedir Başlangıçta bulantı , iştah kaybı , kusma ve ateş ile başlayan belirtileri , karın ağrısı , kan kusma ve şiddetli ishal takip eder Şarbonun insandan insana direkt bulaşımı görülebilirse de çok nadirdir Bu yüzden aynı bulaş kaynağıyla temas etmediği sürece hastayla teması olan arkadaş, eş, çocuk gibi kişilerin bağışıklanmasına gerek yoktur Şarbonla karşılaşmış kişilerde enfeksiyon antibiyotik tedavisi ile engellenebilir Şarbonda erken antibiyotik tedavisi esas olup, gecikme yaşam şansını azaltır Şarbon genellikle penisiline, doksisikline ve florakinolonlara duyarlıdır Çiçek Çiçek hastalığı 1977 yılında tüm dünyada yok edilmiş bir hastalıktır Çiçek hastalığının sebebi variola virüsüdür Kuluçka süresi virüsle karşılaşılmasını takiben 12 gündür ( 7- 17 gün ) Başlangıç belirtileri yüksek ateş, bitkinlik, baş ve sırt ağrısıdır 2-3 gün içerisinde yüzde , kolda ve bacakta daha belirgin olan karakteristik döküntüler başlar Bütün bölgelerde aynı anda başlayan döküntüler aynı fazda olup, yassı kırmızı lezyonlar şeklindedir Lezyonlar iltihapla doludur ve ülserleşirler 2 haftanın başlarında kabuklanırlar Ülserli yaraların kabukları 3-4 hafta sonra dökülür Çiçek hastalarının çoğunluğu iyileşirken vakaların % 30'unda ölüm görülür Hastalık şüphesi bulunan kişinin tükürük ve benzeri salgılarıyla yüz yüze teması bulunan kişilere bulaşır Çiçek hastaları hastalığın birinci haftası sırasında en bulaştırıcı dönemdedirler Çünkü bu dönem salyada en çok virüsünün bulunduğu dönemdir Bununla birlikte bulaştırma riski tüm kabuklar dökülene kadar devam edebilir Çiçek hastalığına karşı rutin aşılama Amerika'da 1972 yılında sona ermiştir 1972'den önce aşılanmış olan kişilerdeki bağışıklık düzeyi kaldıysa bile şüphelidir Bu yüzden bu kişiler hassas olarak değerlendirilmelidir Toplumda hastalığı önlemek için aşı tatbiki önerilmemektedir Çiçek virüsüyle karşılaşmış kişilerde 4 gün içerisinde uygulandığı takdirde aşılama hastalığın şiddetini azaltabilir hatta engelleyebilir Çiçek hastalığına karşı uygulanan aşı yine başka bir canlı virüs olan "vaccinia" yı içerir Aşıda çiçek virüsü yoktur Çiçeğe karşı etkinliği kanıtlanmış bir tedavi yoktur Ancak yeni antiviral ajanlar geliştirme yönünde çalışmalar devam etmektedir Çiçek hastalarında sekonder bakteriyel enfeksiyonların önlenmesinde destekleyici tedavi (damar içi sıvılar, ateş düşürücü ve ağrı kesiciler, vb) ve antibiyotikler faydalıdır Akciğer tipi Veba Veba, insan ve hayvanda Yersinia pestis adlı bakteri tarafından oluşturulan bir enfeksiyon hastalığıdır YPestis dünya üzerinde birçok bölgede kemirgenler ve bunlarda konaklayan pirelerde bulunur Akciğer tipi veba, YPestis'in akciğerleri enfekte etmesi ile meydana gelir Akciğer tipi vebanın ilk belirtileri ateş, baş ağrısı, zayıflık, kanlı veya sulu balgam üreten öksürüktür Hastalık 2 - 4 günde gelişerek septik şoka neden olur ve tedavi edilmezse ölüm gerçekleşebilir Hastalık yüz yüze teması olan kişiler arasında damlacık enfeksiyonuyla yayılır Akciğer vebasının erken tedavisi esastır streptomisin, tetrasiklin ve kloramfenikol gibi birkaç antibiyotik etkilidir Vebaya karşı aşı yoktur Hastayla yüz yüze teması olan kişilerde 7 günlük koruyucu antibiyotik tedavisi faydalıdır Botulism Botulism, Clostridium botulinum isimli bakteri tarafından oluşturulan toksinin meydana getirdiği ve kas felci yaratan bir hastalıktır Botulism'in 3 ana tipi vardır Gıda kaynaklı Botulism; toksin içeren gıdayı alan kişilerde görülür ve 1-2 gün içerisinde hastalığa neden olur Gıda kaynaklı Botulism halk sağlığı açısından acil bir durumdur Zira toksinle bulaşmış olan gıda hastanın yanı sıra diğer kişilerin de tüketimine hala açık olabilir 1-Çocuk Botulismi; barsak kanalında Colostridium Botulinum bulunan az sayıdaki hassas çocukta görülür 2-Yara Botulismi; Yaraların toksin salgılayan Colostridium Botulinum ile enfekte olması sonucu görülür 3-Gıda botulisminde semptomlar toksin içeren gıdanın alımını takiben 6 saat ila 2 hafta (çoğunlukla 12-36 saat ) arasında başlar Botulism semptomları arasında çift görme, bulanık görme, göz kapaklarında sarkma, kelimeleri yuvarlayarak konuşma, yutma güçlüğü, ağız kuruluğu, kaslarda güçsüzlük (önce omuzlar daha sonra üst kollar, ön kollar, uyluklar, baldır) sayılabilir Solunum kaslarının felci, mekanik solunum yardımı yapılmadığı takdirde solunumun durmasına ve ölüme neden olur Botulism insandan insana bulaşmaz Gıda Botulism'i her yaş grubunda görülebilir Botulisme karşı geliştirilen antitoksin hastalığın erken dönemlerinde uygulandığında belirtilerin şiddetini azaltmada etkilidir Hastaların çoğunluğu destekleyici tedaviyi takiben haftalar veya aylar sonra iyileşirler CDC* Resmi Sağlık Önerileri (*) Centers for Desease Control and Prevention 12 Ekim 2001 tarihinde Health Alert Network yoluyla dağıtılan resmi bildiridir ŞARBON (ANTRAKS) VE DİĞER BİYOLOJİK AJANLARLA GERÇEKLEŞTİRİLEN TEHDİTLER KARŞISINDA ÖNERİLEN TEDBİRLER; Amerika Birleşik Devletlerinde birçok topluluk ve kurumda şarbon basili içeren mektuplarla yapılan tehditler meydana gelmektedir Bunlardan birçoğu boş zarf iken, bazılarında tozlu materyaller mevcuttu Bu kılavuzun amacı bu tip olayların nasıl ele alınacağı konusunda tavsiyelerde bulunmaktır PANİĞE KAPILMAYIN 1-Şarbon organizmaları deride, Mide-barsak sisteminde veya akciğerlerde enfeksiyon oluşturabilirler Bunun oluşabilmesi için organizmanın hasarlı deriye temas etmesi, yutulması veya solunum yoluyla ince partiküller halinde alınması gereklidir Hastalık şarbon sporlarıyla karşılaşılmasından hemen sonra uygun antibiyotiklerle yapılacak bir tedaviyle önlenebilir Şarbonun bir kişiden diğerine bulaşımı yoktur 2-Şarbonun gizli bir saldırı ajanı olabilmesi için çok ince partiküller halinde havayla karışması gerekir Bunu yapmak oldukça zordur Çok büyük teknik yetenek ve özel ekipman gerektirir Eğer bu küçük partiküller solunduğunda hayatı tehdit eden akciğer hastalıklarına neden olabilir Ancak erken tanı ve tedavi etkilidir ÜZERİNDE ŞARBON TEHDİTİ YAZILI ŞÜPHELİ PAKET VEYA MEKTUP ALINDIĞINDA ; 1-Zarfı sallamayın ve şüpheli mektubun içeriğini dökmeyin 2-Zarfı veya paketin içindeki içeriğin sızıntısını engellemek için plastik bir torbaya veya benzer bir kaba koyun 3-Eğer içine koyacak bir şey yoksa , zarfı veya paketi giysi, kağıt, veya çöp bidonu gibi bir şeyle kapatın ve bunu açmayın 4-Odayı terk edin ve kapıyı kapatın Hiç kimsenin buraya girmemesi için bölgeyi boşaltın 5-Tozun veya şüpheli içeriğin yüzünüze bulaşmasını engellemek için, ellerinizi sabun ve suyla yıkayın 6-Daha sonra Evdeyseniz olayı derhal polise bildirin İşteyseniz olayı yine derhal polise bildirin ve varsa bina güvenlik görevlisini ve en yakın amirinizi bilgilendirin 7-Bu şüpheli mektup yada paket ilk fark edildiğinde odada bulunan herkesin bir listesini yapın Bu listeyi hem bölgenizdeki sağlık yetkililerine, hem de soruşturmayı yönetecek olan güvenlik ekiplerine veriniz İÇİNDE TOZ OLAN BİR ZARF VARSA VE BU TOZ YÜZEYE DÖKÜLMÜŞSE; 1-Tozu temizlemeye çalışmayın Dökülen içeriği derhal elbise , kağıt, veya çöp bidonu gibi bir şeyle kapatın ve bunu açmayın 2-Odayı terk edin ve kapıyı kapatın Hiç kimsenin buraya girmemesi için bölgeyi boşaltın 3-Tozun veya şüpheli içeriğin yüzünüze bulaşmasını engellemek için, ellerinizi sabun ve suyla yıkayın 4-Daha sonra Evdeyseniz olayı derhal polise bildirin İşteyseniz olayı yine derhal polise bildirin ve varsa bina güvenlik görevlisini ve en yakın amirinizi bilgilendirin 5-Bu toz ile kirlenmiş olan giysilerinizi mümkün olduğu kadar çabuk çıkartın, plastik bir torbaya veya ağzı mühürlenebilecek bir kaba koyun Giysinin konduğu bu torba veya kap olaya müdahale eden birimlere verilmelidir 6-Sabun ve suyla mümkün olduğu kadar çabuk bir duş alın Çamaşır suyu veya benzer maddeleri derinize tatbik etmeyin 7-Eğer mümkünse odada veya bölgede olup, toz ile temas eden herkesi n bir listesini yapın Bu listeyi daha sonraki tıbbi takip de kullanılmak üzere yerel sağlık ekibine ve soruşturmayı yürütecek olan güvenlik güçlerine iletin ŞÜPHELİ MADDENİN HAVA İLE TEMASI DURUMUNDA; 1-Bölgede ki vantilatörleri veya havalandırma birimlerini kapatınız 2-Derhal bölgeyi terk ediniz 3-Diğerlerini bu bölgeden uzak tutmak için kapıyı kapatın 4-Daha sonra; Eğer evdeyseniz 112 ve 155'i arayınız İşteyseniz yine 112 ve 155'i arayınız Durumdan bina güvenlik görevlinizi ve amirlerinizi haberdar ediniz 5-Mümkünse binanın tüm havalandırma sistemini kapatın 6-Mümkünse kirlenmenin olduğu bölgede bulunan herkesin bir listesini yapın Bu listeyi daha sonraki tıbbi takip de kullanılmak üzere yerel sağlık ekibine ve soruşturmayı yürütecek olan güvenlik güçlerine iletin ŞÜPHELİ PAKETLERİ VE MEKTUPLARI NASIL AYIRMALI; Şüpheli paketlerin ve mektupların bazı karakteristik özellikleri şunlardır; Fazla sayıda yollanmış olma, Elle ve kötü yazılmış tarzda yazı, Hatalı unvanlar, Unvan var-isim yok , Genel ifadelerin hatalı yazımı, Yağ lekeleri , uçuk renkler ve koku, İade adresinin bulunmaması, Aşırı ağırlık, Şişkin veya düzgün olmayan zarflar, Çıkıntı yapmış alüminyum folyo tel, Zarf üstündeki aşırı güvenlik önlemi, (selobant, paket lastiği gibi emniyet önlemleri) Görünür bozulmalar, Tik-tak sesleri, Zarf üzerinde "KİŞİYE ÖZEL" veya "GİZLİ" gibi kısıtlayıcı ifadeler olması, Pul üzerindeki damganın iade adresiyle alakasız şehir ismi içeriyor olması, |
Afetler Ve Biz |
10-06-2012 | #6 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Afetler Ve BizKimyasal Savaş ve Korunma Tanımı Kimyasal Savaş; kimyasal özelliği sayesinde öldürücü, yaralayıcı ve tahriş edici etkiler gösteren, sis ve yangın meydana getiren, bitki ve metallere etkili olan katı, sıvı, gaz veya aerosol halindeki maddeler ile yapılan savaştır Kimyasal Savaşın Tarihçesi Kimyasal savaşın tarihi çok eskidir Kimyasal savaş maddelerinin kullanılmaları hakkında eski Yunan, İran, Roma, İngiliz ve Amerikan tarihlerinde birçok örneklere rastlamak mümkündür MS 428' de Peleponez muharebelerinde "PLATEA" şehrinin kuşatılmasında kükürt, zift ve odunun yanmasından çıkan zehirli gazlar kullanılmıştır MS 1453 senesinde bir Rum tarafından bulunan ve "RUM ATEŞİ" adı verilen kükürt, zift, tuz, gazyağı ve zeytinyağı karışımının İstanbul'u kuşatan Fatih Sultan Mehmet ordularına karşı kullanıldığı bilinmektedir Kuzey Amerika'da Kızılderililerin balıkyağı ile doyurulmuş zehirli sarmaşığı yakarak zehirli gaz elde ettikleri söylenmektedir Gizleyici sis elde etmek amacıyla katranla karıştırılmış ıslak saman kullanılmıştır Kimyasal savaş maddelerinin, bilinçli olarak yapılması ve kullanılması 19 yüzyılın başlarında, kimya sanayiinde gelişme ile olmuştur İlk defa bilimsel kimyasal savaş maddesi 1854 yılında Kırım Muharebesi sırasında İngilizler tarafından hazırlanmış fakat kullanılmamıştır Kimyasal savaş maddelerinin geliştirilmesi ve başarı ile kullanılması I Dünya Savaşı sırasında olmuştur 1915 Ağustos'unda "YPRES" de Almanların zehirli gazları kullanılmasıyla modern savaş tekniğinde yepyeni bir çığır açılmıştır Bu savaşta boğucu, yakıcı, kusturucu gazlar kullanılmıştır 1925 yılında CENEVRE PROTOKOLÜ ile kimyasal gazların kullanımı yasaklanmıştır Fakat üretim ve stoklama protokolü birçok ülkece imzalanmamıştır Bu protokolün imzalanmasından 11 yıl sonra 1936'da İtalyanların Habeşistan'da zehirli gaz kullandıklarına bütün dünya şahit olmuştur II Dünya Savaşı sırasında Almanlar SİNİR GAZLARI'nı bulmuştur Fakat savaşta kullanmamışlardır Kimyasal savaş maddelerinin geliştirilmesinin günümüzde de devam ettiği tahmin edilmektedir Kimyasal Savaşın Önemi Gelecek savaşlarda konvansiyonel silahların yanında özel silahlar da kullanılacak olursa nükleer ve termonükleer silahlardan önce kimyasal silahların kullanılacağı tahmin edilmektedir Çünkü kimyasal silahların yapımının kolay ve ucuz olması, tesirlerinin çok çeşitli bulunması, tesis ve malzemeyi tahrip etmemeleri, çok daha geniş sahaları etki altına alabilmeleri en önemli özellikleridir Bu özelliklerinden dolayıdır ki kimyasal silahlar, yasaklanmasına rağmen kullanılmaya devam edilmektedir Vietnam Savaşı, İran - Irak savaşları en bariz örneklerdir Kimyasal savaş maddeleri ucuza imal edilmesine rağmen, kimyasal savaş maddelerine karşı savunma tedbirleri çok pahalıdır Kimyasal Savaş Maddelerinin Tanımı KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİ; kimyasal özelliği sayesinde öldürücü, yaralayıcı ve tahriş edici etkiler gösteren, sis ve yangın meydana getiren; insan hayvan, bitki ve metallere etkili olan katı, sıvı, gaz ve aerosol halindeki maddelere denir Kimyasal Savaş Maddelerinin Genel Ayrımı A FİZİKSEL DURUMLARINA GÖRE a Katı, b Sıvı, c Gaz, d Aerosol'dur B FİZYOLOJİK ÖZELLİKLERİNE GÖRE a Kargaşalığı Bastırma Gazları 1 Gözyaşı getiren gazlar, 2 Kusturucu Gazlar, b Zehirleyici Kimyasal Maddeler 1 Boğucu gazlar, 2 Kan zehirleyici gazlar 3 Sinir gazları, 4 Yakıcı gazlar, 5 Uyuşturucu gazlar, c Arazide Kalma Özelliklerine Göre 1 Uçucu gazlar, 2 Kalıcı gazlar d Kullanışlarına Göre 1 Zehirli kimyasal maddeler (Zayiat veren gazlar) 2 Uyuşturucu maddeler (saf dışı edici gazlar) 3 Kargaşalığı bastıran gazlar, 4 Eğitim maddeleri 5 Gizleyici ve işaret sisleri, 6 Yangın maddeleri, 7 Antiplant Maddeler (bitkilere etkili) 8 Antimateryal Maddeler (tesis ve malzemeye etkili) Kimyasal Savaş Maddelerinin Etkileri a Solunum Sistemine Etkileri : Solunum sistemi ile alınan doz, maddenin havadaki miktarına ve yoğunluğuna ve kişinin bu maddeye maruz kaldığı sürenin uzunluğuna bağlıdır bCilt Üzerine Etkileri : Sıvı kimyasal maddeler, cilt tarafından emilmek suretiyle etkilerini yaparlar cKimyasal Savaş Maddelerinin Birikmesinden Meydana Gelen Etkiler : Bazı kimyasal savaş maddeleri, vücutta birikmek suretiyle etki meydana getirirler Normal olarak zararsız, düşük bir doza maruz kişi neticede zararlı şekilde etkilenir dKişisel Harekete Göre Etkileri : Hareket eden kişinin nefes alma oranı daha fazla olacağından gaza daha çok maruz kalacaktır eKirletme Etkileri : Bazı kimyasal savaş maddeleri personel, teçhizat ve araziyi kirletebilirler Doğrudan doğruya veya kirletme sonucu meydana gelen gazlar cilt ile temas ettiğinde veya cilt tarafından emildiğinde zayiatlara yol açabilirler Sinir Gazları, yakıcı gazlar gibi fKalıcı Etkileri : Bazı kimyasal savaş maddeleri kalıcıdır Kimyasal maddelerin kalıcılığı fiziksel özelliklerine, hava şartlarına, kimyasal maddenin atılma usullerine ve kimyasal maddenin üzerinde toplandığı arazinin, malzemenin ve teçhizatın tipine ve durumuna bağlıdır gKimyasal Ortam Etkileri : Bütün kimyasal maddeler atıldıkları bölgeden etkilenirler Bu etkilenme hava ve arazi şartlarına göre değişir Güneşli, güneşsiz, yağmurlu, karlı hava ile dağlık, ovalık bölgelere göre de etkiler değişir hGaz Keşif ve Ölçme Araçları : Bilinen düşman kimyasal maddelerinin varlıkları bu araçlarla keşfedilebilir Kimyasal madde keşif ve ölçme araçları muharebe safhasındaki gazları tanımada kullanılır Bazı kimyasal gazlar son derece öldürücü olduğundan ve birkaç nefes alışla zayiata sebep olunacağından koklama duyusu bir keşif vasıtası olarak kullanılamaz Askeri Kimyasal Savaş Maddeleri ve Özellikleri Cilde temas ettiği, personel tarafından solunduğu, veya sindirim yoluyla alındığı zaman öldürücü ve zarar verici etkiler meydana getirirler Bunlara aynı zamanda zehirli gazlar da denir Herhangi bir zehirli maddenin askeri yönden savaş gazı olabilmesi için bazı özelliklere sahip olması gerekir Bunlar aşağıda belirtilmiştir : A-Zehirleme gücü yüksek olmalıdır, B-Renksiz, kokusuz, havadan ağır olmalıdır C-Yapısı kolaylıkla bozulmamalıdır D-Maskeler tarafından kolaylıkla tutulmamalıdır E-Havaya, suya ve kimyasal maddelere karşı dayanıklı olmalıdır F-Tesir tarzı, korunma tedbirleri ve tedavi yöntemleri bilinmemelidir G-Üretimi kolay ve ucuz olmalıdır H-Gerekli önlemler aldıktan sonra kullanılabilmeli ve taşınabilmelidir Kimyasal Savaş Maddelerinin Bulunması ve Tanınması Düşman tarafından atılacak savaş gazlarına karşı gerekli korunma önlemleri alınabilmesi için, savaş gazlarının bulunması ve tanınması çok önemlidir Bu bakımdan savaş gazlarının tanınması için tatbik edilen metotları "sübjektif" ve "objektif" olarak iki başlık altında toplamamız mümkündür Sübjektif (Öznel) Metotlar Sübjektif metotlar beş duyu organından yararlanılarak yapılır Bunlar koku, görme, işitme, tatma ve vücutta yaptıkları ilk tesirleri bulma ve tanıma gibi kısımlara ayrılır Koklama Ve Tanımada Kaideler : Kokla (Burunla nefes alarak kokla, kan ve sinir gazları ihtiva eden gazları asla koklama) Sadece bir kez kokla Kokladıktan sonra düşün (kokuları hatırlamak için) Kokladıktan sonra burnundan bir kaç defa nefes ver Koklama esnasında sigara içme Her koku hissine bir isim ver Görerek Bulma ve Tanıma : Zehirli kimyasal maddelerin etrafta bulaşıklarının görülmesi, düşman uçaklarının havadan bir şeyler serpmesinin tespit edilmesi görerek bulmadır İşitme ile Bulma ve Tanıma : Mermi patlama seslerinden kimyasal mühimmatı fark etmek mümkün olur Örnek; Kimyasal maddelerle dolu topçu mermileri gerek havada ilerlerken gerekse patladığı zaman tahrip tanelerine nazaran daha az ses çıkarırlar Tatma ile Bulma Tanıma : Sigara, su ve içeceklerde alışılmayan tatların hissedilmesi bu maddelerin gazlanmış olduğu hakkında fikir verebilir Vücutta Yaptıkları İlk Tesirleri ile Bulma ve Tanıma : Zehirli kimyasal savaş maddeleri vücutta fizyolojik etkiler yaparlar, Örnek; gözlerde yanma, gözyaşı akması, kusma, göz bebeklerinin küçülmesi, görüşün karartılı ve bulanık olması, göğüste tazyik ve sıkışma sebepsiz olarak burun ve ağızdan akıntı gelmesi durumu görüldüğünde kimyasal savaş maddelerinin kullanılmış olduğu akla gelmelidir Objektif (Nesnel) Metotlar ile Bulma ve Tanıma Bu metotlarda elde mevcut bazı dedektör vasıtaları ve malzemesinden faydalanılır Objektif metotlarda kullanılan dedektör vasıtaları ve malzemeleri şunlardır : Dedektör Kağıdı : Yakıcı gazların sıvı şekilleriyle, sinir gazlarının sıvı şekillerini tanımaya yarar Dedektör Kalemi : Sadece yakıcı kimyasal savaş maddelerinin tanınmasında kullanılır Dedektör Kitleri : Zehirli kimyasal savaş gazlarının gaz veya buhar şekillerini tanımaya, tanınması yapılamayan gazlardan numune almaya yarayan müşterek bir vasıtadır Erken İkaz ve Alarm Cihazları : Sinir gazlarının buharlarını uzak mesafelerden bulma ve tanımada kullanılan, ses ve ışıkla ikaz eden otomatik cihazlardır Kimyasal Savaşa Karşı Savunma Kimyasal saldırılara karşı etkili bir savunma yapabilmek, önleyici ve koruyucu tedbirleri bilmekle olacaktır O halde kimyasal savaştan, bilgisiz ve hazırlıksız olanlar en çok zarar görecek olanlardır Bu yönden asker sivil herkesin kimyasal savaş hakkında bilgi sahibi olmaları, korunma çarelerini bilmeleri gereklidir Bu bakımdan bilinçlenme ve eğilime barış zamanından başlanması zarureti vardır KİMYASAL SAVAŞA KARŞI SİVİL SAVUNMA ÖNLEMLERİ Saldırıdan Önce : Sivil savunma personeline, mükelleflerine ve sivil halka kimyasal savaş hakkında bilgi verilmelidir Kimyasal savaş maddelerine karşı korunma sağlayan malzemeleri (maske, koruyucu elbise vs) barıştan itibaren yeterli düzeyde stoklamak ve bu malzemelerin kullanılmasını öğretmek, Kimyasal savaş maddelerinin tesirini ortadan kaldırabilecek tıbbi maddelerin stoklanması (atropin, amilnitrat, merhem vs) ve bunların kullanılmasının öğretilmesi, Toplu korunma sağlayan sığınakların yapılması ve arazide toplu korunmayı sağlayacak gaz çadırlarının stok edilmesi, Kendi kendine yardım ve ilkyardım esaslarının öğretilmesi, Yurt düzeyinde erken ikaz sisteminin kurulması, alarm verme usullerinin öğretilmesi, Kimyasal savaş maddelerinin tanınmasına yarayan dedektör kitlerinin stoklanması ve kullanacak personele öğretilmesi, Kimyasal maddelerin temizlenmesinde kullanılan temizleme maddelerinin stoklanması ve bunların kullanılmasının öğretilmesi, Eğitim planlaması yapılması ve gerçekleşmesi, İkmal - donatım planları yapılması ve plan hedeflerinin gerçekleştirilmesi Saldırı Sırasında : Gaz saldırılarının belirtileri görüldüğünde; Ferdi Korunma : Maske tak, emir almadan çıkarma, Gaz varsa sığınağa gir, Sis ve duman içine girme, Üzerine gaz bulaşmış ise temizle, Elbise fazla kirlenmişse çıkar at, Ellerine koruyucu merhem sür, Göğüs sıkışır, gözler bulanır ve göz bebekleri küçülür, baş dönerse "Atropin" iğnesi yapılır, Solunum sıkışması, nefes zorluğu, baş ağrısı ve titreme halinde "Amilnitrit" ampulünü kır, 3 - 4 dakika arayla 2 şer adet maskeye sokarak azami 8 adet kullan Gaz göze kaçmışsa gözü yıkayıp (bol) merhemi sür Toplu Korunma : Toplu korunma, süzgeçli havalandırma sistemi olan sığınaklarda veya gaz çadırlarında mümkün olmaktadır Saldırıdan Sonra : Sivil Savunma Teşkilatınca Saldırıdan Sonra Alınacak Önlemler : Gazdan etkilenenlere ilkyardım yapılmalı, tedavi için en yakın sağlık kuruluşuna sevk edilmelidir Başlangıç yangınlarına derhal müdahale edilmelidir, Üzüntü ve paniğe engel olunmalıdır, Gazla kirlenmiş yerler tespit edilmeli ve kontrol altına alınmalıdır Saldırı sonunda evsiz barksız kalan insanların yerleşme ve gıda meselelerini halletmek için acil yardım planları yapılmalıdır Yiyecek ve içecekler kontrol edilmelidir Kimyasal bir saldırının hemen arkasından, tarımsal faaliyetlerin bir süre durdurulması gereklidir Çiftlik hayvanları kapalı ağıllarda tutulmalı ve otlaklar kapatılmalıdır Sütü ve sütlü maddeleri kontrol etmek gerekir Her türlü avlanma durdurulmalıdır Kimyasal maddelerle kirlenmiş bölge, bina ve malzemelerin temizliği yapılmalıdır Mümkün olduğu taktirde temizlenmenin sonuna kadar yollar kapatılmalı ve trafik kesilmelidir KİMYASAL SAVAŞ MADDELERİNDEN KİŞİSEL TEMİZLENME Kişisel kimyasal temizlenme, kişinin elde mevcut malzemeleri kullanarak kendisi ve teçhizatı üzerinde yaptığı temizlemedir Temizleme işlemi yapılırken koruyucu elbise giyilir ve teçhizat takılır Temizleme Maddeleri ve Temizleme Usulleri DS2 : DS2 11/3 litrelik kutularda veya 19 litre C5 galonluk fıçılarda kullanıma hazır eriyik şeklindedir DS2 11/2 litrelik temizleme cihazı veya süpürge ile kolayca kullanılabilir Kirli yüzey üzerine bir kat DS2 uygulanmalı ve 30 dakika sonra su ile yıkanmalıdır Bu eriyik -9 C ile -51 C arasındaki ısılarda etkilidir DS2, bilinen bütün kimyasal savaş maddelerini ve pek çok biyolojik maddeyi tesirsiz hale getirir Uygulandıktan sonra 30 dakika içinde C gazlarını Vx gazlarını ve yakıcı gazları etkisiz hale getirir DS2 personel temizliği için kullanılmaz, yanmaya sebep olacağından STB ile karıştırılmamalıdır Buharların solunulmasından veya eriyiğin cilt veya gözlere temasından kaçınılır DS2 kullanılırken koruyucu maske takılır STB Temizleme Malzemesi (Kireç Kaymağı) : STB kireç kaymağı tozu, sıvı olarak kullanılmak için suyla, kuru karışım yapmak için kum veya toprakla karıştırılarak kullanılır Sıvı halde iken fırça veya sünger, kuru karışımda ise kürekle kimyasal savaş maddeleri ile kirletilen yüzeylere uygulanır STB saf olarak kullanılabilirse de genel olarak kuru karışım veya ıslak karışım halinde kullanılır Madeni kısımlar paslandığından bu yüzeyler üzerinde 24 saatten fazla bırakılmazlar STB, kimyasal reaksiyonla sıvı kimyasal savaş maddelerini tesirsiz hale getirir Sıvı yakıcı gazlarla sulandırılmış kireç kaymağının doğrudan doğruya teması çok kuvvetli bir reaksiyona sebep olur Tutuşma ile buhar meydana getirir Islak karışım biyolojik maddelere karşı etkilidir Personel temizliği için kullanılınca yangına sebep olabileceğinden DS2 ile karıştırılmaz STB kullanılırken koruyucu maske ve eldiven takılır Yıkama Sodası (Sodyum Karbonat) : l kg yıkama sodası 10 litre (212 galon) su ile karıştırılarak eriyik yapılır Sonra bu eriyik, kirletilmiş yüzeylere uygulanır Bu eriyik birçok kimyasal savaş maddelerini tesirsiz hale getirir Özellikle C gazlarına karşı etkilidir Yakıcı ve ayaklanmayı bastırma gazlarına karşı yıkama maddesi olarak kullanılır Personel temizliği için kullanılmazlar Kastik Soda : l/2 kg lık kastik soda 10 litre su ile karıştırılır Sonra kirletilmiş yüzeylere uygulanır Bu eriyik, kimyasal ve biyolojik savaş maddelerine etkilidir Yoğunlaştırılmış eriyikler uygulandığı zaman temizleme daha hızlı olur Personel temizliği için kullanılmaz Gerek katı gerekse sıvı halde cilt, gözler ve elbise için tehlikedir Kastik soda, madeni yüzeyleri, özellikle alüminyum ve çelik aksamı bozar ve paslandırır Kastik soda kullanıldığında koruyucu maske takılmalıdır Yakıt ve Eritkenler : Yakıt, yüzeylere uygulanır ve yakılır Eritkenler ( mazot karusen veya karbontetraklorid) kiri yaymaya dikkat ederek bez parçaları ile uygulanır Yanan yakıt kimyasal maddeleri yok eder Eriyik buharı uzun süre solunulmamalıdır Tehlike meydana getiren tehlikeli buhar yoğunlukları yanma sırasında meydana gelebilir Su ve Buhar : Su ve buhar yüksek basınç altında uygulanır Sıcak suyun etkisi sabun ve diğer deterjanlar kullanılarak arttırılır Kimyasal ve radyolojik savaş maddeleri ihtiva eden kir yağları giderir Sıcak sabunlu su C gazlarını yok eder Diğer kimyasal ve radyoaktif maddeleri temizler Su ve su haline geçmekte olan buhar bir çukura akıtılır Yer işaretlenir Suyun bir akarsuya akıtılması durumunda akarsu civarındakiler uyarılır Dank : Toz halinde dank eritici karıştırılır Elde edilen eriyik küçük temizleme cihazlarıyla veya bez üstüpleriyle kirletilmiş yüzeylere sürülür Birkaç saat bırakıldıktan sonra DANK eriyiği sürülen yüzeyler temizlenir Dank yakıcı gazları tesirsiz hale getirir Biyolojik savaş maddelerine karşı oldukça tesirlidir Sinir gazlarına tesir etmez Madenleri paslandırır Dank eriğinin hazırlanmasında eritici olarak kullanılan 4 klorlu asetilen, gerek buhar gerekse sıvı halinde zehirli olduğundan dikkatli bulunmak gerekir Bu eriyik açık havada yapılmalıdır Sabunlu Su : Elbise ve teçhizatın kimyasal kirlenmesini çıkarmak için sabunlu su sıcak olarak diğer temizleme maddeleri ile birlikte veya yalnız olarak kullanılır Havalandırma : Kimyasal maddeler ile kirletilen teçhizatın yeterli zaman mevcut olduğu takdirde güneş ve yağmura maruz kalması teçhizatı temizleyebilir KİŞİSEL TEMİZLEME Kimyasal bir taarruza maruz kalan bir kişi, ciddi yaralanmalardan hatta ölümden kaçınmak için mümkün olan süratle vücudun açıktaki kısımlarını temizler Eğer temizleme çabuk ve tam olarak yapılmamış ise ilkyardım tedbirleri lüzumludur Vücudun temizlenmesi için uygun malzeme su, sabun veya M - 258 kiti koruyucu merhemidir Kimyasal maddeler gözlerden daha çok emilirler Zayiattan kaçınmak için gözlerin, yüzün ve maskenin temizlenmesi lüzumludur Temizlenmeye göz, yüz ve maskenin içerisinde bütün kimyasal maddelerin temizliğinden emin oluncaya kadar devam edilir Ciltten kimyasal maddelerin temizlenmesinde sürat lüzumludur Eğer kimyasal madde cildin içine girerse temizleme veya tesirsiz hale getirme imkansız olabilir KİŞİSEL TEÇHİZATIN KİMYASAL TEMİZLENMESİ Koruyucu Maske : Kauçuk maskenin dışı, sıvı kimyasal gazları emeceğinden koruyucu maske kirlendikten sonra hemen temizlenir Maskenin dış kısımları temiz bir bezle temizlendikten sonra su ile yıkanır Maskenin iç kısmı temiz bir bezle temizlenir Koruyucu maske temizlenirken filtre ve maske süzgeçlerine su geçirilmemesine dikkat edilir Maskeyi temizlemekte DS2 veya diğer eriyikler kullanılır Elbise : Kimyasal gaz buharlarına maruz kalmış olan elbise, güneş ışığında 4 ile 8 saat veya bütün bir gece havalandırılmak suretiyle temizlenir Sıvı kirlenmelerde M - 258 Kiti 3 mm çapından daha küçük kimyasal gaz lekeleriyle kirlenen elbiseyi temizlemekte kullanılır Kimyasal gaz buharlarına maruz kalan kimyasal koruyucu elbise temizlemeyi gerektirmez Çapı 13 cm den daha büyük lekelerle kirlenen koruyucu dış elbiseler ve çapı 3 mm den daha büyük olan lekelerle kirlenen emprenye elbiseler tehlikelidirler Bu durumda elbise çıkarılır ve derhal değiştirilir Botlar : Deri botlar kirlenmeden sonra mümkün olur olmaz sabunlu su, su veya kireç kaymağı ile temizlenir Temizlendikten sonra yakıcı gazların botlardan geçişini geciktiren koruyucu yağ (dubbing) kullanılır Madeni Teçhizat : Çelik başlık ve tahkim edevatı gibi kişisel madeni teçhizat kirlendikten sonra mümkün olur olmaz DS2 eriyiği, sabunlu su, benzin kerosen kullanılarak ısıtılarak temizlenir Havalandırma da etkili temizleme vasıtasıdır Sefertası, çatal, bıçak, matara, tabak vb gibi kişisel eşyalar kullanılmadan önce bol sabunlu su ile yıkanır Temiz suda çalkalanarak ve kurulanarak temizlenir Mümkün olduğunda yemek teçhizatı sıcak sabunlu suda kaynatılır Yıkanır, su ile durulandıktan sonra kurutulur Silahlar : Kirlenen kişisel silahlar ve cephane, temiz bir bezle silinerek temizlenir Temizlendikten sonra silahlar sökülür, yıkanır, çalkalanır, kurutulur ve paslanmayı önlemek için yağlanır Palaska ve Kütükler : Kimyasal maddelerle hafifçe kirlenen örme palaska ve kütükler, elbiseler gibi, deri botlar gibi temizlenir Çapı 3 mm den büyük sıvı şeklinde kirlenen örme palaska ve kütüklerin temizlenmesinin gecikmesi durumunda hemen değiştirilmesi gereklidir ARAÇ GEREÇLERİN KİMYASAL TEMİZLENMESİ Araçlar : Kimyasal dedektör kağıdı ile yapılan kontrolde az kirlendiği anlaşılan araçlar havalandırma suretiyle temizlenir Eğer kirlenme fazla ise DS2, Dank, sabunlu su, eriyikler ve kireç kaymağı ile temizlenir Araç Şoförü : Aracın kirlendiğini fark eden şoför ve araçta bulunan personel maskelerini takarlar ve bu durum kirlenen saha dışında temizlemeye imkan verinceye kadar görevlerine devam ederler Silahlar : Silahlar gerek görüldüğü takdirde namlu temizleme eriyiği veya sabunlu suyla temizlenir Cephane ise DS2 veya DANK maddesi mevcut olmadığı takdirde soğuk sabunlu su ile yıkanarak durulandıktan sonra kurutulur IPERRIT cinsinden yakıcı gazlarla kirlenmiş cephanelerin temizlenmesinde kireç kaymağı kullanılmamalıdır TEMİZLEME MADDELERİNİN BİRLEŞİMLERİ DS2 : Çözelti % 70 Dietilentriamin, % 28 Metil Süllüloz, % 2 Sodyum Hidroksitten oluşur STB : % 30 Hipoklorit içeren beyaz renkli kireç kaymağı olup suyla karıştırılarak kullanılabilir Kostik : 5 litre çamaşır suyu 12 galon suya katılarak elde edilir Sodyum Hipoklorit : Çamaşır suyunun kimyasal adıdır Sodyum Karbonat : 5 litre sodaya 12 galon sıcak su konarak elde edilir Her Nevi Deterjan : Suya çabuk karışabilen sıvı detarjanların tümü kullanılabilir Kimyasal Savaşla İlgili Bazı Tanımlamalar Aerosol : Bir gaz ortamında asılı, küçük parçalardan oluşan sıvı veya katı bir maddedir Atropin : Atropa Belladonna'dan elde edilen bir Alkaloid'dir Sinir sistemindeki belirtileri gidermeye yarar Konsantrasyon (Yoğunluk) : Bir hacim birimi, havada bulunan savaş gazı ve gizleyici sis miktarıdır Metre küpte miligram olarak ifade edilir ( Cmgm küp ) Taciz Edici Konsantrasyon : Bir savaş gazının koruyucu maske takılmasını gerektiren konsantrasyonuna o gazın "taciz edici konsantrasyonu" denir Doz : Vücut tarafından alınan veya emilen madde miktarı olup, kimyasal doz miligram olarak ölçülür Dozaj : Bir canlının maruz kaldığı savaş gazı konsantrasyonu ile o gaza maruz kalan sürenin çarpımına denir Dozaj CXT ile gösterilir ( C ) m2/m 3 olarak gazın konsantrasyonunu, ( t ) ise dakika olarak zamanını gösterir Kirletme : Zehirli bir kimyasal maddenin insan, eşya veya sahaya uygulanmasına denir Kirlenme (Kontaminasyon) : Bir kimyasal savaş maddesinin personel, giyecek, teçhizat, silah, mühimmat, araç, malzeme, eşya, bina ve sahalar üzerine tehlikeli miktarda bulaşması olayıdır Temizleme (Dekontaminasyon) : Eşya ve sahanın üzerindeki ve kimyasal madde kirlenmelerini kimyasal tahrip ile fiziksel yolla kaldırma, örtmek ve diğer yöntemlerle, korunmamış personeli emniyete almaktır Temizleme Maddesi : Bir kimyasal maddenin kimyasal kirliliğinin fiziksel yollarla kaldırılması, izole edilmesi veya kısaca zararsız hale gelmesini sağlayan maddeye denir Kimyasal Silah Sistemi : Kimyasal maddeler, mühimmat, püskürtücü aletler ve taşıyıcı araçlar arasındaki bütünleyici ilişki ile kimyasal faaliyetlerin idaresinde uyum sağlamaktır Kimyasal Madde Simgesi : Herhangi bir kimyasal maddeyi tanıtmak için kullanılan isim koduna denir Kimyasal Savaş Maddeleri Yakıcı Gazlar Fizyolojik Etkileri Gözlerde sulanma ve yanma, Gözlerde ışığa karşı duyarlık, Göz kapaklarının şişmesi, Öksürük ve boğulma hali, Gözlerde, boğaz ve nefes borularında iltihaplanma Ciltte kızarıklıklar, kabarcıklar, Bulantı ve kusma, Yapılacak İlk Yardım Göz kapaklarını açık tutarak bol su ile uzun süre yıkayın Teninize bulaşan sıvıyı yara temizler gibi sürtmeden silin Koruyucu merhem sürün Bol su ile yıkayın Elbisenizi temizleyin ya da çıkarıp atın Boğucu Gazlar Fizyolojik Etkileri Göğüste darlık ve solunum güçlüğü Öksürük, gözlerde yaşarma Yorgunluk, dudaklarda morarma, Burun ve boğazda tahriş ve akıntı, Bulantı ve kusma Yapılacak İlk Yardım Varsa maske takın Hastayı rahat, sıcak tutun Elbiselerini gevşetin Alkolsüz içecek verin (Çay, Kahve gibi) Solunum durmuşsa suni teneffüs tatbik edin Sinir Gazları Fizyolojik Etkileri Sebepsiz ağız ve burun akıntısı, Göğüs tıkanıklığı, solunum güçlüğü, Görme bulanıklığı, gözbebeklerinin küçülmesi, Kaslarda seğirme, Bulantı ve kusma, Aşırı terleme, idrar tutamama, Baş ağrısı, denge bozukluğu, Şaşkınlık, miskinlik, Sebepsiz sıçrama, çırpınma, Koma ve ölüm Yapılacak İlk Yardım Varsa maske takın Süratli hareket edin veya ettirin Tenine bulaşan sıvıyı sürtmeden silin Bol su ile uzun süre yıkayın Kirli elbiselerini temizleyin veya çıkarıp atın Atropin iğnesini sağlık personeline yaptırın Gerekiyorsa suni teneffüs yapın Kan Zehirleyici Gazlar Fizyolojik Etkileri Burun ve boğazda tahribat, Titreme ve öksürük, Göğüs darlığı ve boğulma hali, Solunumun hızlanması, Güç ve ağır solunum, Gözde tahriş ve yaşarma, Baş ağrısı, baş dönmesi, sersemleme, Bulantı ve kusma, Yapılacak İlk Yardım Varsa maske takın Temiz havaya çıkın Maske içine 3-4 dakika ara ile 2 şer ampulden en çok 8 ampul Amilnitrik ampulü (veya benzeri) kırarak koyun Üzerine sıvı gaz sürülmüşse elbiselerini çıkarın ve havalandırın Hastayı sakin tutun, yürütmeyin, hastaneye ulaştırın Kusturucu Gazlar Fizyolojik Etkileri Burun ve boğazda tahribat, Öksürme ve aksırma, salya akması, Baş ağrısı, Boğaz ve nefes borusunda şiddetli acı, Bulantı ve kusma Yapılacak İlk Yardım Varsa maske takın Ağzınızdan salya gelse de maskenizi çıkarmayın Kusma zorunluluğu varsa maskenin alt kenarını açıp kusun, tekrar taktığınızda içerideki gazı şiddetle üfleyerek çıkarın Bir süre sonra kendiliğinden iyileşme görülür Göz Yaşartıcı Gazlar Fizyolojik Etkileri Gözlerden bol yaş gelmesi, Gözleri ovuşturma isteği, Cilt ve burun içerisinde batma, Sıcak su kullanıldığında ciltte yanma, Şiddetli baş ağrısı, Bulantı ve kusma isteği, Yapılacak İlk Yardım Varsa maske takın Gaz bulutu geçtikten sonra maskenizi çıkarın Yüzünüzü rüzgara çevirin, elbiselerinizi gevşetin Gözlerinizi ovuşturmayın, yara temizler gibi silin Gözlerinizi bol su ile iyice yıkayın Cilde bulaşmış sıvı gazı sabun ve su ile iyice yıkayın Uyuşturucu Gazlar Fizyolojik Etkileri İlk dört saat içinde, Görmede bulanıklılık, göz bebeklerinin büyümesi, Şaşkınlık, uyuşukluk, sersemleme, Baş dönmesi, işitmede güçlük, Ağız, dudak ve ciltte kuruma, Tansiyonun yükselmesi, kalp atışlarının hızlanması, 4-96 saat içinde: Hareketsizlik, çevreye intibaksızlık, Gelişi güzel davranışlar, gayesiz dolaşma Yapılacak İlk Yardım Gözleri sadece temiz su ile yıkayın Vücuda bulaşmışsa sabun ve su ile yıkayıp iyice durulayın Elbiseler ve kirli sahayı bol deterjanlı su ile yıkayın ve tazyikli su ile durulayın Malzemelerin temizlenmesinde hipoklorid ve alkol kostik eriyikleri kullanılır Muhtelif Gazlar Klor ve taklit yakıcı gaz: Eğitim amacı ile kullanılırlar Herbesit'ler: Sıvı haldedirler Turuncu herbesitler; bitkilere aşın etkili olup, İnsan ve hayvanlara etkisi azdır Beyaz herbesitler; Toprakta uzun süre kalabilirler, kök yoluyla bitkiye girerler, geniş yapraklı otla-etkin olup insan ve hayvanlara etkisizdir |
|