Çanakkale Savaşı Ve Memleketin Durumu

Eski 10-24-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Çanakkale Savaşı Ve Memleketin Durumu




Çanakkale Savaşı Memleketin Durumu

I Dünya Savaşı Osmanlı'nın istemeden de olsa girdiği büyük bir savaştır İtilaf Devletlerini oluşturan İngiltere, Rusya gibi ülkelerle Almanya'nın sanayi devriminden sonra hızlanan büyüme ve kaynak bulma arayışının bir sonucu olan bu savaşta tüm gözler Osmanlı'nın üzerine dikilmiş paylaşılma ümidiyle hayaller kurulmuştur

Çok kötü bir ekonomi ve henüz yeni çıktığı Balkan savaşının verdiği yorgunlukla acz içinde yönetilen ülkenin kendini bu savaşın içinde bulması çok da zor olmadı

• IBÖLÜM " SAVAŞTAN ÖNCEKİ DURUM "

1) MEMLEKETİN GENEL DURUMU

1914'lü yıllarda Osmanlı, Avrupalıların deyimiyle Doğunun " Hasta Adam" yorgun ve halsizdi 1 Dünya Savaşı'na girecek durumda değildi Daha yeni çıktığı Balkan Savaşının yaralarını saracak zaman bile bulamamıştı 1911 Trablusgarp ve 1913 Balkan muharebeleri yenilgileri Osmanlı'nın adeta belini bükmüş ve kendisine gelmesi çok zor olan bir süreç içerisine girmesine neden olmuştur

Genç Türklerin iktidara geldiği 5 yıl içinde büyük toprak kayıplarına uğramıştı örneğin; " Bulgaristan bağımsızlaşmış, Selanik, Girit, Ege Adaları Yunanistan'a kaptırılmıştı İtalya Trablusgarb'ı ve Oniki Ada'yı ele geçirmiş; İngiltere Mısır üzerine protektora ilanının ardından Kıbrıs'ı ilhak etmişti "

En değerli ordularını bozgunda kaybetmiş; kucak dolusu paralar ödenerek dışarıdan satın alınmış silah top cephane ne varsa onlarda ekim ve kasım ayının çamurlu, yolsuz Rumeli topraklarında düşmana terkedilmişti Koca imparatorluk çağın, sanayi devriminin, bilim ve teknolojinin çok gerilerinde kalmış: zengin Avrupalıların kapitülasyon denen ekonomik ve mali boyunduruğu altında ezikti

Ülkede ne sanayi denebilecek bir tesis, ne de tam anlamıyla yapılan bir tarım vardı Gaz yağından iğnesine, silahından mermisine her şey için dışa bağımlı olan memlekete ne düzgün bir yol,ne bir liman, ne de fabrika vardı İhmale uğramış insanları fakir ve okutulmamış, devlet yönetimi çürümüş hazinesi tamtakır olmuştu Çürümüş ,hazinesi tamtakır olmuştur " Bir yıl öncesinden beri Alman askeri Türk ordusunda geniş ıslahat yapmış fakat Balkanlar'daki yenilgiler büyük zarar getirmişti

Bir çok bölgelerde asker aylardan beri maaşını alamamış, orduda moral kalmamıştı Donanmada mutsuz ve demode bir haldeydi Çanakkale'deki Garnizon perişandı Silahları ise çağdışı idi

2) HÜKÜMETİN GENEL DURUMU

Siyasal durum ise tam bir karmaşa idi " İttihat ve Terakki Cemiyeti'ne bağlı olan Genç Türkler, 1909'da padişahı tahtan indirerek pek çok çevrede özellikle aydın çevrede tam bir destek kazanmıştı" Ama 5 yıllık savaş ve iç bunalımlar gereğinden de fazlaydı İmparatorluğun derme-çatma hükümeti bir başka hükümeti iş başına getirerek kuvvetlenmek, durumu düzeltmek imkanı kaçırmış; Genç Türklerin enerjileri kendi başlarını kurtarmanın umutsuz ve yalın mücadelesinde tükenmişti

Artık ne demokratik seçimlerden, ne özgürlükten, ne bütün ırkların eşitliğinden ne de hilal altında birleşmeden bahseden yoktu

Mali yönden hükümet iflas etmiş: ahlak yönünden eski zorbalık ve irtikap günlerine geri dönülmüştü

"Bağdat ve Kudüs gibi dış eyaletlerde mahalli idareler korkutucu bir durumdaydı Her an herhangi bir aşiretin bağımsızlığını ilan etmesi mümkündü"

Durum böyle olunca yani istikrarsız politikalar ardı arkasına uygulamaya devam edince İttihat ve Terakki yönetimi de gittikçe halkın gözünden düşmektedir Çünkü politik durum tam bir keşmekeşti İttihat ve Terakki'nin iktidara gelişi ile Sultan Abdülhamit'in tahtan indirilmesi önceleri dünyanın her yerinde olduğu gibi memleket içindeki çıkarcı çevrelerde iyimserlikle karşılanmıştır Ancak aradan geçen beş yıl zarfında olup bitenler İttihat ve Terakki'ye oldukça sarsmıştır

" Jön Türkler'in mücadeleleri politik bir kavga haline gelmiştir Artık ilk günlerin parlak sözlerinden, serbest seçimlerden, daha öncede belirttiğimiz gibi imparatorluğu meydana getiren çeşitli din ve milliyetteki unsurların eşitliğinden bahseden yoktu"

MUHALEFET

" İlk yıllarda muhalefet hemen hep Ayan Meclisi'nde görülmekte olup, bu yolda en ileri giden "Ahmet Rıza"dır Mebuslar ise İttihat ve Terakki'den olmaları dolayısı ile başlangıçta pek sessiz duracaklar ve sonlara doğru kınayıcı olmaya başlayacaklardır

II BÖLÜM "I GENEL SAVAŞIN BAŞLAMASI"

• 1) SAVAŞ SIRASINDA OSMANLI HÜKÜMETİNİN İZLEDİĞİ POLİTİKALAR

Dünya kaçınılmaz bir paylaşım savaşına doğru yönelirken, Osmanlı İmparatorluğu da bu savaşın yanında sessiz yada başka bir değimle tarafsız kalmayacağını fark etmişti Çünkü taraflardan hangisi kazanırsa kazansın Osmanlı İmparatorluğu'nun yeniden paylaşımı kaçınılmaz bir şekilde ortaya konacaktı Bu durumda yapılabilecek en doğru hareket "ölünecekse savaşarak ölmek" sözünde özetlenebilirdi Bu da yandaş aramak onunla birlikte savaşa girmek demekti

Halk ve İttihatçı üyeler Osmanlı'nın IDünya Savaşı gibi diğer bir savaşa girmesi taraftarları değillerdi Bu arada alman Ordusu üyeleri askerimizi eğitmeye başlamışlardı

İttihatçılar Almanya yerine İngiltere ve Fransa'ya yakınlık duyuyorlardı Almanya sadece Enver Paşa ve diğer subaylara yakın geliyordu Çünkü, Almanya'da eğitim görmüşlerdi Almanlar da ittifakda çok istekliydi

"İngiltere'nin parası vardı Denizlere hakimdi Fransa ve Rusya onunla beraberdi Ancak İngilizler bizimle ittifak konusunda istekli değillerdi Çünkü Genç Devrimcilerin hükümetini ciddiye almıyorlar, onların her an düşürülebileceklerinden korkuyorlardı Genç Türkler Londra'ya Türk-İngiliz anlaşma teklifiyle geldiklerinde bu sebeple atlatıldılar"

Görüleceği üzere İngiltere, Genç Türkler'in iktidarına güvenmiyor ve onlarla ittifak yapma teklifini reddediyordu Ancak durum böyle olmasına karşılık Osmanlı üyelerinden Hakkı Paşa, İngiltere ile problemli konuları halletmek ve ittifaka zemin hazırlamak amacıyla Londra'ya gönderilmiştir

Müzakerelerde " Basra Körfezi ve Güney Arabistan'da karşılıklı nüfuz bölgeleri belirlenmiştir Fırat ve Dicle nehir taşımacılığı imtiyazı İngiliz şirketlere verildiği gibi Bağdat ve Basra mahalli tren inşa imtiyazı da İngilizler'e bırakılmıştır Bunlara karşılık İngiltere iktisadi kapitülasyonlardan-diğer devletler de onaylarsa- vazgeçmeyi ve Bağdat demiryolunun Basra'ya uzatılmasına itirazını geri alacaktı"

Diğer yandan Balkan savaşları sırasında edinilen borçların tasfiyesi ve yeni borçlar için Maliye Nazırı Cavit Bey, Fransa'da faaliyettedir Fransa da tıpkı İngiltere gibi borç yanında kapitülasyonlardan vazgeçmeye ancak diğerleri vazgeçerse razı olacağını belirtmiştir

"Son bir çare olarak 1914 Mayıs'ında Rus Çarı yaz tatili için Kırım'a geldiğinde Talat Paşa ziyaretine giderek ittifak teklifinde bulunmuştur"

Rusya'nın o dönemdeki askeri gücünden bahsetmek gerekirse ordusunun çok güçlü ve disiplinli olduğunu söylemek yerinde olacaktır Ancak sanayii beklenmedik bir süre alan siper savaşı için gerekli olan bolca cephaneyi ve ağır obüs toplarını yeter ölçü ve zamanda yetiştirecek derecede gelişmemişti Bu bakımdan ise İngiltere ve Fransa geri durumdaydılar Bunun yanında Rusya'nın en işlek liman ve demiryolları Karadeniz ve Baltık Denizi'ndeydi Bu Rusya'nın birinci yoluydu Bu yolu açıp kapamak Türkiye'nin elindeydi

" Bu yol açık olsa hem Rusya demiryollarının cephe hizmeti dolayısıyla kuzeye, Petrograd'a yeter ölçüde taşıyamadıkları Ukrayna buğdayını ihraç edip döviz sıkıntısını hafifletir ve Amerika'dan aldığı silah ve cephane ile sonsuz kalabalıklarını yeni savaş kurallarına göre donatabilirdi"

Osmanlı Hükümeti için boğazları kapalı tutmak gerekli bir siyasaydı Seferberlik de zorunluydu İttihat ve Terakki büyüklerinde ne diplomasi, ne yönetim, ne de genel siyasa bakımından bir iktidar yoktu

Bunu 5 yıl boyunca ( 1909-1914), imparatorluğu öncekileri çok aşan sonsuz ayaklanmalar içinde bunaldıktan sonra kendi istekleriyle savaşa girmiş; onu alabildiğince kötü yönetmiş, yenilince Almanya'ya kaçmış ; orada da rahat durmayıp Anadolu'nun milli mücadelesine binbir güçlük çıkarıp onu baltalamaya çalışmış olmakla göstermişlerdir Yetenekli oldukları tek yön komitecilikti Bu gibi kimselerin yerinde gerçek devlet adamları bulunsaydı Boğazlar kapalı olarak uzun bir süre geçirilebilirdi "Osmanlı'nın savaşa katıldığı Ekim 1914'te karşı taraf Boğazlar'ı açmamız için baskıda bulunmaya başlamıştı"Ancak ne ilginçtir ki savaş sırasında Boğazlar'ı açma konusunda aceleci davranmışızdır

"1914 sonlarında İngiltere'de Çanakkale saldırısı düşünüldüğü sırada esas amaç Rusya ile kolay ve verimli bir yoldan bağlantı kurmak olmayıp Osmanlı'yı en can alacak noktasından tehdit ederek onun Mısır'a kuvvet göndermesini ve daha sonra da Sarıkamış vuruşmaları sırasında Rusya'ya aşırı baskı yapmasını önlemekti Buna göre Osmanlı'ya karşı Boğazlar'dan geçit vermesi için baskı ancak 1915 başında veya yazında başlayabilir ve diplomasi kuralları gereğince nota alıp vermeleriyle daha birkaç ay kazanabilirdi"

Hele savaşa kendimiz değil, 3 düşman devlet başlamış olurdu ki bunun "kıyılanlar" dünyasında önemi büyük olurdu İngiltere Hükümeti de bundan çekiniyordu Bu yol tutulacağına Talat, Enver, Cemal takımı İslam alemini ayaklandırmak "Turanı kurtarmak ve buna benzer hayallerle savaşa katılmaya kararlı idiler Bu anılan üçlüden en hırslı ve bilinçsizi Enver Paşa idi Ordu ve donanmayı gitgide daha büyük ölçüde Almanlar'ın eline vermişti ve bunlar Üçlü Anlaşma devletleriyle aramızdaki gerginliği arttırmak ve Osmanlı subayları arasında savaşa katılma isteğini yaratmak ve arttırmak için her ne olanaklı idiyse onu yapıyorlardı Enver Paşa'nın düşüncesine göre Almanlar, savaş çıkacak olursa Osmanlılar aleyhine genişlemeye kalkışacaklardı Özellikle hala Ermeni terörizminin ve kışkırtmacılığının sürdürüldüğü doğuda bu kesindi Rusya ise üçlü anlaşma içinde olduğundan İngiltere ve Fransa'dan yardım beklemek güç olacaktı Diğer yandan Almanya'nın Ortadoğu'da toprak sorunu yoktu "Almanya'nın stratejik çıkarları Ruslar'ın daha fazla ilerlemesini önlemekte yatıyordu Müttefiki Avusturya uzun süredir Osmanlı topraklarına göz dikmişse de Bosna ve Hersek'i almakla karşısına çıkan azınlık sorunlarını topraklarına yeni İslav toprakları katarak arttırmak istemeyecekti Enver Paşa'nın düşüncesine göre Alman taraftarı olmak Osmanlı çıkarları arasında çok daha önemliydi Çünkü eğer Osmanlı , Almanya yanında savaşa katılacak olursa Rusya'nın içinde olduğu itilaf grubu Balkanlar'daki ilerleyişine bir son verecekti Ayrıca o günkü şartlar göz önüne alınacak olursa Osmanlı'nın Almanya'dan başka yandaşlara da ihtiyacı vardı Bunlardan Bulgaristan ile ittifak gayretindeydi

" Osmanlı'nın savaşa girmesinden önceki 4 ay içinde dış politika tek gayreti Bulgaristan'ı ittifaka çekebilmek için Talat Bey ve Halil Bey , Sofya'ya giderek Bulgar yetkilileriyle gerekli temasları yapmışlardı Bulgar'lar ise Bulgaristan'daki Rus yanlılarının karşı hareketinden korkuyorlardı Bu arada kuzey komşuları olan Romanya'nın da Alman yandaşları arasında olmasını istiyorlardı Böylece kuzey sınırı güvence altına alabileceklerini hesaplıyorlardı Bunu sağlayabilmek için Talat Bey'le Halil Bey Romanya'ya gittiler Romenler tarafsızlık garantisi verdiler" Bu anlaşmayla kuzey sınırımız güvence altına alınmış; en azından muhalif ülkeden kurtulmuş oluyorduk

Şimdi en önemli sorun Almanya ile yapılacak ittifakın şartları ve uygunluğu konusuydu Almanya ile bağlantılardan sadece Enver Paşa ve Sadrazam Halim Paşa haberdardı Bu da padişahın iktidarının ne kadar zayıfladığının bir göstergesi idi Sonunda anlaşma yapılmaya karar verildi " Anlaşma, Avrupa'da savaş başladıktan sonra 2 Ağustos 1915'de imzalandı"

"Cemal Paşa anılarında Almanya ile akdin savaştan önce yapıldığını söyler İttifak muahidesini hazırlayanlar Sadrazam Said Halim, Harbiye Nazırı Enver Paşa , Dahiliye Nazırı Talat ve Meclis-i Mebusan reisi Halil Bey'lerdir Cemal Paşa henüz Fransız yanlısı olduğu için kendisine haber verilmemiştir"

Evet anlaşma görüldüğü gibi taraftar olan yani Alman yanlısı olan kimselerin isteği sonucunda imza edildi Anlaşma bazı maddeleri içeriyordu

Buna göre 28 Temmuz'da Sırbistan'a savaş ilan eden Avusturya'ya Almanya'nın yardımı Rusya'ya karşı bir savaşa yol açarsa Osmanlılar Mihver Devletlerini desteklemek için müdahale edecekti Almanya da buna karşılık Osmanlı toprak bütünlüğünün korunmasına yardımcı olacaktı

Şimdi hükümet liderlerinin başlıca sorunları kamuoyuna ve toplantıda bulunduğu sürece anlaşmaların Mebuslar Meclisi'nce onaylanması gerektiği hükmüne karşın imzaladıkları anlaşmayla imparatorluğa yüklenen yükümlülüklerin nasıl yerine getirileceği idi Anlaşma hükümlerine yine dönecek olursak;

" Sait Halim Paşa Almanya'dan Ege Adaları ile Batı Trakya'yı istiyor;Yunanistan ile Bulgaristan'a başka yerlerden toprak ödünü verilmesini öneriyordu; Batı cephesindeki durgunluk ve Ruslar'ın doğudaki zaferleri Osmanlı barış yanlılarının durumlarını güçlendiriyor; Enver Paşa'yı ise köstekliyordu 7 Eylül'de kapitülasyonların kaldırılması özellikle itilaf devletlerinin ekonomik çıkarlarına büyük bir darbe indirilmesine sebep oluyordu Almanya ile imzalanan antlaşma, içerisinde ve hatta sarayda bazı duraksamalara yol açmışken, Enver Paşa bir Bakanlar Kurulu kararı almak gereğini bile duymadan hemen aynı gün seferberlik emrini vermiştir"

Hükümet de yine aynı gün Mebuslar Meclisi'nin kapatılması için padişahtan aldığı onayı yürürlüğe koymuş ve devlet borçlarının ödenmesinin ertelendiğini ilan etmiştir İstanbul'da bu gelişmeler olurken Alman Genel Kurmay Başkanı Moltke Dışişleri'ne gönderdiği yazıda;Türkiye'nin Rusya'ya derhal savaş ilan etmesini ister

Osmanlı Genel Kurmayı savaşın nasıl gelişeceğini hiç beklemeden Almanya'nın yanında yer almak için hazırlıklara başlarken, Alman Genel Kurmay'ı da Çarlık Rusyası'na ve Müslüman İngiliz sömürgelerine harekete geçmek olarak saptamıştı

Alman gemileri Çanakkale Boğazı'na doğru yol alırken Osmanlı hükümeti, İngiltere ve Fransa elçilerine, salt vatan topraklarını korumak amacıyla seferberlik ilan edildiğini söylemiş; Sırp hükümetine de savaşta yansız kalacağını bildirmişti

Daha önce de belirttiğimiz gibi Sultan Mehmet Reşat'ın bu anlaşmadan haberi yoktu Bu durum padişahlık makamının devre dışı bırakıldığını gösteriyordu

O dönemde iktidarda bulunan İttihat ve Terakki Partisi'nin öncü kadrosu, yapısı itibariyle silik ve sessiz bir kişiliğe sahip 72 yaşındaki ihtiyar padişah Mehmet Reşat'ı görüldüğü üzere bir kenara itmiş; dilediğince iş görmekteydi

Yine anlaşmada belirtildiği üzere " Osmanlı-Almanya- Avusturyalılar arasında 8 maddelik bu gizli anlaşmanın 2 maddesi gereğince Rusya'nın Almanya ve Avusturya ile savaşa girmesi halinde Osmanlı imparatorluğu da müttefiklerinin yanında Rusya'ya karşı savaşa girecekti Halbuki Rusya ile Almanya ve Osmanlı yönetiminin haberi olmadan Avusturya arasında savaş imzadan bir gün önce başlamıştı"

Bu anlaşma dahilince Osmanlı'nın savaş hazırlıklarını bitirene kadar tarafsızlığını koruması kararına varıldı ve anlaşma bütün dünyadan gizlendi

"Osmanlı hükümeti 2 Ağustos 1914 günü " silahlı tarafsız" lığını ilan etti ve ertesi günü yani 3 Ağustos'ta seferberlik uygulamasına başladı " İngiltere, Fransa ve Rusya, Osmanlı devletine tarafsız kalmasını, böylelikle toprak bütünlüğünün korunacağını garanti etmişlerdir Ancak Osmanlı bu sözlerin tutulmayacağını bildiği için pek aldırış etmemiştir

Hükümet , meclisin muhalefetini önlemek için kasıma kadar tatil ederken basına da sıkı bir sansür uygulamasına başlamıştır

"Buna mukabil 2 Ağustos'ta İngiliz parası ödenerek İngiliz tersanelerine sipariş edilmiş olan " Reşadiye ve Sultan Osman "adlı iki savaş gemisine el koymuştur

Bu arada Enver Paşa'nın 5 Ağustos'ta Ruslar'a bir teklifte bulunduğu görülmektedir Buna göre "Kafkaslar'daki Osmanlı orduları çekilecek , Balkan Devletleri Rusya'ya savaş açarsa onlara karşı kullanmak üzere Osmanlı Devleti Rusya'ya bir ordu tahsis edecek, Alman askeri heyetini topraklarından çıkaracaktır Bunlara karşılık Osmanlı yönetimi meridyen hattına kadar Trakya'dan arazi ve Adalar Denizi'ndeki adalarını istemiştir Ayrıca Rusya ile 10 senelik bir savunma işbirliği yapacaktır" Fakat bu anlaşma teklifleri kabul edilmemiştir

Ağustos'ta Cemal Paşa İngilizler'e yeniden anlaşma önerdiğinde aldığı cevap: "Osmanlı devletinin harbe girmesini istemiyoruz Sizden istediğimiz kat'i bitaraflıktır Gerekirse toprak bütünlüğünüz için müşterek bir senet verebiliriz" olmuştur(20) Durum açıktır Herhangi bir ittifaka girmeyecek Osmanlı Devleti'ni, Almanya'yı yendikten sonra istedikleri gibi paylaşacaklardı Ancak Osmanlı'nın Almanya safında savaşa girmelerinden endişelendikleri için oyalama safında hareket etmişler, elden geldiğince tarafsızlık durumunu devam ettirmeye çalışmışlardır Yani görüldüğü üzere İtilaf Devletleri Osmanlı'ya sundukları önerilerle onu önce tarafsız kılmak ardından da aralarında paylaşmak amacındadırlar Osmanlı'nın savaşa girmesini kimi kesim isterken kimileride hazırlıklı olmadığı gerekçesiyle karşı çıkmışlardır

Bunlardan " Cavit Bey savaşa Almanya yanında girmeye karşı çıkanlardandır Çünkü örneğin mason locasının tutumu, sürekli ilişki içinde bulunan finans çevreleri vb nin etkisi buna sebeptir

Talat Bey'in ise savaştan yana olduğunu görüyoruz Enver Paşa da olaya ne ölçüde "şövalyeci" bir tutumla, geleceğin ünlü serdarı olma rüyaları içinde bakıyorsa, Talat Bey de sezgilerinin uyarısı ile kaderci bir yaklaşımla son çırpınışı ve savaşımı Türk'e yaraşır bir biçimde yapmak açısından savaş istiyordu

Cemal Paşa da savaşı istemektedir Bunlardan Sait Halim Paşa ise kırgındır Çünkü açık bir şekilde istifa edeceğini sadrazamdan habersiz böyle eylemlere girişilen bir yerde hükümet başkanı olarak kalmanın anlamı olmadığını söyledi

Fakat Talat Bey ve diğerleri buna bir çözüm bulunacağını söyleyerek istifasını geri aldırmışlardır"



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.