Aşıyı Bulan Bilim Adamları Kimlerdir? |
09-11-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Aşıyı Bulan Bilim Adamları Kimlerdir?Aşıyı Bulan Bilim Adamları Kimlerdir? Aşıyı Bulan Bilim Adamları Kimlerdir? Aşıların tarihçesi aşılama çalışmaları √ Tarihte aşı konusunda ilk uygulamanın MÖ 590 yılında Çin'de Sung Hanedanı döneminde çiçek hastalığından korunmak için ciltteki iltihaplı maddenin sağlıklı kişilerin burnunun içine verilmesi olduğu bilinmektedir √ Sistemli aşılama ise ilk kez yine çiçek hastalığına karşı olmak üzere 1796 yılında Edward Jenner tarafından başlatılmıştır Bağışıklık biliminde o günden bu güne çok büyük ilerlemeler olmuştur Aşılama ile ilgili ayrıntılı bilgiler Jenner'den 100 yıl kadar sonra, Pasteur tarafìndan elde edilmiştir Bu büyük bilim adamı, infeksiyon hastalıklarının kaynağının mikroplar olduğunu keşfetmiştir √ Ayrıca mikropların zayıflatılmış, hastalık yapamayacak hale getirilmiş biçimde insanlara verilmesiyle, bireyin bulaşıcı hastalıklardan korunabileceğini kanıtlamıştır Pasteur, 1885 yılında daha önce köpeklerde etkinliğini kanıtladığı kuduz aşısını, bir köpek tarafìndan ısırılmış olan Joseph Meister adlı kişiye uygulamıştır Bu uygulama insan bağışıklamasındaki en önemli atılımdır √ 1892 yılında Laffnike adlı araştırıcı kolera aşısını, 1896 yılında Wright tifo aşısını geliştirmiştir Bu gün BCG adıyla bildiğimiz tüberküloz (verem) aşısı Calmette ve Guerin tarafìndan 1921 yılında geliştirilmiştir Ramon ve Glenny 1923'te difteri aşısını, aynı yıl Madsen boğmaca aşısını ve 1927 yılında Ramon ve Zoeller tetanoz aşısını üretmişlerdir Bundan sonra kullanıma sunulan çeşitli aşılar birbirini izlemiştir √ 1932 yılında Sellard ve Laigret sarı humma aşısını, 1937 senesinde Salk ilk influenza aşısını ve 1949 yılında Smorodintsev canlı kabakulak aşısını geliştirmiştir Salk 1954 yılında ölü çocuk felci aşısını, Sabin 1957'de canlı zayıflatılmış ağızdan uygulanan çocuk felci aşısını geliştirmiştir Kızamık aşısı 1960 yılında önce Edmonston ve daha sonra Schwartz tarafından oluşturulmuştur 1962'de kızamıkçık aşısı Weller, Neva ve Parkmann adlı araştırıcılar tarafından geliştirilmiştir √ Ölü kabakulak aşısını 1966 yılında Weibel, Buynach, Hillemann ve daha sonra Takashashi üretmeyi başarmışlardır İnsan hücrelerinde üretilen ilk kuduz aşısı 1967 yılında Victor tarafından gerçekleştirilmiştir Takashashi 1973 senesinde su çiçeği, Maupas ve Hillemann 1976'da ilk kez hepatit B (sarılık) aşısını uygulamışlardır √ 1968 yılında meningokok C menenjiti aşısı, 1971 senesinde meningokok A menejiti aşısı geliştirilmiştir 1978 yılında pnömokok infeksiyonlarına karşı kullanılmak üzere pnömokok aşısı üretilmiştir Bu gün genel olarak menenjit aşısı olarak bilinen Hemofilus influenza tip B aşısı 1980 yılında geliştirilmiştir √ Sonraki senelerde bir arada kullanılan çeşitli aşılar geliştirilerek kullanıma sunulmuştur Aşı geliştirme çalışmaları halen aktif olarak devam etmektedir √ Aşılama çalışmalarında güdülen başlıca amaç, insanların aşı ile önlenebilir hastalıklardan ölümlerini engellemek, yarınımızı emanet edeceğimiz kuşakların daha sağlıklı yetişmesini sağlamaktır Alıntıdır PASTÖR 1822 yılında Fransa`nın Dole adındaki küçük şehrinde doğan Pastör, özellikle "kuduz" a karşı açtığı savaşla, adını bilim tarihine hiç silinmeyecek altın harflerle yazmıştır Arbois ortaokulunda ve Besançon kolejinde okumuş, sonradan Yüksek Öğretmen Okulu`na girmiştir Bu yüksekokula giriş imtihanında 15 olduğunu öğrenen Pastör, okula daha layık bir öğrenci niteliğini kazanmak için bir yıl daha beklemiş, sonraki yıl girdiği imtihanda 4lüğü kazanmıştır Böylesine bir davranış bile, onun ilme, öğrenime gösterdiği titiz saygının açık seçik belirtisidir 1848 de stajyer, 1849 yılında doktor olan Pastör, insanlığın hizmetine sunduğu büyük keşiflerine aynı yıl başlamıştır Lise profesörü, üniversite öğrenim üyesi olarak Dijon ve Starsbourg`da görev almış, bu arada " fermantasyon - mayalanma " konusundaki çalışmalarını da sürdürmüştür Pastör`ün mayalanma konusundaki buluşu, havadaki bazı mikropların insanlar için yararlı olduğu sonucunu ortaya çıkarmıştır Şarap, sirke, bira, süt gibi maddelerin "pastörize" edilmesi,ünlü bilim adamının o dönemdeki titiz çalışmalarının sonucudur Pastör sadece bu alandaki çalışmalarıyla kalmamış, Fransa`nın güneyinde ipekçilik endüstrisini tehlikeye düşüren, ipek böceklerine musallat olan "karataban" hastalığını önlemiş,koyun, inek gibi hayvanları kırıp geçiren "şarbon" hastalığının mikrobunu, dolayısıyla buna karşı aşıyı da bulmuştur Cerrahi hastalıklarda mikropları öldürerek kangren tehlikesinin önüne geçmek yolundaki çalışmaları, gene tıp alanında saygıyla anılması gereken sayısız başarılarından biridir Fakat Pastör`ün insanlığa en büyük hizmeti, yukarda da değinmiş olduğumuz gibi "kuduz" mikrobunu ve buna karşı aşıyı bulmasıdır Onun bu hizmeti dolayısıyla 1886 yılında kurulan (Pastör Enstitüsü), bütün dünyanın maddi ve manevi yardımlarını görmüştür Hayatının 70 yılı Sorbonne Üniversitesinde yapılan büyük bir törenle kutlanan Pastör, ilerlemiş yaşına rağmen, adını taşıyan enstitüye destek olan çalışmalarını sürdürmekten geri kalmamıştır Difteri (kuşpalazı) serumunu bulan DrRoux, veba mikrobunun bulucusu Dr Yersin, kolera mikrobunu bulan Dr Chantemesse, Pastör`ün başarılı öğrencilerinden,onun ışıklandırdığı bilim yolunda yürüyen sayısız kimselerden sadece birkaçıdır Pastör, Abdülhamit`in çağrısıyla İstanbul`a da gelmiş ve bir kolera salgınını önlemekte büyük hizmetleri dokunmuştur VEREM AŞISININ BULUNUŞU Robert Koch Robert Koch 1843 Aralığında Orta Almanya’nın bir köyünde doğdu Bu dağ köyünde çocuklar oyun oynamak için kalabalık gruplar meydana getirirlerdi Bir madencinin oğlu olan Koch da bunlarda biriydi, fakat bu çocuk bütün arkadaşları gibi gruplar içinde oynamanın yanı sıra sık sık yalnız başına kalıp çevresini incelemekten çok hoşlanırdı Robert Koch çiçeklerin, böceklerin adlarını öğreniyor, kelebekleri inceliyor ve bu hayvanları hareket ettiren gücü araştırıyordu Bir hamam böceği nefes alıp verebiliyor muydu ? Yüreği var mıydı ? Küçük Koch gelecekte bunları öğrenmeyi kafasına koymuştu İlk, orta öğrenimini başarıyla tamamladıktan sonra Tıp Fakültesine yazıldı Ciddiliği ve çalışmasıyla dikkati çekiyor, eğlenceye hiç zaman ayırmayarak durmadan okuyor ve sistemli bir şekilde araştırıyordu 1862’de Tıp Fakültesini başarıyla bitirerek Hamburg Hastanesi doktor yardımcılıklarından birine atandı Sabırlı, çalışkan bir kişi olan Doktor Koch, çevresindeki insanların kendisine üstün bir değer verdiklerini görüyor ve bu saygıyı kötüye kullanmayarak tükenmez bir çabayla araştırmalarına devam ediyordu İnsanların hastalıkların pençesine düşmelerinden, birden bire sararıp solarak mum gibi eriyip gitmelerinden hayrete düşüyor, bunun nedenlerini öğrenmek istiyordu Bu soruların cevaplarının laboratuarındaki mikroskopta gizli olduğunu biliyordu 1880 yılında Berlin Sağlık Kurulu’na atandı Bu atama onun araştırmalarını genişletmesine yaradı Gerçekten de işe başladıktan iki yıl sonra verem hastalığıyla ilgili ilk önemli araştırması yayınlandı 1882 yılında bir gece hasta bir akciğer parçacığının dokuları içinde boyama usulüyle kahverengine boyanmış bir çok canlının kıpırdadığını gördü İşte bunlar insanların bela olan verem hastalığının mikrobuydu Bu önemli buluş bütün dünya bili alanında büyük bir ilgiyle karşılandı ve büyük yankılar uyandırdı Bu arada bir çok bilgin ve doktorla birlikte Hindistan, Afrika ve Japonya’ya geziye çıkan Koch, uyku hastalığı, malarya, tifüs gibi hastalıklar üzerinde incelemeler yaptı Kolera hastalığını meydana getiren vibrion basilini buldu Bütün bu keşiflerinden ötürü de 1905 Nobel ödülünü kazandı Yaşadığı sürece tıp konusundaki araştırmalarıyla insanlığa hizmet eden, bir çok eser yayımlayan DrKoch, 67 yaşındayken 1910 yılında kalp yetersizliğinden öldü Alıntıdır Tetanos Aşısı Hastalık eski Mısır ve Yunan hekimlerinden bu yana tanınmaktadır Esas tanımını 1888’de Gowers yapmıştır Hastalığı çene, ense ve sırt kaslarının kasılması ile başlayan sinir sisteminin; devamlı tonik kasılmalar, ani şiddetli kasılmalar ile karakterli bir hastalığı olarak tanımlanmıştır Nicolaire 1884’te toprak bakterilerinden striknin benzeri bir toksini saptamıştır Behring ve Kitasato 1890’da tetanoz toksoidi ile aktif immünizasyonu sağlamışlardır Difteri Aşısı 1826 da Pierre Bretonneau tarafından klinik bulgular tarif edilerek Difteri adı verilmiştir Bretonneau membranöz kruplu bir hastada kızıldan difteriyi ayırarak tarif etmiştir 1923 de hastalığın emin ve etkili aşısı bulunarak uygulamaya konmuştur 1883 de difteri basili Edwin Klebs tarafından tarif edilmiş ve Friedrich Loeffler tarafından kültürü yapılmıştır ve bu nedenle de 1884 den itibaren Klebs-Loeffler basili adı verilen bu basilin hastalığın etyolojisinden sorumlu olduğu kabul edilmiştir 1888 de Emile Roux ve Alexandre Yersin basilin imal ettiği ekzotoksini tarif ederek myokardit ve nöritin nedenlerini açıklamışlardır 1893 de Behring toksinin antitoksin tarafından nötralize edilerek insan ve hayvanlarda immunite sağladığını göstermiştir 1924 de Ramon toksini formalinle birleştirerek toksoid yapmış ve immünizan ajan olarak kullanmıştır vikipedi Çiçek Aşısı Edward Jenner (17 Mayıs 1749 - 26 Ocak 1823) bir köy papazının çocuğu olarak dünyaya gelmiştir, İngiltere'de Gloucestershire'da bir operatörün yanında uzun süre çıraklık yapmış daha sonra tıp öğrenimini geliştirmek için Londra'ya gitmiş ve orada John Hunter'in öğrencisi olmuştur Hocasının tavsiyesiyle 1775 yılında, o dönemlerdeki en yaygın ve can alan hastalık olan çiçek hastalığı ile ilgili araştırmalara başlamıştır Araştırmaları sonucu çiçek hastalığına aşı bulan Jenner aynı yıl köyünde baş gösteren çiçek hastalığı salgını karşısında çocuklar üzerinde aşısını denemiş ve olumlu sonuçlar aldığını ispat etmiştir Daha sonra 1796'da buluşu ile ilgili ayrıntılı bir rapor yayımlamış ve buluşu gerek Avrupa'da gerek ise Birleşik Amerika'da ilgiyle karşılanmış ve benimsenmişse de dönemim tıp bilginleri aşıya karşı çıkmışlardır Fakat elde edilen sonuçların başarısı sebebi ile 1870 yılına gelindiğinde binlerce insan aşılanmıştır Daha sonraki yıllarda çiçek aşısı İngiltere'nin dışında da yaygınlaşmış, bugün ise tüm dünyada kullanılmaktadır vikipedi |
|