Tanrıların Dağı &Quot;Nemrut&Quot; |
10-14-2012 | #1 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tanrıların Dağı &Quot;Nemrut&Quot;NEMRUT DAĞI yüzyıllar önce iki dünyanın; doğuyla batının buluştuğu bir yerdi Bir dinin doğuşuna, zorlu savaşlara, büyük sevinç ve hüzünlere tanıklık eden heybetli bir dağ Adıyaman'daki Nemrut Dağı şimdi görkemli tarihinin anılarıyla baş başa, gökyüzünü seyrediyor Yüzyıllar önce Anadolu'nun eşsiz bir köşesinde, en kutsal yer olarak Nemrut Dağı'nı seçmiş bir krallık hüküm sürdü Kommagene adındaki bu krallık, uzun yıllar Asur egemenliğinde kaldıktan sonra çetin savaşlar vererek bağımsızlığını kazandı Nemrut Dağı'nın gizemli tarihinin keşfinin üzerinden yüz yıldan fazla bir zaman geçti Keşif hikayesi Berlin'deki Prusya Kraliyet Bilimler Akademisi'ne gelen bir mektupla başlamıştı Akademi üyelerini heyecanlandıran mektup, genç yaşta ülkesini terk ederek Anadolu'da yol yapımı için güzergah belirleyen bir İngiliz grubun aşçılığını yapan Karl Sester'den gelmişti Sester, Nemrut Dağı'ndaki harabelerle ilgili söylentiler duymuş, merakını yenemeyerek dağa çıkmaya karar vermişti Gördükleri karşısında adeta dili tutulan Sester, yalnızca bir merak sonucu başlayan bu keşif hikayesiyle Nemrut Dağı'nın gizli tarihinin ortaya çıkmasına yardımcı olacaktı Kommagene Krallığı, Toros Dağları'ndaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan, Suriye'nin kuzeyi, Hatay, Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri'nin çevrelediği, Adıyaman, Kahramanmaraş ve Gaziantep illerini kapsayan bir coğrafyaya yayılıyordu Antiochos, Nemrut Dağı'nın terasları üzerine yaptırdığı heykel dizilerinin sağ ve sol başlarına kraliyetin cennet ve asaletin sembolleri olan kartal ve aslan heykelleri diktirir İÖ 1 yüzyılda kurulan Kommagene İS 72 yılına kadar bu bölgede yaşamını sürdürdü Yazılı belgelerde İÖ 850 yılında görülen krallığın ismi o dönemlerde Kummuh olarak geçer Asur egemenliğinden kurtulmasıyla birlikte bağımsızlığına kavuşan Kommagene'nin bu dönemine ait ilk yazılı belgelerde ilk kez I Antiochos dönemine aittir I Antiochos Kommagene'nin en önemli kralıydı Onu bu kadar önemli yapan şey, büyük hedefleriydi Küçük bir krallıktan beklenemeyecek kadar büyük hedefler; Antiochos yeni bir din kurmayı planlamıştı Amacı Batılıların, yani Yunanlıların dini ile Doğulu Perslerin dinini birleştirmekti Böylece bir dünya dini yaratacak, Nemrut Dağı'nı onun merkezi yapacak ve bu dinin buradan tüm dünyaya yayılmasını sağlayacaktı Kendisi de bu sayede tüm dünyaya hükmedecekti Ve ölümsüzlüğe kavuşacaktır Antiochos bu hayaline ulaşmak için elinden gelen her şeyi yaptı Kendisini Tanrı ilan etti Nemrut Dağı'nın 2150 metre yükseklikteki zirvesinde yapımına başladığı görkemli kutsal alan ve mezar anıtı ne yazık ki ölümünden önce bitirilemedi Oğlu Kral I Antiochos da devam etmedi çalışmalara, mezar anıtı yarım kaldı Kutsal alanın doğu ve batı yamaçlarında teraslar üzerinde yaptırdığı heykeller ise Nemrut'un sert hava koşullarıyla boğuşarak yüzyıllarca ayakta kalmayı başardı Antiochos'un ölümünden sonra fikirleri de unutuldu, yaratmayı düşündüğü din kendisiyle birlikte öldü Ama yine de yaptırdığı heykellerle kendinden yüzyıllar boyu bahsettirdi Kommagene'de tanrılar ve krallar adına yaptırılmış heykeller dışında kraliyet mensubu kadınlar için yaptırılmış bir anıt mezar bulunur Etrafında bulunan sütunlar üzerine yerleştir Antiochos bu kutsal alanı teraslar halinde tasarlamıştı Kutsal kabul edilen teraslarda yer alan heykellerin sırası aynıydı Bu tanrılardan her biri hem Doğu hem Batı tanrılarını temsil ediyor ve bu nedenle iki ayrı isimle anılıyorlardı Yüzleri doğuya ve batıya çevrili Pers ve Yunan tanrıları Kral Antiochos'un bu iki kültürü birleştirme amacını da simgeliyordu Antiochos yaptırdığı heykellerin arka yüzüne 200 satırdan oluşan vasiyetini yazdırdı Yazıtta kendinden sonra gelecek kralları tapınağı güzelleştirmeleri için görevlendiriyor, ibadet için gelenleri övdüğü gibi, kötü niyetle gelenlere beddua ediyordu Antiochos, kutsal alanı ziyarete gelenlerin en iyi şekilde ağırlanmasını istedi ve bu amaçla rahipleri en iyi şaraplarını sunmalarını emretti Hatta törenlerin çok renkli geçmesi için müzisyenleri bile görevlendirdi Ama Antiochos'un bütün bu titizliğine rağmen vasiyette yazılanlar yerine getirilmedi Dünyanın sekizinci harikası Batı terastakileri göre daha sağlam kalan, ancak depremle yerinden düştüğü tahmin edilen Zeus-Oromasdes heykeli oldukça hasar görmüş Nemrut Dağı'ndaki kutsal alanda heykellerin dışında birçok da kabartma bulunuyor Batı terasında bulunanlardan ilginç olan biri de aslan kabartmasıdır Gezegenlerin dizilişleri incelendiğinde bunun Kommagene'nin I Kralı Mithradates'in taç giydiği geceye; İÖ 109 yılının temmuz akşamına denk geldiği ortaya çıkar Dünyanın dört bir yanında ziyaretçilerin görmek için geldiği Nemrut Dağı 1987 yılında UNESCO'nun (Birleşmiş Milletler Eğitimsel, Bilimsel ve Kültürel Organizasyonu) kültür mirası listesine alındı Dünyanın sekizinci harikası olarak nitelenen Nemrut Dağı, yeryüzünde güneşin doğuş ve batışının gözlendiği en güzel yer belki de Yüzyılı aşkın bir süredir ayakta kalmak için çabalayan devasa heykellerin bazıları artık zamana yenik düştü Şu sıralarda dağda bir faaliyet var; bu güzel eserlerin daha fazla tahrip olmasını önlemek ve kopan parçaları yerine koymak için çalışmalar yapılıyor 2002 yılında başlayan bu çalışmalarla tonlarca ağırlıktaki heykellerin konservasyonu ve korunması amaçlanıyor Aslanlı Horoskop Nemrut Dağı'nın 2150 metrelik zirvesindeki aslanlı horoskop bilinen en eski horoskoptur Aslanın üzerinde 16 ışından oluşan 3 adet yıldız bulunur Bu üç yıldız Mars, Merkür ve Jüpiter gezegenlerini temsil eder Aslanlı horoskop gök cisimlerinin bir anlık konumunu gösterir Önümüzdeki 25000 yıl içerisinde bir daha yaşanmayacak bir ana tanıklık edilir Güneşin, etkisi azalan ışığının altında çıkan yeni ayın ve onun hemen üzerinde Kral yıldızı olarak bilinen Regulus yıldızının güçlü parıltısı yüzleri aydınlatır Önceki gecelerde Jüpiter, Merkür ve Mars gökyüzünde adeta krallara layık bir geçiş töreni sergiler Tüm bu seremoni bittikten sonra Kommagene halkı tanrılarının yeni krallarını ziyarete geldiklerine inanarak evlerine dönerler Kum taşından yapılma kabartmalar I Antiochos'un Herakles, Zeus, Kommagene ve Apollon ile selamlaşmasını sembolize eder Tanrıların isimleri kabartmaların arkasına yazılmıştır |
Tanrıların Dağı &Quot;Nemrut&Quot; |
10-14-2012 | #2 |
Prof. Dr. Sinsi
|
Tanrıların Dağı &Quot;Nemrut&Quot;Nemrut Dağı Doğu-Batı Medeniyetinin, 2150 m yükseklikte muhteşem bir piramitteki kesişme noktası, dünyanın sekizinci harikası Nemrut Yüksekliği on metreyi bulan büyüleyici heykelleriyle, metrelerce uzunluktaki kitabeleriyle, Unesco Dünya Kültür Mirasında yer almaktadır İki bin yıldır güneşin doğuşunu ve batışını 2150 m yükseklikte izleyen dev heykellerin sırrının çözülmesi için Kommagene Uygarlığı‘ nın keşfine gitmek gerekir Osmanlı İmparatorluğu’ nda askeri danışman olarak görev yapan ve tarihi eserlere ilgi duyan Alman subay Helmut Von Moltke, 1838′ de bölgedeki araştırmaları sırasında bölgedeki tarihi kalıntılar hakkında bilgi verdiği “Türkiye’ deki Durum ve Olaylar Hakkında Mektuplar” adlı kitabında nedense Nemrut Dağı‘ ndaki heykellerden söz etmemiştir Nemrut Dağı‘ nın zirvesindeki eserlerden ilk söz eden ve bunların Asurlular‘ dan kalma olduğunu tahmin eden, 1881′ de Diyarbakır’ da yol yapım işlerinde görevli Alman Mühendis Karl Sester‘ dir Sester‘ in verdiği bilgiler doğrultusunda Kraliyet Akademisi tarafından araştırma yapmak üzere bölgeye gönderilen genç bilim adamı Otto Punchtein başkanlığındaki ekip, Nemrut Dağı‘ nın tepesindeki tümülüs ve tümülüsün doğu ve batı yanlarında oluşturulmuş teraslar üzerindeki devasa heykeller ve çeşitli kabartmalardan oluşan eserler üzerinde çalışır Uzun çalışmalar sonunda Grekçe yazılı kitabeyi çözen Punchstein, bu eserlerin Kommagene Uygarlığı‘ na ait olduğunu ve Kommagene Kralı 1 Antiochos tarafından yaptırıldığını keşfeder Antiochos‘ un ağzından yazılan kitabe, Nemrud Dağı‘ nın sırrını ve Antiochos‘ un yasalarını içermektedir Daha sonra Alman Mühendis Karl Humann ve İstanbul Arkeoloji Müzesi’ nin kurucusu Osman Hamdi Bey‘ in de katıldığı Nemrut Dağı çalışmaları 1953′ ten 80′ li yıllara kadar Amerika’ lı Arkeolog Theresa Goell ve Friedrich Karl Dörner ve 1986 yılından itibaren, Dörner‘ in öğrencisi Sencer Şahin tarafından sürdürülmüştür Kommagene Uygarlığı‘ nın ortaya çıkmasını sağlayan kazılar, Nemrut Dağı‘ ndan başka Arsameia, Samsat ve Fırat Havzası’ nda gerçekleştirilmiştir Bölgede yapılan kazılarda ortaya çıkartılan taşınabilir eserler müzelerde, geri kalanları da Milli Park Alanı içerisinde korumaya alınmıştır Kommagene Krallığı Yunanca “Genler Topluluğu” anlamına gelen Kommagene, ismiyle bağdaşırcasına, Grek ve Pers Uygarlıkları’ nın inanç, kültür ve geleneklerinin bütünleştiği güçlü bir krallıktır Toros Dağları’ ndaki çeşitli yolların birleştiği noktada bulunan antik Kommagene Krallığı, Suriye’ in Kuzeyi, Hatay Pınarbaşı, Kuzey Toroslar ve doğuda Fırat Nehri’ nin çevrelediği verimli topraklarda yer almıştır Tarıma ve hayvancılığa elverişli ve ekonomik önemi yüksek sedir ağacı ormanlarını barındıran Kommagene topraklarının, ilk çağlardan beri yerleşim alanı olarak kullanıldığı civardaki mağara ve arkeolojik buluntulardan anlaşılmaktadır İÖ 2000 yılının ortalarında Hitit İmparatorluğu’ nun egemenliği altına girdiği tahmin edilen Kommagene yöresi’nde Kommagene Krallığı‘ nın öncesi kabul edilen Kummuh Krallığı‘ nın olduğu ve Kummuh‘ un İÖ 711′ lerde Asurlular, İÖ 605 ‘te de Babilliler tarafından fethedildiği anlaşılmaktadır İÖ 6 Yüzyılın sonlarına doğru Kommagene toprakları Pers İmparatorluğu’ nun eline geçmiştir İÖ 323′ te Kommagene Bölgesinin idaresi Grek-Makedon yöneticilerin eline geçmiştir Antik dünyanın küçük ancak güçlü ülkesi Kommagene, baba tarafı Pers Kralları’ ndan “Krallar Kralı olarak anılan Darius‘ a ile, anne tarafı Makedonya Hükümdarı Büyük İskender ile akraba olan bir prensin oğlu Mithridates Kallinikos tarafından, İÖ 109 yılında bağımsız bir krallık olarak kurulmuştur Farklı topluluklardan meydana gelen ve ayrı inanç ve kültürlere sahip Kommagene‘ liler arasındaki birliği sağlamak konusunda büyük başarı sağlayan Mithridates Kallinikos, tanrılarla olan bağını kuvvetlendireceği ve böylece ulusunu barış içerisinde yaşatacağı inancıyla ülkesinin çeşitli yerlerinde tapınaklar yaptırmıştır Nemrut Dağı ve iki Arsameia şehrindeki kült yapılarıyla Kommagene Kralları‘ nın en ünlüsü olan 1 Antiochos devri (İÖ 69-38) krallığın en müreffeh dönemdir Kendi mezarını Nemrut Dağı‘ nın zirvesine, babası Mithridates 1 Kallinikos‘ un mezarını ise Arsameia‘ da Eski Kahta Çayının kenarına yaptıran 1 Antiochos, krallığını ekonomik ve kültürel yönden en üst seviyeye çıkartmıştır 1 Antiochos‘ tan sonra Kommagene Krallığı‘ nın parlak dönemleri, halefleri tarafından devam ettirilemez ve İS 29 yılından itibaren Kommagene Kralları Roma tarafından atanır İS 72′ de Romalılar’ ın Kommagene‘ yi istila etmesiyle 200 yıllık krallığın bağımsızlığı tamamen sona erer ve bu tarihten sonra Kommagene toprakları Suriye’ nin parçası olarak tarihteki yerini alır |
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|