Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Eğitim - Öğretim - Dersler - Genel Bilgiler > Genel Bilgiler

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
barışı, hakkında, hudeybiye, islâm, tarihi

Hudeybiye Barışı - İslam Tarihi - Hudeybiye Barışı - Hudeybiye Barışı Hakkında

Eski 09-11-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Hudeybiye Barışı - İslam Tarihi - Hudeybiye Barışı - Hudeybiye Barışı Hakkında



Hudeybiye Barışı - İslam Tarihi - Hudeybiye Barışı - Hudeybiye Barışı Hakkında
Hudeybiye Barışı - İslam Tarihi - Hudeybiye Barışı - Hudeybiye Barışı Hakkında

HUDEYBİYE BARIŞI

Hz Peygamber ve ashabının Kabe'yi ziyaret maksadıyla Mekke'ye gitmek istemeleri ve bunun müşrikler tarafında engellenmesi üzerine çıkan olaylardan sonra müslümanlarla müşrikler arasında yapılan anlaşma Allah Rasûlü'nün hicretinin üzerinden mücadeleler ve savaşlarla dolu altı yıl geçmişti Hem muhacirler, hem de Ensar, Kâbe'yi ziyaret özlemiyle yanıp tutuşuyorlardı

Allah'ın elçisi, bu yılın Zilkade ayının başında bütün ashabın özlemlerine beklentilerine cevap anlamı taşıyan bir rüya gördü Rüyasında ashabı ile birlikte güvenlik içinde Kâbe'yi ziyaret ediyordu Rasûlullah'ın ashaba anlattığı rüya, hızla bir muştu gibi yayıldı Medine'ye

Hz Peygamber bu genel coşku üzerine, Kâbe'yi ziyaret etmek isteyenlerin hazırlanmasını emretti Hattâ İslam'ı kabul etmeyen kabileleri bile kendileriyle birlikte hac yapmaya çağırdı

Hazırlıkların tamamlanmasından sonra, Zilkade'nin ilk Pazartesi günü (13 Mart 628) bin dörtyüz kişi ile birlikte Mekke'ye doğru hareket etti Niyetinin barış olduğunu göstermek için yanlarına yolcu kılıcı denilen kılıçtan başka savaş silahı almamışlardı Zül-Huleyfe mevkiine geldiklerinde ihrama girdiler ve Umre için niyet ettiler Yanlarında Mekke'de kurban edilmek üzere sabin alman yetmiş deve bulunuyordu ve bunlar kurbanlık olduğu belli olacak biçimde nişanlanmıştı

Mekkeli müşrikler Hz Muhammed'in hareketini öğrenince toplanarak ne pahasına olursa olsun, Rasûlullah'ın Mekke'ye girmesine izin vermemeyi kararlaştırdılar Rasûlullah'ın Mekke'ye daha fazla yaklaşmasına engel olmak üzere de Halid bin Velid komutasında ikiyüz atlıdan oluşan bir birlik gönderdiler

Bu arada Hz Peygamber Hudeybiye mevkiine gelmişti Devesi burada kendiliğinden çöktü ve bütün çabalara rağmen kaldırılamadı Bunun üzerine çeşitli fikirler ileri sürenlere karşılık Allah Rasûlü,"Filin Mekke'ye girmesine engel olan kuvvet bu deveyi de çökertti" diyerek herkesin inmesini emretti

Peygamber Efendimiz, Mekke müşriklerinin durumu anlama ve umreyi gerçekleştirebilme konusunu görüşmek için Hz Osman (ra)'ı Mekke'ye gönderdi Hz Osman (ra) kiminle görüştü ise, umre yapmanın mümkün olmadığını anladı Zira müşrikler, müslümanların Mekke'ye girişini kendileri için büyük bir zillet sayıyorlar ve bütün Arap dünyasının gözünden düşecekleri şeklinde yorumluyorlardı Bundan dolayı umre hiç mümkün gözükmüyordu

Bu arada Hz Osman (ra)'nın tutuklandığı ve öldürüldüğü haberi yayıldı Bu haber üzerine peygamber Efendimiz, bütün mü'minlerden "ölüm" üzere bey'at aldı Ashab-ı Kirâm'ın ölüm için yarışırcasına bey'at etmelerini müşriklerin casusları da görüyorlardı Bu durumu süratli bir şekilde Mekke'ye bildirdiler

Sahabenin bey'atını bildiren âyet-i kerime'de şöyle buyurulur: "Sana bey'at edenler gerçekte Allah'a bey'at etmektedirler Allah'ın eli onların ellerin üzerindedir Kim ahdini bozarsa, kendi aleyhine bozmuş olur ve kim Allah'a verdiği sözü tutarsa Allah ona büyük bir mükafat verecektir" (el-Feth, 48/10) ve "Allah şu mü'minlerden razı olmuştur ki, onlar ağacın altında sana bey'at ediyorlardı Allah onların gönüllerindekini bildiği için onların üzerine huzur ve güven indirdi ve onlara yakın bir fetih verdi Yine onlara alacakları birçok ganimetler bahşeyledi Allah üstündür, hikmet sahibidir" (el-Fetih, 48/18-19) âyetleri bu olayı anlatmakta ve Cenab-ı Hakk'ın biat edenlerden razı olduğunu bildirmektedir Bu âyetlerden dolayı, bu beyata, razılık biatı anlamında "Biatü'r-Rıdvân" ve Hz Peygamberin altında oturduğu ağaca da razılık ağacı anlamında "Şeceretü'r-Rıdvân" adı verilmiştir Kısa bir aradan sonra Hz Osman (ra)'la ilgili ölüm haberinin asılsız olduğu anlaşılmıştır

Bu arada karşılıklı elçiler gidip geliyor, bir uzlaşma yolu aranıyordu Müşrikler müslümanların Mekke'ye girmelerine izin vermeyeceklerini açıkça söylüyorlardı Hz Peygamber ise "Biz buraya kesinlikle savaşmak için gelmedik Amacımız Kâbe'yi ziyarettir, Umre yapmaktır Kureyşliler eski savaşlarda zayıf düşmüşlerdir Dilerlerse onlarla bir anlaşma, bir sure için barış anlaşması yapmak isterim Kabul ederlerse ne âlâ, aksi takdirde Allah'a yemin ederim ki, ölünceye kadar onlarla savaşırım" diyerek barış öneriyordu

Allah Rasûlü'nün kararlılığı yüzünden müşrikler savaşı göze alamadılar Amr oğlu Süheyl'i kendileri adına bir anlaşma yapmak üzere gönderdiler

Rasûlullah ile Süheyl uzun görüşmelerden sonra anlaşma şartlarını tesbit ettiler Buna göre;

1-Müslümanlarla müşrikler on yıl süreyle savaşmayacaklar, birbirlerine saldırmayacaklardı

2- Müslümanlar bu yıl Kabe'yi ziyaretten vazgeçerek geri dönecekler, ancak gelecek yıl umre yapacaklar, müşriklerin boşaltacağı Mekke'de üç gün kalacaklar ve yanlarında yolcu kılıçlarından başka silah taşımayacaklardı

3- Mekke'den birisi müslüman olarak Medine'ye sığındığı zaman iade edilecek; fakat Medine'den Mekke'ye sığınanlar iade edilmeyecekti

4- Arap kabileleri istedikleri tarafla anlaşma yapmakta serbest olacaklardı

Hudeybiye andlaşmasının bütün şartları görünüşte müslümanların aleyhine idi Bu nedenle müslümanlar büyük bir hayal kırıklığına uğradılar Bu andlaşmayı bir aşağılanma, bir küçük düşürülme olarak kabul ettiler "Sen Allah'ın Rasûlü değil misin? Davamız hak dava değil mi? Bu zilleti neden kabul ediyoruz?" diyen Hz Ömer'in sözleri, müslümanların genel üzüntülerinden doğan tepkinin dile getirilişinden başka bir şey değildi Fakat şüphesiz Allah ve Rasulü neyin hayırlı, neyin şer, neyin izzet, neyin zillet olduğunu daha iyi bilirdi

Allah Rasûlünün kurbanlarını kesip başlarını tıraş etmeleri isteği yankısız kaldı Büyük bir üzüntü ile çadırına girdi Sonra mü'minlerin annesi Ümmü Seleme hazretlerinin tavsiyesi üzerine kendi kurbanını kesti ve tıraş oldu Bunun üzerine bütün müslümanlar yarışırcasına kurbanlarını kesip tıraş oldular

Hudeybiye'de ondokuz gün kalındıktan sonra Medine'ye doğru yola çıkıldı Yolda, "Biz sana apaçık bir fetih verdik Bununla Allah senin geçmiş ve gelecek günahlarını bağışlayacak ve sana olan nimetini tamamlayacak ve seni doğru bir yola iletecek Allah sana şanlı bir zafer verecek" (el-Fetih, 48/1,2) âyetleriyle başlayan Fetih Sûresi nazil oldu

Şanı yüce Allah, Hudeybiye barışını bir "Feth-i Mübin" (apaçık bir fetih) olarak niteliyordu Gerçekten de bunun böyle olduğu çok geçmeden herkes tarafından anlaşıldı Hudeybiye'yi Hayber gibi, Mekke'nin fethi gibi zaferler izledi

Hudeybiye andlaşmasının en önemli yanlarından veya sonuçlarından birisi hiç kuşkusuz siyasî yönüdür Daha önce Mekkeli müşrikler, Medine İslam toplumunun varlığına bile tahammül edemezlerdi Hatta müslümanları kökten yok etmek amacıyla Bedir, Uhud ve Hendek savaşlarında olduğu gibi birçok girişimde bulunmuşlardı İşte bu andlaşma ile ilk kez müşrikler Medine İslam toplumunu resmen tanınmış oluyorlardı Bu durum İslam'ın kabileler arasından büyük bir önem kazanmasına neden oldu

Andlaşmadan önce müslümanlarla müşrikler arasında hemen hiç bir ilişki yoktu Hudeybiye'den sonra ise iki taraf arasındaki ticari ve ailevi ilişkiler canlandı Hz Peygamber istediği yerde İslam'ı rahatça tebliğ etme imkanına kavuştu Bu nedenle hem Mekke'de, hem de çevre kabileler arasında İslam'ı kabul edenler hızla arttı Öyle ki, Hudeybiye ile Mekke'nin fethi arasında geçen iki yıl içinde müslüman olanların sayısı, Hudeybiye'den önceki ondokuz yıl boyunca müslüman olanların iki katına ulaşmıştı

Andlaşma maddelerinden müslümanları en çok üzenlerden birisi, Mekke'den kaçan müslümanların iade edilmesi hakkındaki madde idi Daha andlaşma imzalanır imzalanmaz zincirlerini sürükleyerek gelen Ebu Cendel'in, "Müslüman olduğum için bu kadar zulümlere işkencelere uğramıştım Beni tekrar aynı işkencelere atmak mı istiyorsunuz? Beni yine müşriklere mi teslim edeceksiniz?" çığlıklarına rağmen antlaşma gereğince Kureyş adına andlaşmayı yapan müşrik Amr oğlu Süheyl'e teslim edilmesi, müslümanları gözyaşları içinde bırakmıştı

Süheyl b Amr, oğlu Ebû Cendel'i çeke çeke Kureyşlilerin yanına götürdü Müslümanlar, onun feryadına dayanamayarak ağlamaya başladılar (Vâkıdî, Meğâzı, ll, 608'den naklen Asım Köksal, İslâm Tarihi, Vl, 204) Hz Muhammed (sas), Ebû Cendel'i şu sözleriyle teselli ediyordu: "Ey Ebû Cendel, şu toplulukla aramızda yazılan barış yazısı tamamlandı Sen biraz sabret, katlan, yüce Allah'tan da bunun ecrini dile şüphesiz Allah, senin ve senin yanında bulunan zayıf mü'minler için bir genişlik ve çıkar yol ihsan edecektir Biz onlara Allah'ın ahdiyle söz verdik, onlar da bize söz verdiler Onlara verdiğimiz sözü çiğneyemeyiz Verdiğimiz sözde durmamak bize yaraşmaz" (Asım Köksal, age, Vl, 204) Hz Ömer, bu geri çevirmenin dış görünüşüne bakarak çok üzülmüş, din için bu kadar hakarete katlanmanın sebebini anlayamadığını söylemişti Mekke'ye girip, Beytullah'ı ziyaret etmeyi uman sahabe bu gerçekleşmediği gibi Hudeybiye Andlaşması gibi aleyhlerine olan bir sözleşmeyi kabul etmek zorunda kalmışlardı

Mekke'den kaçan fakat Medine'ye kabul edilmeyen müslümanlar Mekke Şam kervan yolu üzerindeki İs mevkiinde üslendiler Kısa zamanda sayıları üçyüze ulaşan müslümanlar müşriklere karşı gerilla savaşı yürütmeye başladılar Kureyş'in kervanlarına saldırıyor, ellerine düşen Mekkeli müşrikleri öldürüyorlardı Kureyş müşrikleri bu durum karşısında müslümanları Mekke'de tutmanın zarardan başka bir şey getirmeyeceğini, gerçekten iman etmiş bir mü'mini hapsetmenin serbest bırakmaktan daha zararlı olduğunu anladılar ve ilgili maddenin andlaşmadan çıkarılması için başvurdular Bunun üzerine Rasûl aleyhisselam isteklerini kabul ederek İs'teki müslümanları Medine'ye çağırdı

Bütün bu sonuçlar Hudeybiye barışının göründüğü gibi kötü bir anlaşma olmadığını, tersine müslümanlara zafer kapılarını açan bir "feth-i mübin" olduğunu açık bir biçimde ortaya koymaktadır


Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.