Kan Akrabalarımız | Makale

Kan Akrabalarımız

Yakın 1 gelecekte ciddi sonuçlara ulaşacak olan, kan bağlarıyla alakadar genetik çalışmaları bizleri epey değişik 1 yaşama doğru götürüyor Öylesine ki, günümüzün etnik ayrılıkları geleceğin saçmalıkları bi şekilde değerlendirilebilirler yepyeni Çağ´ın bu kritik adımı, İnsanlığın karartılmak istenen ufkunu aydınlatabilir; şimdiden oturup neleri doğru zannettiğimizi ve kimlerin çıkarlarına köle olduğumuzu dikkatle düşünmeliyiz;

Linguistik ve Arkeolojik araştırma sonuçları, bilimin gittikçe daha epey dallara ayrılmasını gerektiriyor, bilimin bunu pek istediği söylenemezse de akademik görüş bu doğrultudadır sebebi reddedilemez hadiseler gözardı edilememektedir Bu olayların 1 grubu, insanlığın kökeninin ne olduğu, gezegene nasıl yayıldığı ve konuşulan dillerin anasının bilinmezliği ve şu an de kan bilgileridir Antik kültürlerle alakadar kuramların ve tartışmaların özünü oluşturan toplumsal göçler araştırılırken, o toplumların kan bağlarının türleri ve uygunluğu bundan sonra doğal bilimcilerin merakını uyandırmakta Bizler DNA evreninde yaşıyoruz ve hakikat tarihimizin silinmez ve değişmez genlerimizin kalıplarında saklı olduğunu biliyoruz; bu teknolojik çağda, geçmişimizi okuyabilecek ve bedenimizin kimyasal yapısını çözümleyebilecek düzeydeyiz Şöyle ya da böyle, bu epey eski yanıtlar yani kökenimizle alakadar veri bizimle beraberdir Buna 1 "gen havuzu" diyebiliriz ve geçmişe giderek ırak zamanları tekrardan inşa edebiliriz Buradaki grafikte sunulan kaçınılmaz hadiseler dizisi, alışılmış bilimcilerin düşüncesi değildir fakat 1 meydan okuma ya da 1 değişim de değildir

Fenike´den Baltık Denizi´ne uzanan akrabalık

Antik kültürler ve dillerle alakadar kuramlara dönerek sorulara başlayalım; grafiğe bakın; ağaç gibi ayrılan dallar bize insanın Afrika´dan başlayarak doğuya ve batıya doğru dallara ayrıldığını ve kuzeye doğru nasıl gelişerek dünyaya yayıldığını gösteriyorlar Gerçekten de bu uygunluk, topografik bilgiyle beraber incelenirse Alpler´den, Asya Dağları´na uzanan uyumluluğu antik çağların doğal vakit engeline rağmen dikkat çekicidir Yayılmanın yönü, temelde Antik Amber Yolu´na çapraz bi şekilde Karadeniz´in düz yaylalarına, sonraları Baltık Denizi´ne, oradan da bütün yönleredir Baltık dillerinin eski Indo-Avrupa dilleriyle olan ilişkisi bu uyumu onaylar "Balt" sözcüğü Latvianca´da "beyaz" demektir; eski Balt kayıtları Fenikece´dir ve "Ba´al" sözcüğünden yanlış bi şekilde geçmiştir Burada esas bi şekilde kuzeyin ırk dışı ak derililerini ve onların siyah derili güneydeki komşularını görebiliriz Eksen, Afrika´dan Karadeniz´e ve Baltık Denizi´ne (beyazlar denizine) giderek, oradan Araplar´a geçerek kan ailelerini oluşturur Ve böylelikle beyazlarla, Afrika ırklarının karışımını görürüz (İncil´deki İbrahim ve ikinci karısının öyküsünü araştırabilirsiniz)

İbraniler, Mısırlıydılar;

Orient bilimciler ve Egyptolog´lar gelecekte kan bağlarını göz önüne alırken özellikle Mısır ve İbrani gruplarıyla ilgilenmek zorundadırlar, Firavunların ve İbranilerin linguistik, arkeolojik, dinsel ve etnik kökenlerinin bütün geçmişi aydınlatacak kadar kritik oldukları görülecektir Bu 2 ırkın ortak 1 kan kökeninde birleştikleri ve onların coğrafi kökeninin Kuzey Avrasya´ya geniş bi şekilde yayıldıkları ve de Latvianlarla, komşularıyla 1 dil birliği içine girdikleri belirlenmiştir Bunu kanıtlayan diller yani Mısır, İbrani dilleriyle, Sanskritçe ya da Tochar dili arasındaki ilişki Kurgan bağlantısında görülebilir Kan bağları araştırmaları henüz başlangıç düzeyindedir fakat hızla gelişmekte ve şaşırtıcı sonuçlara ulaşmaktadır Ve beklentiler daha da şaşırtıcı üstelik şok edici olacaktır Çünkü etnik kan davalarını sürdüren birçok millet 1 gün ve belki de epey yakında eşdeğer kan bağı içinde bulundukları insanları öldürdüklerini öğreneceklerdir Ve üstelik epey daha ötede, etnik ayrım budalalığı farkedilecektir Şimdi diğer konumuza yani kan bağlarından sonraları kan gruplarına 1 göz atarak entresan 1 iddiayı daha dinleyelim;

Kan gizemine doğru; Maymundan gelmedik fakat Darwin´in Evrim Kuramı, bundan sonra tartışılmaktan ötelerde neredeyse reddedilecek gibi fakat esas kavramların ve verilerin epey kuvvetli olması nedeniyle çağdaş bilim henüz pek taraftar görünmüyor Darwin´i 1 yana bırakırsak, iyi bilindiği gibi insanımsı maymunların (şempanze ve goriller gibi) kromozomları insanlarınkine epey benzerler, farklar küçüktür; işte bu hadise bize 1 genetik bağın bulunup bulunmadığını sordurur İnsan kanıyla alakadar çalışmalara hematology denir Bu alanda kromozomlarla ilgilenilir ve kan grubu testleri yapılır Çoğumuz kan gruplarımızı ABO sistemiyle tanır ve biliriz A-pozitif, A-negatif, B-pozitif, B-negatif, O-pozitif, O-negatif, AB-pozitif, AB-negatif gibi (Buna Rhesus faktörü deriz) AB grubundakiler yalnız kendi gruplarına kan verebilirler A ve B kan grupları farklıdırlar şayet anne ve baba A ve B ya da B ve A kan grubundaysalar, çocuk A, B, AB ya da O kan grubundan mümkün Reddedilen veya tartışılan 1 kurama göre, O kan grubu köken gruptur, insanımsı maymunlarda O kan grubu epey az ya da asla yoktur ve AB kan grubu asla yoktur İnsanımsı maymunlarla yapılan 28 laboratuar çalışması şempanzelerin A kan grubundan olduğunu, O grubun hemen asla olmadığını fakat hiç B grubu bulunmadığını göstermiştir AB kan grubu insanımsı maymunlarda asla yoktur Buna karşın insanda A, B kan grupları AB bi şekilde görülür Önemli fark ya da ispat budur; Darwin, "Türlerin Kökeni" nde; "Büyük olasılıkla Afrika´da şu an nesli tükenmiş maymunlar yaşıyordu, gorillere ve şempanzelere yakındılar; bu 2 çeşit insana en yakın türler mümkünler ve belki de Bizim Afrika´da yaşamış olan epey eski kuşaklarımız mümkünler" Philip Van Doren Stern, insanın atası olan "Australophithecines" ın Afrika´nın doğusunda ve batısında şu an goril ve şampanzelerin yaşadığı yerlerde çağlar boyu yaşadığını belirtmektedir A ve B gibi yani Adem ve Havva, acaba 2 değişik türün simgesi mümkünler mi? İkisinin birleşimi insanı yaratmış olduğuna göre, niçin olmasın? Gizemin çözümü epey yalın olabilir;