Ne İdik Nereye Geldik?!

Eski 09-16-2009   #1
KRDNZ
Varsayılan

Ne İdik Nereye Geldik?!



1601 yılının ağustos sonlarında avusturya arşidükü ferdinand , almanlar başta olmak üzere italyanlar, ispanyollar fransızlar, macarlar ve papalık gönüllülerinden oluşan 50000 kişilik büyük bir kuvvetle Kanije kalesini kuşattı 9 eylülden başlayarak hemen hergün 42 büyük topla kaleyi dövmeye başladılar öyle bir hal olduki hergün kaleye ortalama 1500 gülle düşüyordu buna karşılık kalede sadece 5000 mücahid vardı herkes elinden gelenin fazlasını yapıyor, güllelerin açtığı gedikler, geceleri binbir türlü fedakarlıklarla tamir ediliyordu

Zaman içinde kalede yiyecek - içecek ve barut azalmaya başlamıştı bu yüzden az yiyor az içiyor her kurşunu dikkatli atıyorlardı düşman bunu sezerse işleri bitmişti
Hasan Pşa buna bir çare buldu depodaki fıçıları ağzına kadar kumla doldurdu kimisinin üzerine bir mikdar barut, kimisine un fasulye nohut gibi yiyecek maddeleri koydurdu Esir aldığı birkaç düşman subayını depolara götürdü dolu fıçıları göstererek iyi durumda olduklarını söyledi subaylar bu kum dolu fıçılara inandılar ve bu subayların kaçmalarına göz yumuldu onlar kendi ordularına döndüklerinde Kanije Kalesinde bol miktarda yiyecek ve barut olduğunu söylediler
Ekim sonlarına doğru düşman kaleye girmek için varını yoğunu ortaya koydu nehir üzerine köprü kurup asker geçirmeye çalıştı ancak Hasan paşa köprüyü yaktırdı ikinci olarak yine köprü yaptılar bunuda hasan paşa çengellerle içeri çektirdi üzerindeki askerler suya döküldüler artık avusturya arşidükü ferdinand Hasan paşanın başını getirene kırk köy vaadetti
artık düşman yılmak üzereydiki o sırada belgrad kalesi düşmüş ordaki kuvvetler Kanijeye takviye olarak gönderilmişti düşman iyice tazelenmişti ama askerimizin gayretiyle bertaraf edildiler müttefik kuvvetler 18000 ölü vererek saldırıyı kesip beklemeye başladılar
Kanijede ise 4000 mücahit kalmıştı heryer yakılıp yıkılmış olsada mücahitlerin morali yüksekti çok güvenip saydıkları ve "paşa baba"dedikleri Tiryaki Hasan Paşanın etrafında birlik olmuşlardı
kış bastırdığı halde düşman hale dönmemiş beklemedeydi kalede ise herşey tükenmişti Hasan Paşa " ya devlet başa ya kuzgun leşe" diyerek 3000 kişilik kuvvetle kaleden çıktı son bir gayretle düşmana saldırdı böyle bi saldırı ummayan düşman hazırlıksız yakalanmıştı dağınık bir vaziyette kaçmaya başladılar ve düşman karargahı osmanlı eline geçti
Hasan Paşa düşmanın mücevherat altın gümüşlerle süslü otağına girdi sırma saçak ipeklerle bezenmiş elmaslı bir taht duruyordu etrafında 12 koltuk önünde bir yemek masası duruyordu
Tiryaki Paşa önce iki rakat şükür namazı kıldı sonra o tahta oturup komutanlarını koltuklara buyur etti ve dediki;
" işte onlar bu gösteriş merakı yüzünden kaybettiler biz ise kulluğumuzla kazandık"
ayağa kalktı
" Zafer ihsan edenn rabbime şükürler olsun" diye devam etti "Bilinki bu zaferi 4 temel esasa riayet etmemize borçluyuz
Birincisi sabırdır Her türlü yokluk karşısında sabrettik Başarıda asla ümid kesmedik, kazanacağımıza inanmaktan vazgeçmedik ve kazandık
ikincisi sebattır kararlı davrandık mevzilerimizi koruduk
üçüncüsü birlikte hareket etmek ve kumandana itaattir muhasara boyunca yüreklerimizi birleştirip Peygamber Efendimiziin yüreğiyle bütünledik
dördünncüsü sevgidir allahı (cc) peygamberimizi ve birbirimizi seviyoruz böyle yaşamaya devam edersek canabı Allah daha cok zaferler ihsan edecektir


Öte yandan artık hezimetlerden çok mahzun olan Sultan III mehmet Kanije Zaferine çok sevinir ve Hasan Paşaya vezirlik rütbesi verir Murassa kılıç üç hilalli sancak ve hattı humayun gönderir
Hattı humayunla Hasan Paşayı kutlayarak ona " berhudar olasun, sana vezaret verdim ve seninle olan askerlerki manenoğullarımdır, yüzleri ak olaCümlenizi hak tealaya ısmarladım" diyerek övüyordu
Hattı humayunu okuyan Paşa hüngür hüngür ağlamaya başladı
yanındakiler şaşkın merakla sordular neden ağladığını cevap verir paşa;
" bizim gençliğimizde böyle küçük hizmetlere vezirlik verilmez padişah mektubu yazılmazdı artık Kanije müdafası gibi hizmetlere böyle humayunlar yazılması KAHTI RİCAL (adam kıtlığı) alametidir osmanlı bu derde acil deva bulmazsa kasıp kavrulur
BİZ NE İDİK NEREYE GELDİK ona ağlıyorum"


şimdiki kahtı ricale ne demeli
sahi BİZ NE İDİK NEREYE GELDİK!

__________________

Garbın âfâkını sarmışsa çelik zırhlı duvar
Benim iman dolu göğsüm gibi serhaddim var
Ulusun, korkma! Nasıl böyle bir imânı boğar,
'Medeniyyet!' dediğin tek dişi kalmış canavar?




Ey ŞaiR! Bana Yağmurdan bahsetme, yağdır
Alıntı Yaparak Cevapla
 
Üye olmanıza kesinlikle gerek yok !

Konuya yorum yazmak için sadece buraya tıklayınız.

Bu sitede 1 günde 10.000 kişiye sesinizi duyurma fırsatınız var.

IP adresleri kayıt altında tutulmaktadır. Aşağılama, hakaret, küfür vb. kötü içerikli mesaj yazan şahıslar IP adreslerinden tespit edilerek haklarında suç duyurusunda bulunulabilir.

« Önceki Konu   |   Sonraki Konu »
Konu Araçları Bu Konuda Ara
Bu Konuda Ara:

Gelişmiş Arama
Görünüm Modları


forumsinsi.com
Powered by vBulletin®
Copyright ©2000 - 2025, Jelsoft Enterprises Ltd.
ForumSinsi.com hakkında yapılacak tüm şikayetlerde ilgili adresimizle iletişime geçilmesi halinde kanunlar ve yönetmelikler çerçevesinde en geç 1 (Bir) Hafta içerisinde gereken işlemler yapılacaktır. İletişime geçmek için buraya tıklayınız.