|
|
Konu Araçları |
antik, batısında, bölge, likyalykiaantalyanın |
Likya-Lykia-Antalya'nın Batısında Antik Bölge |
08-20-2009 | #1 |
Şengül Şirin
|
Likya-Lykia-Antalya'nın Batısında Antik BölgeLikya-Lykia-Antalya'nın Batısında Antik Bölge Anadolu'nun güneybatısında, Aksu ile Dalaman Çayı arasındaki bölgeye ilkçağlarda verilen addır Bugünkü Muğla ilinin doğu bölümleri ile Antalya ilinin batı bölümlerini kapsayan Likya'nın kuzeybatısında Karya, kuzeyinde Frigya, kuzeydoğusunda Pisidya ve Pamfilya bulunuyordu Likya'da ilk yerleşmeler İÖ 30 yüzyılın başlarında gerçekleşti İÖ 20 yüzyılda bölgede Likyalılar'ın ataları olduğu sanılan Lukalar yaşamaktaydı Lukalar İÖ 1412 yüzyıllar arasında Doğu Akdeniz'de korsanlıklarıyla ün saldılar Kıbrıs kralı, Mısır Firavunu Ahenaton'a yazdığı bir mektupta, her yıl adada bir kenti ele geçiren bu korsan kavimden yakınıyordu Herodot'a göre Likyalılar, Girit kökenliydiler Homeros ise İlyada'da Likyalılar'ın Truvalılar'ın yanında savaştığından söz eder (bak İLYADA) Hitit Devleti'nin Arzava'yı ele geçirmesinden sonra Likyalılar bu devletin yanında yer aldılar ve Kadeş Savaşı'na Hititler'in yandaşı olarak katıldılar (bak HİTİTLER) Hitit Devleti'nin yıkılmasından sonra Likya kent devletleri küçük birer güç olarak varlıklarını korudu İÖ 7 yüzyılın ilk yarısında bölgedeki kentler dış saldırılara karşı birleşerek bir cumhuriyet yönetimi oluşturdu 23 kentin delegelerinin bir araya geldiği "Likya Birliği" Likyalılar'ı yönetmeye başladı Frigya ve Lidya bölgenin kentlerini egemenlikleri altına alamadılar Ama İÖ 6 yüzyılın ortalarında Anadolu'yu işgal eden Persler, Likya topraklarını da ele geçirdiler Persler döneminde Likya Sarftaki satraplığa bağlı bir krallıkla yönetiliyor ve özel askeri gücüyle donanması bulunuyordu Pers Hükümdarı Kserkses'in Yunanistan'ı ele geçirmek için çıktığı seferde donanmasına Likyalılar 50 gemiyle katılmışlardı Likyalılar İÖ 5 yüzyılın ortalarında Persler'e karşı oluşturulan Delos Birliği'ne katıldılar İÖ 4 yüzyılın ortalarında bölgedeki kentler bir kez daha birlik oluşturmaya çalıştı İÖ 362'de Persler'e karşı gerçekleştirilen ayaklanmaya katılan Likyalılar ayaklanma bastırıldıktan sonra Karyalı Mausolos'un yönetimine verildiler Bölge İÖ 334'te Büyük İskender tarafından alındı Ölümünden sonra generallerince kurulmuş olan devletler arasında birkaç kez el değiştiren Likya İÖ 190'da Romalılar tarafından Rodos'a bırakıldı İÖ 167'de tam anlamıyla birliğin sağlandığı Likya, Romalılar'ın ayrıcalık tanımasıyla özgürlüğüne kavuştu İÖ 1 yüzyılın ortalarında Likya'nın Olympos (Çıralı) ve Phaselis (Tekirova) kentlerinde üslenen korsanlar bölgeyi yağmaladılar Başlangıçta buralarda yürütülen köle ticareti Romalılar'ın giderek artan köle gereksinmelerini karşıladığı için korsanlık serbest bırakılmıştı Ama zamanla korsanların Romalılar'a zarar vermeye başlaması Roma İmparatorluğu'nun Kilikya eyaletini kurarak bölgeyi buraya bağlamasına yol açtı Daha sonra Likya tek başına eyalet oldu İÖ 43'ten sonraki yıllarda Likya gelişip zenginleşti Savaşsız geçen bu yıllar yöredeki kentlerin zenginleşmesini sağladı Likyalılar'ın yörelerinde yetişen servi ve sedir ağaçlarından yararlanarak yaptıkları teknelerde kullandıkları ağaç katranı ve uyguladıkları "çivisiz geçme" yönteminden bugün de tekne yapımında yararlanılmaktadır Ayrıca Likyalılar'ın mezar yapımı yöntemleri tahıl ambarlarının yapımında sürmekte; ahşap çatkı ve yapım yöntemlerinden izlere de rastlanmaktadır Likya'da 60'a yakın kent kurulmuştu Bunlardan Olympos kentinin 7 km batısındaki Yanartaş Tepesi'nde tarihöncesinden beri hiç sönmeyen alev Yunan mitolojisine göre olimpiyat meşalesinin yakıldığı yerdi Antalya ve Muğla illerini ayıran Eşen Çayı'nın kenarındaki Ksantos (Kınık), Likya' nın başkenti sayılır Likya'nın en zengin kenti olan Ksantos'taki birçok yapıt bugün İngiltere'de British Museum'dadır Likya kentlerinden Myra (Demre) ise ortaçağa kadar bir Hıristiyanlık merkezi olmuştur Noel Baba geleneğinin yaratıcısı Aya Nikola burada yaşamış, metropollük yaptığı bu kentte ölmüştür Noel Baba geleneği Aya Nikola'nın her yıl 26 Aralık'ta üç yoksul kız kardeşe birer kese altın vermesini ölümünden sonra varlıklı kişilerin sürdürmesiyle doğmuştur
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Likya – Likyalılar |
09-24-2009 | #2 |
Şengül Şirin
|
Likya – LikyalılarLikya – Likyalılar Türkiye’nin Antalya İli’nin büyük bir bölümünü kaplayan antik bir bölge’dir Bu bölge Anadolu’nun tarihi ve doğal zenginlikleri yönünden en ilginç bölgelerden biridir Eski devirlerde “Işık Ülkesi” olarak adlandırılan bölgede antik kentler, doğa ile adeta iç içedir Likya,bu bölgedeki antik kentlerin oluşturduğu bir federasyon ve daha sonra da Roma İmparatorluğu’nun bir eyaletidirTeke yarımadası, tarihte Likya Uygarlığının beşiği olarak rol oynamıştır Dünyada ilk madeni para burada darpedilmiştir (yaklaşık MÖ 350 yılı) Likya ana hatlarıyla, Köyceğiz’den Antalya’ ya çekilecek bir çizginin güneyinde uzanan bölge olarak tanımlanabilir Bölgenin son derece dağlık oluşu nedeniyle yerleşim azdır ve eşit olarak dağıtılmamıştır; antik dönemdeki toplan nüfus 200,000 kişi olarak tahmin edilmektedir Belli Başlı Şehirlerin tümü, ya kıyıda ya da Ksantos Vadisi’ ndedir; zira Ksantos bölgenin kalbidirAnadolu’daki çeşitli uygarlıklar arasında Likyalılar daima farklı bir yer tutmuşlardır Dağlık ülkelerine kapanmış olarak yaşarlarken, ateşli bir özgürlük ve bağımsızlık aşkı taşımışlar ve yabancıların hakimiyet denemelerine direnmişlerdir; Likyalılar Küçük Asya’ da Roma İmp’ na eyalet olarak katılan son halktır Kendilerine ait ve hala tam olarak anlaşılamamış karakterde yazılan bir lisanları vardır Tarihi Hint-Avrupa kökenli bir dili konuştuklarından Asya kökenli, Heredot kaynaklarından da Grek soylu olmayan Girit halkından olduklarına dair bilgiler var Ancak esas akılda kalması gereken ise, tarihte bilinen ilk demokratik birlik olmasıdır Günümüzde yayıldıkları bölgenin isimleri Antalya ve Fethiye’dir Jeopolitik önemi, eşsiz doğası ve farklı şehirlerden bir araya gelmiş olmalarına rağmen ortak bir kültür yaratmış ve var oldukları sürece bunu paylaşıp yaşatmış olmalarıdır Bunu, arkalarında bırakmış oldukları, bugüne kadar ayakta kalabilen eserlerinin izlerinde rahatlıkla görebiliyorsunuz Likyalılar, Kadeş Savaşı’nda Hititler’in yanında savaştılar ve İÖ 7 yy’ın ilk yarısında yerel bir krallık kurdu En başından beri Yunanlıların saldırılarına karşılık verebilen Likyalılar, MÖ6 yy da Persler tarafından işgal edilmiştir Ancak MÖ 4 yy da Büyük İskender çıktığı “Doğu Seferi” dâhilinde bu bölgeyi de ele geçirmiştir İskender’in ölümü ile generallerinden Ptolemaios bu bölgeyi almıştır ancak bölge varlığını eskisi gibi hissettirememiştir Bu yıllarda Likya, Olympos ve Phaselis gibi kentleri kendilerine üs yapan korsanlar tarafından yağmalandıYavaş yavaş Yunan kültürü ve sosyal değerlerinin etkisinde kalmıştır MÖ 190 yılında sonuçlanan Magnesi savaşının ardından imzalanan Apameia barşı uyarınca komşu bölge Karia ile birlikte savaşta Roma tarafında yer alan Rodos’a bırakılmıştır Likya Birliği bu yıllarda Rodos’a karşı direniş amacıyla kurulmuştur MÖ 168-167 yıllarında ise Roma Lykia’nın bağımsızlığını ilan etmiştir Bu yüzyıl içerisinde Anadolu’nun birçok bölümü Roma eyaleti şeklinde düzenlenmiştir fakat Lykia bağımsızlığını korumayı başarmıştır Bunun önemili nedenlerinden birisi Mithridates Vı Eupator tarafından başlatılan Roma aleyhtarı eyleme katılmayıp Roma tarafında yer almasıdır Bununla birlikte MÖ 1 yüzyılda karışık Roma politikasından da etkilenmiştir Xanthos halkı, Pers istilalarında olduğu gibi, bu dönemde de toplu intihar yolu ile kendilerini yakmışlardır Roma, Likya Birliğini yeniden ayağa kaldırmak için, bu felaketten arda kalanlara, destek verir MS 42-43 yıllarında imparator Claudius tarafından Provincia Lycia adı ile eyalet haline getirilir Söz konusu eyalet MS 72-73 yıllarında imparator Vespasianus tarafından Pamphylia ile birleştirilir ve Provincia Lycia et Pamphylia oluşturulur(Likya-Pamfilya) Likya, MS 2 ve 3 yüzyıllarda yaşadığı büyük depremlerin ardından bir daha kendisini toparlayamamıştır MS 8 yyda Arap akınları ve bu süreye kadar da korsan saldırıları sebebi ile terk edilen bölge, 13yyda Türk Beylikleri ile yeniden yerleşime açılmıştır Likya Birliği Yönetimi hakkında edinilen bilgilere göre birlik önemli –önemsiz toplam 23 şehirden oluşmuştur Günümüze kadar da dayanabilmiş, en büyük altı şehir olan Xanthos, Patara, Pinara, Tlos, Myra ve Olympos ‘un 3’er oy hakkı bulunurken, daha önemsiz ve küçük şehirlerin 1 ya da 2 oy hakkı vardır Likyalıların kendilerine özgü dilleri vardı Bu dil, batı Grek alfabesine benzeyen Likya alfabesi ile yazılırdı Bugün Likya bölgesinde rastlanan yazıtlar özellikle İÖ 5 yüzyıldan kalmadır Altısı ünlü, toplam 29 harften oluşan Likya alfabesi, Grek alfabesinde gösterilmeyen bazı seslere de sahiptir Uzun bir süre Likya dilinin Grekçe ya da Farsça’nın yakın akrabası olduğu düşünülmüşse de, 1945′te Danimarkalı dilbilimci Holger Pedersen, Likya dilinin Anadolu dillerine bağlı olduğunu ortaya koyarak bu görüşü çürütmüştür Bugün birçok dilbilimci Likya dilinin bir batı Luvi lehçesinden ortaya çıktığı görüşünde birleşmişlerdir Heredot ise Likya ve Likyalılar hakkında, “Likyalılar’ın kökeni eski devirlerde Grek olmayan halkın yaşadığı Girit’ti Europa’nın iki oğlu olan Sarpedon ve Minos tahtı ele geçirmek için mücadele etmişler ve galip gelen Minos, Sarpedon’u ve taraftarlarını ülkeden dışarı atmıştı Sürülen grup, gemilere binip Asya’ya doğru hareket etmiş ve Milyasler’in topraklarına yerleşmişlerdi Milyas, o zamanlar Solymler tarafından işgal edilen ve bugün Likyalılar’ın yaşadıkları ülkenin eski adıdır Sarpedon’un krallığı zamanında isimleri Termiller diye bilinirdi Şimdi bile komşuları Likyalılar için bu adı kullanırlar Gelenekleri yönünden bazıları Giritliler’e, bazıları Karialılar’a benzer Fakat hiç kimseye benzemeyen bir töreleri vardır O da babaları yerine analarının adını kullanmalarıdır Bir Likyalı’ya kim olduğunu sorun, size adını annesinin, anneannesinin, büyük anneannesinin ve daha büyükanneannesinin ismini söyleyerek cevap verir Hür bir kadının bir köleden çocuğu olursa yasal sayılır Buna karşılık, toplum içinde ne kadar önemli bir yeri olursa olsun, hür bir erkekle bir yabancı kadının veya metresinin çocuğuna vatandaşlık hakkı tanınmaz” demektedir Ancak son yıllarda yapılan arkeolojik ve epigrafik çalışmalar, Likyalılar’ın İÖ 2 bin başlarında Kafkaslar üzerinden Anadolu’ya gelen ve Akdeniz Bölgesi’ne yerleşen Indo-Germen kökenli Lukka kavimlerinden olduğunu ortaya çıkarmıştır Erken Hristiyanlığın başlamasıyla Myra (Demre) bölgede yayılan Hristiyanlığın merkezi haline gelmiştir Helenler ve Romalılar döneminde her türlü değerlerini kaybeden Likyalılar Bizans hakimiyeti ile eriyip gitmişlerdir Bizans döneminde kısa dönemli Arap saldırı ve işgallerini yaşayan bölge, Bizans hakimiyetinden sonra 1207-1308 yılları arasında Anadolu Selçuklu hakimiyetinde kalmıştır Anadolu Selçuklu Devleti döneminde yöreye Teke Boyu yerleştirilmiştir Daha sonra Anadolu Selçuklu Devleti’nin yıkılması üzerine 1308-1361 yıllarında Teke Oğulları Beyliği’nin hakimiyetinde kalan yörede, Teke Oğulları Beyliği’nin Osmanlılar tarafından ortadan kaldırılmasıyla 1426 yılında Osmanlı idaresi başlamıştır Osmanlı idaresinde Elmalı kazasına bağlı bir nahiye merkezi iken 1914 yılında kaza olan Finike IDünya Savaşı sonrasında 1919-1921 yılları arasında İtalyanların kısa süren işgaline uğramıştır Bölgenin en önemli mimari eserleri, ahşap yapıların dış yüzlerinin taklit edildiği kaya mezarlarıdır
__________________
Arkadaşlar, efendiler ve ey millet, iyi biliniz ki, Türkiye Cumhuriyeti şeyhler, dervişler, müritler, meczuplar memleketi olamaz En doğru, en hakiki tarikat, medeniyet tarikatıdır
|
Konu Araçları | Bu Konuda Ara |
Görünüm Modları |
|