Zavalli Çocuk – Namik Kemal- Oyun |
10-21-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Zavalli Çocuk – Namik Kemal- OyunŞefika , babası Halil Bey’ in öksüz bir akrabası olduğu için yanına aldığı Ata ile birlikte büyümüştür Bir süre sonra zengin bir paşa ile evlendirilen Şefika , gönlü Ata’ da olduğu için bu acıya dayanamaz ve hastalanır Kısa süre içerisinde verem , Şefika’ yı ölümün eşiğine getirir Okuldan izinli gelen tıbbiye öğrencisi Ata , Şefika’ nın ölmek üzere olduğunu görünce , eczaneden aldığı zehri içer , ikisi birlikte ölürler |
Zavalli Çocuk – Namik Kemal- Oyun |
10-21-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Zavalli Çocuk – Namik Kemal- OyunNamık Kemal ( 21121840)- (1888) 21 Aralık 1840'ta Tekirdağ'da doğdu, 2 Aralık 1888'de SakızAdası'nda öldü Asıl adı Mehmed Kemal'dir, Namık adını ona şair Eşref Paşa vermiştir Babası, II Abdülhamid döneminde müneccimbaşılık yapmış olan Mustafa Asım Bey'dir Annesini küçük yaşında yitirince çocukluğunu dedesi Abdüllâtif Paşa'nın yanında, Rumeli ve Anadolu'nun çeşitli kentlerinde geçirdi Bu yüzden özel öğrenim gördü Arapça ve Farsça öğrendi 18 yaşlarında İstanbul'a babasının yanına döndü 1863'te Babıali Tercüme Odası'na kâtip olarak girdi Dört yıl çalıştığı bu görev sırasında dönemin önemli düşünürve sanatçılarıyla tanışma olanağı buldu 1865'te kurulan ve daha sonra yeni Osmanlılar Cemiyeti adıyla ortaya çıkan İttifak-ı Hamiyet adlı gizli derneğe katıldı Bir yandan da Tasvir-i Efkâr gazetesinde hükümeti eleştiren yazılar yazıyordu Gazete, Yeni Osmanlılar Cemiyeti'nin görüşleri doğrultusunda yaptığı yayın sonucu 1867'de kapatıldı Namık Kemal de İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Erzurum'a vali muavini olarak atandı Bu göreve gitmeyi çeşitli engeller çıkarıp erteledi ve Mustafa Fazıl Paşa'nın çağrısı üzerine Ziya Paşa'yla birlikte Paris'e kaçtı Bir süre sonra Londra'ya geçerek M Fazıl Paşa'nın parasal desteğiyle Ali Suavi'nin Yeni Osmanlılar adına çıkardığı Muhbir gazetesinde yazmaya başladı Ama Ali Suavi'yle anlaşamaması üzerine Muhbir'den ayrıldı 1868'de gene M Fazıl Paşa'nın desteğiyle Hürriyet adı altında başka bir gazete çıkardı Çeşitli anlaşmazlıklarsonucu, Avrupa'da desteksiz kalınca, 1870'te zaptiye nazırı Hüsnü Paşa'nın çağrısı üzerine İstanbul'a döndü Nuri, Reşat ve Ebüzziya Tevfik beylerle birlikte 1872'de İbret gazetesini kiraladı Aynı yıl burada çıkan bir yazısı üzerine gazete hükümetçe dört ay süreyle kapatıldı Namık Kemal gene İstanbul'dan uzaklaştırılmak için Gelibolu mutasarrıflığına atandı Orada yazmaya başladığı Vatan Yahut Silistire oyunu, 1873'te Gedikpaşa Tiyatrosu'nda sahnelendiğinde halkı coşturup olaylara neden oldu Bu haberi İbret gazetesinin yazması üzerine o sırada İstanbul'a dönmüş olan Namık Kemal birçok arkadaşıyla birlikte tutuklandı Bu kez kalebentlikle Magosa'ya sürgüne gönderildi 1876'da I Meşrutiyet'in ilanından sonra İstanbul'a döndü Şura-yı Devlet (Danıştay) üyesi oldu Kanun-î Esasi'yi (Anayasa) hazırlayan kurulda görev aldı 1877 Osmanlı-Rus Savaşı çıkınca II Abdülhamid Han'ın Meclis-i Mebusan'ı kapatması üzerine tutuklandı Beş ay kadar tutuklu kaldıktan sonra Midilli Adası'na sürüldü 1879'da Midilli mutasarrıfı oldu Aynı görevle 1884'te Rodos, 1887'de Sakız Adası'na gönderildi Ertesi yıl burada öldü ve Gelibolu'da Bolayır'da gömüldü Namık Kemal ilk şiirlerini çocuk denecek yaşlarda yazmaya başlamıştır İstanbul'a geldikten sonra eski ve yeni kuşaktan şairlerin bir araya gelerek kurdukları Encümen-i Şuârâ'ya ve kimi Divan şairlerine nazireler yazmıştır Şinasi'yle tanışıncaya değin, şiirlerinde tasavvuf etkileri görülür Bu dönemde özellikle Yenişehirli Avni, Leskofçalı Galib gibi şairlerden etkilenmiştir Şinasi'yle tanışmasından sonra şiirlerindeki içerik de değişmiştir Günlük konuşma dilinden alıntıların yanı sıra, o zamana değin geleneksel Türk şiirinde görülmemiş olan "hürriyet kavgası", "esaret zinciri", "vatan", "kalb-i millet" gibi yepyeni kavramlarla birlikte, doğrudan doğruya düşüncenin aktarılmasını amaçlayan bir tür "manzum nesir" oluşturmuştur Bosna-Hersek Savaşları, 93 Savaşı gibi olayların yarattığı sonuçlar, onun yazdığı vatan şiirlerini etkilemiştir Bu şiirlerin en tanınmışları arasında "Vâveyla", "Vatan Mersiyesi", "Vatan Şarkısı" ve "Hürriyet Kasidesi" yer alır Namık Kemal şiirleriyle şiir tekniğine büyük bir katkıdabulunmuş sayılmazsa da o günler için alışılmamış diri bir sesle konuşmuş olması ve yapıtlarına kattığı yeni kavramlarla Türk şiirini Divan şiirinin edilgen edasından kurtarmıştır Bütün bu nitelikler onun Vatan Şairi olarak anılmasına yol açmıştır Tiyatro türüne özellikle önem veren Namık Kemal, altı oyun yazmıştır Bir yurtseverlik ve kahramanlık oyunu olan Vatan Yahut Silistire yalnız ülke için değil, Avrupa'da da ilgi uyandırmış ve beş dile çevrilmiştir Magosa'dayken yazdığı Gülnihal'de baskıya ve zulme karşı duyduğu tepkiyi dramatik bir biçimde dile getirmiştir Oyunun sahnelenmesinde pek çok bölüm sansür tarafından çıkarılmıştır Namık Kemal yine Magosa'da yazdığı Akif Bey'de, yurtsever bir deniz subayının göreve koştuğu sırada karısının kendisine bağlılık göstermeyişini anlatırken, ahlaksal bir yorum da getirir Zavallı Çocuk'ta görücü yoluyla evlenmeye karşı çıkar On beş perdelik Celaleddin Harzemşah, Namık Kemal'in en beğendiği yapıtı olarak bilinir Oyun, Moğollar'a karşı İslam dünyasını koruyan Celaleddin Harzemşah'ın kişiliği çevresinde gelişir Bu eserde Namık Kemal, İslam birliği düşüncesini kapsamlı bir biçimde sergilemiştir Namık Kemal'in ilk romanı olan İntibah 1876'da yayımlanmıştır Ruhsal çözümlemelerinin, bir olayı toplumsalve bireysel yönleriyle görmeye çalışmasının yanı sıra, dış dünya betimlemeleriyle de İntibah Türk romanında birbaşlangıç sayılabilir Eleştirmenler Namık Kemal'in bu romanda yüksek bir edebi düzey tutturamadığı görüşündebirleşirler Dört yıl sonra yayımladığı Cezmi, tarihsel bir romandır Kırım Şehzadesi Adil Giray'ın yaşadığı aşk ve Cezmi'nin onu kurtarmak isterken geçirdiği serüvenlerle gelişen romanda, Namık Kemal'in tam anlamıyla Avrupa Romantizmi'nin etkisinde olduğu izlenir Namık Kemal'in yaşamı boyunca ilgi duyduğu alanlardan birisi de tarihtir Osmanlı İmparatorluğu'nun kuruluş ve yükseliş dönemlerini anlattığı Devr-i İstila yayımlandığında büyük ilgi görmüştür 1872'de çıkan Evrak-ı Parişan'da, Selahaddin Eyyubi, Fatih gibi tarihi kişilikleri, Barika-i Zafer'de İstanbul'un alınışını anlatır Ahmed Nâfiz takma adıyla yayımladığı Silistire Muhasarası ve Kanije, yine Osmanlı tarihine ilişkin kahramanlık olaylarını ele alan kitaplardır Namık Kemal'in, tarih konusunda en kapsamlı çalışması olan Osmanlı Tarihi'nde, Hammer'in etkisinde kaldığı, yapıtın bilimsel olmaktan çok, eğitici değer taşıdığı konusunda görüşler ileri sürülmüştür Yarım kalan bu yapıtın ilk basımı II Abdülhamid tarafından yasaklanmıştır 1975'te yayımlanan Büyük İslam Tarihi adlı yapıtındaysa Namık Kemal, İbn Haldun, İbn Rüşd gibi yazarlardan yararlanmış olduğunu belirtmiştir Namık Kemal romanı ve tiyatroyu toplumsal yaşama soktuğu gibi, edebiyat eleştirisini de Türkiye'ye ilk getiren kişilerden biri olmuştur En önemli eleştiri eserleri Tahrib-i Harâbât ile Takip'dir Eleştirilerinde canlı, dolaysız bir üslup kullanmıştır Tahrib-i Harâbât, Ziya Paşa'nın Harâbât adlı güldestesine karşı yazılmış sert bir eleştiri niteliğindedir Takip de yine aynı güldestenin ikinci cildini eleştirir Mukaddeme-i Celal eleştirisinde Namık Kemal, Batı edebiyatı ile Doğu edebiyatını karşılaştırmış, tiyatro, roman türleri üstünde durmuştur Namık Kemal gazeteci olarak da Türk kültürü içinde önemli bir yer alır Döneminin hemen hemen bütün yenilik yanlısı ve ilerici gazetelerinde yazmıştır Siyasal ve toplumsal sorunlardan edebiyat, sanat, dil ve kültür konularına dek çok çeşitli alanlarda yazdığı makalelerin sayısı 500 kadardır Bunlarda düzyazıdaki üstün yeteneğini ortaya koyduğu ve çok etkili bir üslup yarattığı kabul edilir ESERLERİ: Oyun: Vatan Yahut Silistire, 1873 (yeni harflerle, 1940); Zavallı Çocuk, 1873 (yeni harflerle, 1940); Akif Bey, 1874 (yeni harflerle, 1958); Celaleddin Harzemşah, 1885 (yeni harflerle, 1977); Kara Belâ, 1908 Roman: İntibah, 1876 (yeni harflerle, 1944); Cezmi, 1880 (yeni harflerle, 1963)Eleştiri: Tahrib-i Harâbât, 1885; Takip, 1885; Renan Müdafaanamesi, 1908 (yeni harflerle, 1962); İrfan Paşa'ya Mektup, 1887; Mukaddeme-i Celal, 1888 Tarihsel Yapıt: Devr-i İstila, 1871; Barika-i Zafer, 1872; Evrak-ı Perişan, 1872 (yeni harflerle, 1973); Kanije, 1874; Silistire Muhasarası, 1874 (yeni harflerle, 1946); Osmanlı Tarihi, (ös), 1889 (yeni harflerle, 3 cilt, 1971-1974); Büyük İslam Tarihi, (ös), 1975 Çeşitli: Rüya, 1893; Namık Kemal'in Mektupları, ÖF Akün (yay), 1972 HAKKINDA YAZILANLAR 1Peçeye İsyan Namık Kemal'in Torununun Anıları (Unveiled) Selma Ekrem Anahtar Kitapları Yayınevi Namık Kemal'i hepimiz tanırız Tarihle ilgilenenler oğlu Ali Ekrem Bey'i de bilebilir Oysa torunu Selma Ekrem'i yakın aile çevresi dışında bilen pek az çıkar Üstelik bu insan, 1923 yılında, 21 yaşında bir genç kızken ABD'ye gitmek zorunda kalmış, 1986'da ölümüne kadar orada yaşamışsa Bu kitabın yayınlanmasıyla birlikte onu herkes tanıyacak Çünkü 1930 yılında ABD'de ardarda dört baskı yapan ve büyük övgüler alan anıları tarihsel bir değer taşıyor Zaman dilimi olarak 1902-1923 tarihleri arasını kapsayan anılar, çocuk ve genç kız gözüyle, çökmekte olan Osmanlı İmparatorluğu'na ilişkin gözlemlerini, tanıklıklarını yalın ve akıcı bir dille anlatıyor 2Boğaz'daki Aşiret Mahmut Çetin Edille Yayınları "Boğaz'daki Aşiret" başlığı ister istemez "Boğaz Neresi" ve "Aşiret Kim" sorularını akla getiriyor Evet Boğaz, bildiğimiz Boğaziçi Genelde kırsal kesimle alakalı bir kavram olan aşiret kelimesi ise Boğaziçi"nde bir kast oluşturan büyükçe bir ailenin tarihini anlatırken hassaten seçildi Bir sülale tarihi diyebileceğimiz Boğaz'daki Aşiret yer yer Türk Solu tarihi, yer yer de Batılılaşma Tarihi'nin belirli dönemlerini resmediyor Aileler arasında evliliklerle kurulan bağların, sanata, ticarete, eğitime, bürokrasiye ve giderek bir yabancılaşma zihniyeti şeklinde hayata nasıl yansıdığı eserdeki ipuçları yardımıyla daha iyi görülecektir zannediyoruz Boğaz'daki Aşiret, dört büyük ailenin birbirleriyle irtibatından oluşur Eser bu sebeple dört bölüm olmuştur Aile büyüklerinin asıl isimleri seçilerek de Konstantin'in Çocukarı, Detrois'in Çocukları, Sotori'nin Çocukları, Topal Osman Paşa - Namık Kemal kanadı bölümleri ortaya çıktı Boğaz'daki Aşiret! şenlikli bir kitap Ali Fuat Cebesoy'dan Nazım Hikmet'e, Oktay Rifat'tan Refik Erduran'a, Rasih Nuri İleri'den Ali Ekrem Bolayır'a, Zeki Baştımar'dan Sabahattin Ali'ye, Numan Menemencioğlu'ndan Abidin Dino'ya uzanan ilginç akrabalık zinciri Polonez, Hırvat, Alman, Macar ve Rum kökenli meşhurların, yerlilerle evliliklerinden oluşan "Boğaz'daki Aşiret"in, batılılaşma tarihinde oynadığı roller Kimlerin kimlikleri, Çıldırtan çizelgelerle soyağaçları Ve dipnotlar! Onlar hiç bu kadar sevimli olmamışlardır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|