|
|
Konu Araçları |
hangileridir, nelerdir, sanatları, sanatlarımız, yapılan, ülkemizdeki, yurdumuzda |
Yurdumuzda Yapılan El Sanatları Nelerdir? Ülkemizdeki El Sanatlarımız Hangileridir? |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yurdumuzda Yapılan El Sanatları Nelerdir? Ülkemizdeki El Sanatlarımız Hangileridir?Yurdumuzda Yapılan El Sanatları Nelerdir? Ülkemizdeki El Sanatlarımız Hangileridir? Yurdumuzda Yapılan El Sanatları Nelerdir? Ülkemizdeki El Sanatlarımız Hangileridir? GELENEKSEL EL SANATLARI Bugün dünyadaki bilimsel ve teknolojik gelişmeye paralel olarak sosyal ve kültürel alanlarda görülen hızlı değişimi, geleneksel sanatlarda da görmek mümkündür Ülkemiz açısından da söz konusu olan bu değişimi, Kozan’da da görmek mümkündür Önceleri yörede çok yaygın ve gelişmiş olan el sanatları 20 yy’da eski önemini kaybetmeye başlamıştır Ev dokumacılığı şeklinde yapılan geleneksel dokumacılık (halı, kilim, çul, çuval) günümüzde unutulmaya yüz tutmuştur Dokumacılık alanında görülen gerileme ve ilgisizlik diğer el sanatlarında da görülebilmektedir Bu el sanatlarının başında bakırcılık, kalaycılık ve oymacılık gelmektedir Sivas'ta geleneksel el sanatları oldukça gelişmiştir Dokumacılık, bakırcılık, gümüş işçiliği, çubukçuluk, çorap örücülüğü, ve çakı-bıçak yapımcılığı en köklü el sanatlarıdır Bunlardan çorap örücülüğü giderek önemini yitirirken, diğerleri günümüzde de sürdürülmektedir Sivas'ın çok zengin kompozisyonlu ve renkli dokumaları ile kara kemik saplı bıçakları ünlüdür Dokumacılık : Selçuklular döneminde başlayan dokumacılık sonraki yüzyıllarda gelişmiştir Bunlardan bir dönem çok ünlü olan şal dokumacılığı günümüzde yapılmamaktadır Sivas halılarının en önemli özellikleri tümüyle yün, sık dokulu ince havlı olmasıdır Halının sık dokulu olması için kirkit oldukça sert vurulur Bu arada esnekliği sağlamak için ilmikler iki tarandıktan sonra özel ayarlı makaslarla kesilerek hav yüksekliği ayarlanır "Eriş" denilen çözgü ipliği çok bükümlü ve incedir Bu yüzden halılarda düğüm sayısı oldukça yüksektir Selçuklu halılarındaki geometrik bir düzenle yerleştirilmiş motiflerin oluşturduğu kompozisyonlar, geliştirilmiş biçimleriyle günümüz Sivas halılarında da görülmektedir "Çeşmi bülbül, çamurlu, kuçlu, lalezar, yılanlı" bunlar arasındadır Desenlerin kimileri kent adları, kimileri de sayılarla anılır Sivas halılarının bir başka özelliği de zıt renklerden özenle kaçınılmasıdır Halılarda en az 12 renk görülür Başlangıçta çok mat olan bu renkler kullanıldıkça canlılık kazanır Lacivert, al ve tonları yaygındır Kilim dokumacılığı daha çok köylerde gelişmiştir Seccade, divan, taban ve duvar tipi kilimler çok yaygındır Ayrıca 6-7 m kare büyüklüğünde kilimlere rastlanır Geçmişte Gürün, Şarkışla, Yıldızeli ve Kangal'da dokunan kilimler renk ve desen açısından farklılık göstermekteydi Bunlarda geometrik motiflerin yanında çeşitli figüratif motiflerde kullanılırdı Teknik kaygılarla kilimlerde çoğunlukla geometrik motifler yeğlenir Al, yeşil, mavi, kara ve turuncu en yaygın renklerdir Çorap Örücülüğü : Geçmişte Gürün'de çok gelişmiş olan çorap örücülüğü günümüzde yitmeye yüz tutmuştur Burada tiftikten ince görünümlü çorap örülürdü Kullanılan sitilize bitki, hayvan ve insan motifleri dokuyanın iç dünyasını yansıtacak biçimde işlenirdi "Yandım alamadım, yarimi eller aldı Kakül ergen bıyığı, eli mektuplu, elif-be, aşık kirpiği, gönül kilidi, katip çimciği ve civan kaşı" en yaygın motiflerdir Çubukçuluk (Ağızlık Yapımcılığı) : Çubukçuluk köklü el sanatlarından biridir Kişisel kullanım yada satış için yapılan çubuklar günümüzde turistik bir değer kazanmıştır Ağızlık yapımında yörede germişek yada karamuk denilen bir ağaç kullanılır Germişek çubukları istenilen boyda kesilir, bunlar uzunluklarına göre "Lüleli, topcık başlı, yanma başlı, ufak ağızlık, ufak lüleli ağızlık, arabalı ağızlık (birbirine geçmeli)" gibi çeşitli adlar alır Tomruk makinesinde kabukları soyulan çubuklar tornaya bağlanır, keski yatay yada dikey tutularak desenin dış çizgileri (konturlu) çizilir Sonra kalemle (ince uçlu işleme ve kakma gereci) desenler oluşturulur Bu işleme "nakış keskisi" denir İşlemleri bitirilen ağızlık kezzaba batırılır Ateşe tuttuktan sonra zımparalanır Yeniden tornaya bağlanır ve matkapla ağız bölümü (sigara konulan yeri) açılır Çakıyla yassılaştırılan bu bölümde kezzaba batırma, kızartma ve cilalama işlemlerinden geçirilir Süslemede uygulanan bir başka teknikte ekin saplarının üzerine ibrişim yada ipek sarılmasıdır uzunlamasına kesilmiş ekin sapları süslemenin yapılacağı bölümlere yerleştirilir Alt ve üstlerden renkli ibrişim (yada ipek) sarılarak süslemeler oluşturulur Bu teknik çoğunlukla yazı yazmada uygulanır İlde ilk ağızlığı Şeyh Aziz Baba'nın yaptığı söylenir Bakırcılık : Bakırcılık eski yaygınlığını yitirmiştir İl bakırcılığının en eski örnekleri Sivas müzelerinde sergilenmektedir Külçe bakır önce küçük parçalar halinde silindirden geçirilerek inceltilir, sonra biçimlendirilir Biçimlendirmede kazan ve sinilerde dövme, küçük kaplarda çekme tekniği kullanılır Dövme tekniğinde bakır, ağaç tokmakla dövülür; çekme tekniğindeyse istenilen tahta kalıplara göre tornada çekilir Süslemeler kakma yada çalma tekniğiyle yapılır Kakma tekniğinin iki uygulama biçimi vardır Birinde motifler kap üzerine kazılarak yada oyularak işlenir Diğerinde ise kabın üzeri bal mumuyla sıvanır, motifler kalemle çizildikten sonra açılan oyuklara asit dökülür Asidin bakır üzerinde oluşturduğu karalanmalardan yararlanılarak motif işlenir Çalma tekniğinde motifler demir zımparalarla baskı yapılarak işlenir Yazılar, bitkisel ve geometrik motifler en yaygın süslemelerdir Geometrik motiflerde geçmeli daireler, üçgenler, dörtgenler; bitkisel motiflerde yaprak, lale, nar, nar çiçeği ve servi kullanılır Ustaların yapıtlarına adlarını, bir din büyüğünün adını yada ayeti yazması gelenektir Ancak yazıyı motifler arasına yerleştirmek güç olduğundan bu gelenek giderek kaybolmaktadır Bu tür süslemelere en çok Osmanlı dönemi yapıtlarında rastlanmaktadır Çakı-Bıçak Yapımcılığı : Geçmişin gözde kılıçları, kılınççılar çarşısında yapılırdı Kılıcın yerini giderek daha güçlü silahlar alınca, kılıç ustaları çakı-bıçak yapımına yöneldiler Günümüzde de sürdürülen çakı-bıçak yapımı, eski yaygınlığını yitirmiştir Kentte bulunan bıçakçı atölyelerinde; genellikle kılıç tipli bıçaklar, bağ bıçakları, büyük ekmek bıçakları, bir iki üç ağızlı yada ustura ağızlı bıçaklar yapılır Kentin özellikle kara saplı bıçakları ünlüdür Çakı ve bıçakların "namlu" denilen ağızları çelikten sapları boynuzdan yapılır Ocakta kızdırılan çelik, örste dövülerek namlu biçimi verilir İlk düzenlemeden sonra oluğu (tırnak oyuğu) açılır Yeniden düzenlenir, su verip parlatılır Böylece namlu sapa takılacak hale gelir Sap için çoğunlukla öküz, keçi ve koç boynuzu kullanılır Boynuz istenilen boyutta kesilir, ısıtılarak mengenede düzeltilir, kalıplanır Sonra içi testereyle oyulur Bıçak ustalarının "elde resim yapma" dedikleri son düzenlemeden geçirilir Rendelendikten ve zımparalandıktan sonra namluya takılacak duruma gelir Namlu sapın uç bölümünde açılan oyuğa yerleştirilir, delinerek çivilenir Çivi başları birer pul konduktan sonra ezilir, çarkta parlatılır |
Yurdumuzda Yapılan El Sanatları Nelerdir? Ülkemizdeki El Sanatlarımız Hangileridir? |
09-11-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Yurdumuzda Yapılan El Sanatları Nelerdir? Ülkemizdeki El Sanatlarımız Hangileridir?SİNOP-EL SANATLARI Köklü bir geçmişin ürünü olan ve çok zengin çeşitliliğe sahip Türk El Sanatları, maddi kültür varlığımızın en değerli belgeleridir İnsanlığın çağlar boyunca yaratıp ürettiği kültür varlıkları gelişim ve değişim içinde sürekli olarak geleceğe aktarılırlar El sanatları bütün halk sanatları gibi, bir ulusun kültürel kişiliğinin en canlı ve anlamlı belgeleridir (Taciser Onuk,1988) İnsanlar beğenilme güdüsü ile süsü ve süslenmeyi sevmiş, bunun için daima yenilik peşinde koşmuştur Giydiği ve kullandığı eşyaları dikerken bezemek ve süslemek amacından el işlemeleri doğmuştur El sanatları ilk dönemlerde insanların beslenme, giyinme, barınma gibi temel ihtiyaçlarını, daha sonraki dönemlerde ve günümüzde ise insanların süslenme, yaşadıkları mekanları süsleme gibi kişisel zevk ve isteklerini karşılayan ürünler olarak üretilmiş ve üretilmektedir (Mustafa Arlı,1992) Önceleri ihtiyacı karşılamak amacıyla, basit araç gereçlerle yapılan bu süslemeler zamanla birer sanat haline gelmiştir Bu tarihsel süreç içinde, özellikle endüstrileşme ve toplumsal değişmeler sonucu el işlemeleri zamanla unutulmaya, yok olmaya başlamıştır Türkiye, her yöresi birbirinden farklı zengin el işlemeleri ile dolu bir ülkedir Bu alanda tespit amacıyla çok sayıda araştırma yapılmış, ancak yaşatılması ve üreterek kullanılabilir duruma getirilmesi adına yeterli sayıda çalışma yapılamamıştır El işlemeleri yılın her mevsiminde ve günün her saatinde, her yaşta ve öğrenim durumunda, sağlam ya da özürlü bireylere iş olanakları sağlaması, materyal temininde ve işleme tekniklerinde dışa bağımlı olunmaması gibi özelliklere sahiptir Büyük sermaye ve tesis gerektirmeyen el işlemelerinin, bütün bu özellikleri göz önünde tutulursa, turistik eşya üzerine uygulanarak üretilmesi ve pazarlanması için verilecek eğitimin önemi ortaya çıkmaktadır İnsanların yer değiştirme hareketi olarak tanımlanan turizmde tatil olgusu ve bu tatilin geçirileceği yer önem taşır Dolayısıyla turizmde tatilin geçirileceği yerlerde görülmesi, yaşanılması bir şeylerin tüketilmesi ön plandadır Tüketim amaçlı gelen turistin beklentisi ise, yeni tanıdığı çevredeki halkın günlük yaşamında kullandığı onlara özgü bir ürünü hatıra olarak satın alıp götürmek ve kullanmaktır Bu durumda istenilen ve tercih edilen ürün doğal olarak bir el sanatı olmaktadır (Hasan Olalı, 1987) Günümüzde kullanılmadığı için yok olmaya başlayan el işlemelerinin, kolay taşınan, üretilebilir ve kullanılabilir ürünler üzerine uygulanarak pazarlanması ancak verilecek bir eğitim ile mümkün olabilir Eğitim, genel tanımıyla, bireyin davranışlarında kendi yaşantıları yoluyla ve kasıtlı olarak istendik değişiklikler meydana getirme sürecidir Planlanan eğitimde, kişiye bilgi ve beceri kazandırarak topluma yararlı ve üretken bireyler yetiştirmek esastır (Selahattin Ertürk, 1994) Eğitim; bireylerin ve toplumun sosyal gelişmesini hızlandıran, ekonomik kalkınmasını destekleyen, milli kültür değerlerini koruyan, geliştiren, nesilden nesile aktaran, milli birlik ve bütünlüğü sağlayan faaliyetlerden biri ve belki de en önemlisidir (Metin Emiroğlu,1996) Bir ülkenin zenginliği insanların verimli yeteneklerine ve bu yeteneğe uygun verilen eğitim düzeyine bağlıdır Bu yüzden, her alanda kalkınabilme ve gelişebilme insan gücünün eğitim yoluyla yetiştirilmesiyle sağlanabilmektedir (Fatma Varış, 1994) Kültürel ve tarihsel zenginlikle beraber, bozulmamış doğal bir yapıya sahip olan Sinop ilinde el sanatları oldukça gelişmiştir El dokumacılığı ve el işlemeleri yanında, bıçakçılık, kotracılık gibi değişik el sanatları da mevcuttur Eski dönemlerde hazır giyim olmadığı için, giyim ve ev içi ihtiyaçları karşılamak amacıyla keten life, lif ipliğe, iplik dokumaya, dokumalar giyime ve eşyaya dönüştürülmüş, keten dokumalar serin tutması ve teri emmesi nedeniyle daha çok iç giyimde kullanılmıştır İç giyim olarak yapılan kadın göynekleri, yakasına işleme yapılarak süslenmiştir Yapıldığı yerin adıyla anılan Ayancık Göynek Yakaları günümüzde giyilmediği için halk tarafından yapılmamakta, ancak gelen turistler tarafından talep edilmektedir Sinop ilinde yapılan gözlemler sonucu, el işlemelerine yönelik turistik eşya üretimi ve pazarlamasına rastlanmamıştır Her yıl ortalama 50 bin turistin (Sinop İl Turizm Müdürlüğü Verileri) ziyaret ettiği Sinop ilinde ev kadınlarına yönelik bir öğretim programı hazırlanması gereksinimi doğmuştur Bu gereksinimden yola çıkarak Sinop Anadolu Meslek Lisesinde; Ayancık Göynek Yakaları üzerine uygulanan el işlemelerinin turistik eşya üzerine uygulanmasına ilişkin öğretim programı hazırlanarak Sinop ilinde yaşayan ev kadınlarına uygulanmıştır Hazırlanıp uygulanan öğretim programı ile; - Ayancık Göynek Yakalarında kullanılan araç gereç, renk ve işleme tekniklerinin tespit edilerek analizlerinin yapılması, - Yörede unutulmak üzere olan Ayancık Göynek Yakaları el işlemelerinin yeniden canlandırılması, - Yeni bir öğretim programının hazırlanması, - Ayancık Göynek Yakaları üzerine uygulanan el işlemelerinin turistik eşya üzerine uygulanabilirliğinin eğitim yoluyla sağlanması, - Uygulanan öğretim programından elde edilen sonuçların değerlendirilmesi, - Oluşturulan turistik eşyalarla Sinop ilinin tanıtımının yapılması, - Yapılan çalışma ile nakış öğretmenlerine kaynak oluşturulması, - Üretime yönelik çalışmaların yaygınlaştırılarak ekonomiye katkıda bulunulması, - Ev kadınlarının üretime yönlendirilerek aktif hale getirilmesi amaçlanmıştır Yapılan alan araştırmalarında yöresel el sanatlarının saptanması yapılmışsa da bu işlemelerin turistik eşyaya uygulanmasına ilişkin öğretim programı hazırlanmamıştır Yöresel el işlemelerinin araştırılarak ortaya çıkarılması ve günümüzde yaşamasının sağlanması el sanatlarının yok olmaması açısından önemlidir Hazırlanan öğretim programı hem el işlemelerinin yok olmamasını sağlayacak hem de yöre insanının yaratıcılığını da geliştirerek ekonomik katkı sağlayacaktır Ayrıca hazırlanan öğretim programı etkili olduğu takdirde yörenin tanıtılmasını sağlayacaktır Ayancık Göynek Yakaları üzerine uygulanan el işlemeleri yörede unutulmak üzeredir Hazırlanan öğretim programı el işlemelerinin turistik eşya üzerine uygulanarak yeniden canlandırılması ve üretilmesi için önemlidir Yörede bu alanda hiçbir çalışmanın yapılmamış olması ve yapılacak ürünlerin turizm yöresi olduğundan kolay pazarlanabilmesi nedeniyle yöre halkına getireceği ekonomik katkıdan dolayı önemlidir Nakış öğretmenlerine bulundukları yörede geleneksel işlemeleri araştırarak üretime yönelik çalışmalar yapmaları açısından hazır materyal sağlayacağı umulmaktadır El Sanatları alanında üretime yönelik çalışmalar konusundaki eksikliği giderme ve yeni araştırmacıları teşvik etme açısından da bir ölçüde katkıda bulunacağına inanılmaktadır Sinop Anadolu Meslek Lisesinde üretime yönelik çalışmalar; Ayancık Göynek Yakaları üzerindeki el işlemeleri ile sınırlı kalmayıp diğer el işlemeleri ile ilgili olarak devam etmektedir Heybe-Foto1Heybe-Foto2Kılıf-Foto3 Ayancık Göynek Yakaları üzerindeki el işlemeleri günümüz ürünlerine uygulanarak üretilmektedir Heybe (Fotoğraf 1-2), cep telefonluğu (Fotoğraf 3), çeşitli modellerde göynekler (Fotoğraf 4-5-6), iğnelik (Fotoğraf 7), keseler (Fotoğraf 8-9), çocuk giysileri (Fotoğraf 10), elbise (Fotoğraf 11), keçe terlik, çeşitli süs eşyaları, vb ürünlerden toplu sipariş alınmaktadır (Sinop Anadolu Meslek Lisesi) Göynekler Foto 4-5-6İğnelik Foto 7 Keseler Foto 8-9Foto 10Foto 11 Sinop İlinde Yapılan El Dokumaları ve El İşlemeleri Sinop ili el dokuma ve işlemeleri yönünden oldukça zengindir Her ilçesinin kendine has el dokuma ve el işlemeleri vardır Sinop ili ve çevresinde, peşkir veya çarşaf olarak yapılan el dokumalarının iki kısa kenarına dokuma sırasında renkli ipliklerle oluşturulmuş geometrik süslemeye "Dökme" adı verilmiştir "Peşkir" veya "Dökme" adı verilen dikdörtgen biçimindeki el dokumaları Havlu yerine kullanıldığından bu dokumalara "Yüz Bezi" denildiği tespit edilmiştir Kendi ipinden iki kısa kenarında saçak bulunan dokumalar keten, ipek veya pamuktan yapılmıştır (Fotoğraf 12-13) Peşkir(Dökme) Foto 12-13 Ayrıca Sinop ili ve çevresinde çok yaygın olarak dantel perdelere rastlanmıştır Perdeler "Tire" adı verilen ipliklerle örülmüştür (Fotoğraf 14-15-16-17) Günümüzde halen kullanılan dantel perdeler değişen mimari yapı ile büyüyen pencerelere örülemediğinden eski evlerin pencerelerini süslemeye devam etmektedir Danteller yastık, masa örtüsü, vb gibi ürünler olarak da kullanılmaktadır Foto 14 "Tire" ile Örülü Dantel Perdeler Foto 15-16-17 Yine halk arasında "Peşkir" adı verilen el dokuması üzerine sadece sim iplikle veya renkli ipliklerle yapılmış el işlemelerine rastlanmıştır Peşkirler yüz silmek için havlu amacıyla dokunmuş ve çeyiz olarak işlenmiştir İşleme tekniği olarak Düz Sarma, Verev Sarma, Balık Sırtı, Düz Pesent, Verev Pesent, Gözeme ve Civankaşı kullanılmıştır Kenar temizleme tekniği olarak, el dokumasının kendi ipliği saçak bükülerek bırakılmıştır (Fotoğraf 18-19) Sim veya Renkli İplikle El İşlemeli Peşkirler Foto 18-19 Ayrıca "Çevre" adı verilen kare şeklinde, dört köşesinde işleme bulunan, erkeklerin boyunlarına fular olarak bağladığı işlemelere rastlanmıştır Çevreler düğün sırasında, katılan erkeklere hediye amacıyla işlenmiştir İşleme tekniği bakımından Peşkirlere benzemektedir Sinop ili ve köylerinde oldukça yaygındır Sinop ili Boyabat ilçesi, el dokuması Boyabat Çemberi (Fotoğraf 20) ile Durağan ilçesi Mahrama (Fotoğraf 21) ile çok ünlüdür Çember Foto 20Mahrama Foto 21 Nezgep Foto 22Paça İşi Foto 23 Göynek yakaları, el dokuması olan Ayancık Keteni üzerine işlenmektedir Ketenin ekimi, hasadı, lifin ipliğe (Fotoğraf 24), ipliğin el tezgahlarında kumaşa (Fotoğraf 25-Ayancık Halk Eğitim Merkezi), kumaşın giysiye dönüşmesi çok emek isteyen bir iştir Foto 24Foto 25 Ayancık Göynek Yakaları, Göynek adı verilen ve içe giyilen bir tür iç çamaşırının yaka kısmına işlenerek yapılmıştır Keten el dokumasından elde dikilen göynekler o dönemlerde hazır giyim olmadığı için ihtiyacı karşılamak amacıyla yapılmıştır Serin tutması ve teri emmesi nedeniyle oldukça sağlıklı olan göynekler günümüzde artık sadece yaşlı kadınlar tarafından giyildiği için üretilmemektedir Foto26Foto27 Göynek yakaları üç farklı şekilde işlenmektedir Halk arasında Oya Yaka, Yüzlü Yaka ve Sökme Yaka olarak adlandırılan yakaların ortak yönleri de bulunmaktadır Oya Yaka İğne Oyası tekniği ile (Fotoğraf 26), Yüzlü Yaka Kanava tekniği ile (Fotoğraf 27) ve Sökme Yaka Ajur tekniği ile (Fotoğraf 28) yapılmıştır Nadiren Yüzlü yaka da Goblen (Fotoğraf 29) ve Sarma (Fotoğraf 30) tekniklerine rastlanmıştır Yakaları birbirinden ayıran özellikleri yanında ortak yönleri de vardır Bordo ve siyah renkleri genellikle bütün yakalarda Urgan, Harem Suyu, Dırnak ve Gaytan işleme tekniklerinde temel renk olarak kullanılmış; Yeşil, Sarı, Turuncu, Mavi, Beyaz, Kırmızı, Mor ve Pembe renkleri ise yakanın diğer işlemelerinde yer almıştır Foto 28Foto 29Foto 30 Dikmen ilçesi ve civar köylerde el dokuması üzerine el işlemeli göyneklere rastlanmıştır Göyneklerin arka etek ucuna Kanava tekniği ile el işlemeleri yapılmıştır (Fotoğraf 31) Yaka kenarları çeşitli dikiş teknikleri ile süslenerek aynı zamanda dikişi de yapılmıştır (Fotoğraf 33) Göyneğin altına giyilen 'Don' paçaları Kanava tekniği ile işlenmiş (Fotoğraf 32) veya dokuma sırasında geometrik desen ile süsleme yapılmıştır (Dökme) Kadınların baş örtüsü olarak kullandığı 'Bohça' iki ucu geometrik süslemeli el dokumasıdır (Fotoğraf 34) Foto 31 Foto 32Foto 33Foto 34 Gerze ilçesinde el örgüsü dantel perde, dökme ve peşkirlere rastlanmıştır (Fotoğraf 35-36) Sinop ili el sanatları ile ilgili alan araştırması halen Sinop Valiliği, İl Milli Eğitim Müdürlüğü, Sinop Anadolu Meslek Lisesi tarafından ortak bir çalışma ile yürütülmektedir Yöreye ait el işlemeli ürünler ve diğer el sanatları; tarihi Pervane Medresesinde satışa sunulmaktadır (Fotoğraf 37) El Örgüsü Dantel, Perde, Dökme,Peşkir Foto 35 - 36Pervane Medr Foto 37 sinopgovtr adresinden alınmıştır |
|