Prof. Dr. Sinsi
|
Aziz Nesin - Çoban Köpegi Ve Motorlu Tren
Çoban Köpegi Ve Motorlu Tren
Koyunlar yeni kuzulamıştı Sürü, her zamanki gibi yaylada otluyordu Tepenin üstündeki iri çoban köpeği, dört biyana baktı, koruduğu sürü için bir tehlike var mı diye araştırdı Hayır, görünürlerde hiçbir tehlike yoktu
Yere uzandı İri başını, iki ön ayağının üstüne dayadı Tepenin en yüksek yerinden, otlayan sürüyü seyrediyordu Arada bir ses duyulsa hemen kulaklarım dikip, bir tehlike olup olmadığım anlamaya çalışıyordu
Sürünün otladığı tepenin biraz önünden demiryolu geçiyordu Tren, tünelden çıkar çıkmaz, bu yoldan tepenin önünden geçip gidiyordu
Sürüden bikaç kuzu oynaşarak demiryoluna doğru açıldılar Hep tetikte olan çoban köpeği hemen yattığı yerden fırladı, sürüden ayrılan kuzulan göğüsleyerek yine sürüye kattı İki koyun da fundalığa doğru açılmışlardı Onların da yolunu kesti, geri çevirdi, sonra yine gelip tepenin en yüksek yerine uzandı
Bir ses duyuldu Bu, motorlu trenin sesiydi Çoban köpeği ok gibi yerinden fırladı, sesin geldiği yana atıldı Motorlu tren de tünelden çıkmıştı Çoban köpeği, motorlu trenin kendinden büyük olduğunu kuvvetli olduğunu hiç düşünmüyordu Ne olursa olsun, koyunlarını korumak için onun üzerine atılacaktı
Çoban köpeği biraz daha hızlı koşabilseydi, motorlu trenle göğüs göğüse gelecekti Ama o, tam demiryoluna indiği zaman, motorlu trenin son kompartımanının son tekerleği, önünden geçmişti
Çoban köpeği yılmadı, motorlu trenin arkasından atıldı
Oysa trenin ne koyun sürüsünden, ne de onları koruyan çoban köpeğinden haberi vardı O, kendisine çok önceden yapılmış olan yolda, o yoldan bir parmak ayrılmadan gidiyordu
Koca çoban köpeği, kuyruğu havada, kulakları dikilmiş, hem koşuyor, hem havlıyordu:
- Hav hav hav  Kendine güveniyorsan kaçma! Motorlu tren rayların üstünden gidiyordu Çoban köpeği havlayarak koşuyordu:
- Kaçma ulan! Hav hav hav  
Trenle köpeğin arası gittikçe açılıyordu Koşmaktan, havlamaktan çoban köpeği soluk soluğa kalmıştı Göğsü demirci körüğü gibi şişip iniyordu Durmadan havlıyordu:
- Hav hav hav  
Motorlu tren gittikçe ondan uzaklaşıyordu Uzaklaştıkça da tren küçülmekteydi Küçüldükçe de çoban köpeği aaaifleniyordu:
- Nasıl da küçültüyorum Hav hav hav  Korkusundan küçülüyor Hav hav  Çoban köpeği sanki kuş olmuş uçuyordu Motorlu tren ne çoban köpeğini görüyor, ne de onun havlamasını duyuyordu O, kendisine yapılan tarifeye göre, zamanında gideceği istasyona varmak için, kendi yolunda durmadan ilerliyordu Çoban köpeği de arkasındaydı Ama araları gittikçe açılıyordu Motorlu tren uzaklaşa uzaklaşa bir parmak, bir nokta kadar kaldı En sonra gözükmez olunca çoban köpeği durdu Bir adım daha atacak kuvveti kalmamıştı
- Yok ettim, yok ettim Koskoca tren, korkusundan yok oldu Hav hav hav  diye havladı
Köpeğin kulağı düşmüştü Çok yorulmuştu Geriye döndü, yavaş yavaş yürümeye başladı Ayaklarını zor atıyordu Ama durmadan övünüyordu:
- Nasıl kaçırdım koca treni  Hav hav hav  Sürümü korudum Tren benden korkusundan yok oldu ya Dumanı bile kalmadı
Sürüsünü, motorlu trene karşı koruduğu için sevinçliydi Tepeyi zor tırmandı Artık havlayacak hali bile kalmamıştı Tepeye çıktı Ama ne o? Tepede bir tek koyun kuzu kalmamıştı Orada burada kemikler, kan pıhtıları, yolunmuş tüyler vardı Çoban köpeği, bir kurt sürüsünün, koyunları, kuzuları parçalayıp yediğini anladı Şurada burada boğulmuş koyun leşleri seriliydi
Çoban köpeği, tepenin en yüksek yerine çıktı Motorlu trenin gittiği yana bakıp,
- Büyük tehliaaai kaçırdım Koca treni yok ettim Korktu benden Hav hav hav  diye övündü
Sonra bitkin, yere uzanıp, koyun kuzu leşlerini aaaifle seyretti
AZİZ NESİN
|