İncecikten Bir Kar Yağar Makale |
10-24-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
İncecikten Bir Kar Yağar Makaleİncecikten bir kar yağar makale Halk edebiyatının usta nefesi Karacaoğlan’ın o ünlü şiirini bilmeyeniniz, hatırlamayanınız var mıdır? Özellikle de ilahi formunda bestelenmiş ve hele hele Münip Utandı tarafından seslendirilmişse insanı yasemin fırtınalarının içine fırlatır atar bu doğurgan mısralar: İncecikten bir kar yağar Tozar Elif Elif diye, Deli gönül abdal olmuş Gezer Elif Elif diye *** Elif’in uğru nakışlı, Yavru balaban bakışlı, Yayla çiçeği kokuşlu, Kokar Elif Elif diye Ne var ki, ben de sizler gibi bu şiirin başında yer alan “incecik” kelimesini karın “incecikten” yağması şeklinde anlamış, bir başka deyişle karın bulgur gibi ‘ince ince’ yağdığını hayal etmişimdir Oysa işin aslı hiç de bildiğimiz gibi değilmiş Nasılmış peki?, diye sorduğunuzu duyar gibi oluyorum Anlatayım izninizle… Deneme ustası Salâh Birsel, 28 Mayıs 1954 tarihli günlüğüne şu ilginç satırları düşmüş: Kapıdere’den sonra 58 kilometre otobüs yolculuğu Yolların ne kadar bozuk olduğunu anlatmak için şunu söyleyeyim: bir insanın yaya olarak 12 saatte varabileceği Elbistan’a biz otobüsle tam 4 saatte geldik (…) Yanımda, yere bağdaş kurmuş bir Afşar delikanlısı, İncecik’in Elbistan köylerinden biri olduğunu, İncecik’li kızlardan çoğunun Elif diye anıldığını söylüyor “Karac’oğlan, diyor, bu dolaylarda uzun boylu kalmıştır Karac’oğlanın şiirindeki İncecik sözcüğünün bir köy adı oluşunu öğrenişim beni ona daha da ısındırıyor Şiiri, yeniden, içimden, hem de içercesine, içimden içercesine okuyorum Yukarıdaki satırları okumadan önce şiirde geçen “incecik”in bir sıfat değil, Maraş’ın Elbistan ilçesine bağlı merkez köylerinden biri olduğu kırk yıl düşünsem aklıma gelmezdi Ancak Maraşlı dostlarımın yardımlarıyla araştırdım, hakikaten doğru çıktı Dahası, İncecik köyünün öğretmeni Hüseyin Yılmaz’la 27 Ocak 2008’de yaptığım telefon konuşması da Salâh Birsel’in 54 yıl önce o “Afşar delikanlısı”ndan işittiklerinin doğruluğunu ortaya koyuyordu İncecik köyü dağın üst yamacındaymış ve Elbistan’da ilk kar İncecik köyüne yağarmış Karacaoğlan da İncecik’ten bir Elif’e sevdalanınca köyün civarından ayrılmaz olmuş Derken kış bastırmış ve kar yağmaya başlamış Kar “İncecik”teki sevdalısının üzerinden geçerek geldiği için rüzgârın da etkisiyle “Elif Elif diye toz”uyor ve nihayet Karacaoğlan’ın başına düşüyormuş Biliyorum, alışmak biraz zor olacak ve zaman alacak ama şahsen Karacaoğlan’ın şiirini bu yeni anlam kümesiyle birlikte yeniden okumaya, onu ağır ağır içime sindirmeye çalışıyorum şu günlerde Ve düşünüyorum: Bildiğimizden bu denli emin olduğumuz bir konuda bile böylesine yayan kalabiliyorsak, emin olmadıklarımız ne haldedir, kim bilir? (Mustafa Armağan) |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|