|  | Oyunun Adı Sabahattin Ali |  | 
|  10-24-2012 | #1 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Oyunun Adı Sabahattin AliOyunun Adı Sabahattin Ali Oyunun Adı: Sabahattin Ali Yazan: Tuncer Cücenoğlu SABAHATTİN ALİ - (Sanki bir gazeteciyle söyleşir gibi) Evlendiklerinde babam otuz, annem ondört yaşındaymış   Yani babam annemden onaltı yaş daha büyükmüş   Ailenin ilk erkek çocuğu olarak Eğridere’de doğmuşum   Çocuklara verilen adlar genellikle babaların siyasal eğilimlerini belirleyecek ipuçlarını da taşır içlerinde    Adımı neden Sabahattin koymuş babam, biliyor musunuz? Çünkü babam Prens Sabahattin’in düşüncelerine değer veren bir adamdı    Onunla tanışmak onuruna sahip olduğunu söylerdi hep    Diğer erkek kardeşimin adı da Fikret’tir    O da babamın hayranlık duyduğu şair Tevfik Fikret’ten almıştır adını   Yani babam edebiyatı seven, özgür düşünceli bir subaydı   Jön Türkleri tutardı    O günün deyimiyle “Hürriyetçi”ydi   Tevfik Fikret’in şiirlerini, özellikle “Sis” i ezbere bilir, her yerde okurdu   (Babası gibi ) Sarmış yine ufuklarını bir inatçı duman, Bir ak karanlıktır gittikçe artan   Baskısı altında silinmiş gibi cisimler, Bir tozlu yoğunluktan oluşmuş gibi resimler, Bir tozlu ve ürkünç yoğunluk ki bakışlar Dikkatle giremez derinliğine, korkar! Sana layık bu derin, karanlık örtü, Layık bu örtünme sana, ey zulümler mülkü!    Ey zulümler alanı, evet ey parlak sahne       Ey sonu gelmeyen kuyruklu yalan, Ey mahkemelerden durmadan sürülen hak; Ey kuruntu ve kuşkuyla duygusunu yitiren, Vicdanlara kadar uzanan meraklı kulak; Ey dinlenme korkusuyla kilitlenmiş ağızlar     Erdem ve utancın unutulmuş yüzü     Korku yüküyle iki büklüm gezmeye alışmış koca ünlü toplum     Ey önüne eğilmiş baş   Alnı pak ama iğrenç   Ey kimsesiz başıboş çocuklar İkiyüzlü gülüşler Örtün evet ey facia    Örtün evet ey kent; Örtün ve sonsuza dek uyu” Serveti Fünun, Şahbal ve İçtihat gibi dergileri okurdu babam    İlkokula gitmeden bir yıl önce bana okuma yazmayı öğrettiğinden beri, o dergilerin hemen bütün sayılarını biriktirdiğini görmüşümdür kitaplığında    Müzikle de ilgilenirdi    Mandolin ve flüt çalardı  Çok yönlü bir adamdı anlayacağınız    Annem Hüsniye güzel ve gösterişli bir kadındı   Giyimine düşkündü, süslenmeyi severdi   Roman okurdu durmadan    Ama kavga ederdi babamla hep    Babama güler yüz göstermezdi hiç    Nedenini anlayamadığım bir saldırganlık içindeydi babama karşı   Sürekli olay çıkartırdı evde    Küçük kardeşim Fikret’i benden daha çok severdi    Şımartırdı onu | 
|   | 
|  | 
|  | Oyunun Adı Sabahattin Ali |  | 
|  10-24-2012 | #2 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Oyunun Adı Sabahattin AliYedi yaşıma basınca İstanbul’da ilkokula başladım   Ama ailem Çanakkale’ye gidince öğrenimim orada sürdü    Çanakkale’de boğazda bir ev kiralamıştı babam    Ancak Birinci Dünya Savaşı nedeniyle okul ansızın kapanıverdi   Çünkü öğretmen kalmamıştı okulda   Pek uzun sürmedi bu durum, öbür subayların da yardımıyla yeniden açıldı okul  Subaylar öğretmenlikleri paylaşmışlardı    Okuldaki Türkçe dersini de babam veriyordu  Babam her gece bir duble rakısını içer sonra yatağına yollanırken “Ben yatmaya gidiyorum Sabahattin” derdi kulağıma sessizce    “Annenin gene heyheyleri üstünde    ” Gider yatardı    Annem ve Fikret de erken yatarlardı    Ben evimizin balkonuna çıkar saatlerce oturur, boğazdaki duran ya da çok az sayıda da olsa geçmekte olan gemileri izlerdim hep    Bir gece gene herkes uykuya çekildiğinde yatağımdan kalktım balkona çıktım   İstanbul’a gidişi engellemek için ağızlarını boğaza bir yumruk gibi çeviren toplar gene öylece durmaktaydılar    Bir karaltı gibiydi toplar   Bizim güvenliğimizi koruduklarını söylerdi babam ama gene de korkutucuydular    Ben ay ışığının altında beklemekte olan gemileri izlemeyi seçerdim daha çok   Gene öyle yaptım   O gemilerden birine bindiğimi ve çok uzaklara gittiğimi düşlüyordum    Ama nedense bu tek başıma gidişe gönlüm razı olmuyor, babamın da benimle gelmesi gerektiğini düşünerek zenginleştiriyordum düşlerimi    Ama annemi asla istemiyorum yanımızda! Çünkü babamla hep kavga ediyor   Fikret’i de istemiyorum  Fikret annemle kalsın    Çünkü annem Fikret’i benden daha çok seviyor    Birden yanımda Fikret’i gördüm    Herhalde onu da uyku tutmamıştı    “Ben de durayım mı yanında” dedi   “Peki” dedim    Sessizce oturdu yanıma    Nefesini alıp verirken bile dikkatliydi    Düşlerimin bozulmasına kızdığımı bilirdi    Benimle birlikte o da izliyordu gemileri     (Birden aydınlanmaya başlar her yer   Arkasından kararır    Sonra ıslık sesi gibi sesler    Daha sonra silah ve bomba sesleri    Sanki yaşamaktadır anlattıklarını   ) Fikret hemen sarıldı elime    Nasıl da titriyor zavallıcık    Korkuyla açılmış gözleri    | 
|   | 
|  | 
|  | Oyunun Adı Sabahattin Ali |  | 
|  10-24-2012 | #3 | 
| 
Prof. Dr. Sinsi
 |   Oyunun Adı Sabahattin AliAnlamaya çalışıyor gibiydi olanları    Ben de ona sarılıyorum    Öylece kaldık    Eylemsiz, bekliyoruz    Gemilerin yanına yöresine bombalar düşmeye başladı    Denize düşen bombaların ardından, denizden beyaz minare gibi su sütunları yükseliyor gökyüzüne    Gemiler kaçmaya çalışıyor    Bir gemi isabet aldı! (Birden bir uğultu kopar gökyüzünden   ) Uçaklar geliyor    Aman allahım babam nerde? Neden gelip de kurtarmıyor bizi? İsabet alan gemiden insanlar atlıyor denize    Sahile yüzerek kurtarmaya çalışıyorlar kendilerini    Fikret iyice sarılmış bana    Yalnızca titriyor    Buna titreme denmez aslında    Zangır zangır sallanıyor    Önce babam, ardından annem geldi koşarak yanımıza    Annem Fikret’i yakaladı elinden    Babam da beni    Kucaklarına aldılar bizi    Sokağa çıkıyoruz    İnsanlar kaçışıyor yaylı arabalara binerek    Kenti terk ediyorlar    Bir yaylıya da biz biniyoruz    Annem gene babamı suçluyor: “Battaniyeleri unuttun!” Babam hiçbir şey söylemeden yeniden dönüyor eve    Biraz sonra elinde battaniyelerle geliyor    Çılgın gibi kaçışan insanlarla birlikte kentten epeyce uzaklaşıyoruz    Artık sesler çok uzaklardan geliyor    Biraz sonra da duyulmaz oluyor sesler    Fikret: “Ü     ü     üü    şü    yo    rum   ” diyor anneme    İşte o gece kekeme oldu Fikret     Babam da birkaç ay sonra istifa etti    Çünkü kalp hastasıydı artık    Annemin histeri krizleri de iyice artmıştı    İçlerinde en sağlamı bendim    Babam bir gün: “Artık bu koşullarda bu kentte kalamayız   Bu bombardımanın durması mümkün değil    İzmir’e gidiyoruz   ” dedi  | 
|   | 
|  | 
| Konu Araçları | Bu Konuda Ara | 
| Görünüm Modları | |
|  |