Abidin Paşa (Abidin Paşa Kimdir? )

Eski 10-21-2012   #1
Prof. Dr. Sinsi
Varsayılan

Abidin Paşa (Abidin Paşa Kimdir? )




Osmanlı devlet adamı ve şairlerinden Arnavutluk ileri gelenlerinden Prevezeli Ahmed Dino Beyin oğludur 24 Mart 1843 tarihinde bir Salı günü Preveze’de doğan Abidin Paşa, tahsilini tamamladıktan sonra, silahşörlük hizmetiyle saraya girdi Bir süre sonra doğum yeri olan Preveze’de mutasarrıf muavinliği ve merkez kaymakamlığı yaptı İzmir’deki vazifesinden sonra, Sofya mutasarrıflığı ve Bosna komiserliğinde bulundu Bosna’dayken Devlet-i aliyyenin borçlanması, borsa muameleleri ve maliye hakkında yazdığı kitabını Maarif Nezaretinin izniyle bastırdı 1877’de Rus Harbi sonunda Epir sınırı için Yanya’da toplanan olağanüstü komisyon başkanlığında, 1878’de de Diyarbekir, Elazığ ve Sivas illeri ıslahat işleri birinci komiserliği vazifelerinde bulundu 1879’da Sivas ve Selanik illeri valiliklerine ve aynı sene vezirlik rütbesiyle Hariciye nazırlığına getirildi Ayrıca Babıali’de çok önemli komisyonlarda bulunduğu gibi, emir üzerine mebusların halk tarafından birinci ve ikinci dereceden seçimine dair yapılacak tüzüğün taslağını hazırladı Üç ay bu vazifede kaldıktan sonra, Mecidî nişanıyla Adana valiliğine tayin edildi

Dört sene dokuz ay kaldığı bu vazifedeyken Abidin Paşa, Mesnevi-i Şerif’i tercüme ve şerh etti 1885 senesinde Sivas valiliğine tayin edildiyse de bir sene sonra Ankara valiliğine getirildi Sekiz sene kadar bu vazifede bulunan Abidin Paşa, 1894 senesinde Cezayir-i Bahrisefid (Akdeniz adaları) valiliklerine atandı 1906 senesinde Yemen işlerini ıslahla ilgili komisyonda görevli iken, 1908 yılında İstanbul’da vefat etti Kabri, Fatih Camii bahçesindedir

Abidin Paşa vazifeli bulunduğu yerlerde idareciliği ve davranışları ile kendini halka sevdirmişti Ana dili Türkçeden başka Arapça, Farsça, Arnavutça, Fransızca ve Rumcayı çok iyi bilirdi Rumca şiirleri İstanbul ve Paris’te yayınlanmıştır

Abidin Paşa, Mesnevi-i Şerif’in birinci kıt’asının şerhini yapınca, bir nüshasını da Cevdet Paşaya göndermişti Cevdet Paşa, onu, böyle bir şerhi, özellikle devrin diliyle yazmasından dolayı takdir etmiştir Fakat Cevdet Paşa asıl konuya Abidin Paşanın; "Mesnevi-i Şerif, altı cildden ibaret olup, altıncı cildin nısfı sanisiyle yedi cild üzere bulunur” demesi üzerine geçmiş ve bütün mesnevilerin altı cild olduğunu belirterek düzme olan yedinci cild üzerinde geniş olarak durmuştur Paşa, çeşitli cephelerden bu cildi ele almış ve Celaleddin-i Rumi hazretlerinin olmadığını isbat etmiştir

Abidin Paşa da üçüncü defa bastırdığı encümenin birinci cildinde Cevdet Paşanın bu haklı tenkidi karşısında eski fikrinden dönmüştür

Abidin Paşa, Mesnevi şerhinde, Mesnevi’nin birinci beyti olan:

Bişnev ez ney çün hikayet miküned,
Ez cüdayiha, şikayet miküned

“Dinle neyden nasıl anlatıyor, ayrılıklardan şikayet ediyor” beytinin açıklamasını yaptıktan sonra, şerhine başlayarak, ney’in, insan-ı kamil olduğunu dokuz şekilde isbat etmektedir Bunlardan birincisi şu şekildedir: “Neyden maksad, arif ve akıllı insandır ki, ağzından daima aşıkane, leziz ve manidar sözler çıkar Bu beytin ikinci mısraında “Ez cüdayiha şikayet miküned” (Ayrılıklardan nasıl şikayet ediyor) buyurulması, arifin, yani Allah adamının ruhani alemden ayrılıp dünyada bulunmasından, kendini gurbette hissetmesinden ve üzücü, daima değişip duran hadiselere giriftar olmasından şikayet etmesidir

Mesnevi-i Şerif’in bu ilk beytinde Celaleddin-i Rumi kuddise sirruh işitme işiyle ilgili olan "Bişnev" (işit) emri ile söze başlamaktadır Bundan maksadı, hem beyan buyurdukları ney’in sedası tabii olarak işitilmeye muhtaç, hem de işitme duyusunun diğer duyu organlarından ve uzuvlarından daha faziletli, değerli olmasındandır İşitme organı ve duyusundan sonra uzuvların en kıymetlisi olan göz bile, yalnız bazı sınırlı ve maddi şeyleri görebiliyor Kulak ise, maneviyatı, akıl ile idrak olunabilen şeyleri, yani ma'kulatı ve birçok hikmetleri işitebilmektedir Allahü tealanın peygamberleri (ala nebiyyina ve aleyhimüssalevatü vetteslimat) bütün insanlık için iki cihanın saadetine vesile olan Allahü tealanın emir ve yasaklarını tebliğ için, tabii olarak işitenlerin, işitme duyusuna müracaat ederlerdi Göz, ışıksız vazifesini yapamamaktadır Kulak ise zahiri yardımcılara muhtaç olmayıp, daima binlerle çeşit ses ve sedayı işitip, idrak eder ve aklın nurunu malumatını her şeyden ziyade artırır ve insanın kadrini yüceltir

Mesnevi’nin bu beytinden arifin, yani veliyy-i kamilin ney’e benzetilmesinde bazı hikmetler mevcuttur Mesela, ney önce kamışlıkta bulunuyordu Kesilmemişken daima büyüyüp gelişiyor, taze hayat buluyordu Kesildikten sonra ise kurudu İşte arifin ruhu da, ruhlar aleminde nihayetsiz manevi nimet ve lezzetlere mazhar iken, dünyaya gelince, adeta ab-ı hayat gibi olan o ruhlar aleminden mahrum kaldığından susuz kalmış kamış gibi kurudu

Abidin Paşanın başka eserleri de vardır Bunlar; 1) Alem-i İslam'ı Müdafaa: Bir Hıristiyan papazın Kur’an-ı kerim hakkındaki görüşlerine cevaptır 2) Meali-i İslamiyye: İslam dininin değeri ve üstünlükleri hakkındadır 3) Seadet-i Dünya: Ahlakla ilgilidir 4) Kaside-i Bürde Tercümesi'dir



Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2024, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.