Geri Git   ForumSinsi - 2006 Yılından Beri > Kültür - San'at & Eğitim > Kitap Dünyası

Yeni Konu Gönder Yanıtla
 
Konu Araçları
evrensel, güneydoğu’dan, hakan, öyküler

Güneydoğu’Dan Öyküler 1 Hakan Evrensel

Eski 09-07-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Güneydoğu’Dan Öyküler 1 Hakan Evrensel




KİTABIN ADI : Güneydoğu’dan Öyküler 1 Hakan EVRENSEL

KİTABIN YAYIM MAKSADI : “Güneydoğu’dan Öyküler” Türkiye’nin en büyük sorunun bir yönünü bizzat yaşamış yüzbinlerce insanın yüzbinlerce anılarından sadece bir kaçını içermektedir Büyük çoğun- luğu hala devlet memuru statüsünde otuzdan fazla güvenlik görevlisiyle yapılan söyleşlirde, anı sahiplerinin isteği üzerine, olaylarda geçen kişilerin kimlikleri ve olayların geçtiği yerler belirtirmemiştir Anılar, sıkıntılı anların yaşandığı söyleşilerin ardından, anı sahiplerinin onayı ile, bir yılı yakın süren bir çalışma sonunda öyküleştirilmiştir Olayların asıllarına sadık kalınmıştır
KİTABIN KONUSU: 1983 yılından beri, Türk Ordusu’nun terör örgütü PKK ile yaptığı mücadele anlatılmaktadır
KİTABIN ANAFİKRİ: Vatan toprağı uğruna gerekirse seve seve can verilebileceği fikri aşılanmaya çalışılmaktadır
ESERDEKİ ŞAHISLAR: Eserde birbirinr bağımlı bir çok öyküden bahsedilmiştir Bu eserde yazar yaşadıklarını birebir okuyucuya sunmuştur Ayrıca çoğu güvenlik görevlisinin ismleri, kendi istekleriyle gizli tutulmuştur Bu yüzden tam bir karakter tahlili yapılamaz Ama genel olarak kahramanları, Mehmetçik ve hain terör örgütü PKK diye adlandırabiliriz
KİTAP HAKKINDA ŞAHSİ GÖRÜŞ: Kitapta Güneydoğu’nun en ücra köşeleri bile, çok iyi bir şekilde tasvir edilmiştir 19 senedir yapılan mücadele gözler önüne çok güzel serilmiştir Bizlerde, ileride subay olarak Güneydoğu’ya gideceğimiz için, aynı hatalara düşmemek ve savaş ortamını daha iyi anlamak için bu eserden bilgi ve ders almalıyız
YAZAR HAKKINDA KISA BİLGİ: Hakan Evrensel Ankara’da doğdu Kara Harp Okulu’nu bitirdikten sonra çok istediği subaylık mesleğine kavuştu Çeşitli birliklerde tim, takım, bölük ve tabur komutanlıkları yaptı Bir yerlerde bir yanlışın olduğunu düşündü ama, o yanlışı ordunun içinde bulamayınca çok sevdiği askerlik mesleğini kendi isteğiyle bıraktı Şu an da gazetecilik yapmaktadır

KİTABIN ÖZETİ :

GÜNEYDOĞU
Kitabın bu bölümünde Güneydoğu Anadolu bölgesinde görev yapan bir subayla yapılan söyleşi anlatılmaktadır Bu söyleşide ismi geçmeyen subay anılarını anlatırken belkide bütün söyleşi boyunca anlatılmak isteneni bir cümle ile özetlemektedir Cümlesinde, “ÇATIŞMA BİR ADAMIN BAŞININ ÜSTÜNDEN MERMİ GEÇMESİ DEMEKTİR” sözü ile çatışmanın ehemmiyetini; diğer bir cümlesinde ise, “BELKİ ANLATABİLİRİM AMA TAHAYYÜL EDEMEZSİNİZ BUNDA SİZİN YA DA BENİM SUÇUM YOK YAŞAMAYAN BİLMEZ” sözleri ile de oradaki çalışma kurallarını, moral durumunu bütün bunları da içine alan askerlik sanatının gerçeklerini özetlemektedir
Mülakat bölümünün devamında Güneydoğuda teröristlerle yapılan mücadelede bilinen klasik savaş metotlarının veya hayal ürünü sinema senaryolarının dışında, birçoğu taktik kalıba sığmayan metotlarla mücadele edilmektedir Askeri birlik her tarafta, teröristlerin ise her hangi bir yerde olması durumunun ne kadar zor olduğunu özetlemektedir
Bu bölümde anılarını anlatan subaya; subay, astsubay, erbaş ve er aile yapıları sorulur Subay ve astsubaylar orduda eskisine oranla daha bilgili ve kültürlü yetiştirilmekte olduğunu, eski bir komutanın onlarla diyalog kurmakta zorlandığını, zamanla onları tanımak içim uğraş vererek onlara verilen emirlerin neden ve niçinler hakkında bilgilendirerek eğitildiğini, aynı zamanda yeni gelen genç personelinde taze bilgilerinden istifade edildiği anlatılmaktadır Erlerin mutlaka eğitildiğini, belli bir eğitimden sonra operasyonlara katılmalarına müsaade ettiklerini anlatmaktadır Bazı basının ve aydın görünen bazı cahillerin Güneydoğudaki PKK olaylarını bilmeyerek veya kasıtlı olarak yanlış yaklaşması sonucu 1992’de iyice zayıflayan PKK örgütünün ele başısının yaşadığı yere kadar gidilerek röportaj yapılmasının hatta mecliste dahi PKK’yı öven şekilde konuşmalar yapılmasının devlete ve millete büyük zarar verdiği belirtilmiştir Nitekim o tarihlerde birlikler basının bu demeçleri yüzünden rehavete kapıldığını ve bunun sonucunda 33 askerin Bingöl-Elazığ yolunda şehit edildiği belirtilmiştir Birliklerin psikolojik durumu ve Güneydoğu sendromu sorulduğunda sendrom kelimesi Amerika’nın Vietnam’a operasyon ve savaş için asker göndermesi ile doğmuştur Burada her Amerikan askeri için halk devlet aleyhine ayaklanmış hatta savaştan dönen askerlerin psikolojik durumları bozulduğundan onlara iyi davranmayıp aralarına almamışlardır
Oysa Güneydoğuda olay farklıdır Bir takım güçler TC devletini zayıflatarak topraklarını parçalamak ve bu parçalanan topraklarda başka bir devlet kurmak çabasındadırlar Bu yüzden asker, öncelikle vatanın bölünmezliğini sağlamak için bu bölgede yaşayan insanların can güvenliğini teminat altına almıştır Bu bölgede görev yapılırken ölenler Şehit, yaralanıp sakat kalanlar ise Gazi olarak Türk halkı tarafından sevilip sayılmaktadırlar
Yazara askerler hakkında neler söyleyebileceği sorulduğunda şunları söylemektedir “Her halde dünyanın hiçbir ordusunda askere giden adamı düğüne gider gibi davul ve zurna ile uğurlamazlar Bakın; bize gelen çocukların çoğunun elleri kınalıdır Bunun sebebi ise şudur; Anadoluda kına üç şeye yakılır; Allah’a kurban olsun diye koyuna, kocasına kurban olsun diye geline ve vatana kurbana olsun diye askere giden gençlere

ÇİFT ÇORAP
Bu bölümde Güneydoğu’da görev yapan askeri birliklerden her hangi birinde bir timin yanında bulunan herkesin sevdiği, tim içerisinde maskot haline gelen bir köpeğin yaptıkları anlatılmaktadır Köpek dört ayağının patilerinin beyazlığı yüzünden çift çorap adını almıştır Köpek, herhangi bir eğitim almamasına rağmen birlikle beraber operasyona gider, operasyonlarda bir ciddiyet içerisinde askerlerin en önünde ve sessizce hareket ederdi Bir dereden geçmek gerektiğinde önce çift çorap geçer o kısa bir araştırmadan sonra en sığ yerini bulur, timler de onun geçtiği yerden giderdi Gece baskınlarına karşı nöbetçileri uyarır, yaptığı hareketlerle sanki tehlikenin yakınında olduğunu haber verirdi

YAĞMUR
Bu bölümde askeri birliklerin doğa şartlarında her türlü zorluğa rağmen vatanı uğruna nasıl mücadele ettikleri anlatılmaktadır Tim komutanı bu bölgede gece sağanak yağmur altında ve gecenin zifiri karanlığında birbirlerini kaybetmemek için sırt çantalarını tutarak patika yollardan nasıl ilerlediklerini, ayrıca ayağındaki bottan üzerindeki elbiseye, yağmur geçiren yağmurluğa, uzun süre taşındığında onlarca kilo gelen sırt çantasına ve G3 piyade tüfeğine rağmen vazifenin kutsallığını beyninde tasarlayıp ayaklarına uygulayarak görevlerini yerine getirmeleri anlatılmaktadır

TIRMANMA
Bu bölümde bir tim komutanının yağan sağanak yağmura rağmen zifiri karanlıkta verilen emir gereği yapmış olduğu görevi anlatmaktadır
Tim komutanı 5-6 saatlik mesafedeki bir tepede bulunan birliğe telsiz jeneratörlerini çalıştırabilmek için mazot ve orada bulunan personele erzak götürmekle görevlidir Birliğin önünde yürürken köy korucusu mazot tenekesini taşıyan eşek, erzak taşıyan katırlar bulunmaktadır Birliğini birerli kol halinde ve birbiri arkasından el yardımı ile ve sırt çantalarından tutunarak intikal ettirmeye çalışmaktadır İntikal esnasında eşek 20-30 mlik bir yardan aşağı yuvarlanır, eşek orada ölür Eşeğin taşıdığı mazot tenekelerini yardan yukarı orada hazır bulunan korucu ve erler tarafından sırtlanarak yukarı çıkartılması ve görev yerine götürülmesi anlatılmaktadır

ANIT
Kitapta hiçbir birliğin, karakolun, köyün, mezranın, kişilerin isim ve sıfatı verilmemektedir Bahse konu olan karakolda baskın esnasında bir er karakolun önünde bir kaya parçası üzerinde şehit olmuştur Birlik personeli o taşı oradan alarak altına başka taşlarla doldurup bir anıt haline getirmişler, üzerine kırmızı boyalarla Türk bayrağı şeklinde resim yapmışlardır Anıtı yapanda Erzurumlu dadaş bir askerdir Anıtı yaparken hiç konuşmamış, hep bir şeyler mırıldanmıştır Personelin moral ve motivasyonunu düzeltmek için anıt bir merasim töreniyle açılmıştır Açılış gününü takip eden birkaç gün içinde anıtı yapan, yaparken de hiç gülmeyen dadaşın bu anıtın yanında şehit düştüğü ve birlik komutanının bir daha hiç anıt yaptırmadığı anlatılmaktadır

GÖREV
Bu bölümde bir tim komutanının timini göreve hazırlarken nelere dikkat ettiği anlatılmaktadır Birlik komutanı birliğini motive edebilmek için en önde ve tüm zorluklara rağmen yağmur çamur, sıcak soğuk, gece gündüz demeden teçhizatını kuşanarak PKK’ya ve doğa şartlarına karşı verdiği mücadele anlatılmaktadır Birliğini hazırlarken personelin üzerindeki mataraların plastikten ses yapmayan malzemeden olmasına, personel üzerindeki künye, kimlik vb malzemelerin teröristlerin eline geçtiğinde aleyhimize kullanabileceği her hangi bir belgenin dahi olmaması gerektiğine dikkat ederek birliğe görev emrini verir ve ilk adımını attığında kaç kişiyle göreve çıkıp kaç kişiyle geri dönebileceğini düşünmekten kendisini alamadığı anlatılmaktadır

AYAKLAR
Bu bölümde bir askerin en önemli organının ayakları olduğu anlatılmaktadır Bütün operasyonlarda insanları taşıyan tek organdır Onlar için silahtan bile önemlidir Çünkü ayaklar olmasa hiçbir yere intikal edilemez, hiçbir intikalden de geri dönülemez Bu bölümde istihkak olarak dağıtılan askeri botların nedenli sorun yarattığı ince bir mizahla anlatılmaktadır Yabancı ülkelerde üretilen bazı botların nedenli sağlam oldukları, anti personel mayınlardan bile ayakları koruyabildiği, kendilerinde de bu vb teçhizatın olmasının faydalı olacağı anlatılmaktadır
MAYIN
Bu bölümde anlatılan, operasyon esnasında Kuzey Irak sınırındaki yamaç üzerinde birlik hareket halinde iken bir erin anti personel mayınına basarak ayağından yaralanması anlatılmaktadır Ayrıca yaralı askeri almaya gelen helikopter pilotunun yoğun ateşe maruz kalmasına rağmen bir kaya parçasının üzerine inmeye çalışması birlik komutanına yaralıyı almadan oradan havalanmayacağını, tim komutanı ve askerlerin yoğun ateşe karşı yaralı askeri helikoptere taşımaları , helikopterin mayınlı bölgede inecek yeri olmadığı için askeri kollarından sallayarak helikopterin içine atmaları ve yaralı askerin ayak parmaklarındaki tarak kemiğinden yaralanmasına rağmen damarlarında oluşan hava baloncuğunun kalbine ulaşması sonucu Şehit olması anlatılmaktadır

ÇATIŞMA
Bu bölümde yeri ve bölgesi belirtilmeyen bir yerde PKK’lı teröristler ile girilen bir çatışma anı anlatılmaktadır Bir tepede teröristlerle sıcak temas sağlanmış, teröristler birliklerin üzerine RPG-7 roketatar ve kalaşnikof tüfekleriyle ateş ettiği, Mehmetçikte ellerinde bulunan G-3 piyade tüfeği ile gelen ateşe karşılık verdiği, bu esnada F-16 uçakları ve COBRA helikopterlerinin bölgeye ulaştıklarının görüldüğü, F-16 uçakların attığı bombalar sıcak temasta çok yakında bulunan birliği de ses ve blanst etkisiyle etkilediği, hatta atılan bombadan sonra oluşan toz bulutunun mantar şeklini aldığını ve toz bulutunun dağılmasının yarım saat sürdüğünü bunun da teröristleri gözden kaçırmaya sebep olduğunu, bu esnada mevzide bulunan iki erin Kanas silahı ile ağır yaralandığını, bunları gören iki er onları geriye çekebilmek için sürünerek yaralı askerlerin bulunduğu tepeye ulaşmak istediği, teröristler tekrar Kanasla ateş ederek bu iki eri de vurduğu anlatılmaktadır
Ayrıca genç bir subay memleketine izine gider İzninin ikinci gününde eşiyle birlikte Ankara Kızılay meydanında dolaşan genç subay bir anda patlama sesiyle yere atlar Yattığı yerden bu sesin havan mı roket mi, havanın ve roketin ilk patlama anımı yoksa düştüğü anımı diye düşünürken baş ucunda dizleri üzerine çökük omuzundan kendisini şefkatle ve göz yaşları içinde kaldırmaya çalışan eşini görür ve o an patlamanın bir araba egzosunun sesi olduğunu anlar

TÖREN
Bir Tabur Komutanı’nın şehit olan bir askerinin cenazesini memleketine götürüp ailesine teslim etmesi için genç bir subaya emir vermesi ve bu subay’ın bu zor görevi kendisine vermemesi için tabur komutanını ikna etmeye çalışması, kendisini en ağır görevlere hatta tek başına operasyona bile gitmeye razı olduğunu söyler Ancak emri alır ve şehit er’in cenazesini alarak yola çıkar Bu görevin zor da olsa yerine getirildiği anlatılmaktadır

Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.