Psikoterapi Ve Uygulanış Yolları

Psikoterapi, ruhsal hastalıkların iyileştirilmelerinde psikolojik metodları kullanan tedavilere verilen genel bir isimdir Konuşma tedavisi olarak da bilinir Konuşma insan için beyin ve dış dünya arasında etkileşimi sağlayan son derece önemli bir araçtır Duygusal iletişim ve etkileşimle birlikte konuşma, büyüme ve gelişme sürecinde kişiliğimizin ana şekillendiricilerinden biridir
Klasik anlayış içerisinde psikoterapinin amacı, kişiliğimizde normal büyüme sürecinde eksik kalmış, tamamlanmamış parçaları bulmak, tamir etmek ve işe yaramaz durumda olanları değiştirmektir Bu açıdan psikoterapi süreci de bir çeşit büyüme ve gelişme sürecine benzerBu sebeple psikoterapi tıpkı bir çocuğun zihinsel, duygusal ve kişisel büyüme ve gelişmesinde olduğu gibi etkin bir araç olan konuşmayı duygusal etkileşimle birleştiren ve araç olarak kullanan bir tedavi türüdür
Nasıl Yapılır?
Psikoterapi türkçede konuşma tedavisi olarak adlandırılsa da sadece konuşmayı bir araç olarak kullanmaz Tedavici (psikoterapist ) ve hasta arasında kurulan etkileşim, bu etkileşim içinde gerçekleşen bilinçli ve bilinç dışı öğrenme tedavinin gerçekleşmesini sağlayan ana unsurdur Psikoterapi ruhsal hastalıkların iyileştirilmesinde psikolojik metodları kullanır Bu sebeple psikoterapi, birlikte yapılsa bile fizyolojik ve biyolojik müdahaleleri örneğin ilaç tedavisi, elektroşok tedavisi gibi tedavileri kapsamaz Hasta sorunlarına profesyonel bir destek almak amacıyla psikoterapiste başvurur Yaşadığı iç çatışmalar, bu çatışmalarla ilgili kaygılar, endişeler, tek başına çözemediği sorunlar terapist ile paylaşılır, insan insana etkileşim içerisinde profesyonel-objektif bir başka gözün varlığında çözüm yolları aranır, hayatı daha kaliteli, sağlıklı, mutlu geçirmek ve karşılaşılan ya da karşılaşılabilecek olaylara ve sorunlara daha pozitif, daha mantıklı yaklaşma ve bunlarla daha etkin başa çıkma yolları öğrenilir
Terapistin davranışları, konuşması, hastayı karşılama biçimi, vücut dili terapi sırasında hasta üzerinde olumlu ya da olumsuz etkiler yaratabilir Psikoterapide tedavici (psikoterapist) ile hasta arasında güven duygusu esastır Hasta kendisini terapi ortamında ve terapistiyle güvende ve rahat hissetmelidir Konuşulanlar gizli kalmalıdır Terapide hasta kendine başka bir pencereden bakma şansına sahiptir Terapist terapi süreci içerisinde tarafsız ve objektif olmalıdır Ancak terapi süreci içerisinde tarafsız ve objektif olmak demek hastadan uzak bir noktada durmak demek değildir Terapistin kendisini hastanın yerine koyması, onun gibi hissedip, düşünebilmesi hastayı anlamada kullanılan en önemli araçtır Buna empati adı verilir Empati, başka deyişle, terapistin hastanın yaşadıklarını kendisi de yaşıyormuşcasına hissedebilmesi, düşünebilmesidir Terapilerde kullanılan teknikler çeşitlilik gösterdiği gibi terapi süresi de yapılan terapiye göre değişir Bireysel terapiler örneğin 45 -50 dakika, aile terapileri 60 dakika, grup terapileri 90 dakika sürer Terapi seansları 10 ila 20 seans arasında değişir ancak her hasta için standart bir terapi seans sayısı yoktur
Kimler psikoterapi yapar?
Psikoterapiyi psikiyatristler, iyi eğitim almış ve klinik deneyimi olan psikologlar, sosyal hizmet uzmanları yapabilir Amerika Birleşik Devletlerinde sadece bu meslek mensupları değil eğitim almak koşuluyla avukatlar, rahipler, ev hanımları gibi psikiyatri profesyonelleri dışında kalan insanlar da yapabilir Ülkemizde bu alanda verilen hizmetleri düzenleyen bir yasa yoktur Bu boşluk terapi yapan insanların denetiminin yapılamaması sonucunu doğurmaktadır Özellikle ülkemizde psikiyatrist ve psikolog arasındaki farkın da bilinmemesi insan ruh sağlığı alanında son derece deneyimsiz bazan sahtekar olarak adlandırılabilecek insanların türemesine neden olmaktadır İnsanlar bir hekim (psikiyatrist) kontrolünden geçmeden ne olduğunu bilmediği terapi adı altında yapılan bir çeşit sohbet kabul edilebilecek uygulamalara yönelmekte ve bunlardan medet ummaktadır Oysa terapi adı altında yapılan görüşmeler bir takım ruhsal hastalıkların varlığında son derece olumsuz sonuçlanabilmekte en azından zaman kaybedilmesine neden olmaktadır Terapi yapılma gerekliliği (endikasyonu) mutlaka bir psikiyatrist tarafından belirlenmelidir Psikiyatristler terapötik görüşme teknikleri konusunda son derece deneyimli olsalar bile terapi yapmak istemeyebilirler Bunun nedeni çoğunlukla ekonomiktir Bu bir fizik tedavi doktorunun bir egzersiz programını kendisinin yapmaması ve bu hizmeti fizyoterapiste bırakmasına benzetilebilir
Psikiyatrist ve Psikolog Arasındaki Fark:
Psikiyatrist ya da psikiyatr, insan ruh sağlığı ve hastalıkları alanında uzmanlaşmış doktor ( hekim ) demektir Psikiyatrist ünvanı 6 yıllık tıp eğitiminin ardından 5 yılı aşkın bir süreyi kapsayan uzmanlık eğitimi sonrasında alınmaktadır Psikiyatri uzmanlık eğitimi çok yönlü ve kapsamlı bir eğitimdir İnsanın biyolojisinden psikolojisine, hastalıklarından tedavisine kadar pek çok bilginin işlendiği pratiğe döküldüğü bir eğitimdir
Psikolog örneğin Dil Tarih Coğrafya Fakültesinde 4 yıllık psikoloji bölümünde psikoloji eğitimi alan kişilere verilen genel addır İnsan ruh sağlığı ve hastalıkları alanında çalışabilmek için toplam psikolog 5 –6 yıl süren mastır ve doktora programlarına katılmak ve bir psikiyatri kliniğinde psikiyatrist kontrolünde hasta görmek zorundadırlar Klinik psikolog olmadan klinik psikoloji eğitim programlarına yakın mastır ve doktora programları sonrası başka eğitimler alarak psikoterapi yapabilme, testler uygulayabilme yetkinliğine ulaşan psikologlar olmasına karşın bu gruba dahil profesyonel sayısı son derece sınırlıdır Bu sebeple bir psikologa veya psikoterapist adı altında çalışan birine başvurduğunuzda eğitimi mutlaka sorulmalıdır